Etiket: dava

  • FETÖ’yü övdüğü videolar soruldu: “Kinaye yaptım” dedi

    FETÖ’yü övdüğü videolar soruldu: “Kinaye yaptım” dedi

    Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın da bulunduğu 78’i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davanın dosyası, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderildi.

    İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın bulunduğu çok sayıda tutuklu sanık, tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı.

    Duruşmada sanık Adnan Oktar’ın, önceki celselerde birleştirilen ek iddianame ile kapalı oturumlarda dinlenilen mağdur, müşteki ve tanıkların beyanlarına karşı savunmasını tamamlamasının ardından çapraz sorgusu yapıldı.

    Sanık Oktar’ın avukatı Sinem Mollahasanoğlu, duruşma salonunda, hakkında “FETÖ’ye yardım” suçu da bulunan müvekkilinin FETÖ’yü yerdiğini iddia ettiği bir video kaydı izletti.

    Söz konusu videoda, Oktar’ın “Bakın Zaman gazetesi ne halde geldi” dediği duyulurken, avukat Mollahasanoğlu, “Sizin FETÖ’yü yeren başkaca konuşmalarınız oluyor muydu?” diye sordu.

    Bu sırada Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, videonun altındaki 23 Ekim 2013 tarihine dikkati çekerek, “Videoda ‘Bakın Zaman gazetesinin başına ne geldi?’ deniyor ama altındaki tarihle oynanmış gibi. Bu video darbe girişimi sonrasında çekilmiş olabilir. Burada montajlı görüntü mü izletiyorsunuz?” dedi.

    Sanık Oktar ise videonun tarihini hatırlamadığını ileri sürdü.

    Önceki günlerde yapılan duruşmalarda savunması alınan Oktar, gerek mahkeme heyeti, gerekse şikayetçi avukatları tarafından izletilen FETÖ elebaşını övdüğünün görüldüğü videolara ilişkin “Kinaye yaptım. Akıllı olan anlar. Konuşmalarımda ona karşı müthiş bir aşağılama var. Kendisine kahtani diyorum. Kahtani deccal gibidir. Ne tanışmışlığım var, ne o beni sever ne ben onu severim.” şeklinde konuşmuştu.

    Duruşmada daha sonra, yasa gereği 3 ayda bir yapılan aylık tutukluluk incelemesine geçildi.

    Tek tek söz alan tutuklu sanıkların büyük çoğunluğu, örgüt elebaşı ile birlikte tahliye olmak istediklerini söylerken, bazı sanıklar ise hasta olan arkadaşlarının öncelikli tahliyesini talep etti.

    Bir sanığın talepte bulunduğu sırada, salonda bulunan bütün sanıklar ve sanık yakınlarının aynı anda gülmesi üzerine Mahkeme Başkanı Perk, “Örgüt suçundan yargılanıyorsunuz ama hepiniz aynı tonda gülüyorsunuz, manidar. Normalde kiminin tonu yüksek olur, kiminin düşük.” ifadesini kullandı.

    Tutukluluk durumuna ilişkin konuşan Adnan Oktar, “Şu an bizleri Allah ve melekler seyrediyor. Cenabı Allah süs olsun diye bu mahkemeyi oluşturdu. Rabbimizin emrini bekliyoruz.” dedi.

    Taleplere dair görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, 4 sanığın tahliyesine karar verilmesini, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.

    Sanık avukatların tanık dinletme ve diğer taleplerinin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğundan reddine karar verilmesini isteyen savcı, dava dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlayabilmesi için kendisine gönderilmesini talep etti.

    Şikayetçi avukatları, tüm sanıkların tutukluluğunun devamına, bazı tutuksuz sanıkların ise tutuklanmasına karar verilmesini isteyerek, dosyanın mütalaaya gönderilmesi görüşüne katıldıklarını ifade ettiler.

    Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dava dosyası ve tüm eklerinin cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmetti.

    Tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmeden heyet, hakkında adli kontrol tedbiri bulunan tüm sanıkların da bu hallerinin devamını kararlaştırarak, duruşmayı 2 Kasım’a erteledi.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede, sanıkların haricinde 26 kişi “mağdur”, aralarında eski emniyet müdürü Adil Serdar Saçan’ın da bulunduğu 99 kişi ise “müşteki” sıfatıyla yer alıyor.

    Mağdur ve müştekilerin yanı sıra 23 tanık ve etkin pişmanlıktan yararlanan 25 kişinin beyanlarına yer verilen iddianamede, sanık Adnan Oktar’ın elebaşılığındaki silahlı suç örgütünün biri firari 13 yöneticisi bulunduğu anlatılıyor.

    İddianamede, sanıklar hakkındaki suçlamalar şöyle:

    “Siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme, cinsel istismar, cinsel saldırı, 6136 Sayılı Kanun’a muhalefet, eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi, şantaj, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, hakaret, 3628 sayılı Mal Varlığı Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’na muhalefet, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması, dolandırıcılık, tehdit, kişisel verilerin kaydedilmesi, kasten öldürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme, 5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet, resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, resmi belgede sahtecilik ve suçluyu kayırmak.”

    İddianamede, örgüt elebaşı Adnan Oktar hakkında, ”devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, ”suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme”, ”terör örgütüne (FETÖ) üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek”, ”kasten öldürmeye teşebbüs”, ”5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet”, ”resmi belgeyi yok etmek”, ”resmi belgede sahtecilik”, ”nitelikli cinsel saldırı”, ”çocuğun nitelikli cinsel istismarı”, ”6136 Sayılı Kanun’a muhalefet”, ”eğitim öğretim hakkının engellenmesi”, ”eziyet etme”, ”şantaj”, ”cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, ”suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama”, ”dolandırıcılık”, ”3628 sayılı Kanun’a muhalefet”, ”hakaret”, ”tehdit”, ”hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”, ”suçluyu kayırma” ve ”kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması” suçlarından toplam 420 yıldan 871 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

    İddianamede, 11 müşteki-sanık hakkında ”suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçundan ayrı ayrı 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası, diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan hapis cezaları talep ediliyor.

     Ek iddianame düzenlendi

    Yargılama sürerken, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar ile ana davadan tutuklu bazı sanıkların da bulunduğu 18 kişi hakkında ek iddianame düzenlenmiş, iddianame ana dava dosyasıyla birleşmişti.

    Ek iddianamede, 18 sanığın “nitelikli cinsel saldırı”, “örgüt üyeliği”, hürriyeti tahdit”, “tehdit” ve örgüte yardım” suçlarından değişen sürelerde hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

  • Can Dündar için istenen ceza belli oldu

    Can Dündar için istenen ceza belli oldu

    MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin yargılanan firari sanık Can Dündar’ın 35 yıla kadar hapsi istendi.

    MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara Cumhuriyet Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde yer verdiği gerekçesiyle çarptırıldığı 5 yıl 10 ay hapis cezası Yargıtay’ca bozulan Can Dündar’ın yeniden yargılandığı davada savcı, “Siyasal veya askeri casusluk” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçlarından 22,5 yıldan 35 yıla kadar hapis talep etti.

  • Bu görüntülere 1 milyon dolarlık dava

    Bu görüntülere 1 milyon dolarlık dava

    ABD’nin Teksas eyaletinde iki atlı polisin kelepçelediği ve ata halatla bağlayarak cadde boyunca götürdüğü siyahi vatandaş Donald Neely (44), 1 yıl sonra atlı polislere yaklaşık 1 milyon dolarlık dava açtı. Neely, davayı polis memurları tarafından şehrin ortasında “köle” gibi götürülerek aşağılandığını öne sürerek açtığını açıkladı.

    Galveston’da Ağustos 2019 yılında yaşanan olayda Donald Neely, izinsiz bir işyerine girdiği için gözaltına alındı. Neely’i gözaltına alan atlı polis memuru siyahi adamı, polis merkezine kadar halatla ata bağlı bir şekilde götürdü. Olayın fotoğraflarının yayınlanmasından sonra ABD basını, eski zamanlarda ‘kölelik dönemine’ benzetti. Sosyal medyadaki pek çok kişi, Neely’nin görüntülerini ABD’nin kölelik dönemiyle karşılaştırdı.

    Donald Neely, bir yıl sonra polis departmanının bağlı olduğu Galveston kenti idari yönetimine yaklaşık 1 milyon dolarlık dava açtı. Neely’in avukatları adamın eski zamanlardaki bir köle gibi şehirde gezdirildiğini ifade ederek bu durumun son derece küçük düşürücü olduğunu ifade etti.

  • ‘Tefecilik’ davasında tutuklu sanık: Avukatın talimatıyla birini vurdum

    ‘Tefecilik’ davasında tutuklu sanık: Avukatın talimatıyla birini vurdum

    Bursa’da, ‘tefecilik’ ve ‘silahla yaralama’ dahil çeşitli suçlara karıştığı iddia edilen, 2’si tutuklu 9 sanığın yargılandığı davada, etkin pişmanlık yasasından faydalanmak isteyen Hünkar Yıldız (43), “Avukat Hakan K., bir keresinde 20 milyon liralık sahte senet hazırlamıştı” dedi. Diğer tutuklu sanık Mustafa Demir (28) ise “Hakan K.’nin talimatıyla birini vurdum” derken, Avukat Hakan K. (38) ise suçlamaları reddetti.

    İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen yıl ocak ayında Bursa Barosu’na kayıtlı avukat Hakan K.’nin yanında çalışanlarla birlikte tefecilik yaptığı iddiası üzerine soruşturma başlattı. Ekipler, yaptıkları takibin ardından avukatın bürosunun da yer aldığı 13 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda; 2 operasyonel balistik yelek, 2 av tüfeği, 2’si ruhsatsız 5 tabanca, 960 mermi ele geçirildi. Şüphelilerin ‘tefecilik’, ‘ateşli silahla yaralama’, ‘zorla senet imzalatma’, ‘yağma’, ‘şantaj’, ‘suç üstlenme’ gibi suçlara da karıştığı ileri sürüldü. Avukat Hakan K.’nin de aralarında bulunduğu 10 kişi yakalandı. Şüphelilerin, şikayetçilerden toplam 1,5 milyon TL’lik haksız kazanç elde ettiği öne sürüldü. Bursa 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 2 yıldır süren davada 2 tutuklu, 7’si ise tutuksuz bulunan sanıkların yargılanmasına devam edildi.

    ‘AVUKAT HAKAN K.’NİN TALİMATIYLA YAPTIM’

    Bursa 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Hünkar Yıldız ve Mustafa Demir SEGBİS’le katılırken, tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Duruşmada etkin pişmanlık yasasından faydalanmak isteyen Hünkar Yıldız, avukat Hakan K.’nin yanında 750 lira haftalık ücretle çalıştığını, iddianamede kendisine yöneltilen yaralama eylemini de onun talimatıyla gerçekleştirdiğini öne sürdü.

    ‘SAHTE SENET HAZIRLADILAR’

    İddianamedeki farklı bir yaralama olayında da kendisini Hakan K.’nin azmettirdiğini ifade eden Hünkar Yıldız, “Ahmet T.’ye atılan tehdit mesajlarıyla ilgili, o getirip Hakan K.’ye çek kırdırdı. Ben Hakan’ın yanında çalışırım, her şeyi benim yaptığımı söylettiler bana daha önce. Hakan K., Ahmet T.’ye para verince, benim adıma alacaklı göründüğüm senet imzalatmış, alacaklı gibi göründüm. Yavuz diye bir inşaatçı arkadaşım vardı, ofisin tadilatı için para aldı. İşi bitiremeyince ona 301 bin liralık senet imzalatmışlar. Ben bunu cezaevinde öğrendim. Esat Ç.’nin 4 beyaz eşya dükkanı var, bunlar oğluyla anlaşmazlığa girmişler. Oğlu Arda Ç. bir gün ofise geldi ve ‘Babam benim hakkımı vermiyor, imzaladığı kağıtlar var, parayı alabilir miyiz?’ dedi. Boş A4 kağıdı vardı, altında da Esat Ç.’nin imzası vardı. Bunu bilgisayardan, kağıdı senet gibi yaptılar imzayı da denk getirdiler. Üzerine 20 milyon lira gibi bir rakam yazıldı. Babası yurt dışındaymış, oğlu söyledi. Fırsattan istifade tebligatı gönderdiler, haberi olmadan kesinleşecekti. Benim duyduğuma göre Esat Ç.’nin haberi oldu ve imzaya itiraz etti ama belgedeki imza onun olunca itirazı geçersiz oldu. Ancak borca itiraz etseydi durdurabilirdi. Hakan K. de ‘inşallah imzaya itiraz eder’ diyordu. Kesinleşince hızlıca bankalara yazılar yazıldı, işlemler yapıldı” diye konuştu.

    ‘OSMAN’I HAKAN’IN TALİMATI İLE VURDUM’

    Hakan K.’nin korumalığını da yaptığını belirten Hünkar Yıldız, “Ben Hakan için merminin önüne atlardım, Osman’ı da onun talimatıyla vurdum. Ben cezaevine girince benim ailem, çoluk çocuğum eziyet çekiyor. Bunlar vicdansız, ben olayı ilk yaptığımda eline sağlık diyorlardı. Bir kadın avukat ben konuşmayayım diye cezaevine geldi ve bana ‘Hakan K.’nin babasının selamı var’ dedi” diye konuştu.

    ‘HAFTALIK 750 LİRAYA ÇALIŞANIN 1 MİLYON ALACAĞI NASIL OLUR’

    Hakkındaki iddiaları yanıtlayan tutuksuz sanık Avukat Hakan K. ise sanığın kendisinden para kopartmak için böyle bir beyanda bulunduğunu ifade ederek, “Hünkar, benim yanımda 750 lira haftalıkla çalıştığını söylüyor. Başka avukatlarda 1 milyon 500 bin lira alacaklı olduğu dosyalar var, haftalık 750 liraya çalışan birinin bu paraya alacaklı olması mümkün mü? Esat Ç.’nin 20 milyon liralık olayla ilgili ifadesinde, oğlunun, kasadan açık bir senedini aldığını beyan ediyor zaten. Bu davada etkin pişmanlık, etkin sıyırma şekline dönmüştür. Benden para sızdırmak için kurulmuş, masalarda yapılan anlaşmalardır. Bana atılan iftiralarla ilgili herkesi Allah’a havale ediyorum. Mustafa Demir’e yapılan baskıyla ilgili koğuşta kavga kayıtları vardır” dedi.

    ‘ETKİN PİŞMANLIK İÇİN BANA BASKI YAPTILAR’

    Tutuklu sanık Mustafa Demir de savunmasında, cezaevinde aynı koğuşta kaldığı Hünkar Yıldız tarafından kendisine baskı yapıldığını söyleyerek, “‘Etkin pişmanlık yaparsak az ceza alacağız, Hakan’dan da para alacağız’ dedi. O yüzden bana bu konuda baskı yaptı. Ben o ifadelerimi kabul etmiyorum. Bana tezgah kuran asıl Hünkar Yıldız’dır. Bir avukat hanım geldi, ‘Hünkar’ın söylediklerini doğrulayacaksın, az ceza alacaksınız. Yoksa seni bu işin içine sürükleriz’ dedi. Biz az ceza alacağız diye milletin çoluğunu çocuğunu mu yakalım? Aynı koğuştaydık. Hünkar’la orada birlikte plan yaptık ancak benim şimdiki beyanlarım doğrudur” dedi.

    TUTUKLANMASINI TALEP ETTİ

    Müşteki Osman Yazıcıoğlu’nun avukatı Özgür Abatay, sanık Hakan K.’nin halen iddia edilen örgüte elebaşılık yaptığını ve söz konusu davada delilleri karartmak için diğer sanıkları da etkilemeye çalıştığını öne sürerek, tutuklanmasını istedi.

    ‘HÜNKAR İDDİALARINDA KENDİNİ SUÇLU GÖSTERMİYOR’

    Sanık Hakan K.’nin avukatı Erdal Yıldız, devam eden gizli soruşturmalar bulunduğunu anlatarak, “Hünkar Yıldız’ın iddialarında kendisini suçlu gösteren hiçbir nokta yoktur. Hakimlerin rüşvet aldığını iddia eden iki kişi duruşmaya gelip, katılan tarafın yanında yer almıştır. Bize bilgi sızdırdığı iddia edilen 2 polisin dinlenmesine yönelik talebi biz yapmıştık zaten. Tutuklu Mustafa, kendi beyanında vurduğu kişinin o gün gittiği yerde tesadüfen bulunduğunu söyledi. O zaman o anda vurduğu kişiyle ilgili nasıl talimat alabilir?” ifadelerini kullandı.

    DURUŞMA ERTELENDİ

    Mahkeme heyeti, Hünkar Yıldız ve Mustafa Demir’in tutukluluğunun ve tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Bursa’da gübre fabrikasındaki patlama davasında 4 sanığa hapis cezası

    Bursa’da gübre fabrikasındaki patlama davasında 4 sanığa hapis cezası

    Bursa’nın Gemlik ilçesinde 5 yıl önce bir işçinin ölümü, bir işçinin yaralanmasıyla sonuçlanan gübre fabrikasındaki patlamaya ilişkin yargılanan tesis yetkilisi 5 sanıktan 4’üne 2 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi.

    Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklardan Gökşen T, Murat M. ve Eyüp Ensari M, olayda yaralanan işçi Mustafa Karayol, hayatını kaybeden Uğur Çavdar’ın yakınları ile tarafların avukatları katıldı. Diğer sanıklar İbrahim Mesut H. ve Ali Galip K. ise duruşmaya gelmedi.

    Son sözleri sorulan sanıklar savunmalarında, suçlamaları reddederek beraat talebinde bulundu.

    Mahkeme heyeti, Gökşen T, Ali Galip K, Murat M. ve Eyüp Ensari M’ye “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi.

    Olay tarihinde işe yeni başladığı belirtilen İbrahim Mesut H’nin ise sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildi.

    Ayrıca, sanıklar arasında bulunmayan ancak ek bilirkişi raporunda asli kusurlu olduğu belirtilen A.B.G. hakkında suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.

    Gemlik ilçesinde gübre fabrikasında 19 Temmuz 2015’te meydana gelen patlamada işçilerden Uğur Çavdar (32) hayatını kaybetmiş, Mustafa Karayol yaralanmıştı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, fabrikanın iş bölümlerinden sorumlu 5 kişi hakkında 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

  • Ayşe Karaman davasında flaş gelişme

    Ayşe Karaman davasında flaş gelişme

    Ankara’da Ayşe Karaman’ın ölümüyle ilgili görülen davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, sanık Dr. Özgür Tarhan’ın, ‘bilinçli taksirle ölüme neden olmak’ suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapsini istedi.

    Davada, mahkeme sanığa bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi.

  • Leyla Aydemir davasında karar çıktı

    Leyla Aydemir davasında karar çıktı

    Leyla Aydemir davasında karar çıktı. Amca Yusuf Aydemir cinayet suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘cebir ve hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılırken, diğer 6 sanık beraat etti.

    Ağrı’da, 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeninin bulunmasıyla ilgili 1’i tutuklu 7 sanıklı davanın bugünkü duruşmasında karar açıklandı. Tutuklu yargılanan amca Yusuf Aydemir (43) ile akrabaları Mehmet Ali Aydemir (33) ve köylüleri Besim Dursun (48) hakkında mütaalasını tamamlayan Cumhuriyet savcısı, 3 sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde Leyla’yı öldürdüklerinin anlaşıldığını belirterek, ağırlaştırılmış müebbet ile 14’er yıla kadar hapis cezası verilmesini istemişti. Tutuksuz sanıklar Ayşe Artam (38) ve Yıldırım Artam (41) hakkında cinayete ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardımdan 29 yıl 4’er aya kadar hapis cezası talep eden savcı, amca Musa Aydemir (29) ile Besim Dursun’un eşi Hatun Dursun’un (56) ise beraat ettirilmesini talep etmişti.

    Kent merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde, 15 Haziran 2018 tarihinde kayboldu. Tüm Türkiye’nin bulunması için seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra, köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkisinde cansız bedeni bulundu. Su içinde bulunan küçük kızın babası Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir (33), 18 Temmuz günü ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

    7 SANIĞA DAVA AÇILDI

    Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Mehmet Ali Aydemir’in de aralarında olduğu 7 sanık hakkında ‘Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘İştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 14’er yıla kadar hapis cezası istemiyle 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.

    BABA ŞİKAYETÇİ OLMADI, ANNE OLDU

    Davanın 20 Eylül 2019 günü görülen ilk duruşmasında, baba Nihat Aydemir sanıklardan şikayetçi olmadı. Anne Şükran Aydemir ise şikayetçi oldu. Mahkeme heyeti, Leyla’nın amcası Yusuf Aydemir’i ‘suçu işlediğine yönelik somut deliller bulunduğu ve dinlenilmeyen tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimali olduğu’ gerekçesiyle tutukladı. 19 Aralık 2019 günü, dosya üzerinden yapılan tutukluluk değerlendirmesinde ise Mehmet Ali Aydemir, ‘mevcut delil durumu ile tutuklulukta geçen süre ve dosyanın geldiği aşama’ dikkate alınarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    ‘FİKİR VE EYLEM BİRLİĞİ İÇİNDE ÖLDÜRDÜLER’

    Cumhuriyet savcısının, 17 Haziran günü mahkemeye sunduğu mütalaada, müştekilerin yargılama aşamasında şikayetlerinden vazgeçtikleri ancak söz konusu suçun şikayete bağlı olmadığını vurgulandı. Mütalaada Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun’un fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri, üzerlerine atılı ve eylemlerine uyan ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme’ suçlarını iştirak halinde işledikleri bildirildi. 3 sanığın ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıldan 14’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi. Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın da ‘cinayete ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardım’ suçlarından 29 yıl 4’er ay hapisle cezalandırılmalarını isteyen savcı, amca Musa Aydemir ve Hatun Dursun hakkında ise delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesini talep etti. Cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir, Besim Dursun, Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın, hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmesini talep etti.

    ANNE VE BABA DURUŞMAYA KATILMAYACAK

    Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın bugünkü duruşması saat 09.00’da başlayacak. Davayı, Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan, Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan ile Erzurum ve Ağrı Barosu’ndan avukatlar da takip edecek. Karar verilmesi beklenen duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapan

    anne Şükran ve baba Nihat Aydemir’in avukatı Erdoğan Tunç, 2,5 yıldır devam eden yargılama sürecinin sonuna gelindiğini söyledi. Tunç, “Karar duruşması olacak, beklentimiz o yönde. Gergin bir atmosferin olacağını hepimiz öngörüyoruz. Leyla’nın anne ve babasına bu duruşmaya katılmamaları konusunda ricada bulundum, güvenlik gerekçesiyle. Toplum olarak Leyla’nın acısını derinden yaşamış olsak da ateş en çok düştüğü yeri yakar. Leyla’nın ailesine bir kez daha travma yaşatmaya gerek yok” diye konuştu.

    7 SANIĞA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ

    Mütaalaya karşı mahkeme heyetine yazılı beyan verdiklerini belirten avukat Tunç, “Dosyada, zorla getirme kararı çıkarılan 3 tanığın beyanı eksik. Bunların yargılamayı uzatma amaçlı duruşmalara katılmadığını, bu yüzden de dinlenmekten vazgeçilmesi gerektiğini bildirdik. 7 sanığın tamamı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talebimizi yazılı ve sözlü olarakbildirdim. Duruşmanın akışına göre gerek duyarsak anne,babayı çağırıp yeniden bir basın açıklaması yapabiliriz” diye konuştu.

  • Davayı kaybeden çift, husumetlisinin aracını ve evini taşladı

    Davayı kaybeden çift, husumetlisinin aracını ve evini taşladı

    Bursa’da, açtıkları silahlı tehdit davasını kaybedince hasmının evini taşlayan karı koca hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

    Bir arazi satışı için anlaşan F.Ö. ve M.Ö. ile A.Y. arasında 25 bin liralık komisyon nedeniyle anlaşmazlık çıktı.

    Satışın ardından A.Y’yi merkez Nilüfer ilçesindeki ağaçlık alana çağıran çiftle A.Y. arasında tartışma yaşandı. Bunun üzerine aldığı komisyonu iade eden A.Y, iddiaya göre silah teşhirinde bulundu.

    Çiftin şikayeti üzerine 29. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada A.Y, somut delile ulaşılamadığı gerekçesiyle beraat etti.

    Arabasını ve evini taşladılar

    F.Ö. ve M.Ö, davanın ardından A.Y’nin evinin önünde hakaretler ederek arabasını ve evini taşladı.

    Söz konusu saldırı anları sokaktaki bir güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

    A.Y’nin avukatı Fırat Karayaka, müvekkilinin can güvenliğinin tehdit edildiğini belirterek, şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

  • Bursa’da aylarca sürecek iki dava yarım saatte sonuçlandı

    Bursa’da aylarca sürecek iki dava yarım saatte sonuçlandı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde açılan iki dava, seri muhakeme usulü ile kısa sürede sonuçlandırıldı.

    Alınan bilgiye göre, ruhsatsız ateşli silah bulunduran E.G. ile alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye düşüren S.A’nın dosyaları, İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığınca seri muhakeme usulü kapsamında değerlendirildi.

    Bu kişiler, avukatları eşliğinde Cumhuriyet Savcısı tarafından belirlenen cezayı kabul etti.

    Sanıklardan E.G’ye 1 yıl hapis ve 30 gün adli ceza, S.A’ya da 6 ay hapis cezası verildi.

    Ceza mahkemelerinde aylarca sürebilecek davaların görülmesi yarım saatte bitirildi.

    Sanıkları seri muhakeme usulü ile yargılanmaları ve suçlarını kabul etmeleri nedeniyle cezaları yüzde 50 düşürüldü. Bu kişilerin daha önce sabıkaları olmaması nedeniyle cezaları ertelendi.

  • Bursa’da tarafların uzlaşması sonucu Uygur Türk’ü öğrencilere para yardımı yapıldı

    Bursa’da tarafların uzlaşması sonucu Uygur Türk’ü öğrencilere para yardımı yapıldı

    Bursa’daki bir davada tarafların uzlaşması sonucu belirlenen para, Bursa Uludağ Üniversitesinde (BUÜ) eğitim gören Uygur Türk’ü öğrencilerine verildi.

    Başkası tarafından tehdit edilen kişi, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Bahsi geçen suç, uzlaştırma kapsamına girdiği için dosya, uzlaştırma bürosuna gönderildi. Dosyaya uzlaştırmacı olarak Fatih Arslan atandı.

    Taraflarla görüşen Arslan, mağdurun şüphelilerden taleplerini ve tarafların anlaşmaları için koşullarını dinledi. Uzlaştırmacı Arslan’ın çalışmaları sonucu mağdur önce zararın karşılanması için bir miktar para talep etti. Diğer taraf da bunu kabul ederek zararın karşılanması için 520 lira ödedi. Mağdur daha sonra bu rakamın ihtiyacı olan öğrencilere yardım olarak verilmesini istedi.

    Muradiye Diyanet Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurdu’nda uzlaştırmacı Fatih Arslan ile BUÜ Türk Devletleri ve Akraba Toplulukları Uygulama ve Araştırma Merkezi (TUDAM) Müdürü Doç. Dr. Erdem Özdemir, Uygur Türkü Öğrencileri Topluluğu Başkanı Abdülkadir Abdülkerim ile bir araya gelerek parayı teslim etti.

    Arslan, burada yaptığı açıklamada, adalet sisteminde yerini alan uzlaşmanın önemli bir adım olduğunu söyledi.

    TUDAM Müdürü Özdemir de genellikle Türk dünyası üzerine yaptıklarını belirterek, “Uygur Türk’ü öğrencilerimizin büyük çoğunluğu bugün Çin’de yaşanan politik meselelerden dolayı aileleriyle görüşemiyorlar ve ailelerden maddi bir yardım da alamıyorlar. Bu öğrenciler, devletimizin ve milletimizin yardımlarıyla burada yaşamlarını sürdürüyorlar.” dedi.

    Öğrenci Topluluğu Başkanı Abdülkerim ise yardımdan dolayı teşekkür etti.