Etiket: deprem

  • Altındağ tek yürek

    Altındağ tek yürek

    Altındağ’dan deprem dayanışması Altındağ Belediyesi, geçtiğimiz yıllarda yaşanan Elazığ-Malatya ve İzmir depremlerinde olduğu gibi, merkez üssü Kahramanmaraş olan depremde de desteğini sürdürdü. Bir an önce harekete geçen ve kısa sürede organize olan ekipler, deprem bölgesinde canla başla çalıştı. Ankara’ya gelen depremzede vatandaşlar da yalnız bırakılmadı. Depremzedelere barınmadan giyime, sıcak yemekten psikolojik desteğe kadar pek çok alanda destek olundu.

    Altınay’da seferberlik

    Altındağ Belediyesi yardım organizasyonu Altınay aracılığıyla depremzedelere insani yardım malzemesi desteği verildi. 8 bin 914 adet gıda kolisi, 8 bin 669 giyim malzemesi, 8 bin 654 hijyen seti ve 850 adet battaniye Ankara’ya gelmek zorunda kalan depremzede vatandaşlara ulaştırıldı.

    110 aileye kömür desteği

    Deprem bölgesinden gelip Altındağ’a yerleşen depremzedelere, ücretsiz kömür dağıtımı da yapıldı. Kömür dağıtımından 110 aile faydalandı.


    Altındağ Belediyesi ayrıca Başkent Millet Bahçesi’nde, AFAD ile Ankara Valiliği tarafından kurulan koordinasyon merkezine depremzedeler için çay, çorba, kumanya, boyama kitabı ve servis desteği sağlandı.

    Sıcak yemek unutulmadı

    Deprem bölgesinden gelip Altındağ’a yerleşen depremzedelere, her gün sıcak yemek ikram edildi. Altındağ’daki depremzedelere 60 bin adet sıcak yemek ikramında bulunuldu.

    Bizim evimiz, sizin eviniz

    Altındağ Belediyesi Konukevi ve Doğantepe Mahallesi’nde bulunan Yaşlılar Evi kapılarını depremzede vatandaşlar için açtı. Depremzede vatandaşlar, Altındağ Belediye Başkanı Doç. Dr. Asım Balcı’nın sıcak ilgisiyle moral buldu. Başkan Balcı “Yapılan tüm yardımlar bölgedeki hayatı biraz olsun rahatlatıyor, orada kalanların yaşamlarını kolaylaştırıyor ama asıl hayat şimdi başlıyor. Bu nedenle depremzede vatandaşlarımıza ilgimizi ve desteğimizi sürdürmeliyiz. Evlerinden, mahallelerinden, alıştıkları düzenden ayrılmak zorunda kalan çok fazla deprem mağduru vatandaşımız var. Başka şehirlerde yeni bir hayat kurmaya, yeniden ayağa kalkmaya çalışıyorlar. Altındağ Belediyesi olarak daima yanlarındayız Bizim evimiz, onların evi Altındağ’da deprem bölgelerinden gelen yaklaşık 15 bin kişiyi misafir ediyoruz. Depremzede vatandaşlarımız için; evini, otelini, yurdunu açan tüm hemşehrilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.

  • Deprem dağları yerinde oynattı

    Deprem dağları yerinde oynattı

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki depremler, Malatya’da büyük hasara neden olurken, dağları da yerinde oynattı.

    Akçadağ ilçesi Levent Mahallesi’nde depremlerin meydana getirdiği şiddet dağları yerinden oynattı.

    Depremin şiddetiyle yerinde kopan dev kaya parçaları yollara savruldu.


    Yaklaşık 200 metrelik bir alana savrulan irili ufaklı tonlarca ağırlıktaki kayalar depremin yıkıcı etkisini ise bir kez daha gözler önüne serdi.

  • Trafolar, kahramanlar için konuştu

    Trafolar, kahramanlar için konuştu

    Türkiye’yi derinden etkileyen Kahramanmaraş depreminin ilk gününden bugüne afet bölgesine entegre olan UEDAŞ, teknik desteğin yanı sıra sosyal sorumlulukla da desteğini sürdürüyor.

    Kendi bünyesinde kurduğu arama kurtarma takımıyla da Hatay’daki enkaz çalışmalarına katılan UEDAŞ, tüm ülkenin seferber olduğu afet mücadelesinde ‘Trafolar Konuşuyor’ projesi ile bölgede çalışanlara minnetini duyurdu.


    2013 yılında hayata geçen Trafolar Konuşuyor projesi bugüne kadar kadına şiddetten kan bağışına, madde bağımlılığından emniyet kemerine kadar birçok toplumsal konuyu ele alarak farkındalık çağrısında bulundu.


    Yapılan çalışmayı gören vatandaşlar ise, “Çok büyük bir afet yaşadık. Oraya gidenlerden Allah razı olsun. Buraya da böyle resmetmeleri çok güzel olmuş” dedi.

  • Kalıcı konutlar için ilk kazma vuruldu

    Kalıcı konutlar için ilk kazma vuruldu

    Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6’lık iki büyük depremde ciddi hasar alan noktalardan biri olan Malatya’da bir taraftan konteyner kent, yapı çalışmaları devam ederken diğer taraftan da kalıcı konutlar için çalışmalar başlatıldı. İlk etapta 599 konutun yapılacağı Battalgazi ilçesinde bulunan Bahçebası mahallesinde, TOKİ tarafından zemin etüt çalışmalarının yapılmasıyla, ilk kazma vurularak çalışmalar başlatıldı. Yapımına başlanan kalıcı konutların 1 sene içerisinde tamamlanması bekleniyor. Öte yandan, Bahçebaşı Mahallesinde, 474 konutun yapımına da zemin etüt çalışmalarının hemen ardından başlanacağı öğrenildi.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, resmi sosyal medya hesabından Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ağır hasar alan Malatya’da kalıcı konutlarla ilgi çalışmaların yer aldığı bir video paylaştı. Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Malatya Battalgazi’de ilk kazmayı vurduk. İlk etapta bin 73, devamında ise 750 yuvamızı inşa edeceğiz. Hemen yanı başında ‘İlk Evim’ projemizdeki sosyal konutlarımız da devam ediyor. ‘İlk Evim’ de sürecek, afet konutlarımız da hızla yükselecek” ifadelerine yer verdi.

     

  • Tarihi kent Belen’in evlerinde hasar yok

    Tarihi kent Belen’in evlerinde hasar yok

    Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’ın pek çok ilçesinde yıkıma yol açtı. Topraklarının yüzde 85’i dağlardan oluşan Belen ilçesinde 3 mahallenin bulunduğu en eski yerleşim yerindeki yapılar depremde de ayakta kaldı. Asrı deviren yapılarda büyük depremlerin ardından hasarın oluşmaması dikkatlerden kaçmadı. İlçedeki 3 mahallede hasar oluşmaması ise kayalık zemine kurulu olmasına bağlanıyor. Amanos Dağları’na kurulu ilçe, depremlerin ardından göçlerin ilk durağı noktası haline geldi. Kenti güvenli bulan vatandaşlar Belen’e yerleşmeye başladı.

    Depremlerin ardından İskenderun’daki evini bırakarak Belen’deki yazlık evine taşındığını belirten Salih Kenanoğlu, “Belen ilçesi kayaların üzerine kurulu olduğu için çok fazla hissetmedik. Bu Hatay bölgesinde sanırım en korunaklı yer. Kayaların üzerine olduğu için bir sıkıntı yaşamadık. İskenderun merkezde oturuyorduk. İki büyük depremin ardından buraya geldik. Burada hiçbir sıkıntımız yok. Depremleri de fazla hissetmiyoruz. Buradaki evlerin hiçbirinde hasar yok. Vatandaşlar buraya gelerek kiralık ev ve arsa arıyor. Bölge de kıymetlendi. Buradaki evlerin birçoğu 60-70 senelik, bir çizik bile yok. Güvenle yatıyoruz” dedi.

     

  • BUSMEK eğitimleri

    BUSMEK eğitimleri

    Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından AFAD’ın kontrolünde bölgeden tahliye edilen depremzedeler, Bursa’da adeta kendi evlerinde gibi karşılanıyor. Gerek deprem bölgesindeki yaraların sarılması gerekse de bölgeye yardımların ulaştırılması noktasında önemli çalışmalara imza atan Bursa Büyükşehir Belediyesi, kente gelen depremzedelerin morallerini yüksek tutmak için de gerekli her türlü çalışmaya imza atıyor.

    Depremzedelerin gıdadan giyime tüm ihtiyaçlarının karşılandığı Kardeşlik Mağazası, şehir içi ücretsiz, ücretsiz üniversite hazırlık kursları, BUSMEK eğitimleri, psikolojik danışmanlık, şehir içi gezi turları gibi hizmetleri devreye alan Büyükşehir Belediyesi, depremin psikolojik izlerini silmeye çalışıyor. Depremzedelerin bu hizmetlere kolaylıkla ulaşımı için de ağırlıklı olarak kaldıkları yurtlara Büyükşehir Belediyesi tarafından başvuru stantları açılıyor.


    Nilüfer Hatun Kız Öğrenci Yurdu’nda kurulan stantlara da depremzedeler büyük ilgi gösterdi. Geçici de olsa Bursa’ya yeni bir yaşama başlayan afetzedeler, yararlanmak isterikleri tüm hizmetler için kolaylıkla başvurularını yaptı.


    Başvuru sırasında afetzedeler çarkıfelek bilgi yarışması ile hem keyifli zaman geçirdi hem de Bursa’yı daha yakında tanıma imkanı buldu. BUSMEK tarafından kurulan ebru sanatı stantı da özellikle küçük depremzedelerin ilgi odağı oldu. Afetzede çocuklar hocaları ile birlikte ebru sanatı çalışmalarına katıldı. Ebru çalışmalarını kurutmaya alırken fotoğraflanan çocukların bir nebze de olsa yüzleri güldü.

  • Zerda dizisinin konağı yerle bir oldu

    Zerda dizisinin konağı yerle bir oldu

    Kahramanmaraş 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde Gaziantep’in Nurdağı ilçesine bağlı Sakçagözü beldesinde 1916 yılında yapılan Hurşit Ağa Konağı yerle bir oldu. 2002-2004 yılları arasında milyonları ekrana kilitleyen Zerda dizisinin yanı sıra bir çok filme de ev sahipliği yapan ve üç ayrı bölümden oluşan konağın iki bağımsız kısmı yerle bir oldu. Bir bölümü ise ağır hasarlı bir şekilde ayakta kaldı.

    Tarihi ve bahçesi ile bölgenin önemli turistik merkezleri arasında yer alan konağın yerinde ise taş yığınlarından oluşan enkaz bulunuyor.

    Hurşit Ağa’nın torunlarından olan ve konağın sahiplerinden Mustafa Kemal Eren, “Hurşit Ağa Konağı olarak geçer bölgenin en önceki yapılarından birisi ve şuan sit alanı bölgesinde yer alıyor. Hurşit Ağa ailesi göçten sonra ilk buraya yerleştikten sonra burayı kurmuş. Gaziantep’in kurtuluşuna katkı veren Hurşit Ağa büyük dedelerimizdir. Bizler de ailenin fertlerindeniz, maalesef bu depremden sonra kaybettik bütün değerlerimizi” dedi.

    Mehmet Tolga Eren ise ”Hurşit Ağa Konağı daha önce Zerda dizisiyle ün kazanmıştı. Zerda dizisinden sonra bir yangın geçirmişti. O dönemin belediye başkanları da gelmişti ve yangın sonrası onarılacağını söylemişti. Fakat deprem sonrası tamamen yerle bir oldu. Tekrardan onarılabilecek durumda değil” diye konuştu.

    Dağlardan kayaların koptuğu ve yollara düştüğü ve çok sayıda binanın enkaza döndüğü Sakçagözü mahallesinde, tarihi yapısı, eşyaları ve bahçesi ile bölgenin önemli turistik merkezleri arasında yer alan konaktan geriye ağır hasarlı bir taş ve ahşap yığınlarından oluşan enkaz kaldı.

  • Prof. Dr. Naci Görür riskli bölgeyi işaretledi!

    Prof. Dr. Naci Görür riskli bölgeyi işaretledi!

    Kahramanmaraş ve Hatay’daki yıkıcı depremler Türkiye’yi bir kez daha afet gerçeği ile karşı karşıya getirdi. Can kaybının 45 binin üzerinde olduğu yıkıcı depremlerde yüz binin üzerinde ise yaralı var.

    Prof. Dr. Naci Görür katıldığı programda çarpıcı açıklamalarda bulunurken Marmara Denizi ve Erzincan, Tunceli bölgesine dikkat çekerek uyarılar yaptı.

    Görür’ün açıklamaları şöyle; Bilimin girmediği şey yanlıştır. Bilimsel olmalıdır. Deprem bölgelerinde bir kenti inşa etmek o kentin gelişimini, mekan kullanımını, nereye, nasıl gerektiğiyle yöneticilerin karar verebilmesi için önce o bölgede mikro bölgeleme dediğimiz araştırmanın yapılması lazım.

    Türkiye’de iki yer… Biri İstanbul yaptı, büyük ölçüde bitirdi. Diğeri ise İzmir’de yapılıyor. Bunun dışında hiçbir yerde mikro bölgeleme çalışması yok. Hiçbir ilimiz kent büyümesini bu mikro bölgeleme esasına göre yapmıyor. Mikro bölgeleme dediğimiz deprem kuşaklarının jeolojik, sismolojik ve deprem karakteristiklerini belirleyip kenti ona göre yönetmesi anlamına geliyor.

    ” Bu gerçek bir beka sorunudur”
    Hatalı kentler inşa etmenin en güzel örneği bizim bu deprem bölgeleri. Bunu bütün dünya ders kitabı gibi okuyabilir. Bunların hiçbiri kader değil. Bunları herbiri burada bu inşayı, bu yapıyı yaparsanız günün birinde deprem sizivurabilir. Bunu her yer bilimci burayı gezenler bunu her an söyleyebilirlerdi. Umarım 6 Şubat gerçek bir milat olur. Bu gerçek bir beka sorunudur. Bu milattır. Eğer olmazsa samimi söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti özgür ve bağımsız olarak geleceği olmayan bir devlet durumuna düşer. Eğer durduramazsan bitersin, özgürlüğünü de bağımsızlığına da kaybedersin.

    Ulusal risk kalkanı

    Evvelsi gün gece 00.20’de dün de öğleden sonra Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi’nden arandık. Davet edildiğimiz söylenildi. Bizim icap edip etmeyeceğimiz soruldu. Biz devlet başkanımızdan milletimizin can güvenliğini ilgilendiren bir konuda eğer karınca kararınca yapacağımız en ufak katkı varsa emre amade olduğumuzu depremin siyaset üstü bir konu olduğunu, parti üstü bir konu olduğunu ifade ederek zevkle, halkımız için yapabileceğimiz, önerebileceğimiz bir şey varsa koşa koşa geleceğimiz arz ettik.

    “7.4 büyüklüğünde deprem olabilir”

    Çorum tam Kuzey Anadolu fay hattının üzerinde. Bu kuşağın tamamı Türkiye’nin tamamı hatta dünyanın en aktif büyük depremler oluşturabilen kuşağı içerisinde. Bu kuşak aşağı yukarı Bingöl-Karlıova’dan çok büyük ölçüde Marmara Denizi’ne kadar enerjisini tüketti. Büyük deprem üretme enerjisini boşalttı. Şimdi Marmara’yı bekliyoruz. Bir de Erzincan ile Karlıova arasındaki bu kesimi bekliyoruz. Burada Pülümür’ün olduğu yer aşağı yukarı 7.4 büyüklüğünde belki deprem olabilir. Yedisu fayı üzerinde Bunu zaten hep söylüyoruz. Tunceli-Pülümür 7.4 büyüklüğünde deprem olabilir. Burada en son deprem 1794’te. Dolayısıyla epey zaman geçti. Erzincan depremi buraya muhtemelen enerji de transfer etmiş olabilir. Bu Doğu Anadolu fayındaki hareketler de belli ölçüde burayı biraz etkilemiş olabilir. Endişe ettiğimiz yerlerden biri bu.

    ‘Hocam nerede deprem bekliyorsunuz?’ diye bana sorduğunuz zaman ben parmağınızı kapatır ‘Kahramanmaraş’ filan derdik. Şimdi orası geçti. Daha büyük deprem üretme potansiyeli yok. Demek istediğim yıllarca Kahramanmaraş’ı listeye koyuyorduk. Şimdi listeden çıkarttık.

    Bunu da söylüyorduk; Yedisu fayı. Marmara diyorduk, Yedisu diyorduk, Maraş diyorduk… İşte bir de Batı Anadolu’da İzmir çevresinde de ‘Dikkatli olmak gerekir’ diyorduk.

    Gezegen hareketleri depremi tetikliyor mu?

    Bu harita çok büyük ölçüde doğru. Bu harita Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından uzun yıllar yapılmış. Yani Türk yer bilimcilerinin, yabancı yer bilimcilerinin de yerel araştırmaları sonucu ortaya çıkmış harita. Dolayısıyla çok büyük ölçüde doğru. Ama kimi yerlerde görülmeyen çizilmemiş faylar olabilir. AFAD’ın ortaya koyduğu ivme değerleri, risk durumu da doğru. Bundan bir kuşkumuz yok. Ama zaman geçtikçe daha da iyi olabilir.

    Bu hava tahmini yapan, falcılık yapan ‘Oradan deprem olacak, burada deprem olacak’ gibi nedense bu konuyla bir magazinel merak var. Kimi insanlar kendini bilen bilmez bilim dünyasında olmayan, bilimsel yöntemi olmayan insanlar çıkıyor. Küçüksemek istemiyorum, kırmak da istemiyorum. Deprem tahmininde bulunuyor. ‘Ben dedim çıkmıştı…’ Kimsin sen? Niçin böyle yapıyorsun? Bu insanların can güvenliğini tehdit eden bir konuda insan biraz edepli, sorumlu olur. İnsanlarımız var korku içinde. Neden böyle yapıyorsunuz? Bilim bu kadar basit mi? Bilimi bu kadar oyuncak haline mi getirdiniz? Onun için ben bunları ciddiye alınmasını doğru bulmuyorum.

    Eskişehir, Ankara

    Türkiye’nin orta kesimleri Ankara da dahil göreceli olarak biraz daha sakin diyebiliriz. Depremin fayı uzunluğuna bağlı değişmekte ama diyelim ki Eskişehir yöresinde 7’ye varabilecek depremler olabilir. Bu Marmara Bölgesi’ne kadar uzanan faylarla ilintili. Ankara’da başlı başına bir fay yok ama Çorum, Kırıkkale Kuzey Anadolu fayından ayrılan sistemler var. Burada olan depremlerin Ankara hisseder. Ama Ankara’nın bizzat kendine has büyük bir fay sistemi yok.

    İzmir ve çevresi

    Bu bölge sürekli gerilim altında. İzmir Yarımadası da çok sayıda aktif faylarla gerilmiş. Bu faylar genellikle kuzeyli yönlü ama Doğu, Batı yönler de var. Özellikle İzmir fayı Gediz grabeninin güney fayı İzmir’e kadar uzanıyor. Burada büyükçe bir deprem olasılığı var. Zaman bilmiyoruz ama İzmir daha fazla etkilenebilir. İzmir’in şansızlığı çevresinde Helen-Kıbrıs yayı var. Çok sık deprem üretiyor, değişik boyutlarda. Aslında büyük boyutta da üretebilir, denizin içinde Akdeniz’de.

    İzmir depremlerden etkileniyor. Batı Anadolu Helen-Kıbrıs yayında büyük ölçüde etkileniyor. Kuzey-Güney geriliyor. O gerilmelerden etkileniyor. Dolayısıyla bu graben fayları aktif hale geçebiliyor. İzmir’in kendisi faylarla kesilmiş. Dolayısıyla İzmir’i etkileyecek faylar çok fazla. Tarihi dönemlerde de şimdi de öyle.

    İstanbul, Marmara Denizli

    Burada beklediğimiz deprem en son 1766. 250 senede bir büyük deprem üretiyor İstanbul’da. Evet periyodu bu. 1766 senesinde durup sorsaydık; ‘Deprem bir daha olacak mı?’ 250 sene sonra…’ Kalemi silgiyi, kapatıyor. ‘Oh rahatız. Tamam. 250 ne demek.’ Böyle mi bakmak lazım? Belki vatandaş bakabilir. O da bakmamalı. 250 sene sonra benim torunlarımın çocukları ölecek. Şimdiden yap. Biz onu anlatmakta zorluk çekiyoruz. Umursamıyorlar.

    Bizim deprem yokken depremin geleceğine biraz zaman varken hazırlık yapalım ki, bu 3-5 günde olmaz. Biz 99 depremlerini ‘İstanbul’a hazırlanın’ dediğimiz zaman 23-24 sene geçti. Biz eğer o zamanlar işi ciddiye alsaydık şimdi İstanbul’da depremi hiç böyle telaşla beklemezdik.

    ‘ Kıyıdan 10 km içeriye doğru gittiği yerlerde depremin şiddeti 9 olacak’

    Marmara Bölgesi’nde deprem Marmara Denizi’nin içinde olacak. Yani Kuzey Anadolu fayının Marmara’nın iç kısmında olacak. Biz artık fay tartışmasını bırakalım. Bir gerçeklik var. Burada deprem olacak. 99’da deprem var, Şarköy’de 1912’de var. İkisinin arasındaki bölümde 1766’dan beri deprem yok. Burası sismik bir boşluk. Bu boşluk dolacak ve Marmara depremini oluşturacak. Bunu kabul edelim, halk bunu bilsin.

    Böyle bir deprem olduğu zaman Asya yakası göreceli olarak, Avrupa yakasına nazaran daha az etkilenecek. Burada jeolojik formasyonlar zemin itibarıyla daha güçlü. Anadolu yakası zemin olarak daha güçlü, Avrupa yakası daha zayıf. Dolayısıyla burada hasar göreceli olarak burada daha fazla. Kıyıya yakın, kıyıdan 10 kilometre içeriye doğru gittiği yerlerde çoğunlukla depremin şiddeti 9 olacak. Kuzeye doğru çıkınca bu düşecek. Ve 8, 7 vs. düşecek.

    Aynı şekilde Anadolu yakasında da kıyıya paralel kesimlerde 9 şiddeti ve kuzeye doğru azalacak. Kimi yerlerde 10 şiddeti bile görülecek. Bu ciddi bir deprem şiddetidir.

    Yapılacak şey…

    Bu durumda yapılacak şey şu; İstanbul’u bir an önce depreme hazırlamak. İstanbul’da depreme hazırlık adına yani hiçbirşey yapılmadı demek yanlış. Çok şey yapıldı. Faydalı işler de yapıldı. Özellikle bir takım yollar, viyadükler, köprüler güçlendirildi bu hükümet zamanında. İstanbul Valiliği, uluslararası proje almak kaydıyla hastaneleri, okulları, devlet dairelerini büyük ölçüde güçlendirdi.

    İGDAŞ büyük ölçüde kendi sistemi için çalışmalar yaptı. İSKİ güçlendirebilecek eksikliklerini büyük ölçüde tamamladı. İBB yeni bir strateji oluşturdu. İstanbul’u depreme hazırlama, seferberlik planını ortaya koydu.

  • Çiftlik hayvanlarının depreme verdiği tepki

    Çiftlik hayvanlarının depreme verdiği tepki

    Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki deprem, insanlarda olduğu kadar hayvanlarda da büyük paniğe neden oldu.

    Adıyaman’ın Kahta ilçesinde büyükbaş hayvanların bulunduğu çiftlikteki hareketlilik güvenlik kameralarına yansıdı.

    Saatler 04.17’yi gösterdiğinde, yerin sallanmaya başlamasıyla birlikte ayağa kalkan hayvanlar, sağa sola koşuşturdu.

  • Kahramanmaraş’ta türbe dimdik ayakta kaldı

    Kahramanmaraş’ta türbe dimdik ayakta kaldı

    Depremin ardından binlerce bina ve apartmanda çökme ve ağır hasar meydana gelirken Hz. Malik Bin Ejderin’in türbesi ve yanında bulunan camide taş bile oynamadı. Ziyaret için türbeye gelenler cami ve türbenin zarar görmediğini görünce sevinç yaşadı.

    “Türbe ve cami ziyarete açık”

    Caminin imam hatibi Adem Zencir, türbe ve caminin ibadete açık olduğunu söyleyerek, “Malik Bin Ejder hazretleri sahabedir. Sahabe peygamber efendimizi gören kişi demektir. Kendisi aslen Yemenli büyük bir komutandır. O dönemde Hz. Ömer tarafından Kahramanmaraş bölgesine görevlendirilerek burada savaşıp bu bölgenin İslamlaşmasında büyük rol üstlenmiştir. Daha sonra rivayetlerde bir göreve giderken bu noktada vefat ettiği geçiyor. Depremde camimizde hiçbir hasar meydana gelmedi. Buda bize Allah’ın bir lütfu herkes gelip ziyaretini yapıyor. Camimiz ve türbe ziyarete açıktır. Vatandaşlarımız duaya gelebilir” şeklinde konuştu.

    Türbe hakkında

    İslam orduları, Hz. Ömer döneminde 636-637 tarihlerinde Maraş ve çevresini fethetmek için akınlar yapmıştır. Bu akınlar sırasında Hz. Ali’nin sağ kolu olarak bilinen, kahramanlığıyla ün salmış olan sahabeden Malik Bin Ejder, şehrin kuşatılması sırasında yaralanmış ve bir kolunu kaybetmiştir. Türklerin bölgeyi fethinden sonra Hz. Ali’ye olan yakınlığı ve şehrin İslam ile tanışmasına vesile olmasından dolayı Malik Bin Ejder adına bir türbe inşa edilmiştir.