Etiket: Deniz

  • “Karadeniz asla NATO denizi olmayacak”

    “Karadeniz asla NATO denizi olmayacak”

    Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba’nın Karadeniz’in NATO’nun hakim olduğu bir deniz haline getirilmesine yönelik açıklamalarına Rusya’dan tepki geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Karadeniz, asla NATO denizi olmayacak. Burası ortak bir deniz. Tüm kıyıdaş ülkeler için iş birliği, etkileşim ve güvenlik denizi olarak kalmalı” dedi. NATO’nun Ukrayna’ya verdiği desteği de eleştiren Peskov, “Küresel savaşın hatları daha da belirgin hale geldi. NATO’nun çatışmaya müdahil olma derecesi arttı” ifadelerini kullandı.

    Çin ve Tayvan arasındaki gerilimde ABD’nin Tayvan’a yönelik desteğini de eleştiren Peskov, bu tarz girişimlerin provokasyon olduğunu savunarak, “Tayvan konusundaki tutumumuz net. Diğer ülkelerin durumu istikrarsızlaştırmaya yönelik çabalarını kınıyoruz” şeklinde konuştu.

    Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, bugün online olarak katıldığı Karadeniz Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, bölgede kendisini tehdit altında hisseden tüm uluslar için kapsamlı bir güvenlik ağı oluşturulması gerektiğini belirterek, “Karadeniz’i Baltık Denizi gibi NATO denizine dönüştürmenin zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

  • Zehirli deniz kestanesi popülasyonunda toplu ölüm

    Zehirli deniz kestanesi popülasyonunda toplu ölüm

    Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonu konumundaki Antalya sahillerinde son yıllarda zehirli dikenlere sahip istilacı tür deniz kestanelerinin yoğunluğu gözlemleniyordu. Süveyş Kananı aracılığıyla Akdeniz kıyılarına gelen istilacı zehirli türün özellikle Antalya’da hızla popülasyonu artıyordu. Bu popülasyonu Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Gökoğlu ve öğrencileri yaptıkları eğitim dalışlarında sık sık görüntüledi. Özellikle falezler, kayalık ve taşlık bölgelerde koloni halinde görüntülenen dikenli zehirli deniz kestanelerinin, son günlerde toplu şekilde öldükleri görüldü. Gökoğlu ve ekibi kestanelerin koloni halinde yaşadıkları yerde olmadıkları, bulabildikleri kestanelerin ise ellerinde öldüğünü belirtti.


    Kızıldeniz orjinli uzun dikenli deniz kestanesinin Süveyş Kanalı aracılığıyla Akdeniz’e geçen türlerden biri olduğunu kaydetti.

    Akdeniz’de ilk önce Kaş daha sonra Konyaaltı bölgesinde tespit edildiğini dile getiren Gökoğlu, “Hızlı bir şekilde yayılıp Marmara Denizi’ne kadar girip dağılımını batıya doğru genişletti. İtalya’ya kadar ulaştı. Bu türün bu kadar hızlı çoğalması ilginçti. Denize girenler için risk oluşturuyordu. Dalganın olmadığı yerde ayağın basıldığı yere kadar yükselebilen bir türdü. Kayalık olmayan bölgeler için risk yoktu ama kayalık olan alanlarda ayağa batma riski vardı. Öldürücü değil ama acı veren bir zehir içeriyordu. Son zamanlarda türün çok yoğun görüldüğü Konyaaltı falez başlangıcında olmadığını gördük” dedi.

    “Koloni halinde yaşadıkları yerlerde ölümler”

    Deniz kestanesiyle ilgili Bodrum Sahillerinde toplu ölümlerinin olduğu bilgisine ulaştıklarını aktaran Gökoğlu, “Kemer Üç Adalar bölgesinde de ölümlerin olduğunu gördük. Antalya’da yaşanan fırtınanın ardından ulaşabildiğimiz bir kaç bireyin ölmek üzere olduğunu gördük. Son dalışımızda bir tane dahi deniz kestanesi göremedik. Konyaaltı falezler altında yaklaşık 15 dönümün üzerinde alanı taradık bir tane bile kestaneye ulaşamadık. Kayaların altına baktık, kestanenin yaşayabileceği tüm yerleri inceledik. Daha önce o bölgede koloni halinde yaşıyorlardı. O kadar çoklardaki belirli alanı kaplamışlardı. Son dalışımızda bir tane bile göremedik” diye konuştu.

    “Ölüm nedenleri”

    Deniz kestanelerinin toplu ölümleri hakkındaki düşüncelerini paylaşan Gökoğlu, “Fırtınadaki dalga ve akıntı nedeniyle dikenleri etkilenmiş olabilir. Bunun yanında viral bir salgın olabilir. Bir parazit, bakteriyel bir hastalık olması da çok güçlü bir neden. Bu tür canlılar yeni bir ortama geçtiği zaman çok çabuk kırılganlaşabilirler. Bunun nedenlerini araştıracağız. Sıçan Adası etrafında da bir araştırma yaptık, orada da ölümler vardı. Turizm açısından güzel haber, risk kalktı. İşgalci bir türün şuan riski kalkmış gibi görünüyor.

    Bodrum ve Ege tarafına da bakmak lazım. Bizim kıyılarımızda şuan yok denecek kadar az, çok büyük ölümler var. Bu ölümlerin nedenini bulup raporlamalıyız” ifadelerine yer verdi. Aralıklarla bölgeleri incelemeye devam edeceklerini belirten Gökoğlu, izlenimleri paylaşacaklarını sözlerine ekledi.

  • Genç kadını imece usulü kurtardılar

    Genç kadını imece usulü kurtardılar

    Olay, dün Muratpaşa ilçesi Karaalioğlu Parkı’ndaki falezlerde yaşandı. İsmi öğrenilemeyen genç bir kadın falezlerden denize atladı. Çevredekiler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine haber verirken, 3 genç falezlerin denizle buluştuğu kayalık kısma gelerek kadınla konuşmaya başladı.

    Gençler, tehlikeli olmasına rağmen imece usulü birbirlerine tutunarak denizde yüzmekte zorlanan kadını elinden tutarak kayalığa çıkardı.
    O anlar vatandaşların cep telefonu kamerasınca kaydedildi.

  • Denizlerde av yasağına son 6 gün

    1 Eylül’de başlayan balık av sezonu, 15 Nisan’da sona erecek. Bu tarihten itibaren Marmara ve Karadeniz’de profesyonel tekneler ile balık avlanamayacak. Trol ve gırgır ağları ile avcılık sona ererken, küçük kayıklar için ise bir kısıtlama bulunmuyor. Kocaeli Balıkhan’daki balıkçılar, av sezonu bitse dahi balık olacağını belirterek, müşterilerini bekliyor. 15 Nisan sonrası balık sayısının bolluğuna göre fiyatlarda da değişmeler bekleniyor.

    “Av sezonu bitiyor olsa da biz yine açığız, müşterilerimizi bekleriz”

    Av sezonunun bitecek olmasını kendilerini etkilemeyeceğine ve balık satışlarının süreceğini söyleyen balıkçı Ahmet İslamoğlu, “15 Nisan’da av sezonu bitiyor ama insanların çoğu balık olmayacak diye düşünüyor. Trollere, gırgırlara balık yasak. Ufak kayıklara serbest. Ufak kayıklar küçük ağ atabilir, bunlarda sıkıntı yok. Yine bizim hamsimiz, istavritimiz, mezgitimiz, tekirimiz gelir fakat fazla bir bolluk olmaz. O zaman bir 10 TL – 20 TL kadar üstüne koyulur. Mesela şu an kıraça istavritin kilosu 40 TL, normal istavrit 80 TL, hamsi 100 ila 120 TL, mezgitler yine 100 ila 120 TL. Yazın biraz daha fiyat artıyor tabii.

    Bakarsın ki 2 kasa tutulmuş, az tutulmuş, o zaman pahalı olur. Çok tutulursa ucuz olur. 10 TL – 20 TL civarlarında bir oynama olur yani. Yeri geldiğinde yazın istavriti 200 TL’ye de sattığımız oldu. Balık az olduğunda mecbur satıyoruz. Yani, insanlara söylemek istediğim şudur; 15 Nisan’da av sezonu bitiyor olsa da ufak kayıklara serbest. Biz yine açığız, yine müşterimizi bekleriz. Burada hiçbir sıkıntı yok” diye konuştu.

  • İzmir’de korkutan hortum

    İzmir’de korkutan hortum

    Hortum bugün Alaçatı Mahallesi Mersin Koyu’nda meydana geldi. 2 gün boyunca zaman zaman etkili olan sağanak yağışın ardından bölgede hortum oluştuğu gözlendi. Hortum herhangi bir zarara neden olmadan etkisini kısa sürede yitirirken, o anlar bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.


    Hortumun kıyıya yakın bir yerde görülmesi kısa süreli paniğe yol açtı.

  • Erdek’te Caretta Caretta kıyıya vurdu

    Erdek’te Caretta Caretta kıyıya vurdu

    Erdek, Ballıpınar-Şahinburgaz Mahalleleri arasında bir koyda balık tutan amatör balıkçı Abdullah Hayta, caretta carettayı görünce önce heyecanlandığını, kaplumbağanın ölmüş olduğunu anlayınca çok üzüldüğünü ifade etti.

    Caretta caretta, nesli tükenme tehlikesi altındaki canlılar arasında yer almakta ve bu türün korunması için çeşitli çalışmalar yürütülmekte.

  • Deniz yine taştı

    Deniz yine taştı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin en çok zarar verdiği şehirlerden Hatay’ın İskenderun ilçesinde dün fırtına sonrası deniz taştı ve sahil bandı ile ara sokaklar sular altında kaldı. Su altında kalan sahil şeridi ve Atatürk Bulvarı’nda vidanjörlerle tahliye çalışması yapılmaya başlandı. Deprem nedeniyle altyapısı zarar gören İskenderun Sahili’ni bu şekilde gören vatandaşlar ise üzüntülerini belirtti.

    Buralarda doğup büyüdüğünü belirten 79 yaşındaki Abdurrahim Sakallı, “Hep buralarda büyüdüm, denizin ne olduğunu iyi bilirim. Hiçbir zaman denizin kabarıklığını biz sorun etmedik ama bugünkü manzaranın bu olmaması gerekirdi” dedi.

    İlçe sakinlerinden Ümit Yakışıklı ise, İskenderun’da bugüne kadar yaşanan en büyük felaketin bu olduğunu ve sahilin içler acısı bir görüntü içinde olduğunu söyledi.

    İskenderun’da zamanında sahilde denizin daha içerilerde olduğunu belirten Halil Karateke ise, “Buralarda iskele vardı, gümrük vardı. Buralara dolgu yaptılar ve depremde çökme yaşandı. Şimdi binaların altından su çıkıyor, deprem büyük zarar verdi” ifadelerini kullandı.

  • Öğrencilere çevre, deniz ve iklim eğitimi

    Öğrencilere çevre, deniz ve iklim eğitimi

    ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün konusunda uzman hocaları, araştırma görevlileri ve genç araştırmacıları tarafından verilen eğitimlerde, deniz farkındalığı kazandırmak ve korumak başta olmak üzere çocuklarda deniz bilincinin yüksek olması ve yaşadıkları gezegene sevgiyle yaklaşmaları, iklim değişikliği, insan kaynaklı küresel ısınma gibi konularda da farkındalık oluşturmak hedefleniyor. Mayıs ayının sonuna kadar sürecek olan eğitimlerde çok sayıda öğrenciye ulaşılması hedefleniyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi, eğitim boyunca ulaşım, kumanya ve eğitim materyali desteği sağlayacağı kaydedildi. Temiz Akdeniz için bilgi ve bulmaca kitapçığı da öğrencilerin eğlenerek öğrenmesi için hediye edildiği ifade edildi.

    “Amacımız çevre, deniz ve iklim bilincini kazandırmak”

    ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışan Dr. Evrim Kalkan, eğitimi kısa süre önce kurulan ODTÜ İKLİM-Orta Doğu Teknik Üniversitesi İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi çatısı altında verdiklerini belirtti. Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ile daha önce de çocuklara yönelik eğitim programı yaptıklarını aktaran Kalkan, “İklim merkezimiz kurulduktan sonra, çocuklara çevre, deniz ve iklim bilincini kazandırmak, onları bilimle buluşturmak ve biraz olsun hayatlarına dokunmak için bir araya gelmek istedik. Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ile daha önce de bu çalışmaları yapmıştık. Yine benzer bir iş birliği yaptık” dedi.

    Eğitimin içeriği ile ilgili detayları aktaran Kalkan, “İlk olarak çevre ve deniz nedir. Deniz canlıları nelerden oluşuyor gibi bilgilerin üzerinden geçiyoruz. İşin içine biraz oyun kattık. Hem denizleri ve denizde ne olduğunu öğrensinler, hem de oyun oynasınlar ve onlarda daha kalıcı bir iz bıraksın istedik. Daha sonra iklim meselesine giriyoruz. Deniz kirliliğinden, çöp probleminden bahsediyoruz. Biz yetişkinler yeterince sorumluluk alıp bir şeyleri değiştiremedik, ama çocuklara bunun bilincini ve farkındalığını kazandırmak ve bir şeyleri en azından gelecek nesiller üzerinden değiştirmek istiyoruz. Sonra eğlenceli bir deney aktivitemiz var. Orada küresel ısınma ile ilgili kimyasal tepkimelerin nasıl olduğu konusunda, eğlenceli 4-5 deneyden oluşan bir bölüm var. Ayrıca, çocuklara deniz koruma alanlarının önemini anlatabilmek ve farkındalık kazandırmak için de, burada her sene yaptığımız deniz kaplumbağaları izleme çalışmasını referans aldık. Onunla ilgili ne yapıyoruz, koruma faaliyetleri ne demek, nasıl olur, nasıl yapılır konularında interaktif şekilde bilgi veriyoruz” diye konuştu.

    “Yaklaşık 250 öğrenciye eğitim vermiş olmayı planlıyoruz”

    Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Proje Birimi’nde görev yapan Hacer Çabuk ise eğitim projesinin süreci hakkında bilgi vererek, ” Burada çevre kirliliği, denizin korunması, denizin tanınması, deniz canlılarının tanınması ve deniz kirliliğini önlemek maksatlı öğrencilere eğitim vermeyi hedefliyoruz. Eğitimlerimiz Mayıs ayı sonuna kadar sürecek. Toplamda 10 hafta olarak belirledik. Bu sürecin sonunda yaklaşık 250 öğrenciye eğitim vermiş olmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

    4. sınıf öğrencisi Bade Akgül, eğitimde önemli bilgiler öğrendiğini söyledi. Çevreyi korumak için elinden geleni yapacağını ifade eden Akgül, “Doğa bizim yaşam alanımız. Nasıl denizler balıkların yaşam alanıysa, doğa da bizim yaşam alanımız. Doğa olmazsa biz yaşayamayız” diye kaydetti.

  • Fırtına denizi taşırdı, yangın çıkardı

    Fırtına denizi taşırdı, yangın çıkardı

    Yağmur ve fırtınanın etkisi ile birlikte sahil şeridi ve bulvar su altında kalırken, bir iş yeri de suya teslim olunca elektrik kontağından yangın çıktı.
    Kahramanmaraş merkezli depremlerin en çok zarar verdiği şehirlerden Hatay’ın İskenderun ilçesini bu kez fırtına vurdu.

    Depremde sahil şeridinde zeminde yaşanan çökme ve sıvılaşma sonrası kuvvetli rüzgar ve fırtınalarda deniz taşması yaşanmaya başladı. Daha öncede iki kez denizin taştığı sahil şeridi ve Atatürk Bulvarında bugün tekrarı yaşandı.

    Meteorolojinin uyardığı kuvvetli rüzgar ve fırtına denizde devasa dalgalar oluşturdu. Sahil şeridini su basması ve dalgalarla birlikte su altında kalan bir kafede elektrik kontağından yangın çıktı. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederek söndürdü.

    Yangında iş yerinin bir bölümü kullanılamaz hale geldi. Sahil kıyısındaki bir başka kafe de fırtınanın şiddetlenmesi ile dalgaların hedefi oldu, çalışanlar da zor anlar yaşadı. İskenderun körfezinde yaşanan şiddetli fırtınanın bölgede etkisini sürdürdüğü belirtildi.

    Denizin tekrar taştığını belirten vatandaşlar, fırtına ile bulvar ve iş yerlerini su bastığını kaydetti.

  • Denizde bir ceset daha bulundu

    Denizde bir ceset daha bulundu

    Didim Mavişehir Mahallesi Denizli Öğretmenler Sitesi sahilinde bir ceset bulundu. Cesedin sahile balık tutmaya gelen bir vatandaş tarafından fark edilmesinin ardından olayla ilgili olarak Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri bölgeye sevk edildi.

    Olay yerinde yapılan incelemenin ardından ceset Belediye Cenaze Müdürlüğü ekiplerince denizden çıkartıldı.

    Cenaze aracıyla Didim Devlet Hastanesi morguna kaldırılan erkek cesedinin geçtiğimiz günlerde batan bottaki kayıp mültecilerden olduğu tahmin ediliyor. Didim’de dün başka bir sahilde de erkek cesedi bulunmuştu.