Etiket: deprem

  • “Dağlarımız bölük bölük bölündü”

    “Dağlarımız bölük bölük bölündü”

    Malatya’nın Akçadağ ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli depremlere dört bir yanını dağların kuşattığı mahallelerinde yakalanan depremzedeler o anları, “Böyle bir şey görmedik dağlar bölük bölük bölündü” sözleriyle anlattı.


    Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkımın yaşandığı Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Kozluca Mahallesi’nde adeta taş üstünde taş kalmadı. Dört bir yanını dağların kuşattığı bin nüfuslu 457 haneden oluşan ve geriye bir avuç insanın kaldığı mahalle enkaza dönerken, depremzedeler o anları, “Böyle bir şey görmedik dağlar bölük bölük bölündü” diyerek anlattı.


    “Dağlarımız bölük bölük bölündü”

    Depremin evlerinin yanı sıra mahalleyi kuşatan dağları da vurduğunu aktaran Mehmet Akgün, “63 yaşındayım böyle bir şey görmedim, dağlarımız bölük bölük bölündü. Dağlarımızda bölünmeyen kaya kalmadı. İt kayası üç metre arkaya bölündü, ışkan değimiz dağ yarıya bölündü, her taraf paramparça oldu” dedi.


    Depremde dağlardan kopan kayaların yolu kapattığını kaydeden Davut İnkaya ise “Kozlu Mahallesi’nde yaşayan bir esnafım. Depremi mahallemizde yaşadım. Allah bir daha vermesin, kimseye yaşatmasın, it kayası dediğimiz dağın arka tarafı bölündü. Dağlardan kopan kayalar yolu kapattı kepçeler yolu açamadı. Mahallemizde de hasar çok, evlerimizde oturulacak bir hal yok” diye konuştu.

  • Asrın Felaketinde Yaralar Sarılıyor

    Asrın Felaketinde Yaralar Sarılıyor

    6 Şubat 2023 tarihinde 11 ilde meydana gelen asrın deprem felaketi ülkemizi derinden etkilerken ilk günden bu yana bölgelere seferber olan İnegöl Belediyesi, yaraların sarılması için desteğe devam ediyor.

    Devlet millet el ele sloganı ile tüm Türkiye kenetlenerek asrın felaketinden etkilenen şehirlere yardım akınına devam ediyor. İlk günden bu yana arama kurtarma ekipleri, yardım tırları, makine ekip ve ekipmanları, belediye çalışanlarının desteği, yemek tırı gibi yardımlarla tek vücut olan İnegöl, şehirlerin yeninden ayağa kalkması için gerekli desteği sağlıyor.

    İnegöl Belediyesi ekipleri deprem bölgesindeki görevlendirme ile Kahramanmaraş ve Hatay’da belediyecilik hizmetleri başta olmak üzere tahrip olan alanların yeniden düzenlenmesi olmak üzere Fen İşleri Müdürlüğü, Temizlik İşleri Müdürlüğü ve Park Bahçeler Müdürlüğü ekipleri sahada çalışmalarını sürdürüyor. Aynı zamanda deprem bölgesinde Gastro İnegöl şefleri de günlük 21 bin kişiye sıcak yemek hizmetini sunmaya devam ediyor.

  • El Clasico’da Türkiye’de yaşanan afet için dayanışma çağrısı yapıldı

    El Clasico’da Türkiye’de yaşanan afet için dayanışma çağrısı yapıldı

    Dünyanın en çok izlenen spor karşılaşmalarından olan ve El Clasico olarak adlandırılan Barcelona – Real Madrid maçında Türkiye’de yaşanan afet için dayanışma çağrısı yapıldı. Camp Nou’daki skorboard ve saha içi panolarında, Türkiye dışından afet bölgesine bağış yapmak isteyenler için Trendyol tarafından hayata geçirilen earthquake.trendyol.com uygulaması aracılığı ile afet bölgesine destek verilebileceği mesajları yer aldı.

    Dünyanın dört bir yanından 500 milyondan fazla futbolseverin takip ettiği, 95 bin taraftarın ise statta izlediği maçta yapılan anonslar ve video gösterimleri ile de afet bölgesine destek istendi. Maç sırasında sosyal medya hesabından da paylaşım yapan Barcelona Futbol Kulübü, skorboarddan yapılan destek çağrısı ile birlikte earthquake.trendyol.com linkini paylaştı.

    Barcelona futbol takımının yanı sıra kulübün vakfı olan Barça Foundation sosyal medya hesaplarından, kadın futbol takımı ve basketbol takımları da geçtiğimiz hafta oynanan maçları sırasında saha içi panolardan ve sosyal medya hesaplarından earthquake.trendyol.com kanalıyla taraftarlarını Türkiye ile dayanışmaya davet etti.

    Yurt dışından afet bölgesine destek vermek isteyenler için Trendyol tarafından hayata geçirilen uygulamayı şimdiye kadar 1 milyondan fazla kişi ziyaret etti. 70’den fazla ülkeden kullanıcı da uygulama aracılığıyla hem yardım malzemesi hem de dijital kartlarla maddi desteklerini ulaştırdılar. Barcelona Kulübü ve Barça Foundation’ın yanı sıra, NBA takımlarından Brooklyn Nets, ünlü Amerikalı ekonomist Nouriel Roubini, Leonie Hanne gibi bir çok dünyaca ünlü isim de sosyal medya hesaplarından uygulamayı paylaşarak afet bölgesine destek çağrısı yapmışlardı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan depremin maliyetini açıkladı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan depremin maliyetini açıkladı

    Erdoğan, AB Komisyonu ile AB Konseyi Dönem Başkanı İsveç’in, Türkiye ve Suriye’de depremlerden etkilenen bölgelere destek için düzenlediği “Uluslararası Bağışçılar Konferansı”na Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden canlı bağlantıyla katıldı.

    Buradaki konuşmasına, katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığını yürüten İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’a düzenledikleri konferans için teşekkür etti.

    Türkiye’nin 6 Şubat’ta, insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden biriyle sarsıldığını hatırlatan Erdoğan, aynı bölgede 9 saat arayla meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki şiddetli depremin, 14 milyon vatandaşın yaşadığı 11 ilde çok ciddi yıkıma ve can kaybına yol açtığını belirtti.

    Enkaz altında kalan 50 bin 96 insanın hayatını kaybettiğini, 115 bin vatandaşın ise yaralı kurtarıldığını aktaran Erdoğan, vefat edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk halkına sabır, yaralılara acil şifalar diledi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında AB vatandaşlarının da olduğu, hayatını kaybeden 6 bin 807 yabancı ve Suriyeli için de başsağlığı dileklerini iletti.

    Bilim insanlarının, yaşanan felaketi “dünya üzerinde, karada meydana gelen en şiddetli sarsıntı” olarak tanımladığına dikkati çeken Erdoğan, bir kısmı müstakil deprem büyüklüğüne ulaşan artçı sarsıntıların halen devam ettiğini söyledi.

    Depremden etkilenen illerin bazılarının, son günlerde bir de aşırı yağış ve sel afetleriyle mücadele ettiğini kaydeden Erdoğan, “Olumsuz hava şatlarına rağmen enkaz kaldırma çalışmalarından depremzedelerimizin barınma, gıda ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesine kadar gereken her türlü gayreti gösteriyoruz.” diye konuştu.

    Devletin ilgili tüm kurumlarının yanı sıra belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, gönüllülerin deprem bölgesinde canla başla çalıştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Hasar tespit çalışmalarımız tamamlanmak üzeredir. Deprem bölgesindeki 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı, yani artık kullanılamaz hale gelmiş bina sayısı 298 bine, buralardaki bağımsız bölüm sayısı ise 876 bine varıyor. İlk hesaplarımıza göre, depremin yol açtığı yıkımın maliyetinin yaklaşık 104 milyar doları bulacağı anlaşılıyor. Bu çapta bir afetle ekonomik durumu ne olursa olsun hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değildir. Yıllardır dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerinin imdadına koşan Türkiye, depremin hemen sonrasında 90 ülkeden gelen 11 bin 320 personelin desteğini yanında buldu. Telefonla arayarak, mesaj göndererek veya bizzat ülkemize gelerek milletimizin acısını paylaşan dostlarımız, kardeşlerimiz oldu.

    130’a yakın ülkeden yardımlar depremzedelerimize ulaştı. 36 sahra hastanesi, siz değerli dostlarımızın sayesinde kurularak yaralılarımızın tedavisine katkı sağladı. Her birinize, şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu zor günlerde tüm dostlarımızın, kurumlarıyla, üye ve aday ülkeleriyle Avrupa Birliği’nin, Birleşmiş Milletler’in ve diğer uluslararası örgütlerin sergilediği dayanışmayı asla unutmayacağız.”Bu konferansın, halklar arasındaki ilişkilerin ne kadar sağlam temellere dayandığını gösteren bir başka örnek olduğuna işaret eden Erdoğan, “Konferansta yapacağınız katkılar, depremin yaralarını sarma ve afetin izlerini ortadan kaldırma çabalarımızda bize yardımcı olacaktır çünkü esas mücadelemiz şimdi başlıyor. Depremde yıkılan tüm şehirlerimizi altyapısı, üstyapısı, işyerleri, tarihi ve kültürel değerleriyle yeniden inşa ve ihya edeceğiz.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

    “Hedefimiz, bir yıl içinde deprem bölgesinin tamamındaki konut ihtiyacını karşılayacak sayıda, kaliteli ve güvenli yapıyı inşa etmektir. İlk yıl 319 bin, toplamda ise 650 bin konutu insanlarımıza teslim etmeyi planlıyoruz. Yer tespiti yapılan, zemin ve etüt çalışmaları biten bölgelerde temelleri atıp konut inşaatlarına hemen başladık. Bir taraftan bunları yaparken eş zamanlı olarak çadır kent, konteyner kent ve prefabrik yapıların kurulumuna aralıksız devam ediyoruz. İnşallah iki ay içinde 108 bin konteyner kurarak, yarım milyon insanımızı bu alanlara yerleştireceğiz.”

    Erdoğan, Türk milletinin dayanışmanın gücüne, paylaşmanın bereketine inanan bir millet olduğunu, tarih boyunca hiçbir ayrım yapmadan, kimsenin inancına, kökenine, diline bakmadan, dara düşen herkesin yardımına koştuğunu hatırlattı.

    Son olarak, koronavirüs salgını döneminde, Türkiye’den talepte bulunan 160 ülke ile 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ve teçhizat gönderdiklerini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Suriye’den Ukrayna’ya kadar, çatışma bölgelerinden göç etmek zorunda kalan tüm insanlara kapımızı ve gönlümüzü açtık. Halihazırda 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere, 4 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Bugün de ülkemizde asrın felaketinin yaralarını sararken, depremden etkilenen Suriye halkıyla dayanışma içerisindeyiz. Üçüncü tarafların ve başka ülkelerin, Suriye’deki depremzedelere yönelik karadan ve havadan insani yardım malzemesi intikallerinde gereken kolaylığı gösteriyoruz. Bu tutumumuzu bundan sonra da sürdüreceğiz. Gece-gündüz demeden milletimiz için yardım toplayan, ekipleriyle arama-kurtarma mücadelemize destek veren, bu zor günlerimizde yanımızda olan siz dostlarımıza teşekkür ediyorum. Konferansın, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

  • Depremlerde can kaybı 50 bin 96’ya yükseldi

    Depremlerde can kaybı 50 bin 96’ya yükseldi

    Deprem Araştırma Komisyonu toplandı. Afet ve Acil Durum Başkanı Yunus Sezer milletvekillerine bilgi verdi. Sezer, “Kahramanmaraş merkezli depremde 50 bin 96 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 204 vatandaşımız yaralandı” ifadesini kullandı.

  • BTÜ Öğretim Görevlisinden deprem fotoğraf sergisi

    BTÜ Öğretim Görevlisinden deprem fotoğraf sergisi

    Deprem farkındalık fotoğraf sergisi, 25 yıldır fotoğraf ile iç içe olan Alper Keskin’in, deprem bölgesinde çektiği 2 bin 500’ün üzerinde kare arasından seçilerek oluşturuldu. Keskin; hasarlı binalardan arama-kurtarma çalışmalarına, enkazlar arasındaki kişisel eşyalardan, yıkıntılar içinde oluşmuş yaşam üçgenlerine, zarar görmüş tahıl ambarlarından antik kalıntılara kadar çok sayıda fotoğraf çektiğini belirterek, sergi ile izleyicilerde depremle birlikte yaşama farkındalığı uyandırmayı hedeflediğini dile getirdi. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) delegesi olan ve halen Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) başkan yardımcılığını yürüten Alper Keskin birçok fotoğraf yarışmasında da jüri olarak görev aldı.


    Kahramanmaraş merkezli depremlerin sebep olduğu yapı hasarlarını incelemek amacıyla BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar başkanlığında iki ekip; Hatay, İskenderun, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş Gölbaşı, Pazarcık, Türkoğlu, Adıyaman, Malatya ve Elbistan’da saha çalışmalarında bulundu. BTÜ öğretim üyelerinin bölgedeki araştırmalarını içeren “Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu” basın toplantısı ile kamuoyuna sunuldu. Öğretim görevlisi Alper Keskin’in bölgede çektiği karelerden oluşan deprem farkındalık fotoğraf sergisi, basın toplantısı ile eşzamanlı olarak açıldı.

    Arama kurtarma çalışmalarını ve ilk aşamada gereken acil koordinasyon işlemlerini aksatmamak için depremden bir hafta sonra bölgeye intikal ettiklerine değinen Keskin; Adana, İskenderun, Hatay, Gaziantep, Türkoğlu, Kahramanmaraş, Pazarcık, Gölbaşı ve Adıyaman’da incelemelere katılarak fotoğraflar çektiğini söyledi. “Bölgeye gitmeden önce, depremden etkilenen öğrencilerimizle kurduğum temaslar ve medyadan gördüklerimle nasıl bir ortamla karşılaşacağımı az çok tahmin edebiliyordum.” diyen Keskin, ziyaret ettikleri tüm il ve ilçelerde farklı oranlarda hasarlar gözlemlediklerini ama özellikle şehir girişinden itibaren Hatay’da yıkımın boyutu karşısında etkilenmemenin ve çaresiz hissetmemenin mümkün olmadığını vurguladı. Deprem bölgesinde fotoğraf çekmenin farklı zorlukları olduğuna da dikkat çeken Keskin, “Enkaz alanları ve yıkıntılar arasında fotoğrafa odaklanırken bir yandan arama-kurtarma ekiplerine engel olabilecek davranışlara diğer yandan olması muhtemel artçı sarsıntılara dikkat etmeniz gerekiyor. Hayatlarının en zorlu sürecini yaşayan depremzedeleri görüntülemek ise özel bir hassasiyet ile empati kurabilmeyi gerektiriyor.” dedi.


    Bölgede 2 bin 500’ün üzerinde fotoğraf çekti

    Bölgede geçirdiği üç tam gün boyunca bina hasarları, kolonlar, kirişler, yapı elemanları gibi teknik detaylarla birlikte 2 bin 500’ün üzerinde fotoğraf çektiğini belirten Keskin, Türkiye’nin deprem riski taşıyan diğer şehirlerinde yaşayanlarda farkındalık uyandıracak, yıkıcı etkiyi göstererek dersler alınmasını sağlayacak kareler çekmeye çalıştığını vurguladı. Keskin ayrıca muhtemel deprem anında nerelere sığınarak yaşam üçgenlerinden faydalanabileceğimizi bire bir gösteren fotoğraflar çekmeye çalıştığına da vurgu yaptı.

    Lisans eğitimi sırasında başladığı fotoğraf çekmeye, çeyrek asrın üzerinde bir süredir devam ettiğini belirten Keskin, insanları zor dönemlerinde fotoğraflamanın hassas noktaları olduğuna değindi. “Sosyal-belgesel fotoğraflar çekerken depremzedelerin mağduriyetlerini doğrudan yansıtan karelerden uzak durmaya çalıştım” diyen Keskin, “Hatay ve Kahramanmaraş’ta iki farklı enkazda arama-kurtarma çalışmalarını görüntüledim. Özellikle Maraş’ta depremin sekizinci gününde, enkaz altındaki yakınlarından haber almak için ekiplerle birlikte çalışan depremzedelerin durumunu görmek ve bu ortamı fotoğraflamak duygusal açıdan kolay değildi. Fotoğraflarının çekilmesini istemeyenleri ya da benim varlığımdan rahatsızlık duyduğunu belli edenleri kadrajıma almadım. Enkaz alanlarındaki obje ve eşyaların çekimlerinde ise belgesel fotoğrafçılık ilkeleri istikametinde, hiçbir şeye dokunmadan sadece uygun açıdan doğru kadrajlar oluşturarak çektim.” ifadelerini kullandı.


    Fotoğrafları izleyenlerin deprem konusunda farkındalığı artıyorsa serginin amacına ulaşmış olacağını vurgulayan Alper Keskin; “Özellikle Bursa ve İstanbul başta olmak üzere tüm riskli şehirlerimizde, coğrafyamızın bir doğa olayı olan güçlü depremlerle yaşama bilincine ulaşmamız gerekiyor. Deprem öncesi gerekli tedbirleri bir an önce almak, deprem sırası ve sonrasında yapılabilecekleri planlama farkındalığını arttırabilmek umuduyla Üniversitemizdeki süresi sonrasında sergimi BUFSAD çatısı altında ve devamında şehrimizin çeşitli galerilerinde halkımızla buluşturmak istiyorum. Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Bursa Teknik Üniversitesi ekibine beni de davet eden ve farkındalık fotoğraf sergisi fikri ile bu çalışmanın gerçekleşmesini sağlayan Rektörümüz Prof. Dr. Naci Çağlar’a teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

  • Enkazdan mutfak kapısı sayesinde çıktılar

    Enkazdan mutfak kapısı sayesinde çıktılar

    Antalya’da yaşayan Pınar-Kenan Çivi çifti ve 3,5 yaşındaki kızları Aşk Alya, bundan 4 ay önce Hatay Samandağı ilçesine yerleşti. Türkiye’yi sarsan Kahramanmaraş merkezli depremlerde ise Çivi ailesinin bulunduğu 5 katlı apartmanın alttan 3 katı çöktü, üstte kalan 2 kat ise yan yattı. Depremde enkazın altında 8 saat kalan Çivi ailesi, bina boşluğuna mutfaktaki kapıyı söküp köprü vazifesi yaparak karşı daireye geçti, buradan da kendi imkanlarıyla dışarıya çıkmayı başardı. Yeni aldıkları ev, araba ve eşyaları yok olan Çivi ailesi, tekrar Antalya’ya dönüp sıfırdan bir hayata başladı.

    “Mutfak kapısını söküp karşı dairenin yıkıntısına geçtik”

    4 ay önce yeni bir hayat için Hatay’a yerleştiklerini ifade eden Pınar Çivi, deprem sonrası tüm hayallerinin yok olduğunu söyledi. Deprem anını anlatan Çivi, “Birden bizim ev yıkıldı. Sarsıntıya uyandık, yatak odasının duvarı çatlamıştı. Bizim binamız 5 katlıydı, 3 kat aşağıya çöktü ve bina yana çöktü. Yatak odası eğri kaldığı için biz kurtulabildik. Üst kattaki komşumuz mahsur kaldı, alt kattaki insanların can çekişme sesleriyle birlikteydik. Göz göze geldik, çocuğumuzu korkutmamak için hiç konuşmadık. Komşularımıza yardım etmeye çalıştık. Üst kattaki komşum bizi cesaretlendirdi. Mutfağın kapısını söküp uçuruma koyarak karşı dairenin yıkıntısına geçtik. Eşim orayı tekmeleyerek balkona ulaştık. 8 saat sonrası dışarı çıkmış olduk. Bizim apartmanda ölen komşularımız da oldu” dedi.

    “Burada bizim için yeniden bir hayat başlıyor”

    İkametlerini dahi Hatay’a götüremediklerini aktaran Çivi, “Onun büyük sıkıntısını yaşadık buraya gelince. Sağ olsun Muhtarımız Özlem Hanım yardımcı oldu. İlk günden bu yana bizim yanımızda. Kendi kardeşim gibi oldu, her gün birlikteyiz. Burada bizim için sıfırdan, yeniden bir hayat başlıyor” diye konuştu.
    Depremin halen şokunda olduklarını belirten Kenan Çivi ise, “Binlerce kez şükürler olsun, üçümüz de sağ çıktık” ifadelerini kullandı.

  • 2 bin 43 yıllık sütun yeniden ayağa kalkacak

    2 bin 43 yıllık sütun yeniden ayağa kalkacak

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremde yıkılan Karakuş Tümülüsü’ndeki 4 sütundan biri olan ‘Tokalaşma Sütunu’ yıkıldı. Sütunda bulunan 7 adet taş dağılmadan devrildi. Sütunun üzerinde bulunan tokalaşma sahnesinin olduğu yapı ise depremden sonra alınarak Adıyaman Müze Müdürlüğüne götürüldü.

    Karakuş Tümülüsü’nde bulunan kartal sütunun ise bulunduğu yerden 10 santim kaydığı öğrenildi.
    Adıyaman Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Ahmet Aydın, Karakuş Tümülüsüne gelerek, Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse ve Müze Müdürü Mehmet Alkan’dan bilgi aldı.

    Kommagene Uygarlığının önemli ören yerlerinden birisi olan Karakuş Tümülüsü’ndeki 2 bin 43 yıllık sütun, Nisan ayı içerisinde yeniden eski haline getirilecek.

    Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, devrilen sütuna hızlı bir şekilde müdahale edileceğini kaydederek, “Devrilen bu sütuna hızlı bir şekilde müdahale edeceğiz. Karakuş Tümülüs’ünde dört tane sütun var ve bir sütun depremde devrildi. Sütun üst üste dizilmiş taşlardan oluşuyor.

    Dolaysıyla devrilen sütunun parçalarında kırılma ve dağılma olmadığı için şanslıyız. Bu anlamda ilgili teknik ekip buradaki zemini de dikkate almak suretiyle bu taşları yeniden teknik ekip ve bilim heyetinin gözetiminde tekrar üst üste dizerek eski haline getirmeyi planlıyoruz. Nisan ayı içerisinde bu işin tamamlanması planlanıyor” dedi.


    TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Ahmet Aydın ise depremin şiddetinden bahsederek, “2 bin 43 yıl ayakta duran bu sütunun 6 Şubat depreminde yıkıldığını hep birlikte müşahede ettik. Tekrar yerinde gördük. Bu bize aynı zamanda bu depremin ne kadar büyük olduğunu, ne kadar sarsıcı bir deprem olduğunu gördük” diye konuştu.

  • Telefon tamirleri arttı

    Telefon tamirleri arttı

    Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketinin ardından birçok bina yıkılırken, binlerce vatandaş ise hayatını kaybetti. Asrın felaketi olarak nitelendirilen afet sonrası, cep telefonu teknik servislerinin açılması ile birlikte vatandaşlar tamircilerde yoğunluk oluşturmaya başladı. Vatandaşlar genel olarak deprem esnasında yüksek voltaja uğrayarak bozulan, kırılan telefon ekranlarını tamir etmek için teknik servislerin yolunu tuttu. Telefon tamircileri ise enkazdan çıkartmayı başardığı yedek parçalarla vatandaşların eksikliklerini gidermeye başladı. Normal günlerde günlük 10-15 adet telefon tamiri yapan teknik servisler, deprem sonrası bu sayının günlük 500’e yaklaştığını kaydetti.

    “Talep patlaması yaşıyoruz”

    Kahramanmaraş’ta yaklaşık 12 yıldır telefon tamirciliği yapan Feyzullah Kaplan, “Normal günlerden yani 20 yada 30 katı. Bir gün içerisinde 400 ila 500 tane telefon gelmiş ve ilk 10 gün çok yoğunduk. Her bir telefonun farklı sorunları var ki ekipmanlar da az. Burada toptancılık yapan esnaflar hep zarar gördüler, bulamadık ve büyük bölümünü yapamadık. Çoğu vatandaşa da tuşlu telefonu hediye ettik ihtiyaçlarını görebilmesi için o kargaşa anında. 500 tane telefon sadece tek dükkan bizde var. Normal günlerde 10 tane 15 tane telefon tamir ediyorsak, şu an günlük 150’ye yakın tamir ediyoruz” dedi.

    “Dükkanı yıkılan esnaflarımız için konteyner istiyoruz”

    Yaşanan deprem sonrası telefoncu esnafının sıkıntılarına değinen Kaplan, “Esnaf olarak da yaklaşık 75 tane telefoncunun dükkanı yıkıldı. Bunların bir çoğu halen boşta geziyor. Esnafımıza konteyner tarzında yarımda bulunulmasını istiyoruz. Boşta gezip ev geçindiren meslektaşlarımızın sesinin duyulması gerekiyor” diye konuştu.

  • Deprem balık ihracatını da vurdu

    Deprem balık ihracatını da vurdu

    Kahramanmaraş merkezli yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin ardından birçok sektör zarar gördü. Türkiye’de alabalık üreticiliği noktasında önemli bir yere sahip Kahramanmaraş’ta balıkçılık sektörü de depremden etkilendi.

    Denize kıyısı olmamasına rağmen barajlarda ve kıyı tesislerinde üretilen alabalıkların 54 ülkeye ihracatı yapılırken, yaşanan depremlerin ardından tesislerin zarar görmesi sonucunda üretim aşamasında olan tonlarca alabalık telef oldu. Kahramanmaraş Balıkçılar Dernek Başkanı İbrahim Sarı, yaklaşık 14 tesisin zarar gördüğünü söyleyerek, geçtiğimiz yıl 17 milyon ton üretimi gerçekleştirilen alabalık rekoltesinin bu yıl 10 milyon tona düşeceğini açıkladı.


    “Toplu ölümler meydana geldi”

    Kara tesislerinin tamamında suların kesilmesi nedeniyle toplu balık ölümlerinin meydana geldiğini aktaran Balıkçılar Dernek Başkanı İbrahim Sarı, “Deprem öncesinde Kahramanmaraş alabalık üretiminde birinci somun üretiminde ise 3’üncü sıradaydı. Biz bu üretilen balıkları işlenmiş bir şekilde yurt içi ve yurt dışı pazarlara sevkiyatını yapıyoruz. Yaklaşık 54 ülkeye ihracat yapılıyor. Türkiye’nin en büyük alabalık işleme tesisi de Kahramanmaraş’ta bulunuyor. Burada üretilen balıklar Katar, Rusya, Hollanda, Arap ülkeleri başta olmak üzere dünya çapına dağılıyor.

    Depremin ardından en çok kara tesislerimiz etkilendi. Yaklaşık 14 tesiste zarar var. Bunlarla ilgili bakanlığımız çalışmalar yapıyor. Balıkçılık anlamında Kahramanmaraş’ı normale döndürmeye çalışıyoruz. Bu tesisler birdenbire ayağa kalkacak tesisler değil. Bunun için zaman ve destekle ayağa kalkacak. Kara tesislerin tamamında suların kesilmesiyle toplu ölümler meydana geldi. Normale döndürmek adına her yıl küçük takviyeler ve desteklerle olduğu seviyeden daha yukarlara taşımaya çalışacağız” dedi.


    “Gelecek yıl hedefimiz 20 milyon ton”

    2024 yılında toparlanarak hedeflerinin 20 milyon ton alabalık üretimi olduğunu belirten Sarı “Geçen yıl yaklaşık 17 milyon ton üretimle Türkiye’de bir numara olan alabalık şu anda 10 milyon civarında bekleniyor. Maalesef hedeflediğimiz üretim değil. İnşallah toparlanarak 2024 yılında hedefimiz 20 milyon ton alabalık üretmek. Gönül ister ki bu hedefe ulaşalım fakat şu an için deprem nedeniyle üretimimiz 10 milyon tona düşmüş durumda. Küçülme olarak balıkçılık sektörü şu an yüzde 40 küçüldü. Bazı tesislerimiz de toplu balık ölümleri olduğu için kullanılamaz hale geldi. Bu konuda da yetkililerden yardım istiyoruz. Birçok kara tesisimizin tadilatları yapılarak yeniden balıklandırılması ile ilgili bakanlığımız bir çalışma yapıyor. İnşallah bize faydalı olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.