Etiket: deprem

  • Bebek mezarlıklarında deprem sonrası hasar

    Bebek mezarlıklarında deprem sonrası hasar

    Kahramanmaraş’taki 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Diyarbakır’da hasar tespitleri devam ediyor.

    Depremin yıkıcı etkisi sadece binalarda olmazken, Bağlar ilçesi Yeniköy Mezarlığında bulunan bebek mezarlıklarında da hasar meydana geldi.

    Onlarca mezarlık çatlarken, kimisinin ise tamamen yıkıldığı görüldü.

  • “Depremzedelere öykülerini anlatmaya zorlamayın”

    “Depremzedelere öykülerini anlatmaya zorlamayın”

    “Depremzedelere öykülerini anlatmaya zorlamayın” diyen Dr. Deniz Aracı, basit güvenceler ve teselliler verilmemesi gerektiğini söyledi.
    Türkiye’de yaşanan depremin ardından sadece deprem bölgesinde yaşayanlarda değil, tüm coğrafyada hatta dünyada dahi stres ve anksiyete düzeylerinde bir artış görüldüğünü kaydeden Dr. Deniz Aracı, “Depremzedelere öykülerini anlatmaya zorlamayın” dedi. Basit güvenceler ve teselliler verilmemesi gerektiğini söyleyen Dr. Aracı, “Onlara yönlendirmelerde bulunmayın ve ne yapacaklarını söylemeyin. Tutamayacağınız sözler vermeyin” diye konuştu.

    Aracı şöyle konuştu:

    “Deprem gibi travmatik bir olaya maruz kaldıktan sonra gelişebilecek müdahaleci düşünceler, kabuslar, geriye dönüşler, kaçınma davranışları, aşırı uyarılma ve olumsuz ruh hali gibi durumların olağan sürenin dışında devam ederek uzun süreli hale gelmesi, kişide travma sonrası stres bozukluğuna yol açabilir. Böyle bir durumda da profesyonel yardım almaktan kaçınmayın. Çocuklukta yaşanan ruhsal travma hem çocuklukta hem de yetişkinlikte yaşanan bir dizi ciddi bozukluğun gelişiminde önemli bir faktör olarak görünmektedir. Çocukluk çağı romatizmal ateşi gibi ruhsal travma da bir dizi farklı sorunu harekete geçirir ve bunlardan herhangi biri, tanımlanabilir ruhsal bir duruma yol açabilir.”

    Travma sonrası stres bozukluğu olan depremzedeler için hipnoz kullanımının araştırıldığını söyleyen İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Dr. Deniz Aracı, “Çalışma, hipnozun travma sonrası stres bozukluğunun sebep olduğu semptomları azaltmada etkili olduğunu ve hipnozun etkilerinin zaman içinde de korunduğunu bulmuştur. Unutmayın, erken dönemde genellikle ayakta tedavi ile birkaç seans içeren travma odaklı davranışsal terapötik (tedavi edici) müdahale, travma sonrası stres bozukluğunun gelişimini önleyebilir” dedi.

  • Hatay’da tarihi yapılarda da hasar gördü

    Hatay’da tarihi yapılarda da hasar gördü

    Kahramanmaraş merkezli 2 deprem 11 ilde yıkıma yol açtı. Depremden en fazla etkilenen kentler arasında bulunan Hatay’ın ilçelerinde de yıkımlar ve hasarlar oluştu. Belen ilçesinde bulunan ve merkez cami ismi ile anılan Kanuni Sultan Süleyman Camii’nde de hasar oluştu.

    1553 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yapılan ve kendi adını taşıyan cami asrın felaketinde ayakta kalmayı başardı. 470 yıllık caminin 6 Şubat depremlerinin ardında yalnızca minaresinde çatlak oluştu. Aynı bölgede bulunan eski yapılardan bir diğeri olan ve Ermenilerin bölgeyi terk etmesinin ardından kullanılmayan Ermeni kilisesinin de çan kulesinde hasar oluştu. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ilçedeki bu tarihi yapıların ağır hasarlı olarak raporlandığı öğrenildi.

    Tarihi yapıların bulunduğu Muhlisali Mahallesi Muhtarı Faruk Ekim, “Bazı eski binalarda tahribatlar var. Bunların ön çalışmaları tamamlandı. Acil olanlar önce yıkılacak. İkinci önceliğe alınanlar daha sonra yıkılacak. Tarihi eser nitelikteki camimizin minaresi orta yerinden çatlak vaziyette.

    Minareye ağır hasar verildi. Aynı zamanda hizmet vermeyen bir kilisemiz var. Çan kulesi yatmış vaziyette. Onunla ilgili çalışmalar devam ediyor. Ermeni Katolik Kilisesi pederi bu sabah geldi. Sağlama alma çabasındayız. Ağır hasar vardı. İkinci bir ihtimal ise çaresiz kalırsak, can güvenliği açısından yıkmak zorunda kalacağız. Camide çok bir hasar yok ama Vakıflar Genel Müdürlüğü içine girilmemesi yönünde uyarılarda bulundu” dedi.

  • ‘Malın, mülkün yalan olduğunu anladım’

    ‘Malın, mülkün yalan olduğunu anladım’

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki şiddetli depremlere Gaziantep’te yakalanan Abdullah Yılmaz, korku dolu anları gözyaşlarıyla anlattı. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kardiyoloji servisinde tedavi gören ve deprem sonrası evi ağır hasar alan Yılmaz, ilk önce şiddetli bir sesin geldiğini ve ardından evin çok şiddetli sallandığını belirterek, “O esnada malın, mülkün yalan olduğunu anladım” dedi.

    “Saat 04.15 gibi birisinin beni dürttüğünü hissettim”

    Yılmaz, saat 04.15 gibi birisinin yanına gelip kendisini dürterek uyandırdığını belirterek, “Benim 3 çocuğum cezaevinde, onları ziyarete gittiğim için yoruldum ve erken yattım. Saat 04.15 gibi birisinin beni dürttüğünü hissettim. Çocuk dürtüyor sandım, kalkıp baktığımda etrafımda kimse yoktu diğer tarafa dönüp Kelime-i Şehadet getirip yattım ama tekrar dürtüldüğümü hissettim. Işığı yakmak için kalktım, tam ışığı yaktığım anda ‘gür gür gür gür’ sesi geldi. O esnada çocuğum üzerime atladı sonra hanım ayaklarımdan tuttu düşerim diye. O esnada ev gidip gidip geldi. Biz 30 saniye kadar sallandık. O anda malın, mülkün yalan olduğunu anladım” dedi.

    “Orada zenginle fakir aynı oldu”

    Deprem sonrası zengin ile fakirin bir olduğunu ifade eden Yılmaz, “Dışarıya attık kendimizi. Dışarıda karla karışık yağmur yağıyor, soğuk var, fırtına var. Çocuklar tir tir titredi. Allah kimseye vermesin. İnsanlar küçüğünü bilmiyor, büyüğünü bilmiyor. Saygısızlık, merhametsizlik, her türlü pislik, dolandırıcılık var insanlarda. Hak ettin ki Allah verdi bunları sana. İnsanlara ‘ kendine gel’ dedi. Kardeş kardeşe küs arkadaş arkadaşa küs, insanlar birbirine yardım etmiyor. Depremden sonra gittik camilerde sığındık, camiler de artçı depremlerden sonra sallanıyordu. Ben depremde her şeyin yalan olduğunu anladım. ‘Hani senin malın vardı? Hani tarlan vardı? Hani para için insanların kalbini kırıyordun? Hani servetin vardı? Ne oldu sana?’ Bir bardak çorba için hepimiz sıraya girdik. Orada zenginle fakir aynı oldu” diye konuştu.

  • Depremzedelere zehirlenme uyarısı

    Depremzedelere zehirlenme uyarısı

    Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık 11 ili vuran depremlein ardından deprem bölgesinde depremzelerde çadırlarda yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor.

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, bölgedeki depremzeleri karbonmonoksit zehirlenmesine karşı uyardı.

    Toros, “Isınma amaçlı çadırlarda kurulan sobalar ile araçların egzozlarından çıkan gazlardan olumsuz etkilenmemek için insanlarımızın dikkatli olması gerekiyor. Çadırlarda ve arabalarda kirleticilerin birikmemesi için önlem alınması lazım.” diye konuştu.

    Ölüme yol açabilir

    Prof. Dr. Toros, yakıtın tam yanmaması sonucu açığa çıkan karbonmonoksidin renksiz, kokusuz ve zehirli bir gaz olduğuna dikkati çekerek “Yanmanın olduğu arabalarda, evlerde ve çadırlarda bol miktarda karbonmonoksit açığa çıkabilir. Karbonmonoksit solunduğunda kana karışarak kanın oksijen taşıma yeteneğini azaltır ve vücuttaki hücrelere yeterli oksijen ulaşmayabilir.” ifadesini kullandı.

    Kirli havanın solunmasıyla karbonmonoksidin vücudun kan dolaşımına girerek oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerine bağlandığını, oksijen taşıma kapasitesinin azalması sonucunda zehirlenmenin meydana geldiğini aktaran Toros, bu durumun genellikle baş dönmesi ve baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, yorgunluk, halsizlik, hızlı kalp atışı, solunum güçlüğü, bayılma ile sürecin sonucunda ölüme yol açabildiğini anlattı.

    Prof. Dr. Toros, karbonmonoksit zehirlenmesi şüphesi taşıyan kişiye taze hava aldırarak hemen sağlık kurumlarına başvurulması gerektiğini dile getirdi.

    “Bulunduğumuz ortamlarda yanma varsa yeterli havalandırma yapılmalıdır”

    Bunlardan korunmak için yakıt kaynaklarına düzenli bakılması, mekanda doğru havalandırmanın yapılması ve tesisat sistemlerinin sürekli kontrol edilip araç egzozlarından uzak durulması gerektiğinin altını çizen Toros şunları kaydetti:

    “Bulunduğumuz ortamlarda yanma varsa yeterli havalandırma yapılmalıdır. Evlerde veya çadırlarda soba borusunun veya baca yönünün rüzgarla aynı yönde olması önemlidir. Ters yönden esen rüzgar, karbonmonoksidin bacadan oda, çadır veya araba içine geri gelmesine sebep olabilir. Bacaların ucuna mümkünse baca fırıldağı konulmalıdır. Böylece rüzgarla birlikte borudaki veya bacadaki gazlar hızla dışarı atılabilir. Aracın yönü, egzozdan çıkan gazların mutlaka rüzgarla birlikte arabadan uzaklaştırılacak şekilde ayarlanmalıdır. Arabalarda, o an ve gelecek saatlerdeki rüzgar yönüne bakılarak araçların yönünün rüzgar gelen tarafa bakması ve egzozdan çıkan kirleticilerin rüzgarla beraber araçlardan uzaklaşması sağlanmalıdır.”

  • ‘abi beni bırakma’ dedi, 20 saatte kurtardılar

    ‘abi beni bırakma’ dedi, 20 saatte kurtardılar

    Hatay’da arama kurtarma çalışmalarına katılan Konya İtfaiyesinden itfaiye eri Abdül Zengin, deprem bölgesinde görev yaparken bazen çok duygulandıklarını, gözyaşlarını tutamadıkları anlar olduğunu söyledi. Depremin ardından gittikleri Hatay’da ekip lideri olarak çalıştığını, 9 kişilik tim oluşturduklarını anlatan Zengin, “Arama kurtarmacı olarak ve arkamızda 10-15 kişilik ekibimiz vardı. Binalar çok kötüydü, yıkım şekilleri çok kötüydü. Bitişik olduğu için binalar birbirine yatık şekildeydi.

    8 katılı bina 3 katlı gibi görünüyordu. Çok fazla topraklaşma vardı binalarda. Kolonlar patlamış durumdaydı. Bu şekilde çalışmalarımıza başladık. Öncelikle çalışma sistemimiz ses duyduğumuz yerlereydi. Ses duyduğumuz yerlere müdahale etmeye çalıştık. Kolay olanları çabuk alıyorduk ama bizim işimiz kolay olmayanlardı” dedi.


    “Muhammet elimi tuttu ‘abi beni bırakma dedi, 20 saatlik çalışmayla kurtardık”
    İtfaiye eri Abdül Zengin, enkazdan çıkardıkları depremzede Muhammet ile yaşadıklarını anlatarak, “Muhammet diye bir kardeşimiz vardı. Kolon altında kolu kalmış, kendi de duvar altındaydı çıkardık. Muhammet’i çıkarmaya 20 saat falan uğraştık, çünkü kolon altındaydı. Kolunu dirsek üzerinden kolon başmış eli de kolon altındaydı. Öyle bir çalışmalıyız ki koluna da zarar vermememiz lazım.

    Kolun ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Kirişi kırmaya çalışıyoruz, kolu da korumamız lazım. İğne ile kuyu kazar gibi çalıştık. Biz çalışırken Muhammet elimi tuttu ‘abi beni bırakma, çıkar buradan, bana su verir misiniz?’ dedi. Bedeni sıkışmadığı için yavaş yavaş su verdik. Muhammet su istediği zaman su nerde diye etrafa baktım. Muhammet ‘su arkanda abi’ dedi. O kadar her şeyin farkındaydı. Elhamdülillah 20 saatlik bir çalışma sonrasında Muhammet’i çıkardık” diye konuştu.

  • Milli yer altı görüntüleme cihazı

    Milli yer altı görüntüleme cihazı

    Türkiye, “yüzyılın felaketi” olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7, ikincisi 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremler; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da büyük yıkıma yol açtı. Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda, sektörün birçok firması da kabiliyet ve teknolojileriyle sahada arama kurtarma faaliyetlerine destek oldu. Türk savunma sanayiinin geliştirdiği teknolojik kabiliyetler ve sistemler, AFAD ile koordineli şekilde ihtiyaç olan yerlere sevk edilip arama-kurtarma ekiplerinin kullanımına sunuldu.

    Savunma sanayisinin geliştirdiği; yer altı görüntüleme, tespit ve analiz cihazları, duvar arkası radarlar; çeşitli tip ve özelliklerde kamera sistemleri, göçük altı görüntüleme cihazları, çubuk kamara, termal kamera, güneş enerjili kamera ve yaka kameraları arama-kurtarma ekiplerinin hızlı ve etkili bir şekilde çalışmasını sağladı.


    Bu cihazlardan biri olan, Assuva Savunma tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen yer altı görüntüleme ve tespit cihazları, bölgede jandarma ve sivil kullanıcılar tarafından aktif şekilde kullanıldı. Operasyonlarda, yer yüzeyinin altındaki tünel, sığınak ve depoların tespiti için kullanılan yerli ve milli imkanlarla üretilen yer altı görüntüleme cihazı; depremlerde enkaz altında kalanların yer tespitinde önemli rol oynayarak birçok insanın canlı olarak kurtarılmasına vesile oldu.

    Son teknoloji ile üretilen yerli ve milli imkanlarla yapılan yer altı görüntüleme cihazının enkaz altındaki vatandaşları bulma anlarına dair görüntüler ortaya çıktı.

  • Ay halesi tedirginlik oluşturdu

    Ay halesi tedirginlik oluşturdu

    Hatay’ın İskenderun ilçesinde depremzede vatandaşlar, Ay’ın etrafındaki halkayı görünce tedirginlik yaşadı. Yeni bir deprem olacağı hissine kapıldıklarını belirten vatandaşların gördüğü Ay’ın etrafındaki çember sosyal medyada da gündem oldu. Yaşanan durumun bir doğa olayı olduğu ve Ay halesi olduğu anlaşıldı.


    Ay’ın bu halini ilk kez gördüğünü ifade eden Erkan Çalışkan, “Deprem bölgesi olan İskenderun’da yaşıyoruz. İlk defa Ay’ın bu halini gördük. İlk başta şaşırdık. Daha sonra internette yaptığımız araştırmalar sonucu mevsimsel olarak böyle olduğunu öğrendik” dedi.

    Ay halesi

    Yükseklerdeki buz kristallerinin altıgen formu, ışığın halka biçiminde odaklanmasını sağlıyor. Ay’dan farklı açılarla gelen ışıklar buz kristallerine ulaştıktan sonra kırılarak dairesel halkalar oluşturuyor.

  • Kahramanmaraş’ta 5 büyüklüğünde deprem

    Kahramanmaraş’ta 5 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde 5 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

    Deprem 6,95 kilometre derinlikte gerçekleşti.

  • Danimarkalı Bakan Hatay’da, depremi değerlenirdi

    Danimarkalı Bakan Hatay’da, depremi değerlenirdi

    Danimarka Kalkınma Yardımı ve Küresel İklim Politikası Bakanı Dan Jorgensen deprem sebebiyle Hatay’a ziyarette bulundu. Danimarkalı Bakan, ziyaret gerçekleştirdiği yerlerin ardından İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ile yüz yüze görüştü. İkili görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Bugün gördüklerim çok üzücü, bu gerçekten inanılmaz bir felaket” ifadelerini kullandı.

    “Depremden etkilenen insanlara yardım etmemiz gerekiyor”

    Deprem felaketine değinen Bakan Dan Jorgensen, “Buraya Danimarka’nın baş sağlığı dileklerini iletmek için geldim. Bölgede bu felaketten etkilenmiş çok sayıda insana taziyelerini sunmak için geldim. Bugün gördüklerim çok üzücü, bu gerçekten inanılmaz bir felaket. Tabi ki de bu depremden etkilenen insanlar yardım etmemiz gerekiyor. Ben sahada çok cesur ve kararlı bir şekilde yardım faaliyetinde bulunan yerel yetkililer ve kuruluşları gördüm. Tabi ki uluslararası toplumunda yardımda bulunması gerekiyor. Buradan Danimarka’ya döndüğümde hükümetime vereceğim mesaj bu” Şeklinde konuştu.

    “Danimarka, Türkiye’ye 10 milyon Euro yardım tahsis etti”

    Danimarka’nın Türkiye’ye yaptığı yardım miktarından bahseden Jorgensen, “Bu mesajı aynı zamanda Avrupa Birliği içerisindeki meslektaşlarımla da paylaşacağım. Danimarka hükümeti şuana kadar Türkiye’ye 10 milyon Euro yardım tahsis etti. Bunlar bu bölgedeki akut ihtiyaçların giderilmesi için kullanılacak. Bu ihtiyaçlar, barınma, çadır, sağlık kitleri, gıda ve su gibi ihtiyaçlar.” Dedi.