Etiket: dem

  • DEM ve Öcalan yüzyüze görüşsün

    DEM ve Öcalan yüzyüze görüşsün

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK elebaşı terörist Abdullah Öcalan’a yaptığı Meclis çağrısını yineleyerek, “22 Ekim’de ne demişsek arkasındayız. İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın bir an evvel yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz. Yeterince çile çekildi, yeterince acı yaşandı. Silah seçenek değil kucaklayıcı siyaset hedefimizdir.” dedi.

    Uluslararası sistemin iflas bayrağını çektiğini belirten Bahçeli, “Dünyanın bugünkü hali, nükleer savaş riskine işaret etmesi, küresel cepheleşmenin silah dışındaki uzlaşma arayışlarını gölgelemesi, uluslararası sistemin çöküş alarmıdır. Maalesef durum ciddi ve kritiktir. Türkiyemizin karşılaşma olasılığı giderek artan bütün senaryoları değerlendirerek hazırlık yapması sadece bir güvenlik önlemi değil bir varoluş meselesidir. Ne tarafa dönsek kanlı boğuşma sahneleri gözümüze çarpmaktadır.” ifadelerini kullandı.

    Herkesin gözü üstümüzdedir diyen Bahçeli, “Türkiye’nin çevresi füzelerle kuşatılmaktadır.” diye konuştu.

    İsrail Başbakanı Netanyahu hakkındaki tutuklama kararını da değerlendiren Bahçeli, “İsrail yönetimi dökülen kanın hesabını verecektir. Caniyahu ve eski savunma bakanının kaçışı, kurtuluşu söz konusu değildir.” dedi.

    Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı açıklamalar şöyle:

    27 ülkede 2021 yılından itibaren risk düzeyi önemli ölçüde yaygınlaşmıştır. Mali’den Somali’ye kadar uzanan çatışma boyutu son 3 yıl içinde iki katına çıkmış durumda. Ortadoğu’nun küresel çatışma haritasında kilit faktör olduğu bilinmektedir. Dünyanın tamamı korku tünelindedir. Ukrayna’nın batının silahlarıyla Rusya’yı vurması Putin’in söylemleriyle 3. dünya savaşı ihtimalini gün ışığına taşımıştır. İnsanlığın yeni bir yıkımı kaldırması mümkün değildir.

    Yaşanan iki dünya savaşının en ağır sonuçlarıyla yüzleşen Türkiye ve Türk milletidir.

    Türkiye’nin iki ateş arasında kalması ya da taraf olmaya zorlanması trajik neticelere yol açabilecektir. Elbette hiç kimseden korkumuz yoktur. Ancak barış ümitlerini canlı tutmak, fason kahramanlıklar taslamak ne devlet aklıyla ne de tarih şuuruyla bağdaşmayacaktır.

    Biden’ın aldığı veya alacağı her karar sakat ve mahsurludur. Başikanlık devir teslim törenini beklemeden insanlığı ateşe atmak için fırsat kollayan Biden’ın görevinden derhal alınması dünya barışımı muazzam bir hizmet olarak tarihe geçecektir.

    “TÜRKİYE’NİN ÇEVRESİ FÜZELERLE KUŞATILMAKTADIR”

    Türkiye’nin çevresi füzelerle kuşatılmaktadır. Herkesin gözü üstümüzdedir. Alacağımız karar ve varacağımız sonuçlar bölgesel akışı değiştirebilecektir. Bu taş yerinden oynarsa gök kubbe herkesin başına yıkılacaktır. Cihan yıkılsa bile bizim cephemiz yıkılmayacaktır.

    NETANYAHU HAKKINDA TUTUKLAMA KARARI

    İsrail yönetimi dökülen kanın hesabını verecektir. Kararın uygulanması hukuki bir yükümklülüktür. Aralarında Fransa, İspanya, Belçika, Cezayir, İtalya, Hollanda gibi ülkeler, ülkelerine gelmeleri halinde tutuklayacaklarını açıkladılar. Şerefsiz canilerin ibretlik sonlarını görmeye az kalmıştır.

    “MHP SÖZÜNÜN ARKASINDADIR”

    Kürt kardeşlerimizi sömüren, çocuklarını zorla dağa götüren ne kadar bölücü ve terörist varsa hepsini birden kaybetmeye, bunun da bedelini ödemeye mahkumdur. Türk milletinin asli mensubu olmak duruyorken emperyalizmin kanlı menüsünden yer almak insanlık onurunun hiçe sayılmasıdır. Kürtü Türkten ayırmak dünyayı güneş sisteminden ayırmak kadır imkansız be deli saçmasıdır. Acımız bir geleceğimiz bir. El ele vererek terörü ve bölücülüğü gündemimizden çıkarmalıyız. Türkiye’yi devirmek isteyenler bir karar eşiğindedir. Terörü lanetleyecek misiniz yoksa sırtınızı yaslamaya devam mı edeceksiniz? MHP her süzünün arkasındadır. 22 Ekim 2024 tarihli grup toplantımızdan itibaren ne demişsek aynen yanındayız. İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz. İnandığımız yolda hiç bir baskıya aldırış etmeyiz. Onun bunun tefikalarıyla Türkiye’nin hayrına olacak görüş ve düşüncelerimizden vazgeçmeyiz. Terör insanlığın ortak düşmanıdır. Kürt kardeşlerimizin terörle, terör örgütüyle ne ilgisi ne de ilişiği söz konusudur. Yeterince çile çekildi, yeterince acı yaşandı. Silah seçenek değil kucaklayıcı siyaset hedefimizdir.

  • ‘Atların diyarı’nda nalbantlık son demlerini yaşıyor

    ‘Atların diyarı’nda nalbantlık son demlerini yaşıyor

    Yüzyıllardır ‘atların diyarı’ olarak adlandırılan Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde nalbantlık mesleği son demlerini yaşıyor.
    Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yüzyıllardır at yetiştiriciliği yapılıyor. Atların diyarı olarak adlandırılan ilçede haralarda yetiştirilen yarış atları Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. Değeri milyonlarca lirayı bulan yarış atlarının yanı sıra yük taşımacılığı için de atlar kullanılıyor.

    Sadece 2 nalbant kaldı
    Daha önce onlarca kişinin yaptığı nalbantlığı şimdi sadece 2 kişi yapıyor. Yaşları 50’nin üzerinde olan ustalar, çırak bulamıyor. Çocuklarının dahi nalbantlık yapmak istemediklerini söyleyen ustalar, bu mesleğin de artık son bulmaya başladığını söyledi.

    Esnaf ve Sanatkarlar Odası devreye girdi
    Nalbantlık mesleğinin bitme noktasına gelmesi Esnaf ve Sanatkarlar Odasını harekete geçirdi. İlçede bu mesleği yapan son ustalar olan 56 yaşındaki Nuri Erişen ve 53 yaşındaki Müslüm Özer’i ziyaret eden Esnaf ve Sanatkarla Odası Başkanı İsmet Demir, yeni ustalar yetiştirmek için proje hazırladıklarını belirtti.
    Suruç’ta bu mesleği yapan 2 kişi olduklarını söyleyen Özer “Benim çocuklarım bu mesleği yapmıyor. Birisi berberlik yapıyor, birisi ise döner işi yapıyor” dedi.
    Yok olmaya yüz tutan meslekler için proje hazırladıklarını söyleyen Esnaf ve Sanatkarla Odası Başkanı İsmet Demir, “Şu anda Suruç’ta iki nalbant ustamız var. Aslında devam eden bir meslek ama maalesef ilçemizde bitiyor, kimse tercih etmiyor. Biz de yok olmaya yüz tutan mesleklerin devam etmesi için çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
    Nuri Erişen 48 yıldır bu mesleği yaptığını belirterek işini çok sevdiğini dile getirdi.

  • “Maaşları derhal kesilmeli”

    “Maaşları derhal kesilmeli”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli terörle mücadele kapsamında ve HDP milletvekilleriyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında Türkiye’nin 40 yıldır bölücü terörle mücadele halinde olduğunu kaydeden Bahçeli, “Terör(izm)le mücadele, milli güç unsurlarının bir konsept dahilinde seferber edilmesini gerektiren bütünlükçü ve çok boyutlu mekanizmalar toplamı; aynı zamanda siyasi, stratejik, ekonomik, güvenlik, psikolojik ve diplomatik yönleri bulunan değişken ve dinamik süreçlerin muhassalasıdır. Bunun yanı sıra terörle mücadeleyi muvaffakiyetle taçlandıran manevi amillerin başında da sabır, inanç, metanet ve moral üstünlük mühim ve müessir bir konumdadır. Terörle mücadele doğaçlama bir süreç olmadığından manevra kabiliyet ve kalitesi devamlı güncellenerek güçlendirilmelidir” ifadelerine yer verdi.
    Açıklamasında 15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli saldırılarından 15 Ağustos 2024’e kadar geçen 14 bin 600 günde sivil ve resmi görevli şehit sayısının 14 bin 902 olduğunu belirten Bahçeli, 40 yıllık mücadele döneminde tezahür eden ekonomik kaybın kabaca 2,5 trilyon dolara yaklaştığını ifade etti.

    Bahçeli açıklamasının devamında, “Elbette kahraman şehitlerimizin dökülen kanlarının hiçbir ekonomik veya parasal ölçüyle mukayesesi mümkün değildir. Onların fedakarlıkları imrenilecek ve hayranlık duyulacak seviyededir. Emperyalizmin uzaktan kumandasıyla emel ve eylem hiyerarşisi oluşturan terör örgütünün hem insanlık suçu işlediği hem de Türkiye’nin ve Türk milletinin varoluşsal haklarına saldırdığı ayan beyan gözler önündedir. Terörle mücadelenin ardışık ve bütünlükçü mahiyetinden dolayı yalnızca dağda gezen silahlı eşkıya kolunu etkisiz hale getirmek doğal olarak terörist ikmal kanallarını tasfiyede yetersiz kalmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
    Açıklamasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde terör ve bölücülük propagandası yapan lekeli yüzlerin varlığı ülke ve millet gündemini meşgul ettiği müddetçe kanlı döngünün sonunun gelmeyeceğinin altını çizen Bahçeli, “Dağda kovalanıp başı ezilen, sınır ötesinde kaçacak ve sığınacak in bulmakta zorluk çeken hainlerin siyasi destekçileri artık iyice azgınlaşmışlardır. ‘Bu devlet yıkılmalıdır’ diyen bir soysuz, DEM kontenjanlı TİP milletvekilidir. Sövüp saydığı Türkiye Cumhuriyeti devletinin hazinesinden emekli maaşı dışında her ay 170 bin lira milletvekili maaşı almaktadır. Bu yürek yaralayan gerçek milli vicdanları kanatmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyareti sırasında kaç uçakla gittiğini sayıp Külliye’nin güvenlik harcamalarının çetelesini tutan, bunu da emeklilerimizi provoke etmek için kullanan organize ihanet ve terör şebekesinin devlet hazinesine deyim yerindeyse hortum bağlaması utanç duyulacak bir tenakuzdur” ifadelerine yer verdi.

    “PKK’nın milis unsuru olan DEM’in TBMM’de 57 milletvekili bulunmaktadır” diyen Bahçeli, “Bu milletvekillerin devlet hazinesine yıllık maliyeti 116 milyon 280 bin liradır. Ayrıca DEM’in 171 milletvekili danışmanın hazineden aldığı yıllık maaş 133 milyon 380 bin lira, 10 grup danışmanının yıllık maaş külfeti 8 milyon 400 bin lira, 30 büro personelinin aldığı yıllık maaş da 23 milyon 400 bin liradır. Daha vahimi de DEM’in 2024 yılında hazineden aldığı yardım miktarının yaklaşık 658 milyon lira olmasıdır. Bu kapsamda terör ve bölücülük odağı DEM’in düşman olduğu devletten 2024 yılında alacağı toplam parasal büyüklük yaklaşık 940 milyon liradır. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğu düşünüldüğünde neredeyse 76 bin emeklimizin hakkı terör örgütüne adeta kurşun, silah ve bomba parası olarak hibe edilmektedir” ifadelerini kullandı.

    “57 DEM milletvekilinin maaşı derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmalıdır”

    26 Aralık 2023 TBMM Grup Konuşmasındaki görüşlerin tekraren değerlendirilmesinin milli ve vicdani bir sorumluluk olduğunu belirten Bahçeli, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti veya partilerin Cumhuriyet’i kuran TBMM’de bulunması, hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılayıcı muamelemedir. Böylesi bir haksızlık ve hukuksuzluk dünyanın hangi ülkesinde görülmektedir? Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir” dedi.

  • DEM Partili başkan partisinden istifa etti

    DEM Partili başkan partisinden istifa etti

    31 Mart yerel seçimlerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden Mardin’in Kızıltepe Belediye Başkanı seçilen Zeyni İpek, partisinden istifa etti.
    DEM Parti Genel Merkezi’nce 2 Ağustos’ta yapılan açıklamada, “Kızıltepe Belediye başkanımız Zeyni İpek’e dair Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu’muza ulaşan şikayet ve belgelerden partimizin program, ilke ve ahlaki değerlerine aykırı davranışlarda bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle kendisiyle ilgili disiplin soruşturması başlatılmıştır” denilmişti.
    Hakkındaki soruşturma sürerken İpek, bugün yaptığı yazılı açıklamada, DEM Parti’den istifa ettiğini duyurdu.
    İpek’in yaptığı açıklama şöyle:
    “Değerli Kızıltepe Halkı; bildiğiniz üzere benim üzerimden oluşturulan kirli bir komplo ile kamuoyunu meşgul eden art niyetli bir durum yaşandı. Benim üzerimden partimi de hedef alan bu kumpasın partime zarar vermemesi adına üyesi olduğum Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Belediye Başkanlığı seçim sürecinde Zeyni İpek olarak Kızıltepe halkına, hak ettiği iyi bir kent ve iyi bir sosyal yaşam adına verdiğim sözlerin sorumluluğunu da yerine getirmem icap ettiği için bağımsız bir belediye başkanı olarak hizmet etmeye devam edeceğimi açıklıyorum. Şehrimizin daha öncelikli ve daha hayati sorunlarına birlikte çözüm arayacağımız bu süreçte hepinizin sunacağı destekle güzel bir Kızıltepe oluşturacağımızı umut ediyorum. Kamuoyuna saygıyla arz ediyorum.”

  • Diyarbakır’da DEM Partili meclis üyesi gözaltına alındı

    Diyarbakır’da DEM Partili meclis üyesi gözaltına alındı

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan terör soruşturması kapsamında İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Lice ilçesinde sabah saatlerinde birçok adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Terör örgütü propagandası, yardım ve yataklık yaptıkları tespit edilenlere yönelik operasyonda, aralarında DEM Partili Lice Belediyesi meclis üyesi Fırat Demir ‘in de bulunduğu 5 şüpheli gözaltına alındı.
    Şüphelilerin gözaltı işlemleri sürüyor.

  • Van AK Parti adayından açıklamalar

    Van AK Parti adayından açıklamalar

    Van’da 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde ikinci olan ve DEM Parti’nin adayı Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının alınmasıyla ismi gündeme gelen AK Parti adayı Abdulahat Arvas süreç hakkında açıklamalarda bulundu.

    31 Mart tarihinde yapılan Van Belediye Başkanlığı seçimlerin ardından en çok oyu alan DEM Partili Abdullah Zeydan’ın seçme seçilme hakkının alınmasının ardından mazbatanın ikinci olan AK Parti adayı Abdulahat Arvas’a verileceği açıklanmıştı. Fakat, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yapılan itirazların ardından mazbatanın yeniden Zeydan’a verilmesine karar verilmişti. Arvas, konu ile ilgili yazılı bir açıklama yaparak süreç boyunca DEM Parti tarafından yapılan iddialara cevap verdi.

    “Seçimlerden sonra mazbata aldığım hiçbir suretle doğru değildir”

    Yüksek Seçim Kurulu‘nun kararıyla, mazbatanın DEM Parti adayına verilmesini saygı ile karşıladığını ifade eden Arvas, “Seçimlerden sonra mazbata aldığım hiçbir suretle doğru değildir. Parti tarafından uydurulan bu yalan, vatandaşları sokağa dökmek için bilinçli bir şekilde kurgulanmış ve yayılmıştır. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından terör propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanan ve aynı mahkeme tarafından 5352 sayılı Adli Sicil Yasasına aykırı olarak, memnu haklarının iadesi yapılan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Partisi) Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği bulunmadığı, memnu haklarının iadesinin usule uygun olmadığı gerekçesiyle hukuki çerçeve dahilinde belirlenen süre zarfında itirazda bulunulmuştur” ifadelerine yer verdi.

    “Van İl Seçim Kurulu ikinci sıradaki partiye mazbatanın verilmesine karar vermiştir”

    “Adalet Bakanlığı tarafından itirazların değerlendirilip Abdullah Zeydan’ın memnu hakların iadesinin kaldırılmasına karar verildiğini hatırlatan Arvas, “Kesinleşmiş mahkûmiyet açısından 3 yıllık süre dolmadığı gerekçesiyle verilen kararın yasaya uygun olmadığı ve adayın seçilme şartlarını taşımadığını karara bağlamıştır. YSK Başkanlığı Van İl Seçim Kurulu, ilgili mahkemenin vermiş olduğu bu karar doğrultusunda, DEM Partisi Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliğinin olmadığını değerlendirerek mazbata verilemeyeceğini, sonraki en çok oy alan ve seçilme yeterliliğine sahip ikinci sıradaki partiye mazbatanın verilmesine karar vermiştir” açıklamasında bulundu.

    “Kayyum olmak gibi bir düşüncemin olmadığını açıkça beyan ettim”

    AK Parti olarak kanuni hakları çerçevesinde tespit edilen usulsüzlüğün düzeltilmesi amacıyla müracaatta bulunduklarını söyleyen Arvas, “Seçim çalışmalarımız kapsamında da ifade ettiğim gibi, tek amacımızın kazanmak olduğunu, kayyum olmak gibi bir düşüncemin olmadığını açıkça beyan etmiştim. O gün duruşumuz, tavrımız ve çizgimiz neyse bugün de odur” dedi.

    “Van’da hayatın akışını durduracak şekilde şiddeti teşvik eden siyasi anlayışı kınıyorum”

    Arvas, tiraz sürecinde hukuki sürecin bitmesini beklemeden, bir hak arama yöntemi olarak insanları sokağa dökenlerin yaşananların sorumlusu olduğunu ifade ederek, “Üç gün boyunca Van’da hayatın akışını durduracak şekilde şiddeti teşvik eden, cadde ve sokakları terörize eden, vatandaşın canına ve malına kast ederek, kamu zararına sebep olan siyasi anlayışı kınıyorum. Bu vandallık başta esnaf, memur, çalışan ve öğrenciler olmak üzere tüm Van’ımızı mağdur etmiş, hemşerilerimizi üzmüş ve geçmiş günleri tekrar hatırlatmıştır” şeklinde konuştu.

    Arvas, şu şekilde devam etti:

    “Demokrasiyle terör ve şiddet asla bir arada olmaz. On yıllardır kaos ve şiddetten beslenen bu zihniyet her fırsatta şehrimize bu kâbusu yaşatmaktadır. Bugüne kadar siyaseti hiçbir zaman menfaatlerim için yapmadım. Siyasetteki yegâne gayem hemşerilerime, şehrime ve ülkeme hizmet etmek olmuştur. Kişisel hırslarını ve menfaatlerini memleketimizden büyük görenlere, terör ve şiddet ile şehrimizin huzuruna bozanlara karşı, yılmadan daha kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğim.”

    Süreç içerisinde kendisinin ve ailesinin tehdit edildiğini de sözlerine ekleyen Arvas, “Şahsım, ailem ve AK Parti mensuplarımıza günlerdir yapılan hakaret ve tehditler kabul edilebilir değildir” dedi.

  • CHP’li başkan vekili disiplin kuruluna sevk edildi

    CHP’li başkan vekili disiplin kuruluna sevk edildi

    CHP Saray İlçe Başkan Vekili Yasin Arslan imzasıyla Saray İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına DEM Parti adayı Acar ile ilgili dilekçe verildi. Verilen dilekçede, “31 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlerde Van ili Saray ilçesinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak belediye başkanlık seçimlerine katılmış bulunmaktayız. Söz konusu seçim sonuçlarında rakip parti (DEM Parti) adayı Davut Acar’ın seçilmesi önünde engel teşkil edebilecek terörle ilişkili davalarda yargılanıp yargılanmadığı, yargılanmış ise memnu haklarından mahrum bırakılıp bırakılmadığı, devlet memuru vasıflarının taşıyıp taşımadığı hususlarında araştırmaların yapılarak, bu durum söz konusu ise mazbatasının iptalini bilgilerinize arz ederim” ifadeleri kullanılmıştı.
    İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı da Acar hakkında “kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından” itiraz yolu açık olmak üzere talebin reddine karar vermişti.
    CHP Van İl Başkanlığından bugün yapılan açıklamada, “Saray ilçemizde il başkanlığımız bilgisi dışında İlçe Seçim Kuruluna bir müracaat gerçekleştiğini üzüntü ile öğrendik. İlçe Başkan Vekili Yasin Arslan İlçe Seçim Kuruluna verdiği dilekçenin ardından bir de istifa dilekçesi vermiştir. Bunun üzerine harekete geçen il başkanlığımız ilgili müracaatı yapan İlçe Başkan Vekilinin sadece istifasını yeterli bulmamış kendisini kesin ihraç talebiyle il disiplin kuruluna sevk etmiştir. Halkın iradesinin dışında bir irade olamayacağını, bu vesileyle tekrar tüm siyasi partileri halkın iradesine saygılı olmaya davet ettiğimizi tüm kamuoyuna saygılarımızla arz ve beyan ederiz” ifadelerine yer verildi.

  • Van’da sokakların son hali

    Van’da sokakların son hali

    DEM Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah Zeydan’ın memnu hakkının Adalet Bakanlığı tarafından geri alınması üzerine Van İl Seçim Kurulu, mazbatanın en çok oy alan ikinci sıradaki AK Parti Van Belediye Başkan Adayı Abdulahat Arvas’a verilmesine karar vermişti. Bunun üzerine dün olaylar çıkmıştı. Gece geç saatlere kadar süren olaylardan dolayı cadde ve sokaklar büyük zarar gördü. Belediye ekipleri caddelerdeki çöpleri temizlemek için sabah saatlerinde çalışma başlattı.

  • Özgür Özel’den DEM Parti açıklaması

    Özgür Özel’den DEM Parti açıklaması

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

    CHP lideri Özel, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisini hedef alan sözlerine yanıt verdi. Özel, Bahçeli’nin MHP Grup Toplantısı’ndaki sözleri için, “Büyüğümüzdür, çok önemli bir görevdedir. Kızıp da söylese bir şey değil… Prompterdan okuyor. Camdan bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin gerçekten içten yapılması değil de bir vazife olarak yerine getirildiği çok belli.” diye konuştu.

    EKONOMİ ELEŞTİRİSİ: “BİZİM DERDİMİZ EMEKLİLERİN HESAPLARINA YATAN AYLIK”

    Özel, iktidarı da ekonomi üzerinden eleştirdi. “Bizim derdimiz emeklilerin hesaplarına yatan aylık.” diyen Özel, kendisini dinleyen CHP’li miletvekillerine, “İnançla gayretle devam edin. Doğruları savunmaya devam edin. Yoksuldan yana, emekliden, emekçiden yana el kaldırmaya devam edin.” şeklinde seslendi.

    DEM PARTİ YANITI: HER PARTİYLE NE KADAR İLİŞKİMİZ VARSA O KADAR İLİŞKİMİZ VAR

    CHP Genel Başkanı Özel, MHP lideri Bahçeli’nin kendisini DEM Parti üzerinden eleştirmesine de değindi. Özel, “Her siyasi partiyle ne kadar ilişkimiz varsa DEM’le de o kadar ilişkimiz var. Sayın Bahçeli, şunu bil… Milletin derdi DEM değil, zam, zam, zam.” dedi.

    BÜYÜKERŞEN’E YENİ GÖREV

    Özel, 31 Mart’taki seçimler için Eskişehir’de aday gösterilmeyen Yılmaz Büyükerşen’in partide görev alacağını da açıkladı. Büyükerşen, genel koordinatör sıfatıyla artık CHP’li belediyeleri denetleyecek.

    Özel’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

    “Yerel seçimlere gidiyoruz. Birileri bizlere hakaretler ederek tahrik etmenin bu yüzden siyasetinin gerginleşmesinin ve esas meselelerin konuşulmamasının hesabında… Bunu Recep Tayyip Erdoğan’ı dinlediğinizde görüyorsunuz.

    Bugün MHP’nin grubunu dinlediğinizde sayın Devlet Bahçeli’nin üslubundan görüyorsunuz. Büyüğümüzdür, çok önemli bir görevdedir, kızıp da söylese bir şey değil. Prompterdan okuyor. Camdan bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin gerçekten içten yapılması değil de bir vazife olarak yerine getirildiği çok belli.

    “DOĞRULARDAN YANA EL KALDIRMAYA DEVAM EDİN”

    Bizim derdimiz emeklilerin hesaplarına yatan aylık. Bizim derdimiz, cüzdandaki, pazardaki, mutfaktaki yangın. Bizim derdimiz imkansızlıklardan ötürü, evladına yurt verilemeyen, evladının barınma çözemediği için kaydı dondurup evladını memleketine geri getiren ananın derdi.

    CHP Grubu, inançla gayretle devam edin. Doğruları savunmaya devam edin. Yoksuldan yana, emekliden, emekçiden yana el kaldırmaya devam edin. Bu halk, bu millet, kendisinin yanında olanı da emeğini sömürenleri de görüyor. Sizin bu gayretiniz sandığın başına gidince karşılığını bulacak. Bu millet, kendisini aç bırakanlardan, yoksul bırakanlardan hesap soracak.

    ÇAY-SİMİT HESABI

    Hesabı basitleştirerek anlatmak önemli… Tayyip Erdoğan yola çıkarken dedi ki; ‘Benim hesabım simit-çay hesabı.’ O günlerde yaptığı hesapla verilen maaş, simit-çay hesabına göre 5 kişilik ailenin gelirinin yarısını yutuyordu. Onu gösterdi, oy istedi. Bugün Ankara’da bir tane simit 10 lira, hafta içi 15 yaptılar, ‘Seçime kadar yakarsın beni’ demiş, 10 liraya geri aldılar. Çay da 15 lira; toplam 25 lira. 5 kişilik bir ailenin çay-simit hesabı 11 bin 250 lira. Emekliye 10 bin lira veriyorsun.

    “TEK CÜMLELERİ VAR; DEM, DEM DEM”

    Bu sabah Devlet Bahçeli, dün akşam Recep Tayyip Erdoğan yarın bir diğeri… Bir tane cümleleri var; dem, dem, dem. ‘Dem’ diyerek enflasyonu unutmanın, zamları gizlemenin hesabındalar. Bu vatanın başına gelecek bir şey olursa, bedelli askerliğe kaçmayıp cepheye koşacak olanlar yine biziz. Dem demişken şunu da söyleyelim; her siyasi partiyle ne kadar ilişkimiz varsa DEM’le de o kadar ilişkimiz var. Sayın Bahçeli, şunu bil… Milletin derdi DEM değil, zam, zam, zam.

    CHP DEPREMİN YILDÖNÜMÜNDE FELAKETİN YAŞANDIĞI BÖLGESİNDE OLACAK

    Haftaya bu salon bomboş olacak, bu saatlerde biz burada yokuz. Haftaya 6 Şubat, büyük depremin yıldönümü. Haftaya resmi kayıtlara göre 50 bin 783 vatandaşımızın hayatını kabettiği depremin yıldönümünde, bütün parti yöneticilerimizle deprem bölgesinde olacağız. Bir kez daha bu büyük felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

    Doğal afetlere ve özellikle depreme dirençli kentler yaratmak iktidar partisinin görevidir. Biz o süreçte bir tek şeyi gördük; depreme hiç hazırlık yoktu, depremden sonraki ilk 1 hafta içinde Türkiye’de inanılmaz bir koordinasyonsuzluk, ilk saatlerinde ihanete varan bir korkuyu gördük.

    “İSTANBUL’DA CAN KAYBIYLA SONUÇLANAN FELAKETLER YAŞANMIYOR”

    Eskiden İstanbul’da yağmur yağar Üsküdar göl olurdu. Nasıl büyük yağmurlar yağıyor, İstanbul’da artık Üsküdar bir adaya dönüşmüyor. İstanbul’un hiçbir yerinde can kaybıyla sonuçlanan felaketler yaşanmıyor. Şimdi o kentlere geri dönmek istiyorlar.”

    Bugüne kadar 900’e yakın aday açıkladık. Şu anda Türkiye’de seçime giren tüm siyasi partiler içinde en üst rakam. 900’e yakın aday açıkladık, içlerinde bizim dışımızdaki partilerde bu rakama yaklaşan yok. Bu hafta sonunda çok büyük oranda adayların tamamı açıklanmış olacak. Rakiplerimizin yarı rakamlarımızda.

    YILMAZ BÜYÜKERŞEN’E PARTİDE YENİ GÖREV

    Yılmaz Hoca ne yapıyor? Yılmaz Hoca artık dosyalarını topluyor, eve dönecek anılarını mı yazacak sanıyorsunuz? Yılmaz Büyükerşen, CHP’li belediyelerin yaptığı iyi hizmetlerin ortaklaştırıldığı ve birbiriyle benzer hizmetlerin tek tipleştirildiği kurulda belediyelerimizin baş koordinatörü… Bundan sonra genel koordinatör sıfatıyla belediyelerimizi izleyecek, denetleyecek, bir araya getirecek ve onların en iyi hizmette birleşmesini sağlayacak.

    CHP’NİN İZMİR ADAYI

    ‘Değişim diyordunuz, ne olacak’ diyenlere; dün ilan edilen İzmir listesine bakın diyorum. Değişim orada. İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayımız, tecrübeli, vizyoner, dürüst bir arkadaşımız. Cemil Tugay’ı İzmir Büyükşehir Belediyesi ve 30 arkadaşımızın takım kaptanı olarak görevlendirdik. Hayırlı, uğurlu olsun. Kendisine kolay gelsin.

    Bu partide kadınların ve gençlerin önünü açacağız. Bu partiyi Atatürk’ün istediği gibi kadınların ve gençlerin partisi yapacağız. Söz veriyoruz.

    “TÜRKİYE İTTİFAKI” YANITI

    Sayın Bahçeli, ‘Türkiye İttifakı’ndan rahatsız olmuş. Her türlü oyuna, her türlü CHP’ye yapılan engellemeye rağmen bir tek şeye inandık; halkımıza inandık. Şunu bilsinler; bize savaş ilan edenlere, barış ilan etmeye, sadece iktidara muhalefet etmeye, muhalefetin seçmenini en yürekten şekilde kucaklamaya, saraydan yılmış, Bahçeli’nin yaptıklarına şaşırmış, yakasında güneş taşıyan iyi insanlarla kucaklaşmaya, MHP’li olduğu halde bu işlerden utanan sandığa gitmeyenlerle sandıkta buluşmaya, AK Parti’nin yoksullaştırdığı işçiyi sahiplenmeye devam edeceğiz.”

  • “DEM’lenmiş CHP, terörle mücadeleye şaşı bakmaktadır”

    “DEM’lenmiş CHP, terörle mücadeleye şaşı bakmaktadır”

    Bahçeli, Mart ayındaki yerel seçimler öncesi ilk mitingini, ‘Cumhur bizim Türkiye hepimizin’ temasıyla Mersin Millet Bahçesi yanındaki alanda yaptı. 31 Mart seçimlerinin ülkeye, demokrasiye, milli birlik ve dirliğe hayırlar getirmesi dileklerinde bulunan Bahçeli, “Mersin kardeşliğin timsalidir, aymazlığa geçit yoktur. Mersin son 5 yıldır yerinde saymakta. İdeolojik belediye anlayışı Mersin’i yorgun düşürmüştür. Hukuksuzluk Mersin’in yolunu kapatmıştır. Şimdiye kadar kazanan bir avuç çıkarcıdır. CHP’li büyükşehir belediyesi, bağlanan umutları israf etmiştir, hayal kırıklığı devasa boyutlara ulaşmıştır. Devamlı şaibelerle anılan bir belediye yönetimi karşımızdadır. CHP zihniyeti hepten çuvallamıştır. Başaracak olan Mersin sevdalıları şehremini vazifesini üstlenmeli. Kayırmacılık, yolsuzluk Mersin’in önünü kapattı. Üretmeyenlere, Mersin’i tanımayanlara uğurlar olsun demeliyiz. Mersin için ümitler yeşermiştir. Mersin bizim, Türkiye hepimizindir. DEM’lenen, dejenere olmuş CHP’ye karşılık veriyorsunuz. Mersin ayak bağlarını söküp atacaktır” diye konuştu.

    “İsrail-Filistin arasında barış sağlanmalı, iki devletli çözüm iklimi oluşmalıdır”

    Konuşmasında, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına da değinen Bahçeli, “Gazze’de kahredici ve korkunç bir insanı dram yaşanıyor. 114 gündür çocuklar katlediliyor. Bebekler süt yerine kendi kanlarını içerek hayatlarını kaybediyor. İsrail, soykırım suçu işliyor. Masum, savunmasız insanları hedef alıyor. Artık bu kan durmalı, silahlar susmalıdır. İsrail-Filistin arasında barış sağlanmalı, iki devletli çözüm iklimi oluşmalıdır. Geçtiğimiz cuma günü Uluslararası Adalet Divanı’nda, İsrail’in barbar saldırılarıyla ilgili ihtiyati tedbir kararı alınması, müspet bir gelişmedir. İsrail’in haksızlığını ve hukuksuzluğunu tescil eden, insani taleplere tercüman olan bu ara kararı hiçbir ülke görmezden gelemez, yok sayamaz, üç maymunu oynayamaz. Güney Afrika’nın, İsrail’e karşı açtığı soykırım davasının makul derecede delillerinin varlığından dolayı esastan görüşülecek olması, büyük bir adalet ve hukuk kazanımıdır. Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine taraf olan ülkeler için Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı, elbette bağlayıcıdır. Filistinli mazlumlara karşı işlenen savaş ve soykırım suçunun cezasız kalmaması, uluslararası toplumun vicdan ve insanlık borucudur. Bu borcun inkarı veya ihmali diye bir şey söz konusu olamaz. Adalet mutlaka tecelli etmelidir. Ağlaya ağlaya can veren sabilerin hesabı, İsrail’den sorulmalıdır. Türkiye bu süreçte hakkın ve haklının yanındadır. Türkiye insanlığın safında, zalimlerin karşısındadır” ifadelerini kullandı.

    “ABD’nin Suriye ve Irak’tan tamamıyla çekilmesinden başka makul, mantıklı, akla yatkın ve adil bir seçenek, kesinlikle yoktur”

    Türkiye’nin bu tavrından dolayı bazı kesimlerin çılgına döndüğünü söyleyen Bahçeli, “Ayağımıza çelme takmak için vaziyet alanların bilincindeyiz. Türkiye’yi zora sokmak, iç sorunlarına gömülmesini sağlamak için terör örgütlerini kullanıyorlar. Kiralık katilleri üzerimize salıyorlar. Maksat Türkiye’yi durdurmak ve taviz koparmak. Maksat Türkiye’nin artan bölgesel ve küresel imajını zedeleyip, zaafa uğratmak. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde meşru ve hukuki varlığımızı çekemiyorlar. Terörü kaynağında yok etme stratejimizi engellemek için her yolu deniyorlar. Sınırlarımızın mücavir noktalarında tesis edilen üs bölgelerimize saldırıyorlar. PKK/YPG’yi silahlandırıp Türkiye’ye yönelik kanlı eylem talimatı veriyorlar. Kahraman evlatlarımızı şehit ediyorlar. Milli birlik ve kardeşlik hukukumuzu dinamitlemek amacıyla yanıp tutuşuyorlar. İç huzur ve barış ortamımızı kundaklamak için casusları, teröristleri, iş birlikçileri, siyasette köprü tutmuş çevreleri, FETÖ’cü alçakları sürekli tedavülde tutuyorlar. ABD, Irak ve Suriye’deki varlığımızdan son derece huzursuzdur. Bölücü terör örgütüne karşı operasyonların icrasından memnuniyetsizdir. Peki ABD Suriye’de ne arıyor, Irak’ta ne geziyor? İç sorunları giderek yaygınlaşan Teksas krizinden sonra eyaletleri arasındaki cepheleşmeyi sertleştiren ABD’nin komşu ülkelerdeki varlığı gayri ahlakidir, gayri hukukidir, gayri meşrudur. ABD’nin Suriye ve Irak’tan tamamıyla çekilmesinden başka makul, mantıklı, akla yatkın ve adil bir seçenek, kesinlikle yoktur” şeklinde konuştu.

    “ABD’nin sözünde durarak F-16’larla ilgili beklentimizi derhal karşılaması, müttefiklik namusudur”

    Türkiye’nin, ABD ile sınır olmaktan rahatsız olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: “Türkiye, bölücü terör örgütüne verilen destekten rahatsızdır. Siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalardan rahatsızdır. İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün onaylanmasının ardından ABD’nin sözünde durarak F-16’larla ilgili beklentimizi derhal karşılaması, aslında bir hukuk ve müttefiklik namusudur. Türkiye egemenlik haklarından vazgeçmeyecek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünden ödün vermeyecek, Türkiye Cumhuriyeti milli ve üniter bir devlettir, hiç kimse bu tarih gerçeğini değiştiremeyecektir. Terörün kökünü kazımak boynumuzun borcudur. Tek bir terörist kalmayacağına kadar mücadele sonuna kadar devam edecektir.”

    “Bugünkü CHP bitmiştir, tükenmiştir, iflas etmiştir”

    Konuşmasını, “DEM’lenmiş CHP, terörle mücadeleye şaşı bakmaktadır” şeklinde sürdüren MHP Lideri Devlet Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
    “CHP, bölücü terör örgütünün kafesindedir. Tezkereye ‘hayır’ diyen bu CHP’dir. Terörist Demirtaş’ın avukatı olan bu CHP’dir. TBMM’de terör saldırılarına karşı hazırlanmış ortak metinlere imza atmayan bu CHP’dir. Bölücülere, terörist sevicilere teslim eden bu CHP’dir. Bugünkü CHP bitmiştir, tükenmiştir, iflas etmiştir. Bugünkü CHP, eşittir, işgal edilmiştir. Mersin’i DEM’lenmiş CHP musibetinden arındırmak, milli güvenliğimiz, milli huzurumuz, milli onurumuz adına mecburiyettir.”
    Konuşmasının devamında alandaki kalabalığa, “31 Mart 2024 tarihinde Mersin’e zincir vuranlardan hesap soracak mısınız? Mersin’in bahtını açacak mısınız? 31 Mart’ta Yörüklerin asaletini, milli birlik ve kardeşliğimizin iradesini sandığa yansıtacak mısınız? Cumhur İttifakına ‘evet’ mi, MHP’ye ‘evet’ mi diyeceksiniz” diye soran Bahçeli, ‘Evet’ yanıtı üzerine, “O halde Mersin Büyükşehir Belediyesini buhrandan çekip alalım. MHP ve Cumhur İttifakı güçlü ise vatandaşımızın karnı tok, başı dik, alnı açıktır. MHP ve Cumhur İttifakı güçlü olduğu müddetçe demokrasi güvence altındadır. MHP ve Cumhur İttifakı var olduğu sürece, lider ülke Türkiye hedefi, Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu Allah’ın izni ile gerçekleşecektir” dedi.
    Bahçeli, konuşmasının sonunda MHP’nin Cumhur İttifakı adaylarını kürsüye çağırarak partililere tanıttı.