Etiket: dava

  • ABD’de TikTok ve Meta’ya dava

    ABD’de TikTok ve Meta’ya dava

    Yerel basındaki haberlere göre, Arkansas Valisi Sarah Huckabee Sanders ve Başsavcı Tim Griffin, basın toplantısında, söz konusu sosyal medya platformlarına üç farklı dava açıldığını duyurdu.

    Sanders, “Büyük teknoloji şirketlerini, çocuklarımızda bağımlılık oluşturan platformları kullanmaya zorlamaktan ve onları uygunsuz içerik dünyasına maruz bırakmaktan sorumlu tutmalıyız.” dedi.

    Sosyal medya şirketlerinin, çocukları kar için sömürdüğünü söyleyen Sanders, “Yönetimim bu başarısız statükoya müsamaha göstermeyecek.” diye konuştu.

    Griffin de bu davaların içerikle ilgili değil şirketlerin kullanıcılara yönelik “aldatıcı yöntemler” kullanmasıyla ilgili olduğunu söyledi.

    Meta’nın kasıtlı olarak ergenlere bağımlılık yapan ve onların düşüncelerini şekillendiren algoritmalar kullandığını belirten Griffin, “Meta’nın, bu algoritmalar hakkında halka bilgi vermek yerine, kar ve büyüme peşinde olduğu için algoritmaların işleyiş şeklini halktan bilerek gizlediğini” kaydetti.


    Griffin, TikTok ve Meta’nın, eyaletin ticaret uygulamaları yasasını ihlal etmekle suçlandığını aktardı.

    Davalardan birinin, TikTok kullanan reşit olmayan çocukları, cinsellik, uyuşturucu veya alkol kullanımını tasvir eden içerikler dahil uygunsuz içeriklerden korumak için açıldığı ileri sürüldü.

    Meta aleyhindeki davada ise şirketin Facebook üzerinden, çocukların platformda geçirdiği süreyi en üst düzeye çıkarmaya çalıştığı iddia edildi.

    TikTok Üst Yöneticisi (CEO) Shou Zi Chew, Çin merkezli teknoloji şirketi ByteDance ve Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile ilişkisi, Amerikalıların verilerinin Çin’e aktarılması, platformun özellikle gençlerin zihinsel sağlığını olumsuz etkilemesi, zararlı içeriklerin engellenmesi ve siyasi içerikler gibi konularda ABD Kongresinde ifade vermişti.

    Chew, TikTok’un ifade özgürlüğünü gözeten bir platform olduğunu ve bu tarz içeriklerin kaldırılmadığını savunmuştu.

    AB ve ABD’de yasaklar getirildi

    TikTok, güvenlik ve mahremiyet kaygıları, kullanıcı bilgilerine erişilebileceği ve Çin yanlısı görüşlerin yayılmasında kullanılabileceği endişesiyle ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya.

    Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu, güvenlik endişeleri nedeniyle çalışanlarına TikTok yasağı getirirken ABD’de de Beyaz Saray, Savunma Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı dahil birçok devlet kurumu, Kongre’de Aralık 2022’de yapılan oylamayı beklemeden TikTok’u yasaklamıştı.

    ABD Temsilciler Meclisi de 28 Aralık 2022’de üyeleri ve çalışanlarının kullandığı resmi cihazlara TikTok uygulamasının indirilmesine ve kullanımına yasak getirmişti.

    İngiltere de 16 Mart’ta alınan kararla tüm kamu çalışanlarına ait cihazlarda TikTok’un yasaklanacağını duyurmuştu.

  • Bir gün evli kalan çiftin boşanma davası kanlı bitti

    Bir gün evli kalan çiftin boşanma davası kanlı bitti

    Olay, dün öğlen saatlerinde Ankara Adliyesi ek binası önünde meydana geldi. Zeynep A. ve Onur A. evlendikten sadece bir gün sonra boşanma kararı aldı. Aynı ev içerisinde sadece 1 gün yaşayan çiftin görülen boşanma duruşmasının ikincisinde iki tarafın aileleri arasında kavga çıktı.

    Kavgada Onur A., eşi Zeynep A.’nın annesi S.Y.’yi yumrukla darbederken, babası Yılmaz A. da babaanne Zeynep Y.’nin üzerine otomobil sürdü. Zeynep A.’nın kardeşi Yiğit Y. ise Yılmaz A.’yı bıçakla yaraladı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri, sevk edildi. Yılmaz A. ve S.Y., sağlık görevlilerinin yaptığı ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Yiğit Y. ile kavgaya karışan diğer kişiler, polis tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bursa Barosu’ndan tepki

    Bursa Barosu’ndan tepki

    Konuya ilişkin açıklama yapan Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun, “Daha birkaç gün önce Ağrı’da ve Konya’da iki meslektaşımıza yapılan saldırıyı kınamış ve henüz üzüntümüz taze iken bu sefer de boşanma davası ile ilgili İnegöl Tapu Müdürlüğünde yapılan işlemler sırasında davalı koca Ekrem A., davacı vekilleri olan iki meslektaşımız Av. Mustafa Furkan Soydan ve Av. İrem Soydan’a silahla 11 el ateş ederek onları öldürmek istemiş ve meslektaşlarımızı yaralamıştır. Olaydan sonra hemen İnegöl’e gelinmiş, hem meslektaşlarımızın sağlıkları ile ilgilenilmiş hem de failin bir an önce yakalanması için Cumhuriyet başsavcılıkları ile görüşmeler yapılmış, İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının ve Emniyet’in sıkı takibi ile fail yakalanmış ve akabinde tutuklanmıştır.

    Yüreğimizi ağzımıza getiren ve bizleri çok üzen, meslektaşlarımızın kamu görevlerini yaparken uğradıkları bu alçak ve menfur saldırıyı lanetliyor, saldırının ardından kaçan ve daha sonra yakalanan saldırganın en ağır cezayı alması için her türlü çaba ve iradeyi göstereceğimizi tüm hukuki sürecin takipçisi olacağımızı tekrar beyan ve taahhüt ediyoruz. Öte yandan, ülkede oluşturulan hukuk ve siyasal iklimin bir sonucu olarak sabıkası olan ve daha önce yine aynı kadına yönelik şiddet uygulayan bir şahsın, devletin cezasızlık politikasının sonucu infaz yasaları ile elini kolunu sallayarak dışarıda tehlike saçmaya devam etmesi ve sonucunda da meslektaşlarımızı silahla öldürmeye teşebbüs etmiş olması da bu hukuk politikalarının artık iflas ettiğinin apaçık göstergesidir. Bu sebeple burada tek suçlu, olayın faili değildir. Bu politikaları meydana çıkarıp onu sürdürenler de fail kadar suçludur.

    Hukukun üstün olmadığı, hukuka saygının kalmadığı, hukukun bir aparat bir teferruat haline getirildiği, hukuk güvenliğinin ve güvenirliğinin yerle bir olduğu, Baroların meslektaşlarına yapılan saldırılarda müdahilliklerinin bile sistemli bir şekilde reddedildiği, avukatla müvekkilin özdeşleştirilerek kriminilize edildiği bir yerde bizler biliyoruz ki tek suçlu silahı çeken fail değildir. Bu hukuk ikliminden çıkarı olanlar ve onu uygulamaya devam edenler de en az onlar kadar suçludur. Tüm bunlarla beraber şahsi silahlanmanın geldiği korkunç boyut ve güvenlik önlemlerinin alındığını sandığımız kamu binalarına silahla girişlerin bu kadar kolay hale gelmiş olması, kendileri onlarca araçlık polis konvoyuyla gezenlerin, bizleri ne kadar savunmasız ve tehlikede bıraktıkları da gözden kaçmamaktadır. Saldırının bu boyutuyla da düşünülmesi, incelenmesi ve bu saldırıda yeterli güvenlik önlemlerini almayan kamu görevlilerinin de soruşturularak cezalandırılması gerekmektedir.

    Değerli meslektaşlarım, değerli basın mensupları. Bursa Barosu olarak meslektaşlarımıza geçmiş olsun diliyor, doğrudan avukatlık mesleğini hedef alan bu menfur saldırıya uğrayan meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olduğumuz gibi, tüm meslektaşlarımızla her zaman dayanışma içerisinde mesleğimizi onurumuzla sürdüreceğimizi, mesleğimize ve hukuka karşı yapılan her türlü saldırıya karşı direncimizi koruyacağımızı, her şart ve durumda hukuk mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimizi, bu davada da fail veya faillerin en ağır cezayı alması ve cezalarının sonuna kadar infaz edilmesi için tüm çabayı göstereceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz” dedi.

  • 6 yaşındaki çocuğun istismarı davasında yayın yasağı

    6 yaşındaki çocuğun istismarı davasında yayın yasağı

    İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşında evlendirilmesi ve cinsel istismara uğramasına ilişkin, Baba Yusuf Ziya Gümüşel, anne Fatıma Gümüşel hakkında 18 yıldan az olmamak, dini nikahla evlendirildiği Kadir İstekli hakkında ise “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel saldırı” suçundan 30 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası talebiyle dava açıldı.
    Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmaya, tutuklu sanıklar Kadir İstekli, Yusuf Ziya Gümüşel tutuklu oldukları ceza evinden getirildi. Tutuksuz sanık Fatıma Gümüşel sağlık sorunları nedeniyle mazeret sunarken H.K.G duruşmaya katılmadı. Taraf avukatları da salonda hazır bulundu.

    Tutuklu sanık Kadir İstekli’nin avukatı Eyüp Akıncı söz alarak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dışındaki katılma taleplerinin reddine karar verilmesini ve duruşmanın kapalı yapılmasını talep etti.

    Sanıklar ve müvekkili hakkında hakaretler edildiğini ifade eden sanık Fatıma Gümüşel’in avukatı, “İslam’a ve müslumanlara olan kinini kusmak isteyenleri bu salonda gördüm. Burada mesleki anlamda yapılacak bir faaliyet yok. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dışındaki katılma taleplerinin reddine karar verilmesini talep ediyorum” dedi.

    Tutuklu sanık Yusuf Ziya Gümüşel’in avukatı ise söz alarak, “Duruşmanın sağlıklı bir sonuca varması için gizli yapılmasını talep ediyorum” dedi.
    Mahkeme, mağdur, vekili ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dışındaki katılma taleplerinin reddederek bundan sonraki tüm duruşmanın kapalı yapılmasına ve yayın yasağı getirilmesine hükmetti.

  • ‘Boğaya şiddet’ davası Şubat’a ertelendi

    ‘Boğaya şiddet’ davası Şubat’a ertelendi

    Kızıltepe ilçesi kırsal Hocaköy Mahallesinde 28 Kasım 2022’de ahırda kesimini yapacağı ve gözlerini bağladığı boğanın başına defalarca balyoz vurup, bayıltan M.Y.’nin hayvanın başına balyozla vurma anına ilişkin görüntüler ortaya çıkınca, sosyal medyada büyük tepki çekmişti.
    Jandarma ekipleri kasaplık yaptığı belirlenen M.Y. ile birlikte 5 kişiyi gözaltına altına almıştı. M.Y. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak ceza evine gönderilmişti.
    Kızıltepe 3. Asliye Ceza Mahkemesinde bugün görülen duruşmada sanık M.Y.’nin ceza infaz kurumunda tutuklu bulunduğu süre, delillerin toplanmış olması ve sanığın kaçma şüphesinin bulunmaması nedeniyle tahliyesine karar verildi. Davaya ilişkin duruşmada tutuklu sanık kalmamış oldu. Duruşma ise, 16 Şubat Perşembe günü saat 09.30’a ertelendi.
    Ayrıca, Diyarbakır Baro Başkanlığı, Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, Gaziantep Barosu Başkanlığı, Mardin Barosu Başkanlığı’nın suçtan zarar gören sıfatları bulunmaması nedeniyle davaya katılma talepleri reddedildi.

  • Fincancı davasında karar açıklandı

    Fincancı davasında karar açıklandı

    Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik sözleri gerekçesiyle hakkında yürütülen soruşturma çerçevesinde tutuklanarak cezaevine gönderilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı.

    İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Mütalaada Fincancı’nın ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

    Mütalaanın açıklanmasının ardından duruşmaya 1 saatlik ara verildi.
    Ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanığa isnat edilen suçun vasıf ve mahiyeti ile kuvvetli suç şüphesinin bulunması nedeniyle sanık Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
    Duruşmanın bitmesinin ardından Fincancı’yı desteklemek için adliyeye gelen bir grup sloganlar atarak verilen kararı protesto etti.

    Olayın geçmişi

    Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik sözleri gerekçesiyle Türk Tabipler Birliği (TBB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmış ve Fincancı, İstanbul’daki evinde gözaltına alındıktan sonra 27 Ekim’de Ankara Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından hazırlanan iddianamede ise şüpheli Fincancı’nın, TSK’nın meşru müdafaa çerçevesindeki legal faaliyetleri ile terör örgütünün illegal faaliyetlerini bağdaştırma suretiyle terör örgütü propagandası yaptığı belirtilerek ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

    Öte yandan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı inceleme sonucu hazırlanan iddianameyi kabul etmiş, Fincancı’nın ikamet yerinin İstanbul olması da dikkate alınarak dosyanın İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince yargılamaya yetkili olduğuna karar verilmişti. Yetkisizlik kararı verilen şüphelinin dosyası ise İstanbul Adalet Sarayı’na ulaşarak İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmişti.

  • Sıla Şentürk cinayeti davası ertelendi

    Sıla Şentürk cinayeti davası ertelendi

    Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki üçüncü duruşmaya, maktule yönelik “çocuğun cinsel istismarı” suçundan 16 yıldan 20 yıla, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan da 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanan ve Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan sanık Gökçek katılmadı.

    Sıla Şentürk’ün ailesinin de katılmadığı duruşma, eksikliklerin giderilmesi için 23 Ocak 2023’e ertelendi.

  • Twitter’ın Elon Musk’a açtığı dava durduruldu

    Twitter’ın Elon Musk’a açtığı dava durduruldu

    Sosyal medya platformu Twitter ile teknoloji girişimcisi, Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk arasındaki “satın alma” krizi sürüyor. Twitter yönetiminin, 44 milyar dolarlık Twitter’ı satın alma anlaşmasından vazgeçen Elon Musk hakkında şikayette bulunmasıyla yargıya taşınan olayda yeni gelişme yaşandı.

    Delaware Mahkemesinden Yargıç Kathaleen McCormick, tarafların satın alma işlemini tamamlamasına izin vermek için davanın 28 Ekim’e kadar ertelenmesine karar verdi. McCormick, “İşlem 28 Ekim saat 17.00’ye kadar tamamlanmazsa taraflara Kasım ayında duruşma tarihlerini almak için aynı gün e-posta yoluyla benimle iletişime geçmeleri talimatı verilecek” ifadelerini kullandı.

    Kararın ardından Twitter’dan yapılan açıklamada, “İşlemi 28 Ekim’e kadar (hisse başına) 54.20 dolardan kapatmayı dört gözle bekliyoruz” denildi.

    Musk, “birden çok hükmünün ihlal edildiği” gerekçesiyle anlaşmadan vazgeçmişti

    Elon Musk Temmuz ayında sahte hesapların sayısı hakkında yeterli bilgi verilmediği gerekçesiyle 44 milyar dolarlık Twitter’ı satın alma anlaşmasından vazgeçtiğini duyurmuştu. Musk’ın avukatı Mike Ringler, Twitter Yönetim Kuruluna yazdığı mektupta müvekkilinin sosyal medya platformunda “sahte veya spam” hesapların sayısına yönelik yaklaşık 2 aydır veri istediğini belirterek, “Twitter bu bilgiyi sağlayamadı veya vermeyi reddetti. Twitter, bazen Musk’ın taleplerini görmezden geldi, bazen haksız görünen nedenlerle reddetti” ifadelerini kullanmıştı. Ringler, Musk’ın Nisan ayında imzalanan anlaşmanın “birden çok hükmünün ihlal edildiği” gerekçesiyle anlaşmadan vazgeçtiğini kaydetmişti. Söz konusu bilgilerin Twitter’ın ticari ve finansal performansı için esas olduğunu vurgulayan Ringler, anlaşmada öngörülen işlemleri tamamlamak için de gerekli olduğunu ifade etmişti.

    Musk, satıştan vazgeçince konu yargıya taşınmıştı

    Twitter Yönetim Kurulu Başkanı Bret Taylor ise yönetim kurulunun Musk ile üzerinde anlaşmaya varılan fiyat ve şartlardaki satın alma işlemini tamamlamak için uğraşacaklarını ve yasal yollara başvuracaklarını ifade ederek, “Delaware Mahkemesi’nde galip geleceğimizden eminiz” demişti. Delaware Chancery Mahkemesine 13 Temmuz’da yapılan şikayette, “Musk, imzaladığı anlaşma artık kişisel çıkarlarına hizmet etmediği için Twitter’a ve hissedarlarına karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddediyor” denilmişti. Hisse başına 54.20 dolar olarak anlaşılan satışın tamamlamasını talep eden Twitter yönetimi, Musk’ın anlaşmayı feshederken sunduğu gerekçelerin “bahane” olduğunu belirtmişti. Ayrıca anlaşmanın imzalanmasından bu yana Musk’ın Twitter aleyhinde kullandığı ifadelerin hisseler üzerinde aşağı yönlü baskıya yol açtığı kaydedilerek, “Anlaşmanın gerektirdiği gibi, piyasadaki gerilemenin maliyetini üstlenmek yerine Musk bu durumu Twitter’ın hissedarlarına çevirmek istiyor” ifadeleri kullanılmıştı.

    Musk, satın almak için yeniden teklifte bulunmuştu

    ABD medyası 4 Ekim’de, Musk’ın Twitter’ı satın alma anlaşmasından çekilme kararını değiştirerek Twitter’a yeniden satın alma teklifinde bulunduğunu yazmıştı.

    Elon Musk’ın Twitter’a bir mektup göndererek Twitter’ı hisse başına 54.20 dolar olmak üzere toplamda 44 milyar dolar değerindeki orijinal anlaşma fiyatıyla satın almak için bir teklifte bulunduğu aktarılmıştı.

    Twitter’ın Musk’a dava açması ile tarafların arasında mahkemenin 17 Ekim’de yapılması bekleniyordu.

  • Geçici velayet davasında karar çıktı

    Geçici velayet davasında karar çıktı

    Oyuncu Deniz Uğur, eski eşi gazeteci Reha Muhtar’ın çocuklarına şiddet uyguladığı iddiasıyla suç duyusunda bulunmasının ardından Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Davanın ilk duruşması bugün görüldü. Anadolu 1. Aile Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, Deniz Uğur ile Reha Muhtar katılırken avukatları salonda hazır bulundu. Mahkeme hakimi, avukatların duruşmanın gizli yapılmasına ilişkin talep dilekçesi sunduklarını tutanağa geçirdi. Talebi kabul eden mahkeme, duruşmanın gizli yapılmasına karar verdi.

    Kızlarının velayeti 2 ay süreyle anneye verildi

    Davaya ilişkin ara kararını oluşturan mahkeme, Reha Muhtar ve Deniz Uğur’un müşterek 2 çocuğundan biri olan M.D.M.’nin 2 ay süreyle geçici velayetinin anne Deniz Uğur’a verilmesine ve Reha Muhtar’ın 2 ay süreyle kızı M.D.M.’ye yaklaşmamasına, hakkında hakaret içerikli söylemde bulunmamasına karar verdi.

    Reha Muhtar karara uymazsa zorlama hapisle cezalandırılacak

    Karara uymaması halinde ise ilk ihlalde 3 günden 10 güne kadar, 2. ihlalde 15 günden 30 güne kadar zorlama hapisle cezalandırılmasına hükmetti. Oğulları P.D.M. hakkında ise herhangi bir şiddet ya da şiddet tehdidi bulunduğuna dair kanaate varılamadığını gerekçe gösteren mahkeme, tüm taleplerin reddine karar verdi.

    “Çocuklarımı birbirinden ayıramazlar”

    Duruşma sonrası açıklama yapan Deniz Uğur, “Kızımın velayetini aldım. Atlatmaya çalıştığı travmanın tedavi edilmesi için de gerekli her yere başvuracağız. Şu anda oğlum için kaygılı bir şekilde ayrılıyorum. Çünkü her çocuk babasını görmek ister ve o dayak yememiş olabilir. Ama kanunen çocuğun yanında uygulanan şiddet de çocuğa uygulanmış şiddet sayılır. Ve onun da kadınlara şiddet uygulayan bir erkek rol modeli benimseme tehlikesi var. Benim çocuğumun psikolojisi için son derece tehlikeli bir durum. Bunun için biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Benim çocuklarımı birbirinden ayıramazlar. Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Çocukların eğitimi benim için her şeyden önemlidir tabi ki ama can sağlığı, ruh sağlığı tabi ki hepsinden daha da önemlidir” dedi.

    “Çocuğumu vermiyorlar”

    Reha Muhtar ise, “Poyraz’la ilgili mahkeme kararını verdi. ‘Taleplerin reddine’ dedi. Bugün 11. gün. 10 günlüktü talep. ‘Biz vermeyiz’ diyorlar. Şu anda olan çocuğu vermedikleri. Ben başka bir şey söylemek istemiyorum” diye konuştu.

  • ByLock’un sahibine denetimli serbestlik

    ByLock’un sahibine denetimli serbestlik

    FETÖ silahlı terör örgütünün şifreli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi David Keynes’in ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 29.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık David Keynes ve avukatı hazır bulundu.

    Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, önceki mütalaasını tekrarladığını söyledi. Savunma yapan Keynes ise önceki savunmalarını tekrarladığını ve hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiğini söyleyerek beraatını talep etti.

    Karar açıklandı

    Alınan savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın Amerika Birleşik Devletleri’nden kendiliğinden gönüllü olarak geldiğini ve sanığın örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli ölçüde bilgi verdiğini belirtti.

    Heyet, bu gerekçelerle sanık Keynes hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan sanık hakkında 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, verilen karar kesinleşince hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin de ayrı ayrı kaldırılmasına hükmetti.

    “Böyle bir kararı herkes bekler’’

    Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan sanık Keynes, “Böyle bir kararı herkes bekler, bu karar tabi ki mutluluk verdi. Amerika’ya 2 hafta içinde döneceğim’’ ifadelerini kullandı.

    Sanığın avukatı Abdurrahman Bayramoğlu ise bekledikleri bir karar olduğunu söyleyerek, “Zaten kendisinin davranışları, devletle ilişkileri, devlete verdiği örgüt hakkındaki bilgilerini anlatması karşısında ceza yasası zaten ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini söylüyor. Biz de başından beri bu şekilde savunmamızı yapmıştık, sonuç olarak mahkeme de bizim savunmamıza uygun olarak ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi’’ şeklinde konuştu.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 35 sayfalık iddianamede, şüphelinin 15 Kasım 2011 tarihinde ABD’ye gittiği ve buradan Amerikan vatandaşlığı alarak Alpaslan Demir olan ismini David Keynes olarak değiştirdiği kaydedildi. İddianamede, şüphelinin örgütün Işık Evlerine gittiği, evlerde konakladığı, şakirtlik programına alınarak örgütün şakirdi haline geldiği, örgüt içerisinde görevler üstlendiğini, Kütüphane Sorumlusu ve Belletmenlik görevlerinde bulunduğu ve örgütün en önemli yapılanma alanı olan mahrem yapılanmada TSK Mahrem Yapılanmasında Öğretmen (Grup Abisi) konumuna kadar yükseldiği aktarılıyor.

    Keynes’in yaşadığı olumsuzluklardan örgüt sorumlusunu sorumlu tuttuğunun belirtildiği iddianamede, örgütle ilgili mahrem bilgileri köşe yazarına vermesi üzerine bizzat örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in şüpheli ile görüştüğü, Keynes’in sahip olduğu mahrem bilgilerden dolayı uygun olanaklar sağlanarak Amerika’ya gönderildiği, örgüt elebaşının talimatı ile örgüt içi gizli yazışmalarda kullanılacak kriptolu yazışma programının alan adı kiralanması, Google Markete ve Apple Markete yüklenmesinde şüphelinin kimlik ve kredi kartı bilgilerini kullandırtarak yardımda bulunduğu vurgulandı. İddianamede, şüpheli Keynes’in ByLock programının geliştirici Atalay Candelen’in ortağı ve yetkilisi olduğu Base Bilgi Teknolojileri Limited Şirketinde SGK kaydının yapıldığı yer alıyor.

    Şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde çeşitli ve yoğun şekilde tespit edilen eylemleriyle örgüt ile organik bağ içerisine girip örgüt talimatları doğrultusunda faaliyetlerinin bulunduğuna dair delillerin elde edildiğinin kaydedildiği iddianamede, deliller doğrultusunda şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde yer aldığı böylelikle ‘FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Üyeliği’ suçunu işlediği yönünde hakkında kamu davası açılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil bulunduğu belirtildi. Şüphelinin yurt dışında bulunmakta iken kendi isteğiyle gelmek istediğini ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini dilekçe ile bildirmesi üzerine kendiliğinden Türkiye’ye geldiğinin anlatıldığı iddianamede, alınan ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ettiği ve bir kısım şahıslarla birlikte örgüt içerisinde faaliyetlerinin olduğunu, örgüt ile bağlantısının bulunduğunu beyan ettiği, beyanında belirtmiş olduğu bir kısım şahısları teşhis ettiği, ByLock programı ile ilgili beyanlarda bulunduğu, bu programla ilgili kişileri teşhis ettiği ve mailine gelen bir kısım Apple Marketten gelen mailleri kendi rızası ile sunduğu, Etkin Pişmanlık Hükümlerinden yararlanmasının yargılama sonucunda mahkemece değerlendirilmesinin gerektiği vurgulanıyor.
    İddianamede, Keynes’in ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep edildi.