Etiket: deprem

  • Her an çökebilir

    Her an çökebilir

    Türkiye’yi sarsan 6 Şubat depremlerinde Hatay’ın İskenderun ilçesi Numune Mahallesinde hasar alan bir apartmanın son hali görenlerin dikkatini çekiyor. Bir katı çöken 5 katlı binayı hemen yanında park halindeki bir kamyonet adeta ayakta tutuyor. Öne doğru yatan yapının bir köşesi yere değerken diğer köşesini ise kamyonet tutuyor. Binanın yıkılma ihtimaline karşı yolun trafiğe kapatılmasına ise pek çok vatandaşın aldırış etmemesi ise tehlike oluşturuyor.

    Binanın acilen yıkılmasını istediğini belirten vatandaşlardan Murat Tertemiz, “Bunun acilen yıkılması lazım. Bu bina yüzünden dükkanı da açamıyoruz. Biz burayı kapattığımız halde insanlar halen geçiyorlar. Gün geçtikçe yatıyor. Binadan seslerde geliyor. Arkada tarafta kolonların nasıl hasar aldığı görülüyor” dedi.

    Rüzgar nedeniyle yapıdan taşların düştüğünü ifade eden vatandaşlardan Mustafa Utlu da, “Buradan bazen insanlar geçiyor. İnsanlar geçerken bile tereddüt ediyoruz. Dün gece rüzgar nedeniyle duvarların döküldüğünü gördük, taşlar düşüyor. Kamyonet tutuyor. Bir de köşesi çökmüş yer tutuyor. Bunun bir an önce yıkılması lazım” ifadelerini kullandı.

  • Cami depremlerin ardından ibadete kapatıldı

    Cami depremlerin ardından ibadete kapatıldı

    Sultan 2. Abdülhamid Han’a ithafen inşa edilen ve Kahramanmaraş’ta yer alan en büyük cami olan Abdülhamid Han Camisi, depremde hasar görmemesine rağmen tedbir amaçlı ibadete kapalı kalacak.

    Kentin her yerden görülebilen caminin yalnızca bahçesindeki şadırvan yıkıldı.

    Temeli 1993 yılında atılan ve 13 yıl önce ibadete açılan camide depremlerin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerince hasar tespit çalışması yapıldı.

    Sadece ezan okunan camiyle ilgili karar, detaylı incelemelerin ardından belli olacak.

    Kahramanmaraş İl Müftü Yardımcısı Mehmet Demir, “Gerekli çalışmalar detaylı olarak ilgili kurumlar tarafından yapıldıktan sonra burası ibadete elverişli ise açılabilir ancak değilse bu biraz daha ince detay, araştırmaya bağlı” dedi.

  • “Yaralı gönüllere merhem olmak için pervane oldunuz”

    “Yaralı gönüllere merhem olmak için pervane oldunuz”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ilk günden itibaren depremin yaralarını bir an önce sarmak için gayret eden Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) görevlilerine teşekkürlerini iletti. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sosyal medya hesaplarından paylaştığı ve ayrıca tüm Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV görevlilerine gönderdiği video mesajında, “İnsanlık tarihinin benzerine şahit olmadığı, 9 saat arayla yaşadığımız iki büyük depremin ilk anlarından itibaren doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ülkemizin tüm illerinden mümin bilinci ve kardeşlik şuuruyla deprem bölgesine koşan kahraman hocalarım” ifadelerini kullandı.

    “Kardeşlerinizin acısını yüreklerinizde hissettiniz”

    Hz. Peygamberin, “Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuz kalıp acı çekerler” hadis-i şerifini hatırlatan Başkan Erbaş, “Peygamberimizin varisleri olarak kardeşlerinizin acısını yüreklerinizde hissettiniz. Bu duyarlılık ve sorumlulukla kiminiz arama kurtarma faaliyetlerinde ter döktünüz, kiminiz depremi yaşayan kardeşlerimizi camilerinizde, Kur’an kurslarınızda misafir ederek her türlü ihtiyaçlarını giderip rehberlik etmek için çırpındınız. Kiminiz mezarlıklarda, bazen kendi arkadaşlarınızı da defnetmek zorunda kalarak, cenaze defin işlerinde tarifi imkansız bir sabır ve özveri ile hizmet ettiniz, kiminiz aşçı olarak ikram mekanlarında sıcak yemek pişirip dağıttınız, kiminiz deprem mağduru kardeşlerimize ve çocuklarına manevi destek hizmetinde seferber oldunuz. Daha pek çok faaliyetle yaralı gönüllere merhem olmak için pervane oldunuz” diye konuştu.

    “Sizler gibi gönül mimarları hocalarımızla Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında çalışıyor olduğum için Rabbime şükrediyorum”

    Bölgeye gidemeyen görevlilerin kendi yerlerinde çalışarak mağdurlara daha fazla yardım göndermek için koşuşturmalarının, deprem mağduru vatandaşlara destek olma gayretlerinin, yüreklerindeki iman, ihlas, muhabbet, vatanseverlik gibi asil duyguların açık bir göstergesi olduğunu ve şüphesiz her türlü takdirin üzerinde olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

    “Öyle içten ve gönülden koştunuz ki yardımlaşma ve dayanışma meydanına, sizin gayretinize, çalışmalarınıza, ayakta durabilmek için araba içlerinde iki büklüm kısacık dinlenmeye çalışarak geçirdiğiniz gecelere şahit oldu Kirâmen Kâtibîn melekleri ve kaydetti amel defterlerinize. Sırtlarında Diyanet ve Diyanet Vakfı yazan mavi yelekleriyle iyilik meydanlarında çalışan kadın, erkek her bir hocamız, milletimizin kalbindeki sevgi ve muhabbetini daha da büyütmüştür. Allah her birinizden razı olsun aziz hocalarım. Sizler gibi gönül mimarları hocalarımızla Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında çalışıyor olduğum için Rabbime şükrediyor, depremde vefat eden hocalarımıza ve tüm kardeşlerimize rahmet, yaralılarımıza şifa niyaz ediyor, her birinizi en kalbî muhabbetlerimle selamlıyorum. Gayretleriniz beratınıza vesile olsun, Berat Geceniz mübarek olsun.”

  • Çadır kentte yaralar sarılıyor

    Çadır kentte yaralar sarılıyor

    6 Şubat’ta merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Aynı gün Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Yaşanan depremlerin ardından 11 ilimizde büyük yıkımlara yol açan felaketlerin birinci ayında yaralar büyük oranda sarıldı.

    “Kendimizi güvende hissediyoruz”

    Depremde evleri yıkılan ve çadır kentte kendilerini güvende olduğunu ifade eden İsmail Güneş, “Depremin birinci ayındayız, şuan çadırdayız ve kendimizi güvende hissediyoruz. Rabbim devletimizden ve milletimizden razı olsun. Şuan çadırın içerisindeyiz kendimizi güvende hissediyoruz. Deprem olduğu gün evimizden kaçtık. Evimizin kapısı kapandı, kapıyı kırdım ailemi dışarıya çıkardım. O gece hiç uyuyamadık, 2-3 gün artçı sarsıntılar devam etti. Artçı sarsıntılar sonrasın da çocuklar korku içerisindeydi halen de korkuyorlar” dedi.

    “Her şeyimiz mevcut, sıkıntımız yok şuan her şey güzel geçiyor”

    Depremin verdiği zarar sonrası yiyecek, içecek sıkıntılarının olmadığını dile getiren Cengiz Türkoğlu, “Depremin insanlara verdiği zararlar zaten ortada, iyi kötü çadırlarımızda yaşıyoruz. Gerek ısıtıcı gerekse de mutfak araç gereç ve yiyeceklerimiz olsun her şeyimiz mevcut. Su sıkıntımız yok şuan her şey güzel geçiyor” diye konuştu.

    Evleri yıkıldıktan sonra yalın ayak çorapsız dışarı çıktıktan sonra yardım kuruluşu tarafından kendisine ve ailesine çorap ve eldiven verildikten sonra teşekkürü borç bilen Ökkeş Değirmenci, “Deprem bir ay oldu. Depremde evlerimiz hasar aldı, kolonlarda çatlak olduğundan dolayı korkuyoruz eve giremiyoruz. Allah devletimize zeval vermesin. Devletimiz ilk günden beri bizlere maddi ve manevi desteği üzerimizdedir. Daha da insanlar hoşnut olmuyor devletimizden daha fazla ne bekliyorlar ne istiyorlar en fazla bu olur. Çadırda ilk bir hafta kar ve yağmur nedeniyle biraz sorunlar oldu. Çocuklar perişan oldu yine de Allah devletimize zeval vermesin bütün eksikliklerimizi giderdi. Çünkü deprem anında evimizden yalın ayak çorapsız çıktık. Bir daha da giremedik eve, her türlü yiyecek içecek eksikliklerimiz devletimiz ve milletimiz tarafından giderildi. ilk gün AFAD, UMKE, İslahiye Kaymakamlığı, İslahiye Belediyesi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi de bölgedeydi.

    Devlet bütün imkanlarıyla sahadaydı. Özellikle bir yardım kuruluşu depremden sonra biz evimizden çorapsız çıktıktan sonra o yardım kuruluşu bize çorap ve eldiven getirmişlerdi. Onlara teşekkür ediyorum. Biz böyle bir şey görmedik, depremin ikinci gününde İslahiye Meydanında çorba dağıtılıyordu. Çorba almaya utanarak çekinerek gittim hayatımızda hiç böyle bir şey görmedik ilk defa bir şey de utandım. Çorba almaya gittim, orada bir genç vardı ağabeyim gel dedi utanarak yere bakarak gittim utanacak bir şey değil ama utandım” ifadelerini kullandı.

  • 27 kişiyi kurtarmışlardı, o anları anlattı

    27 kişiyi kurtarmışlardı, o anları anlattı

    Depremin hemen ardından Hatay’a giden AKUT Kocaeli ekibi, 34 kişiyle alanda bulundu. Türkiye genelinde AKUT 30 ekiple 227 kişiyi enkazdan sağ çıkarırken, Kocaeli ekibi ise 27 kişiyi yıkıntıların arasından kurtardı. Enkaz altında 1 kediye de canlı ulaşan ekipler, 17 cenazeyi de çıkardı. Bölgedeki arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından Kocaeli’ye dönen ekip, yaşadıkları tecrübeleri ve gördükleri manzaraları anlattı.

    “Bu deprem, tüm ekiplerimizin aynı anda operasyona çıktığı belki de AKUT tarihindeki ilk operasyondu”

    Türkiye’nin çok büyük bir afet yaşadığını söyleyen AKUT Kocaeli Ekip Lideri Abdurrahman Eke, “Belki de yeryüzünde, karada yaşanmış en büyük doğal afeti yaşadık. Benim için ayrı bir önem taşıyordu çünkü benim ailemde Hatay’da. Çocukluğumun, gençliğimin, üniversite yıllarımın bile geçtiği şehir Hatay. Deprem günü saat 04.20 sıralarında telefonum çaldı. Acil durum yönetimi sorumlumuz aradı, ‘Kahramanmaraş 7.8 deprem, hemen çıkın’ şeklindeydi deprem mesajı. Aklıma hemen ailem geldi çünkü Hatay’da deprem kuşağında ve zaten bu depremde en çok etkilenen illerden biriydi. Telefon geldikten hemen sonra derneğe geçtim, saat 04.30 civarı buradaydım. Ortalama 05.30 – 06.00 arası bütün malzemeleri araçlara yükledik. Yaklaşık iki araçlık malzememizle beraber 30 kadar gönüllümüz Yeşilköy’den intikal etmek için alana geçti. Türkiye genelinde AKUT’un 30 tane arama kurtarma ekibi var. Bu deprem, tüm ekiplerimizin aynı anda operasyona çıktığı belki de AKUT tarihindeki ilk operasyondu. Gittiğimiz zaman manzaranın bu kadar fena olacağını tahmin etmemiştik. Toplam 30 ekibimiz 227 vatandaşımızı bulundukları zor şartlardan sağlıklı şartlara canlı olarak çıkarttı. 10 tane hayvan dostumuzu canlı olarak çıkardık. 200 tane de vatandaşımızın cenazesini enkaz altından çıkardık” diye konuştu.

    “Buraya geldikten sonra bunun ne kadar ciddi bir travma olduğunu daha iyi anladım”

    Karşılaştıkları her enkaz manzarasının yürek yakıcı olduğunu ancak duygularına hakim olarak çalışmak zorunda olduklarını belirten Eke, “Ben ve arkadaşlarım, diğer ekiplerdeki bütün arkadaşlarım enkazda yapması gerekeni yaptı ve duygularına hakim olarak oradan pek çok vatandaşımızı canlı olarak çıkarmayı başardı. Beni en çok etkileyen olay; bir canlı vatandaşımızı çıkardıktan sonra orada 4 kişilik bir ailenin birbirine sarılmış halde cansız olarak çıkarılması beni çok etkiledi. Tabii ki orada bunu belli etmemeye çalıştım ama buraya geldikten sonra bunun ne kadar ciddi bir travma olduğunu daha iyi anladım. Biz hem afet öncesinde hem afet sonrasında psikososyal eğitimleri alıyoruz. Sağ olsun gönüllülerimiz, içimizde bulunan psikiyatrist ve psikolog arkadaşlar da operasyona giden bütün ekip üyelerine seans düzenlediler” dedi.

    “Olabilecek İstanbul depremine karşı nasıl müdahale etmemiz gerektiği konusunda bir çalışmamız var”

    Abdurrahman Eke, muhtemel İstanbul depremine hazırlandıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Bizim muhtemel bir Marmara depremine karşı eylem planımız vardı. Zaten AFAD’ımızın, yani devletimizin resmi arama kurtarma biriminin yapmış olduğu rutin eğitimler ve tatbikatlar var. AKUT olarak biz hem Birleşmiş Milletler’in uluslararası arama kurtarma birliğine (INSARAG) hem de AFAD’a akredite olmuş bir ekibiz. Dolayısıyla risk azaltma planlarıyla 81 ilde bu eğitimler, bu çalışmalar sürekli AFAD tarafından ortaklaşa olarak paydaşlarla yapılıyor. Bizim de AKUT olarak olabilecek bir İstanbul depremine karşı nasıl müdahale etmemiz gerektiği konusunda bir çalışmamız var. Kocaeli, Bursa, Tekirdağ, Çanakkale gibi yakın ekipler, olabilecek İstanbul depremine karşı ilk müdahale edecek ekipler çerçevesinde İstanbul’a müdahale edebilecek bir çalışmamız, eylem planımız, malzememiz, eğitimlerimiz ve hazırlığımızın hepsi tamamlanmış durumda. Fakat Kahramanmaraş depremi bize şunu gösterdi; gerçekten çok büyük bir coğrafi alanda meydana gelirse arama kurtarma ekiplerini, malzemelerini gerek AKUT olarak gerekse diğer STK’lar olarak çok ciddi sayıda artırmamız gerekiyor. Gönüllülüğe çok önem vermemiz gerekiyor”


    “Gerçekten o an canlı ihbarların çok geldiği bir andı”

    Deprem bölgesindeki çalışmaları sırasında sosyal medyadan çok sayıda ihbar aldıklarını da vurgulayan Eke, “Hem sosyal medya üzerinden ana kamptaki arkadaşlarımıza hem de sahada çalışan arama kurtarma ekipleri olarak bizlere çok ciddi ihbarlar geldi. Sosyal medya konusunda gerçekten halkımızın çok dikkat etmesi gerekiyor. Orada çok ciddi bir örnek yaşadık. Antakya’dan bir doğum ihbarı geldi, enkazın altında bir kadın var ve doğum gerçekleşmek üzere diye. Karayoluyla gitmemiz mümkün değildi ama hızlı müdahale etmemiz gerekiyordu. Hemen orada jandarma ve AFAD ile irtibata geçtik. Biz ihbarı doğruladık, jandarma ihbarı doğruldu. Çünkü bir askeri helikopterin gelip kalkması ciddi bir teyitten geçiyor. Dolayısıyla 3 arama kurtarmacı ve 3 doktor arkadaşımızla beraber bölgeye gittik. Bölgeye gittiğimizde belli bir noktada helikopter bizi indirdi. Belli bir noktadan sonra araçla gitmek mümkün değildi. Sağ olsun vatandaşların da yardımıyla malzemeleri oraya götürdük ama enkaz altında olan kadının eşi maalesef bize, ‘Eşim hayatını kaybetti, ben sadece cenazesini çıkarmak için böyle bir ihbarda bulundum’ diye söylemişti. Gerçekten o an canlı ihbarların çok geldiği bir andı. Çünkü biliyorsunuz ilk 72 saat, altın saatler bizim için çok önemli. Dolayısıyla hem zaman olarak hem de insan ve iş gücü olarak orada 7-8 saat kaybettik. Belki bunu başka bir enkazda canlı çıkarmaya yönelik harcayabilirdik. O yüzden sosyal medyadan yapılan ihbarlara vatandaşlarımızın dikkat etmesi gerekiyor. Doğruluğundan emin olmadıkları hiçbir ihbarı yapmazlarsa hem bizim hem de diğer arama kurtarma ekiplerinin işlerini kolaylaştırırlar diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • DASK’ta merak edilenler

    DASK’ta merak edilenler

    DASK ve konut sigortasının birlikte yapılmasının evde oluşan zarar miktarının alınması açısından daha sağlıklı olacağını söyleyen Sigortacı Yakup Göktaş, “Öncelikle ülkemizin başı sağ olsun. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyoruz, hastanede yatanlara da geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Sabırlar diliyoruz. İnşallah bunları da hep beraber atlatacağız. Zorunlu Deprem Sigortası, yani diğer ismi ile Doğal Afet Sigortası olarak halk içerisinde geçiyor. Zorunlu Deprem Sigortası’nın mutlaka yapılması gerekir. Günümüzde zaten en büyük sorunlarımızdan bir tanesi deprem olduğu için de şarttır. Bunun için de tapu, ada, pafta, parsel numarası gerekiyor. Adres gerekiyor. Ara kat mı yoksa üst kat mı bunların bildirilmesi gerekiyor.

    Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası ve doğum tarihi gerekiyor. Zorunlu Deprem Sigortası konutlara yapılıyor, özellikle bunu söylemek istiyorum. DASK’ta örnek vermek gerekirse en yüksek 640 bin TL’ye kadar ödeme yapılıyor. 640 bin TL’nin üzerine almak istiyorsa deprem sonucunda konut sigortasını yaptırması gerekiyor. Örneklerle gidecek olursak, 200 metre kare bir evimiz olsa birim fiyatını 10 TL’den çarptığımızda 2 milyon lira civarında yapar. 640 bin TL’sini DASK poliçesi öder, kalanı da konut sigortası öder. DASK artı konut sigortası yapılması vatandaşlar açısından çok önemlidir ve ikisi beraber yapılırsa hasarlarını alabilirler. Konut sigortası ayrca hem yangına karşı, hem daimi suya karşı, hem fırtınaya karşı ve diğer afetleri de karşılar” dedi.

    Göktaş, satın alınabilen risklerin ucuz olduğunu ve kaybetmemek için sigortaların yaptırılması gerektiğini söyleyerek, “DASK için vatandaşlarımızın herhangi bir acenteyi arayarak adresleri ile kimlik numarası, doğum tarihi ve dairenin metre karesini vermeleri yeterlidir. Çok hızlı bir şekilde yapılır ve en fazla 5 dakikadan da poliçesini alır. Deprem sigortası yaptırılırken mutlaka brüt metre karenin verilmesi gerekiyor. Poliçe düzenlendikten sonra herhangi bir hasar olursa eğer, Alo 125’i aramaları yeterlidir. Oradan hasar dosyası açılır. Dosya ile beraber eksper gelir. Eksper tarafından gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra da hesaplarına hasar bedelleri ödenir. Öncelikle şunu söylemek gerekir; hayatımız bir risk ve riskin içerisindeyiz. Bu riski para ile satın alabiliyorsak gerçekten ucuzdur. Herkesin iş yerlerinde, evinde DASK ve konut sigortasını yaptırmasını talep ediyoruz. Çünkü başımıza gelen şeyleri görüyoruz. Kaybetmeyelim, kazanalım ve bunun için de sigortalarımızı yaptıralım” ifadelerini kullandı.

  • Kendisini siper ederek sahiplerini korudu

    Kendisini siper ederek sahiplerini korudu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Hatay’da deprem anında ilginç bir olay yaşandı. Özçelik ailesinin iki yıl önce sahiplendiği ‘Dora’ isimli Dogo Argentino cinsi köpek, depremden saniyeler önce sahiplerini uyarmak için havlamaya başladı ancak ev halkı olağandışı bir durum olmadığını düşünerek, havlayışa aldırış etmedi.

    Saatler 04.17’yi gösterip, yaşadıkları ev şiddetli bir şekilde sallanmaya başladığında ise Özçelik ailesinin ömürlerinin sonuna kadar unutamayacağı o olay yaşandı. İki yaşındaki köpek, evin iki çocuğu Çınar ve Mehmet Özçelik’i yere düşürüp üzerlerine yattı. Dora, büyük bir sadakat örneği sergileyerek deprem sarsıntısı sona erene kadar çocukların üzerinden ayrılmadı. O anları anlatan köpeğin sahibi Arda Özçelik, Dora’nın deprem anında binadan çıkacağını düşündüğünü ancak onun bunu yapmadığını ve aksine sarsıntı sona erene kadar kardeşlerini koruduğunu söyledi. Dora’nın üzerine siper olduğu çocuklardan Çınar Özçelik ise, yaptığı bu kahramanlıktan sonra onu daha çok sevdiğini belirtti.


    “Dora bir nevi hayatımızı kurtardı”

    Dora’nın hayatlarını kurtardığını söyleyen Arda Özçelik, “Dora ilk başta bağırarak bizi uyardı, ben kale almadım. Deprem başlayınca ailem için içeri geçtim. Kardeşlerimi kapıya kadar getirdim. Sonra geriye dönüp Dora’yı odasından saldım. Ben binadan çıkar diye düşünüyordum ama Dora çıkmamış, kardeşlerimizi yere düşürüp üzerlerine yatmıştı. Annem ve ninem bir odada sıkışıp kalmıştı. Ben onları çıkartmakla uğraşıyordum. Geri gittiğimde kardeşlerim hala yerde ve Dora üzerlerindeydi. Ben evden çıkana kadar, ailemin hepsi çıkana kadar o çıkmamıştı. İki senedir bende, kendisi iki yaşında. İki senedir birlikteyiz ve sayısız sadakatini gördüm. Bununla birlikte köpeğime daha da bağlandım. Dora bir nevi hayatımızı kurtardı” dedi.


    “Yaptığı kahramanlıktan sonra onu daha çok sevmeye başladık”

    Köpekleri Dora’nın gösterdiği sadakati anlatan 12 yaşındaki Çınar Özçelik ise, “O gece 04.17’de ben yatakta yatıyordum. Yanımda dedem vardı. Deprem başladığında ben başımı duvara vurdum. Sonra çıktım dışarı, içeriye doğru koştum ve babamı gördüm. Sonra ağabeyim köpeği saldı, köpek de koşup üstümüze yattı. Dora iki senedir bizde, onu çok seviyorum. Kendini siper etti, sonra kalçasına taş gibi bir şey düştü. Kalçasında ağır hasar oluştu. Şu an durumu iyi, tedavi ettirdik. Bu yaptığı kahramanlıktan sonra onu abartısız daha fazla sevmeye başladık” diye konuştu.


    Kahraman köpek Dora, çadır kentte de çok sevildi

    Özçelik ailesi, 6 Şubat’ta meydana gelen büyük depremin ardından Defne ilçesinde Kocaeli Belediyesi tarafından oluşturulan çadır kente yerleşti. Dora’nın çadır kentteki çocuklar tarafından çok sevildiği, onu görmek isteyenlerin Özçelik ailesinin çadırını sık sık ziyaret ettiği öğrenildi.

  • Deprem sandılar kamyon elektrik tellerini devirdi

    Deprem sandılar kamyon elektrik tellerini devirdi

    Olay, Derince ilçesi, Sırrıpaşa Mahallesi, Vatan Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sürücüsü öğrenilemeyen  kamyonun seyir halindeyken dorsesi açıldı. Açılan dorse, cadde üzerindeki elektrik tellerine temas etti.

    Dorsenin tellere çarpmasının şiddetiyle, elektrik telleri koparak caddeye döküldü. Mahalle sakinleri ise adeta şok geçirdi. Çıkan sesten deprem olduğunu zanneden vatandaşların, elektrik kesilmesiyle birlikte yaşadığı panik daha da arttı. Bir anda balkona ve sokağa çıkan vatandaşlar gördükleri manzarayı hemen ihbar etti. İhbar üzerine bölgeye polis ve SEDAŞ ekipleri sevk edildi.

    Polis ekipleri, tehlikeli bir durum yaşanmaması için caddeye tüm girişleri kapattı. Hızlıca olay yerine gelen SEDAŞ ekipleri ise kısa sürede tahribatı onararak mahallenin elektrik enerjisini yeniden devreye soktu. Yaklaşık 2 saatlik çalışmanın ardından mahalle, yeniden elektriğe kavuşurken kazadan dolayı telefon ve internet kablolarının da zarar gördüğü öğrenildi. Polis ekiplerinin olayla ilgili incelemesi sürüyor.

    “Damperi açık şekilde gidiyordu, telleri aldı götürdü”

    Kamyonun damperinin açık şekilde caddeden geçtiğini belirten mahalle sakini Mehmet Aktaş, “Burada telefon direği vardı. Kamyon, telefon direğini aldı götürdü. Kabloların zamanında yer altından alınmasını istedik. Evin önündeki direkten korkuyorum. Umarım, kimsenin başına bela olmaz. Bugün evdeyken sesi duyduk. Kamyon, damperi açık şekilde gidiyordu. Telleri alıp götürdü, Allah’tan arkasında kimse yoktu. Daha önce de rica ettik, belediye başkanlarımızdan kabloları yer altına almalarını rica ediyoruz” dedi.

    “Ekiplerimiz, hızlıca aksiyon alarak mahallenin yüzde 90’ına enerjiyi verdi”

    Ekip olarak hızla aksiyon alıp elektrik enerjisini en kısa sürede bağladıklarını belirten SEDAŞ Körfez Derince Vardiya Amiri Hasan Tuncay, “Akşam saatlerinde kamyonun, dorsesi açık bir şekilde ilerlerken elektrik tellerini koparması sonucu mahallenin büyük kısmında genel kesintiye sebep verdi. Ekiplerimiz hızlıca aksiyon alarak mahallenin yüzde 90’ına enerjiyi verdi. Az bir kısım kaldı, kısa sürede o da tamamlanmış olacak” diye konuştu.


    “Deprem oldu sandım”

    Duyduğu ses üzerine kendisini dışarı attığını ve deprem zannettiğini söyleyen mahalle sakini Abdurrahman Çavuş ise, “Evde ışıklar kapalı otururken bir ses duydum. Deprem oldu sandım. Bir parlama olup geri söndü. Dışarı çıktım ve hengameyi gördüm. Baktığımda kablolar hep yerdeydi. Tırın dorsesi açık kalarak bütün kablolara etki etmiş. Bizler vatandaşlar olarak, deprem oldu sandık. Deprem gibi ses çıktı zaten” ifadelerini kullandı.

  • İskenderun Körfezi’nde deprem

    İskenderun Körfezi’nde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Akdeniz’in İskenderun Körfezi olan 4,5 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

    Deprem deniz yüzeyinin 5,39 kilometre derinliğinde meydana geldi.

    İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, sarsıntının ardından ekiplerin saha taramasının sürdüğünü belirterek, “Depremden kaynaklı güvenlik güçlerimize şu ana kadar yansıyan olumsuz bir durum yok. İlçe genelinde taramalarımız devam ediyor” dedi.

    Demiryürek, ilçenin sahil kesimindeki su yükselmesiyle ilgili ise “6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde kıyı bandının zarar görmesi nedeniyle şu an kentte etkili olan lodostan kaynaklı. Deprem etkisiyle su yükselmesi olduğunu değerlendirmiyoruz” diye konuştu.

  • Bingöl’de 4.2 büyüklüğünde deprem

    Bingöl’de 4.2 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, saat 07.57’de merkez üssü Bingöl’ün Solhan ilçesinde 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin yaklaşık 13 kilometre derinliğinde meydana gelen depremle ilgili olumsuz bir durum yaşanmadığı öğrenildi.