Etiket: darbe

  • 15 Temmuz Şehitler Anıtı’na ziyaret

    15 Temmuz Şehitler Anıtı’na ziyaret

    Anıta gerçekleştirilen ziyaretçiler havadan görüntülendi. Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz günü gerçekleştirdiği hain darbe girişiminde şehit ve gazi olan vatandaşların anısına yapılan 15 Temmuz Şehitler Anıtı’na, hain saldırının 7. yıl dönümü sebebiyle ziyaretçi akını yaşandı. Şehit yakınlarının ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği anıtta Kur’an-ı Kerim ve salalar okundu.

  • Uyuşturucu tacirlerine darbe

    Uyuşturucu tacirlerine darbe

    Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda, M.T.’nin ikametinde uyuşturucu madde ticareti yaptığı bilgisi alındı. M.T.’nin üzerinde ve Kocasinan ilçesine bağlı Buğdaylı mahallesinde bulunan ikametinde yapılan aramalarda 31.20 gram uyuşturucu madde, 1 adet hassas terazi, 1 adet alüminyum folyo rulosu, 1 adet ruhsatsız pompalı tüfek ele geçirildi. M.T.; ‘Uyuşturucu Madde Ticareti Yapmak’ suçundan gözaltına alınırken ele geçen malzemelere ise el konuldu.
    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • “7 yıl bana bir asır gibi geldi”

    “7 yıl bana bir asır gibi geldi”

    15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda şehit olan Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’ın Düzce’de yaşayan babası, acısını şehit oğullarının fotoğrafına bakarak gidermeye çalışıyor. 15 Temmuz 2016’da silahlı terör örgütü FETÖ/PDY tarafından girişilen hain darbe girişiminin 7. yıl dönümünde şehit ailelerinin acıları tazeliğini halen koruyor. Özel Harekat binasına atılan ikinci bombada şehit olan Baysan’ı ailesi bir an olsun unutmuyor.

    “7 yıl bana bir asır gibi geldi”

    Şehit babası Ramazan Baysan, 7 yılın kendisi için bir asır gibi geldiğini belirterek, “7 yıl bana başlı başına bir asır gibi geldi. Oğlumu toprağa verdiğimizden bugüne hiç aklımdan çıkmadı. Sabah, öğle, akşam, çalışırken, yerken hep gözümün önünde. Öyle zor geçiyor. Eşim de benden farklı değil. Askerdir, polistir, sivil vatandaştır şehit kelimesini duyduğu an gözleri doluyor, ağlıyor, teselli etmesi bana düşüyor. Ne malum ki benzer sıkıntıyı ben farklı yaşıyorum. Hissettirmemeye çalışıyorum ama kolay değil, gün geçmesin ki bir yerden şehit haberi gelmesin gazetede olsun, televizyonda olsun. En kısa zamanda bu işler bir son bulsun. Yeter diye düşünüyorum, bitmesi lazım. Geride kalanlar için çok zor. Ben ve kardeşlerim babamızı yitirdiğimizde ufacık çocuklardık. Babasız büyümenin nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyoruz. Yakışıklı oğlum bizi hiç üzmedi. Şehidimin iki iki çocuğu geride kaldı. Neyse ki yaşları gereği çok bir şey fark etmediler. Ama esas bundan sonra fark edecekler. Yaşanacakmış yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz, unutmak mümkün değil” şeklinde konuştu.

    “Son yüzyılın ön büyük ihaneti”

    15 Temmuz’un son 100 yılın en büyük ihaneti olduğunu belirten Ramazan Baysan, “Çok üzülüyorum, bir tarafta devletin kurumları bu tip insanlarla mücadele ederken diğer taraftan farklı devletin kurumları bu tip insanlara tavizkar. Anlamak mümkün değil, ders almıyorlarmış gibi kimse zarar görmemiş gibi. Halbuki o olaylar Türkiye’nin yaşadığı son yüzyılın en büyük ihanetidir. Kendi ülke vatandaşının kendi insanına yaptığı ihanet yenilir yutulur gibi bir şey değil. Düşmanının varsa ona göre tedbirini alırsın. Ama gece gündüz beraber olduğun, beraber çalıştığın komşun olunca farklı oluyor. Böyle insanlardan büyük bir ihanet başlı başına ıstıraptır. Beraber çalıştığın insanın sırtını döndüğünde sana silah tutması, bombalaması olacak iş değildir. Ama yaşadık 80-85 milyon insan bire bir gördü ve yaşadı. Bir ihanetti. Ateş düştüğü yeri yakıyor ama bu ateş çok farklı. 24 saat oğlum gözümün önüne gelir. Beni tam yaktı. Damarlarımdan yüzde 50-60’ı gitti. Çok zor. İşin kötü tarafı benden çok annesini severdi. Daha bir farklı anne oğlun sıcaklığı. Ölüm hak ama bu hak edilmemiş bir ihanet. Dilerim Türkiye Cumhuriyeti ve vatandaşı benzeri olayları yaşamaz” ifadelerinde bulundu.

  • 15 Temmuz’da ne oldu?

    15 Temmuz’da ne oldu?

    15 Temmuz hain darbe girişimi, 15-16 Temmuz 2016 tarihlerinde gerçekleşti. TSK’da kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker, askeri darbe girişiminde bulundu. 15 Temmuz’da Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesi ve TRT’de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu belirtilerek OHAL ve sıkı yönetim ilan edildiği duyuruldu.

    İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü jandarma tarafından kapatıldı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık 50 kadar milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört kez bombaladı.

    Muğla’nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı suikast girişiminde bulunuldu.

    Öte yandan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi darbeyi gerçekleştiren askerler tarafından rehin alındı.

    Yaşananlar üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özel bir televizyon kanalına görüntülü bağlanarak darbecilere hiçbir şekilde imkan tanınmayacağını belirtti ve halkı darbeye tepki göstermek için meydanlara ve havalimanlarına çıkmaya davet etti.

    15 Temmuz gecesi yaşanan çatışmalar sonucunda 251 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı.

    Darbe girişimi başarısız oldu ve hükümetin kontrolü geri aldı.

    Darbenin arkasında olduğu iddia edilen Fethullah Gülen ve FETÖ terör örgütü ise suçlu bulunarak Türkiye tarafından yargılanmaktadır.

    İSİM İSİM 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ LİSTESİ

    P. Astsb. Bçvş. Ömer Halisdemir, İlhan Varank, Erol Olçok, Abdullah Tayyip Olçok, Mustafa Yaman, Sedat Kaplan, Ümit Çoban, Yalçın Aran, Murat Akdemir, Mustafa Direkli, Ramazan Konuş, Serhat Önder, Yasin Yılmaz, Muhammet Yalçın, Recep Gündüz, Hüseyin Kısa, Halil İbrahim Yıldırım, Fazıl Gürs, Metin Arslan, Osman Yılmaz, Mehmet Oruç, Lokman Oktay, Mahmut Coşkunsu, Muhammed Ali Aksu, Muhammed Ambar, Mustafa Cambaz, Mustafa Kaymakçı, Yasin Naci Ağaroğlu, Volkan Pilavcı, Ömer Can Açıkgöz, Mustafa Avcu, Murat Kocatürk, Mehmet Karaaslan, İbrahim Yılmaz, Muhammed Fazlı Demir, Necati Sayın, Selim Karakoç, Tolga Ecebalın, Ümit Çoban, Ümit Yolcu, Yakup Kozan, Yusuf Elitaş, Emrah Sapa, Hasan Yılmaz,Ümit Güder, Samet Cantürk, Ali İhsan Lezgi, Yasin Yılmaz, Ali Anar, Eyyüp Oğuz, Nedip Cengiz Eker, Serdar Gökbayrak, Yasin Bahadır Yüce, Bülent Yurtseven, Murat Alkan, Ahmet Oruç, Cüneyt Bursa, Mucip Arıgan, Burak Cantürk, Fahrettin Yavuz, Hakan Yorulmaz, Adil Büyükcengiz, Burhan Öner, Haki Aras, Ahmet Kara, Fatih Kalu, Askeri Çoban, Celaleddin İbiş, Emrah Sağaz, Fatih Satır, Halil Işılar, Akın Sertçelik, Ayhan Keleş, Cemal Demir, Halil Kantarcı, Cengiz Polat, İhsan Yıldız, İzzet Özkan, Mehmet Şefik, Akif Kapaklı, Çetin Can, Hakan Ünver, Hasan Kaya, İsmail Kefal, Lokman Biçinci, Mete Sertbaş, Mustafa Koçak, Yunus Emre Ezer, Salih Alışkan, Suat Aloğlu, Timur Aktemur, Ömer Takdemir, Sümer Deniz, Yusuf Çelik, Dursun Acar, Alpaslan Yazıcı, Akif Altay, Münir Murat Ertekin, Mustafa Tecimen, Önder Güzel, Cennet Yiğit, Gülşah Güler, Ufuk Baysan, Fikret Metin Öztürk, Kübra Doğanay, Muhsin Kiremitçi, Zeynep Sağır, Demet Sezen, Erol İnce, Birol Yavuz, Faruk Demir, Halil Hamuryen, Hüseyin Gora, Hurşit Uzel, Hüseyin Kalkan, Fevzi Başaran, Hakan Yorulmaz, Feramil Ferhat Kaya, Niyazi Ergüven, Mustafa Aslan, Muhammet Oğuz Kılınç, Mehmet Karacatilki, Murat Ellik, Seher Yaşar, Mehmet Demir, Köksal Kaşaltı, Mehmet Çetin, Münir Alkan, Mehmet Şevket Uzun, Ozan Özen, Mustafa Serin, Halit Gülser, Zafer Koyuncu, Hüseyin Goral, Hüseyin Kalkan, Serhat Koç, Varol Tosun, Edip Zengin, Velit Bekdaş, Yakup Sürüc, Turgut Solak, Seyit Ahmet Çakır, Sevda Güngör, Mehmet Demir, Kemal Tosun, Hasan Gülhan, Meriç Alemdar, Mehmet Akif Sancar, Yunus Uğur, Fırat Bulut, Ayşe Aykaz, Barış Efe, Mehmet Ali Kılıç, Mahir Ayabak, Murat Mertel, Murat Naiboğlu, Ahmet Kocabay, Ahmet Özsoy, Mehmet Yılmaz, Onur Ensar Ayanoğlu, Onur Kılıç, Cuma Dağ, Erhan Dural, Volkan Canöz, Mehmet Kocakaya, Erkan Yiğit, Serkan Göker, Fuat Bozkurt, Oğuzhan Yaşar, Aydın Çopur, Beytullah Yeşilay, Erdem Diker, Erkan Er, Gökhan Eser, Hasan Altın, Mehmet Kocakaya, Mehmet Güder, Mehmet Ali Urel, Hasan Yılmaz, Yıldız Gürsoy, Uhud Kadir Işık, Türkmen Tekin, Suat Akıncı, Ali Alıtkan, Aytekin Kuru, Ahmet Oruç, Mehmet Oruç, Yusuf Çelik, Ömer İpek, Murat İnci, Mustafa Solak, Emin Güner, Köksal Karmil, Vahit Kaşçıoğlu, Vedat Barceğci, Mutlu Can Kılıç, Tahsin Gerekli, Şükrü Bayrakçı, Ömer Cankatar, Recep Büyük, Batuhan Ergin, Erkan Pala, Kader Sivri, Orhun Göytan, Ömer Cankatar, Samet Uslu, Battal İlgün, Şeyhmus Demir, Şirin Diril, Özgür Gençer, Vedat Büyüköztaş, P. Kur. Alb. Sait Ertürk, Topçu Astsb. Kd. Bçvş. Bülent Aydın, P. Uzm. Çvş. Halit Yaşar Mine, Rüstem Resul Perçini, Mesut Acu, Resul Kaptancı, Fatih Dalgıç, Murat Demirci, Sevgi Yeşilyurt, Şenol Sağman, Zekeriya Bitmez, Yılmaz Ercan, Jouad Merroune, Cemal Abuatuye, İbrahim Ateş, Muzaffer Aydoğdu, Osman Arslan, Davut Karaçam, Alper Kaymakçı, Necmi Bahadır Denizcioğlu, Mehmet Şengül, Özkan Özendi, Hakan Gülşen, Mehmet Gülşen, Osman Evsahibioğlu, Lütfi Gülşen, Mesut Yağan, Gökhan Yıldırım, Mustafa Karasakal, Selim Cansız, Medet İkizceli, Tevhit Akkan, Bülent Karalı, Hüseyin Güntekin.

     

  • 15 Temmuz’un izleri hala duruyor

    15 Temmuz’un izleri hala duruyor

    Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki FETÖ/PDY mensubu bir grubun 15 Temmuz 2016 günü darbe girişimi sırasında Marmaris ilçesinde saldırdıkları 5 yıldızlı Turban Grand Yazıcı Otel’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tatili süresince çalışma ofisi olarak kullandığı ve şehit edilen koruması Mehmet Çetin’in odası tarihin izlerini taşıyor. Otel yönetimi tarafından kapatılan ve müşteriye verilmeyerek olduğu gibi muhafaza edilen iki odada hain darbe girişiminin izleri aradan 7 yıl geçmesine rağmen halen daha tazeliğini korurken, 120 merminin isabet ettiği oteldeki görüntüler görenleri duygulandırıyor.

    Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki Muharebe Arama Kurtarma (MAK), Özel Kuvvetler ve Su altı Taarruz (SAT) birimlerinde yuvalanan örgüt üyelerinin iştiraki ile suikast timi kurularak, 15 Temmuz 2016’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hedef alındı. Çiğli 2. Ana Jet Üssü’nden ağır silahlar ve mühimmat yüklü iki ‘Cougar’ ve bir ‘Sikorsky’ tipi helikopterle darbe girişiminin gerçekleştiği saatlerde havalanan suikast timi, hain emellerini gerçekleştirmek için Marmaris’e geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin otelden güvenli bir şekilde ayrıldığını öğrenen teröristler, Cumhurbaşkanı koruma personeli ve Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polislerle çatışıp 2 polisi şehit ederek ortalığı savaş alanına çevirdi.

    Odalar kullanıma kapatıldı

    15 Temmuz’un hafızalardan silinmemesi için otel yönetimi tarafından alınan bir kararla iki oda koruma altına aldı. Kullanıma açılmayan odalar aradan 7 yıl geçmesine rağmen hain darbe girişiminin izlerini ilk günkü gibi taşıyor. Saldırının en ağır yaşandığı odalardan birindeki kırık pencereler dış cephenin kartonpiyer ile kaplanması ile kamufle edilirken, demir korkuluklarla muhafaza altına alınan odalarda temizlik yapılmasına da izin verilmiyor. Kırık kapı kilitleri, kırık aynalar, parçalanmış eşyalar ve kurşun deliklerinin yer aldığı duvar ve mobilyalar darbecilerin geride bıraktığı izler arasında yer alıyor. Yaşanan saldırı sırasında çatışmanın yaşandığı otel odasında FETÖ’cü darbecilere karşı koyan bir koruma polisine ait kelepçe, kan izleri bulunan yatağın üzerinde duruyor. Odadaki bir kanepenin üzerindeki 18 kurşun izi de bir başka ayrıntı olarak tüyler ürpertiyor.

    Saldırıda koruma polisi Mehmet Çetin ve Marmaris Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Nedip Cengiz Eker şehit olmuş, saldırının ardından ormanlık alana kaçan darbeciler bölgede 17 gün süren arama çalışmasıyla yakalanmıştı.

  • Darbeci Akın Öztürk’ün ateş emriyle gazi oldu

    Darbeci Akın Öztürk’ün ateş emriyle gazi oldu

    15 Temmuz Gazisi Mustafa Zorova, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin gecesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkma çağrısına uyarak meydanlara indi. Akıncı’daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığı önüne gelen 77 yaşındaki Zorova, yüzlerce vatandaşla beraber darbeci askerlere direndi. Darbeci askerlerin kurşunlarının hedefi olan Zorova, bacağına isabet eden 3 kurşunla gazi oldu. Zorova, o gece bacağına isabet eden kurşunlarla yerde yatan şehitlerin üzerine düştü. Zorova, yerde yatarken başını kaldırdığında askerlere ateş edin emrini veren komutanın eski Hava Kuvvetleri Komutanı Darbeci General Akın Öztürk olduğunu gördü. Zorova, Darbeci Öztürk’ü uzun, zayıf ve kır saçlarından dolayı tanıdığını belirterek, o gece yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı.

    “Ateş emrini veren rütbeli, uzun boylu ve kır kafalıydı”

    Gece saat 03.00’te sala seslerini duyarak yatağından kalkan Mustafa Zorova, camii imamının ‘Türkiye Cumhuriyeti gidiyor, bayrağını seven, Allah’ını seven gelsin’ anonsunu duymasıyla harekete geçti. Önce Kazan Belediyesi önüne daha sonra ise yüzlerce kişiyle Akıncı’daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığı önüne gitti.

    Zorova, darbeci askerlere 70 yaşındaki dedenizi nasıl tarayacaksınız diye sorduğunu ifade ederek, “Ben askere dedim ki ‘Benim oğlum Şırnak’tan geliyor onlar bile sormadan taramıyorlar sen şimdi 70 yaşındaki dedeni nasıl tarayacaksın’. (Konuştuğum asker) Bize kurşun sıkmadı fakat o sağ tarafta kalan ve emir veren bir komutan vardı. Ben üçüncü kurşunu yedikten sonra yere yatınca o komutana baktım. Rütbeli, uzun boylu ve kır kafalıydı. Meğer o (Akın Öztürk) Hava Kuvvetleri Komutanı’ymış. Bir oraya bir buraya taradılar. Zaten kıyamet koptu. Ölenler de ölmüştü. Karanlıkta görünmüyordu. Ben dedim ki arkadaşlara ‘Beni oraya koyun ben gideceğim oraya’ daha bacağımın vurulup da koptuğundan haberim yok” açıklamalarında bulundu.

    “Gelen ambulansa silah doğrulttular”

    Bacağına kurşunların isabet etmesiyle yerde yatan şehitlerin üzerine düştüğünü kaydeden Zorova, kan kaybından dolayı ölmesine az bir süre kala ambulans geldiğine dikkati çekerek, “(Asker) benim bacağımı boğdurdu. O zamana kadar ben dedim ki ‘Bir tane de araç çağır, ben şu ölen kardeşlerin yerine hakkımı helal ediyorum’. Ambulans çağrıldıktan sonra onlara da silah doğrulttular. Silah doğrultunca ambulanstakiler dedi ki ‘Sizin bizi vurma hakkınız yok, verirseniz alır gideriz, vermezseniz çıkar gideriz’. Askerler, ‘O zamana kadar alın’ dedi” diye konuştu.

    “Öldüğümü zannetmişler, morgda hanımım bulmuş beni”

    Akıncıdan ambulansla Sincan Devlet Hastanesine götürülen Zorova, baygın halde olduğundan bundan sonra olanları hatırlamadığını ve kendisinin öldüğünü düşünen doktorlar tarafından morga gönderildiğini söyledi. Zorova, morgda uyandığında ‘Allah Allah’ diyerek bağırdığını belirterek, “Devlet hastanesine vardıktan sonra beni ölü zannetmişler ve morga götürmüşler. Ben bağırmışım morgda ‘Allah Allah’ diyerek, sesimden hanımım bulmuş beni” dedi.

    “Cumhurbaşkanı Erdoğan yanıma gelmeseydi bacağımı keseceklerdi”

    Gazi Mustafa Zorova, 15 Temmuz hain darbe girişiminin gecesinde hainler tarafından 3 kurşun yediğini söyleyerek, “3 kurşun yedim bacağımdan. Demir var şimdi bu bacağımda. Eğer ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ gelmeselerdi yanıma bu bacağımı doktorlar keseceklerdi” diye konuştu.

  • “Ülkenin askeri liderliğinin getirdiği kötülük durdurulmalı”

    “Ülkenin askeri liderliğinin getirdiği kötülük durdurulmalı”

    Rusya‘nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarında aktif rol üstlenen Rus paralı asker grubu Wagner ile Rus ordusunun yöneticileri arasında tansiyon yükseldi. Rus paralı asker grubu Wagner’in kurucusu Yevgeny Prigojin, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’un, Wagner askerlerini yok etmek için operasyonlar düzenlediğini iddia ederek, “Rus Silahlı Kuvvetleri, Wagner PMC kamplarına füze saldırısı düzenledi. Çok sayıda yoldaşımız öldü, bu savaşa nasıl yanıt vereceğimize biz karar vereceğiz” dedi.

    Şoygu ve Gerasimov’un cezalandırılması gerektiğini söyleyen Prigojin, “Ülkenin askeri liderliğinin getirdiği kötülük durdurulmalı. Askerlerin hayatlarını ihmal ediyorlar. Onlar adalet kelimesini unuttular, biz onu geri getireceğiz. Binlerce Rus askerinin hayatını mahveden ve adamlarımızı yok edenler cezalandırılacak. Bize karşı koymaya çalışan herkesi tehlike olarak değerlendirip yolumuz üzerindeki kontrol noktaları da dahil olmak üzere anında yok edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    WAGNER’DEN RUSYA’YA MİSİLLEME

    Rus ordusunun yöneticilerine karşı büyük bir savaşın içine girdiklerini ifade eden Prigojin, “Herkesten sakin olmalarını, provokasyonlara yenik düşmemelerini ve evlerinde kalmalarını rica ediyorum. Başladığımız işi bitirdikten sonra vatanımızı korumak için cepheye döneceğiz. Orduda adalet yeniden sağlanacak. Bundan sonra da tüm Rusya için adalet gelecek” diye konuştu.

    RUS SAVUNMA BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA

    Prigojin’in Rusya’ya misilleme yapacağını açıklamasına Rusya’dan yanıt gecikmedi. Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Prigozjin’in Rus askerlerine yönelttiği suçlamaların doğru olmadığı ifade edilerek yapılan tüm açıklamaların ve videoların provokasyon olduğu ifade edildi. Açıklamada Rus ordusunun Ukrayna’daki askeri operasyonlarına devam ettiği de eklendi.

    MOSKOVA’DA ZIRHLI ARAÇLAR SOKAĞA İNDİ

    Moskova’daki caddelerde görülmeye başlayan zırhlı araçların hızla ilerlediği görülürken savaşın sürdüğü Ukrayna’ya sınır olan Rus kentlerinde de aynı hareketliliklerin görüldüğü öğrenildi.

    “PRİGOJİN’İN AÇIKLAMALARI İÇ SAVAŞ BAŞLATMA ÇAĞRISIDIR”

    Rus paralı asker grubu Wagner’in kurucusu Evgeny Prigojin’in, Rus ordusu yöneticilerine karşı başlattığı isyanın ardından Rus resmi kurumlardan art arda açıklamalar gelmeye devam ediyor. Rusya Savunma Bakanlığı, Prigojin’in açıklamalarını ‘Provokasyon’ olarak yorumlarken Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Prigojin’e karşı önlem alınması talimatı verildiğini duyurdu. FSB Halkla İlişkiler Servisi’nden yapılan yazılı açıklamada, “Prigojin’in açıklamaları ve eylemleri Rusya topraklarında bir iç savaş başlatma çağrısıdır ve faşizm destekçisi Ukrayna güçlerine karşı savaşan Rusya askerlerinin sırttan bıçaklanmasıdır. Durumun ciddiyeti ve Rusya Federasyonu’nda çatışmanın tırmanması tehlikesi sebebiyle FSB, Prigojin hakkında silahlı isyana çağrı maddesi üstünden ceza davası açmıştır. Wagner savaşçılarına telafisi olmayan hatalara düşmeme Rusya halkına karşı güç içeren tüm eylemlere son verme ve Prigojin’in suça teşkil eden haince emirlerini yerine getirmeyip onun gözaltına alınmasına ilişkin tedbirleri alma çağrısını yapıyoruz” denildi.

    “GEREKLİ TEDBİRLER ALINIYOR”

    Öte yandan Prigojin’in açıklamalarının ardından Kremlin Sarayı’ndan da ilk tepki geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov durumla ilgili kısa bir açıklama yaparak, “Devlet Başkanı (Vladimir) Putin, Prigojin ile ilgili meydana gelen tüm olaylar hakkında bilgilendirilmiştir. Gerekli tedbirler alınıyor” ifadelerini kullandı. Gece saatlerinde Rusya Savunma Bakanlığı başka bir açıklama yaparak Ukrayna ordusunun iç karışıklığı fırsat bilerek Bahmut yönündeki Rus mevzilerine saldırı başlatmak için harekete geçtiğini aktararak, “Prigojin’in provokasyonlarından faydalanmak isteyen Kiev rejimi, Bahmut yönünde Ukrayna Savunma Bakanlığı’na bağlı 35 ve 36. Deniz tugaylarını saldırı pozisyonlarına hazırlıyor” bilgisini aktardı.

    Rus paralı asker grubu Wagner’in lideri Evgeny Prigojin’in bu akşam yaptığı açıklamaların ardından Rusya’da hareketli saatler yaşanıyor. Rus ordusunun yöneticilerini ve Kremlin’i hedef alan açıklamalar yapan Prigojin’in bu hamlesi ‘darbe kalkışması’ olarak yorumlanırken başta Moskova olmak üzere Rusya’nın kritik kentlerinde zırhlı araçlar sokaklarda görülmeye başladı.

    Moskova’daki caddelerde görülmeye başlayan zırhlı araçların hızla ilerlediği görülürken savaşın sürdüğü Ukrayna’ya sınır olan Rus kentlerinde de aynı hareketliliklerin görüldüğü öğrenildi. Rusya’nın Ukrayna saldırılarında aktif rol üstlenen Rus paralı asker grubu Wagner’in lideri Evgeny Prigojin, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’u hedef aldı. Rus ordusunun füzeler ile Wagner savaşçılarına saldırılar düzenlediğini öne süren Prigojin, kendi savaşçılarına ve Rus halkına çağrıda bulunarak herkesi sokağa davet etti.

  • Rusya’da darbe alarmı, Tanklar sokağa indi

    Rusya’da darbe alarmı, Tanklar sokağa indi

    Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin, bugün yaptığı açıklamada Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’yu hedef almıştı. Prigojin, Ukrayna’daki savaşın Şoygu ile “ülkeyi fiilen yöneten oligarklar” için gerekli olduğunu söyleyerek “Savaş sadece ‘bir avuç yaratığın’ zafer kazanması ve terfi etmesi için lazımdı” demişti.

    Rusya’vurdu, Prigojin savaş ilan etti

    Bu sözlerin ardından yeni bir gelişme yaşandı. İddiaya göre Rus ordusu, Wagner’in Ukrayna’da bulunan paralı askerlerini vurdu. Saldırı sonrası Yevgeniy Prigojin, Rusya’ya savaş açtı.

    “Yolumuza çıkanı yok edeceğiz”

    Prigojin “Rus Silahlı Kuvvetleri, Wagner kamplarına füze saldırısı düzenledi. Çok sayıda yoldaşımız öldü, bu savaşa nasıl cevap vereceğimizi biz belirleyeceğiz. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov cezalandırılmalı. Ülkenin askeri liderliğinin getirdiği kötülük durdurulmalı. Askerlerin hayatlarını ihmal ediyorlar. Onlar adalet kelimesini unuttular, biz onu geri getireceğiz. Binlerce Rus askerinin hayatını mahveden ve adamlarımızı yok edenler cezalandırılacak. Bize karşı koymaya çalışan herkesi tehlike olarak değerlendirip yolumuz üzerindeki kontrol noktaları da dahil olmak üzere anında yok edeceğiz” şeklinde konuştu.

     

    “Wagner, Rusya’da darbeye hazırlanıyor”

    Sosyal medyada Wagner’e yakın hesaplar, darbeye hazırlandıklarını bildirdi. Wagner’in Rus sivillerin evlerinden çıkmamaları konusunda uyarıda bulunduğu ifade edildi. Yevgeniy Prigojin’in, “Bütün vatanseverler sokağa çıksın, silah bulacağız. Bu gece Rusya’yı rezil eden hainler ve suçlular meselesini çözeceğiz. İsimleri Şoygu ve Gerasimov. Şoygu, Kızıl Meydan’da asılacak ve Lenin’le birlikte Mozole’ye gömülecek” sözleriyle darbe çağrısı yaptığı ileri sürüldü. Ayrıca ordunun bir kısmının kendilerini desteklediği bildirildi. Ukrayna kaynakları da Rus ordusunun ikiye bölündüğünü duyurdu.

    Putin’den talimat geldi

    Rusya Savunma Bakanlığı ise görüntülerin gerçekleşme örtüşmediğini ve olayın provakasyon olduğunu aktardı. Ancak Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Wagner ile ilgili durumun farkında olduğunu ve gerekli bütün tedbirlerin alınması istediğini söyledi. Progozhin hakkında arama ve tutuklama kararı verildiği, Rusya istihbarat teşkilatı Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB) harekete geçtiği belirtildi.  Ulusal Terörle Mücadele Komitesi, Prigojin’e ”silahlı isyan çıkarmaktan” dolayı dava açtı.

    Bazı sosyal medya hesaplarında Moskova’daki Sendika Metro İstasyonu yakınlarında silah sesi duyulduğu yönünde paylaşımlar yapıldı.

    Rus Tv’leri hacklendi

    Rusya’da televizyon kanalları hacklendi. Prigojin’in ses kayıtları yayınlanmaya başladı. Yevgeniy Prigojin’in “Gerçek savaş şimdi başlıyor” şeklinde açıklamalar yaptığı duyuldu.

    Ukrayna cephesinden açıklama geldi

    Ukrayna Savunma Bakanlığı da olaya dahil oldu. Bakanlığın Twitter adresinden “We are watching (İzliyoruz)” şeklinde paylaşım gerçekleştirildi.Prigojin daha önce de tehdit etmişti

    Öte yandan, Prigojin, mayıs ayında çektiği bir videoda öldürülen Wagner mensuplarını göstererek Rus komutanlara hakaretlerde bulunmuştu. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov’a seslenen Prigozhin, kendilerine mühimmat verilmediğini dile getirmişti. Bu açıklamalarının ardından Wagner’e mühimmat yollanmıştı.

  • Bursa’da silah kaçakçılarına darbe

    Bursa’da silah kaçakçılarına darbe

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘Ruhsatsız silah ve mühimmat ticareti yapmak suretiyle 6136 sayılı kanuna muhalefet’ suçundan yürütülen soruşturma çerçevesinde Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ekipleri 12 şüpheliye yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi.

    Operasyonda 11 kişi yakalanırken, 1 kişinin yakalama çalışmaları devam ettiği öğrenildi. Yapılan aramalarda 26 tabanca ve 189 fişek ele geçirildi.

  • İktidar değişikliği tam bağımsızlığa darbe olur

    İktidar değişikliği tam bağımsızlığa darbe olur

    Bu seçimde ezber bozulacak

    2023 seçim süreci geçtiğimiz süreçlerden farklı eğilimler üzerine gelişiyor. Vatandaşın kendi hayatını ilgilendiren, diyelim ki pahalılıkla ilgili değerlendirmeler yapıyor. Her seçim öncesinde böyle değerlendirmeler yapılır. Bu seçimde herhalde o ezber bozulacak. Bu dönemde bu tip sorunların olduğu Cumhurbaşkanı tarafından hükümet kanadından da kabul ediliyor. Bu sorunların çözümünde başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere irade görülüyor. Bu seçim Türkiye’nin kendini güvende hissetmesi için neler yapması gerektiği öyle ya da böyle halkın gündemine girdiği seçim. Akdeniz’de, Irak’ta, Suriye’deki durumumuz nasıl olacak? Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin rolü nasıl devam edecek. Seçmen bu konuda bir hissiyat içerisinde.

    Seçmenin maceraya girmek gibi yaklaşımı söz konusu değil 

    Milli devletin ontolojik varlığının devam etmesi seçmen nezdinde önemli bir yere sahip. Seçmenin maceraya girmek gibi yaklaşımı söz konusu değil. Küresel sistemde Türkiye’nin seçimi çeşitli mecralarda takip ediliyor. Bir yandan dünyada mazlum milletler, İslam coğrafyası, Türkiye’nin yükselişinden umut üretmiş durumda. Cumhurbaşkanının ürettiği küresel düzende siyaset, ‘dünya beşten büyüktür’ yaklaşımı. İnsani yardımlar bir umut üretiyor. Çatışma milli devletlerle küresel güçler arasında. Bir yandan umut olarak takip edilirken bir yandan da bu yükselişin nereye gideceğini merak eden küresel güçler açısından bakılabilir.

    Seçimde iktidar değişikliği tam bağımsızlığa darbe olur 

    Irak ve Suriye’den asker çekilmesi gündeme gelecek yaklaşımlar. Türkiye’nin terörle mücadelesine ilişkin yaklaşımlar. Türkiye’nin terör örgütlerine sistematik yaklaşımlarla ilgili güven veren bir şey yok. Türkiye’nin güvenlik alanlarına sahip çıkmazsanız ‘Bu konuda daha ileri götüreceğiz’ demenin bir karşılığını düşünmüyorum. Türkiye’nin Rusya ilişkilerini değerlendireceğiz diye açıklamalar oldu. 2023 seçimlerinde iktidar değişikliği Türkiye’nin tam bağımsızlığına darbe olur. Bu başarılabilir mi ayrı konu. Temel devlet doktrinlerinin korunacağına ilişkin güven veren bir yaklaşımları yok. Ekonomik krizlerle mücadele konusunda şimdiye kadar uygulanan modellerden farklı. Türkiye ulusal demokrasi programını hayata geçirdi, milli ekonomi programını hayata geçiriyor. Krizlerle mücadelede büyüme stratejisine dayalı program.

    Parlamenter sistem olsaydı darmadağın olurduk 

    Burada esas olan milli ekonomik politika yaklaşımı değişmez. Aynı şey ulusal demokrasi açısından. 16 Nisan’da sistem değişikliği yaptık. Muhalefet bu sisteme her türlü yapıştırmayı yaptı. Güçlendirilmiş parlamenter sistem açıklaması yaptılar. 16 Nisan değişim öncesine hasbelkader katkıda bulunmuş insanım. Bu sistemin yürütme gücünün kendi içinde yoğunlaştıran, yürütmedeki hareket kabiliyetini artıran, bakanlıklar arası çatışmayı ortadan kaldıran bir sistem olduğu anlatıldı. Bu sisteme geçildikten sonra döviz kuru manipülasyonu, pandemi, Rusya-Ukrayna krizinde parlamenter sistem olsaydı darmadağın olurduk.

    Cumhurbaşkanlığı sisteminde mümkün olan en iyi kararlar alınıyor

    Başkanlık sistemi parlamenter sisteme göre kolektif çalışma kapasitesi çok daha yüksektir. Bakanlar Kurulu’nda karar almak için ehveni şerde uzlaşmak gerekir. Cumhurbaşkanlığı sisteminde mümkün olan en iyi kararı almak vardır. Kabine sisteminde bakanlar mümkün olan en iyisinin arayışına girilir. Bu sistemde bir yandan bakanlar bir yanda kurullar var. Parlamenter sistemin en önemli sorunu ilişki yönetimi. Tüm politika kurullarının başkanı Cumhurbaşkanımızdır. O kurullar Cumhurbaşkanının verdiği talimatlarla politika üretiyorlar.

    Kürt-Türk, Alevi-Sünni üzerinden yapmaya çalıştılar başaramadılar

    Bizde temsil alanlarındaki çekişmeler, yer yer çatışmalar toplumun kutuplaştırılması olarak yansıtılıyor. Bu son derce sakıncalı. Türkiye toplumu kutuplaşmıyor. Kürt-Türk, Alevi-Sünni üzerinden yapmaya çalıştılar başaramadılar. Türkiye toplumu altını çiziyorum kutuplaşmaz. Kendi arasında çekişmeler yaşayabilir ama kutuplaşmaz. Bu sistem demokratik bloklaşma üretir. Cumhurbaşkanı sistemi ya birinci turda ya ikinci turda Cumhurbaşkanını seçeceksin. Tercih edenler demokratik bloktur. Dolayısıyla kutuplaşma bir ezberdir, bunlardan uzak durmalıyız.