Etiket: değirmen

  • Kötü söylemlere kulak asmadı, ilçenin tek kadın değirmencisi oldu

    Kötü söylemlere kulak asmadı, ilçenin tek kadın değirmencisi oldu

    Sivas’ın Altınyayla ilçesi Deliilyas Beldesi Yassıpınar Mahallesi’nde yaşayan Döndü Demiray, 25 yılı aşkındır değirmenin başında duruyor. Eşinin yoğun iş temposu nedeniyle değirmen işini üstlenen Demiray, başlarda çevreden tepkiler almasına rağmen azmi sayesinde köylünün takdirini kazandı. Değirmen işine ilk başladığında “Kadın ne bilir, bu iş kadın işi değil” gibi sözlerle karşılaşan Demiray, eşinin desteğiyle bu zorluklara göğüs gerdi. Öğütme işlemini özenle yaparak, diğer değirmenlerden ayrılan kaliteli bir ürün sunmaya özen gösterdi. Köylüler, Demiray’ın öğütmüş olduğu bulgur ve unun lezzetini takdir ederek, onun müşterisi oldu.
    “Eşe yardımcı olmak kötü bir şey değil”

    Demiray, kadınların da erkekler kadar çalışabileceğini ve eve katkıda bulunabileceğini göstererek, çevresine örnek oldu. Eskiden sabahlara kadar çalışarak bulgur öğüttüğünü söyleyen Demiray, günümüzde işlerin biraz daha yavaşladığını belirtti. Demiray, yılların verdiği tecrübeyle, değirmen işini oğluna devretmeyi planlıyor.
    “Eşim destek oldu”

    Döndü Demiray, eşinin desteğiyle bu işe başladığını ifade ederek, “Eşimin işlerinin yoğun olmasından dolayı, eşim bana ‘bu değirmeni sen çalıştır’ dedi. İlk başta bir olmaz diye düşündüm sonra oldu. Değirmenin başına geçtim önce bir yadırgadılar. ‘Kadın ne bilir, bu kadın işimi’ diyenler oldu. Eşim aldırmadı destek oldu. Mutfak işlerimi hallettim, değirmene geldi. Diğer değirmenlerde kabuğu üstünde kalıyor. Dört köşe yapmıyor. Özen gösteriyorum herkes memnun olsun. Eskisi kadar iş yoğunluğum yok. Sabahlara kadar uyumayıp bulgur öğütüyorduk. Şimdi kimse bulgur öğütmüyor. 40 liraya öğütüyorum. Herkes atılgan olsun. Eşe yardımcı olmak eve katkıda bulunmak kötü bir şey değil. Ben gelmeden önce kayın babam burayı yapmış. Önceleri amcalarım çalıştırmış sonra eşime geçti. Eşim çalıştırdı sonra ben aldım. Yaşlandım artık oğluma devredeceğim” dedi.

  • 300 yıllık değirmen yeniden canlanacak

    300 yıllık değirmen yeniden canlanacak

    Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay, geçmişten kalan birçok eseriyle dikkat çekiyor. İskenderun ilçesi Sarıseki Mahallesi’nde bulunan 1700’lü yıllarda inşa edildiği düşünülen su değirmeninden geriye sadece kalıntılar kaldı.

    Geçmişte yıllarca bölge halkına hizmet eden değirmeni tarihi yapıya uygun canlandırmak isteyen mahalle muhtarı Özcan Kayar, bölgede temizlik çalışması başlatarak yeniden ihyası için ilk çalışmayı başlattı. Muhtar Kayar, değirmeni tarihi yapısına uygun olarak yeniden inşa ederek cazibe merkezi yapmayı planlıyor.

    Tarihi su değirmenini yeniden gün yüzüne çıkartmak istediğini belirten Sarıseki Mahallesi Muhtarı Özcan Kayar, “Biz muhtarlığımızı kazandıktan sonra burada bir çalışma konsepti uyguladık üniversiteli gençlerimiz daha çok bize danışmanlık yapıyorlar. Bu konuyla ilgili inşaat yüksek mühendisi Hakan Demirkıran bey, bize bu tarihi değirmenle ilgili bilgi akışı sağladı. Ben de bu bilgi akışının ardından çöplüğe dönen alanı temizlemek için İskenderun Belediye Başkanımız Mehmet Dönmez ile koordinasyon sağlayarak destek istedim. Temizlik yapıldı ve hiç yoktan çöplerden arındırıldı. Bu tarihi değirmen 1700’lü yıllardan kalmış olması bana inanılmaz heyecan veriyor. Burada atalarımız, dedelerimiz hayvanlarla buraya buğdaylarını getirip öğütmüşler. Denizciler, Akarca ve Azgınlık’ta o bölgelere hep sevkiyat yapmışlar. Dolayısıyla buranın tarihini bilmek gerekiyor. Tarihini bilmeyen milletler, tarihine önem vermeyen milletler inanılmaz derecede çöküş içerisinde olurlar. Bu tarihi değirmeni nasıl aktif hale getiririz diye ve tarihi değirmenin etrafı yapıldıktan sonra da üniversite öğrencilerin oturabileceği bir yeri nasıl yaparız düşüncesi içerisindeyiz. Burası değirmen aktif olarak dönecek ama değirmen işleri yapılmayacak sadece üniversite öğrencilerimizin oturabileceği bir konsept olarak düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Asırlık değirmenler zamana yenik düşüyor

    Asırlık değirmenler zamana yenik düşüyor

    Günümüzde mısır ekimi pek olmadığından işlerinin çok azaldığını belirten 59 yaşındaki Halil İbrahim Alemdar, değirmenciliğin artık bitme noktasına geldiğini belirtti.
    Trabzon’un Araklı ilçesine bağlı Erenler Mahallesi’nde 1930 yılında yapılan değirmeni, babasının vefatından sonra kendisinin işletmeye başladığını kaydeden Alemdar, mısır ekimi olmayışından dolayı işlerinin artık bitme noktasına geldiğini ifade etti.

    Yaklaşık 40 yıl önce işlerinin çok iyi olduğunu ancak son yıllara doğru işlerin hızla düşüşe geçtiğini belirten Alemdar, “Çocukluk yaşımdan beri bu mesleği yapıyorum. Babam vefat ettikten sonra değirmeni ben işletmeye başladım. Değirmen 1930 yılında yapıldı, ben de ikinci kuşak olarak mesleği sürdürüyorum. 40 yıl önce işlerimiz çok iyi idi ancak zamanla düşüşe geçti. Şu anda ise neredeyse bitme durumuna geldi. Sebebi, mısır eken yok. Çoğu fındık ekti. Hazır yiyecekler çıktı, dolayısıyla bizim işlerimiz de geriledi. Genellikle mısır öğütürüz arada buğday da gelir ancak şimdi buğday da pek yok. Değirmen sayısı sadece bizim burada değil, Türkiye genelinde de azalıyor diye düşünüyorum. Trabzon’da bir elin parmağını geçmeyecek kadar değirmen sayısı azaldı diyebiliriz. 40 yıl önce sayımız çoktu, sadece bu civarda 8 tane değirmen vardı.

    Bizden sonra bu mesleği devam ettirecek kimse yok. Benden sonra tamamen biter. Çocuklarım var ama bu mesleğe eğilimleri yok. Bu mesleği yapan aç kalmaz ama ileri de pek gidemez. Çünkü mısır eken olmadığı için ekonomik olarak fazla getirisi olmuyor” diye konuştu.

  • Tarladan değirmene yolculuk

    Tarladan değirmene yolculuk

    Erzincan’da hasadı yapılan buğday, Karasu Nehrinde yıkanarak değirmenlerde öğütülmek için çeşitli aşamalardan geçiriliyor. Geçimlerini çiftçilikle sağlayan vatandaşlar, kışlık ihtiyaçları olan un ve bulgur hazırlıklarına başladı. Hasadı yapılan buğdayları önce akarsularda yıkayarak güneşte kurutan çiftçiler, daha sonra mahsulleri elekten geçirerek, yemeklik ve ekmek pişirimi için hazır hale getiriyorlar. Çeşitli aşamalarda geçirilen buğday, son olarak değirmenlerde öğütülerek una dönüştürülüyor

    Hasadı yapılan buğday elek yardımıyla temizlediklerini ifade eden çiftçilerden Murat Çakmak, “Rüzgarın yardımıyla buğday arasındaki otlar daha güzel ayıklanıyor. Buğdayımızın belli bir miktarını tohumluk olarak ayırıyoruz. Geri kalan kısmını da değirmene götürüp ihtiyaçlarımızı karşılamak için una dönüştürüyoruz. Kış için hazırlık yapıyoruz. İhtiyaç durumunda da 10-20 teneke kaynatıp bulgur yapıyoruz. Unu da tandır ekmeği yapmak için hazırda bulunduruyoruz” dedi.

    Buğdayın önce yıkamaya alındığını ve sonrasında ise kurutup değirmene götürüldüğünü anlatan Çakmak, “Değirmende, buğdayın içerisindeki taşları ayırıyorlar. Unun yanı sıra bulgur da yapıyoruz. Buğday 2-3 günlük bir aşamadan geçiyor. Kışa hazırlık için bu çalışmaları yapıyoruz. Bu bizim bir geleneğimiz. Her sene devam ettiriyoruz. 6 nüfuslu bir aileyiz, onun için bize 30 teneke buğday yetiyor. Dışarıdan gelen misafirlerimiz olduğu zaman 50 teneke un da bize yetmiyor. Tandır ekmeği daha güzel ve maliyeti de daha düşük. Bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman un tüketmek daha mantıklı geliyor” diye konuştu.

  • 500 yıldır dönen tarih

    500 yıldır dönen tarih

    Sapanca’nın Fevziye Mahallesi’nde bulunan yaklaşık 500 yıllık su değirmeni adeta tarihe tanıklık etmenin yanı sıra vatandaşların da ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor. Atalarından kalan yaklaşık 5 asırlık tarihi değirmenin çarklarını kurulan düzenle döndürmeyi sürdüren Fahrettin Yılmaz, buğday, arpa, mısır gibi tahıl ürünlerini öğüterek doğal un elde ediyor. Değirmen, Akçay Deresi’nden gelen ufak bir dere yatağından akan su ile asırlardır faaliyetine devam ediyor. Bölge halkının yanı sıra Türkiye’nin birçok yerinden tahıl getirilip öğütüldüğünü aktaran beşinci kuşak değirmenci Fahrettin Yılmaz, bir çuval tahılın una dönüşmesinin yaklaşık 2 saat sürdüğünü aktardı.

    “Ben beşinci, son kuşağım”

    5’inci kuşak değirmenci olan Fahrettin Yılmaz, “Bu değirmen 500 yıllık, dedelerimiz gelmiş buraya ve 4 taşmış, her dedeme bir taş düşüyormuş. Ben beşinci, son kuşağım ve burayı çalıştıran benim. Onuncu ayda başlarız, Sakarya’nın bütün mahalleleri buraya gelir, İstanbul, Sivas, Kars yani Türkiye’nin bütün yerlerinden malzeme gelir. Adam Kars’ta çiftçilik yapıyor, gelirken buraya buğday getirir, öğütüldükten sonra alır İstanbul’a gider.

    Büyük dedemden dedeme, dedemden babama ve babamdan da bana kaldı. Mahalleli ne getirdiyse öğütüyorum. Devlet denetleme kurulunda var bu tarihi eser diye koydular, çivi çakamıyoruz bu şekilde duruyor. Değirmenin ilk kurulduğu zamandan kalan tapu şeklinde fermanı var. Eskiden at arabalarıyla gelirlermiş çevre ilçelerde illerden 10-15 gün sıra beklerlermiş. Değirmen tamamen suyla çalışıyor, elektrik kullanılmıyor. Çarka su vurdukça 350 kilogramlık taş dönüyor, taşı ise fiziki kuvvet uygulayarak kaldırıyorum bana da spor oluyor” dedi.

  • Tarihe meydan okuyan değirmen

    Tarihe meydan okuyan değirmen

    Reyhanlı ilçesinde 150 yıllık tarihi değirmen Kahramanmaraş ve Hatay merkezli meydana gelen depremlere dayanarak ayakta kaldı. Bakımsız olduğu görülen değirmen havadan görüntülendi.