Etiket: deprem

  • Enkazda Kabe örtüsünü arıyorlar

    Enkazda Kabe örtüsünü arıyorlar

    Onikişubat ilçesi Haydarbey Mahallesi Azerbaycan Bulvarı’nda beyaz eşya firması olarak faaliyet gösteren iş yeri, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkıldı. İş yeri sahipleri ve çalışanları, enkazda kutsal topraklardan getirilen Kabe örtüsünü arıyor. Özel olarak tutulan iş makinesi enkazda çalışmaları günlerdir devam ettirirken, bir yandan da el gücüyle arama çalışmalarını sürdürülüyor.


    “Kabe örtüsünü arıyoruz”

    Muhammet Güller, “Şu anda her şeyden önemli olan Kabe örtümüz vardı ve önünü arıyoruz. Onun haricinde birkaç sağlam malzeme olur ise onları çıkarmaya çalışıyoruz. Tabii ki önceliğimiz Kabe örtüsü. Daha önceden patronumuzun babası Kabe’ye gitmiş ve orada bir iş adamıyla tanışmış ve daha sonra Kabe örtüsünü orada kendisine hediye ediliyor. Kabe örtümüz mağazamızın duvarını asılı olarak duruyordu. Bizim için gerçekten çok büyük önemi var, onun için burada arama yapıyoruz” dedi.

    “Kutsalımız, inşallah bulunur”

    Ferhan Kurt, “Buralar baştan sona kadar iş yeri idi. Dükkanlar vardı ve dükkanların altında da otoparklar vardı. Görevliler gerekli çalışmaları yapıyorlar. Şu an da küçük ev eşyalarımızı çıkarıyorlar ama kırılmış. Kabe örtümüz kutsalımız, depremden günümüze kadar enkazda Kabe örtümüzü arıyorum. İnşallah kısa sürede bulunur” diye konuştu.

  • Hasarlı yollar yenileniyor

    Hasarlı yollar yenileniyor

    Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı koordinesinde yürütülen çalışmalarla şehir merkezinde, ilçelerde ve kırsal mahallelerde arterlerde deforme olan kısımlar tamir edilirken yola düşerek ulaşım güvenliği için tehlike arz eden kayalar da kaldırılıyor.

    Yoğun bir şekilde devam eden çalışmalarla, arterlerde deforme olan kısımlar yenilenerek ulaşımda konfor ve güvenliğin tesis edilmesi hedeflendiği kaydedildi.

    Fen İşleri Dairesi Başkanlığı’ndan çalışmalara ilişkin yapılan açıklamada, şehir genelinde ulaşım konforu ve güvenliğinin tekrardan üst seviyeye çıkarılması noktasında çalışmaların artarak devam edeceği belirtildi.

  • Müzik sektörü temsilcilerinin deprem üzüntüsü

    Müzik sektörü temsilcilerinin deprem üzüntüsü

    Türkiye’yi sarsan şiddetli depremler müzik sektörü temsilcilerini de derinden üzdü. Bir süre önce hayatını kaybeden İbrahim Erkal’ın müzik yönetmenliğini yapan ve sonrasında Sinan Akçıl ve Demet Akalın ile düet yapan Enes Yolcu, depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Depremden ve bundan önce de pandemiden müzik sektörünün de etkilendiğini dile getiren Yolcu, “Ülkemizde yaşanan olaylarda en çok etkilenen meslek müzisyenler oluyor. Biz bu durumlarda hem ülkemize hem insanlarımıza hem de durumdan doğan maddi imkansızlıklarımıza üzülüyoruz. Bence herhangi bir sanat asla meslek olarak görülmemelidir. Sanatçılar doğuştan yetenekli olan insanlardır. Mesela; öğretmen, polis, doktor gibi belli bir öğretim ve sürenin ardından mesleklerini yaparken, müzisyenler doğuştan yetenekleriyle doğuyor ve müzisyen kimliği ile bir yaşam standardı oluşturmaya çalışıyor. Tek geçim kaynağı müzik oluyor. En başta da söylediğim gibi biz de çok üzülüyoruz ve etkileniyoruz ama bu durum bizi maddi olarak ayrıca etkiliyor. Bu sektörde çalışan ve geçinen aileleriyle birlikte binlerce insan var. Diziler çalışıyor, terzi çalışıyor, fabrika çalışıyor, nalbur çalışıyor ama müzik emekçileri duruyor. Ay sonunda kimse bu insanlara kiranı nasıl vereceksin, yemeğini nasıl alacaksın, çocuğuna nasıl harçlık vereceksin diye sormuyor. Müzik sadece eğlence değildir. Anadolu da yüz yıllardır ölenlerin arkasından ağıt yakılır. Biz üzüntümüzü de müzikle yaşıyoruz. Açıkçası pandemide de en az destek alan insanlar müzisyen oldu. Sektör maalesef iç açıcı yere doğru gitmiyor” dedi.

  • Depremin kültürel hasarı uydularla ölçülüyor

    Depremin kültürel hasarı uydularla ölçülüyor

    Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023’te meydana gelen 7,7 ve 7,6’lık depremlerde 11 il ve Sivas’ın Gürün ilçesi yoğun hasar alırken, deprem bölgesinde bulunan kültürel varlıkların bazıları da olumsuz etkilendi.

    Deprem sonrası bölgedeki kültürel varlıklarda oluşan hasarın tespiti için Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. Çiler Çilingiroğlu ve Akdeniz Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümünden Doç. Dr. Nusret Demir’in çabalarıyla gönüllü bir ekip oluşturuldu. Çin Ulusal Uzay İdaresi ile Avrupa Uzay Ajansına bağlı Alman Uzay Ajansı ve İtalyan Uzay Ajansı’nın üretişiz olarak erişime açtığı uydu görüntülerinin tek tek incelendiği projede yer alan gönüllüler, yüksek çözünürlüklü uydu verileri ile kaymalar ve sahadan fotoğrafları karşılaştırarak arkeolojik alan ve kültürel varlıklarda ortaya çıkan hasarın boyutunu tespit ediyor.


    “Depremden önceki ve sonraki yer değişimlerini ölçebiliyoruz”

    Depremden kısa süre sonra, bölgedeki kültürel varlıkların zarar gördüğünün ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Çiler Çilingiroğlu, “Bu depremler yeryüzünde deformasyona neden oldu. Bu deformasyonu ölçebilmenin bir yolu var. Bu da dünya üzerinde dönen radar uydularının aldığı görüntüleri kullanmak. Gönüllü öğrencilerin ve akademisyenlerin de katıldığı bir çalışmayla afet bölgesi ilan bölgedeki tüm kültür varlıkların, müzelerin ve tarihi eserlerin koordinatlarını bir veri tabanında topladık. Şimdiye kadar bin 700’den fazla noktayı bu şekilde kaydettik. Bu koordinat verilerini uydu radar verileriyle bir araya getirdik. Wuhan Üniversitesinden Timo Balz’ın da desteğiyle ücretsiz erişme açılan Alman, İtalyan ve Çin uydularının elde ettiği radar verileri sayesinde, yeryüzünde depremden önceki ve sonraki yer değişimlerini ölçebiliyoruz. Bunları kültürel varlıkların bulunduğu koordinatlarla birleştirerek bu varlıkların maruz kaldıkları hasarı ve derecesini ölçmek mümkün oluyor. Böylece kültür varlıklarının maruz kaldığı hasara ilişkin bir rapor sunabileceğiz. İleriye dönük olarak da hangi kültür varlıkları ve müzeler risk altında gibi bir bilgi sunabileceğiz” dedi.


    “2014’te 6-7 bin euro civarında bir fiyatı vardı”

    Şimdiye kadar yapılan ölçümleri değerlendiren Çilingiroğlu, “Ölçümlerde İskenderun bölgesinde çökmeler, Hatay’da doğu-batı ve kuzey-güney yönlü hareketler söz konusu. Oldukça yoğun bir tektonik bir hareket meydana geldi. Kültür varlıklar da bundan zarar gördü” diye konuştu.

    Deprem nedeniyle afet bölgesi ilan edilen bölge için Alman, Çin ve İtalyan radar uydu verilerine ücretsiz olarak erişebildiklerini ifade eden Çilingiroğlu, “Bu veriler, çok çeşitli maksatlar için kullanılabilir. Bu verileri 2014 yılında almak istediğimizde tane bazında 6-7 bin euro civarında bir fiyatı vardı. Uluslararası uzay ajanları bunu ücretsiz olarak erişime açtı. Biz de bu şekilde bu verilerden faydalanıp bu çalışmayı yürütüyoruz. Şimdiye kadar bin 700’den fazla noktayı kaydettik. Yapmamız gereken, bu yapılara tek tek odaklanarak hasar oranını tespit etmek. Şimdiye kadar 70’e yakın bina ve yapıda hasar olduğunu söyleyebiliriz. 10 kadar tarihi yapıda da hiçbir hasar tespit edilmedi. Müze ve kalelerde, Arslantepe gibi alanlarda kısıtlı hasarlar kaydedildi.


    “Restore edilen kısımların yeniden onarılması daha kolay”

    Hasar alan kültürel varlıkları da değerlendiren Çilingiroğlu, “Yapıların belli kısımlarında çökmeler meydana gelmiş. Gaziantep Kalesi’nden gelen hasar bilgisi daha çok restore edilen yerlerde hasarın olduğu yönünde. Bu da aslında iyi bir şey. Orijinal mimarinin hala yerinde olduğunu anlıyoruz. Habib-i Neccar Camii’nde kubbenin çöktüğünü gördük. Antakya bölgesindeki kiliselerde büyük hasarlar var. Bunların bir kısmı orijinal, bir kısmı onarılmış yerlerde. Restore edilen kısımların yeniden onarılması daha kolay olacaktır” şeklinde konuştu.


    “Afet sonrası acıyla bir araya geldik”

    Toplanan verileri hem bilimsel olarak literatürde paylaşmak istediklerini, hem de kamuya açık bir şekilde kullanılmasını istediklerini belirten Çilingiroğlu, “Bir platform kullanarak bu verileri oraya entegre etmek istiyoruz. Açık erişim verisini bilimsel anlamda üretmek istiyoruz. Bu çalışma, deprem sonrasında 2 gün içinde bir araya gelen 25 kadar gönüllünün emeğiyle oldu. Onlar hiç tereddüt etmeden bize destek verdi ve koordinat verisi girdiler. Aynı zamanda şimdiye kadar arkeolojide en büyük gönüllü çalışması bu. Afet sonrası acıyla bir araya geldik. Arkeologlar olarak afet çalışmalarına katkı sunmak istedik” ifadelerini kullandı.

  • En çok 40 personeli için üzülüyor

    En çok 40 personeli için üzülüyor

    Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem 11 kent içinde en çok kültürler mozaiği olarak bilinen Hatay’a zarar verdi. Kentin ticareti ve gastronomisinin kalbi konumundaki Uzun Çarşı da bu yıkımdan etkilendi. Antakya’nın en önemli esnaflarından ve kuruyemiş sektörünün öncülerinden İsmail Tekkalan da depremde birçok yakınını kaybetti. Afette iş yerleri de zarar gören Tekkalan, depremin ardından en büyük üzüntüsünü 40 personelinin işsiz kalması olarak anlattı.

    “Gönül çiçeklerimiz soldu”

    O gece büyük bir sallantının ardından uyandıklarını ifade eden Tekkalan, “Ayağa kalkıp yürümeye çalıştım ama arkamdaki eşimi sarsıntı geriye doğru attı. Eşimin bu düşme sonucunda ayağı kırıldı. Birinci derece yakınlarımın hepsi afeti hafif yaralarla atlattı. Ama birçok tanıdığım hayatını kaybetti. Gönül çiçeklerimiz şu an soldu. Zor bir zamandı. Arada sallanıyorduk ama böyle bir şey görmemiştik. Yaklaşık 1,5 dakika depremin gücü artarak devam etti. Sürekli dua ediyorduk. Evin duvarları döküldü, yıkıldık zannettik. Ama evim yıkılmadı, müteahhidin ellerine sağlık. Bizi bina sağlam çıkardı, şükürler olsun” diye konuştu.

    “40 personelime üzülüyorum”

    Hatay’ın ünlü kuruyemiş esnaflarından olduğunu dile getiren Tekkalan, birçok şubesinin de zarar gördüğünü ifade etti.
    Çarşıdaki imalathane ve satış yerinin zarar görmemesine rağmen çarşının kullanılamaz hale geldiğini anlatan Tekkalan, “En çok üzüldüğüm noktalardan birisi çalışanlarımdır. 40 personelim şu an işsiz, durumları kötü. Depolarımdaki ürünlerim gitti. Sözün bittiği yer, Allah’tan gelene şükrediyoruz. İnşallah iyi günler olacak, güneş yine doğacak. İşçilerimi elemanlarım gibi değil bir aile gibi görüyorum. Onlar benim çocuklarım, gelinlerim, evlatlarım. Her şeyin düzelmesiyle yine bir araya geleceğiz. Hiçbirinin çıkışını vermedim. Ama esnaf olarak destek bekliyoruz. Çarşımızın yeniden o güzel günlerine dönmesi için çalışacağız” dedi.

    Antakya’da her kültürün iç içe yaşadığının altını çizen Tekkalan, kentten ayrılan herkesin geriye dönmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. 7.7 büyüklüğündeki ilk depremden itibaren devlet ve millet olarak tüm imkanların seferber edildiğini ifade eden Erdoğan, bakanlıkların, kurumların, kuruluşların tamamının sahip oldukları tüm arama kurtarma, yardım, destek kapasitelerini deprem bölgesine yönlendirdiklerini bildirdi. Yaşanan ikinci depremin felaket sonuçlarını ağırlaştırdığını ifade ede Erdoğan, depremin 62 ilçede yıkıma yol açtığını söyledi. Depremin ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde yaşanmasının yıkımı daha da ağırlaştırdığını dile getiren Erdoğan, ”AFAD koordinasyonunda 81 vilayetteki kamu gücünün saatler içinde deprem bölgesi için harekete geçirildiğini söyledi. Her deprem şehrinde en az bir, bazı illerde daha fazla sayıda bakanın daimi olarak görevlendirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bakanlarımız deprem bölgesi alanlarına defalarca giderek, kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili eksiklikleri tespit edip hızla tamamlarken vatandaşlarımızın acısını da paylaştılar” dedi.

    Erdoğan, valilikler ve bakanlıklar başta olmak üzere tüm birimlerin ülkenin dört bir yanında görevlendirilen mülki idare personeli ile takviye edildiğini bildirdi. Milletvekillerinin her birinin deprem bölgesi illerinde görevlendirildiğini, çalışmalara katkı vermelerini sağladıklarını dile getiren Erdoğan, askerlerin de depremden dakikalar sonra üzerine düşen görevi yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini kaydetti. Polisin ve jandarmanın hem güvenlik ve düzenin sağlanması hem arama kurtarma çalışmalarında destekleri, yardım faaliyetlerindeki hayati rolleriyle adeta destan yazdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık personellerimiz zarar gören hastanelerimize rağmen yıkıntıların altından çıkarılan yaralılarımıza şifa dağıtmak için insan üstü gayretle çalıştı. Belediyelerimiz hem arama kurtarma hem yardım için araç gereçleriyle deprem şehirlerine koştu” dedi.

    Bölgede 18 bin iş makinesi, 116 helikopter, 75 uçak, 38 geminin çalışmalara katıldığını bildiren Erdoğan, tüm arama. sivil arama kurtarma potansiyelinin de değerlendirildiğini kaydetti. Erdoğan, 90 ülkeden 11 bin 500’e yakın profesyonel arama kurtarma ekibinin hızla sahaya dağıtıldığını, toplamda 35 bin kişi ile dünyada eşi benzeri görülmemiş arama kurtarma gücünü bir araya getirdiklerini söyledi. Toplamda 271 bin kamu görevli ve gönüllüsünün deprem bölgesinde görev üstlendiğini ifade eden Erdoğan, bireysel olarak gelenlerle yaklaşık yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğu bir dönem yaşandığını belirtti.

    Erdoğan, “Yıkım öylesine çok, iklim ve saha şartları öylesine zordu ki çalışmaların ilk anlarında arzu ettiğimiz hıza ve etkinliğe ulaşamadık. Şartların önümüze çıkan engellere elbette teslim olmadık. Kapanan yolları süratle açarak, kapanan altyapıyı kullanılabilir hale getirerek, kamu ve özel sektör elindeki tüm insan ve araç gücünü devreye alarak kısa sürede düzeni sağladık. Önceliğimizi arama kurtarma çalışmalarına verdik. Asgari personel sayısı ile bile aynı anda bin 750 binaya müdahale imkanı vardı. Yıkılan ve dolayısıyla arama kurtarma yapılması gereken bina sayısı ise bırakın ekip sayısını, toplam arama kurtarma personeli sayısı kadardı. Ekiplerimiz buna rağmen son canlı insanımızı sağ salim çıkarabilmek için günlerce durup dinlenmeden çalıştı çabaladı. Bu çapta bir felakette dünyada örneği olmayan bir şekilde depremin 10. gününde arama kurtarma çalışmalarının çoğunu tamamlamayı başardık. Bugün depremin 4. haftasını geride bırakırken, geriye dönüp baktığımızda afetin büyüklüğünü daha iyi görüyor, kayıplarımızın acısını daha derinden hissediyoruz” açıklamasını yaptı.
    Depremin yol açtığı geniş yıkımın geride kalan insanların hayatını da fevkalade zorlaştırdığına dikkat çeken Erdoğan, ”Deprem illerimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısı 230 bini, buralardaki bağımsız birim sayısı 645 bini buluyor. Evi hasarsız veya az hasarlı vatandaşlarımızın bir kısmı devam eden sarsıntılar sebebi ile yaşadıkları kaygı ile evlerine giremiyor. Halihazırda 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edildi. Bölgedeki 800 bin insanımız köylerine sığındı. Deprem bölgesinde 1 buçuk milyonu aşkın insanımız çadırlarda, 53 bin insanımız konteynırlarda, 123 bin insanımız Milli Eğitim kurumları başta olmak üzere kamu tesislerinde hayatını sürdürüyor. Ülke genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlarımızda 160 bine, otellerde 137 bine yakın depremzedeyi misafir ediyoruz. Bölgede faaliyet yürüten kamu ve STK’larımız her gün 5 milyon 800 bin insanımıza hizmet veriyor. Çadırlarda barınmanın zorluğu ile diğer şehirlere giden vatandaşlarımızın evine gitmek istediğini bildiğimiz için konteyner kentlerin kurulumuna hız verdik” diye konuştu.

    “Amacımız 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak, yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımak”
    Erdoğan, amaçlarının 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak, yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımak olduğunu belirterek, ”Gerekirse konteyner sayısını daha da artırabiliriz. Ülkemizdeki imkanları ve yurt dışından gelen hibeleri bu doğrultuda seferber ettik. Barınma sorunu yanında günlük hayatın ayrılmaz parçası olan ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılmasına da önem veriyoruz. Esnaflarımız hasarsız iş yerini açmaya, fabrikalarımız üretime başladı. Yıkılan veya kullanılamaz hale gelen iş yerleri için de mobil çözümler geliştiriyoruz. Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın hizmetine verdik. 3 bin konteynerden oluşan çarşılar kuruyoruz. Bölgenin ayağa kaldırılmasında kritik öneme sahip sanayi tesisleri, fabrikalar ve diğer işletme alanları için gereken tüm destekleri sağlayacağız. Şehirlerimizi inşa ve ihya çalışmalarımızı yeni organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri, ticaret merkezleri ile birlikte planlıyoruz” dedi.

    “Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerin tüm borçlarını sildik”
    Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerin tüm borçlarını sildiklerini ifade eden Erdoğan, Cazibe Merkezleri Destekleme Programı’nı tüm deprem bölgeleri illerine teşmil ederek hepsinin 6. Bölge desteklerinden yararlanabilmesini temin ettiklerini açıkladı. Erdoğan, “Kalkınma ajanslarımızın tüm kaynaklarını afet bölgesi şehirlerine aktararak, projelerin finansmanındaki devlet katkısını en üst seviyeye çıkarıyoruz. Bireysel ve KOBİ kredilerindeki ertelemeler yanında daha önce açıkladığımız 250 milyar liralık KGF destekli kredi paketine 100 milyar lira daha ilave ettik. Depremde ağır hasarlı yerlerde dükkanlarını hemen faaliyete geçirmek isteyen esnaf ve sanatkarlarımıza 250 bin liraya kadar 12 ayı ödemesiz 60 ay vadeli, yarısını da Hazine’nin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamalarını bölgedeki istihdamı güçlendirmek için devreye alıyoruz. Toplum Yararına Çalışma Programı’yla bölgeye sağladığımız istihdamı özellikle ihtiyaç sahibi ailelere öncelik vererek 50 bin kişiye çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira ödeme yapıldı”
    Çocukların eğitimleri için gereken planlamanın yapıldığını söyleyen Erdoğan, ”Eğitim yuvalarında evlatlarımızı hem yeniden okula hazırlıyor hem depremin tahribatını gidermeye çalışıyoruz” dedi.
    Kademeli olarak ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarının açılmaya başlandığını dile getiren Erdoğan, depremzede vatandaşlara psikososyal destek için 8 bin personelin sahada görev yaptığını açıkladı. Erdoğan, mobil sağlık merkezlerinde de hizmetin eksiksiz olarak sunulması gayreti içinde olduklarını ifade etti.
    Çiftçilerin üretime devam etmeleri amacıyla destek ödemlerinin peşin yapılmasından yem ve gübre katkısına kadar her türlü kolaylığın sağlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira ödeme yapıldığını kaydetti. Kiraya çıkan depremzedelere 3 bin lira ile 5 bin lira arasında destek verildiğini hatırlatan Erdoğan, yakınlarını kaybeden ailelere 100 bin lira ödendiğini bildirdi.

  • Önce romanını yazdı sonra kendi yaşadı

    Önce romanını yazdı sonra kendi yaşadı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen illerden olan Malatya’da depreme yakalanan oyuncu yazar Furkan Karaderi, 2020 yılında Elazığ’da meydana gelen depremden etkilenerek kaleme aldığı ‘Yerler Yeksan’ kitabını 2021 Şubat ayında okuyucusuyla buluşturduktan 2 yıl sonra kaleme aldığı anları yaşadığını söyledi.

    Kitabı okuyucuyla buluşturduktan 2 yıl sonra depremzede olduğuna ifade eden Karaderi, “3 yıl önce Elazığ depreminde meydana geldiğinde enkazda arama kurtarma anlarına şahit oldum ve etkisinde kaldım bir inşaat mühendisi ve yazar olarak neler yapabilirim diye düşündüm ve bu konuyu anlatan bir kitap yazmaya karar verdim ve ‘Yerle Yeksan’ isimli kitabı yazmaya karar verdim. Ancak kitabı çıkardıktan 2 sene sonra Malatya’da Şubat ayında bu kez kendim bir depremzede oldum. 13 katlı binamızın 12’nci katında boynuma düşen avizelerden kaynaklı olarak da ilk depremde yaralandım” ifadelerini kullandı.

    Depremi yaşadıktan sonra arama kurtarma çalışmalarına katıldığına değinen Karaderi, “İlk depremde hafif yaralandıktan sonrasında karşı taraftaki binalarda yükselen toz dumanlarını gördüm. Deprem o kadar şiddetliydi ki bir şekilde binadan çıktıktan sonra hemen arama kurtarmaya katıldım. Hayatımız boyunca unutamayacağım anlara şahitlik ettiğimiz bir zamandı. Depremin ilk anında soğukkanlılığınızı korumak zorundasınız çünkü enkazın altında kurtarabildiğiniz kadar insanı kurtarmak zorundasınız. Ama sonrasında o süreç geçtikten sonra o soğuk kanlılığınızın yerini travma alıyor ve hayatınız boyunca unutamayacağınız bir travmanın içerisinde bir şekilde nefes almaya çalışıyoruz” diye konuştu.

    “Beni etkileyen süreçlerden bir tanesi de kendi yazdıklarımız yaşamış oldum”

    Deprem yazarıyken yazdıklarını yaşayan depremzede olarak kitabını tekrar kaleme alacağına vurgu yapan Karaderi, “Beni en etkileyen süreçlerden bir tanesi de kendi yazdıklarımız yaşamış oldum. Bir deprem yazarıyken depremzede oldum. Aslında kitabı yazarken şunu planlıyordum, insanlar desin ki sağken o anları yaşamış, görmüş ve bunları yazmış gibi bizi hissettirsin niyetiyle yazmıştım. Ancak 2 sene sonrasında bunları bizzat yaşayacağımız hiçbir şekilde tahmin etmezdim. Bu sefer gelmemiş bir gün değil yaşanmış bir günü yazacağım ve Yerle Yeksan’ı artık yaşayan bir depremzede o anları yaşayan biri olaraktan kaleme alacağım” diye konuştu.

  • TOGEMDER’den deprem bölgesine yardım

    TOGEMDER’den deprem bölgesine yardım

    Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER), Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelere yardımlarını sürdürüyor. Yardımlar kapsamında gıda, kıyafet, temizlik ürünleri ile oyuncak ve battaniyeler tasniflenerek deprem bölgesine gönderiliyor.

  • Tiyatrocular deprem bölgesinde

    Tiyatrocular deprem bölgesinde

    Erzurum’dan depremlerin etkili olduğu Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya’ya giden tiyatro ekibi, palyaço kostümleriyle oyun oynadığı çocuklarda depremin izini ve afetin psikolojik etkilerini azaltmaya çalışıyor.

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden bir süre sonra çalışma başlatan Erzurum Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ekibi, depremin çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerini azaltmaya yönelik Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’a gitti.

  • İslahiye’de yıkım işlemleri sürüyor

    İslahiye’de yıkım işlemleri sürüyor

    Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, 11 kentte büyük hasar bıraktı. Birçok il ve ilçedeki binlerce yapıyı yıkan veya ağır hasara uğratan depremin ardından arama-kurtarma ve hasar tespit çalışmaları tamamlandı. Sonrasında başlatılan enkaz faaliyetleri ise sürüyor.

    Ağır hasarlı olduğu belirlenen ve acil yıkım kararı verilen binalar, alınan güvenlik önlemlerinin ardından iş makineleriyle yıkılıyor. Meydana gelen deprem sonrası İslahiye ilçesindeki yıkılan binaların enkazları, iş makineleriyle kamyonlara yüklenerek kaldırılıyor.


    Bazı vatandaşlar ise yıkıntılar arasından çıkan değerli eşyalarını teslim alıyor.