Etiket: deprem

  • Anılarını tırnaklarıyla hatıralarını arıyor

    Anılarını tırnaklarıyla hatıralarını arıyor

    Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde, 6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık iki deprem, 11 ilde yıkıma neden oldu. 50 bini aşkın can kaybının yaşandığı büyük depremlerde ailelerini kaybeden depremzedeler, geriye onlardan kalan hatıralarını yaşatmak için enkaz altında bir parça da olsa eşyalarını kurtarmak istiyor.

    Hatay’ın Antakya ilçesinde babadan kalma 50 yıllık cam ve çerçeve dükkânını işleten Sıtkı Camcı, iki büyük depremin ardından 3 katlı dükkânı ağır hasar aldı. Büyük depremlerin ardından 21 Şubat’ta merkez üssü Hatay’ın Defne ilçesi olan 6.4 büyüklüğünde depremle ağır hasarlı olan 3 katlı dükkânı tamamen çöktü. Küçük yaşlarda babasının yanında çırak olarak çalışan 35 yaşındaki Camcı, günümüze kadar mesleğini devam ettirdi. Yıkılan dükkânının enkazından babadan kalma ve işe yarayacak eşyaları arayan Sıtkı Camcı, elleriyle molozların arasından kurtarmak için mücadele veriyor. 40 gündür kendi imkânlarıyla malzemelerini enkaz altından birer birer çıkaran Camcı, bir nebzede olsa kurtardıkları eşyalar için mutlu oluyor.


    Babadan kalan ve depremde yerle bir olan 3 katlı dükkânın enkazında eşyalarını kurtarmaya çalışan Sıtkı Camcı, “Burası 3 katlı bir dükkândı, 6 Şubat’taki depremlerde tam olarak yıkılmamıştı en son 6.4’lük depremin ardından yerle bir oldu. Biz de kurtarabildiğimiz eşyaları kurtarıyoruz. En alt kat tamamen camdı zaten orada hiçbir şey kalmamıştır” dedi.
    Öte yandan, dükkânın enkazı kaldırılırken seyreden Sıtkı Camcı, hüzünlü görüntülere sahne oldu.

  • Adana Kozan’da deprem gündemi

    Adana Kozan’da deprem gündemi

    Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerden sonra Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan binaların yapımından bitimine kadar olan süreçte neler yapılması gerektiğine dair muhtarlar müteahhitler, sivil toplum temsilcileri ile birlikte istişare toplantısı düzenledi.

    Toplantıda sunum yapan Kozan Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Yüksek Mimar Yaşar Gök, ilçede yapılan inşaatlardaki depremde hasar almasına ve yıkılmasına neden olacak hataları fotoğraflayıp gözler önüne serdi. Sunumda kolanlardan geçen su boruları, kolonlara verilen hasarlar sergilenirken bina zemin koruması yalıtım yapılmaması ile çürüyen demirlerde gösterildi.

    Tüccar zihniyetli insanlar bina yapmasın”

    İnsanları depremlerin değil, binaların öldürdüğünü, depremlerde göçen binaları yapan ustadan müteahhidine kadar arada her kim varsa herkesin sorumlu olduğunu dile getiren Gök, insanları tüccar zihniyetli insanların öldürdüğüne dikkat çekti.
    Müteahhitlerin kendi savunmalarında, “Belediye bize ne verdiyse, biz onu yapıyoruz” diyerek, “Ben tüccarım” dediklerini de ifade ettiğine vurgu yapan Gök, “Tüccar zihniyetli insanlar bina yapmasın. Gitsin borsada yatırım yapsınlara. Bir şey alıp satsın. Çünkü bir bina bütün Türkiye’yi yakıyor. Herkes işini iyi yapsın. Burada hiç kimseyi suçlamıyorum. İşini yapmayana sesleniyorum. 6 Şubat bir milattır. İnşaatta yalıtım çok önemli. Demir bir süre sonra su ile temas ettiğinde korozyona uğruyor. Bundan dolayı inşaatlara yapım aşamasından bitimine kadar mutlaka yalıtım yapılması gerekiyor. İnşaatlarda kalıp ve işçilik hataları da önlenmeli. İnşaat ustaları işlerini gereğince yapmalıdır. Depremlerde kiriş ve kolanların önemini yaşadığımız depremde bir kez daha gördük. Özellikle su tesisatı yapan kişilerin kolonlara ve kirişlere zarar vermemesi gerekiyor. Su tesisatından dolayı boruların geçtiği kolonlarda ve kirişlerde demirle temas olduğu için bir süre sonra burası korozyona uğruyor”diye konuştu.

    “Binalar yapıldıktan sonra denetimde çok önemli”

    Özellikle Kozan merkezde tek katlı veya iki katlı evlerin önünde bulunan demir çardakların da önemine dikkat çeken Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan’da kırsaldaki evler için belediyenin ücretsiz proje hizmeti verdiğini aktardı.
    Eve monte edilen demirlerin hepsinin zemine monte edilmesi gerektiğini ve çardakların evlerden yaklaşık 5-10 santim ileri yapılması gerektiğine değinen Başkan Özgan, 6 tip proje ile köylere yapılacak olan yeni yapıların proje hazırlıklarını da ücretsiz bir şekilde kendilerinin yapacağını dile getirdi.

    Özellikle deprem bölgesinde yıkılan binaların birçoğunun 30 yıldan önce yapılan binalar olduğuna vurgu yapan Başkan Özgan,” 1999 Gölcük depreminden sonra çıkan deprem yönetmeliği ile binalar daha sağlam yapıldı. Demir sayısı donatılar arttı. Beton dolgu ve temel sağlamlığı arttırıldı. Bundan dolayı yeni yapılar geçmişte yapılan yapılara göre daha sağlam. Binalar yapıldıktan sonra denetimde çok önemli. Özellikle, yapı denetimi konusunda daha sık denetimlerin yapılması gerekiyor”şeklinde konuştu.
    Kozan Ticaret Odası Başkanı Mustafa Kandemir, ilçede müteahhitlerin kendi işlerini layıkıyla yerine getirdiğini ifade ederek, her daim müteahhitlerin arkasında olduğunu, burada hiçbir müteahhittin malzemeden çalmadığını kaydetti.
    Toplantıya katılan Şehir Plancısı Kozan Kent Konseyi Başkanı Derya Tüfekli’de, binaların ortak akıl ile yeniden denetim ve inşa sürecinde tüm paydaşların denetim ve tedbirleri ile sürmesi gerektiğine değindi.

  • Bölgedeki radyoaktivite değerleri normal değil

    Bölgedeki radyoaktivite değerleri normal değil

    Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Yaşar Karabul ve ekibi Kahramanmaraş ve Hatay depremleri sonrası fay kırıklarındaki toprak radyoaktivitesi tespiti üzerinde çalışma yürütüyor. Karabul, topraktan alınan numunede ve fay kırıklarında yapılan çalışmada elde edilen ilk verilere göre çevre radyoaktivitesinin ve radon gazının normalin üzerinde olmadığını söyledi.

    İlk verilere göre radon gazında artış yok

    Dr. Öğretim Üyesi Yaşar Karabul, ekibi ile birlikte Maraş ve Hatay depremleri sonrasında fay hatlarında incelemeler yaptıklarını ifade ederek, “Bilindiği gibi yeryüzü en üst katmanı toprak ve daha alt katmanında kaya tabakası olacak şekilde oluşmuş jeolojik yapılardır. Bu jeolojik yapılar özellikle kaya tabakasında Uranyum-238, Toryum-232, Potasyum-40 gibi radyoaktif elementleri barındırırlar. Özellikle deprem gibi şiddetli yer hareketleri topraktan sızan radyasyon miktarını arttırma potansiyeline sahiptirler. Bu da insanlar gibi diğer canlıların maruz kalacağı radyasyonu arttırarak onların sağlığını tehdit eden bir duruma neden olabilir. Depremlerdeki bahsettiğimiz bu radyasyon artışına en bariz net örneği radon gazındaki artış olarak verebiliriz. Bu noktadan hareketle deprem öncesi ve sonrası araştırmacılar radon gazını tespit etmek ve daha farklı radyoaktif elementlerin değişimini kontrol etmek için deprem bölgesinde ve fay hatlarında araştırma yaparlar. Bizde ekibimiz ile birlikte Maraş ve Hatay depremleri sonrasında fay hatlarında incelemeler yaptık. Bunun dışında bazı bölgelerden de toprak numuneleri aldık. Bunun sayesinde radyoaktivite değişimlerinin laboratuvar ortamında ölçüyoruz. Çok şükür ki ilk verilere göre şunu söyleyebilirim. Bölgedeki radyoaktivite seviyeleri normal seviyenin üzerinde değil. Analizlerimiz devam ediyor. Tam olarak analizler sonuçlandığında bir rapor hazırlanacak” diye konuştu.

     

  • Hasar gören yapılar 3 boyutlu modelleniyor

    Hasar gören yapılar 3 boyutlu modelleniyor

    NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin üniversite olarak depremin ilk gününden itibaren yürüttükleri çalışmaların yanı sıra deprem sonrasında da bölgelerin sahip olduğu değerleriyle yeniden ayağa kaldırılmasına yönelik bilimsel ve teknik desteklerinin devam ettiği söyledi. Aktekin; “Ülke olarak merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olmak üzere 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ilk gününden itibaren dünyada eşi ve benzeri olmayan bir dayanışma ve yardımlaşma örneği ortaya koyduk.

    Biz de Nevşehir Valiliği AFAD onay ve koordinesinde üniversitemiz bünyesinde oluşturduğumuz Yardım Malzemeleri Toplama Merkezimiz aracıyla depremden etkilenen depremzede vatandaşlarımızın gıdadan-giyime birçok acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çalışmalarda bulunduk. Ayrıca deprem sonrasında üniversitemiz akademisyenleri, inşaat mühendisleri ve teknikerlerle depremden etkilenen ve acil yıkılması gereken yapılar öncelikli olmak üzere ağır hasarlı, orta hasarlı ve hasarsız yapıların tespitine yönelik çalışmalara destek verdik.

    Şuan ise Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Doğal ve Kültürel Miras Turizmi alanında ihtisaslaşan üniversite olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın depremde hasar gören tarihi yapıların tespitine yönelik başlattığı çalışmalara da destek veriyoruz. Bu bünyede üniversitemiz Turizm Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi ve İhtisaslaşma Koordinatörlüğü ‘Doğal ve Kültürel Miras Dijitalleşme’ projeleri sorumlularından birisi olan Dr. Öğr. Üyesi Ömer Uzunel, deprem sonrası hasar gören tarihi yapılardan Hatay’da bulunan Habibi Neccar ve Şeyh Ali Camilerinde meydana gelen hasarın tespiti ve üç boyutlu belgeleme çalışmalarının yürütücülüğünü yapmaktadır” dedi.

  • Yazar Bedia Öcal depremi anlattı

    Yazar Bedia Öcal depremi anlattı

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen deprem tüm Türkiye’yi yasa boğmuştu. Depremde akıllardan silinmeyen  anlardan biri de enkaz altında kızının elini bırakmayan baba oldu.

    Haber Ekstra’nın konuğu yazar Bedia Öcal acılı baba Mesut Hançer’i yazdı.

     

     

     

     

     

  • Depremden sonra hayatının şokunu yaşadı

    Depremden sonra hayatının şokunu yaşadı

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremde 11 il etkilenerek ağır hasar aldı. Adana da depremden etkilenen iller arasında yer aldı. 13 binanın yıkıldığı Adana’da özellikle apartmanda oturanlar evleri terk etti. Mahfesığmaz Mahallesi’nde bir apartmanın 8. katında oturan Ozan Hansoylu da (51) depremden sonra evinin kapısını kilitleyip İstanbul’a gitti. Hansoylu 15 Mart günü Adana’ya tekrar dönüp evine girmek istedi. Ancak kilitlediği kapıyı bir türlü açamadı. Bunun üzerine çilingir çağırıp eve girdiğinde evde kendi eşyalarının olmadığını, başkasının evde oturduğunu gördü. Hansoylu bu durum karşısında şok olurken hemen evde oturan şahısla irtibata geçti. Şahıs evi emlakçıdan 60 bin liraya kiraladığını söyledi. Hansoylu evi kiralayana tapusunu gösterip evi kiraya vermediğini, kendisinin oturduğunu söyledi. Evi kiralayan şahıs bu bilgi üzerine evden çıktı. Hansoylu ile polise giderek evinin izinsiz olarak emlakçı tarafından kiraya verildiğini, içinde bulunan eşyalarının ve 210 gram altınının da olmadığını söyleyerek şikayetçi oldu. Evinin de kilidini değiştirip evde yine ayrıldı.

    Üçüncü kez evine giremedi

    Hansoylu bir süre sonra evine tekrar geldiğinde yine kilit değiştirildiği için içeri giremedi. Polis giderek yine şikayetçi olup kilit değiştirdi. Hansoylu bir süre sonra 3. kez evine geldiğinde kapının kilidinin yine değiştirildiğini görünce bu kez direkt savcılığa giderek şikayetçi oldu. Evine 3. kez çilingirle girdi. Bu arada emlakçı İ.A. gözaltına alındı. Hansoylu, deprem nedeniyle terk ettiği ve yaklaşık 1.5 ay gelmediği evinin bir emlakçı tarafından kendi izni olmadan kiraya verildiğini belirterek, “Ben evimin kapı kilidini 3 kez değiştirip çilingir ile girmek zorunda kaldım. Eve geldim evde kiracı var şok oldum. Evdeki eşyalarım ve 210 gram altınım yok. Bu nasıl olabiliyor. Bu adamlar şehrin merkezinde böyle bir şeyi ne nasıl yapıyor? Şahıstan şikayetçi oldum en sonunda gözaltına alındı. Ancak benim altınım ve eşyalarım yok” dedi.

  • Hayatını kaybedenler için fidan diktiler

    Hayatını kaybedenler için fidan diktiler

    Okul Müdürü Mehmet Aksoy öncülüğünde öğretmen ve öğrenciler fidan dikimi gerçekleştirdi. Fidan dikimi ile ilgili konuşan Aksoy, “Ormanlarımız bizim için çok önemli. Toplumumuz için gençlerimiz ne kadar önemliyse ülkemizin toprakları için fidanlar o kadar önemlidir. Bugün rahat bir nefes alıyorsak, uçuşan kelebekler böcekler görebiliyorsak bunların olmazsa olmazı ağaçtır. Deprem bölgesinde vefat eden tüm vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerim” dedi.

  • Kahramanmaraş’ta 5,3 büyüklüğünde deprem

    Kahramanmaraş’ta 5,3 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde saat 12.19’da 5,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

    Yerin 7 kilometre derinliğinde oluşan deprem, kısa süreli endişe yarattı.

  • Oğlunu ve torunlarını kaybettiği depremi anlattı

    Oğlunu ve torunlarını kaybettiği depremi anlattı

    Kahramanmaraş’ta yaşanan ve ‘Asrın felaketi’ olarak nitelendirilen iki büyük deprem, geride acı yaralar bıraktı. 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti on binlerce ev enkaz haline döndü. Kahramanmaraş’ta yaşayan Mustafa Gün’de deprem de oğlu ve iki torununu kaybetti. Enkazın altından elleriyle oğlu ve torunlarının cansız bedenlerini çıkartan Gün, depremin şiddetinin de 7.7’inin iki katı olduğunu söyledi.

    “Ev başımıza çökecek sandık”

    Depremi hissedip uyandıklarında evin çökeceğini sandığını belirten Mustafa Gün, “Allah’ım bir daha böyle bir afet vermesin. Çok kötü durumlar oldu. 7.7 büyüklüğünde değil de iki katını düşünün. İnşallah bir daha böyle bir durum yaşanmaz. Söyleyecek çok bir şey yok. Depremi hissedip uyandığımızda ev başımıza çökecek sandık çok şükür biz kurtulduk ama çevremizde, eşimizde, dostlarımıza vefat edenler oldu. Benim 2 torunumla bir oğlum vefat etti. Toprağın altından ellerimle çıkardım. Söylenecek bir şey yok insanın içi burkuluyor” dedi.

    “Var gücümüzle ayağa kaldırmaya çalışıyoruz”

    Enkaz yıkım ekibinden Erdoğan Kayım, ağır hasarlı binaları yıkarak şehri yeniden ayağa kaldırmaya çalıştıklarını belirterek, “Ben 6 çocuğumla birlikte depreme 9’uncu katta yakalandım. Öncelikle ülkemize baş sağlığı diliyorum. Allah kimseye böyle bir afet yaşatmasın. Devletimiz gereğini yaptı. Şuanda da elimizden geldiği kadar Kahramanmaraş’ımızı var gücümüzle ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Valilik Koordinesinde hasarlı binaları yıkıyoruz.

    Kahramanmaraş’ın en güzide caddelerinden biri olan Trabzon caddesini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Psikolojik olarak o günler çok kötüydük. O an deprem dursun da çocukları alıp dışarıya çıkayım diye düşündüm. Dışarı çıktıktan sonra hava soğuk ve kar yağıyordu. İnsan ne yapacağını bilemiyor. Enkaz alanları çok tehlikeli fakat yaşadıkları durumdan dolayı enkazlar da eşyalarını arayanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

  • 24 milyon binanın yüzde 70’i riskli

    24 milyon binanın yüzde 70’i riskli

    11 ili etkileyen Gaziantep ve Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası kentsel dönüşümün önemi bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli çerçevesinde afetlere dayanıklı şehirlerin geleceğine dair çalışmalar kamu ve STK’lar tarafından sürdürülüyor. Bu çerçevede Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Türkiye’de kentsel dönüşüm ve şehircilik projeleriyle ilgili çalışma başlattı. KENTSEV hazırladığı 4 projeyi kamuoyuyla paylaştı.
    Projeler kapsamında İstanbul’da kentsel dönüşüm yol haritası, il ve ilçelerde riskli alanların tespiti ile ilgili ‘Ulusal Kentsel Dönüşüm Strateji Planı’, Hatay ili özelinde hazırlanan dayanıklılık ve vizyon planı, kentsel dönüşüm sürecinde bina performans analizi ve güçlendirme projesi konuları ele alındı.

    İstanbul’da kentsel dönüşümde izlenecek yol haritasını hazırlandı

    İstanbul’da kentsel dönüşüm ile ilgili vatandaşları bilinçlendirmenin önemi vakfın önerdiği konular arasında yer aldı. Projede, kentsel dönüşümde önemli olanın metrekarenin değil de insan canının olduğu ifade edildi. İstanbul nüfusunun şehrin geniş çeperlerine doğru kaydırılması gerektiği vakfın önerileri arasında göze çarptı.

    Hatay’ın kentsel dayanıklılık vizyon planı projede yer aldı

    Hatay’ın kentsel dayanıklılık vizyon planı çerçevesinde şehrin güçlü ve zayıf yönleri incelenerek çalışmalar yapıldı. Hatay’ın tarihi dokusuna uygun yeniden yapılandırılması, kültürel özelliklerinin korunması ve fırsatların değerlendirilmesi açısından öneriler projeye dahil edildi.

    ”Türkiye’de 24 milyon binanın yüzde 70’i riskli durumda”

    KENTSEV Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Haldun Ersen hazırladıkları projelere ilişkin bilgi verdi. Ersen, ”Depremler sonrası hızla aksiyon aldık. Strateji ve eylem planlarına ilişkin çalışmalarımız vardı. Projelerimizi yerel yönetimlere ilettik. Şehirlerin yeniden hikayesinin yazılmasına ilişkin planlar yaptık, projeler hazırladık. Hatay depremden en çok etkilenen şehirlerden oldu. Hatay ile ilgili kentsel dayanıklılık ve vizyon planı projesi hazırladık. Şehrin tarihi dokusunu koruyarak nasıl yapılanması gerektiğine ilişkin çalışmaları projeye dahil ettik. İlgili kurumlara projelerimizi sunduk. İstanbul’un kentsel dönüşümde yol haritasına ilişkin çalışmalar yaptık. Kentsel dönüşümde İstanbul’da bir tıkanma var. İstanbul’a göçün engellenmesi adına çalışmalar projemizde yer alıyor. Türkiye’de 24 milyon binanın yüzde 70’i riskli durumda. 16-17 milyon riskli binayla karşı karşıyayız” dedi.

    Kentsel dönüşümde anlaşmazlıkların da olduğunu ifade eden Ersen, ”Kentsel dönüşümde riskli binalarda müteahhit ile kat maliki arasında anlaşmazlıklar yaşanıyor. Kentsel dönüşümün önünün tıkandığı durumlar oluyor. Kat mülkiyeti kanununa göre 3’te 2 çoğunluk kararı alınması gerekiyor. Kentsel dönüşümde kazan kazan ilkesi olması gerekiyor, müteahhitte kat maliki de kazandığında sistem oluşuyor’’ diye konuştu.