Etiket: dava

  • TBB’den zam iptali için Danıştay’a dava

    TBB’den zam iptali için Danıştay’a dava

    Türkiye Barolar Birliği’nce (TBB) elektrik zammının iptal için Danıştay’a dava açıldı.

    TBB’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, elektriğin ticari mal değil kamusal ve toplumsal hizmet olduğu belirtildi.

    Elektriğin yaşam ve tüketici hakkı olarak kamu yararına uygun olarak tüketiciye sunulması gerektiği belirtilerek, “Elektrik Piyasası Kanunu’nun 1’inci maddesi ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 1’inci maddesine göre; elektriğin tüketicilere ve topluma yeterli, kaliteli, sürekli, çevreye uyumlu şekilde ve düşük maliyetli verilmesi gerekmektedir. Bu durum, aynı zamanda sosyal hukuk devletinin de gereğidir. Anayasa’ya, mevzuata, evrensel tüketici haklarına, kamu yararına ve sosyal devlet anlayışına tamamen aykırı, fahiş elektrik zamları getiren Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararlarının yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla Türkiye Barolar Birliği tarafından iptal davası açılmıştır” denildi.

    Açıklamada ayrıca Danıştay’a açılan davanın dilekçesi paylaşıldı.

     

  • Bursa’da vazektomi ameliyatı sonrası hamilelik davası

    Bursa’da vazektomi ameliyatı sonrası hamilelik davası

    Bursa’da 12 yıl önce vazektomi (sperm kanallarının bağlanması) ameliyatı olan Kemal Demirtaş’ın (57) eşi Gülcan Demirtaş (45), operasyondan 1,5 yıl sonra hamile kalınca hem hastaneye hem de doktora tazminat davası açtı. Yerel Mahkeme, İstinaf ve Danıştay’dan ret cevabı gelince çift, bu kez Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Lehte karar sonrası Bursa 1. İdare Mahkemesi’nde açılan dava da reddedildi. Şu an kızının 10 yaşına geldiğini fakat buna rağmen yargı sürecinin bitmediğini belirten Kemal Demirtaş, “Ameliyattan önce yüzde 65 aktiftim, sonra yüzde 70 çıktım. Hukuksal mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim” dedi.

    Bursa’nın Nilüfer ilçesi Üçevler Mahallesi’nde yaşayan Kemal Demirtaş, 3 çocuğunu annesinin ölümünden sonra Gülcan Demirtaş ile evlendi. Gülcan Demirtaş ile evliliğinden de 1 çocuğu olan Kemal Demirtaş, bir daha baba olmamak için 2009 yılında Çekirge Devlet Hastanesi’nde vazektomi (sperm kanallarının bağlanması) operasyonu geçirdi.

    SPERMLERİ YÜZDE 70 AKTİF ÇIKTI

    Ameliyattan 1,5 yıl sonra eşi Gülcan Demirtaş, hamilelik belirtileri gösterdi. Fakat çift, operasyon nedeniyle buna ihtimal verdi. Yapılan testler sonucu Gülcan Demirtaş’ın hamile olduğu anlaşıldı. Yakınlarının da ithamlarına maruz kalan çift, gerçeği ortaya çıkarmak için harekete geçti. Kemal Demirtaş, spermlerinin aktif olup olmadığına dair test yaptırdı. Sonuçlara göre, spermlerin yüzde 70 oranında aktif bulunduğu ve bu nedenle eşinin hamile kalmasının doğal olduğu belirtildi.

    YEREL MAHKEME, İSTİNAF VE DANIŞTAY REDDETTİ

    Demirtaş çifti, kızları doğduktan sonra operasyonu yapan doktora ve hastaneye toplam 700 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı. Çiftin, Bursa 1’inci İdare Mahkemesi’nde açtığı dava reddedildi. Bunun üzerine avukatlarıyla Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurup olumlu sonuç alamayan çift, Danıştay’a gitti. Danıştay’ın da alt mahkemelerin kararını onaması ile çift, bu kez bireysel müracaat haklarını kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptı. AYM’nin lehte karar vermesi ile umutlanan çift, 1’inci İdare Mahkemesi’ndeki davanın reddedilmesi ile bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı.

    ‘HAK ARAYIŞIMIZ 2012 YILINDA BAŞLADI’

    Ameliyattan sonra spermlerinin aktiflik oranlarının arttığını söyleyen Kemal Demirtaş, “Eşim doğum yaptıktan sonra önce İl Sağlık Müdürlüğü kanalı ile hakkımızı aramaya çalıştık. İl Sağlık Müdürlüğü benim ve eşimin ifadeleri doğrultusunda doktorlarının herhangi bir kusurunun olmadığını, yapılan işlemin doğru ve sağlıklı olduğunu söyledi. Buna inanmadığımız için avukatımızla irtibata geçip, hukuki işlemleri başlattık. Maddi ve manevi tazminat davası açtık. Hak arayışımız 2012 yılında başladı. Yerel mahkemelerden sonra Danıştay da aleyhimizde karar verdi. Bunun üzerine eşimle birlikte bireysel hakkımızı kullanıp, Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Anayasa Mahkemesi, vücut bütünlüğünün bozulduğunu belirtip, haklarımızın verilmesi gerektiğine hükmetti. Bu karar sonrası İdare Mahkemesi’ne dava açtık. Fakat buna rağmen davamız bir kez daha reddedildi. Yine mağdur olduk. Hakkımızı sonuna kadar aramaya devam edeceğiz. Şimdi İstinaf Mahkemesi’ne başvurduk. Hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.

    ‘HAMİLE KALINCA BANA İTHAMLARDA BULUNDULAR’

    Eşinin ameliyatı sonrası riskli bir gebelik yaşadığını belirten Gülcan Demirtaş da şunları söyledi:

    “Eşimle birlikte çalıştırdığımız şirketimizi kapatmak zorunda kaldık. Dolayısıyla çocuk yapmak istemedik. Benim ameliyat olmam çok zordu, eşim araştırdı ve kısırlaştırma ameliyatını olmaya karar verdi. Doktorumuzun yüzde 100 garanti vermiş olmasına rağmen ameliyat söylediği gibi olmadı. Eşim ciddi sıkıntılar yaşadı. Ameliyattan 1,5 yıl sonra aşermeye başladım. Eşim ‘durumu bilmesem, hamilesin sanacağım’ dedi. Sonra hastaneye gittik. Test sonucu 9 haftalık hamile olduğumu öğrendim. Doktor eşimin geçirdiği operasyonu bildiği için bana farklı ithamlarda bulundu. Çocuğun kimden olduğunu sordu. Ailelerimiz de aynı tepkileri verdi. Psikolojik olarak çok zor bir süreç geçirdim. Eşime beni aklamasını söyledim. Bunun üzerine eşim gidip, test yaptırdı. O test de eşimin operasyonunun başarısız geçtiğini ortaya çıkardı. Aklandıktan sonra hamile kaldığıma sevinebildim. Hastane ile görüştük, İl Sağlık Müdürlüğü ile görüştük, hatalarını kabul etmediler. Suçu iğne ve ipliğe attılar. Sonrasında doğum yaptım. Durumum kötü olduğu için 16 saat yoğun bakımda kaldım. Allahtan, yavrum sağlıklı doğdu.”

  • Leyla Aydemir cinayetinde 7 beraat

    Leyla Aydemir cinayetinde 7 beraat

    Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davası, Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada tutuksuz yargılanan 7 sanık hakkında beraat kararı verildi.

    Ağrı şehir merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin çocuğu olan Leyla Aydemir, 2018 yılında Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran günü kaybolmuştu. Tüm Türkiye’nin bulunması için seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulunmuştu.

    Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Ekim 2020 günü görülen karar davasında, tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, tutuksuz 6 sanık hakkında beraat kararı verilmişti. Karar davasının ardından tutuklu amca Yusuf Aydemir de tahliye edildi.

    Minik Leyla’nın davası Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası görülmeye başlanmıştı. Sanıklar kararın bozulmasının ardından ikinci kez hakim karşısına çıktılar.

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin Mehmet Ali Aydemir, amca Musa Aydemir (28), amca Yusuf Aydemir (42) ve köylülerden Besim Dursun (47) ile eşi Hatun Dursun (55), Ayşe Artam (37) ve eşi Yıldırım Artam (40) hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası ikinci kez hakim karşısına çıktı.

    Duruşmanın başında ailenin avukatı dosyaya ilişkin beyanlarda bulunurken sanık avukatları savunmalarını sundular. Savcı ise mütalaasında Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun’un kasten adam öldürme suçundan tutuklanmasını Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın yardım etme suretiyle adam öldürme suçundan tutuklanmasına Musa Aydemir ve Hatun Dursun’un ise beraat etmesini istedi.
    Mütalaanın ardından mahkeme başkanı kararını açıkladı. Davada tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi.

  • Kira davalarında büyük artış! Ev sahipleri mahkemeye koştu

    Kira davalarında büyük artış! Ev sahipleri mahkemeye koştu

    Konut kiralarında fahiş artış nedeniyle eski kiracıyı tahliye edip evi daha yüksek fiyatla kiraya vermek isteyenler dava üstüne dava açıyor. 10 yıllık sözleşme uzama süresi dolan kiracılara noterden ihtarname yollanmaya başlandı. 5 yılı dolan kiracılar için de kira tespit davaları açılıyor. Mülk sahipleri bu davayla kiraya zam talep ediyor.

    Başta İstanbul olmak üzere birçok ilde kiralık ev bulmak zor; olan da cep yakıyor. Kimi ilçelerde yüzde 300’e yaklaşan kira artışları yeni ev arayanları kara kara düşündürürken bazı mülk sahipleri işi fırsata çeviriyor. Kiracılarını tahliye etmek ya da kirayı yükseltmek isteyenlerin hukuki yollara başvurduğunu belirten avukatlar davalardaki artışa dikkat çekiyor.

    İKİ SEÇENEK VAR

    Hürriyet gazetesinden Gülistan Alagöz’ün haberine göre, kiralık eve yoğun talep olan bugünlerde ev sahipleri iki seçeneği değerlendiriyor. İlki; kiranın bölge ortalamasının altında kaldığını düşünenler eğer kiralama üzerinden 5 yıl geçtiyse ‘kira tespit davası’ açıp zam talep ediyor. Ev sahibi lehine ikinci seçenek ise; kira sözleşmelerinde 10 yıllık sözleşme uzama süresi dolanlar için tahliye talep ediliyor. Peki yasalar ne diyor? Kanuna göre kira sözleşmeleri aksi bir işlem yapılmadıkça her yıl yenileniyor. Ancak kiraya veren 10 yıllık uzama süresinin bitiminden sonra ‘herhangi bir gerekçe göstermek zorunda olmadan’ kiracıyı tahliye edebiliyor. Sadece uzama süresinin bitiminden en az 3 ay önce kiracıya yazılı olarak fesih bildirimi yapmak zorunda.

    Konut kiraları zamları Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 12 aylık ortalama Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) göre belirleniyor. Mülk sahibi yasal olarak bu oranın üzerinde zam yapamıyor. Ancak 5 yıl sonunda kira tespit davası açabiliyor. Kira tespit davalarında mülk sahibi ‘kiracım bölge ortalamasının çok altında kira ödüyor, bunu düzeltelim’ diyor. Bu durumda kira, emsal kira bedellerine göre yeniden belirleniyor.

    HAKKANİYET İNDİRİMİ

    Hem tahliye hem de kira tespit davalarına yoğun talep olduğunu belirten Avukat Hikmet Güngör, “Tahliye için 10 yıllık uzama süresinin bitiminden en az 3 ay önceden ihtar çekilmesi şart. Kira tespit davalarında da hakim eski kiracının hakkını gözetiyor. Örneğin vatandaş 3 bin kira ödüyor ama bölge ortalaması 10 bin lira. Hemen kira 10 bin liraya çıkmıyor. Hakim, eski kiracıya ‘hakkaniyet indirimi’ yapıyor ve yeni kiraya karar veriyor” dedi.

    10 yıl şartı dışında kirasını ödeyenlerin keyfi nedenlerle tahliye edilemeyeceğini belirten Güngör, “Ev sahibi kendisinin ya da bakmak zorunda olduğu kişilerin ihtiyacı varsa tahliye isteyebilir. İhtiyaç nedeniyle tahliyede evi 3 yıl başkasına kiraya veremez” dedi.

    KİRALAR NEDEN ARTTI?

    • Konut üretimi yavaşlayınca arz sorunu ortaya çıktı.
    • Artan konut kredi faizi nedeniyle orta gelirli vatandaş ev alımından uzaklaştı, kiraya yöneldi.
    • Kısıtlamaların gevşetilmesi ile ertelenen düğünler yapılınca kiralık eve talep arttı.
    • Hem bu yıl üniversiteyi kazanan, hem de pandemi nedeniyle evini kapatan öğrenciler ev arayışına girdi.
    • Kimi bölgelerde kentsel dönüşüm nedeniyle evini tahliye eden vatandaş kiralık eve geçti.
    • Yabancılar ve göçmenlerden gelen konut talebi de bazı ilçelerde etkili oldu.

    ‘OĞLUM GELECEK’ BAHANESİ TUTMADI

    Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, ilk kez bu denli yoğun tahliye ve kira tespit davaları ile karşılaştığına dikkat çekti. Av. Kiraz, “Mal sahipleri önce ‘kızım, oğlum gelecek evden çıkın’ yolunu denedi. Ya da yasal oranın dışında zamlar istedi. Ancak kiracı haklarını bilince bunlar işe yaramadı. Şimdi gelinen noktada iki seçenek değerlendiriliyor. Bunlardan ilki kira tespit davası. 5 yıl bittikten sonra açılabilen kira tespit davalarının bitme süresinin 2-2.5 yıl olduğu bilinmeli. Mülk sahibi dava sonunda bölge rayiçlerinin aynen geçerli olacağını düşünmemeli. Hakim bölge rayiçlerine bakar ama kiracı 10 yıllıktan az ise yüzde 10, 10 yıldan fazla ise yüzde 20 hakkaniyet indirimi yapabilir” dedi.

    Av.Kiraz, tahliyelerdeki 10 yıl kuralını ise bir örnekle şöyle anlattı: 1 Ocak 2021 başlangıçla 1 yıl sözleşme ile kiraya verilen bir ev için süre 31. 12. 2021’de sona erecektir. Bu tarihten sonra da uzama süresi başlar. Uzama süresi kanuna göre 1 yıldır bu 1 yılların toplamı 10 yılı geçtiği takdirde mal sahibi 3 ay önceden ihtar göndermek şartı ile kiracısını haklı gerekçe artık ileri sürmeden tahliye edebilir. 31.12.2021’de sona erecek bir sözleşme için uzama 10 yıllık süre toplamı 31.12.2031 olacaktır ve mal sahibi en geç 31.09.2031’e kadar veya öncesinde kiracının eline geçecek şekilde ihtar göndermelidir. 01.01.2032’den itibaren de haklı gerekçe olmadan tahliye davası açarak tahliyeyi sağlayabilir. 5 yıl süreli bir sözleşmeniz var ise 10 yıl kuralı 5+10 yıl şeklinde çalışacaktır. Bugünlerde tahliye tebligatı giden vatandaşlar bu 10 yıl uzama süresi bitenler.”

  • Bursa’daki sahte içkiden ölüm davasında emsal karar

    Bursa’daki sahte içkiden ölüm davasında emsal karar

    Yargıtay, Bursa’da sahte içki satarak 3 kişinin ölümüne neden olan büfe sahibi iki sanığa ‘olası kastla öldürme’ suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu, son günlerde artan sahte içkiye bağlı ölümlerle ilgili olarak emsal bir karara imza attı.

    Bursa’da, büfe işleten Hikmet Kartal hakkında sahte içki sattığı  nedeniyle bir kişinin ölümüne neden olduğu, yine büfe işletmecisi olan Mesut Özbay hakkında ise sahte içki sattığı için 2 kişinin hayatını kaybetmesine neden olduğu gerekçesiyle dava açıldı. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama sonucunda 20 Mayıs 2010’da Kartal’a “Taksirle bir kişinin ölümüne neden olma” suçundan 15 bin 200 lira, sanık Özbay’a ise “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 18 bin 200 lira para cezası verildi.

    Karar bozuldu

    Mahkemenin ilk kararının temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderildi. Daire, dosyayı inceledikten sonra sanıklar Kartal ve Özbay’ın yasal olmayan şekilde üretildiğini bildikleri, insan sağlığı için tehlikeli olup ölümlere yol açabilen sahte içkileri satışa sunarak kişi ya da kişilerin ölebileceğini açıkça öngörmelerine rağmen sonucu kabullenerek eylemlerini gerçekleştirdiklerinin anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın bozulmasına hükmetti.

    Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Aralık 2015’te verdiği kararla sanıkların eylemlerinin “Olası kastla öldürme” suçunu oluşturduğunu kabul ederek, sanık Kartal’ın 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık Özbay’ın ise maktul sayısına göre iki kez 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

    Temyiz edilen karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nce 7 Mart 2018’de onandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Haziran 2018’de, sanıklar Kartal ve Özbay’ın eylemlerinin, “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçunu oluşturduğu görüşüyle karara itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, eylemlerin “olası kastla öldürme” suçunu oluşturduğu hükmünü yineleyerek, itirazın reddine karar verdi. Karar, benzeri yargılamalarda emsal olacak.

  • Selam Tevhid kumpas davasında karar

    Selam Tevhid kumpas davasında karar

    FETÖ’nün “Selam Tevhid” soruşturması kumpası davasında, usulsüz dinleme kararları vermekle suçlanan 55 eski hakim ve savcı hakkında karar açıklandı.

    Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kumpas davasında yargılanan 22 sanık hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 13 yıl 9 ay ile 1 yıl 6 ay arasında değişen sürelerde hapis cezaları verildi.

    Futbolda şike davasına bakan eski hakim Mehmet Ekinci’ye FETÖ üyeliğinden 8 yıl 9 ay, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’ı ifadeye çağıran eski savcı Sadrettin Sarıkaya’ya aynı suçtan 11 yıl 3 ay, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında tutuklama kararı çıkartan eski hakim Vedat Dalda’ya ise 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

  • Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada karar

    Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada karar

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, dönemin Ordu Valisi Seddar Yavuz’a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın yedinci duruşmasında karar açıklandı. İmamoğlu 7 bin 80 TL para cezasına çarptırıldı.

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 5 Haziran 2019 tarihinde İstanbul’a dönüş için gittiği Ordu-Giresun Havalimanı’nda yaşanan ‘VIP’ tartışması sırasında, dönemin Ordu Valisi Seddar Yavuz’a hakaret ettiği öne sürülmüş, Ordu Valiliğince İmamoğlu hakkında dava açılmıştı.

    ‘Ses kısıklığı nedeniyle yanlış anlaşıldı’ iddiası

    Bugün Ordu 4. Asliye Mahkemesi’nde görülen yedinci duruşmada, CHP Genel Başkan Yardımcıları Muharrem Erkek ve Seyit Torun ile CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel de dinleyici sıfatı ile hazır bulundu. Duruşmada tanık avukatı Resul Yılmaz, önceki beyanları yineleyerek, sanığın cezalandırılmasını talep etti.

    “Velev ki söylense dahi, itlik kelimesi TDK’ya göre ‘terbiyesiz’ anlamına geliyor”

    Sanık Avukatı Sercan Polat, olay günü ses kısıklığı olduğunu ve basitlik kelimesinin ‘itlik’ olarak anlaşıldığı iddia ederek, beraat talep etti. Polat ayrıca, ‘itlik’ kelimesinin söylense dahi, TDK’ya göre bu sözün, ‘terbiyesiz’ anlamına geldiğini, bunun da suç teşkil etmediğini savundu.

    7 bin 80 TL para cezası

    Mahkeme heyeti sanık Ekrem İmamoğlu’nun bu suçu alenen işlediğine, alt sınırdan cezalandırılmasının uygun olduğuna, 354 günün karşılığı olarak 7 bin 80 TL para cezası ile cezalandırılmasına hükmetti.

  • Kadir Şeker’in dosyası yeniden istinaf mahkemesinde

    Kadir Şeker’in dosyası yeniden istinaf mahkemesinde

    Konya’da, sevgilisi Ayşe Dırla’yı (35) dövdüğü öne sürülen Özgür Duran’ı (32), engel olmak isterken kalbinden bıçaklayarak, öldürdüğü gerekçesiyle 12,5 yıl hapse çarptırılan Kadir Şeker (20)’in dosyası, eksiklerin giderilmesinin ardından yeniden istinaf mahkemesine gönderildi.

    Olay, geçen yıl 5 Şubat akşamı Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı’nda meydana geldi. Özgür Duran’ın sevgilisi Ayşe Dırla’yı dövdüğü gerekçesiyle olaya müdahale etmek isteyen Kadir Şeker, çıkan arbedede Duran’ı bıçaklayarak öldürdü. Olay sonrası gözaltına alınan Kadir Şeker, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Şeker, ‘kasten adam öldürme’ suçundan yargılandığı 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ömür boyu hapse çarptırıldı. Ardından suçun ‘haksız tahrik’ altında işlendiği gerekçesiyle ceza, önce 15 yıla ardından Şeker’in duruşmadaki iyi hali de göz önünde bulundurularak 12,5 yıla indirildi.

    Karar sonrası dosyanın gönderildiği istinaf mahkemesi, bazı eksiklerin giderilmesi için çalışma başlattı. Karardan sonra Özgür Duran’ın annesi Mübeyyen Güner Dalkılıç ve kardeşi Niyazi Remzi Duran, Kadir Şeker hakkında ‘planlı cinayet’ işlediğini öne sürerek, savcılığa şikayette bulundu. Bunun üzerine savcılığın yaptığı soruşturma sonucu şikayet hakkında takipsizlik kararı verildi.

    Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatlarının, dosyaya dilekçe hakkı tanınmasının ardından savcılıkta da eksiklerin giderilmesi sonrası Kadir Şeker’in yargılama dosyası, yeniden istinaf mahkemesine gönderildi.

  • Pınar Gültekin davasında Mertcan Avcı’ya tahliye

    Pınar Gültekin davasında Mertcan Avcı’ya tahliye

    Muğla’da cinayete kurban giden üniversite öğrencisi Pınar Gültekin ile ilgili davada, ailenin reddi hakim talebi kabul edilmedi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk halinin devamına, kardeşi Mertcan Avcı’nın ise imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağıyla birlikte tahliyesine karar verdi.

    Pınar Gültekin davasında tutuklu sanıklar Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı, 3. duruşmada bir kez daha hakim karşısına çıktı. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir’in geçen celsedeki reddi hakim talebi, kabul edilmedi. Karara tepki gösteren Epözdemir, “Mahkemenin adil olduğunu düşünmüyoruz” dedi. Duruşmada ayrıca Cemal Metin Avcı’nın eşi ve diğer tanıklar dinlendi. Pınar Gültekin’in ölüm nedeni ve zamanına ilişkin Adli Tıp raporu okundu. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk halinin devamına, kardeşi Mertcan Avcı’nın ise imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağıyla birlikte tahliyesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 26 Nisan’a ertelendi.

    OLAYIN GEÇMİŞİ

    Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020’de Akyaka Mahallesi’nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin’i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.

  • Kadir Şeker davası yeniden görülecek

    Kadir Şeker davası yeniden görülecek

    Konya’da, sevgilisi Ayşe Dırla’yı (35) dövdüğü öne sürülen Özgür Duran’ı (32), engel olmak isterken kalbinden bıçaklayarak, öldürdüğü gerekçesiyle 12,5 yıl hapse çarptırılan Kadir Şeker (20) hakkındaki karar, Bölge Adliye Mahkemesi’nce bozuldu. Şeker’in dava dosyası, eksiklerin giderilmesi için Konya Adliyesi’ne gönderildi. Kararla ilgili konuşan Şeker’in avukatı ve Baro Başkanı Mustafa Aladağ, “İlk inceleme neticesinde görülen 2 eksiklik var. Bunlar tamamlandıktan sonra yeniden yargılama, duruşma açılmaksızın olacak. Dosya, tekrar Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilecek” dedi.

    Olay, 5 Şubat akşamı, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı’nda meydana geldi. Özgür Duran’ın sevgilisi Ayşe Dırla’yı dövdüğü gerekçesiyle olaya müdahale etmek isteyen Kadir Şeker, çıkan arbedede Duran’ı bıçaklayarak öldürdü. Olay sonrası tutuklanan Kadir Şeker, ‘kasten adam öldürme’ suçundan yargılandığı 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada önce ömür boyu hapse çarptırıldı. Suçun ‘haksız tahrik’ altında işlendiği gerekçesiyle ceza, önce 15 yıla ardından Şeker’in duruşmadaki iyi hali de göz önünde bulundurularak 12,5 yıla indirildi.

    Konya Bölge Adliye Mahkemesi’nce Konya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar, bozuldu. Yargılamada eksiklerin olduğunu belirten Bölge Adliye Mahkemesi, dosyayı geri gönderdi. Davaya katılma talepleri bulunan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun da katılması istendi. Bölge Adliye Mahkemesi ayrıca Özgür Duran’ın ailesinin, Kadir Şeker’in ‘kiralık katil’ olduğunu öne sürerek, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmalarının da araştırılmasını istedi. Eksikler giderilerek, yeniden yargılama olmaksızın, dosyanın Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderileceği öğrenildi.

    ŞEKER’İN AVUKATI: DOSYADAKİ EKSİKLER GİDERİLECEK

    Kadir Şeker davasıyla ilgili yeniden yargılama olmaksızın, dosyadaki eksiklerin giderilmesi yönünde bozulma kararı olduğunu belirten avukatı ve Baro Başkanı Mustafa Aladağ, şöyle konuştu:

    “İstinaf incelemesini yapan Konya Bölge Adliye Mahkemesi’nin 1’inci Ceza Dairesi Başkanlığı 2 hususta eksiklik görerek, dosyayı mahkemesine iade etmiştir. İlk husus katılma talebi reddedilen Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Platformu Derneği vekilinin katılma talebi reddi değil kabulünün gerektiği; gerekçeli kararın kendilerine tebliği eğer bir dilekçe sunacaklarsa dosya içine alınmasına karar vermiştir. İkinci husus ise istinaf mahkemesi UYAP üzerinden yaptığı inceleme neticesinde Kadir Şeker hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma olduğu, bu soruşturmanın akıbetinin ne olduğu, herhangi bir kavuşturmaya yer olmadığı kararı ya da iddianame olup olmadığı hususlarında araştırılarak bilgi verilmesi, dosyanın tekrar gönderilmesi konusunda bir karar vermiştir. Bu karar, esastan bozma ve benzeri bir karar değildir. İlk inceleme neticesinde görülen 2 eksikliktir. Bunlar tamamlandıktan sonra yeniden bir yargılama, duruşma açılmaksızın olacak. Dosya, tekrar Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilecek.”