Etiket: demans

  • Sağlıklı yaşam tarzı demansı önlüyor

    Sağlıklı yaşam tarzı demansı önlüyor

    Alzheimerın görülme ihtimalinin iyi beslenmeyen, fiziksel aktiviteleri aksatan, hareketsiz ve kilolu kişilerde daha yüksek olduğunu belirten Uzm. Dr. Didem Er, zihin yitirilmesi olarak bilinen Alzeheimer demansına yakalanmamanın en büyük yönteminin beyin açısından sağlıklı yaşam tarzı olduğunu ifade ederek, açıklamalarda bulundu.

    “Hareketsiz ve kilolu kişilerde Alzheimer hastalığı görülme ihtimali yüksek”

    Hareketsiz ve kilolu kişilerde Alzehimer hastalığının görülme ihtimalinin daha yüksek olduğunu belirten Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Nöroloji Bölümünden Uzm. Dr. Didem Er, “Hareketli bir yaşam yoksa veya düzenli egzersiz yapılmıyorsa beyin kan akışı azalıyor ve bu da Alzheimer’ın oluşması açısından risk faktörü oluşturuyor. Bir diğer neden ise beslenme. İşlenmiş karbonhidrat ve hayvansal yağ ağırlıklı ve protein, vitamin dengesine özen gösterilmeyen düzensiz beslenme de Alzheimer hastalığı açısından önde gelen risk faktörü arasında. Bu yüzden iyi beslenmeye ve fiziksel aktiviteye emek harcamak istemeyen, hareketsiz ve kilolu kişilerde Alzheimer hastalığı görülme ihtimali yüksek” dedi.

    “Beyin açısından sağlıklı yaşam tarzı, demans gelişimini geciktirebiliyor veya önleyebiliyor”

    Demans gelişiminin önlenmesindeki en büyük faktörün beyin açısından sağlıklı bir yaşam tarzı olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Er, “Beyinsel işlevlerinizi etkileyebilecek sağlıklı alışkanlıklar edinmeye başlamak için asla çok geç değil. Beyninizi zekice yapılandırın. Beyin açısından sağlıklı bir yaşam tarzı, önemli sayıda insanda demans gelişimini geciktirebiliyor veya önleyebiliyor. Bu nedenle Alzheimer hastalığında hiçbir zaman geç değil, bu yüzden biz herkese ‘şimdi başla’ diyoruz. Akdeniz tipi beslenen ve hareketli kişilerde Alzheimer riski oldukça azalıyor. Şu an elimizde Alzheimer durduracak veya iyileştirecek herhangi bir ilacın olmaması hastalıktan korunmanın önemini daha da net ortaya koyuyor. Elimizdeki ilaçların tamamı hastalık başladığında süreci yavaşlatmaya yönelik. Bu nedenle çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmek ve egzersizi hayatımızın bir parçası haline getirmek son derece önem taşıyor. Yapılan çalışmalar göstermiş ki Alzheimer hastalığı tanısı aldıktan sonra bile düzenli egzersiz ve iyi beslenme hastalığın gidişatını yavaşlatabiliyor ve ilaçların yapamadığı düzelmeyi sağlayabiliyor” diye konuştu.

    Ailesinde Alzheimer tanısı alan kişilerin genetik risk durumunu da değerlendiren Er, “Alzheimer; yaşlanma ile alakalı bir hastalıktır. Gençlerde bu hastalığın ortaya çıkması için yeterli yaşlanma olmadığından Alzheimer hastalığı da söz konusu değildir. 25-30 yaşlarında Alzheimer tanısı almanın zaten mümkün olmadığının bilinmesi gerekir. Ailede birden çok tanı almış kişinin olması ya da ailede 50 yaşından önce tanı almış hastaların olması durumunda genetik risk artıyor diyebiliriz ama kesinlikten söz edemeyiz” şeklinde konuştu.

  • Demans (bunama) hastalığına karşı aşı geliştirildi

    Demans (bunama) hastalığına karşı aşı geliştirildi

    İngiltere’de yer alan Leicester Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, demans (bunama) hastalığının ilerlemesini durdurabilecek, hatta hastalığı önleyebilecek bir tedavi geliştirdiklerini duyurdu. Doz başına 15 sterline (yaklaşık 200 lira) mal olan aşının, beyinde hafıza kaybına bağlı zararlı protein birikintilerinin oluşmasını önleyerek çalıştığı açıklandı. Farelerde gerçekleştiren denemelerde demasın etkilerinin tersine döndüğünü bildiren uzmanlar, insanlardaki denemelerin çok yakında başlayacağını açıkladı.

    DÜNYADA 55 MİLYONU AŞKIN DEMANS HASTASI VAR

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; dünyada 55 milyonu aşkın demans (bunama) hastası bulunuyor. Bu sayının 2030 yılına kadar 78 milyona çıkması bekleniyor. İnsanların yaşam kalitesini önemli derecede düşüren bu hastalıkta erken teşhis büyük bir önem taşıyor.

    İngiliz bilim insanları, demans hastalığına karşı büyük bir adım attı ve bir aşı geliştirdiklerini duyurdu.

    YENİ ANTİKOR TANIMLANDI

    Bilim insanları demans hastalığının, amiloid beta adı ve doğal olarak oluşan proteinlerin beyinde plaklar oluşturmasıyla meydana geldiğini açıkladı. Araştırmacılar, kısaltılmış toksik amiloid beta formuna bağlanan ve moleküllerin plaklar oluşturmak üzere bir araya gelmesini önleyen TAP01-04 adlı bir antikor tanımladı.

    Bu antikor, umut verici yeni tedavinin temelini oluşturuyor. Alzheimer hastalığı olan fareler üzerinde yapılan denemeler, antikorun, daha az plak oluştuğu için beyin hücrelerinin işlevini geri kazanmaya yardımcı olduğunu ve hafızayı iyileştirdiğini buldu.

    AŞI YAKINDA GELEBİLİR

    Bununla birlikte çalışmanın arkasındaki araştırmacılar, vücudu TAP01-04 antikorları üretmesi için tetikleyen ve yıl gibi kısa bir sürede demans riski yüksek insanlara sunulabilecek bir aşı üzerinde çalıştıklarını söyledi.

    Ekip, farelerde yapılan çalışmalarının, yalnızca oluşmuş plakları tedavi etmek yerine, Alzheimer’ın ilk etapta önlenebileceğini gösterdiğini söyledi.

    Çalışmayı yürüten Prof. Dr. Mark Carr, “Çalışma hala erken bir aşamada olsa da, bu sonuçlar insan klinik deneylerinde tekrarlanırsa, devrim niteliğinde olabilir. Bulgular, demansını yalnızca semptomlar tespit edildiğinde tedavi edilebileceğini değil, aynı zamanda semptomlar ortaya çıkmadan önce de önlenebileceğini gösteriyor.

    YAN ETKİSİ BULUNMUYOR

    Diğer taraftan, Almanya’daki Göttingen Üniversitesi Tıp Merkezi’nden yardımcı yazar Profesör Thomas Bayer, “Klinik deneylerde, beyindeki amiloid plakları çözen potansiyel tedavilerin hiçbiri demans semptomlarını azaltma açısından çok fazla başarı göstermedi.

    ‘Bazılarında olumsuz yan etkiler bile yaşandı. Bu yüzden farklı bir yaklaşıma karar verdik. Farelerde, çözünür amiloid betanın budanmış biçimlerini nötralize edecek, ancak ne proteinin normal biçimlerine ne de plaklara bağlanmayacak bir antikor belirledik” diyerek çalışmanın önemine vurgu yaptı.

    Öte yandan çalışmanın, tıbbi araştırma yardım kuruluşu LifeArc ile ortaklaşa yürütüldüğü bildirildi. Araştırmanın tüm sonuçları Molecular Psychiatry dergisinde yayımlandı.