Etiket: dağ

  • Dağ keçileri Elazığ’da görüntülendi

    Dağ keçileri Elazığ’da görüntülendi

    Dünya Doğa Koruma Birliği tarafından nesli tükenme tehlikesi altında olan türlerin kırmızı listesinde yer alan, kayalık ve sarp yamaçlarda yaşayan dağ keçileri, Palu ilçesinde bulunan tarihi Palu Kalesi’nde görüntülendi.

    Kayalık alanı tırmanan keçiler bir süre sonra gözden kaybolurken, o anlar vatandaşların cep telefonu kamerasına yansıdı.

  • Dağlarda çiriş otu bereketi

    Dağlarda çiriş otu bereketi

    Bahar ayları ile birlikte Erzurum’un yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Kendini doğaya veren ve İspir ilçesinde yaşayan Bülent Erkan, yaptığı gözlemlerde yaban keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen cirişten bir çok yemek yapıldığını anlatan Bülent Erkan, “kiriş gulik turşusu”nun ise vazgeçilmez bir lezzet olduğunu söyledi.

    Halk tarafından tedavi için de kullanılıyor

    İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede asphodelus aestivus l. olarak bilinen ve zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alıyor.

    Cirişten birçok yemek yapılıyor

    Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp içerisine bulgur katılarak katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.

  • Hakkari dağları yeniden beyaza büründü

    Hakkari dağları yeniden beyaza büründü

    Hakkari’de akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış, kentin birçok noktasında selle neden oldu. Yüksek kesimlerde ise yağışlar yerini kar yağışına bıraktı. Hakkari’nin etrafını saran dağlar da kar yağışıyla birlikte beyaza büründü. Yağışlar sabah saatlerinde yerine bulutlu havaya bıraktı.

  • Dağcılar 2781 rakımlı dağa tırmandı

    Dağcılar 2781 rakımlı dağa tırmandı

    Van Gölü Havzası’nı tanıtmak ve doğa bilinci kazandırmak üzere etkinlikler düzenleyen Rota Doğa Sporları Kulübü, her hafta farklı bir noktada etkinlik düzenliyor. Zorlu kış şartlarına rağmen yeni zirve keşiflerine devam eden dağcılar, 2 bin 781 rakımlı Tazarine Dağı’na tırmandı.

    Her hafta profesyonel şekilde keşif yapan dağcılar, dağa tırmanmak için Gevaş ilçesine bağlı Dağyöre Mahallesinde bir araya geldi. Aşırı rüzgâr ve düşük sıcaklıklara rağmen tırmanış rotasını başarıyla tamamlayan dağcılar, zirvede Van Gölü’nün eşsiz manzarasıyla karşılaştı.

    Konuya ilişkin bilgi veren Rota Doğa Sporları Kulübü yöneticilerinden Sedat Karacan, Van Gölü Havzası’nda bulunan dağların tanıtımını yapmaya devam ettiklerini belirtti. Karacan, “Keşif sırasında aynı dağ sırası içerisinde bulunan ve halk arasında Gûhura Mîhê (3017) ve Warê Gezê (3142) adıyla bilinen iki ayrı zirve içinde rota oluşturduk. Amacımız Van il sınırları içerisinde bulunan bütün zirvelere çıkmaktır. Özellikle rotası bulunmayan ve ismi bile bilinmeyen dağlar için rota oluşturarak gelecek dağcılara kolaylık sağlamaktayız” dedi.

  • Kar altında kalan Tanin Dağları havadan görüntülendi

    Kar altında kalan Tanin Dağları havadan görüntülendi

    Şırnak’ın Uludere ve Beytüşşebap ilçeleri sınırında bulunan Tanin bölgesi kuzey Irak sınırının sıfır noktasında yer alıyor. 3 bin rakıma kadar çıkan dağlar bir zamanlar teröristlerin kamp alanıydı. Bölgede son yıllarda sağlanan huzur ve güven ortamıyla beraber teröristlerden arındırılan dağlar yaz kış doğa severleri ağırlıyor.

    Uludere ilçesine bağlı Uzungeçit beldesine giden alternatif yol Tanin Tanin Dağlarından geçiyor. Bu bölge kış aylarında kar kalınlığı 2 metreye kadar çıkıyor, karlı dağlar ve yılan gibi kıvranan yol havadan görüntülendi. Doğaseverler yüksek bölgelere çıkıp karlı dağları fotoğraflıyor.

  • Dağ yöresi Büyükşehir’le kalkınacak

    Dağ yöresi Büyükşehir’le kalkınacak

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Harmancık ilçesinde sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, hemşehri dernekleri temsilcileri, muhtarlar ve teşkilat üyeleriyle buluştu. Eko Turizm Tesisleri’ndeki toplantıya Başkan Alinur Aktaş’ın yanı sıra Bursa Milletvekili Mustafa Yavuz, AK Parti İl Başkanvekili Kamil Bayramiç, Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş, Harmancık Belediyesi eski başkanı Mustafa Çetinkaya, AK Parti İlçe Başkanı Hasan Hüseyin Temel, MHP İlçe Başkanı Selim Yanar ve meclis üyeleri de katıldı.

    “Yol konusunu önemsiyoruz”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, birçok zorluklarla geçirilen 5 seneye rağmen Bursa’da ve ilçelerde birçok önemli projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Yollardan altyapıya, kanalizasyondan içme suyuna ve göletlere kadar kırsal bölgelerde dokunmadık yerde bırakmadıklarını belirten Başkan Aktaş, 17 ilçe, bin 606 mahalle ve 3,5 milyon nüfusa mazeret üretmeden hizmet ettiklerini ifade etti. Başkalarının ise anlatacak bir şeyi olmamasına rağmen lafügüzaf ile vakit geçirdiğini dile getiren Başkan Aktaş, “Bugün ne Harmancık’la, ne Büyükorhan’la, ne Orhaneli’yle, ne Keles’le alakaları falan yok. Yapmadıklarını yapmış gibi gösterirler, yapılmak istenen güzel işlere takoz olurlar. Bursa’nın 17 ilçesinde kırsal da dahil dokunmadık yer bırakmadık. Harmancık’ta mobilya meslek yüksekokulu var. Atıl binayı da değerlendirerek Kent Mobilyaları Üretim Tesisi’ni açtık. Şuan istihdam sağlanıyor. Kapasitesini de büyütebiliriz. Harmancık için bu tür işletmelerin önemli olduğunu biliyoruz. Şehrimizin ve ilçelerimizin dertleriyle dertleniyor, bunlarla yatıp kalkıyoruz. Doğ Yolu da milletvekillerimizle odaklandığımız konulardan bir tanesi. Bunu da halledeceğiz. Kırsal turizm, hayvancılık ve tarımla alakalı konuların gelişmesi adına yol konusunu önemsiyoruz. 4 dağ ilçesinde 43 bin nüfus olsa da şehir merkezinde 200-300 bin civarında dağ yöresinden insan yaşıyor. Sürekli köylerine, ailelerine gidip geliyorlar. Yol kalitesinin iyileşmesi insan dolaşımını daha da arttıracaktır” diye konuştu.

    “İlk günkü heyecana sahibiz”

    Harmancık’ta bu dönemde 6 bin 376 metre bordür, 11 bin 216 metrekare tretuvar, 21 bin ton sıcak asfalt, 116 kilometrekare sathi kaplama, 109 bin metrekare parke temini, 196 bin ton ocak malzeme temini sağladıklarını anlatan Başkan Aktaş, eksikleri de bildiklerini ve en kısa sürede halledeceklerini dile getirdi. Harmancık’a iki tane arıtma tesisi kazandırdıklarını anlatan Başkan Aktaş, “52 kilometre içme suyu hattı, 24 kilometre kanalizasyon hattı, 12 kilometre yağmur suyu hattı, 3 tane su sondajı yaptık. İtfaiye binamızın inşaatı devam ediyor. Yeni dönemde yeni altyapı yatırımlarımız olacak. Harmancık’a soğuk hava deposu gerektiğini biliyorum. Bunu halletmeliyiz. İlçemizin tarımda, kırsal turizmde ve hayvancılıkta müthiş potansiyeli var. Kamp, karavan etkinliğimizi büyüterek sürdüreceğiz. Bu potansiyeli geliştirecek desteklemeler yaptık ve yine yapacağız. 4 dağ ilçesine de doğalgazın gelmesin sağladık. Kırsal mahallelere doğalgazın yayılması için çalışmalar yapacağız. Harmancık’a ana kucağı ve gençlik merkezi de kazandıracağız. Aile destek yaşam merkezlerini 17 ilçeye yayacağız. Emeklilerimiz için her sene kültür turları düzenleyeceğiz. ‘Yaşlılara Evde Destek Projesi’ ile yaşlılara evlerindeki tamiratlarda yardımcı olacağız. Gençlerimiz, öğrencilerimiz, kadınlarımız, engellilerimiz ve evlenecek olanlar için özel projelerimiz olacak. İlk günkü heyecana sahibiz. 1 Nisan sabahından itibaren kolları sıvayıp çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
    Bursa Milletvekili Mustafa Yavuz, dağ yöresinin her zaman olduğu gibi yine Cumhur İttifakı’na desteğini esirgemeyeceğine inandığını söyledi. Bursa’ya ve dağ yöresine hizmetleri aktarma konusunda çalışmaları sürdürdüklerini belirten Yavuz, yörenin ihtiyaçlarını Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş ile birlikte gidereceklerini anlattı.

    Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş, 5 sene boyunca yapılan çalışmaları ve yeni dönemde yapacaklarını anlattı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın destekleriyle sıcak asfalttan doğalgaza kadar birçok hizmetin Harmancık’a getirildiğini belirten Ataş, yine Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan Kent Mobilyaları Üretim Tesisi’nin ilçeye değer kattığını dile getirdi. Destek ve katkılarından ötürü Başkan Alinur Aktaş’a teşekkür eden Ataş, hizmetlerin yeni dönemde de hız kesmeden süreceğini belirtti.

    AK Parti İl Başkanvekili Kamil Bayramiç, 22 senedir Türkiye’ye ve Bursa’ya halkla iç içe hizmeti aksatmadan sürdürdüklerini söyleyerek, 1 Nisan sonra da dağ yöresine hizmetlerin devam edeceğini ifade etti.
    Konuşmaların ardından Başkan Alinur Aktaş ve beraberindeki Kent Mobilyaları Üretim Tesisi’ni gezerek çalışmaları yerinde inceledi. Başkan Aktaş, daha sonra pazar esnafı ve vatandaşlarla biraraya gelerek sohbet etti.

  • Dağcılar çığ tehlikesine dikkat çekti

    Dağcılar çığ tehlikesine dikkat çekti

    Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Tenis Dağcılık Kayak Spor Kulübü (TEDAK) Başkanı Ural Ayar, eğimin yüzde 30 olduğu, bitki örtüsünün olmadığı karlı her yerde çığ tehlikesi yaşanabileceğini belirterek kar balkonlarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
    2009 yılında Zigana Dağı’nda gerçekleşen ve 10 dağcının ölümü ile sonuçlanan çığ faciasının benzerlerinin yaşanmaması için uyarılarda bulunan TEDAK Başkanı Ural Ayar, yaşanan çığ faciasında 20 kişilik dağcılık ekibinin ekibin içinde bulunduğunu ve faciadan sağ olarak kurtulduğunu hatırlattı. Ayar, “Araba yolunda yürüyorken üzerimize çığ gelmişti ve maalesef 10 arkadaşımız o çığda hayatını kaybetti. Çığ konusunda özellikle kurumlarımızın uyarılarına dikkat etmek gerekiyor. Çığ ile ilgili eğitimler Kızılay ve AFAD gibi kurumlar tarafından veriliyor. Bunlar önemli eğitimler. Bu eğitimlerde alınan en ufak bir bilgi hayat kurtarabilir” dedi.

    “İklim değişikliği sebebiyle hava ısılarının bazen çok yükselmesi bazen de çok düşmesi karlı dağlarda çığ habercisidir”

    Çığın eğimi yüksek olan ve bitki örtüsü olmayan yerlerde daha çok görüldüğünü belirten Ayar “Çok kar yağdığı zaman eğimi yüksek alanlarda özellikle yüzde 30 eğim ve daha fazlasının olduğu yerlerde bitki örtüsü yoksa dikkatli olmak gerekiyor. Çığ öncesinde riskli bölgelerde bulunan vatandaşlar bitki örtüsüne dikkat etmeli. Bu tür eğimin yüksek olduğu bölgelerde ağaç kesiminin olmaması gerekiyor. Bu tarz bölgelerde bitki örtüsünü artırmak adına ağaç dikimleri gibi faaliyetlerde bulunmak gerekir. Geçtiğimiz yıllar içerisinde bazı dönemlerde bu tür çalışmalar yapılarak eskisi kadar çığ olması engellendi ancak bir çok yerde halen bitki örtüsünün olmadığı yerler var. Özellikle iklim değişikliği sebebiyle hava ısılarının bazen çok yükselmesi bazen de çok düşmesi bazı tehlikeleri beraberinde getiriyor” diye konuştu.

    Çığa yakalanılırsa ne yapılmalı?

    Eğimli noktalarda risk analizinin önceden tespit edilip hava değişimi olan zamanlarda bu tür yerlerde bulunmamanın önemine dikkat çeken Ayar, “Eğer bir çığa yakalanırsanız, yakalandığınız anda üzerinde kalmak için yüzme hareketi yapmak gerekir. Yüzme hareketi kişiyi çığ kütlesinin üzerinde tutmaya yardımcı olur. Eğer çığ devam ediyor ise hava boşluğu oluşturmaya çalışmak önemli. Hava boşluğu oluşturmak, hayatta kalmak için en büyük katkıyı sağlayan durumlardan bir tanesidir. Çığ anında hareketli anlar olacağı için olabildiğince kafayı yukarıya doğru getirmek önemli. Bu bir kaç doğru hareket kişiyi hayatta tutabilir. İlk yardım eğitimi almak gerekir. Çünkü çığ olduktan sonra yapılacak olan ilk müdahale çok önemli. Çığ sonrasında cep telefonu ya da sinyal ile ulaşılabiliniyorsa bu seçenekler değerlendirilebilir ve arama kurtarma çubukları ile arama tarama faaliyetleri yapılabilir” uyarılarında bulundu.

    “Kar balkonlarına dikkat etmek gerekir”

    Ural Ayar, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde dağlık alanların çokluğunun çığ tehlikesini de beraberinde getirdiğini ifade ederek “Eğimin yüzde 30 olduğu her yerde risk olabilir. Ağaçların olduğu yerlerde çığ olmaz. Genelde bitki örtüsü olmayan vadilere dikkat etmek gerekir. O vadiler de bitki örtüsünün olmadığı, bazen ağaçların kesildiği alanlarda da çığ olma riski yüksektir. Bizim ‘Kar balkonları’ dediğimiz eğimli yerlerin üzerinde biriken kar kütlelerinin olduğu yerlere de özellikle dikkat etmek gerekir. Ses çığ riskini arttırır. Silah sesi ya da buna benzer yüksek sesler çığ tetikçisi olabilir. Ama yine de en önemli olan bitki örtüsünün varlığı” şeklinde konuştu.

  • Bu yıl kar yüzü görmedi

    Bu yıl kar yüzü görmedi

    Muğla’nın Menteşe ilçesi Yılanlı mevkii geçen yıl bu dönemlerde karlı iken, bu sene kar yağışı olmayışı vatandaşları endişelendiriyor.

    Geçen senelerde Muğla merkezde yaşayan vatandaşlar Yılanlı bölgesine kartopu oynamak için ve burada aileleri ile mangal yakıp karın keyfini çıkarırken, bu sene Yılanlı bölgesine kar yağışı olmadı. İklim şartlarının değişmesi ve kuraklık sebebi ile kar görmeyen bölgede bahar havası yaşanıyor.

    Muğla’da yaşayan Batuhan Yıldız “2021 yılın aralık ayından beri Muğla’da yaşıyorum. Muğla’ya ilk geldiğim zaman Menteşeye bile kar yağmıştı. Menteşe buraya göre biraz alçakta kalıyor. Biz arkadaşlarımızla gelip burada kartopu falan oynardık, kardan adam yapardık, mangalda sucuk ekmeğimizi yapar yerdik. Ama bu sene gördüğünüz üzerine ne kar var, ne bir şey maalesef bu sene kurak geçiyor. Biz normalde 4 mevsimi yaşayan bir ildik şuanda 2 mevsimi zor görüyoruz. Muğla biliyorsunuz yangın bölgesi bu yaz nasıl geçecek çok merak ediyorum, çokta korkuyorum açıkçası. Ülkemizde bu sene kuraklık mevcut. Dünya genelinde de bir kuraklık mevcut küresel ısınma diye bir gerçek var sonumuz nasıl olacak bilmiyorum ”dedi.

    Buse Saraç ise “Burası bizim normalde kar görmek için geldiğimiz bir alandı. Zaten Muğla biliyorsunuz çok kar alan bir bölge değil bizim de kar görmek için geldiğimiz bir alandı burası. Burada ateş yaktığınız zaman kışın gerçekten çok güzel oluyor. Yazın sahilde piknik güzel kışında karda piknik çok güzel oluyor. Sadece tabi ki eğlence içinde söylemiyorum. Ayrıca ürünler içinde çok önemli ama bu yıl kurak geçiyor. Geçen yıl ne güzel çıktığımız zaman burada karımız vardı, kar görüyorduk, oynuyorduk burada. Ama bu sene geldik görüyoruz, şu mevsimdeyiz, şu aydayız. Hala kar yok, üstüne birde cemre düştü. Bu saatten sonra kar görmemizde çok zor. Muğla yazında çok yağış alan bir yer değil seneye nasıl olacak bilemiyorum” dedi.

  • “15 yaşında bir çocuk annesini bırakıp dağa gitmez”

    “15 yaşında bir çocuk annesini bırakıp dağa gitmez”

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek oturma eylemi başlatan aileler, bin 631 gündür HDP il binasının önünde evlatları için nöbet tutuyor. Çocuklarının kandırılarak dağa kaçırıldığını iddia eden aileler, evlatlarını alana kadar HDP önünden bir yere ayrılmayacaklarını vurguluyor.
    Batman’dan Diyarbakır’a gelen Remziye Yenidoğan, 11 sene önce evladı Yunus’un fırında çalışırken HDP ve PKK’lılarca kandırılarak dağa götürüldüğünü ileri sürdü. Yenidoğan, çocuğuna ‘teslim ol’ çağrısında bulunarak, “Oğlum 11 sene önce Batman’da fırında çalışırken kandırılarak dağa götürüldü. Daha 15 yaşındaki çocuğu kandırarak götürdüler. Oğlumun 15 yaşında ne iradesi olur da dağa gider. Kendi iradesiyle 15 yaşında bir çocuk annesini bırakıp dağa gitmez. Çocukları kandırıp götürüyorlar. 25 yaşındaki gençleri niye kandıramıyorlar? Bizim çocuklarımızın eline ise silah, bomba verip askerimize polise karşı kullandırtıyorlar. Evladıma çağrım; polis, asker gördün mü kaç gel oğlum. O yılanlara güvenme, devlet güçlerimize sığın” dedi.
    Evlat nöbetindeki ailelerden Rahime Taşçı ise, Kars’ta kandırılarak dağa götürülen 15 yaşındaki oğlu Faruk için evlat mücadelesine kararlılıkla devam edeceğinin altını çizdi.
    Çocuğundan 10 senedir haber alamadığını söyleyen Taşçı, “Kars’tan Diyarbakır’a evladım için geldim. 5 senedir Diyarbakır anneleri olarak eylem yapıyoruz. 10 senedir ben oğlum Faruk’u görmemişim. Sağ mı ölü mü bilmiyoruz. Evladım 15 yaşındayken kandırılarak dağa götürüldü. Şu an evladım 25 yaşında. Oğlum artık gel, kardeşini tek bırakma. Buradan evladımı alana kadar bir yere ayrılmayacağım” ifadelerine yer verdi.

  • DAG’da gerim sayım devam ediyor

    DAG’da gerim sayım devam ediyor

    Ülkemizin uzaya gönderdiği ilk astronot olan Alper Gezeravcı ile ilgili heyecan hala sıcaklığını korurken, Türkiye’nin uzaya açılacak olan gözü Doğu Anadolu Gözlemevi’nin sona doğru yaklaşılıyor. Erzurum’un Konaklı Karakaya Tepeleri’nde 3100 metre rakımda bulunan ve Avrupa’nın tek parça ayna ile inşa edilmiş en büyük teleskobuna sahip olan Doğu Anadolu Gözlemevi (DAG) hem ülkemiz hem de bilim dünyası için önemli bir fırsat olarak gösteriliyor.

    Büyülen bir manzarası var

    Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Atatürk Üniversitesi’nin ortak bir projesi olan DAG’ın, karlar ve sisler içindeki manzarası ile gece fotoğrafları görülmeye değer birer tablo olarak ortaya çıkıyor. Uzmanlar DAG’ın inşa edildiği 3 bin 100 rakımlı Konaklı Karakaya Tepeleri’nin özellikle atmosferik ve yapısal özellikleri nedeniyle, Dünya’da zaten sayılı coğrafyada yapılabilen kızılötesi bölgesindeki gözlemlere çok uygun olduğunu ifade ettiler. Tam olarak hizmete alındığında hem yurt içinden hem de yurt dışından bilim insanlarına astronomi ve uzay araştırmaları noktasında imkân sunacak olan DAG, yeni keşiflere de fırsat verecek.

    Ülkemiz açısından bir fırsat

    Dünya üzerinde konumsal olarak Erzurum, Türkiye, hatta Orta Doğu ve civarında bu ölçekte büyük gözlemevleri bulunmaması, Dünya’daki mevcut gözlemevlerinin bir kısmının ışık ve hava kirliliği tehdidine maruz kalmaları nedeniyle, proje kapsamında kurulan büyük ve modern gözlemevi, uluslararası bilim insanları arasında ilgi odağı olacağı ifade ediliyor. Türkiye’nin en büyük ve ilk kırmızı öte teleskobuna sahip gözlemevi olan DAG, 3 aşamalı bir proje olarak hayata geçirildi. Projenin ilk aşaması teleskop, kubbe, binalar ve altyapısıyla gözlemevi kurulmasından oluşan DAG Projesi. İkinci aşaması Odak Düzlemi Aygıtları’nın (ODA) alımı, tasarımı, yapımı ve bir Optik Laboratuvarı kurulmasından oluşan ODA Projesi. Üçüncü aşaması ise; 4 metreye kadar olan bütün ayna ve uzay-uydu ekipmanlarının kaplanacağı Ayna Kaplama Sistemi’nden (AKS) oluşan AKS Projesi.