Etiket: delta varyantı

  • Umutlandıran açıklama: Daha kötüsü gelmeyecek

    Umutlandıran açıklama: Daha kötüsü gelmeyecek

    KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın, koronavirüsün mutasyona uğramaya ve yeni varyantlar oluşturmaya devam edeceğini belirtti. Salgında en büyük silahın aşılanma olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aydın, “En son oluşan Omicron varyantı, kendi içinde ikinci bir varyant oluşturdu ama Omicron türü varyant. Bu varyant atasal virüsten çok uzaklaştı. 60’a yakın mutasyon yaptı. Bütün bu mutasyonların geri dönüp, Delta’ya veya Alfa’ya benzeyen yeni varyant oluşumunu beklemiyoruz. Yeni oluşacak varyantların Delta gibi ciddi sağlık sorunu yaratabileceğini öngörmüyoruz. Varyant oluşumu devam edecek ama iyi yönde devam edeceğine yönelik kanılarımız var. Daha kötü bir varyant gelmeyecek” dedi.

    ‘TEDBİRLERE UYALIM, AŞILARIMIZ OLALIM’

    Dünyayı etkisi altına alan Omicron varyantının öldürücü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydın, “Ülkemizde her gün 100’ün üzerinde insan hayatını kaybediyor. Dünyada düşünürsek, 6 milyonun üzerinde insan öldü. Dünyada hala aslında en çok ölümlerin de Omicron döneminde olduğunu unutmayalım. Evet, daha hafif hastalık yapıyor ama aralık, ocak, şubat aylarında günlük 250-300 kişi hayatını kaybetti. Dolayısıyla bu varyantın sağlıklı insanlarda sorun çıkarması düştü, aşılılarda sorun çıkarması düştü ama diğer insanlarda sorun yaratmaya devam ediyor. Dolayısıyla kendi içinde oluşturacağı varyantları, bundan daha fazla öldürücü olmasını beklemiyoruz ama azcık değişse de mevcut öldürücülüğü sağlık sorunu olan insanlarda hala yüksek. O nedenle mutlaka hijyen kurallarına ve riskin olabileceği yerlerde maske kuralına uymaya gayret edelim. Elbette gün gün takip ediyoruz ve önümüzdeki günlerde de bu virüse yakalananların sayısı giderek düşüyor ama hatırlayın; bir insana bulaşmış ve o insandan bütün ülkemize yayıldı. Böyle bir durumun oluşmaması için ‘Tehlike geçti’ haberini Sağlık Bakanlığı’ndan alıncaya kadar tedbirli davranalım. Sektörlerimizin kapatıp, faaliyetlerini durduracak bir tehlikenin olmadığını ekleyelim. Tedbirlere uyalım en önemlisi de aşılarımızı olalım ve bunları tamamlayıcı aşılarımızla tamamlayalım” diye konuştu.

  • Koronavirüs ölümlerinde ‘Delta varyantı’ etkisi

    Koronavirüs ölümlerinde ‘Delta varyantı’ etkisi

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Covid-19’da Delta varyantının görüldüğü son dönemde ölüm oranlarının arttığını söyledi. Ceyhan, “İlk 2 dalga orijinal virüs ile oldu, orada 1000’de 9’du ölüm oranı. Mart- nisanda vakaların 60 bine çıktığı dönemde İngiliz varyantı vardı, orada 1000’de 6’lara düştü. Son dalga Delta varyantı ile oldu, burada da 1000’de 11. Varyant, tek başına daha ağır ve öldürücü hastalığa yol açıyor” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Delta varyantının en önemli özelliğinin, herkes için çok hızlı bulaşan virüs olması ve daha ağır seyretmesi olduğunu söyledi. Gebeliğin özel durum olduğuna vurgu yapan Ceyhan, “Gebelikte bağışıklık doğal yol ile baskılanıyor. Dolayısıyla diğer insanlara göre daha ağır seyreder, ölüm oranı yüksektir” diye konuştu.

    Prof. Dr. Ceyhan, Delta varyantının rahatlıkla çocukları da gençleri de hastalandırabildiğine dikkat çekerek, “İlk başta orijinal virüs varken genç yetişkinler bu kadar çok hastalanmıyordu; onların bağışıklığı daha sağlam olduğu için çok daha fazla virüs gerekir hastalandırmak için. Bu Delta varyantı vücutta çok hızlı çoğaldığı için şimdi rahatlıkla çocuğu da yetişkini de hastalandırabiliyor” dedi.

    ‘DELTA İLE ÖLÜM ORANI 1000’DE 11 OLDU’

    Prof. Dr. Ceyhan, son dönemde Delta varyantının etkisiyle ölüm oranlarının arttığına dikkat çekerek, “Ben varyantların öldürme oranını hesapladım. İlk 2 dalga orijinal virüs ile oldu, orada 1000’de 9’du ölüm oranı. Arkasından mart- nisanda vakaların 60 bine çıktığı dönemde İngiliz varyantı vardı, orada 1000’de 6’lara düştü. Son dalga Delta varyantı ile oldu, burada da 1000’de 11. Demek ki varyant, tek başında zaten daha ağır ve öldürücü hastalığa yol açıyor. İkincisi de toplumda maalesef bu önlemler azaltıldıkça insanların farkındalığı da azaldıkça biraz daha hekime geç başvuruyor olabilirler. ‘Etkili tedavi yok’ dedik ama etkili birçok yöntem var. Oksijen vermeniz lazım, sıvı takmanız lazım, en erken sürede yoğun bakıma almak lazım. Bunları yapınca ölüm oranının düştüğünü biliyoruz” diye konuştu.

    ‘GEBELİĞİN ZAMANINA BAKMADAN AŞILANMA GEREK’

    Gebelerde ilk 3 ay pek dışarıdan madde verilmediğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Ama hayati önem taşıyorsa o ilk 3 ayda da mesela kuduz aşısı yapmak gerekir. Burada tam bu noktaya geldik. Gebe için çok hayati önem taşıyor artık. Gebeliğin gününe, zamanına bakmadan 1’inci gün bile olsa ne zaman farkına varılırsa aşılanması gerekir. Eğer doğuma 2 hafta kala anne hastalık geçirirse ve bebek doğduğunda halen daha bulaştırıcı ise bebek koronavirüse karşı tamamen bağışık olmadan doğuyor. Dolayısıyla çocuk hem korunmasız hem de anneden virüs alıyor, daha ağır geçiriyor. Bütün bunları önlemenin tek yolu gebenin aşılanması. ‘Tamamen aşıdan bağımsız gebeliğinizi planlayabilirsiniz, aşıyı da ilk fırsatı bulur bulmaz yaptırın’ diyoruz. Emzirmede aşılanmanın yararı var, zararı yok. İki çalışmada eğer aşı yaparsanız emziren anneye, antikorların anne sütünden bebeğe geçtiği gösterildi. Zaten zararlı hiçbir şey söz konusu değil. Anne sütünden bulaşan hastalık çok nadirdir” diye konuştu.

  • 3 doz Sinovac Delta varyantına karşı etkili mi?

    3 doz Sinovac Delta varyantına karşı etkili mi?

    Çin Bilimler Akademisi, Furan Üniversitesi, Sinovac ve diğer Çin kurumlarından araştırmacılar tarafından yapılan yeni çalışmada, Sinovac tarafından geliştirilen Covid-19 aşısının üçüncü dozunun Delta varyantına karşı antikor seviyesindeki düşüşü tersine çevirdiği belirtildi. Araştırmada, CoronaVac’ı olan kişilerin üçüncü dozundan yaklaşık dört hafta sonra, ikinci aşıdan yaklaşık dört hafta sonra görülen seviyeyle karşılaştırıldığında Delta Varyantına karşı 2.5 kattan daha fazla nötralize edici etki gösterdiği aktarıldı.

    Çin’de yapılan yeni araştırmada, Sinovac tarafından geliştirilen koronavirüs aşısı CoronaVac ile ilgili yeni veriler yayımlandı.

    Başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede üçüncü doz olarak uygulanmaya başlanan Sinovac’ın aşısının, dünyadabaskın tür haline gelen Delta Varyantı üzerinde etkili olduğu bildirildi.

    Çalışmada, Sinovac’ın Covid-19 aşısının üçüncü dozunun küresel olarak baskın varyant haline gelen ve en aşılı ülkelerde bile yeni enfeksiyonlarda bir artışa neden olan Delta varyantına karşı antikor aktivitelerindeki düşüşü tersine çevirdiği aktarıldı.

    İki veya üç doz aşı olan 38 gönüllü de dahil olmak üzere 66 katılımcıdan alınan örnekler ile gerçekleştirilen araştırmada, aşının üçüncü dozunun virüsün oldukça bulaşıcı türüne karşı uzun vadeli bağışıklık tepkisi hakkında endişeleri hafiflettiği belirtildi.

    Çin Bilimler Akademisi, Furan Üniversitesi, Sinovac ve diğer Çin kurumlarından bilim insanları tarafından yapılan çalışmada, CoronaVac aşısının ikinci dozunu aldıktan altı ay sonra aşıyı olanlardan alınan numunelerde Delta Varyantına karşı nötralize edici antikor aktiviteleri tespit edilmediği belirtilirken, üçüncü dozu olan kişilerin aşıdan yaklaşık 4 hafta sonra varyanta karşı 2,5 kat daha yüksek nötralize edici antikor tespit edildiği vurgulandı.

    Şirkete göre, Ağustos ayı sonuna kadar Çin de dahil olmak üzere küresel olarak yaklaşık 1.8 milyar doz Sinovac aşısı tedarik edildi.

  • Bursa’da ‘Delta’ alarmı! Vaka sayıları yükselişe geçti

    Bursa’da ‘Delta’ alarmı! Vaka sayıları yükselişe geçti

    Türkiye genelinde birinci doz aşı olanların sayısı 40 milyonu geçti. Bursa’da ise bu rakam 1 milyon 568 bin kişiye ulaştı. Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz Bursa’da son zamanlarda artan vaka sayıları, aşılamadaki son durumu ve delta varyantının kent genelinde yayılımına ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Koronavirüsle mücadele kapsamında dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aşılama devam ederken, Bursa’da da aşı olanların sayısı hızla artıyor. Virüse karşı aşıdan başka çare olmadığını söyleyen Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Türkiye genelinde görülen vaka artışlarına paralel olarak Bursa’da da artışın olduğunu söyledi.

    TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK İÇİN YÜZDE 70-80’LERE ULAŞILMASI GEREK

    Hastalıktan korunmanın iki yolu olduğunu ve bunlardan birinin ya hastalığı geçirmek, ya da aşılanmak olduğunu söyleyen Yavuzyılmaz, Bursa genelinde nüfusun yüzde 65-66’sını oluşturan kişilerin en az bir doz aşı yaptığı belirterek yaklaşık yüzde 30’dan fazla kişinin de 2 doz aşını yaptırdığını açıkladı.

    Aşılamada ulaşılan bu seviyeyi yeterli bulmayan Dr. Fevzi Yavzyulmaz toplumsal bağışıklığa ulaşılması için 2. doz aşısını olanların seviyesinin en az yüzde 70-80’lere ulaşması gerektiğini söyledi.

    “YENİ VAKALARIN YÜZDE 50’YE YAKINI 40 YAŞA KADAR OLAN KESİM”

    Şuan karşılaşılan vakaların yüzde 50’ye yakınının 40 yaşa kadar olan kesimden çıktığını belirten Yavuzyılmaz, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

    “Özellikle 40 yaş altındaki hareketi bol olan, daha fazla toplum içinde olan 17 ila 40 yaş aralığındaki vatandaşlarımız maalesef yüzde 45 seviyesinde. Maalesef yaş skalası azaldıkça bu oran daha da düşüyor. Bu arzu etmediğimiz bir durum. Şu an karşılaştığımız vakaların yüzde 50’ye yakını 40 yaşa kadar olan kısım. Bu oranın yüksek olduğunu 17-40 yaş olarak ayırdığımızda daha net görürüz. Aşının önemi burada ortaya çıkıyor” dedi.”

    “NORMALLEŞMEYİ HIZLI VE FARKLI ANLIYORUZ”

    Kademeli normalleşmeyi farklı anladığımızı ve riskin görülmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Biz normalleşmeyi hızlı ve farklı anlıyoruz. Tamamen tedbiri bırakmak olarak anlıyoruz. Bizim maske, mesafe ve temizlik kurallarımız hala geçerli. Bizim normalleşmeden kastımız, kapanan işletmeler için yapılan düzenlemeler. Biz maske, mesafe ve temizlik kurallarından ödün verecek durumda değiliz. Bu tedbirleri en yüksek seviyede uygulamakla mükellefiz. Vaka artışları 1, 2, 3 diye olmuyor. 1, 10, 100, 1000 diye artıyor. Bu sebeple bir vakanın bile çok önemi var. Çünkü bu salgın 1 vaka ile başladı, milyonlara ulaştı. Çevremizdeki bir vaka bile potansiyel risk olduğu için bunu engelleyip önlememiz lazım” ifadeleriyle anlattı.

    “DELTA VARYANTINI DAHA ÇOK GÖRMEYE BAŞLADIK”

    Delta varyantının Bursa genelinde artışta olduğunu ve diğer varyantlara göre daha çok karşılaşıldığını aktaran Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, “Delta varyantı hızlı bulaşıyor. Ancak aşının etkinliği gündem oldu ve aşının bu varyantta etkili olduğu görüldü. Her ne olursa olsun bu hastalığa karşı en önemli silahımız tedbir. Eski dönemde İngiliz varyantı, Brezilya, Güney Afrika varyantı ön plandaydı. Şimdi delta varyantı ön plana çıktı ve gittikçe sayı artıyor. Delta varyantını diğer varyantlardan daha çok görmeye başladık. Tedbirler açısından çok bir fark yok. Bizim tedbirimizi en iyi şekilde almamız lazım” diye konuştu.

    SOSYAL MEDYA HESAPLARI ÜZERİNDEN AŞI KARŞITLIĞI

    Bursa genelinde 2 buçuk milyon dozdan fazla aşının yapıldığını belirten Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, aşı konusunda toplumda yanlış bilgilerin dolaştığı ve bu bilgilere kulak asılmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi; “Bursa özelinde 2 buçuk milyon doz aşılamayı aştık. Bu 1 milyon 568 bin kişinin aşılanması demek. Bu sayının içerisinde 2. ve 3. doz aşılar da var. Çok şükür bu aşılamada büyük bir yan etki görmedik. Kol ağrısı, bir iki gün halsizlik tüm aşılarda görülebilen yan etkiler. Toplumda çok yanlış algılar var. Aşı karşıtlığı dünyada 12 noktadan yayılıyor diye bir makale okudum. Bunların kullandığı milyonlarca sosyal medya hesabı var ve bu hesaplar üzerinden insanlar dolduruluyor. Her aşı noktasında hekim ve sağlık çalışanı var. Lütfen bu konuda bilgisi yetkisi ve donanımı olan kişilerden bilgi alın. Komşum şöyle dedi, o böyle dedi gibi laflara kulak asmayın. Geçmişte bir tabir kullanmıştım. Karpuz alırken satıcıya gidip iyisini verir misin diye rica ediyoruz. Sağlığımız başkalarına emanet edilecek kadar ucuz olamaz, olmamalı. Koronavirüslü yoğun bakımda yatırıyor mu? Evet. Bu kadar ölüme sebep oldu mu? Evet. Ben bütün vatandaşlarımızın aşı olmasını tavsiye ediyorum” dedi.

  • Mehmet Ceyhan: Vaka artışı dalgaları devam edecek

    Mehmet Ceyhan: Vaka artışı dalgaları devam edecek

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüste vaka artışı dalgalarının devam edeceğini söyledi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, delta virüsün daha önceki varyantlara göre daha bulaşıcı olduğunu belirterek, “Vaka artışı dönemleri yaşayacağız. Bu artacak, tekrar azalacak. Salgın bütün dünyada son buluna kadar birkaç defa artış dalgaları göreceğiz. Bu dalganın ne kadar büyük olacağı ise alınacak tedbirlere, uygulanacak kısıtlamalara bağlı” dedi.

    ‘DELTA VİRÜSÜN YAYILIMINDA SINIRLARIMIZI İYİ KAPATAMADIK’

    Bundan sonraki süreçte çıkacak olan varyantların hep daha bulaşıcı olacağını açıklayan Ceyhan, “Çünkü daha bulaşıcı olmazsa, bir önceki virüsün yerini alır ve kendini gösteremez. Özellikle delta virüsün yayılımında sınırlarımızı iyi kapatamadık. Turizmin önceliklendirilmesi tabii ki anlaşılabilir bir durum. Ancak bu sırada delta virüs Rusya’da çok hızlı bir şekilde artarken, biz Ruslara çok kolaylıklar göstererek, yapılması gerekeni yapmadan ülkemize aldık. Bunun sonucu olarak Ruslar her şey dahil otellerde tatil yapıyorlar. Ama orada çalışan Türkler var. Kurban Bayramı’ndaki en büyük risk de orada zaten. Türkler ile Ruslar aynı otellerde tatil yaptılar. Ortak alanda yemek yediler, havuzu kullandılar. Bu temasların etkisi de henüz görülmedi” diye konuştu

    ‘VAKA ARTIŞI DÖNEMLERİ YAŞAYACAĞIZ’

    Ceyhan, vaka artışının önümüzdeki haftadan sonra da görüleceğini belirterek, “Ama unutmayalım ki hiç aşı yapmasanız da, önlem almasanız da bu salgın dalgalar şeklinde devam ediyor. Neticede bir vaka artışı dönemleri yaşayacağız. Bu artacak, tekrar azalacak. Salgın bütün dünyada son buluna kadar birkaç defa artış dalgaları göreceğiz. Bu dalganın ne kadar büyük olacağı ise alınacak tedbirlere, uygulanacak kısıtlamalara bağlı. Dediğim gibi aşıdan böyle bir beklentiye girmemiz son derece yanlış” diye konuştu.

    ÜLKELERDEKİ AŞILAMA DURUMU

    Hiçbir ülkenin şu anda ilk başladığı günlerdeki aşı miktarını yakalayamadığını söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Örneğin İngiltere, ilk günlerde 3,5 milyon günlük aşı yapıyordu. İki gün önceki aşılama sayısı ise 126 bin. Türkiye’de de böyle problemler çıkacak. 600 binin üzerinde günlük aşılama yaparsak, bu Türkiye için iyi bir rakamdır. Eğer bu şekilde yapabilirsek, biz istediğimiz aşılanma oranını ancak önümüzdeki senenin ilk dönemlerinde yakalayabiliriz. Bu da şu anlama geliyor; biz o aşı oranına çıkana kadar, tedbirlerle ve kısıtlamalarla mücadele etmek zorunda kalacağız” ifadesini kullandı.

  • Deltaya karşı çift doz aşı şart

    Deltaya karşı çift doz aşı şart

    Uzmanlar, koronavirüsle mücadelede son dönemde Türkiye’de de görülen delta varyantına karşı başarı için çift doz aşılamanın şart olduğunu belirtti. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, “Delta varyantı oranı yavaş yavaş artıyor. Şu an aşılarımızı olup yeterli bağışıklığı sağlayıp sonbahara o şekilde girmek zorundayız. Yoksa tekrar en başa, o yasaklı, kısıtlı, işimizden, okulumuzdan ayrı günlere geri döneriz” dedi. Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık ise “2’nci doz aşınızı yaptırmazsanız delta varyantına karşı kendinizi güvende hissedemezsiniz” diye konuştu.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Türkiye’nin en büyük pandemi merkezlerinden Feriha Öz Acil Durum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, Türkiye’nin yeni bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Prof. Dr. Yiyit, “Ülkemizde biliyorsunuz hakim virüs alfa (İngiltere) varyantıydı. BioNTech tek dozunun buna karşı yeterli bir koruma sağladığını söylüyorduk o dönem. Sinovac için yine iki doz diyorduk. Ama şimdi delta varyantında iş değişti. İki doz BioNTech olunması ve Sinovac için de 3’üncü doz aşı olunması noktasına geldik. Sonbaharda ülkemizde de hakim virüs olacak gibi görünüyor Delta varyantı. Çünkü etrafımızdaki ülkelerde hızlı bir tırmanış başladı. Özellikle Rusya, İran gibi ülkelerde şu anda delta varyantı baskın durumda. Belli ki bu bizim ülkemiz için de geçerli bir tehlike” dedi.

    ‘YATAN HASTALARDA DELTA ORANLARI ARTIYOR, ÇOĞU AŞISIZ’

    Türkiye’de de delta varyantı sayısında artış yaşandığını belirten Prof. Dr. Yiyit, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bizim kendi hastanemizde yatan hastaların yüzde 10’u delta varyantı ile enfekte olan hastalar. Bunların çoğunluğunun genelde aşısız grup olduğunu görüyoruz. İkinci grup ise aşısını olmuş ama henüz aşı takvimini tamamlamamış kişiler. Yani bir dozu olduktan sonra hastalığa yakalanmışlar ya da ikinci dozu olup henüz üzerinden yeterli vakit geçmemiş olan grup. İki doz aşı olup da hastalığı kapan çok az bir grup var. Bunlar da genelde inaktif virüs aşısı olup henüz 3’üncü dozunu yaptırmamış olanlar. Bu rakamlar aslında şunu gösteriyor; eğer biz bunu tehlike olarak görmek istemiyorsak, tekrar o film başa sarsın istemiyorsak, bir an önce Bilim Kurulu’nun da önerileriyle şekillenmiş olan aşı takvimimizi tamamlamamız gerekiyor. Şu an aşılarımızı olup yeterli bağışıklığı sağlayıp sonbahara o şekilde girmek zorundayız. Yoksa tekrar en başa dönüp o yasaklı, kısıtlı, işimizden, okulumuzdan ayrı günlere geri döneriz.”

    ‘EKSİK BIRAKILMIŞ AŞI TAKVİMİ YENİ MUTASYONLARA DAVETİYE ÇIKARIR’

    Türkiye’de delta varyantının hakim olma ihtimaline karşın aşı takvimini güncellediklerini belirten Prof. Dr. Yiyit, “Eskiden aşıların arasını açmıştık. Hedefimiz, bir an evvel insanları tek doz aşı ile karşılaştırmaktı çünkü alfa varyantının hızını kesmek için yeterli gibi görünüyordu. Ama delta varyantı hayatımıza girince, hızlıca en az iki doz aşı olmamız gerektiği ortaya çıktı. Bu haftaki Bilim Kurulu toplantısından sonra iki doz arası süre kısaltıldı ve (BioNTech için) 3 haftaya indirildi. BioNTech faz çalışmaları da 3 hafta arayla olunabileceğini söylüyordu. Bir an önce insanların iki doz aşısını yapıp korunabilir hale gelmesini istiyoruz. Yine aynı şekilde inaktif aşı için de 3’üncü dozlar açıldı. Ama onda ilk iki doz arası yine 4 haftalık süre geçerli. Üçüncü doz için de ikinci dozdan sonra 3 aylık bir süre geçmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık da delta varyantının yeni dalgalara sebebiyet verme ihtimali olduğunu belirtti. 1 Temmuz’da kısıtlamaların kaldırıldığını belirten Prof. Dr. Balık, “Toplumun bir kısmı da tedbirleri bir kenara bıraktı. Bu da vakaların istenildiği kadar azalmasına engel oldu. Ayrıca hep söylediğimiz gibi vaka sayısının durağanlaşması da vaka sayısının artacağını önceden bildirmesi bakımından önemlidir. Şu an hem bu oldu. Hem de buna ilaveten delta varyantı da ülkemize girdi. Delta varyantının girmesiyle beraber bizi önemli bir riskin beklediğini hep söyleyegelmiştik. Çünkü delta varyantı aşılama oranları oldukça yüksek olan ülkelerde bile aşısızlar arasında önemli bir dalga yaptı. Örneğin İngiltere’de en son günlük vaka sayıları 50 bine kadar çıktı ki aşılama oranları İngiltere’de bizden çok daha yüksek. Delta varyantı özellikle aşısız olan ve ikinci doz aşısını olmayan kişiler arasında bir dalgaya sebebiyet verdi. Bu da birçok ülkenin tedbir almasına sebep oldu. Fransa, İspanya, Hollanda, Yunanistan gibi ülkelerde tekrar kapanmaya gidilmeye başlandı. Ve 2 doz aşı olma zorunluluğu getirildi birçok ortama girişlerde. Dolayısıyla ciddi bir tablo ile karşı karşıyayız” dedi.

    ‘OKULLARI AÇMA KONUSUNDA ZORLANABİLİRİZ’

    Prof. Dr. Balık, delta varyantının Türkiye’de de görüldüğüne vurgu yaparak, “Özellikle bayram hareketliliği ile birlikte tedbirlere eğer uymazsak yine turizm mevsimi rehaveti nedeniyle de deltaya bağlı olarak bizi önümüzdeki günlerde yeni bir dalga bekliyor olabilir. Eğer biz tedbirlere uymazsak sonbaharda okullarımızı gönül rahatlığı ile yüz yüze eğitime açma konusunda zorlanmak durumunda kalacağız” dedi.

    ‘DELTAYA KARŞI TEDBİR VE AŞI’

    Deltanın neden olabileceği dalgayı engellemek için iki şey yapılması gerektiğini kaydeden Balık, “Birincisi tedbirlere uymaya muhakkak devam etmemiz gerekiyor. Delta varyantı çok kolay bulaştığı için sosyal mesafeyi 2 metreye çıkarmamız gerekiyor. Kalabalıklara girmememiz gerekiyor. Maske, mesafe ve hijyene delta varyantından dolayı devam etmemiz şart. İkincisi aşılama elimizde önemli bir silah. Ama aşıda deltaya karşı başarılı olabilmek için mutlaka çift doz aşı yapmak zorundayız. Çift doz aşılı iseniz deltaya karşı ağır enfeksiyon ve ölüm görülme ihtimali tüm Covid ölümleri içinde yüzde 1’in altında. Bu, aşının ne kadar yüksek oranda etkili olmaya devam ettiğini gösteriyor. Nitekim dünyadan rakamlar da bunu gösteriyor. Şu ana kadar delta yayılmaya başladıktan sonra ve aşılama başladıktan sonra ağır enfeksiyonların ve ölümlerin yüzde 99’dan fazlasının aşısız olanlar arasında olduğu görülüyor. Demek ki aşı delta varyantına karşı da elimizde önemli bir silah; ama çift doz olmak kaydıyla” diye konuştu.

    ‘2’NCİ DOZ OLMAZSANIZ GÜVENDE DEĞİLSİNİZ’

    Prof. Dr. Balık, son zamanlarda 2’nci doz aşısını yaptırmaktan imtina eden, korkan kişilerin oranında bir artış gözlemlediklerine dikkat çekerek, “Bunun nedeni de özellikle Biontech aşısının 2’nci dozunun ağır geçirildiği, daha fazla yan etki yaptığı ile ilgili birtakım söylentiler. Bu 2’nci doz yan etkileri kesinlikle tolere edilebilir. Bu nedenle kişilerin ‘aşı beni çarptı, yatağa düşürdü’ gibi söylentilerden etkilenmeden mutlaka 2’nci doz aşısını yaptırması gerekir. 2’nci doz aşınızı yaptırmazsanız delta varyantına karşı kendinizi de güvende hissedemezsiniz. Ayrıca 2 doz aşınızı olsanız bile maske, mesafe ve temizlik kuralına uymaya devam etmemiz gerekiyor. Çünkü aşılar ağır hastalığı ve ölümü engelliyor. Ama enfeksiyonu alıp başkalarına bulaştırmamızı engellemiyor” diye konuştu.

     

  • “Bayramdan sonra baksın hale gelecek” diyerek uyardı

    “Bayramdan sonra baksın hale gelecek” diyerek uyardı

    Türkiye’nin en büyük faz çalışması olan Sinovac Faz 3 çalışmasının koordinatörlüğünü de yürüten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Akova, Delta varyantına karşı uyardı.

    “BAYRAMDAN SONRA DELTA VARYANTI BASKIN HALE GELECEK”

    Akova, “AB ülkelerinde Ağustos başından itibaren Delta varyantın artık baskın hale geleceği bildiriliyor. Türkiye için de durum farklı değil, kaç vaka Delta varyantı çıktı vs. bunun artık önemi yok, bayramdan sonra Delta varyantın ülkemizde de baskın hale geleceğini tahmin ediyoruz. Herkes sanki salgın öncesi dönemdeymişiz gibi maske, korunma önlemlerini bıraktı. Aşıdan da öte esas bilimsel kanıt, maske ve mesafenin halen en büyük korunma önlemi olduğudur. Üç doz aşı da olsanız şu anki aşıların tamamı yüzde 100 korumuyor. O nedenle önlemlere devam etmek zorundayız” dedi.

    “DAVUL ZURNA İLE ESKİ HALİMİZE DÖNDÜK”

    Türkiye’de 1 Temmuz’dan itibaren kısıtlamaların tamamen kalkmasıyla beraber vatandaşların sanki salgın bitmişçesine kişisel korunma önlemlerini de bırakmasının çok tehlikeli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Akova, önemli açıklamalarda bulundu.  Türkiye’nin en büyük aşı faz çalışması olan Sinovac Faz 3 çalışmasının koordinatörlüğünü de yapan Akova, aşılanmanın tam olarak istenen düzeyde olmadığı bu günlerde maske kullanmayı bırakmanın ciddi bir hata olduğuna değindi. Akova sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Türkiye’de şu anda yapılan büyük bir yanlış var. 1 Temmuz’dan itibaren davul zurna ile tekrar eski halimize döndük. 2019’daki gibi, sanki pandemi öncesi dönemdeymişiz gibi, maske kullanımı minimumda, kalabalıklar korkunç düzeyde, yurtdışından özellikle Delta virüs salgını olduğu bilinen ülkelerden (Rusya olmak üzere) çok sayıda turist geliyor. O turistlerin olduğu turizm bölgelerinde de maske kullanımı neredeyse yok, kapalı ortamlarda önlemlere dikkat edilmiyor. Bence şu anda esas bilimsel kanıt, ister varyant olsun, ister orijinal virüs olsun, hastalığa karşı en etkili yöntem halen maske ve diğer korunma önlemleri. Kalabalık ortamlarda, havalandırması olmayan ortamlarda maskesiz ve uzun süreli bulunmak en büyük risk faktörü”

    ÜÇ DOZ DA OLSANIZ VARYANTLARDA KORUMA YÜZDE YÜZ DEĞİL

    Eğer bu şekilde önlemlere uyulmamaya devam edilirse Delta varyantın Türkiye’de de baskın hale gelmesinin kaçınılmaz olduğuna işaret eden Prof. Dr. Akova, “Şu anda vaka sayısı 1’dir 3’tür çok da önemi yok artık. Bayramdan sonra, Temmuz ayının sonuna kadar muhtemelen Türkiye’deki yaygın virüs Delta virüsü olacak. Bu konuda hiçbir şüphe yok. Aynı öngörü AB ülkeleri için de geçerli, Amerika da bu projeksiyonu yapıyor şu anda. Amerika’da ortaya çıkan yeni vakaların yüzde 50’si Delta varyantı. AB ülkelerinde de Delta vakalarının Ağustos başına kadar yüzde 90’a erişeceği düşünülüyor. Türkiye’de daha erken olur ama daha geç olmaz, Delta varyantı baskın olacak. Siz bütün korunma önlemlerini bırakıp 3. doz aşımızı da olalım, Delta’ya karşı da korunuruz diye düşünürseniz çok yanlış olur. Bütün aşılar 3 doz da olsanız 5 doz da olsanız Delta varyanta karşı kısmi koruma sağlıyor. Siz kendinizi korumaya devam etmediğiniz sürece, şu andaki aşılarla ne kadar aşılanırsanız aşılanın yüzde 100 koruma söz konusu değil” dedi.

    MRNA AŞILARI DAHA ETKİN AMA DÜNYANIN HER AŞIYA İHTİYACI VAR

    mRNA aşılarının varyantlara karşı daha etkili olabileceği yönündeki tartışmalara da değinen Prof. Dr. Akova, bu konuda küçük çaplı da olsa bilimsel çalışmaların yapıldığını ancak henüz yeterli düzeyde kesinlik olmadığını, daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akova, Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyada aşıya ulaşabilen bir kesiminin mRNA ile aşılanıp diğer kesimin aşılanamamasının, salgını bitirmenin önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çekerek inaktif, mRNA ya da diğer aşılar olsun, DSÖ’nün kriterlerini sağlayan her türlü aşıya ihtiyaç olduğunu söyledi.

    “HANGİ AŞI OLURSA OLSUN TOPLUMSAL BARİYER İÇİN FAYDALI”

    Prof. Dr. Akova sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında asemptomatik enfeksiyonla ilgili düzenli kontrollü bir çalışma yapılmış değil. Ama küçük çaplı çalışmalar var. O çalışmaların sonuçlarına göre asemptomatik enfeksiyonlara karşı bu aşıların (mRNA) etkinliği var deniliyor. İnaktif aşılar da ki sadece Sinovac değil diğer inaktif aşı olan Sinopharm’ın da sonuçları da 10-15 gün önce JAMA’da yayınlandı. Orada da aynı şey söz konusu. Bunlar asemptomatik yani hafif belirtili vakaları engellemiyor. Muhtemelen taşıyıcılığı da yani hastalanmadan virüsü etrafa yaymayı da engellemiyor. Ama şöyle bir şey var, Batı ülkeleri şu anda aşıya çok rahat erişiyor. Türkiye de öyle. Ancak dünyada hala aşılanmamış milyarlarca insan var. Afrika Kıtası’nın 1,5 milyar nüfusu olan kıtanın, sadece yüzde 2,5’i aşılandı. Bunun da yüzde sekseni Kuzey Afrika’da, yani Tunus, Cezayir Mısır, oralarda. Sahra altı Afrikası’nda, Güney Afrika’yı bir tarafa koyarsak, aşılanma oranları yüzde 1’in altında. Buralardaki toplumsal bağışıklık dediğimiz, toplumun büyük kesimlerini aşılamak için çok sayıda aşıya ihtiyacınız var. Bu gruplar içerisinde aşılamayı ne ile yaparsanız yapın, toplum içerisinde hastalığa bir bariyer koymuş oluyorsunuz. Ciddi hastalığı ölümü engellemiş oluyorsunuz. O aşamadan sonra da artık asemptomatik, semptomatik enfeksiyonların çok önemi kalmıyor. Yani toplumun yüzde 70’den fazlası aşılanacak olursa bunun çok fazla bir önemi kalmıyor. Ama küçük gruplarda toplumun yüzde 10’unu aşıladınız, onların içinde asemptomatik olup aşılıyım diye ortalığa saçanlar olduğu sürece enfeksiyon bitmez.”

    “TÜRKİYE’DEN DE ŞİLİ’DEKİ GİBİ GERÇEK YAŞAM VERİSİ ÇALIŞMASI ÇIKMALI”

    Geçtiğimiz günlerde Şili’nin Sinovac aşısına dair yayınladığı yaklaşık 10,5 milyon aşılı kişiye dayanan gerçek yaşam verilerine benzer sonuçların, Türkiye’de de kolaylıkla yayın olarak yapılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Akova, Sağlık Bakanlığı’nın dünyanın en iyi elektronik takip sistemlerinden birine, e-Nabız’a sahip olmasının bu anlamda büyük bir avantaj olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’de kesin rakamı bilmiyorum ama sanırım 15 milyon kişi iki doz Sinovac ile aşılandı ve belli bir süre takip edildi. Bu veriler elektronik ortamda takip ediliyor. Dünyada çok az ülkede böyle bir sistem var. Ama bu verileri değerlendirmek, açıklamak lazım. Hatta şu anda Türkiye’nin varyant haritası ile beraber bu değerlendirmeyi yapabiliriz. Şili’ye benzer bir çalışmanın bizden çıkmaması için aslında hiçbir neden yok. Bu konuda bir takım çabalar sarf ediliyor, bizim üniversitemizden, benim bölümünden de bazı arkadaşlar bu çalışma grubunun içerisindeler. Biz, Şili’den daha yüksek rakamlardaki verileri saygın tıp dergileri NEJM’de ya da Lancet’te yayınlamış olabilirdik. Aslında hiçbir engel yok ama yapılmadı. Bunu büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyorum, bunu bir an önce yapmamız gerekiyor.”

  • 36 ilde görüldü! Bir haftada üçe katlandı

    36 ilde görüldü! Bir haftada üçe katlandı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Son 1 haftada düşmesi gereken vakanın düşmediğini, hafta sonu bir önceki hafta sonuna göre yüzde 20’lere yakın bir artış olduğunu görüyoruz. Beklediğimiz düşüşün olmadığını, bir çıkış olma ihtimali görüyoruz” dedi.

    Bakan Koca, dün akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan Kabine Toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Koca, Covid-19 aşısında kamu olarak zorunluluk getirilmesi konusunun gündemlerinde olmadığını söyledi. Koca, “Daha çok vatandaşımızı ikna etme yöntemini kullanmak istiyoruz. Gerektiğinde ayağına gitmek dahil olmak üzere her yöntemi denemek istiyoruz. Bunu da sahada yaygın şekilde zaten yapıyoruz, her geçen gün artıyor. Doğu ve Güneydoğu’da oranların düşük olduğunu görüyorsunuz; ama oralarda da artışın olduğunu görüyoruz. Hakkari’de yüzde 50, Şırnak yüzde 40 oldu, Ardahan’da yüzde 50’lerde olduğunu görüyoruz. Kars’ta benzer şekilde, Adıyaman yüzde 50’ye yakın. Giderek o bölgede de artış var. Bizim vatandaşın ayağına gidip mobil, yoğun ekiplerle devrede olmamız gerekiyor. Vatandaşı ikna etme dışında yaptırımla yapmak istemiyoruz. Özel sektör yapabilir mi? O bizim dışımızda” dedi.

    ‘NORMALE DÖNMENİN TEK YOLU AŞI’

    Koca, özel sektöre de aşı zorunluğunu tavsiye etmeyi düşünmediklerini belirterek, “İkna dışı yöntemle yapılmasının doğru olmadığı kanaatindeyiz. Normale dönmenin, okulların açılmasının, normal hayata dönmenin, futbol-spor etkinliklerine katılabilmenin tek yolu aşı. Normal hayat, toplumsal bağışıklıkla, o da aşılama ile mümkün. Vatandaşın bunu bilerek katılması gerekiyor. Hem kendi sağlığı için, hem sevdikleri için” diye konuştu. Bakan Koca, Kurban Bayramı’na kadar aşılamada hedeflerinin yüzde 70 olduğunu hatırlatarak, “Şu anda yüzde 61’i bulduk. En az 1 doz aşı yaptıran, 18 yaş ve üzeri tanımlanan kişilerde yüzde 70 olmasını hedeflemiştik. Şu an yüzde 61’i buldu” dedi.

    Türkiye’de görülen delta varyantının giderek arttığını vurgulayan Koca, “750’leri buldu, il sayısı da 36’ya çıktı. Delta plus, 3 ilde, 3 tane olarak devam ediyor” dedi.

    ‘ÇIKIŞ OLMA İHTİMALİ GÖRÜYORUZ’

    Bakan Koca, son dönemde, son 1 haftada özellikle çarşambadan itibaren, düşmesi gereken vakanın düşmediğini, hafta sonu bir önceki hafta sonuna göre yüzde 20’lere yakın bir artış olduğunu söyledi. Koca, “Beklediğimiz düşüşün olmadığını, bir çıkış olma ihtimali görüyoruz. Bu artışların da özellikle aşılamanın düşük olduğu yerlerde kendini gösterdiğini, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Adıyaman gibi bazı illerimizde girecek bir artış içinde olduğunu görüyoruz. Doğu ve Güneydoğu’da, genel olarak aşılamanın düşük olduğu yerlerde bir artış olduğunu görüyoruz. O nedenle yoğun aşılama. Bayrama kadar o bölgelerde yoğun aşılama” dedi.

    ‘KAPALI ORTAMDA MASKEYE DEVAM’

    Bakan Koca, herhangi yeni bir kapanma ve kısıtlama önermediklerini belirterek, “Toplumsal bağışıklık oluşana kadar tedbirlere herkesin hassasiyet göstermesini, maske-mesafe-kişisel tedbire kişisel güvenlik çemberini korumaya önem göstermesini, kapalı, havalandırılmamış ortamda bulunmamasını istiyoruz. Kapalı ortamda da maskeye devam” diye konuştu.

    ‘ŞU ANDA 4’NCÜ DALGA YOK’

    Bakan Koca, Avrupa’da 4’üncü dalganın konuşulduğunun söylenmesi üzerine, “Şu an böyle bir durum yok. Olmayacağı anlamına gelmez, bunun olmaması için tek şart aşılama. Yoğun aşılamanın yapılabilir olması, toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi ancak 4’üncü dalgayı önleyebilir. Toplumsal bağışıklık yüzde 70 hatta 80 oranında olduğunda biter veya azalır, en azından normal hayata dönülür” dedi.

    ‘SİNOVAC NORMAL DEVAM EDİYOR’

    Bakan Koca, Sinovac aşısında bir partinin durdurulduğu iddiaları üzerine, “450 flakonla ilgili, flakon ve kutu tarihindeki uyumsuzluk nedeniyle durdurulmuştu, 2 gün o da. Şişeleme döneminde olan bir durum. Bununla ilgili analizlerde güvenlikle ilgili herhangi bir sorun olmadığını, sadece tarihle ilgili olduğunu, onun da 450 flakonla ilgili olduğunu, bunun dışında herhangi bir sorun olmadığını görünce de normal devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Bakan Koca, Sputnik V aşısının ne zaman kullanıma gireceğinin sorulması üzerine, “Çok uzun sürmez. Devamının gelmesini de bekliyoruz. Devamı gelecek, bu ay özellikle bekliyoruz bayramdan sonra. Sayı daha net değil” ifadelerini kullandı.

  • Delta varyantı alarmı! 52 kişi karantinaya alındı

    Delta varyantı alarmı! 52 kişi karantinaya alındı

    Irak’tan tatil için memleketine gelen Tuncelili H.C. (64) ve Irak uyruklu eşi E.A.F.A.’ya (40) yapılan testte Delta varyantı tespit edildi. Çift ile beraber yolculuk yaptıkları otobüsteki 50 yolcu, karantinaya alındı.

    Irak’ta yaşayan Tuncelili H.C. ve Irak uyruklu karısı E.A.F.A., tatillerini geçirmek üzere Tunceli’ye gelmek için önce uçakla İstanbul’a buradan otobüsle Erzincan’a sonra da Tunceli’nin Pülümür ilçesine bağlı Aktik köyüne geldi. Vücutlarında kırgınlık hisseden çift, Tunceli Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Çiftten ve onları hastaneye götüren sürücüden alınan numunede Delta varyantı tespit edildi. Bunun üzerine Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, geniş çaplı filyasyon çalışması başlattı. Çift ile uçakta yanlarında oturan kişi ve otobüsteki yolcular dahil toplam 52 kişi, evlerinde karantinaya alındı. Çift, köy dışındaki tek hanede yaşadığı için köyün karantinaya alınmadığı, sağlık durumlarının ise ağır olmadığı öğrenildi.

    Konuyla ilgili açıklama yapan Tunceli Sağlık Müdürü Çağdaş Özdemir, salgına karşı aşının önemini vurgulayıp, ”İlimize Irak’tan gelen H.C. isimli Tuncelili erkek ve eşi E.A.F.A. isimli Irak vatandaşı kadın, hastanemize başvurdu. Alınan numunelerde, ikisinde de Delta varyantı tespit edildi ve 20 günlüğüne evlerinde karantinaya alındı. Uçak ve otobüs seyahatlerinde temaslı olduğu kişiler de tespit edildi. 50 kişi, tedbir amaçlı karantinaya alındı. Şu anda sağlık durumları iyi. Salgın için en önemli unsur aşıdır. Bu nedenle insanlarımızı aşı olmaya davet ediyoruz. Delta varyantının yayılmaması için çift doz aşı, maske ve 2 metre mesafe önem taşıyor” dedi.

  • Koronavirüse’ten yüzde 60 daha bulaşıcı

    Koronavirüse’ten yüzde 60 daha bulaşıcı

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, Delta varyantının koronavirüs ve Alfa varyantına göre yüzde 60 daha bulaşıcı ve etkin olduğunu söyledi.

    AÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği (BUHASDER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, kişilerde boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı gibi bulgularla karşılaşıldığında hem bulaşıcılığı hem de ölümcüllüğü nispeten yüksek Delta varyantını akla getirmek gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Yalçın, bu gibi bulguları olanların kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalarında yarar olduğunu aktardı.

    ‘YÜZDE 60 DAHA BULAŞICI VE ETKİN’

    2020 yılı sonu itibari ile ilk kez ana virüs sonrasında İngiltere’de Alfa varyantının tanımlandığını, ardından Brezilya ve Güney Afrika’dan Beta ve Gama varyantlarının tanımlandığını kaydeden Prof. Dr. Yalçın, son olarak da Hindistan’da Delta varyantının tanımlandığını söyledi. Prof. Dr. Yalçın, “Delta varyantı, başlangıçtaki orijinal virüs ve Alfa varyantına göre yüzde 60 daha bulaşıcı ve daha etkin. Sonuçları daha sıkıntılı görülüyor. Delta varyantına karşı belli aşıların daha etkin olduğunu biliyoruz” dedi.

    7 FARKLI VARYANT MEVCUT

    Prof. Dr. Yalçın, “Bu 4 varyant sonrasında şu an için ülkelerde daha az görülen, belli yerlerde kümeler halinde gördüğümüz 7 farklı varyant mevcut. Bu varyantlarla ilgili veriler giderek artıyor. Fakat belirttiğimiz 4 varyanta göre daha hafif seyrediyor. Son zamanlarda daha çok dikkat çekici olan Delta varyantı, klasik Covid-19 enfeksiyonundan daha farklı. Ateş, öksürük, nefes darlığı, tat ya da koku bozukluklarının olmadığı bir klinik tablo ile karşımıza çıkıyor. Delta varyantında ise dikkat çeken husus, kişilerde boğaz, baş ağrısı, burun akıntısı gibi soğuk algınlığı bulgularının olması” diye konuştu.

    ‘mRNA AŞISI DELTA VARYANTINA KARŞI ETKİN’

    Özellikle mRNA aşısının Delta varyantına karşı yüksek derecede etkili olduğunun bilindiğini ifade eden Prof. Dr. Yalçın “Daha önce inaktif aşı olmuş bireylerin en az 3 ay geçmiş ise üçüncü aşıyı olarak, ciddi rahatsızlıkları yok ise (kalp, alerjik hastalıklar) özellikle mRNA aşılarından birinin yapılmasını öngörüyoruz. Daha önce hastalığı geçirmiş bireylerin de mRNA aşısı yaptırmalarında, en az üç ay sonra yaptırmalarında yarar var” dedi.