Etiket: dalış

  • Dalış turizminin yeni destinasyonu Mudanya oldu

    Dalış turizminin yeni destinasyonu Mudanya oldu

    Mudanya ilçesi dalış için turistlerin ilgi ve odağı oldu. Dalış için yüzlerce kişi dalış eğitimi alırken yerli ve yabancı binlerce turist de tanıtım dalışlarına katılıyor. Balıkesir, İstanbul ve Yalova gibi kentlerin yanı sıra Almanya ve Fransa’dan dalış yapmak için Mudanya’ya gelen turistler mutlu ayrılıyor.

    Güzelyalı’daki Azot Dalış ve Cankurtaran Merkezi’nin sahibi Mesut Dağdagül, ’10 eğitmenimizle birlikte hizmet veriyoruz. Çeşitli meslek dallarında eğitmenlerimiz var. Öğretmen, hemşire, esnaf arkadaşlarımız var. Her gün dalış oluyor. Dalış eğitimlerinin yanı sıra cankurtaran eğitimleri, arama kurtarma eğitimleri, yurtici yurt dışı turlar düzenliyoruz. Güzelyalı’da haftanın 7 günü dalışlarımız devam ediyor. Bize yerli turistlerden de çok fazla gelen oluyor. İstanbul, Yalova, Balıkesir gibi illerden gelenler oluyor. Ayrıca Fransa ve Almanya’dan da dalışa gelen oluyor. İlgi her geçen gün artıyor. Bu yıl 300’e yakın kişiye eğitim verdik. Binlerce kişiye tanıtım dalışı yaptırdık. Gece dalışı eğitimi verdik. Normal de biz dalış noktasına şamandıra bırakmıştık. ” dedi.

  • Sığ sularda dalış yapmak ölüm veya felçle sonuçlanabiliyor

    Sığ sularda dalış yapmak ölüm veya felçle sonuçlanabiliyor

    Sezonun başlamasıyla birlikte tatile giden, deniz, göl, gölet, baraj, akarsu ve sulama kanallarında serinlemeye çalışan vatandaşları uyardı. Op. Dr. Bilal Kılıçarslan, “Sığ suların derin olmayışı birçok kişi için güvenli bir dalış ortamı gibi görünebilir ancak aslında sığ sularda dalmanın ciddi riskleri bulunmaktadır. Özellikle yetersiz bilgi ve deneyime sahip olanlar için sığ sularda dalış yapmak, ölüm ve felç gibi ciddi sonuçlar doğurabilecek tehlikeler içerebilir” dedi.

    Sığ suya dalma konusunun tehlikeli olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Bilal Kılıçarslan, “Sığ sular genellikle kayalık ve sivri objelerle dolu olabilir. Bilinçsizce yapılan bir dalış sırasında su altındaki bir kayaya ya da objeye çarpma durumu ciddi yaralanmalara veya felce sebep olabilir. Derin suların aksine sığ sularda yüzeydeki suyun kalitesi ve şeffaflığı da dalış güvenliğini etkileyebilir. Bulanık veya kirli suda dalış yapmak, su altındaki tehlikeleri görmeyi zorlaştırabilir veya kazalara yol açabilir” ifadelerini kullandı.

    Sığ sularda yapılan dalışlarda basınç değişimine bağlı olarak oluşabilecek sağlık sorunlarının göz ardı edilmemesi gerektiği, gerekli eğitimlerin alınması, doğru ekipmanların kullanılması ve güvenli dalış prensiplerine dikkat etmenin hayati önem taşıdığının altını çizen Op. Dr. Bilal Kılıçarslan, şu uyarılarda bulundu:
    “Özellikle hızlı bir şekilde yükselme yapılması durumunda, vücuttaki azot gazı miktarı aniden artabilir ve dekompresyon hastalığına yol açabilir. Bu durum, felç gibi ciddi sonuçlar doğurabilir ve hatta ölümcül olabilir”

  • Van Gölü’nde dalış sezonu açıldı

    Van Gölü’nde dalış sezonu açıldı

    Volkanik Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu oluşan, 3 bin 713 kilometrekarelik alanıyla tıpkı bir deniz gibi uzanan uçsuz bucaksız suları, Van Gölü’nü dalış turizmi açısından elverişli hale getiriyor.

    Van Gölü, derinliklerinde inci kefali balığı başta olmak üzere, daha sonra keşfedilen mikrobiyalitler ile Van gölü Küçük Mercan balığını barındırıyor. Yine daha sonra yapılan dalışlarda Rus batığı ve kale kalıntılarına rastlanan Van Gölü’nün sırlı derinlikleri, bu yıl da havaların ısınmasıyla birlikte amatör ve profesyonel dalgıçların ziyaretini bekliyor. Bu yıl da Sualtı Arama Kurtarma Eğitim Derneği (AKEM) üyeleri, suların ısınmasıyla birlikte sezonun ilk dalışını başarıyla gerçekleştirdi.

    “Cazibe dalış merkezi haline gelebilir”

    AKEM Başkanı Halil İbrahim Atacan, havaların ısınamamasından dolayı sezonu çok geç açtıklarını belirtti. Suların ısınmasının ardından ilk dalışlarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Atacan, “Güzel ve başarılı dalışlarla sezonu geçirmeyi diliyoruz.

    Van Gölü’nün konum açısından yüksek irtifaya sahip olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de cazibe dalış merkezi haline gelebilir. Çünkü her dalgıcın da yüksek irtifada dalmak istediğini de biliyoruz. Su altı görüşümüz 5 ila 7 metre arasında değişmektedir. Su altı zenginliklerimiz ise mikrobiyalitler, Van gölü Küçük Mercan balığı ile Van balığımızdır. Bu şekilde 3 özel noktada buluşabiliyoruz” dedi.

    Dalış tutkunlarını dalış eğitim okullarına davet eden Atacan, böylece Van Gölü’nün büyülü dünyasına adım atacaklarını kaydetti.

  • Öğrencilere dalış ve ilk yardım kursu

    Öğrencilere dalış ve ilk yardım kursu

    Side Sualtı Arama Kurtarma Gençlik ve Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Eğitmen Şahin Kaptan, Manavgat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptıkları protokol doğrultusunda eğitimlerin devam ettiğini belirterek, “İmzalanan protokol kapsamında öğrencilerimize dalış eğitimi, acil durum müdahalesi ve acil durum organizasyonunu anlatıyoruz. Bu eğitimlerimizin teorik kısmını okullarımızda, teorik kısmını ise Side Nar plajında gerçekleştiriyoruz.

    Bu etkinliklerin devamlılığı öğrencilerimizin bundan sonraki yaşamlarında daha güvenli ve konforlu yüzmelerini ve eğitimlerine başarılı bir şekilde odaklanmalarını sağlayacaktır” dedi.

  • Mağara dalışları anlatıldı

    Mağara dalışları anlatıldı

    Kutadgu Bilig Konferans Salonu’nda programa Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Sezen Sivrikaya Özak, Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir ile akademik personel ve öğrencileri katıldı.

    Programın davetli konuşmacısı İstanbul Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Ali Hakan Eğilmez; yeraltı yapılarının altında kalmış galeri, tünel, mağaralar, sarnıçlar veya deprem, sel, heyelan gibi afetler sonucu su altında kalan binalara yapılan dalışlar hakkında bilgiler paylaştı.

    Mağara, göl veya deniz dalgıçlığı, hazırlıkları, dalışlarda yaşanan kazalarla ilgili bilgi ve deneyimlerini aktaran Ali Hakan Eğilmez, ülkemizde Ahmediye Camii sarnıcı, Ayasofya dalışı, Altın Beşik, Kırk Gözler, Ali Şahin Pınarı mağaraları dalışları ile Avrupa ve Asya’daki mağara dalışlarından video ve fotoğraf örnekleri verdi.

    “Bazen bir binadan sökülen mermer veya tarihi bir yapıdan alınan sütunları bu sarnıçlarda görebilirsiniz” diyen Eğilmez, hayata geçirdikleri güzel proje örneklerini anlatarak sözlerini sonlandırdı.
    Programın sonunda Ali Hakan Eğilmez’e plaket ve teşekkür belgesi takdim edildi.

  • 3 dakikalık dalış için 20 sene emek

    3 dakikalık dalış için 20 sene emek

    Milli sporcu Şahika Ercümen, Bahamalar’da düzenlenen Dünya Serbest Dalış Kupası’nda 100 metre dalışta Türkiye rekorunu kırdı. Ercümen, 3 dakika 14 saniyede 100 metreye dalarak yeni rekorun sahibi oldu.

    Milli sporcu, Türkiye serbest dalış tarihinde kadınlar ve erkeklerde sabit ağırlıkla 100 metreye inen ilk sporcu unvanını da elde etti.

    Çok özel ve anlamlı bir başarı elde ettiğini ifade eden Ercümen,

    “Şu an tabii duygularım çok yoğun. Bu, ülkemizin 100’üncü yılında da olduğu için çok daha anlamlı benim adıma. Bir dalgıcın da 100 metreyi geçmek, her zaman hedefidir. Bunu başaran ilk Türk olarak tarihe geçmek, çok özel ve anlamlı. Şu anda duygularım tarifsiz. Dalış bittikten sonra saatlerce ağladım. İnşallah başarıların devamı da gelecek.” diye konuştu.

    Geçtiğimiz yıl yine Bahamalar’da sabit ağırlıkla 94 metreye dalan ve 100 metre dalış hedefi için o günden bu yana çalıştığını ifade eden Ercümen, zorlu bir yılı geride bıraktığını ve buna rağmen hedefini başardığını vurgulayarak, “Geçtiğimiz sene, 94 metre ile Türkiye rekorunu kırmıştım, o zaman da en derin derecelerden bir tanesiydi. Bizde 1 metre bile geçmek, 1 sene çalışma gerektirebiliyor. Benim geçen seneden beri böyle bir hedefim vardı. Çalışmalarımın ardından bu dereceye ulaşmak, büyük bir ivme diyebiliriz. Her sene, derecenizi 5-6 metre artıramayabilirsiniz. İnişleri ve çıkışları olan bir süreçti. 2 senedir bu 3 dakikalık dalış için hazırlanıyorum. Bu 3 dakikalık dalış için aslında 20 sene emek verdim diyebiliriz. Biz aradığımız desteği ülkemizde zor bir süreçten geçtiği için bulamamıştık. Yarışmaya ben tek başıma gittim, paletim kırıldı ve ödünç aldığım palet ile yarışmak zorunda kaldım. Aksiliklerin olduğu bir süreçti. Her şeye rağmen 2 sene önce verdiğim karardan vazgeçmedim, pes etmedim ve 2 sene sonunda bu dalışı başarabildik.” şeklinde konuştu.

    9 gün süren Dünya Serbest Dalış Kupası’nın ilk günlerinin kendisi için çok zorlu geçtiğini ifade eden Ercümen, kırık paletle yaptığı dalışın kendisini moral olarak ilk günlerde olumsuz etkilediğini söyledi. 9 günde 3-4 dalışında hata yaptığını aktaran ve son 2 şansında önce 95, sonra da 100 metreyi geçtiğini vurgulayan milli sporcu,

    Bu katıldığım turnuva, dünyanın en prestijli dalış turnuvalarından bir tanesi. Her branştan dünyada ilk 10’da yer alan sporcular özel olarak davet ediliyor. Çıtanın çok yüksek olduğu bir yarışma. 9 günlük sürecin ilk gününde 95 metre ile rekor kırarak başlamak istedim fakat paletim kırıkmış. 95 metreden tek nefesle kırık paletle yukarı çıkmak neredeyse mümkün değil. Tabii bilsem kırık olduğunu almazdık. Yukarıya çıkmakta çok zorlandım. Çıktığımda da bayılmak üzereydim. Dolayısıyla yukarı çıktığımda atlayışın geçerli olması için yapmam gereken ‘iyiyim’ işaretlerini veremedim. Kırık paletle çıkmanın hissiyatı da kötüydü. Yukarı çıkamayacağım gibi hissettim. Bu durum psikolojimi çok düşürdü. Ondan sonra yaptığım 2-3 dalışta, dalamayacağım gibi geldi. Heyecanlandım ve stres yaptım. Ve üzerine 2-3 kez daha geçersiz dalışlar yaptım ve o noktada bir an yapamayacağım gibi hissettim. Her şey çok aksi gidiyordu. Hayatımda hiç bu kadar zor başlayan bir turnuva geçirmemiştim. Ben üst üste 4 hata yaptım. Öyle olunca çok demoralize oldum. Son 2 hakkım kalmıştı. Çok şükür zihnimi temizleyebildim. Son yaptığım 2 dalışta önce 95 metreye sonra da 100 metreye inerek yarışmanın kaderini değiştirdik.” ifadelerini kullandı.

    Dünya Serbest Dalış Kupası’nın 6’ncı gününde 95 metre hedefiyle yaptığı dalışın 78 metresinde yukarı çıkmak durumunda kalan Ercümen, başarısız bu dalışının ardından kendini daha fazla motive ettiğini belirterek, “Dalışa başladığım ilk günden beri ‘yukarı çıkamayacağım’ hissi hep vardı. Bir şeyler üst üste çok kötü gidince kendimi toparlayamadım. Zihnimde o an, yapamayacağımı hissettim. Halbuki yapabileceğim bir şeydi. O dalış sonrası kendime bunları hatırlatıp durumu çevirdim. Kırık paletle çıkmanın sonrasında 70-80 metrelere geldiğimde ben yapamayacağım hissiyatı gelmişti.” açıklamasında bulundu.

    Aynı organizasyonda sabit ağırlıkta 111 metreye inerek dünya rekoru kıran Slovenyalı sporcu Alenka Artnik’in başarısının imkansız olmadığını aktaran Ercümen,

    “Alenka benim çok sevdiğim bir arkadaşım ve çok başarılı bir sporcu. Açıkçası ulaşılamaz dereceler değil. Bunu da her yaptığım antrenmanlarda daha iyi gözlemliyorum. Bu dereceler uzak değil. Yeni bir dünya rekoru gelecek ama hangi kategoride gelecek, şu an daha netleşmedi.” diye konuştu.

    Maddi ve manevi anlamda yeteri kadar destek alamadığı bir sezon olduğunu aktaran Ercümen, tarihi başarısının ardından ise kendisiyle iletişime geçip destek olmak isteyen kişiler ve kurumlar olduğunu belirterek,

    “Yeteri desteğin olmadığı bir sezondu. Tek başıma geldim yarışmaya. Başımda bir antrenör yoktu. Etrafımdaki insanlardan yardım istedim. Paletim kırılınca çaresiz hissettim. İmkanların çok kısıtlı olduğu bir sezon ve bölgedeydim. Biraz çaresiz hissettim. Daha iyi desteklenseydi, daha kolay olabilirdi. Ben şimdiye kadar bir sezonluk destek alıyordum ve sonraki sezon yine destek arıyordum. Şimdi güzel teklifler geliyor. Umarım bu başarıdan sonra bir şeyler değişir. Ben dün Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak ile de görüştüm. Honduras’ta yapılacak olan Dünya Şampiyonası’nda milli takım adına katılacağımı söyledim. Ulaşım, konaklama ve yeme-içme konusunda destek olabilir misiniz diye kendisine sordum. O da bana ‘tabii ki destek oluruz’ dedi. Sanırım destekler gelecek. Ben de son nefesime kadar ülkemi temsil etmeye devam edeceğim.” şeklinde konuştu.

    Türkiye’de son yıllarda kadın sporcuların hem bireysel hem de takım sporlarında çok önemli başarılar elde ettiğinin hatırlatılması üzerine ise Şahika Ercümen,

    “Voleybol takımımızın, Sümeyye’nin (Boyacı), Yasemin’in (Adar Yiğit) başarısı beni motive ediyor, benim başarım da onları. Ülke olarak bazı şeyleri kazıya kazıya kazanan bir konumdayız. Türkiye’de bazen bazı şeyler zor ilerliyor. Birçok şeye alışık olduğumuz için azmin ve inancın zaferi gibi oluyor bizim adımıza. Türkiye’de zor şartlara eğitimli bir kadın profili var. İskandinav ülkelerinden gelen bir çok arkadaşım var. Benim 1 ayda yaşadığım şeyi, 1 yılda yaşamıyordur diye düşünüyorum. Benim için önemli olan hedefime ülkem adına ulaştım. Bunun da takdir göreceğini biliyorum. Kariyerimde en önemli anlardan birisi olarak kalacak. Aldığım mesajlar beni çok mutlu etti. Tüm dünyadan destek mesajları geliyor ve bunlar için çok teşekkür etmek istiyorum.” açıklamasında bulundu.

  • Van Denizi Yüzme Festivali

    Van Denizi Yüzme Festivali

    Van Gölü’nü dünyaya tanıtmak, yerli ve yabancı turistlerin Van’a ilgisini artırmak için büyükşehir belediyesince geçen yıl ilki düzenlenen ve büyük ilgi gören Van Denizi Yüzme Festivali, bu yıl da renkli görüntülerle başladı. Büyükşehir Belediyesi Kültür Sosyal İşler Dairesi Başkanlığınca organize edilen ve Van Gölü Aktivistleri Derneğinin desteklediği festivale; İstanbul, Ankara, Kayseri, Mersin, Adana, İzmir ve Bitlis gibi illerden 200’ün üzerinde sporcu ve doğasever katıldı. Etaplar halinde 5 gün sürecek festivalin ilk gününde Edremit ilçesindeki Dalış Okulu’nda bir araya gelen katılımcılar, dalgıçlar eşliğinde Van Gölü’ndeki mikrobiyalitlere dalış gerçekleştirdi.


    “Dünyanın en büyük mikrobiyalitlerini göreceğim için çok heyecanlıyım”

    İlk defa Van Gölü’ne dalış gerçekleştireceğini ve çok heyecanlı olduğunu söyleyen katılımcı Derya Çelik ise “Van Gölü’nde bulunan dünyanın en büyük mikrobiyalitlerini göreceğim için çok heyecanlıyım. İlk defa dalacağım. Etkinliği gerçekleştiren ve desteklerini esirgemeyen Van Büyükşehir Belediyesine teşekkür ediyoruz” diye konuştu.


    20 Temmuz’da su altındaki antik yoldan Çarpanak Adası’na yüzme etkinliği, 21 Temmuz’da kıyıdan Adır Adası’na yüzme etkinliği, 22 Temmuz’da Bitlis Nemrut Krater Gölü’nde yüzme etkinliği ile devam edecek olan festival, 23 Temmuz’da Akdamar Adası’na yüzme etkinliği ile sona erecek.
    Festivale Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Nuri Bekiroğlu, Van Gölü Aktivistleri Derneği temsilcileri, Türkiye’nin farklı illerinden gelen dalgıç ve doğaseverler katıldı.

  • Doğal güzelliğiyle hayran bırakıyor

    Doğal güzelliğiyle hayran bırakıyor

    Gürün Gökpınar Gölü dalış yapmak isteyenlerin uğrak noktası olurken, 9 derece su sıcaklığıyla kavurucu sıcaklıklara çözüm oluyor.
    Sivas’a 146 kilometre uzaklıkta bulunan Gürün Gökpınar Gölü doğal güzelliğiyle mest ediyor. Yurt içi ve yurt dışından ziyaretçi akına uğrayan Gökpınar Gölü, dalış yapmak isteyenlerin de uğrak noktası oluyor.

    10 metre derinliğe sahip göl, yaz ve kış aylarında 9 derece su sıcaklığıyla dikkat çekiyor. Kavurucu sıcaklardan bu alan vatandaşların serinlemesi için imkan sağlayan dalışlar, yurt içi ve dışı ziyaretçilerinden yoğun talep görüyor. Yaklaşık olarak 1 saat süren dalışlara eğitmen dalgıçlar eşlik ederken, su altına dalış yapan ziyaretçiler su altında çekilen fotoğraflarla o anları kayıt altına alıyor. Hafta sonları vatandaşlar için yapılan dalışlar 400 liradan fiyatlandırılıyor.

    “9 derece de suyun sıcaklığı bulunuyor, bu sıcaklık yaz ve kış değişmiyor”
    Yaz ve kış suyun sıcaklığının değişmediğini belirten dalış eğitmeni Muhammet Fatih Güler, “Şu an Gürün Gökpınar Gölü’ndeyiz, adını gök mavisi renginden alıyor. Bu rengi suyun altında bulunan kireç kurumdan alıyor, 10 metre derinliği bulunuyor. 9 derece de suyun sıcaklığı bulunuyor, bu sıcaklık yaz ve kış değişmiyor.

    Yurt içi ve yurt dışı ziyaretçilerimiz var. 81 ilden ziyaretçilerimizde buraya geliyor. Buraya gelen ziyaretçiler için yüzme dalış ve yamaç paraşütü gibi etkinliklerimiz var. Buraya gelip dalış yapan ziyaretçiler burayı çok beğeniyor. Beğenmeyen ziyaretçimiz daha olmadı. Suyun altına indiğimizde öğrenciler sakinse fotoğraflarını çekiyoruz. Dalış fiyatımız ise 400 lira bunun içerisine fotoğraf çekimi de dahildir” şeklinde konuştu.

    “Uygun bir ücretle yaptığımız için talebimiz oldukça fazla oluyor”
    Yaz aylarında sıcak havalardan bunalan insanlar için serinlemenin en güzel yollarından birisi olduğunu belirten dalış eğitmeni Halit Güler, “Burası Gürün ilçesine 10 kilometre Sivas’a 146 kilometre uzaklıkta bulunan Gökpınar Gölü’dür. Gölümüzün 10 metre derinliği var, irtifa dalışı, soğuk su dalışı ve tatlı su dalışı deneyimleyen uzman ve amatör dalgıçlar yurt içi ve dışından buraya geliyorlar.

    Burada profesyonel arkadaşlara dalış yaptırıyoruz. Aynı zamanda hafta sonlarında halkımızdan sağlık sorunu olmayan dalış yapmak isteyen kişilere yardımcı oluyoruz. Dalış yapan herkesin fotoğrafını çekip veriyoruz ve herkes bundan çok memnun kalıyor. Gayet uygun bir ücretle yaptığımız için talebimiz oldukça fazla oluyor. Toplam eğitimle beraber dalış süresi 55 dakika sürüyor, bu yıl ki ücretimiz ise 400 liradan başlıyor” dedi.

    “Su soğuktu biraz dalışlar güzeldi, eğitmenlerle birlikte sorunsuz şekilde dalışımızı yaptık”
    İstanbul’dan Gürün Gökpınar’ı ziyarete geldiğini belirten Eren Gündüz, “Burayı biz internetten gördük, doğa harikası bir yer. İnternetten gördük geldik ve dalışımızı gerçekleştirdik. Buraya İstanbul’dan geldik, internette görüp de geldik ama burası internetteki halinden daha güzel bir yer. Su soğuktu biraz, dalışlar güzeldi. Eğitmenlerle birlikte sorunsuz şekilde dalışımızı yaptık” dedi.

    “Suyun altında ilk başta üşüdük”
    Göl suyunun soğuk olduğunu belirten ziyaretçi Buğra Karcı, “Burası Gökpınar Gölü, İstanbul’dan geldik. Buraya geldiğimizde dalış yapıldığını fark ettik, ardından hocalarımızla birlikte dalış yaptık. Suyun altında ilk başta üşüdük. Suyun altı dışarıdan nasıl gözüküyorsa o şekilde. İlk defa dalış yaptım ve bundan sonra her Sivas’a geldiğimde buraya geleceğim. Herkese tavsiye ediyorum” ifadelerine yer verdi.

  • Keşfedilmeyi bekleyen koylara dalış

    Keşfedilmeyi bekleyen koylara dalış

    Bitlis’in Tatvan ilçesinde Venuma Dağcılık ve Su Altı Sporları Topluluğu üyeleri tarafından Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün keşfedilmeyi bekleyen koylarına tüpsüz dalış gerçekleştirildi.
    Geçtiğimiz günlerde dünyanın en büyük ikinci krateri olan, Tatvan ilçesinin 2 bin 247 rakımındaki Nemrut Krater Gölü’ne tüpsüz dalış gerçekleştiren Venuma Dağcılık ve Su Altı Sporları Topluluğu üyeleri, bölgenin doğal güzelliklerine dikkat etmek için bu kez de Van Gölü’nün keşfedilmeyi bekleyen koylarına dalış gerçekleştirdi.

    Van Gölü’nün Tatvan ilçe sınırında yer alan koyları keşfe çıkan grup üyeleri, doğal güzelliğiyle kendine hayran bırakan Adabağ köyü sahilindeki koya dalış yaptı. Grup üyelerinin dalışlar esnasında su altı ve mağarayı andıran koyun içinden aldıkları görüntüler ise doğal güzelliği ortaya çıkardı. Derinliklerinde birçok kuş yuvasının yer aldığı koy, buz mağarasını andıran görüntüsüyle kendine hayran bıraktı.

    Öte yandan, masmavi görüntüsüyle büyüleyen Van Gölü’nün su altı kameralarına yansıyan görüntülerinde ise gölün yüzeyinin aksine su altının gelişi güzel atılan çöplerden dolayı bir hayli kirli olduğu gözlemlendi.

    Gönüllü üyeleriyle birlikte daha önce farklı birçok şehirdeki deniz ve göle dalış gerçekleştirdiklerini belirten Venuma Dağcılık ve Su Altı Sporları Topluluğu yöneticilerinden Emrullah Tüzün, bölgede özellikle su altı dalışları açısından keşfedilmeyi bekleyen birçok doğal güzelliğin bulunduğunu söyledi. Geçtiğimiz günlerde dünyanın ikinci büyük krateri olan Nemrut Krater Gölü’ne tüpsüz dalış gerçekleştirdikten sonra bu kez de Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’ne dalış gerçekleştirdiklerini belirten Tüzün, “Nemrut Krateri gerçekten muhteşem bir yerdi. Özellikle su altı dalışları için bulunmaz muazzam bir yer. Dalışlarımızda da bunu bizzat gördük.

    En kısa sürede yeni dalışlar için de hazırlıklar yapacağız. Bu haftada Nemrut Krateri sonrası Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün keşfedilmeyi bekleyen koylarına bir dalış ve yüzme etkinliği gerçekleştirdik. Van Gölü kıyısında gerçekten keşfedilmeyi bekleyen sayısız koy var.

    Bugün dalış yaptığımız bu koyda bunlardan sadece biri. Adabağ köyü mevkiindeki bu koy adeta bir buz mağarasını andırıyor. Derinliklerine doğru ilerledikçe içerisinde kuş yuvaları olduğunu gördük. Doğal görüntüsüyle bizleri kendine hayran bıraktı.

    Biz burayı gerçekten çok beğendik. Herkesi mutlaka bu eşsiz koyları ziyaret etmeye, dalışlar yapmaya davet ediyoruz. Bu bölgede benzer sayısız doğal güzellik var ve hepsi keşfedilmeyi bekliyor. Bizler de topluluk olarak imkanlar dahilinde bu doğal güzellikleri önce tek tek keşfetmeyi ve keşfettikten sonra ise bu doğal güzelliklere dikkat çekmeyi hedefliyoruz. Buralar keşfedilip tanıtıldıkça inanıyorum ki daha çok ziyaretçi ve turist alacak.

    Bu anlamda bizler de buna bir nebze olsun katkı sunabilmenin gayreti içindeyiz” diye konuştu.
    Topluluk üyelerinden Mehmet Okay da, Van Gölü’nün başlı başına bölgenin keşfedilmeyi bekleyen birçok doğal güzelliğini bünyesinde barındırdığını, koyların da bunlardan sadece biri olduğunu vurguladı. Bölgenin özellikle su altı dalışlarına çok uygun olduğunu kaydeden Okay, profesyonel su altı dalışçılarını bölgeyi keşfetmeye davet etti.
    Havadan da görüntülenen Van Gölü kıyısındaki koy, doğal güzelliğiyle kendine hayran bıraktı.

  • Krater gölüne tüpsüz dalış

    Krater gölüne tüpsüz dalış

    Bitlis’in Tatvan ilçesinde Venuma Dağcılık ve Su Altı Sporları Topluluğu üyeleri tarafından dünyanın ikinci büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü’nün derinliklerine tüpsüz dalış gerçekleştirildi.

    Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi çerçevesinde “Mükemmeliyet Ödülü” alan 2 bin 247 rakımdaki Nemrut Krater Gölü, doğal güzelliğinin yanı sıra gizemli göl altı güzelliğiyle de dikkat çekiyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Nemrut Krateri, doğal güzelliğiyle kendine hayran bırakıyor. Manzarasıyla her mevsim farklı güzelliklere bürünen krater gölü, özellikle son dönemlerde sualtı tutkunlarının da dikkatini çekmeye başladı.

    Daha öncesinde farklı deniz ve göllerde dalışlar gerçekleştiren Venuma Dağcılık ve Su Altı Sporları Topluluğu üyeleri, Nemrut Krater Gölü’nün derinliklerine tüpsüz dalış gerçekleştirdi.

    Krater Gölü’nün içinde bulunan Martı Adası ve civarında dalışlar gerçekleştiren ekip, gölün derinliklerindeki güzellikleri fotoğrafladı.

    Görüntülerde göl içindeki balık sürülerine de denk gelen topluluk üyeleri, gölde hem dalış yapmanın hem de yüzmenin keyfini doyasıya yaşadı. Dakikalarca gölün derinliklerine dalan ekip, balık sürüleriyle yüzüp doğal güzellikleri görme imkanı buldu.