Etiket: deniz kaplumbağası

  • 200 binden fazla deniz kaplumbağası Akdeniz’le buluşuyor: İlk yavrular çıktı

    200 binden fazla deniz kaplumbağası Akdeniz’le buluşuyor: İlk yavrular çıktı

    Dünyada iribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) ile yeşil deniz kaplumbağalarının (Chelonia mydas) en önemli üretim merkezleri arasında Mersin de yer alıyor. Haziran ayından itibaren anaç kaplumbağalar tarafından kentteki 5 yuvalama alanı başta olmak üzere bazı sahillere de yuvalar yapılarak yumurtalar bırakıldı. Halen anaç kaplumbağaların yumurta bırakması devam ederken, ilk yavrular da çıktı. İlk yavrular küçük bedenleri ile denize girmeye çalışırken, ortaya izlemesi keyif veren görüntüler çıktı.

    Mersin’in Anamur, Silifke Göksu, Erdemli Alata, Yenişehir 100. Yıl Tabiat Parkı ve Akdeniz Kazanlı’da her yıl deniz kaplumbağaları yüzlerce yuva kuruyor. 200 binden fazla yavru kaplumbağanın o yuvalardan çıkarak Akdeniz’le buluşacağı tahmin ediliyor. Her bir yuvadan yaklaşık 80 ile 100 arasında yavru çıktığı ancak bin yavrudan en fazla 3’ünün yolculuğa çıktığı denizde hayata tutunabildiği ifade edildi.

    “Yavrular çıkıyor, anaç kaplumbağalar son yuvalarını yapıyor”
    Mersin Üniversitesi (MÜ) Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi Dr. Mahmut Ergene, “İçinde bulunduğumuz zaman diliminde hem yavrular denizle buluşuyor, hem de anaç kaplumbağalar son yuvalarını yapıyorlar” dedi.
    Deniz kaplumbağalarının göç eden canlılar olduğuna değinen Dr. Ergene, “Nisan, Mayıs ayı gibi ülkemiz kıyılarına gelirler. Mayıs sonu, Haziran başlarında yumurtalarını bırakmak için kumsala çıkmaya başlarlar. Özellikle Haziran ve Temmuz ayları yumurta bırakma zamanı. Ağustos’a sarkan kaplumbağa yuvalarına da denk gelmekteyiz. Temmuz ayı ortalarından Ekim ayına kadar yavrular yuvalarından çıkıp denize gidiyor” diye konuştu.

    “Yuva sayısı arttı, 200 binden fazla yavru çıkması bekleniyor”
    Her yıl etkili koruma çalışmaları yapıldığına dikkat çeken Ergene, “Bu sayede yuva sayılarında artış gözlenmiştir. Geçen yıl Mersin sahillerinden yaklaşık 200 bin yavru denize ulaşmıştır ancak bu sayı sizi yanıltmasın. Deniz kaplumbağalarının yaşam oranı çok düşük olduğu için bin yavrudan 1 veya 3 tanesi yetişkin hale geliyor. Bu sene şu anda sayı vermek yanlış olur. Ancak geçen seneye göre yuva sayısında artış gözlenmiştir. Bu sene 200 binden fazla yavrunun denizle buluşmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

    “Kesinlikle dokunulmaması gerekiyor”
    İnsanların küçük bir deniz kaplumbağasını gördüğü zaman insanlık duygusuyla alıp denize bırakmak istediklerinin altını çizen Ergene, “Bu canlılar yumurtadan besin kesesiyle çıkarlar. Bu besin kesesini kumula sürterek o şekilde denize girerler. Bu şekilde avcı balıklara yem olmaktan kurtulurlar. Biz onlara iyilik yapalım derken aslında yem etmekteyiz. Deniz kaplumbağasını izlemekte bir sıkıntı yok ama kesinlikle dokunulmaması gerekiyor. Bu mücadeleye kendilerinin başlayıp besin kokularını kumula bırakıp dolaşım sistemlerini hızlandırıp o şekilde denize girip zorlu mücadelelerine devam etmeleri gerekmekte” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Yavru Deniz kaplumbağa ölüsü kıyıya vurdu

    Yavru Deniz kaplumbağa ölüsü kıyıya vurdu

    Datça Karaköy Körmen mevkiinde yürüyüş yapan bir vatandaş kıyıda hareketsiz duran küçük bir Caretta deniz kaplumbağası gördü. Baş bölümü olmayan hayvan ile ilgili Datça İlçe Tarım Müdürlüğü’ne bilgi verdi. İlçe Tarım Müdürlüğünden gelen ekipler yaptıkları incelemede yavru deniz kaplumbağasının kafasının kopmuş olduğunu, muhtemelen misinaya dolanarak öldüğü ve kafasının bu şekilde kopmuş olabileceği tahmininde bulundular.

    Yapılan incelemeler sonrası kaplumbağa üzerinde çip olmadığı, Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEKAMER) bilgi verildi.

  • Deniz kaplumbağaları yumurta bırakmaya başladı

    Deniz kaplumbağaları yumurta bırakmaya başladı

    Dünyada iribaş deniz kaplumbağası (caretta caretta) ile yeşil deniz kaplumbağalarının (chelonia mydas) en önemli üretim merkezleri arasında Mersin’de yer alıyor. Kentte her yıl olduğu gibi bu sene de deniz kaplumbağaları koruma altında olan 4 üreme noktasında yuvalarını oluşturmaya başladı. Erdemli ilçesinde yer alan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü sahili de yüzlerce yuva ile doldu. Özellikle sıcak geçen Haziran ayından itibaren geceleri yoğun olarak kıyıya çıkan deniz kaplumbağaları yumurtalarını bıraktıktan sonra gün doğumu ile birlikte tekrar denizle buluşarak gözlerden kayboluyor. Haziran ayında anaç kaplumbağalar tarafından bırakılan yumurtalardan yavruların 2 ay sonra çıkmaya başlaması bekleniyor.

    Bölgede hobi amaçlı gün doğumu eşliğinde olta ile balık tutmaya gelenlerden Erkan Turan da ilk defa bir deniz kaplumbağasının yumurta bıraktığını gördüğünü belirterek, buna şahit olmanın çok güzel olduğunu söyledi.

  • Miniklere deniz kaplumbağaları tanıtıldı

    Miniklere deniz kaplumbağaları tanıtıldı

    Köyceğiz Anaokulu öğrencileri Deniz Kaplumbağası Hastanesi’ni ziyaret etti. Köyceğiz Anaokulu öğrencileri ve velilerinin katılımıyla Dalyan İztuzu Plajında bulunan deniz kaplumbağası hastanesine gezi düzenlendi. Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) ile protokolü çerçevesinde düzenlenen gezide, çocuklara deniz kaplumbağalarının doğal yaşam alanları tanıtıldı, yapılan tedaviler hakkında bilgi verildi.

    Yapılan çalışma hakkında okul yetkilileri tarafından; “Öğrencilerimizin her yönden gelişimi için okul aile birliğimiz ile birlikte böyle bir etkinlik düzenledik, çocuklar kaplumbağa hastanesini çok sevdi, hem öğrendiler hem eğlendiler; benzer çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.

  • Deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı temizlendi

    Deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı temizlendi

    Tüm dünyada koruma altında olan deniz kaplumbağalarının en önemli yuvalama alanlarından biri olan Kazanlı sahilinde, yumurtlama zamanının yaklaşmasıyla temizlik çalışmaları gerçekleştirildi. Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ekipleri Kazanlı sahilinde kapsamlı bir çalışma gerçekleştirirken, çok sayıda personelin katıldığı çalışmada çöpler poşetlenerek, ‘çöp taksi’ ile bölgeden götürüldü. Ekiplerin belirlenen plan dâhilinde diğer sahil bölgelerinde de düzenli olarak temizlik çalışmaları gerçekleştireceği bildirildi.

    “2 traktöre yakın çöp topladık”

    Sahil etabı temizlik çalışmaları hakkında bilgi veren Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Sevinç Gündüz, düzenli olarak her ay temizlik çalışması yaptıklarını ifade etti. Özellikle deniz kaplumbağalarının en önemli yuvalama alanlarından biri olan Kazanlı sahilini daha çok önemsediklerinin altını çizen Gündüz, “Bu bölgeye kesinlikle araç sokmuyoruz. Ekiplerimiz sahil boyunca yürüyerek temizlik çalışmasını gerçekleştiriyor. Çünkü araç girdiği zaman bu kumsal bozulur ve deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları zarar görür. Bugün de yaptığımız temizlik çalışmalarında, sahilden 2 traktöre yakın çöp topladık. Kazanlı sahilindeki çalışmaları bitirdikten sonra Adanalıoğlu sahilini de temizleyeceğiz” dedi.

    “Vatandaşlarımızdan ricamız doğayı kirletmesinler”

    Vatandaşlara da çağrıda bulunan Gündüz, “Vatandaşlarımız buraları genelde piknik alanı olarak kullanıyor. Onlardan ricamız, burada yediklerini, içtiklerini kumsala atmamaları. En azından pikniklerini bitirdikten sonra bir poşetin içine çöpleri koyup, bir kenara bırakırlarsa biz zaten gün içinde gelip onları alıyoruz. Çünkü doğayı korumak hepimizin görevidir. Temizlemek önemli ama kirletmemek daha önemli. Gerçekten doğayı ciddi anlamda kirlettiğiniz zaman temizlemek zor oluyor. Bazen bu günler, haftalar bile alabiliyor. Vatandaşlarımız lütfen çöplerini doğaya atmasınlar” ifadelerini kullandı.

  • 100 kiloluk deniz kaplumbağası kıyıya vurdu

    100 kiloluk deniz kaplumbağası kıyıya vurdu

    Vatandaşlar tarafından bulunan ve bir süre sonra telef olduğu tespit edilen kaplumbağayla ilgili Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, “Kendilerine doğal yaşam alanı bulamadıkları için zorlanıyorlar. Her ne kadar Marmara Denizi’nin faunasında bulunuyor olsa da sayılarının çok azaldığını ve korunmaları gerektiğini görüyoruz” dedi.

    Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde sahil kenarında kıyıya deniz kaplumbağası vurdu. Oldukça uzun ve yaklaşık 100 kilo ağırlığındaki kaplumbağa, vatandaşların ilgisini çekti. Kaplumbağanın videosunu ve fotoğraflarını çeken vatandaşlar bir yandan da durumu belediye ekibine ihbar etti. Belediye ekipleri geldiğinde ise canlının telef olduğunu tespit etti. Daha sonra toprağa gömülen deniz kaplumbağası, bertaraf edildi.

    Canlı türünün muhtemelen Chelonia Mydas olduğunu, popülasyonu az olsa da Marmara Denizi’nde görüldüğünü söyleyen Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, bu türün koruma altında olduğunu belirtti. Kocaeli Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Cüneyt Özer ise canlı türlerinin iklim farklılıklarından etkilendiklerini ifade ederek açıklamalarda bulundu.

    “Muhtemelen ömrünü tamamlayıp o nedenle kıyıya vurmuş bir organizma”

    Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi aynı zamanda Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, “Fotoğraflarını gördüğümüz, kıyıya vurduğunu ve daha sonra da maalesef öldüğünü öğrendiğimiz kaplumbağa, Marmara Denizi faunasında doğal olarak bulunan bir tür. Muhtemelen Chelonia Mydas türü. Yakından görme fırsatım olmadı ama yakından gördüğümüz kadarıyla böyle. Muhtemelen ömrünü tamamlamış ve o nedenle de kıyıya vurmuş bir organizma. Bunlar esasında koruma altında olan türler, popülasyonları pek fazla değil. O bakımdan korunmaları gerekiyor ve korunmalarının, yaşamlarının sürdürülebilir olması için de ekosistemde sağlıklı şartların sağlanması gerekiyor. Bu, biz insanlara düşen bir görev aslında.

    Özellikle üremek için bu organizmalar kumsal ararlar. Buraların sakin de olması gerekir. Ancak İzmit Körfezi’nde aşağı yukarı yüzde 3 gibi bir alan bakir kalmış. Bunun dışındaki neredeyse bütün kıyı kesimi dolgularla birlikte veya çeşitli limanlar, iskeleler, mendireklerle dolu durumda. Dolayısıyla bu canlıların doğal yaşam alanlarını biraz ortadan kaldırıyor gibiyiz” dedi.


    “Sayılarının çok azaldığını ve korunmaları gerektiğini görüyoruz”

    Marmara Denizi’nde bu organizmaların bulunduğunu fakat sayılarının çok azaldığını söyleyen Ergül, “Bu organizmaların uyum sağladıkları tuzluluk, sıcaklık gibi faktörler var. Doğal olarak soğukkanlı organizmalar. Dolayısıyla da bulundukları ortamın şartları onlar için önemlidir. Uygun yaşam alanları ararlar. Beslenmeleri için deniz çayırlarının bulunduğu ortamlar önemli.

    Marmara Denizi’nde bu tür posidonia yatakları gibi alanlar oldukça sınırlı düzeye inmiş durumda. Dolayısıyla da kendilerine doğal yaşam alanı bulamadıkları için zorlanıyorlar. Her ne kadar Marmara Denizi’nin faunasında bulunuyor olsa da sayılarının çok azaldığını ve korunmaları gerektiğini görüyoruz” diye konuştu.

    “Özellikle kıyılardaki yapılaşmalar bu organizmalar için risk oluşturuyor”

    Kıyılardaki yapılaşmaların bu canlı türü için risk oluşturduğunu ve insanlara da büyük sorumluluk düştüğünün altını çizen Prof. Dr. Ergül, “Canlıların faunasının, hangi türlerin Marmara’da bulunması gerektiğiyle ilgili çalışmalar yapıldı. Literatürde bunları görebiliyoruz. Elbette artırılarak devam etmesi gerekir. Özellikle de bu hayvanların popülasyonuyla, bolluklarıyla ilgili bir çalışmanın yapılmasında büyük fayda var. İnsanların sadece kendileri için değil, diğer organizmalar için de sürdürülebilir yaşam ortamı hazırlama sorumluluğu var. Bu bakımdan dikkatli olmamız ve planlı hareket etmemiz gerekir. Özellikle kıyılardaki yapılaşmalar bu organizmalar için risk oluşturuyor.

    Doğal yaşam alanları sınırlandığı için bu organizmalar gün geçtikçe daha kötü şartlarda yaşar hale geliyor. Atık deşarjları da bir başka konu tabi. Gerek evlerden gerek fabrikalardan gerekse tarımsal kökenli atıkların girdisi özellikle Marmara Denizi gibi yarı kapalı ekosistemlerde daha tehlikeli olabiliyor. Canlıları, maalesef gün geçtikçe kötüleşen yaşam şartlarına maruz bırakıyor. O bakımdan sistemli, planlı, programlı hareket etmek hem kendi sağlığımız, kendi geleceğimiz hem de birlikte yaşamak mecburiyetinde olduğumuz diğer organizmaların gelecekleri için çok önemli” şeklinde konuştu.

    “Akdeniz ile Marmara’nın tuzluluk oranı 10 derece kadar fark ediyor”

    Kocaeli Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Cüneyt Özer ise bu tür deniz kaplumbağalarının Akdeniz’de yaşamaya daha elverişli olduğunu ve Marmara’daki şartların daha sınırlı olduğunu söyleyerek, “Bulan vatandaşlar tarafından Başiskele Belediyesi ekiplerine ihbarda bulunulmuş. Belediyenin veteriner hekimleri tarafından da ölmüş olduğu tespit edilmiş. Daha sonra gerekli işlemlerin yapılarak toprağa gömüldüğü ve bertaraf edildiği bilgisini aldık. Çevre ile alakalı faktörlere bakıldığında dünyada iklim değişiklikleri, küresel iklim farklılıklar doğal olarak hayvanların fizyolojisini bozmakta ve hayvanlarda yaşama bölgelerini değiştirmek gibi sebeplere yol açabilmektedir. Akdeniz Bölgesi’ndeki denizin tuzluluk oranıyla Marmara Denizi’nin tuzluluk oranı 10 derece kadar fark ediyor. Deniz sıcaklığı açısından ise 4 derecelik bir fark var” ifadelerini kullandı.

  • Antalya’daki skandal görüntüler sonrası belediyeye rekor ceza

    Antalya’daki skandal görüntüler sonrası belediyeye rekor ceza

    Antalya’nın Kumluca ilçesi sahilinde yol çalışması yapılan iş makinesi, üzerinden geçtiği deniz kaplumbağası yuvalarına zarar verdi. Yuvalardaki yumurtaların bazıları ezilirken, bazıları ise açıkta kalınca diğer hayvanlara yem oldu. Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü (DMKP) ekipleri, yaptıkları incelemenin ardından iş makinesinin ait olduğu Kumluca Belediyesi hakkında tutanak düzenleyip, 442 bin 482 TL ceza uyguladı.

    Kumluca’ya bağlı Beykonak sahilinde birkaç gün önce iş makinesiyle yapılan yol açılma çalışması sırasında, gönüllü çevreciler tarafından daha önceden tespit edilerek, çubuklar ve kafesler ile işaretlenen koruma altındaki deniz kaplumbağası yuvaları zarar gördü. Denizle karanın buluştuğu noktada yol açan iş makinesi nedeniyle bozulan birkaç yuvadaki bazı yumurtalar ezilirken, bazıları ise açıkta kalınca diğer hayvanlara yem oldu. Çevredekiler, zarar görmeyen deniz kaplumbağası yumurtalarını yeniden kumun altına gömdü.

    İŞ MAKİNESİ, KUMLUCA BELEDİYESİ’NE AİTMİŞ

    Sosyal medya kullanıcıları, olaya ilişkin tepkilerini kendi hesaplarından dile getirdi. Yol açılan iş makinesinin Kumluca Belediyesi’ne ait olduğu belirtilirken, belediye yetkilileri ise konuyla ilgili açıklama yapmadı.

    Yol açılan bölgedeki sitelerde oturan ve 2 ay önce Kumluca Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevinden ayrılan Ramazan Uluşar, site sakinlerinin ‘WhatsApp’ grubundan yaptığı paylaşımda çalışmayı belediyenin gerçekleştirdiğini açıklamıştı. Uluşar, mesajında, “Arkadaşlar bu çalışma Beykonak Mavikent villalarının arasından denize dışarıdan gelen kişilerin ulaşımını sağlamak, sitemizi de rahatlatmak için yapılan bir çalışmadır. Evet zarar verilmiş ama büyütmeyelim lütfen. Belediyeyle sitemizin çok işleri var” demişti.

    BELEDİYEYE 442 BİN LİRA CEZA

    Deniz kaplumbağası yuvalarının tahrip edilmesiyle ilgili inceleme başlatan Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri, sahilde incelemede bulundu. Yuvaları inceleyen ekipler, Kumluca Belediyesi hakkında tutanak düzenlerken, bunun sonucunda bölgede iki farklı suç eylemi tespit edildi. Bölgenin en önemli deniz kaplumbağası yuvalama alanlarından biri olduğu belirlenirken, Kumluca Belediyesi tarafından iki noktada denize ulaşım amacıyla sahilin tahrip edilerek, yol açıldığı ve bu nedenle de belediye hakkında 442 bin 482 TL ceza uygulandığı öğrenildi.

    ‘ÖNÜNE BİR TÜRLÜ GEÇEMİYORUZ’

    Deniz kaplumbağalarının Akdeniz sahillerindeki en büyük ve en önemli yuvalama alanı olan Belek sahillerinde 21 yıldır çalışma yürüten Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) Başkanı Dr. Ali Fuat Canbolat, Kumluca sahilinde yapılan çalışmayı Demirören Haber Ajansı’na (DHA) değerlendirdi. Dr. Ali Fuat Canbolat, “Bu çalışma sırasında yuvalar dağılmış, yumurtaları dışarıda gördüm. Maalesef bu sadece Kumluca’ya ait bir durum da değil. Her yıl benzer olaylarla başka bölgelerde de karşılaşıyoruz. Doğa Koruma ve Milli Parklar’daki (DKMP) arkadaşlar gidip tutanak tutmuş. Birçok yuvalama kumsalında benzer olaylar oluyor. Bunun da önüne bir türlü geçemiyoruz. Sanırım yapılan yanlış veya yasal olmayan faaliyetler cezasız kalıyor. O nedenle bu faaliyetler devam ediyor. O bölgede bir belediyeyseniz bir çalışansanız bölgenin insanısınız demektir. Bölgenin insanı olarak orada kaplumbağaların yuva yaptığını bilmiyor olmak bana imkansız gibi geliyor. Bunları bile bile de yapıyor olmak çok enteresan geliyor. Yani sonuçta en azından bir insansınız ve doğadaki başka bir canlının yaşamına zarar veriyorsunuz. İlginç, bir türlü çözemediğimiz sorunlardan biri oldu bu” dedi.

    ‘ANLAŞILMAZ BİR TUTUM’

    Deniz kaplumbağası yuvalarına koyulan uyarı levhalarının 1 yıl bile dayanamadığını aktaran Canbolat, “Tabelalar dikiyor bakanlıklar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı dikiyor ama bunlar 1 yıl bile dayanmıyor. İnsanlar herhalde o tabelalardan rahatsız oluyor. Anlamak da mümkün değil. Bölge insanıysanız burada kaplumbağaların yuva yaptığını biliyorsunuz. Bu umursamazlık nasıl oluyor, neden oluyor bunu anlamış değilim. Küçük saygı, küçük dikkat. Bu tür faaliyetlerin eğer yol ihtiyacı varsa gerekli yasal izinlerinizi almışsınız bu yol için bunun yapılacağı zaman belli. Mayıs başından eylül sonuna kadar bu alanlarda böyle çalışmaların yasak olduğunu ben tüm belediyelerin tüm turizm işletmecilerinin bilgileri dahilinde olduğundan şüphe duymuyorum. Ama buna rağmen yapılıyor bu da anlaşılmaz bir tutum” diye konuştu.

    Kanunlar ve uluslararası sözleşmelerin ne yapılması gerektiğini açık açık söylediğine işaret eden Dr. Ali Fuat Canbolat, şöyle devam etti:

    “Özellikle DKMP’deki arkadaşlarımız bu cezaların ne olduğunu biliyor. ‘Eğitim şart’ diyeceğim ama eğitimle de çözülmüyor. Çünkü bilmediklerini düşünemiyorum. Bölge insanısınız, orada yaşayan insansınız. Nasıl bilmezsiniz? Her gün belki o hayvanların yuva yaptığını, akşamları yavruların ışıklara yöneldiğini görüyorsunuz. Demek ki burada insanlık olarak bir zarar veriyorsunuz. Bunun farkındasınız, eğitim de çözmüyor. Yapanın yanına kar kalıyor gibi bir durum oluşuyor. Cezai karşılık bulmadığı sürece bu işlerin devam edeceğini düşünüyorum. Birkaç yanlış davranış cezalandırıldığı takdirde ben bunların yavaş yavaş daha da azalacağını hissediyorum, tahmin ediyorum.”