Etiket: deprem

  • Esnaf deprem sonrası normalleşmeden umutlu

    Esnaf deprem sonrası normalleşmeden umutlu

    Gaziantep’te tarihi çarşılar bölgesi ile vatandaşın yoğun olduğu işlek caddeler deprem nedeniyle yavaş yavaş açılmaya başladı. Esnaf, hasarsız dükkanlarını günler sonra açılmaya başladı. Deprem nedeniyle çarsı esnafı umutsuzluğa sürüklemiyor. Esnaf, kısa sürede hayatın normale döneceğini umut ediyor.


    Sabahattin Cidar, “Şimdi şu an için beklentimiz işlerimizin eski düzene kavuşmasıdır. Umut olduğu için dükkânlarımızı açıyoruz. Zaten ümitsiz yaşanmaz. Depremin üzerinden 1 ay geçti. Halen de sallanıyor. Şehirlerde insanlar kalmıyor, bazı bölgelere gidiyorlar. Bazıları köylere ev yaptırıyor, konteyner alıyorlar. Binalardan artık umudu kestiler” dedi.


    Celal Erdönmez, “Yaralarımızı saracağız. Şükürler olsun ki merkezde fazla bir zayiat olmadı. Ama ilçelerde çok büyük acılar yaşadık, üzüldük. Devlet ve millet olarak hep birlikte yaralarımızı saracağız. Bununda için de çalışacağız. Herkes işine gücüne bakacak. Üretime bakacağız ve vazifelerimizi yerine getirmeye çalışacağız. Umudumuz her zaman var. Yerli ve yabancı turistlerimizi Gaziantep’imize bekliyoruz. Antep’imizin merkezinde zayiat yok. Devlet ve millet olarak birbirimize yardımcı olacağız” ifadelerini kullandı.


    Yakup Mermer, “1 aydan bu yana depremden dolayı bütün işlerimiz kapalı. Esnaf olarak komple iş yerimizi açtık. Yavaş yavaş normalleşmeye hazırlanıyoruz. İnsanın psikolojisi bakımından çok önemli, psikolojik olarak kendi kendimiz toparlamak istiyoruz. Çünkü bu durumu atlatmamız ve güçlü olmamız lazım. Her şeye rağmen ayakta olduğumuzu, güçlü olduğumuzu hissetmemiz lazım. Ne olursa olsun bu hayatta pes etmeyeceğiz güçlü ve dimdik kalmamız lazım. Her zaman umudumuz var. Biz hiçbir zaman pes etmedik, pes etmeyeceğiz. Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Biz de üzüldük, kırıldık, içimiz ciğerlerimiz paramparça oldu. Her şeye rağmen ayakta durmamız lazım, güçlü olmamız lazım” diye konuştu.

  • Kahramanmaraş’ta 4.4 büyüklüğünde deprem

    Kahramanmaraş’ta 4.4 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) alınan bilgiye göre, saat 15.54’te Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 7 kilometre derinliğinde meydana gelen depremin, ilçelerde ve merkezde hissedildiği bildirildi.

  • Ölümle 3 kez burun buruna

    Ölümle 3 kez burun buruna

    Gaziantep’te Covid-19’a yakalandıktan sonra kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım ünitesindeki patlamadan yaralı kurtulan 78 yaşındaki Halil Karakuş, Kahramanmaraş merkezli depremde yıkılan evden de yakınlarıyla sağ kurtulduğu için şükrediyor.

    İslahiye’de yaşayan Karakuş ve eşi, yaklaşık 2,5 yıl önce Covid-19’a yakalandıktan sonra durumları kötüleşince hastaneye yatırıldı.

    Eşini Covid-19 nedeniyle kaybeden Karakuş, Gaziantep’teki bir özel hastanenin yoğun bakımında tedavi görmeye devam etti. Karakuş, hastanenin yoğun bakımında 19 Aralık 2020’de meydana gelen ve 11 kişinin yaşamını yitirdiği patlamada yaralandı.

    Başka bir hastaneye sevk edilen Karakuş, yaklaşık 70 gün süren tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ilk depreme evinde yakalanan Karakuş, yıkılan binanın ikinci katındaki evlerinden yakınlarıyla atlayarak bir kez daha yaşama tutundu.

    Hafif yaralanan Karakuş, tedavisinin ardından çocukları ve torunlarıyla Kalyon Konteyner Kent’te kalmaya başladı.

    Halil Karakuş, 2020 yılında Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede önce yangın çıktığını söyledi.

    Yoğun bakımda bağrışma seslerine uyandığını anlatan Karakuş, “Yoğun duman vardı, sonra tüpün biri patladı. Sürekli dua ediyordum. Şuurum hep yerindeydi. Dışarı çıkınca bayılmışım. Sonra beni başka bir hastaneye götürmüşler. Gözümü açtım ki başımda bir hemşire bekliyor. Gözümü açtığımı görünce o da şükretti.” dedi.

    Covid-19 salgınının ardından patlamadan da sağ kurtulduğu için sürekli Allah’a şükrettiğini belirten Karakuş, deprem günü oruca niyet etmek için uyandığını dile getirdi.

    Orucu niyet ettikten sonra camiye namaza gitmeyi planladığını kaydeden Karakuş, “Her sabah namazında camiye giderim. Kalkar kalmaz yer sallanmaya başlayınca dua etmeye başladım. Sallantıda oruç için niyet ettim. Merdivene gidecektik, gitmedik. Sonradan gördük ki merdiven çökmüş. Allah bizi orada da kurtardı. Torunlarla 18 kişiyiz. Küçük oğlum iki yatağı aşağı attı. Sonra büyük oğlan aşağı atlayıp onları düzenledi. Hepimiz oraya atladık. Küçük bebeği de top gibi oğlumun kucağına attık.” dedi.

    Karakuş, gelini ve kendisinin yatağa yetişemedikleri için yaralandıklarını ifade etti.

    Yaşadıkları badirelere rağmen şükürden hiç vazgeçmediğini belirten Karakuş, “4 daire 5 dükkanımız vardı, yıkıldı. Şükür burnumuz kanamadı. Allah bizi korudu. Ayağımız kırılabilirdi, başımız bir yere çarpıp beyin kanaması geçirebilirdik, şükür hiçbirimize ciddi bir şey olmadı. Allah’ım inşallah bize ramazanı da nasip eder. Bu yaşa kadar orucumu yemedim, 7 yaşından beri namazımı aksatmadım hamdolsun, Allah’ıma çok şükür.” diye konuştu.

  • Malatya’da 4 büyüklüğünde deprem

    Malatya’da 4 büyüklüğünde deprem

    AFAD’dan son dakika deprem açıklaması geldi.

    Malatya’da merkez üssü Doğanşehir ilçesi olan 4 büyüklüğünde bir deprem oldu.

    Saat 10.25’teki depremin derinliği 6,96 kilometre olarak açıklandı.

    Çevre ilçe ve illerde de hissedilen deprem kısa süreli paniğe neden oldu.

  • Ekvador’da 6,8 büyüklüğünde deprem

    Ekvador’da 6,8 büyüklüğünde deprem

    Ekvador’un Balao şehrinin 6 kilometre kuzeydoğusunda yerel saatle 12.12’de 6,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’ndan (USGS) alınan bilgiye göre, deprem 65,7 kilometre derinlikte oluştu.

    Cumhurbaşkanlığı iletişim Ajansı, depremde 13 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

    Risk Yönetimi Sekreterliğinden yapılan açıklamada da ölümlerin çoğunluğunun Peru sınırındaki El Oro eyaletinde gerçekleştiği ve 126 kişinin de yaralandığı bildirildi.

    Depremde şu ana kadar 17 okul, 31 sağlık merkezi, 50 bina hasar alırken 7 bina ise tamamen yıkıldı.

    Cuenca, Machala ve Guayaquil’de bazı binaların yıkıldığı, ölü sayısının daha da artabileceği kaydedildi.

    BNO News’e göre, Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi’nden yapılan açıklamada, deprem sonrası tsunami tehdidinin olmadığı kaydedildi.

    Depremin komşu ülke Peru’da da hissedildiği bildirildi. Perulu yetkililer, depremin ülkenin kuzey bölgesinde hissedildiğini can ve mal kaybı yaşanmadığını açıkladı.

    Depremin merkezine yakın Isla Puna’da yaşayan Ernesto Alvarado, Reuters’e bazı evlerin yıkıldığını belirterek, “Hepimiz sokaklara döküldük. Çok korktuk.”  ifadelerini kullandı.

    Ekvador Devlet Başkanı Guillermo Lasso, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Acil durum ekipleri, depremden etkilenenlere tüm desteğini sunmak için seferber oluyor” ifadelerini kullandı.

    Bölgede artçı sarsıntıların da sürdüğü belirtildi. Deprem sonrası halk korku ve panikle sokağa döküldü.

  • Deprem bölgesinde doğal göl paniği

    Deprem bölgesinde doğal göl paniği

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde İslahiye ilçesinin kırsalında bulunan İdilli Mahallesinde bulunan 2 dağdan kopan kaya ve toprak parçalarının dere yatağını doldurması sonucu birleşmiş, dere yatağını dolduran kaya ve topraklar nedeniyle doğal göl oluşmuştu. Gaziantep ve çevresinde 2 gündür etkili olan sağanak yağış nedeniyle doğal gölün su seviyesi yükselirken, ilçede alarma geçildi. Göl çevresinde bulunan yaklaşık 5 köy boşaltılarak, köylüler ilçedeki askeriye ve sağlam yurt binalarına yerleştirildi.
    Doğal gölet, bölgede gece boyunca devam eden şiddetli sağanak ve dolunun ardından su seviyesi taşma noktasına ulaşırken, bölgedeki yağışların Pazartesi gününe kadar devam etmesi bekleniyor.

  • 1513’teki fay aynı noktadan kırıldı

    1513’teki fay aynı noktadan kırıldı

    Doğu Anadolu Fayı’nın, Pazarcık fay kolunun tarihi kayıtlara göre en son 1513 yılında kırıldığı düşünülüyor. Fay kazısında yapılan tarihlendirme analizinin sonu çıktığında bu bilgi kesinleşmiş olacak.

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Gülsen Uçarkuş, TÜBİTAK’ın Doğu Anadolu Fay Zonu, Pazarcık Fay Segmentinin Deprem Aktivitesinin Gölbaşı Havzası Göllerinde Çoklu Parametre Yöntemlerle Belirlenmesi Projesi kapsamında Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde yaptıkları çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

    Uçarkuş, İstanbul Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Fırat Üniversitesi’nden ekip arkadaşlarıyla birlikte Eylül 2022’de TÜBİTAK’ın özel çağrısı ile sahaya çıktıklarını söyledi.

    Amaçlarının Pazarcık fayı üzerinde yaşanmış eski depremleri tarihlendirmek olduğunu aktaran Uçarkuş, “Hem gölde karotlarla sondajlar yaparak hem de karada kazılar yaparak disiplinli bir çalışma süreci yürütüyorduk. Gölbaşı’nda fayı çok hassas haritaladığımız bir alanda ilk kazımızı yaptık. Yaşanan bir önceki depremin yerini bulduk. 4 ay sonra Kahramanmaraş merkezli depremler meydana geldi. Yüzey kırığını haritalamaya gittiğimizde kırığın bizim yaptığımız kazıyı kesip geçtiğini hatta 5 metre yer değiştirdiğini gördük.” ifadelerini kullandı.

    Uçarkuş, projeleri ile fayın deprem üretme karakterini anlamaya çalıştıklarını vurgulayarak, şu bilgileri paylaştı:

    “Proje devam ederken deprem meydana geldiği ve fay kırıldığı için çalışmamız epey ilerledi. Fay kırığında yaptığımız kazılar ve gölde gerçekleştireceğimiz ek çalışmalar ile fay üzerinde meydana gelmiş eski depremlerin birçoğuna ulaşacağız. Biz bu fayın ne aralıklarla kırıldığını anlamış olacağız. Burada çıkacak bilimsel bulgular çok önemli.

    Çünkü bu kadar büyük ölçekli depremler bu fay üzerinde bir insanın ömründe görebileceği sıklıkla yaşanmıyor. Fay üzerinde hassas haritalama çok önemli. Harita Genel Komutanlığı’nın bize sağladığı yüksek sayısal topoğrafik modeller ve yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerini kullanarak çok daha hassas fayları görüntüleyip haritalayabiliyoruz.”

    “Hassas haritalandırmada gerek doğal gaz boru hatlarının gerek içme suyu hatlarının fay tarafından kesildiğini gördük. ” yorumunu yapan Uçarkuş, “Deprem esnasında da bu hatlarda hasarlar oluştu. Hassas haritalama sonucunda bu riskleri gidermek mümkün. Önlemler ve mühendislik çalışmaları ile riskler azaltılabilir. Deprem ile bu fay kırıldı fakat deprem üretmeden bu fay asismik şekilde kaymaya devam edecek. 1999 depreminden sonra da kaymalar devam etmişti.” dedi.

    Altyapının hasar görmeye devam edeceğini belirten Uçarkuş, temel alt yapıları eskisi gibi onarmamak gerektiğini ve kaymaya karşı raylı mühendislik sistemleri ile koruma altına almak gerektiğini ifade etti ve “Yeni planlamalarda da fay zonundan uzak durmak gerekiyor.” dedi.

    TÜBİTAK tarafından yönetilen veri üreten bu projelerden farklı kurumların faydalanması gerektiğini ifade eden Uçarkuş, “Afet, imar ve risk planları bu veriler çerçevesinde ele alınmalı. Örneğin, Adıyaman Gölbaşı. Burası aslında sulak bir alan yani bir tarım arazisi. İlçenin yüzde 70’inin hasar gördüğünü biliyoruz. Bu alanları doğal haline geri bırakmak gerekiyor. Doğadaki işlevine geri dönecek. Yerleşimlerimizi de faydan sakınacak şekilde biraz daha temel kayaların üzerine yeniden yapılandıracağız. Halk yaşadığı bölgeden ayrılmak istemeyebilir fakat deprem artık burada olmaz diye düşünmemek gerekiyor. Bu sefer deprem üretmeyen hareketlerle orada alt yapı problemleri ile baş başa kalacaklar. Tepelere yerleşmek o bölgeyi terk etmek anlamına gelmez. O bölge işlevine uygun kullanılıp tekrar yaşatılabilir.” şeklinde konuştu.

    Gölbaşı bölgesinde mevcut verilen ışığında kazıya başlayıp bundan önce yaşanan depremin bilgilerine ulaştıklarını bildiren Uçarkuş, “Depremden sadece 4 ay önce kazıya başlayıp 2023 depremi öncesinde yaşanan depremin bilgilerine eriştik ve kazıyı kapattık.” dedi.

    Uçarkuş, “Depremle birlikte gördük ki yine aynı yer kırılmıştı. Bir önceki depremin nerede kırıldığını bulma noktasında yaptığımız tespit doğrulanmış oldu. Bu dünyada 2 kere daha yaşanmış. İtalya ve Yeni Zelanda’da böyle bir çalışma var.” diye konuştu.

    Uçarkuş, Kuzey Anadolu fayında çok daha uzun zamandır ve sayıca daha fazla bu tip bilimsel çalışmaların yapıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Beklenen Marmara Depremine yönelik çalışmalarda Doğu Anadolu Fayında elde ettiğimiz bu bilgilere ulaşıldı. Nerelerde sismik boşlukların olduğuna dair veya deprem tekrarlama aralıklarının ne kadar olduğuna dair daha fazla hakimiyetimiz var. Marmara’da en büyük avantajımız İstanbul’un uzun tarihsel geçmişi. Sadece son 500 yıla baktığımızda 1509, 1576, 1894, 1912 depremlerin varlığını biliyoruz.

    Marmara’nın içindeki faylar münferit olarak tek başlarına kırılıp deprem üretiyor. Tek bir fay kırılmıyor farklı fay sistemleri ayrı ayrı depremler üretiyor. Artık İstanbul’da deprem olacak mı sorusunu sormak anlamsız. Depremlere karşı alınacak önlemlere odaklanmalıyız. Afet sonrası planlamalara değil afet öncesi planlamaya odaklanmalıyız. İmkanımız ve zamanımız varken yapı stokunu sağlamlaştırmamız gerekiyor.”

  • Bursa’yı 7 büyüklüğünde deprem bekliyor

    Bursa’yı 7 büyüklüğünde deprem bekliyor

    Bursa’da 2019 yılında AFAD Ulusal Deprem Araştırma Programı çerçevesinde Bursa ovasını Uluabat’tan Yenişehir’e kadar boydan boya geçen tek parçalı fay sisteminin hala aktif olup olmadığını tespit için sismik çalışmalar yapan Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Yer Bilimleri ve Deprem Mühendisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Muammer Tün, uyarılarda bulundu.

    Yaklaşık 2 yıl önce Bursa’daki fay hattı ile ilgili İçişleri Bakanlığı ve AFAD destekli bir projeyle araştırmalar yaptıklarını belirten Öğretim Üyesi Muammer Tün, “Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu’nun yürütücülüğünde sahada sismik araştırma çalışmalarında bulunduk. Özellikle 1855 depreminde yıkıcı bir etkiye sebep olan depremin kaynağına ve fay sistemlerine yönelik çalışmalarımız oldu. Acaba hangi fay sistem çalıştı da bu kadar etki oluşturdu. Hem sahada jeolojik çalışmaları, hem de jeofizik yöntemlerle detaylı sismik araştırmalarla, örtülü fay sistemi dediğimiz proje çerçevesinde ortaya konulan hipotezin gerçekliğini test etmeye başladık. Araştırmanın sonucunda da örtülü fay sistemlerinden birçoğunu görmüş olduk. Özellikle Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu’nun ortaya koyduğu fay sistemi modeli vardı. Uluabat Gölü’nden Yenişehir havzasına kadar olan geniş bir coğrafyada sismik çalışmalar yaptık. Bu sismik çalışmalar sonucunda da birçok fay segmentinin gerçekten o bölgede varlığı noktasında belirtiler ortaya çıkardık” dedi.

    “Yapı stoklarının acil performansları belirlenmeli”

    Bu çalışmanın devam etmesi gerektiğini ifade eden Tün, “Bunu destekleyici sahadaki araştırmaların devam etmesi gerekiyor. Tekrar o fayların hangi periyotlarla çalıştığını, yaşlandırılması gibi çalışmaların yerinde yapılması gerekiyor. Ama gelinen noktada, bizim ortaya koyduğumuz proje çerçevesinde bu belirtilerin afete dirençli kent, afete dirençli toplum özelinde daha üst ölçekte 1/5000 1/1000 ölçeğinde detaylı araştırılarak bu faylanma sonucu kuvvetli yer hareketine maruz kalacak yerleşim hedefli yapı stoğunun, kritik tesisler dediğimiz hastane, okul, diğer kamu binalarının dayanıklılığının araştırılması gerekiyor. Yollar, köprüler, bunların görülen fay segmetlerine karşı dayanıklılığı test edilmesi gerekiyor. Özellikle kritik binaların deprem performansı değerlendirmelerinin yapılması gerekiyor. Bu noktada mevcut yapı stoğunun hızlı bir şekilde taranması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

    “Bugün veya bin yıl sonra yine deprem olacaktır”

    Bursa’yı afette dirençli hale getirmenin yollarını da açıklayan Tün, “Fay sistemlerinden kaynaklı olabilecek en yüksek yer hareketi ve bunların ortaya konulmasına yönelik bir deprem master plan çalışması, detaylı micro bölgeleme çalışması Bursa’yı muhtemel bir afette daha dirençli hale getirecektir. Deprem tehlikesi tüm Türkiye’nin her bölgesinde var. Ama bunun tekrarlanma periyodu önemli. 1855 yılında meydana gelen büyük Bursa depremi var. Bunların tekrarlanma periyotları belli ortaya konmuştur. Ama şunu belirtmek istiyorum ki, böyle bir fay sistemi bölgede varsa mutlaka büyük depremler üretecektir. Bin yıl sonra olacağını düşünsek bile, bugünden hazırlanmamız gerekiyor. Bunu şuanda olacağını düşünürsek de hemen hazırlıklara başlamamız gerekiyor” dedi.

    “Bursa 7 büyüklüğündeki depreme ne kadar hazır”

    Bursa’daki 1855 yılındaki depremlerin çeşitli kaynaklara göre 7 büyüklüğünün üzerindeki depremler olduğunu ifade eden Tün, “Büyük oranda can kaybına ve yangınlar meydana geldiğini biliyoruz. Kadın ve çocukları daha fazla etkileyen kayıplar olduğu kayıtlarda yer alıyor. Dolayısıyla 1855 yılında olan bu deprem tekrar o bölgede yeniden 7 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek fay sistemine sahiptir. Yani ne zaman olacağından çok ne kadar hazırlıklıyız. Eksiklerimiz nelerdir. Bugünden itibaren giderme noktasında afete dirençli kent çabası içerisine girmemiz gerekmektedir” şeklinde uyardı.

  • Uykusundan ‘deprem oluyor’ diyerek ikinci kattan atladı

    Uykusundan ‘deprem oluyor’ diyerek ikinci kattan atladı

    Olay, 4 gün önce Erzin ilçesi İsalı Mahallesi’nde meydana geldi. Annesi Lütfiye Çeler ile birlikte yaşayan Ayşe Gülhan Çeler (38), 6 Şubat depreminden çok etkilendi. Sürekli korku içinde olan kadın 14 Mart gecesi artçı yaşandığını düşünerek uykusundan bağırarak uyandı. Paniğe kapılan Ayşe Gülhan Çeler, evin balkonuna doğru koşarak ikinci kattan atladı. Hastaneye kaldırılan Çeler, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    6 Şubat depreminin ardından kızı Ayşe Gülhan Çeler’in korku içerisinde olduğunu belirten Anne Lütfiye Çeler,“O gün aynı odada kalıyorduk. Salı günü saat 03.30 civarıydı. Kızım Ayşe birden bağırarak uyandı. ‘Anne deprem oluyor dışarı çıkalım’ dedi. Baktım balkona doğru koştu, kızım orası balkon dememe rağmen tutamadım ve ikinci kattan aşağı atladı. Ben de ne olduğunu anlayamadım. Balkondan aşağıya baktığımda kızım cansız yatıyordu. Komşulara seslendim koşarak kızımın düştüğü yere geldim. Kendimden geçtim” dedi.


    Kızının herkese saygılı ve ailesiyle sorunu olmayan biri olduğunu ifade eden Anne Çeler, “İşinde de sevilen bir insandı. Yardım severdi. Kızıma ne olduysa 6 Şubat depremiyle oldu. Kızım intihar etmedi, galiba rüyasında deprem olduğunu görmüş ve panikleyerek atladı” diye konuştu.

  • Güvercinler deprem enkazında yem aradı

    Güvercinler deprem enkazında yem aradı

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde yaşanan iki depremin ardından insanlar kadar hayvanlarda etkilendi. Kahramanmaraşlı vatandaşlar tarafından büyük ilgi ve merakla beslenen cins güvercinler depremin ardından sahipsiz kaldı.

    Hayatta kalmak için mücadele veren güvercinler çareyi enkazların arasında kalan yiyecek artıklarıyla beslenerek buldu. Durumu gören vatandaşlar ise yetkililerden yaşanan deprem felaketinden insanlar kadar hayvanlarında etkilendiğini söyleyerek yardım istedi.

    “İnsanlara üzüldüğümüz kadar hayvanlara da üzülüyoruz”

    Depremzede Elif Gamze Gülaçtı, insanlar kadar hayvanlara da üzüldüğünü belirterek, “İnsanlar kadar hayvanlarında canı var. Bazı insanlar bunu göz ardı etse de ben hayvanlarında bu durumdan etkilendiğini düşünüyorum. Kendi çapımda ben kedi ve köpeklere bakmaya çalışıyorum. Fakat kuşlar ve güvercinler bu durumdan etkileniyor. Umarım onlara da yardım ederler. Enkazlardan çıkan demirlerin üzerine konuş kuşlar ve güvercinler görüyorum. Bunca enkazın altında onlarda yaşamaya çalışıyor. Sahipli güvercinlerin sahipleri yaşıyor mu ya da hayvanların derdine düştüler mi bilmiyorum. Şuan bütün hayvanlar zor durumda umarım yardım edilir” şeklinde konuştu.