Etiket: dava

  • Aracını 9 ay sonra satınca gerçek ortaya çıktı

    Aracını 9 ay sonra satınca gerçek ortaya çıktı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde ikamet eden Selim Bilgili, internetten görüp beğendiği aracı İzmir’de ekspertiz yaptırıp hatasız raporunu aldıktan sonra satın alıp 9 ay sonra da bir başkasına sattı. Bir hafta sonra aracın 19 bin lira hasar kaydı olduğunu belirten yeni sahibi Bilgili’yi dava etti. Mahkeme Bilgili’yi haksız bulup aracı geri almasına hükmetti.

    Bunun üzerine Bilgili aracı aldığı kişileri dava etti. Ancak aynı mahkeme verdiği kararla Bilgili’yi bir kez daha şok etti. Mahkemenin red kararına karşı bir üst mahkemeye itiraz etmeye hazırlanan Selim Bilgili, aracın kendisine satılmadan 1 ay önce kaza yaptığını, satış yapılana kadar hasar kaydının sisteme girilmediğini iddia etti.

    Edinilen bilgiye göre, 4 sene önce internetten İzmir’de “bayan doktordan satılık temiz” ilanı ile gördüğü Ford Fiesta marka otomobil için ilgili numarayı arayan Selim Bilgili aracın galeride olduğunu öğrenince görmek için İzmir’e gitti. Aracı beğendikten sonra bir ekspertiz firmasına giden Bilgili, kusur bulunmadığına dair raporu ile aracı 40 bin lira karşılığı bayan doktordan satın aldı.

    9 ay sonra satınca gerçek ortaya çıktı

    Satın aldığı otomobili bir süre İnegöl’de kullanan Bilgili aynı aracı 9 ay sonra bir başka kişiye sattı. Otomobili satın alan bu kişi bir hafta sonra Bilgili’yi arayıp otomobilin 19 lira hasar kaydı olduğunu belirtip aracı geri almasını istedi.

    Taraflar anlaşamayınca aracı satın alan kişi Selim Bilgili’ye dava açtı. Açılan dava sonucu mahkeme karşı tarafı haklı bularak arabayı Selim Bilgili’ye geri verdi. Bunun üzerine Bilgili de aracı kendisine satan kişiyi dava etti. Ancak aynı mahkeme Bilgili’nin açtığı davaya ret kararı verince bir kez daha şok olan Selim Bilgili bir üst mahkemenin yolunu tuttu.

    1,5 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini belirten Selim Bilgili, “Araç benden yaklaşık 1 ay önce kaza yapmış, sigorta şirketiyle anlaşmışlar ben aracı aldıktan sonra sisteme düşürüyorlar. Tabi sattığım kişi beni mahkemeye verdi. Aracı mahkeme bana geri aldırttı. Bende ertesi günü aracı bana satan kişileri mahkemeye verdim. Mahkememiz yaklaşık 1,5 yıl sürdü dün karar açıklandı ret kararı verildi. Bana aracı geri aldıran aynı mahkeme bana ret kararı veriyor. Gerçekten şok oldum. Bende burada mağdur durumdayım dolandırdılar beni, benimde mağduriyetimin giderilmesini istiyorum, bir üst mahkemeye itiraz edeceğiz. Biz yandık, başkası yanmasın. Araba alırken çok dikkatli olsunlar. “1,5 yıldır arabayı kullanmıyorum, mahkeme sonuçlansın” diye garaja koydum kullanmıyorum” dedi.

    Davacı olduğu karşı tarafla görüştüğünü belirten Bilgili, bayan doktorun “ben galericiye verdim beni ilgilendirmez” dediğini söyledi.

    Satıcının önerdiği değil alıcının bulduğu ekspertiz tercih edilmeli

    Öte yandan, olayla ilgili İhlas Haber Ajansı’nın ulaştığı sigorta uzmanları ise sigorta ile anlaşılıp hasar kaydının satış yapıldıktan sonra girilmesi gibi bir olayın olamayacağını söyledi.

    Uzmanlar olayla ilgili olarak “Kişi kazayı yaptı. Kaskodan dosya açıldı. Kısa süreli bir tamiratsa aracı aldıktan bir gün sonra bile satışını yapabilir. Bu sırada sigorta şirketi hasar dosyasının kapamasını yapamadığı için aracın tramer sorgusunda hasar kaydının çıkmaması yüksek ihtimal. İddia edilenin aksine esas anlaşmalı yer ekspertiz yaptırdığı yer olabilir. Dikkat edilmesi gereken husus, satıcının ekspertizine değil alıcının kendisinin doğru taraf olmayan bir ekspertize bulup raporu ondan almış olması gerekir” dedi.

  • Eşinin maaşını beğenmeyen kadın için flaş karar

    Eşinin maaşını beğenmeyen kadın için flaş karar

    Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kendisini çalışmaya zorlayan kocasını, ‘Maaşın düşük, yetersiz para kazanıyorsun’ diyerek hor gören kadını ağır kusurlu saydı. Yüksek Mahkeme, kadının bu sözlerinin kocanın kişisel haklarına saldırı niteliğinde ve tazminat sebebi olduğuna hükmetti.

    Geçimsizlik yaşayan çift Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek karşılıklı boşanma davası açtı. Davacı erkek, ‘güven sarsıcı davranışlarda bulunmak’la suçladığı eşinin sürekli, ‘Sen yeterli para kazanamıyorsun’ diyerek kendisini hor gördüğünü, küçük düşürdüğünü öne sürdü. Davalı – karşı davacı kadın da eşinin kendisine şiddet uyguladığını öne sürdü.

    Mahkeme, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verdi.

    Kadın kararı istinafa götürünce devreye giren Bölge Adliye Mahkemesi, tarafları eşit kusurlu buldu. Bölge Adliye Mahkemesi’nin bu kararını ise davacı koca temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.

    “Kadın kocasının kişisel haklarına saldırmıştır”

    Kararını açıklayan Daire, eşinin maaşıyla dalga geçen kadının ağır kusurlu olduğuna hükmetti.

    Kararda şöyle denildi:

    “Erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasından sonra tarafların barıştıkları ve evlilik birliğinin devam ettiği anlaşılmakta olup bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ortadadır. Bununla birlikte davacı-davalı kadının birden fazla erkekle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, yeterli para kazanamadığını söyleyerek erkeği aşağıladığı, hor gördüğü, davalı-davacı erkeğin ise kadını kapıcılık yapmaya zorladığı anlaşılmaktadır. Tarafların kusurlu davranışları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-davalı kadın ağır kusurludur. Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası hükmedilemez. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Kadın daha ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Davalı-davacı erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 koşulları oluşmuştur. O halde davalı-davacı erkek lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.”

  • Pınar Gültekin davası ertelendi

    Pınar Gültekin davası ertelendi

    Kamuoyunda çok ses getiren Pınar Gültekin cinayetine ilişkin davanın ikinci duruşması bugün görüldü. Gültekin ailesinin avukatı mahkeme heyetinin reddini istediklerini açıkladı. Baba Gültekin, ‘bu mahkemeyi tanımıyorum’ diyerek salonu terk etti. ‘Reddi hakim’ talebi 1. Ağır ceza mahkemesine gönderildi. Üçüncü duruşma 15 Şubat 2021’de görülecek.

    Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in öldürülmesine ilişkin davada tutuklu sanıklar Cemal Metin Avcı ve Mertcan Avcı’nın yargılanmasına Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

    Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, adliye önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Epözdemir, mahkemenin sanığı aklamaya çalıştığını belirterek, mahkeme heyetinin reddini istediklerini söyledi.

    Baba Sıddık Gültekin, ‘bu mahkemeyi tanımıyorum’ diyerek salonu terk etti.

    Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, dava dosyasına ulaşan raporların, sanığın akli dengesinin yerinde ve cezai ehliyetinin tam olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

    Çok planlı, organize işlenmiş bir cinayetle karşı karşıya olduklarını iddia eden Epözdemir, sanığın, ceza sorumluluğunu minimize etmek, haksız tahrik indiriminden faydalanmak amacıyla çok ilginç savunmalar yaptığını öne sürdü.

    Olay yerinde yapılan keşifle ilgili raporun ellerine ulaştığını dile getiren Epözdemir, “Bilirkişi raporu bizi tatmin etmedi. Çok bilimsel, hükme elverişli, hükme esas alınabilecek bir rapor olduğunu düşünmüyoruz. Fizik ve kimya mühendisleri tarafından hazırlanacak bir bilirkişi raporu talep edeceğiz. Bu en azından yargılamanın haline müessir olabilir.” ifadelerini kullandı.

    Epözdemir, maktulün ölüm zamanı ve ölüm nedeniyle ilgili Adli Tıp Genel Kurumundan gelecek raporu beklediklerini kaydetti.

    Maktulün telefonu ve SIM kartının kırılmasına ve bunu sanık Cemal Metin Avcı’nın yapmasına rağmen mahkemenin Android telefonun şifresi ve son 8 aydaki bilgi, belge, fotoğraf ve videoların tespiti için ABD’ye müzekkere yazdığını anlatan Epözdemir, bundan sonuç alınamayacağını savundu.

    Duruşma öncesi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, kadın cinayetlerine tepki gösterdi.

  • Kara Kuvvetleri’ndeki darbe girişimi davasında karar

    Kara Kuvvetleri’ndeki darbe girişimi davasında karar

    FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığında yaşanan eylemlere ilişkin 132 sanık hakkında açılan davada karar açıklandı. Mahkeme, 12 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 80 sanığa ise müebbet hapis cezası verdi.

    Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.

    Mahkeme başkanı, sanıklar hakkındaki yargılamanın tamamlandığını bildirerek mahkemenin hükmünü açıkladı.

    Buna göre, aralarında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı eski Tuğgeneral Adem Boduroğlu ve dönemin KKK Personel Başkanlığı Plan Şube Müdürü eski Albay Mutlu Serkan Vurdem’in de arasında bulunduğu 12 sanığa “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. 80 sanığa da aynı suçtan müebbet hapis cezası verilmesine hükmedildi. Ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezası alan bazı sanıklara ayrıca “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “kasten öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından da ceza verildi.

    22 sanığa “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 12 yıl 6 ay ile 19 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası verildi. 2 sanık “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 6 yıl 3 ay hapse mahkum edilirken, 1 sanık da aynı suçtan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 3 sanığın dosyasını ayıran mahkeme, 9 sanık için ise beraat kararı verdi.

    Sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olan ve Genelkurmay çatı davasında 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen eski Tuğgeneral Erhan Caha, bu dosya kapsamında sadece “kasten öldürmeye teşebbüs etme” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından sorumlu tutuldu. Caha, 2 kişiye yönelik “kasten öldürmeye teşebbüs etme” suçundan 34 yıl, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan ise toplam 69 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yine başka dosyada ceza alan 2 sanığa bu davada yalnızca “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan ceza verildi.

  • ‘CHP’li vekil Pınar Gültekin’in babasını arayıp davadan çekilmesini istedi’ iddiası

    ‘CHP’li vekil Pınar Gültekin’in babasını arayıp davadan çekilmesini istedi’ iddiası

    Muğlada’da öldürüp, cesedinin varil içinde yakıldıktan sonra üzerine beton dökülen Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin’i arayan CHP’li bir Muğla milletvekilinin davadan vazgeçmesini istediği ancak “Bunu duymamış olayım” yanıtı ile karşılaştığı ileri sürüldü.

    Hürriyet Gazetesi köşe yazarı, gazeteci Fatih Çekirge’nin gündeme getirdiği iddiayla ilgili değerlendirmede bulunan AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, “Eğer iddialar doğru ise bir milletvekilinin bu tür işlere bulaşması vahim bir durumdur ve asla kabul edilemez. CHP’de adını anmaktan hicap duyduğum skandallara bir de bu iddianın eklenmesi, CHP’nin içinde bulunduğu acziyeti göstermektedir” dedi.

    Muğla’da vahşice öldürülen Pınar Gültekin davasıyla ilgili önemli bir iddia ortaya atıldı. Hürriyet Gazetesi köşe yazarı, gazeteci Fatih Çekirge’nin gündeme getirdiği iddiaya göre, CHP’li bir Muğla milletvekili Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin’i arayarak davadan vazgeçmelerini istedi.

    Gazeteci Fatih Çekirge, “Adı bende” dediği CHP’li vekilin, telefonla ulaştığı Pınar Gültekin’in babasına “Tamam böyle bir şey yaşandı. O aile de perişan. Zaten cezasını çekecek. Gel sen davadan vazgeç. Zaten kamu davası devam edecek” dediğini ileri sürdü.

    Çekirge, Gültekin’in babasının bu teklife karşılık, “Bunu duymamış olayım. Sizin kızınızı diri diri yakıp üzerine beton dökseler bunu ister misiniz?” yanıtını verdiğini aktardı.

    Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, avukatı Rezan Epözdemir aracılığıyla yaptığı açıklamada iddianın doğru olduğunu söyledi.

    Gültekin, 4 Ocak’taki duruşma sonrası, “Arama kaydı var” dediği görüşmeyle ilgili konuşacağını söyledi. CHP’nin Muğla milletvekilleri Mürsel Alban, Süleyman Girgin, Burak Erbay ve Suat Özcan iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

    ‘CHP’NİN İÇİNDE BULUNDUĞU ACZİYETİ GÖSTERMEKTEDİR’

    Yaptığı yazılı açıklamayla konuyla ilgili değerlendirmede bulunan AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, bir CHP Muğla milletvekilinin Pınar Gültekin’in babasını arayarak, davadan vazgeçmesini istediği haberini hayret ve şaşkınlıkla okuduğunu kaydetti.

    Milletvekili Gökcan, “Cinayetin sevginin, saygının, hoşgörünün ve insani değerlerin yüksek olduğu güzel Muğla’mızda yaşanması ve CHP Muğla milletvekilinin adının olaya karışması Muğlalı olarak bizleri ikinci kez üzmüştür. İnanmak istemediğimiz görüşme olayında bugün CHP Muğla milletvekilinin adı açıklandı. Son günlerde CHP’de, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine yakışmayan olaylar yaşanmaktadır. Atatürk sağ olsa ‘Bu Parti benim kurduğum Parti mi’ diye düşünür ve kemikleri sızlardı” dedi.

    “Eğer iddialar doğru ise bir milletvekilinin bu tür işlere bulaşması vahim bir durumdur ve asla kabul edilemez” diyen Gökcan, açıklamasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:

    “CHP’de adını anmaktan hicap duyduğum skandallara bir de bu iddianın eklenmesi, CHP’nin içinde bulunduğu acziyeti göstermektedir. Halen iddianın Muğla’mız ve siyaset kurumu adına doğru olmadığına inanmak istiyorum. Gerçekler er geç ortaya çıkacaktır. Bekleyip göreceğiz. Bu vahim iddianın sonuna kadar takipçisi olacağız. Pınar kızımıza tekrar rahmet, kederli ailesine de sabır ve baş sağlığı diliyorum.”

  • Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın yargılanmasına başlandı

    Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın yargılanmasına başlandı

    Bir televizyon kanalındaki sözleri nedeniyle Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında, “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan açılan davaya başlandı.

    İstanbul Anadolu 8. Asliye ceza mahkemesinde görülen duruşmaya Metin Akpınar ve avukatları İsmet Atilla Hekimoğlu, Burçin Hekimoğlu katıldı. Müjdat Gezen duruşmaya katılmadı. Gezen’in avukatları Deniz Şeren ve Fuat Selvi ile şikayetçi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Gökhan Arslanoğlu da duruşmada hazır bulundu. Müjdat Gezen’in avukatları, mazeret dilekçesi bildirdiler. Dilekçede Gezen’in sağlık sorunları gerekçe gösterildi. Kimlik tespiti sırasında tiyatro sanatçısı olduğunu söyleyen Metin Akpınar, aylık gelirinin de ortalama 6 bin TL olduğunu belirtti.

    Kimlik tespitinden sonra savunmasını yapan Akpınar, katıldığı televizyon programında sarf ettiği iddianameye konu sözleri baskı altında kalmadan söylediğini belirterek, “Baskı altında kalmadan özgür irademle söylediğim sözlerdir” dedi.

    Gençliğinden itibaren yaşamını sanata adadığını söyleyen Akpınar, “Ben, benliğim, kimliğim, kişiliğim ve karakterimle Metin Akpınar olarak 80 yaşıma geldim” dedi. Katıldığı televizyon programında sanattan bahsettiğini söyleyen Akpınar, “Ayrıca demokrasi ve bizi demokrasiye götüren aşamalardan bahsettim. Bu bir durum tespitidir. Ben o sözleri silah altında zorla söylemedim, özgür irademle söylediğim sözlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız net olarak hedef gösterilmemiştir. Doğrudan Cumhurbaşkanına yönelik, onu hedef alan bir söz söylemedim. Öncelikle beraatimi, mahkeme aksi kanaatte ise lehime olan tüm hükümlerin uygulanmasını talep ederim” dedi.

    Akpınar, olası bir ceza alması durumunda cezaya ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğini beyan etti.

    Akpınar’ın avukatları sağlık sorunları ve yaşını gerekçe göstererek müvekkillerinin önümüzdeki duruşmalardan vareste (muaf) tutulmasını istediler. Müjdat Gezen’in avukatı Deniz Şenel, “Müvekkilimiz kronik bel fıtığı sorunu yaşıyor. Yürüyemez halde. Sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadı. Bir sonraki celse hazır edeceğiz. Beyanı alındıktan sonra savunmada bulunacağız” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avukatı Gökhan Arslanoğlu da şikayetlerinin devam ettiğini belirterek sanıkların cezalandırılmasını istedi. Müjdat Gezen’in mazeretini kabul eden, Akpınar’ın duruşmalardan vareste tutulmasına karar veren mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

    İDDİANAMEDEN

    İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in 21 Aralık 2018 tarihinde bir televizyon kanalında yaptığı konuşmaların medyada yer aldığı yönünde ihbarda bulunulması üzerine soruşturmanın başlatıldığı belirtildi. Konuşmalarda Cumhurbaşkanına hakaret suçunun işlendiği belirtilen iddianamede, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan 1’er yıl 2’şer aydan 4’er yıl 8’er aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.

  • FETÖ’nün ‘Selam Tevhid’ davasında karar

    FETÖ’nün ‘Selam Tevhid’ davasında karar

    FETÖ’nün “Selam Tevhid” kumpası davasında eski polis müdürlerinin de aralarında olduğu 20 sanık ”darbeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 9 sanık ise müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    77 sanıklı FETÖ’nün Selam Tevhid kumpası davasında karar çıktı.

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devletin güvenliğine ilişkin bilgiler nedeniyle izleyiciye kapalı yapılan duruşmada eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Oktay Bulduk, Yurt Atayün, Ömer Köse ve eski savcı Gültekin Avcı’nın aralarında bulunduğu 20 sanık ”darbeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    9 sanık da müebbet hapis cezasına mahkum oldu. Bu sanıklara ayrıca, “haberleşmenin gizliliğini ihlal”, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “suç uydurma” ve , “resmi belgede sahtecilik”suçlarından 40 yıl 32 ay hapis cezası verildi.

  • Hrant Dink cinayeti davasında duruşma ertelendi

    Hrant Dink cinayeti davasında duruşma ertelendi

    AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı dava, sanıkların ve avukatların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlaması için süre verilerek ertelendi.

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada taraf avukatları celse arasında açıklanan esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapabilmek için süre istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklara ve taraf avukatlarına esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre vererek duruşmayı erteledi.

    MÜTALAADAN

    Cumhuriyet savcısı esas hakkında açıkladığı 68 sayfalık mütalaasında, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü sanık Ali Fuat Yılmazer’in FETÖ amaçları doğrultusunda önceden öldürüleceğini bildiği, Hrant Dink’in hayatını koruma yerine görevini yerine getirmediği anlatılıyor. Mütalaada sanık Yılmazer’in “Tasarlayarak adam öldürmek suçuna iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “Görevi kötüye kullanma”, “FETÖ yöneticiliği”, “Resmi belgelerin yok edilmesi veya gizlenmesi” suçlarundan 18 yıl 3 aydan 31 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

    Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in “Tasarlayarak adam öldürmek suçuna iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi, “FETÖ yöneticiliği”, “Resmi belgenin yok edilmesi veya gizlenmesi”, “Görevi kötüye kullanma” ve “Resmi belgede sahtecilik” suçlarından 21 yıl 6 aydan 40 yıla kadar hapsi isteniyor.

    Mütalaada MİT Tırlarının durdurulması davasında hapis cezasına çarptırılan tutuklu sanık Hamza Celepoğlu’nun “Anayasayı ihlal”, “Kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı müebbet hapis cezalarıyla cezalandırılması, “FETÖ üyeliği” suçundan ise 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Tutuklu sanık Muharrem Demirkale’nin ise “Anayasayı ihlal”, “Kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması istenirken, “FETÖ üyeliği” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi isteniyor.

    Mütalaada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan’ın da aralarında bulunduğu 13 firari sanığın dosyasının ayrılması talep ediliyor.

  • Eski Korgeneral Talu’nun emir subayına FETÖ üyeliğinden dava

    Eski Korgeneral Talu’nun emir subayına FETÖ üyeliğinden dava

    FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi eski Korgeneral İlhan Talu’nun emir subayı emekli Albay Hayati İren hakkında, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçundan dava açıldı.

    Emekli Albay Hayati İren, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY’nin Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında kasım ayında yapılan operasyonla gözaltına alındı. Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’nda yakalanan ve yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi eski Korgeneral İlhan Talu’nun emir subayı olduğu belirlenen İren, 12 Kasım’da çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Soruşturması tamamlanarak hakkında iddianame düzenlenen İren’in, çalıştığı birliklerde örgütün mahrem imamlarıyla ankesörlü ve sabit hatlardan ardışık görüşmeler yaptığı tespit edildi.

    İddianamede İren’in, 2016-2018 yıllarında Ankara’da EDOK Eğitim Tümen Komutanlığı’nda çalıştığı, darbe girişiminin olduğu tarihte İlhan Talu’nun emir subayı olduğu ancak o hafta izine çıktığı bilgisi yer aldı. İddianamede, İren’le ilgili FETÖ’nün, eğitim kurumlarıyla ilişkisinin tespit edilemediği, kapatılan Bank Asya’da hesap hareketinin bulunmadığı, örgütün haberleşmek için kullandığı ‘Bylock’ kullandığı yönünde bir delil olmadığı ancak; çalıştığı birliklerde örgüt imamlarıyla sabit hatlardan ardışık görüşmeler yaptığının tespit edildiği anlatıldı.

    Savunmasında, kendisini arayan kişilerin birlikte görev yaptığı askerler olduğunu, örgütle bağlantısının olmadığını iddia eden İren, Mali Suçları Araştırma Kurulu’nca (MASAK) düzenlenen Mali Analiz Raporu’nda tespit edilen, bazı FETÖ şüphelilerine gönderdiği paraların da basit borç alışverişi olduğunu ileri sürdü. İddianamede, İren’in ısrarla örgütün Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapılanması içinde kaldığı, örgüt imamlarıyla ankesörlü telefonlarla ilişkisini sürdürdüğü belirtilerek, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçundan 15 yıla kadar hapsi istendi.

    İren, iddianameyi kabul eden Ankara 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.

  • Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesinde saldırı davası başladı

    Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesinde saldırı davası başladı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Ankara’nın Çubuk ilçesinde şehit Yener Kırıkçı’nın cenaze töreninde yapılan saldırıya ilişkin 36 sanığın yargılanmasına başlandı.

    Hakkari’de Irak sınırında bölücü terör örgütü ile girilen çatışmada şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı (26) için 21 Nisan 2019 tarihinde Çubuk’ta düzenlenen cenaze töreninde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterildi. Törene katılan bazı kişiler, Kılıçdaroğlu’na yumruk ve sopayla vurmaya çalıştı, tekme savurdu. Osman Sarıgün’ün, Kılıçdaroğlu’na yumruk vurması cenazede çekilen görüntülere de yansıdı.

    ‘NASIL OLDUĞUNU UNUTTUM’

    Aralarında Osman Sarıgün’ün de bulunduğu 36 sanığın, Çubuk 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanmalarına başlandı. Duruşmayı çok sayıda CHP’li milletvekili izlerken, adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Duruşmada, sanıkların kimlik tespitinin ardından iddianamenin özeti okundu. Daha sonra sanık savunmalarına geçildi. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan sanık Osman Sarıgün, savunmasında olayın üzerinden çok zaman geçtiğini, nasıl olduğunu unuttuğunu söyledi. Daha önce soruşturma aşamasında verdiği ifadelerini tekrarladığını belirten Sarıgün, yaşananlardan dolayı pişman olduğunu, Kılıçdaroğlu’ndan özür dilediğini belirtti. Duruşma diğer sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.