Etiket: deprem

  • “İki ay içerisinde 244 bin 343 konutun temeli atılacak”

    “İki ay içerisinde 244 bin 343 konutun temeli atılacak”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Adıyaman’da sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı sonrası bir açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum depremden etkilenen şehirleri en kısa sürede ayağa kaldıracaklarını belirtti.

    Adıyaman’ı eski ihtişamlı günlerine kavuşturmak için burada olduklarını söyleyen Bakan Kurum, “Adıyamanlı kardeşlerimizin acısına ortak olmak, yeni yaşam alanlarını incelemek, gözbebeğimiz Adıyaman’ımızı yeniden tıpkı eski günlerine, o ihtişamlı olduğu güzel günlerine kavuşturmak, ayağa kaldırmak için tekrar buradayız, Adıyaman’ımızdayız. Millet olarak her bir ferdimizi derinden sarsan depremin acıları hala tazeliğini korusa da üzerinden tam 25 gün geçen o karanlık gecenin izlerini devletimizin bütün gücünü, bütün imkanlarını seferber ederek bir bir siliyoruz. Yaralarımızı devlet-millet el ele hep birlikte sarıyoruz. Bizler ilk günden beri yaşadığımız acıları bir nebze olsun dindirebilmenin gayreti içerisindeyiz. Depremden etkilenen bölgelerimizde arama kurtarma, insani yardım ve hasar tespit çalışmalarımızdan sonra Bakanlık olarak sürdürdüğümüz çalışmalarımızı inceliyoruz. Tüm ekibimizle, tam kadro buradayız, Adıyaman’dayız. Hem hasar tespit çalışmalarını takip ettik hem de valilerimizle, belediye başkanlarımızla, STK’larımızla, iş dünyamızla, kanaat önderlerimizle, vatandaşlarımızla istişarelerde bulunduk, Adıyaman’da yeni konutlarımızın inşa edileceği yerleri beraberce belirledik. Depremden zarar gören 10 ilimizde olduğu gibi Adıyaman’ımızda da çalışmalarımız büyük bir seferberlik anlayışla aralıksız devam ediyor. Bakanlarımız da burada tüm gayretiyle, özverisiyle çalışıyor. İnşallah 85 milyon tek yürek, tek bir aile olarak bir ve beraber olacağız, hep birlikte bu zor günleri atlatacağız ve kardeşlerimizin mutluluğuna yine hep birlikte şahit olacağız” dedi.

    Geçici barınma ve hasar tespit çalışmaları

    Adıyaman’da ilk etapta 3 bin adet konteynır kent uygulamasının devam ettiğini söyleyen Kurum, “Sürecin arama kurtarma çalışmalarına müteakip olarak tüm şehirlerimizde TOKİ’mizle, Emlak Konut’umuzla, STK ve özel sektör temsilcilerimizle, prefabrik, çelik konstrüksiyon ve yığma yapılar olmak üzere geçici barınma alanlarımızı hızlıca inşa ettik. Şu anda halihazırda yer belirleme çalışmalarını tamamladığımız geçici barınma alanları çerçevesinde Adıyaman’ımızda 3 bin adet konteyner kent uygulamamız devam ediyor. Bu konteynerlerimizde sıcak sular akacak. Tuvalet, banyo, mutfak, salon ve yatak odası olacak. En kısa sürede hazırlayıp teslim edeceğiz. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.
    4 milyon 953 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 622 bin binada inceleme yapıldı.

    Hasar tespit çalışmalarının 7 bin personelle 11 ilde devam ettiğini söyleyen Bakan Kurum,” Tabi bir yandan geçici barınma alanlarını inşa ederken, diğer yandan da hasar tespitlerimizi 7 bin personelimizle 11 ilimizde aralıksız sürdürüyoruz. Depremden etkilenen illerimizde 4 milyon 953 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 622 bin binada inceleme yaptık. İçerisinde 604 bin 856 bağımsız bölüm olan 212 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunu tespit ettik. Adıyaman’da ise 68 bin 12 bağımsız bölümden oluşan 28 bin 547 binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. İnşallah en kısa sürede tüm hasar tespit çalışmalarımızı tamamlayacağız” dedi.

    Adıyaman’da 47 bin 350 konut ve 13 bin 987 köy evi yapılacak

    Asrın felaketinin 11 ilde14 milyon kişiyi derinden sarstığını söyleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Ancak milletimiz müsterih olsun, devletimiz bütün varlığıyla milletinin yanındadır. Bir devletin milleti için alabileceği en hızlı aksiyonu, gösterebileceği en hızlı refleksi depremzede kardeşlerimizin sıcak yuvalarına tekrar kavuşması için gösterdik. Cumhuriyet tarihimizin en büyük konut seferberliğini, en büyük afet dönüşüm sürecini tarihte görülmemiş bir hızla 11 ilimizde aynı anda başlattık. Afet bölgesinde ilk etap inşa edeceğimiz 319 bin konutumuzun, tüm mikro-bölgeleme, jeolojik ve zemin etüdlerini tamamladık. İlk sözleşmelerimizi imzaladık. Adıyaman’ımızda da Merkez İndere, Kahta Erikdere, Besni Eskiköy, Gölbaşı Yukarıçöplü mahallelerinde 47 bin 350 konut ve 13 bin 987 köy evi, inşa edeceğiz. Bölgenin zemin etütlerine başladık, inşallah Mart ayında ilk kazmayı vuracağız” şeklinde konuştu.

    Toplamda 244 bin 343 konutun temeli atılacak

    Depremden etkilenen 11 ilde toplam 244 bin 343 konutun temellerinin atacağını söyleyen Bakan Kurum, “Yine hasar tespitlerimize göre konut sayılarımızı artıracağız. Bu anlamda gerek bilim insanlarımız gerekse bakanlığımızın uzman ekipleri yeni yerleşim yerlerine ilişkin gecesini gündüzüne katıyor, 7/24 çalışıyor. Bu çerçevede 21 Şubat’tan bu yana, yani bir haftada Gaziantepimizde 3 bin 377, Adıyaman’da bin 161, Kilis’te 645, Adana’da 590, Hatay’da bin 185, Kahramanmaraş’ta 3 bin 826, Şanlıurfa’da 897, Malatya’da 948, Osmaniye’de 152 olmak üzere toplam 12 bin 781 konutumuzun yapımını başlatmış olduk. Mart’ın ilk üç gününde de toplam 8 bin 463 konutumuzun yapımını başlatmış olacağız. Yani 3 Mart itibariyle toplamda 21 bin 244 konutumuzun yapımına başlamış oluyoruz. İnşallah önümüzdeki 2 ay içerisinde 11 ilimizin tamamında toplamda 244 bin 343 konutumuzun temellerini atacak, inşa süreçlerini başlatmış olacağız. Kalan konutlarımızı da şehir merkezlerinde, zemin etütlerini tamamlayarak, kültürel dokuyu da koruyarak inşa süreçlerini başlatacağız. Sözleşmelerini imzaladığımız ve yapımına başladığımız yeni yuvalarımızın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Konutlar bir yıl içerisinde teslim edilecek

    Adıyaman’ın gökte bir hilal gibi yükseleceğini söyleyen Bakan Kurum, “Peygamberler, sahabeler şehri; binlerce yıllık kadim birikime sahip olan Adıyamanımız her taşında, sokağında, caddesinde tarihinden, kültüründen bir iz barındırıyor. Tarımın, turizmin ve madenciliğin şehri Adıyaman’ımızı tıpkı eski günlerinde olduğu gibi yeniden ihtişamıyla ayağa kaldıracağız. Enkaz karanlığında kaybolan umutları yeşertip bu güzel şehri tarihi sokaklarıyla, meydanlarıyla, bahçeleriyle yeniden inşa edeceğiz. Adıyaman Ulu Camimiz başta olmak üzere yıkılan tüm camilerimizi ivedilikle yenileyeceğiz. Tarihi camilerimizin minarelerinden yeniden ezan sesleri yükselecek, acı ve hüznün yerini el ele milletçe kurduğumuz hayallerimiz, yeni hayatlarımız alacak. Anadolu’nun sarp kayalıklarında kurulan, medeniyetiyle göz kamaştıran bu ihtişamlı şehri yeniden Güneydoğu’nun parlayan güneşi yapacağız. Bu coğrafya, bu bölge, gözbebeğimiz Adıyamanımız Allah’ın izniyle gökte bir hilal gibi yükselecek. Şunu özellikle belirtmek istiyorum.

    Biz sadece ekibimizle, araçlarımızla, yaptığımız çalışmalarla burada değiliz. Biz kalbimizle buradayız. Ruhumuzla buradayız. Aklımızla, fikrimizle, gönlümüzle, tüm duygularımızla buradayız. Adıyamanlı bir annenin kaybettiği evladı artık biziz. Annesini, babasını kaybeden Adıyamanlı bir çocuğun ailesi artık biziz. Burada ve diğer 10 ilimizde hayat yeniden normale dönene kadar, acılar yerini mutluluğa, hüzünler yerini umuda bırakana kadar burada olacağız, Adıyaman’ın ellerini, kardeşlerimizin ellerini sımsıkı tutacağız. Siz gönlünüzü ferah tutun. Güzel Adıyamanımız için gece gündüz, kar kış demeden çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bugün biz TOKİ eliyle 1 milyon 180 bin konutumuzu yaptık mı, Yaptık. 3.3 milyon konutumuzu dönüştürdük mü? Dönüştürdük! Yapılamaz denilenleri yaptık mı, Yaptık. Bitirilemez denilenleri bitirdik mi, Bitirdik. Şimdi yine Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle Cumhurbaşkanımızın liderliğinde buradaki konutlarımızı da bir yıl içerisinde sizlere teslim edeceğiz. Çevre düzenlemeleriyle, parklarıyla, bahçeleriyle, camileriyle, okullarıyla, tüm sosyal donatı alanlarıyla Adıyamanlı kardeşlerimize yeni yaşam alanları sunacağız. El birliğiyle şehirlerimizi yeniden kalkındıracağız. Tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla, doğasıyla bu kadim coğrafyayı yeniden ayağa kaldıracağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.

  • 11. gün enkazdan çıkarılan Aleyna taburcu edildi

    11. gün enkazdan çıkarılan Aleyna taburcu edildi

    Kahramanmaraş merkezli depremin 248’inci saatinde, mahsur kaldığı binanın enkazında arama kurtarma faaliyetleri yürüten ekipler tarafından kurtarılan 17 yaşındaki Aleyna Ölmez taburcu oldu.

    Ölmez’in, enkaz altında kaldığı dönemde pelvis (leğen) kemiğinin kırıldığı, bu sebeple bir operasyon geçirdiği ve ameliyatının da başarılı bir şekilde tamamlandığı belirtilmişti. Bu çerçevede hastanedeki tedavisi tamamlanan ve taburcu olan Ölmez’in son durumu hakkında Ankara Üniversitesi Rektörü Necdet Ünüvar açıklamalarda bulundu.

    Ölmez’in enkazdan çıkarıldıktan hemen sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk uzmanı ekipleri tarafından ilk müdahalesinin yapıldığını hatırlatan Ünüvar, “Yoğun bakımda 3 gün kadar tedavi ettik. Yoğun bakım süreci esnasında leğen kemiğindeki sorundan dolayı ortopedi doktorlarımız tarafından o bölgeye bir fiksatör takıldı. Bir yandan da diğer hususlarla ilgili ufak tefek sağlık sorunları vardı, onlarla ilgili de tedaviler yapıldı. Kısa süre içerisinde normal beslenmesine başladı. Serviste de yaklaşık 12 gün kadar takibini yaptık. Bugün de Aleyna’yı taburcu ederek gönderiyoruz.” diye konuştu.

    “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aleyna’yı bir daha ziyaret edeceğini dile getirmişti”

    Ünüvar, Ölmez’in depremde umut kaynağı olduğunu ifade ederek, “Aleyna’nın durumu kamuoyu tarafından çok yakından takip edildi. İlk andan itibaren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önce Aleyna’nın teyzesi Güler Hanım’la görüştü, sonrasında ise Aleyna ile görüştü. Aleyna’ya geçmiş olsun dileklerinde bulundu ve bir daha ziyaret edeceğini dile getirmişti” ifadelerini kullandı.

    “Aleyna’nın bu süreci sağlıklı olarak atlatması için gerekli gayreti sarf edeceğiz”

    Taburcu edildikten sonraki süreçte de Aleyna Ölmez’i takip etmeye devam edeceklerini dile getiren Ünüvar, sözlerine şöyle devam etti: “Hem tıbbi açıdan hem de psikososyal destek anlamında, Sağlık Müdürlüğü ve Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüzle çok yakından konuyu takip edeceğiz. Geçtiğimiz sürede de yine hem İl Sağlık Müdürlüğümüze hem de İl Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüze çok teşekkür ediyoruz. Sürekli bir ekiple hastalarımızı ziyaret ettiler. Onların tabii sadece tıbbi yönünü değil, her türlü ihtiyaçlarını yakından takip ettik. Bundan sonra da devletimiz takip edecek. Aleyna’nın bu süreci sağlıklı olarak atlatması için gerekli gayreti sarf edeceğiz.”

    “Buraya ilk geldiğimde çok korkuyordum”

    Hastaneden taburcu olan 17 yaşındaki Aleyna Ölmez, hastanedeki tüm doktorlara ve hemşirelere teşekkür ederek, “Çok ilgiliydiniz. Buraya ilk geldiğimde çok korkuyordum. Hiç gelmediğim bir şehir, hiç bilmediğim bir yer. Ne yapacağımı da bilmiyordum ama hiç yabancılık çekmedim. O kadar ilgiliydiniz ki bunun için teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Ayrıca, Aleyna şu anda 11’inci sınıfta olduğunu, önümüzdeki sene üniversite sınavına gireceğini ve ileride psikolog olmak istediğini de belirtti.

    “11 gün boyunca hiçbir şey yiyip içme şansım olmadı”

    Bir gazetecinin, 11 gün boyunca enkaz altında nasıl kaldığını ve taburcu olması sonrasında nasıl bir yol izleyeceğini sorması üzerine Ölmez, “11 gün boyunca hiçbir şey yiyip içme şansım olmadı. Ortam falan da karanlıktı. Bir de ayrıyeten ben odamda depreme yakalandım. Pek hareket şansım da olmadı. Bir şey yiyip içemedim. Herhangi bir açlık ya da susuzluk hissettiğim zaman uyudum. Genelde uyuduğum için de pek bir şey hatırlamıyorum. Vaktim genelde uyuyarak geçti. Bundan sonraki süreçte de yine teyzemle beraber yaşayacağım. Şu anlık kesin değil ama Ankara’da kalmayı düşünüyoruz, fizik tedavi süreci boyunca buradayız” cevabını verdi. Öte yandan Ölmez, hastanede kaldığı sürede kendisini tedavi eden hekimlere yaptığı zambak çiçeği resmini, hastaneden ayrılmadan önce kendisini tedavi eden ekibe hediye etti.
    Daha sonra ise Ölmez, hastaneden alkışlar eşliğinde ambulansla çıkarak taburcu oldu.

  • Binanın üçüncü katı ortadan kayboldu

    Binanın üçüncü katı ortadan kayboldu

    Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremden dolayı Adıyaman’da da binlerce ev yıkılmış ve binlerce vatandaş ise hayatını kaybetmişti. Depremden dolayı Adıyaman merkez Varlık Mahallesi’nde Abuzer Fırat’a ait 4 katlı binanın 3. katı yıkıldı. 3. katın yıkılmasıyla dördüncü kat, üçüncü katın yerine oturdu. Deprem esnasında kimsenin içerisinde olmadığı binanın 4. katı aynı zamanda yaklaşık 30 derecelik bir açıyla da döndü. 4. katın 3. katta yer almasına ve ilginç görüntülere sahne olan binanın tehlike arz ettiği ve bir an önce yıkılması gerektiği vatandaşlar tarafından vurgulandı.

    Vatandaşlar, “Bu bina 4 katlı, 3. katı yıkılmış durumda. Birinci kat, ikinci kat ve en üst kat sağlam ama üçüncü kat yok. Evet maalesef ilginç bir görüntü, tehlike arz ediyor. Yanındaki komşuların evleri sağlam ama bu nedenle giremiyorlar. Bu evin yıkılmasını bekliyorlar. Üçüncü ve dördüncü kat biraz dönerek tehlike arz ediyor. Dördüncü kat şu anda üçüncü katta duruyor” diye konuştu.

  • İsveç yapımı çadırlar evleri aratmıyor

    İsveç yapımı çadırlar evleri aratmıyor

    Kahramanmaraş ve Hatay’da meydana gelen şiddetli depremler 11 ili etkilerken, yıkımın en fazla yaşandığı Antakya’da yaralar sarılmaya çalışıyor. Hatay’a bağlı Hassa ilçesinde evlerini kaybeden vatandaşlar için çadır kent kuruldu.

    NATO aracılığıyla bölgeye gönderilen 90 adet İsveç yapımı çadırlar 20 metrekarelik 6 kişilik kapasitesi ile otel konforunu aratmıyor. Birçok vatandaşın memnun kaldığı çadır kentte toplamda 350 vatandaş konaklıyor.

    İlerleyen günlerde 60 tane daha İsveç yapımı çadırın kurulduğunu bildiren yetkililer, aynı zamanda depremzedeler için sosyal proje çerçevesinde sağlık, oyun alanı gibi birçok etkinlik alanı sunuyor.

    Depremzede Emsal Çito, Evimiz deprem nedeniyle artık kullanılamaz hale geldiği için evsiz kaldım.

    Allah devletimiz ve milletimizden razı olsun bizim için kurulan bir çadır ayarladı. Çadırlarımız çok güzel. Geniş ve ferah olduğu için misafir bile alabiliyoruz” diye konuştu.

    Başka bir depremzede ise çadırların çok güzel olduğunu belirtirken, yetkililerden lavabo kapasitelerinin hem artırılmasını hem de engelli lavabolarının getirilmesini talep etti.

  • İş arayan deprem mağdurları firmalarla buluştu

    İş arayan deprem mağdurları firmalarla buluştu

    Erzurum’daki firma sahipleri ile iş arayan deprem mağduru vatandaşların buluştuğu program, Milli Eğitim Bakanlığı Erzurum Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü’nün ev sahipliğinde yapıldı. ETSO ve İŞKUR’un ortak çalışmasıyla düzenlenen programa, Erzurum’da farklı sektörlerde faaliyet gösteren 30’un üzerinde firma katılım sağladı. Programın başlangıcında konuşan İŞKUR İl Müdürü Abdulkadir Mutlu, deprem sonrası Erzurum’a gelen deprem mağduru vatandaşların kuruma iş talebinde bulunmaları üzerine, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası ve il genelindeki firmalarla iş birliği yaparak böyle bir program düzenlediklerini söyledi. Mutlu, “İş arayan vatandaşlarımızla firmalarımızın yapacakları ikili görüşmelerden olumlu neticeler alınacağına ve karşılıklı fayda sağlanacağına inanıyoruz” dedi.
    Özakalın; “Yaralarımızı hep birlikte saralım”

    Programda daha sonra konuşan ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Saim Özakalın da, depremde mağdur olan vatandaşların mağduriyetlerini bir nebze olsun giderme anlamında İŞKUR’la işbirliği içinde samimi bir çabanın içerisine girdiklerini belirterek, düzenlenen programa katkı sağlayan firma sahipleri ve yetkililerine teşekkür etti. Türkiye’nin 6 Şubat gecesi büyük bir felaketle sarsıldığını ve milletin tarifi mümkün olmayan bir acı yaşadığını ifade eden Başkan Özakalın, “Bizler hepimiz, herhangi bir felaket olduğunda oraya uzak durmaya çalışan değil tam aksine en kısa sürede o felaket bölgesine ulaşmaya, oradaki insanların elini tutup, yaralarını sarmaya, acılarını paylaşmaya can atan asil bir milletin fertleriyiz. Bu depremde de 7’den 70’e toplumun her ferdi depremden etkilenen insanlarımızın selameti adına, onların ihtiyaçlarını gidermek için her türlü imkanını kullanmaya özen gösterdi. Artık hep birlikte yaralarımızı sarma vakti Devletimiz, milletimiz tek yürek olup bu felaketin izlerini mümkün olduğunca silmek adına elimizden geleni yapmaya çaba göstereceğiz. Bugünkü programımızda da vasıflı veya vasıfsız eleman ihtiyacı olan firmalarımız deprem mağduru vatandaşlarımızla buluşuyor. İnşallah hem firmalarımız hem de sizler bu görüşmelerden memnun ayrılırsınız” diye konuştu. Başkan Özakalın, ildeki işletmelerde depremzede vatandaşların istihdamına yönelik programların iş arayanların durumu ve firmaların talepleri doğrultusunda önümüzdeki günlerde devam edebileceğini dile getirdi.

    Programda, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı da, Erzurum Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, diğer belediyeler ve ildeki kamu kurumlarının deprem bölgesindeki çalışmalarının devam ettiğini kaydederek, Büyükşehir Belediyesi olarak Erzurum’a gelen depremzede vatandaşların her türlü ihtiyacıyla yakından ilgilendiklerini söyledi.
    Programda daha sonra firma sahipleri ile iş arayan yaklaşık 250 deprem mağduru vatandaş ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Programda İŞKUR yetkileri firmaların ihtiyaç duyduğu meslekler ve firma isimlerinin yer aldığı listeleri iş arayan deprem mağduru vatandaşlara dağıtarak görüşmelerin daha organize bir şekilde gerçekleşmesini sağladı.
    ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Saim Özakalın da görüşmelerde vatandaşların taleplerini dinledi ve firmaların sahiplerini arayarak depremzede vatandaşların istihdamına yardımcı olmaya davet etti.

  • Kahramanmaraş’ın simgesi ayakta

    Kahramanmaraş’ın simgesi ayakta

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler de çok sayıda tarihi yapı ve bina yıkıldı. Ancak Abdülhamid Han Camii, iki depremde olduğu gibi artçı depremlerde de hasar görmedi. Türkiye’nin 4’üncü büyük, Kahramanmaraş’ın ise en büyük camisi olma özelliği sahip ve 1993 yılında temeli atılıp 2011 yılında Kahramanmaraş halkının kendi cebinden topladığı paralarla yapılan 81 metre uzunluğundaki dört minaresinde de hasar oluşmadı. Tarihi camide 15 bin kişi aynı anda ibadet edebiliyor. Şehir siluetine dahil olan caminin asrın felaketi olan depremlere rağmen ayakta kaldığı için mutlu olan vatandaşlar, Abdülhamit Han Camii’nin kent için bir özelliğe sahip olduğunu dile getirdi.

    “Abdülhamit Han Camii Kahramanmaraş halkı için önemli”

    Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem sonrası şehir halkının Abdülhamit Han Camii için kaygılandığını dile getiren Mehmet Akif Fırış, “Abdülhamit Han Cami, şehrimizi simgeleyen bir yer olduğu gibi maneviyatı yüksek özel günlerde de dolup taşardı. Deprem olmasına rağmen Cuma günü kapalıydı camimiz ama ona rağmen doldu taştı. Herkes kaygılandı açıkçası. Abdülhamit Han Camiine bir şey oldu mu, yıkıldı mı tarzında. Bir insan nasıl evine kaygılanır, işte Abdülhamit Han Camii de Kahramanmaraş halkı için önemli. Deprem sonrası insanlar buraya akın etti. Büyük bir depreme rağmen Abdülhamit Han Camisi dimdik ayakta. Mimarisi ile yapısı ile doğru bir şekilde inşa edilmiş. Bu kadar büyük bir caminin ayakta kalabilmesi bizler için mutluluk verici” dedi.

    “Dayımı ve yengemi kaybettim ama Abdülhamit Han Camii’ni görünce rahatlıyorum”

    Kahramanmaraş halkı için özel bir yeri olan caminin şehrin her bölgesinden göründüğünü ve bu caminin depremler sonrası ayakta kalmasından dolayı büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden Mehmet Ali Alcı ise “Burası bizlere manevi olarak güç veriyor şu an. Allah’a şükür yıkılmadı, yıkılan camilere de üzgünüz. Caminin ayakta kalmasına da çok mutlu olduk ve bundan dolayı da çok sevinçliyiz. Burası ayakta kaldığı için bize manevi güç veriyor. Ben Allah’a şükür bir haftadır buradayım ve buraya baktığım zaman rahatlama geliyor bana. Yanında da enkaz var burada da dayım var. Burada dayımı ve yengemi kaybettim ama Abdülhamit Han camisini de görünce rahatlıyorum. İnşallah dayım ve yengem deprem şehidi olmuştur. Onlara Allah rahmet eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

    “Deprem oldu, kıyamete uyandık resmen”

    Deprem felaketini yaşayan vatandaşlardan Tuba Demirhan da “Komşularımızın evleri yıkılmış, her yer çığlık, feryat, figan insanların 1 saat boyunca feryatlarını duyduk. Sonrasında da zaten sesleri kesildi. Camimizde abdesthane tarafı yıkıldı diyorlar, içinde de çatlaklar oluşmuş. Burayı kapattılar ki hani vatandaşlar içine girip tekrardan felakete yol açmasın. Dua ediyoruz, inşallah Allah sonumuzu hayretsin” ifadelerini kullandı.

  • “Enkazdakileri kurtarırken arkeologlar gibi kazdık”

    “Enkazdakileri kurtarırken arkeologlar gibi kazdık”

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, ‘yüzyılın afeti’ olarak nitelendirildi. Kahramanmaraş başta olmak üzere toplam 11 ili etkileyen depremler, büyük hasar ve can kayıplarına neden oldu. Depremin en çok etkilediği Malatya ve Hatay’da arama kurtarma çalışması yürüten Van İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri, 234 enkazda çalışma yaptı. 18 gün boyunca çalışma yapan AFAD ekipleri, toplam 143 kişiyi canlı olarak kurtardı. Daha önceki yıllarda ülkenin farklı notlarında meydana gelen depremler sonrası arama kurtarma çalışmalarına katılan AFAD personeli, Malatya ve Hatay’da canlı tespit ettikleri yaralıları kurtarmak için büyük zorluklar yaşadı.

    “Binalar katlanarak dönerek yıkılmıştı”

    AFAD Arama Kurtarma Teknisyeni Vedat Demir, geçmişte Van Başkale ve Elazığ depreminde çalıştıklarını hatırlattı. Depremin ilk gününde ulaştıkları Malatya’daki enkazın çok farklı olduğunu ifade eden Demir, “Binalar katlanarak dönerek yıkılmıştı. Bu yüzden çok zor şartlarda çalışma yaptık. Kolonların patladığı enkazda ortadan yol açarak canlılara ve cenazelere ulaştık. Bizim için çok büyük bir görev ve tecrübeydi. Bu zorlu görevde alnımızın akıyla çıktık” dedi.

    “Bir arkeolog nasıl çalışıyorsa o şekilde çalıştık”

    Çalıştıkları enkazda malzemeleri kaldırırken sadece saç benzeri bir şey gördüklerini anlatan Demir, “Emin olmak için baktık ve ilk etapta hayatını kaybetmiş bir vatandaş sandık. Ancak hafif hafif yaklaşınca ses geldi. Burada 6 saat boyunca bir arkeolog nasıl çalışıyorsa o şekilde çalıştık. Mehmet ile konuştuğumuzda annesinin de ayak bölgesinde olduğunu söyledi. Teyzemin de yaşadığını tespit ettik. Çalışma yaptığımızda teyzenin de kapı aralığına sıkıştığını ve zor durumda olduğunu gördük. 6 saat sonra çok şükür Mehmet’i de annesini de sağ olarak çıkardık. Sonrasında sağlıklı olduklarını da öğrendik” diye konuştu.

    “Tarif edilemeyecek bir duygu”

    Hamit Yıldız isimli AFAD Arama Kurtarma Teknisyeni ise 2011 yılında meydana gelen Van depreminde de arama ve kurtarma çalışmalarına katıldığını belirterek, “Asrın felaketi’ olarak nitelendirilen bu deprem büyük bir felaketti. Malatya’ya ilk ulaştığımızda çalışma yaptığımız Hayat Sitesinde ilk etapta bir kişiyi sağ olarak kurtardık. Bir insanı o enkazdan sağ olarak kurtarmak tarif edilemeyecek bir duygudur” şeklinde konuştu.

  • Müzede artçı deprem önlemi

    Müzede artçı deprem önlemi

    Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden etkilenen Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki eserlerin korunması için ek tedbirler alındı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun, ek önlem haberini sosyal medya hesabından paylaştı.

    Coşkun, “Devam eden depremler ve artçı sarsıntılar sebebiyle Hatay Arkeoloji Müzemizdeki Şuppiluliuma heykeli, Arsuz stelleri ve benzeri eserlerimiz için ilave tedbirler aldık. En yakın zamanda yeniden gün ışığına kavuşabilmeleri dileğiyle” dedi.

     

  • “Malzeme kalitesi düşük binalar yıkıldı”

    “Malzeme kalitesi düşük binalar yıkıldı”

    Üniversitenin Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) uzmanları, hazırladıkları “6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu”nda, elde edilen sonuçları “malzeme, detaylandırma, zemin, betonarme yapı tasarımı ve imalatı, yığma yapılar” başlıkları altında özetledi.

    Özellikle 2000 yılı öncesinde yapılan binalarda beton kalitesinin düşük olduğu ve düz inşaat demiri kullanıldığı belirtilen raporda, etriyelerle ilgili sorunlara vurgu yapıldı.

    Raporda, kolon, kiriş ve perde gibi taşıyıcı elemanlarda hasar önleyen enine yerleştirilen demirler olarak tanımlanan etriyelerin yetersiz miktarda kullanıldığı, ayrıca bazı binalarda “güçlü kolon-zayıf kiriş” ilkesine uyulmadığı ortaya konuldu.

    “Elazığ ve Sisam Adası depremlerinde de gördüğümüz binalardaki aynı hataları gördük”

    BTÜ DEPAR Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan, AA muhabirine, depremin ardından çalışma yapmak üzere merkez bünyesindeki öğretim görevlileri ile bölgeye intikal ettiklerini anlattı.

    Hasarın büyük olduğu kentlerde incelemelerde bulunduklarını dile getiren Bayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “TÜBİTAK’ın yayınladığı projeye DEPAR bünyesindeki iki hocamız başvurdu. Onların yürütücülüğünde ve Rektörümüz Prof. Dr. Naci Çağlar’ın öncülüğünde kısa süre sonra bölgeye iki heyet olarak gittik. Daha önce Elazığ, yakın zamanda İzmir’i etkileyen Samos’ta (Sisam Adası) meydana gelen depremlerde de gördüğümüz binalardaki maalesef aynı hataları gördük. Bunlardan en çok hasara sebep olanlar 2000 öncesi yapılarda gözlemlediğimiz düz donatının kullanılması, düz donatı mevcudiyeti ve beton kalitesinin düşüklüğüydü. Aynı zamanda yine etriyelerin uygun yerlerde kullanılmaması, kolon ve kiriş birleşimlerindeki donatıların eksikliği, aderans (bağ) eksikliği… Bunlar çok büyük depremlerdi. Bu hataların hiçbirini maalesef affetmedi.”

    Bayhan, deprem bölgesindeki incelemelerinden sonra hazırladıkları rapora, jeofizik ve fay durumuna ilişkin gözlemlerini yazdıklarını aktaran Bayhan, “Daha sonra da zeminle ilgili, sıvılaşma olan bölgeleri ve zeminle ilgili sıkıntıları belirttik. Yapı ve yapılardaki hasarla ilgili fotoğraflarımızı ve bununla ilgili yorumlarımızı bu raporda belirttik. En sonunda da sonuç ve önerimizi sunduk.” dedi.

    Hazır beton kullanımının zorunlu kılındığı 2004 yılından önce yapılan binalar

    Prof. Dr. Beyhan Bayhan, bölgede bundan sonra atılması gereken adımlara işaret ederek, Marmara Depremi’nin etkileriyle hazırlanan yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 2000 yılı yerine hazır beton kullanımı zorunluluğunun getirildiği 2004’ten önce yapılmış binaların ilk olarak ele alınmasını önerdi.

    Bayhan, 2004’ten önce inşa edilen yapıların çok dikkatli incelenmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Hızlı aksiyon alınması için de belki bu yapılarda beton dayanımı 10 megapaskalın altında olan binalar ve düz donatılı, düz demirli binaların yıkılıp yeniden yapılması uygun olur. Bunun dışında yine eğer dayanımı konusunda tereddüdü olan binalar varsa bunların da yine yönetmeliklerimiz dahilinde daha detaylı incelenip yıkımına karar verilip verilmemesi veya güçlendirilmesinin gerekip gerekmediğinin kararının bir an önce verilmesi lazım ve bina kullanım sertifikasının bir an önce yine memleketimizde aktif olması lazım.” diye konuştu.

    Aynı gün içinde aynı bölgede büyüklüğü 7’yi aşan iki depremin meydana geldiğini hatırlatan Bayhan, “Bu depremler yapısal kusurları affetmedi. Bunun için de uygun zeminde, uygun teknikle, uygun projelerin ve uygun imalatın yapılması gerekiyor. Artık yapı denetiminin de aktif olduğu bir ülkede bence bunlara çok daha dikkat edilmesi ve sorunların şeffaf bir şekilde ortaya konulması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Prof. Dr. Bayhan, BTÜ’nün web sayfasında yayınladıkları raporu YÖK Başkanlığı ve TÜBİTAK’a da gönderdiklerini sözlerine ekledi.

  • Bandırma’da Bekçiler geri döndü

    Bandırma’da Bekçiler geri döndü

    Kahramanmaraş merkezli 10 ilde etkisini gösteren depremin ardından, Bandırma İlçe Emniyet Müdürlüğü, deprem bölgesinde vatandaşa yardımcı olmak ve asayiş hizmetlerini sağlamak üzere bünyesinde görevli personellerden oluşan 37 çarşı ve mahalle bekçilerini deprem bölgelerine göndermişti.


    Deprem Bölgesindeki bekçiler Bandırma’ya geri döndüler

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından Bandırma İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı bekçiler, bölgeye giderek buradaki çalışmalara destek oldular.


    Bandırma genelinden 37 bekçi asrın afeti olarak tanımlanan deprem bölgelerine giderek, burada çalışmalarını tamamlayarak görev yerlerine geri geldiler. Yaklaşık 23 gün boyunca deprem bölgelerinde görev yapan bekçiler tekrar Bandırma’nın sokaklarında hırsızlık, huzur ve güvenliğin sağlanması için görevlerine devam edecek.