Etiket: dava

  • Bursa’da cezaevi aracına bombalı saldırı davasında karar

    Bursa’da cezaevi aracına bombalı saldırı davasında karar

    Bursa’da 20 Nisan 2022’de Bursa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumuna giden infaz koruma memurlarını taşıyan otobüsün geçişi sırasında yapılan, infaz koruma memuru Cengiz Yiğit’in şehit olduğu, 23 ceza infaz kurumu personelinin yaralandığı terör saldırısına ilişkin 3 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.
    Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Seda Baykan, Dilek Arsu ve Mehmet Mustafa Uzkar cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Saldırıda şehit olan Cengiz Yiğit’in eşi Şenay Yiğit’in vekilleri ile sanık avukatları da duruşmada hazır bulundu.

    Duruşmada, yargılamanın başında dosyası davadan ayrılan Cebrail Gündoğdu tanık olarak dinlendi ve yakalandıklarında “Yaşasın MLKP” diye bağırdıklarını inkar eden Dilek Arsu ile Seda Baykan’ın görüntüleri izlendi.
    Son savunmalarını yapan sanıklardan Mehmet Mustafa Uzkar, beraat ve tahliye talebinde bulundu.
    Kararını açıklayan mahkeme heyeti, 3 sanığa “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma” ve “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bombalama suretiyle tasarlayarak öldürme” suçlarından 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
    Tüm sanıklar için “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bombalama suretiyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs” suçundan 353’er yıl, “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” suçundan da 10’ar yıl hapis cezasına hükmeden heyet, Seda Baykan ile Dilek Arsu’yu ayrıca “resmi belgede sahtecilik” suçundan 6’şar yıl hapis cezasına çarptırdı.

    Sanıklar için “kamu malına zarar verme” ve “mala zarar verme” suçlarından ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi. Öte yandan hüküm açıklanırken “Yaşasın partimiz MLKP” şeklinde slogan atmaya başlayan Seda Baykan ile Dilek Arsu’nun SEGBİS bağlantısı kesildi.

  • Rezidans davasında tutuklu kalmadı

    Rezidans davasında tutuklu kalmadı

    Kahramanmaraş merkezli ilk depremde yıkılan ve 31 kişinin hayatını kaybettiği rezidansla ilgili görülen davada karar verildi.
    Malatya 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 4 zanlı için tahliye kararının verildiği davada, tutuklu sanıklar Bülent Yeroğlu, Engin Aslan, Sefa Gülfırat, Mehmet Gündüz SEGBİS ile tutuksuz sanıklar Mustafa Tevfik Arpacı, Aysun Demir, Yasemin Yazıcı ve Mehmet Selim Doğan hazır bulundu. Duruşmaya, sanık avukatları, müşteki ve müştekilerin avukatları da katıldı.
    Tutuklu sanık Bülent Yeroğlu ise binanın projesini yaptığını, belediyenin de yaptığı kontrollerden sonra projeyi onaylandığını savundu. Yeroğlu, “Ben projeyi yaptım, gerekli onaylar alındı ve bina yapıldı. Daha sonra yapılan tadilatlar nedeniyle bina yıkılmıştır. Yıkılan bina, benim tasarladığımdan çok farklıdır” beyanında bulundu.
    Sanık ve sanık avukatları ile müşteki ve müşteki avukatlarını dinleyen mahkeme, iddia makamının talebini sordu. İddia makamı, yargılamada gelinen aşama, delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, tutukluluk sürelerini göz önünde bulundurularak tutuklu sanıkların tahliyelerini talep etti.
    Mahkeme heyeti, delillerin büyük oranda toplanmış olması, gelinen aşamadan sonra karartılacak delil bulunmaması nedeniyle sanıkların adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkma yasağıyla tahliyelerine karar verdi.
    Mahkeme, delillerin toplanması, karartılacak delil bulunmaması nedeniyle sanıkların adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkma yasağıyla tahliyelerine karar verdi.

  • ‘Kafkas arısı’ davası

    ‘Kafkas arısı’ davası

    8 yıldır Arıcılıkla uğraşan Mahmut Atabay’ın, 16 Ağustos 2023 tarihinde Ardahan’ın Hanak ilçesinde tanımadığı kişiler tarafından arı kovanlarına saldırıldı. Sonrasında ilçenin Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından delil tespiti için gelen veteriner ekipleri delil toplamak yerine arılardan numune aldı. O sırada başka bir zarara uğramak istemeyen Atabay, arılarını kamyonetine yükleyip Artvin’in Ardanuç ilçesinde kiraladığı arsaya yerleşti. Alınan numunelerden arıların Kafkas arısı olmadığı ortaya çıktı.

    Artvin Ardanuç İlçe Tarım Müdürlüğü yetkileri de Atabay’ın arılarının Kafkas arısı olmadığı gerekçesiyle kendisine 46 bin 900 lira para cezası ve alandan çıkarılma kararı verdi. Bunun üzerine Atabay’da mecburi olarak Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Madenli köyüne arılarını götürdü. Atabay, bu durumun üzerine Çayeli Sulh Mahkemesinden delil tespiti istedi ve bilirkişi raporu çıkarttırdı. Bilirkişi raporunda da arıların Kafkas arısı olduğu tespit edilince yaklaşık 700 bin TL zararı olduğunu iddia eden Atabay’da hem kendisini mağdur ettiğini düşündüğü veteriner hem de Ardanuç İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu.

    “Bizi oradan Valilik kararı adı altında bir evrak ile il dışına çıkarttılar”

    Artvin’de verilen karar ile il dışına çıkartıldığını ifade eden Mahmut Atabay, “Bu sene Ardahan Hanak’ta ismini bilmediğimiz bir kişi tarafından saldırıya uğradık. Biz kendisinden şikayetçi olduk. Delil tespiti istedik. Hanak tarımdan gelen yetkililer bizden numune aldılar. Onların normalde gelme sebebi hasar tespitiydi. Ancak onlar normalde bir suçluyu korurcasına arılardan numune aldılar gittiler. 3 gün içerisinde bize bir kağıt tebliğ ettiler. Biz oradan arıları Artvin’in Ardanuç ilçesine kaldırdık. Bir daha o köye girmek istemedik. 3 gün sonra bize bir evrak geldi ve evrakta arıların Kafkas arısı olmadığı yazılmıştı. Biz buna istianeden Artvin Sulh Hukuk Mahkemesinden delil tespiti istedik. 26 kovanımızı kırmışlar. 30 kovanımız hiç ortada yok. Arıların Kafkas ırkı olduğu da mahkeme kararında var. Bize verilen rapor doğrultusunda bana bir ceza yazıldı. Ben elimde mahkeme kararının var olduğunu söyledim. Söylememe rağmen ‘beni bağlamaz’ dediler. Bizi oradan Valilik kararı adı altında bir evrak ile il dışına çıkarttılar. Biz de Çayeli Madenli köyüne geldik. Hayvan pazarında uygun bir yer bulduk. O akşam arıyı buraya bırakmak zorunda kaldık. Diğer gün Çayeli Sulh Mahkemesi’nden delil tespiti istedik. Ardahan gen merkezi hariç başka bir gen merkezinde arıların incelenmesini istedik. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Zooteknik Bölümüne arılarımız gönderildi. Oradan da arıların Kafkas olduğuna dair belge geldi. Aynı zamanda mahkemeden gönderilen bilirkişi oda vermiş olduğu raporda kesinlikle Kafkas olduğu yazıldı. Bana verilen 46 bin 900 lira para cezası vardı. Cezaya itiraz ettik. Daha önceden bize verilmiş olan ÇKS belgeleri, konaklama belgelerine istinaden ve arıların Kafkas ırkı olduğu belirlenince cezamız iptal edildi” şeklinde konuştu.

    “Yaklaşık 700 bin lira civarında zararım var”

    Kovanlarındaki arıların Ardahan’dan Artvin’e oradan da Rize’ye gelirken bir çoğunun tam olarak beslenemediği için öldüğünü de kaydeden Atabay, “Bu arada ben devletten destekleme alıyorum. Benim her sene sağ olan arılarım bakılır. ‘Kafkas mıdır? Değil midir?’ diye örnek alınır. Bize destekleme çıkartılır. Benim arılarımın çoğu ölmüş. Ciddi bir zararımız var. Ben zararımın karşılanmasını istiyorum. Mahkeme dönemim var. Geçen hafta Ardahan Gen Merkezinden delil tespitine gelen ama delil almayıp numune alan 3 veteriner ve bana ceza yazan Ardanuç İlçe Tarım Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulundum. Ardanuç’tan benim buraya gönderilmem ile zaten kovan başı 3 bin lira değer kaybı yaşattı. Arılarımın da birçoğu ölmüş durumda. Yaklaşık 700 bin lira civarında zararım var” ifadelerini kullandı.

  • Fatih Terim ilk kez konuştu!

    Fatih Terim ilk kez konuştu!

    A Milli Takım ve Galatasaray eski teknik direktörü Fatih Terim, “Fatih Terim Fonu ” ile ilgili ilk kez konuştu.

    Terim kısa bir açıklama yaparak savaş başlatacağını duyurdu.

    “Yılların Fatih Terim kompleksini dışa vurma fırsatı bulanlar, ilgimin olmadığı bir davaya beni karıştırmaya çalışıyor. Ne alacağım vardır ne de vereceğim. Benim adımı karıştıranların aleyhine, tarihin en büyük hukuk savaşını başlatıyorum. Hazır olsunlar” dedi.

  • Sahte içki davasında savcı 15 yıl hapis istedi

    Sahte içki davasında savcı 15 yıl hapis istedi

    Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaasında Kamil Cihat İşcen’in Bülent D, Erhan S, Erol O, Mahmut A, Necip Ç. ve Şakir Ç’nin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle “taksirle ölüme neden olma” suçundan 15 yıla, Raif Aytaç Uzcan’ın ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Savcı, Oktay Yüce ve Raif Aytaç Uzcan’ın diğer suçlardan ise beraatlerine karar verilmesini istedi. Şikayetlerinin devam ettiğini belirten maktullerin yakınları, sanıkların cezalandırılmasını istedi.

    Savunmasını yapan Raif Aytaç Uzcan, sahte içkileri gizleme gibi bir niyetinin olmadığını belirterek, “Hastanede Kamil Cihat İşcen bana ‘Bunları senin evine götürelim’ dedi. Çağrı ile benim eve götürmüştük. Hayatını kaybedenleri duyduktan sonra polislere kendim teslim ettim. Mahkemeden beraatimi talep ederim.” dedi.

    Sanık Kamil Cihat İşcen de beraat talebinde bulunarak, “Alkolün sadece kullanıcısıyım. Kardeşimi kaybettim. Benim bir tek Allah’ım var. Sizin vereceğiniz cezaya razıyım” dedi
    Sanığın tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme heyeti, avukatların süre talebini kabul ederek duruşmayı erteledi.

  • Benzerine az rastlanacak dava

    Benzerine az rastlanacak dava

    Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde yaşayan G.A. isimli kadın, 2019 yılında eşi U.A. hakkında boşanma davası açmak için mahkemeye başvurdu. Karşı dava açan U.A. ise 2 çocuğunun annesi kadınla resmi şekilde evli olmadıklarını, nikah sırasında orada olmadığını belirterek, evliliğin yokluğunun tespitini istedi.

    Evlenme defterindeki imzanın erkeğe ait olmadı ortaya çıktı

    Yapılan yargılama sonucunda Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi erkek şahıs olan U.A.’nın açmış olduğu dava yönünden yaptığı incelemede, “Erkeğin evlenme esnasında hazır bulunmadığı, evlenme defterindeki imzanın erkeğe ait olmadığı, böylece evlenmenin kurucu unsurunun eksik olması nedeniyle evlenmenin yok hükmünde olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar” verilerek, evliliğin yokluğunun tespitine karar verdi. Aynı zamanda G.A. isimli tarafın açmış olduğu boşanma davasında da karar verilmesine yer olmadığına kararını verdi.

    Evliliğin yokluğunun tespitine karar verildi

    Karşı taraf olan G.A.’nın karara karşı istinaf kanun yoluna başvurarak itiraz etmesi sonucunda dosya üst mahkemeye taşındı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesince dosya usulen bozuldu. Üst mahkeme, her iki tarafın açmış olduğu davaların incelenmesi gerektiğini, erkek şahıs olan U.A.’nın açmış olduğu evliliğin yokluğunun tespiti davasının öncelikle karara bağlanmasını ve karar kesinleştikten sonra kadın taraf olan G.A.’nın açmış olduğu boşanma davasında karar verilmesi gerektiğini belirterek, söz konusu dosyayı bozdu. Bunun üzerine Çerkezköy 2. Aile Mahkemesi dosyaları tefrik ederek, erkek şahıs olan U.A.’nın açmış olduğu davasında 24 Ekim tarihinde davanın kabulü ile evliliğin yokluğunun tespitine karar verdi.

    “Eşine az rastlanır bir olay olduğu için müdahil olduk”

    Erkek şahıs olan U.A.’nın avukatı Muhammed Ali Demirci, söz konusu dosya ile ilgili olarak, “Müvekkil bize gelip başvurduğunda ve yaşadıklarını anlattığında Türkiye’de eşine az rastlanır bir dava olduğunu en başından anlayarak, davaya müdahil olduk. Müvekkil istemediği halde, zorlanarak, rızası ve bilgisi olmadan kendisi de nikah akdine katılmadığı halde Çıldır ilçesinde resmi evlilik gerçekleştirilmiş ve kendisine artık bu senin eşin denilmiş ve resmi nikahtan 1 ay kadar sonra İstanbul’da düğün gerçekleştirilmiştir. Evliliğin kurucu unsuru olan resmi memur önünde kabul rızalarının açıklanması hususu gerçekleşmediği için evlilik en başından beri yok hükmündedir. Bu nedenle evliliğin yokluğunun tespiti amacıyla açmış olduğumuz dava yerel mahkemece kabul edilmiştir. Dosya kapsamında tanıklar dinlenmiş ve Adli Tıp Kurumundan imza incelemesi de yaptırılmış ve sonucunda evlilik kütüğündeki imzanın müvekkile ait olmadığı ortaya konulmuştur. 24 Ekim’de verilen kararın henüz gerekçesi yazılmamıştır, gerekçeli karar yazıldıktan sonra karşı taraf olan G.A. muhtemeldir ki avukatları aracılığıyla karara itiraz edeceklerdir. Ancak kararın hiçbir şekilde değişmeyeceği ortadadır” dedi.

  • Suç örgütü davasında 66 kişinin yargılanmasına başlandı

    Suç örgütü davasında 66 kişinin yargılanmasına başlandı

    Samsun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Samsun’da faaliyet yürüten organize suç örgütlerinin ve karışmış oldukları suçların deşifre edilmesine yönelik başlattığı çalışma kapsamında geçen yıl Mart ayında düzenlenen operasyonda çok sayıda kişiyi gözaltına almıştı.

    Operasyon kapsamında 34’ü tutuklu 66 kişi hakkında soruşturmayı yürüten savcı tarafından 672 sayfalık iddianame hazırlanarak Samsun 3.Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. 66 kişinin Samsun 3.Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmalarına bugün başlandı.

    Tutuklu sanıklar Samsun T Tipi Kapalı Cezaevi ve Kavak Cezaevinden Samsun Adliyesine getirilerek duruşma salonunda hazır bulundular. Sabah saatlerinde Samsun Adliyesi İsa Fidan Konferans Salonunda başlayan duruşma saat 17.00’ye kadar devam etti. Mustafa Yağbasan’ın öldürülme olayının da yer aldığı davada yargılamanın Cuma akşamına kadar devam edeceği öğrenildi. Bugünkü duruşma yarına ertelendi.

  • Çocuk gelin skandalı davasında karar

    Çocuk gelin skandalı davasında karar

    İstanbul’da H.K.G. adlı 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi davasında mahkeme kararı açıklandı. Baba Yusuf Ziya Gümüşel’e 20 yıl, kız çocuğunun evlendirildiği Kadir İstekli’ye 30 yıl, anne Fatıma Gümüşel’e 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi.

    Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G., 6 yaşındayken 29 yaşındaki mürit Kadir İstekli ile evlendirildiğini iddia ederek şikayetçi oldu. H.K.G., ifadesinde çocukluğu boyunca cinsel istismara uğradığını ve bunun kendisine bir oyun gibi gösterildiğini anlattı.

    Bu iddiayla başlayan soruşturma sonucunda Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame ile dava açıldı. İlk duruşmanın 30 Ocak’ta yapılması kararı alındı.

    Davanın ikinci duruşmasında Adli Tıp Kurumu raporu, H.K.G.’nin ruh sağlığının bozulduğunu belirtti ve cumhuriyet savcısı sanıkların cezalandırılmalarını talep etti. Ancak davada 3. ve 4. celseler, savcının mazeretli olması nedeniyle ertelendi.

  • Kur’an-ı Kerim yakan kişi, kazada vefat etti

    Kur’an-ı Kerim yakan kişi, kazada vefat etti

    İzmir’in Çiğli ilçesinde 26 Eylül 2022 tarihinde yaşanan olayda, içki sofrasında Kur’an-ı Kerim’i yırtıp ateşe veren Berke Can Çoban ve Mert Atakan Durmaz, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık Mert Atakan Durmaz katıldı.

    Sanıklardan biri kazada öldü, diğer şahsa 10 ay hapis

    Hakim, diğer sanık Berke Can Çoban’ın 13 Mayıs 2023’te geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdiğini, bu nedenle dosyadan düşürüldüğünü belirtti. Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında “sanığın sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımında Kur’an-ı Kerim’in yakılmasından sonra söylenen ifadelerin nefret, hakaret içerikli sözler olarak değerlendirildiğini, böylelikle halkın bir kesimini diğer kesimine karşı kin ve düşmanlığa tahrik edecek ve öç almayı gerektirecek düzeyde olduğu ve suçun basın yayın yolu ile işlendiği” kanaatine varıldığı yönünde görüş bildirdi. İddia makamı savcısı, sanığın “Basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan cezalandırılmasını talep etti.

    Hakim, sanığın söz konusu suçtan 10 ay hapse çarptırılmasına karar verip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kararlaştırdı.

  • Sinan Ateş soruşturmasında yeni gelişme

    Sinan Ateş soruşturmasında yeni gelişme

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetine ilişkin yürüttüğü soruşturma devam ediyor.

    Başsavcılık, soruşturma çerçevesinde aralarında 2 emniyet mensubunun da bulunduğu 5 şüpheliyi mevcutlu olarak ifadeye çağırdı. Şüphelilerin polis eşliğinde Ankara Adliyesine getirilerek soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade verdikleri öğrenildi.

    Sinan Ateş, arkadaşı Selman Bozkurt ile 30 Aralık 2022’de Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi’nde bir binadan çıktığı sırada motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısına uğramıştı. Saldırıda Bozkurt omzundan yaralanırken, Ateş kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.