Etiket: deprem

  • İstanbul’da depreme dayanıksız 2 kamu hastanesi taşınıyor

    İstanbul’da depreme dayanıksız 2 kamu hastanesi taşınıyor

    Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedross Adhonom ve Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, Hatay’da bulunan sahra hastanesini ziyaret etti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile birlikte hastaneyi gezen Adhonom ve Kluge, yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Bakan Koca ve Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri, gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından kameralar karşısına geçerek, basın toplantısı düzenledi. Depremin Türkiye’nin 11 ilinde büyük bir yıkıma yol açtığını belirten Bakan Koca, “Depremin ilk saatlerinde ülkemizdeki afetin Seviye-4 Acil Durum olarak ilan edilmesinden hemen sonra Birleşmiş Milletler acil yardım çağrısında bulundu. Bu sürecin uluslararası dayanışma ve işbirliğine nasıl ivme kazandırdığını görmüş olduk. Böylesi durumlarda alarm veren bu kavramların önemi bir kez daha ortaya çıktı” şeklinde konuştu.

    “23 gündür sahadayız”
    Sağlık Bakanlığı olarak ilk günden itibaren sahada olduklarını vurgulayan Koca, “Çalışmaları, yaralıların acil müdahalesi, nakli ve depremzedelere sağlık hizmeti ulaştırılması yanında halk sağlığına yönelik tedbirleri hızla hayata geçirdik. Mevcut bütün imkânlarımızı seferber ettik. Bu çerçevede, öncelikli ihtiyaçlarımız doğrultusunda uluslararası işbirliği ortaklarımız ile çalışmalar yürütüyoruz. Yaraların bir an evvel sarılabilmesi için uğraş veriyoruz. Bu vesileyle süreçte bizlere destek olan tüm dost ve kardeş ülkelere, uluslararası kuruluşlara ve STK’lara teşekkürlerimizi iletiyorum” diye konuştu.

    “Planlama ve çalışmalarımızı kendileriyle paylaştık”
    Dünya Sağlık Örgütü Gelen Direktörü Tedross Adhonom ve Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerinin altını çizen Koca, “Ziyarete geldiler; sahayı gördüler. Ülkemizin deprem sırasında maruz kaldığı olumsuz etkilerin yanı sıra, sunduğumuz sağlık hizmetlerini ve toparlanma sürecine ilişkin planlama ve çalışmalarımızı kendileriyle paylaştık” ifadelerini kullandı.

    “50 bini aşkın yaralımızı hızla bölge dışına naklettik”
    Afet bölgesinde aktif şekilde kullanılan hastanelerin çalışmaları hakkında bilgi veren Koca, “Afet bölgesinde kullanılır durumdaki hastanelerimize ek olarak 27’si yabancı dostlarımız tarafından kurulan toplam 35 tam teşekküllü sahra hastanemiz ve 110 acil müdahale birimimizle yerinde sağlık hizmeti vermeye devam ediyoruz. Bu sağlık kuruluşlarımız yaralılarımıza hızla ilk müdahalelerin yapılmasında büyük bir performans sergilemiştir. Yereldeki ekiplerimizin yanı sıra, afet bölgesine sevk ettiğimiz bin 253 ambulans ve 245 UMKE ekibi sürekli görev yapmaktadır. Bunlarla birlikte 14 hava ambulansımız, Cumhurbaşkanlığımızın uçakları ile Türk Silahlı Kuvvetlerine ait uçak ve gemilerle yaklaşık bir hafta içinde 50 bini aşkın yaralımızı hızla bölge dışına naklettik” dedi.
    Koca, Kağıthane Devlet Hastanesi’nin taşınma sürecinden de bahsederek, “Ülke genelinde sağlık tesislerimizin depreme mukavemeti konusunda bakanlık olarak harekete geçmiş durumdayız. Depreme dayanıklı araştırma çalışmaları ülke genelinde yürütülmektedir. İstanbul Kağıthane Devlet Hastanemiz, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanemize taşınarak hizmete devam edecektir. Taşınma işlemi ise birkaç gün içinde tamamlanacaktır. Benzer çalışmalarımız devam edecektir ve bu taşınma durumlarını ilgili hastaneler ile sizleri bilgilendirme çabası içinde olacağım” açıklamalarında bulundu.

    “44 bin ölü ve 108 bin yaralı ile yakın tarihte gerçekleşen en büyük felaketlerden biri”
    Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedross Adhonom ise Türk halkına geçmiş olsun dileklerini sunarak, “Gaziantep’ten Antakya’ya karayolu ile geldik ve yolda gördüğümüz yıkım oldukça inanılmaz boyutlardaydı. Deprem sadece bu bölgeyi değil, 11 ili etkilemiştir. Yaklaşık 44 bin ölü ve 108 bin yaralı ile yakın tarihte gerçekleşen en büyük felaketlerden biri. Sayın Bakan ve hükümetin depremzedelere yardım etme konusunda elinden geleni yaptığının bilincindeyiz. Sahada çalışan görevlilere ve özellikle UMKE görevlilerine çalışmalarından dolayı teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı .

  • Osmaniye’de 4.1 büyüklüğünde deprem

    Osmaniye’de 4.1 büyüklüğünde deprem

  • Armağan Çağlayan, isyan etti

    Armağan Çağlayan, isyan etti

    YouTube kanalında yayınlanan videolarla adından söz ettiren başarılı yapımcı ve sunucu Armağan Çağlayan, geçtiğimiz aylarda kansere yakalandı. YouTube kanalındaki çekimleri durduran ve biraz daha sakin bir hayat yaşama kararı alan ünlü isim, gıda ürünlerine gelen zamma isyan etti.

    Sosyal medya hesaplarından sık sık gündeme dair yaptığı yorumlarla adından söz ettiren Armağan Çağlayan, Twitter hesabından sivri biberin kilosunun 60 TL olmasına isyan ederek “Nutkum tutuldu” ifadelerini kullandı. Çağlayan’ın paylaşımı kısa sürede gündem olurken takipçileri de sebze ve meyvelere gelen zamları yazmaya başladı.

    Armağan Çağlayan, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından İstanbul’daki evini kontrol ettirmek istemiş ancak aldığı karara tepki göstermişti. İstanbul’da oturduğu evin depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek isteyen Çağlayan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda belediyeye başvurduğunu ancak defalarca kez olumsuz cevap aldığını söyleyerek “Bir de şöyle bir şey var. İstanbul’da oturduğum evi kontrol ettirmek için defalarca belediyeye başvurdum. Her seferinde aynı yanıtı aldım: ‘1999 depreminden sonra yapılan binalar sağlam, onları kontrol etmiyoruz!’ Ve kontrol ettirmeyi başaramadım” demişti.

     

  • “Devleti ve milleti hep yanımızda hissettik”

    “Devleti ve milleti hep yanımızda hissettik”

    Türkiye depremin yaralarını sarmaya devam ederken, depremin etkilediği illerde yaşayan vatandaşlar yurdun dört bir tarafında misafir ediliyor. Bu misafirlerden birisi olan Kahramanmaraşlı Adem Kenger, depremden sonra torunlarıyla birlikte Aksaray’ın Eskil ilçesine geldi. Yaşadıklarını anlatan Adem Kenger, “Pazartesi saat 04.19 gece şiddetli bir şekilde sarsıntıyla uyandık. “Allah muhafaza eve giremez olduk. Üç gün serada yattık, çocuk torunlar falan. Allah kimsenin başına vermesin, adeta mahşeri yaşadık. Bu zamana geldik, böyle bir şey görmedik. Allah muhafaza binalar yıkıldı, insanlar enkaz altında kaldı, canından oldu. Vahim bir durum, Allah kimsenin başına vermesin” dedi.

    Aksaray’ın Eskil ilçesine gelirken endişeli geldiklerini belirten Kenger, “Acaba gurbet ele gidiyoruz, nasıl karşılanırız diyerek ama geldik herkes samimi candan. Çok böyle Allah razı olsun muhteşem insanlar. Sanki kendimizi evimizde hissettirdiler bizi, hayran kaldık. Allah herkesten razı olsun. 7’den yetmişe ilgi alaka gösterdiler, hala da gösteriyorlar. 10 – 12 gündür buradayız, hala da evimizde hissediyoruz” diye konuştu.

    “Bizler devleti her zaman yanımızda gördük”

    “Bizler devleti de milleti de her zaman yanımızda gördük” diyen bir diğer depremzede Fahri Bıyıklı, “Benim kendi evim yıkıldı. Ebrar sitelerinde, büyük bir acı ve kayıp yaşadık. Sevdiklerimizi kaybettik. İki tane yeğenimi kaybettim. Hamdü senalar olsun Rabbimize, bizler inançlı insanız. Bizler devleti her zaman yanımızda gördük. AFAD olsun, Kızılay olsun. Kahramanmaraş’ta çadır kentte 10 gün kaldık. Buraya Eskil ilçesine geleli 4 gün oldu. Hizmetler çok güzel. Gerek kaymakamlık, gerek sosyal yardımlaşma vakfı gerekse imam hatip lisesi hocaları bizle ilgileniyorlar. İnşallah bu maddi kayıplar evler hepsi düzeltilir en büyük acımız yetirdiğimiz canlar. Şehit olan o insanlarımızdan. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin, rabbim bizlere böyle acıları bir daha göstermesin” şeklinde konuştu.

    “Burada sınıf arkadaşlarım çok iyi”

    Depremzede olarak Eskil’e gelen 7’nci sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Şeyma Özkan, “Kahramanmaraş’tan geldik. Depremde uyandığımızda çok kötü bir şey yaşadık. Allah kimsenin başına vermesin, anlatılmayacak kadar kötü. Üç gün arabada sonra da çadırda yattık. Sonra hastalık ve hastalandıktan sonra memleketimizi terk etmek zorunda kaldık. Burada çok rahatız, okula gidiyoruz. Okuldan çanta ve kitapları verdiler. Allah razı olsun, Cumhurbaşkanımızı da devletimizi de çok seviyorum. Sınıf arkadaşlarım çok iyi, bizle çok iyi ilgileniyorlar. Yerimiz sıcak, üç öğün yemek veriyorlar” diye belirtti.

    “Her ihtiyacımızı kaymakamlık karşı aldı”

    Eskil İlçesindeki Kaymakamımız bizleri çok iyi karşıladı diyen depremzede Ökkeş Özkan, “Deprem anında çok kötü bir şeyler hissettik. Arkadaşlarımdan can kaybı olanlar var. Allah kimseye bunu yaşatmasın. Eskil İlçesi’ndeki kaymakamımız bizi çok iyi karşıladı. Eskil İmam Hatip Ortaokulu’nda hocalarımız bizleri çok iyi karşıladı. Üç öğün sıcak yemek yiyoruz, yerimiz çok iyi. Kaymakamlık ve sosyal yardımlaşma tüm ihtiyaçlarımızı verdi. Bir ihtiyacımız yok, hepsinden Allah razı olsun” dedi.

  • Yazdığı notlarla hayata tutunuyor

    Yazdığı notlarla hayata tutunuyor

    Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de meydana gelen depreme, Elif Naz Çil ve ailesi Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yakalandı. Bulundukları apartmanın yıkılmasıyla Elif Naz ve babası Emrah Çil enkazdan birkaç saat sonra yaralı olarak çıkarıldı. Anne Döne Çil ise hayatını kaybetti. İslahiye Devlet Hastanesi’nde ilk müdahaleleri yapılan Elif Naz ve babası, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Vücutlarında kırıklar olan baba-kız tedaviye alındı.

    “Yanımda güzel insanlar var”

    Annesini kaybettiğini depremin 5’inci günü öğrenen Elif Naz, moralini iyi tutmak için kuzeninin önerisiyle notlar yazdı. “Elif Naz’ın Başa Çıkma Kartı” başlıklı notları hastane yatağının başucuna yapıştıran 14 yaşındaki Çil, sık sık yazdıklarını okuyarak yaşadıklarının etkisinden kendini korumaya çalışıyor. Elif Naz’ın yazdığı notlarda; “Annemin beni izlediğini düşünüyorum, o hep benim içimde”, “Günden güne iyileşiyorum”, “Yanımda çok güzel insanlar var”, “Başımı çevirdiğimde babamı görebiliyorum ve onu sağlıklı görmek çok güzel”, “Hareketlerim artıyor, yakında yürüyeceğim”, “Yeniden başlamak sevdiklerimle yaptığım planlar ile daha kolay geliyor”, “Yemek yapmak, resim yapmak ve dahası” ifadeleri yer alıyor.

    Depremde annesini kaybettiğini ancak babası ve o gün şehir dışında olan kardeşiyle kendisinin kurtulduğunu belirten Elif Naz, yakınlarının ve Adana Şehir Hastanesi personelinin desteğiyle kendini toparlamaya çalıştığını anlattı. Hastane çalışanlarının ve ziyaretine gelen yakınlarının kendisine 4 kez doğum günü partisi düzenlediğini söyleyen Elif Naz, kuzeninin önerisiyle bir ‘başa çıkma kartı’ hazırladığını belirtti.

    Yaşadıklarını anlatan Elif Naz, “Ben buraya depremden sonraki ilk gün geldim ve 5 gün sonra annemin vefatını öğrendim. Benim için çok zor gelmişti ilk başta. Nefesimin daraldığını hissettiğim zamanlardı. Kuzenim geldi, bana yardım etti. ‘Beraber bunu yazabiliriz’ dedi. Özellikle ‘Dışından oku’ dedi. Kendimi kötü hissettiğim zamanlarda bunu dışımdan okumamı istedi. Bu nedenle yazdım bunu. Özellikle annemin beni izlediğini düşünmek beni ferahlattığından dolayı ilk olarak bunu yazdım” diye konuştu.

  • Bursa’da çift yeni hayatlarına imza attılar

    Bursa’da çift yeni hayatlarına imza attılar

    Hatay’da 2 yıl önce tanışan ve kendi aralarında nişan yapan Adem Akçe (34) ve Tülin Sümbül (29), Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremle evlerinden son anda çıkabildi. Yaşadıkları evleri yıkılan Adem ve Tülin çifti, Hatay’ın Antakya ilçesinden Bursa’ya geldi. hayalini kurdukları düğün için aldıkları çeyizler ise enkaz altında kaldı. Yaşadıkları korku dolu anları halen yaşayan çift, kaldıkları otelin de desteği ile dünya evine girdi.

    Otel çalışanlarının da katıldığı törenle nikahları kıyılan çiftten Adem Akçe, “Hatay’da hayat durduğu için mecburen buraya geldik. 12 gün oldu bizde buraya geleli. Geldiğimizde AFAD’a gittik. Soy ismimiz tutmadığı için sorun yaşayabilirdik. Allah herkesten razı olsun. Geçtiğimiz hafta nikah tarihini aldık. Mobilya üzerine işim vardı. Bursa’da böyle bir işim olursa, mesleğimi icra etmek istiyorum. Artık burada hayatımızı sürdürmek istiyoruz. Hatay’da yıkılan evimizle birlikte hatıralarımız, aldığımız düğün eşyalarımız gitti. Şükür halimize, elimiz ayağımız tutuyor. Yeniden kurar, yeniden eşyalar alabiliriz” dedi.

    Nikahının kıyılmasıyla Akçe soyadını alan Tülin ise, “Hatay Antakya ilçesinde yaşıyorduk. Depremin olmasıyla birlikte canımızı nasıl kurtardık bilmiyorum. 10 gün gibi oralarda kaldık. Daha sonra buraya gelmeye karar verdik. AFAD’a yerleştik. Sonra bizi otele gönderdiler. Bizde hayalini kurduğumuz evliliğe adım atmak istedik. Tek tek ayrı ayrı yerlere de gönderilebilirdik. Bugün de nikahımız yapıldı. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Biz şimdi yeniden bir hayat kurmak istiyoruz. Ben kasiyerlik yapıyorduk. İnşallah burada iş imkanı bulursak, evimizi de kurmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

    Çifti 12 gündür ağırlayan Gönlüferah Otel Müdürü Uğur Kurtuluş, “Yaşanan depremden dolayı büyük üzüntü yaşadık. İlk günden itibaren AFAD ve STK’lar ile birlikte bir hazırlık içerisine girdik. Misafirlerimizi otelimizde ağırlamaya başladık. Nişanlı çiftin nikah hayallerini gerçekleştirmek için arkadaşlarla birlikte bir organizasyon düzenledik. Onları bu zor günlerinde mutlu etmeye çalıştık. Umarım bir nebze de dokunabildiysek ne mutlu bize” diye konuştu.
    Çiçeği burnunda çiftin nikah şahitliğini ise, Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Gündoğan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız, Bursa İl Turizm Müdürü Kamil Özer, Gönlüferah Oteli Müdürü Uğur ve Akbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı İlkay Akbaş yaptı.

  • TOKİ ve müstakil evlere talep arttı

    TOKİ ve müstakil evlere talep arttı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 11 ilde çok sayıda bina enkaza dönerken, birçok bina ise ağır hasar aldı. Deprem bölgesinde bulunan evlerde ekipler tarafından hasar tespit çalışmaları sürüyor. Deprem bölgesindeki illerin neredeyse tamamını etkileyen yıkıcı depremlerin ardından TOKİ konutlarındaki yapılarda hasar oluşmaması ise dikkat çekti. TOKİ konutlarında hiçbir hasar oluşmaması dikkat çekerken, evlerin hasar almaması ise TOKİ evlerine güveni arttırdı. TOKİ’de yaşayan vatandaşlar deprem sonrası evlerine gönül rahatlığı ile girerken, yüz binlerce insan ise çareyi başka şehirlere göç ederek yaşamlarını sürdürmekle buldu. Bu çerçevede Bitlis’in Tatvan ilçesine gelen depremzede vatandaşlar, yaşanan depremlerin ardından yeni ev arayışına girdi. Emlak sektörü hareketlenirken, son günlerde bölge halkı ve depremzede vatandaşların depremlerden hiç etkilenmeyen TOKİ evlerine ilgisi arttı.

    Depremlerden hasar almadan atlatmayı başaran TOKİ konutlarının devlet eliyle daha güvenli ve sağlam yapıldığına dikkat çeken Gayrimenkul Danışmanı Murat Cihan Maltaş, depremin ardından çok sayıda kişinin TOKİ evler için kiralık daire sorduğunu ifade etti. Vatandaşların daha sağlam ve güvenilir özelliğinden dolayı öncellikli tercihlerinin TOKİ evleri olduğunu belirten Maltaş, “Deprem bölgesinden Bitlis iline bayağı depremzede vatandaşlarımız gelmiş bulunmakta. Gelen vatandaşların öncellikli tercihi TOKİ’deki daireler ve müstakil evlerin onlar için daha iyi ve sağlam olduğunu söylüyorlar. Bizim de öngördüğümüz depremin olduğu 10 ildeki TOKİ binalarının hiçbirine bir şey olmadığından dolayı gelen depremzedelerin çoğu TOKİ evlerini tercih ediyor. Diğer bir husus ise müstakil veya çok katlı olmayacak şekilde müstakil arsalar tercih ediliyor. Özellikle vatandaşlar arsayı alıp yeniden bir veya en fazla 2 kat yapı inşa etmek istiyor. O günden beri bayağı telefon aldık. Özellikle deprem bölgesinden gelen vatandaşlar için ilimizde müstakil kiralık evler veya müstakil evler satın almak istediklerini söylediler” dedi.

    “Talebe yetişemiyoruz”

    TOKİ konutlarına gün geçtikçe talebin arttığını dile getiren Maltaş, “Bizlerde elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Başka ilden gelen veya ilimizde olan vatandaşların öncelikli tercihi müstakil veya TOKİ evleri. Bunun yanı sıra yeniden daire almak isteyenler özellikle binanın yaşına ve içerisinde kullanılan malzemeye dikkat etmesi gerekiyor. Bitlis’te yaşayan insanların da öncellikli talebi müstakil arsa veya müstakil ev, onun haricinde TOKİ evlerine talep artmış durumda. Depremden sonra TOKİ evlerine gün geçtikçe talep artıyor” dedi.

    “TOKİ ev fiyatları 700 bin TL’den başlayarak 800 veya 850 bin TL’ye kadar çıkabiliyor”

    Ev fiyatlarında herhangi bir artışın olmadığını ifade eden Maltaş, “Bu yaz muhtemelen TOKİ’nin Tatvan ilçesinde bir projesi olacak. Diğer ilçelerde de zaten projeler var. Ama en çok daire sayısı Tatvan’da olacağı için buraya gelen vatandaşların öncellikli isteği TOKİ evlerinin olması. TOKİ evlerini tercih etmelerinin sebebi ise sağlam, denetimi daha hızlı ve güvenli devlet kanalında en doğru şekilde yapılmasıdır. Deprem gününden bugüne kadar bölgemizdeki ev ve arsa fiyatlarında çok bir artış olmadı. Özellikle bu acılı ve zor günlerde vatandaşlarımızın müstakil evlerin kira fiyatlarına veya satış fiyatlarına hiçbir şekilde zam yapmamalarını öneriyoruz. Çünkü bu zor günlerde tüm depremzede kardeşlerimize herkesin elini taşın altına koymasını istiyoruz. Bildiğimiz kadarıyla herhangi bir zam artışı olmadı. Bizim insanlarımız bu konuda depremzede vatandaşlara elinden geleni yapmaya çalışıyorlar ve her zaman da yapmaya devam edecekler. TOKİ’lerin minimum fiyatları 700 bin TL’den başlayarak 800- 850 bin TL’ye kadar tekabül ediyor. Bunların içerisinde kredili, kredisiz, büyük daireler ve göl manzaralı olan daireler var. Bundan dolayı fiyatta değişkenlik gösteriyor” diye konuştu.

  • Bursa’da riskli binaların röntgeni çekilecek

    Bursa’da riskli binaların röntgeni çekilecek

    Binaların taramasının yapılması için vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesine online başvuracak. Hızlı tarama ile üniversiteler ve akademik odalar riskli binaların tespitini yapacak, hızlı adımlar atılacak. Büyükşehir Belediyesi’nin Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile yaptığı ortak proje çerçevesinde tüm altyapıyı ve stratejik noktaları kapsayacak detaylı çalışma bir yıl içerisinde tamamlanacak.

    Maraş ve Hatay merkezli büyük depremlerin ardından Marmara’da deprem riskini yaşayan Bursa’da Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş öncülüğünde; Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof Saim Kılavuz, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof Naci Çağlar, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Engin Er, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu’nun katılımıyla protokol imzalandı.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Mart ayından itibaren hızlı tarama ile vatandaşların kendi yaşadığı binadaki tereddütlerle ilgili sahada olacaklarını belirterek, “Bugün imzaladığımız protokol ile mevcut yapılar hakkında bilgi sahibi olmanın önünü açıyoruz. Odalar, üniversiteler ve belediyeler ile risk değerlendirmesinin tespiti için çalışmalar başlıyor. Yerinde durum tespit edilip raporlanacak. Talep sahiplerine bildirilecek. Vatandaştan ücret almayacağız. Depremle alakalı bugüne kadar ortaya koyduğumuz bilgi birikimi kullanmaya devam edeceğiz.

    Yapı stoğu içindeki sağlıksız yapılara yeni eklemeler olmasını ilk etapta engelleyeceğiz. Kaçak yapı yaparak şehrin geleceğine kötülük yapıyorsunuz. Üzerine gideceğiz. Kimsenin bu şehrin geleceğine dinamit koymaya hakkı yok. Samanlıymış, Çalı yoluymuş. Dolayısıyla yeni ilaveler olmasını, kaçak yapı noktasında engellememiz gerekiyor. Sağlıksız yapıları kentsel dönüşümle yenilemek için tüm imkanları seferber ederken, birileri kaçak yapı yapmaya devam ederse iyileştirmelerin bir esprisi olmaz.Kararlı şekilde kaçağın üzerine gideceğiz. Birileri bağırsın. Hakkı yok. Hırsızlık yapmak günah, insan öldürmek günah. Toplumu, bir şehri öldürüyorsun. Buna hakkın var mı. Kim yaparsa yapsın a partili, b partili.

    Önceliğimiz Bursa ovası. İyice azalan Bursa ovası, verimli tarım toprağı olan Bursa ovasının korunması için radikal kararlar alacağız. Yeni yapılaşmaya tahammülümüz yok. Deprem tahmin çalışmalarına hızla devam edeceğiz. Japon işbirliği ajansı Jika ile başlattığımız risk haritaları ile ilgili Kasım 2022’deki çalışma 1,5 yıllıktı. Proje bize deprem anlamında en riskli bölgeleri ortaya koyacak. Bugüne kadar belirlediğimiz kentsel dönüşüm alanlarına uygulama sahalarının sayısını arttıracağız. Bütüncül, imar planlarımızı revize edeceğiz. İmar planlarının revizyonuna ilişkin, mikro bölgeleme yöntemiyle jeolojik etüd yapacağız. Acil müdahale için ulaşım altyapısının sağlıklı çalışmasının ne kadar önemli olduğunu gördük. Köprülü kavşak, üst geçit gibi sanat yapılarının riskini tespit edeceğiz. Tüm kavşak ve yolların sorgulandığını ifade etmek istiyorum.

    Kentsel dönüşümle ilgili, buna ne para, ne güç, ne teknik, ne makine ekipman yetmez. “Alsın belediye kentsel dönüşüm yapsın” mantığı doğru değil. O bölgede, o adada, o sitede oturanlar kararını verecekler. 3 katlı binaları 13 katlı yaparak değil üstüne para alarak değil. Devletin verdiği imkanlarla, biz de ekstra imkan nasıl veririz diye sorguluyoruz.


    Beşyol’da, Yiğitler’de, 75.yıl Mahallesi’nde çalışmamız var. Ulus ve Arabayatağı’na giriyoruz. Yıkımlara başladık. Biz kentsel dönüşüm yapacağız. Yeni yerlerin boşaltılması, dönüşmesi için bunları depo konut olarak kullanacağız. Konut satmak için yapmadık. Borçlara karşılık kullanmadık. O yüzden de her ilçe belediyemizin beraberinde her vatandaşın duyarlı olması gerektiğini söylüyorum. 1050 konutlarla alakalı 1,5 yıl önce bakanlığa gittiğimizde çok güzel imkan sunduk. Oradaki hak sahipleri 150 bin lira fark vermek istemediler. “Reis bey 70 yaşındayım. 150 bin lira ne fark vereyim” dediler. Aynı kişiler şimdi mesaj atıyor. Bunun üzerinden siyaset yapmadan insanlara doğru şekilde anlatmazsak, geleceğe karşı vebalimiz var. Üzerimize düşen görevleri her bir vatandaşımız nasıl arabasına özen gösteriyor, kıyafetine ve eşyaya özen gösteriyorsa konutu için de gösterecek” şeklinde konuştu.

    “50 yılda yaptığımız hataları 50 günde temizleyemeyiz”

    Maraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından Bursa’nın seferberliğine teşekkür eden, bölgeye 1600 tır gönderildiğini hatırlatan Başkan Alinur Aktaş, orada yaşadıkları ve gördüklerinin çok etkileyeceğini olduğunu kaydederek, “Şehirlerimiz yıllar öncesinden cazibe merkezi oldu. Kentsel risklere duyarlı yetersiz afet riski taşıyan depreme dayanıklı olmayan yapı stoğu ortaya çıktı. Düzensiz yapılaşmanın sonucu ortada. Deprem uzmanları Kuzey Anadolu fayına dikkat çekiyor. 1939’dan beri batıya göç eden sistematığı var. Tek riskli şehir İstanbul değil. Oradaki bir deprem Türkiye’nin ekonomisine ciddi sıkıntı oluşturur ama ağır sanayi olan Bursa’da da ciddi sıkıntı oluşturur.

    Ülkemizin ekonomisini derinden etkileyecektir. 1855 küçük kıyamet olarak nitelendirilir. 168.senei devriyesi. 7,5 büyüklüğündeki bu deprem insanların hayatını kaybetmesine, tarihi binaların ve camilerin yıkılmasına sebep olmuştur. Kış ayları olması biraz yangının etkisiyle sonuçlar olumsuz olmuştur. Bursa’da 1939 yılında yerleşim alanı 838 hektar iken 2016 yılında bu rakam 16397 hektara çıkmıştır. 20 katlık büyüme söz konusudur. 1971 yılında Darmstad ile kardeş şehir olduk. Bursa’nın merkez nüfusu 180, köylerle 300 bindi. Darmstad 160 bindi. 50 yılda Darmstad 165 bin oldu. Bizim nüfusumuz 3 milyon 200 bin. Nüfusa kayıtlı olmayan mülteci ve depremzedeleri eklersek 300 bin daha eklemek gerekiyor.

    Darmstadın 50 yıldaki artışını biz haftada alıyoruz. Aradaki fark ne demek istediğimizi anlatmaya yeterli. 50 yılda yaptığımız hataları 50 günde temizleyemeyiz. İmkansız olmadığı için buradayız. Odalar, sivil toplum örgütleri, akademik odalar, üniversiteler, farklı kurum kuruluşlar kanaatlerini belirttiler. Bazen bunu eleştiri ile öneri ile dile getirdiler. Ancak hepimizin üzerine düşen önemli sorumluluklar var. 1050 konutlardan o kadar çok mesaj aldım ki, ne yapacağımı bilemiyorum. Kentsel dönüşüm vesilesiyle kar etme hastalığımızdan acilen dönmemiz gerekiyor. Kentsel dönüşüm bir rant elde etme aracı değildir. Eskiyen binaları yenilemek için metod ve yöntemdir. Bu noktada herkesin üzerine düşen sorumluluklar var.

    Devletin de belediyelerin de herşeyden önce o mülkün sahibinin sorumluluğu vardır. “50 yıllık binama karşılık sıfır bina alayım aynı metrekarede üzerine para alayım” mantığı ile bir arpa boyu yol alamayız. Benim üzerimde bir emanet var. Bu emanetle alakalı ama böyle bir şeye vesile olmak istemiyorum.

    Ben teknik adam değilim ama bir binanın yüksekliği, o binanın sakat olduğu veya öncelikli yıkılacağı manası çıkarmaz. Gördüm tek katlı binaların nasıl ters döndüğünü, yanında 7-8 katlı binaların, toplu konutların nasıl sapasağlam kaldığını gördüm. Önemli olan zemini tanımak. Zemini Bursa olarak tanıyoruz. Bursa olarak Türkiye’de çalışma yapan ilk üç belediyeden birisiyiz. Devam eden çalışmalar var. Bu noktada mevcut bina stoğumuzu tanımamız gerekiyor. Herkeste panik var. Herkes binasının üç aşağı beş yukarı olduğunu görüyor.

    İzmir depreminden sonra kolon kirişlerle ilgili kararlar alınmıştı sonuç alamamıştık. Antep, Maraş ve Hatay’da gittim gördüm. Bir kata mağaza galeri yapmak için canım kolonlar kesilmiş, 7 katlı binanın yükü taşıması mümkün değil. Bir ayağınızı iptal edip yaşamaya çalışmak gibi bir şey. Bina çökmüş. Bugün şehrimizin geleceğinin şekillendirilmesi için karar alma günü. Farklı siyasi partilerden olabiliriz. Bursa hepimizin. Bu kararı tüm bileşenlerle birlikte alacağız” ifadelerini kullandı.

    1 yılda riskli binalar tespit edilecek.

    Toplantıda teknik detayları açıklayan Genel Sekreter Ulaş Akhan da, çalışmanın 17 ilçeyi kapsayacağını belirterek, “Önümüzdeki haftadan itibaren belediyemizin internet sitesinden ilçe belediyelerimizin online başvuralarını almış olacağız. Hızlı tarama ile bunun detaylarıyla alakalı üniversiteler ve ilçe belediyeleri ve akademik odalarla beraber yasa çerçevesinde formları hazırlayıp mart ayının ilk haftasında sahaya ineceğiz. Elimizde yapı stoğu envanteri var.

    İlçe belediyelerin kaçak bina tespitleri var. Alt katında ticarethane olan ve statiğe uygunsuz müdahalelerle ilgili ilçe belediyelerinin envanteri var. 4-5 farklı yöntemle kaynakla yapı stoğumuzun kalitesini test etmiş olacağız. Hızlı tarama ile kendi yaşadığı binadaki tereddütlerle ilgili çalışma yapacağız. Belediye olarak Jika ile yapacağımız çalışmayla detaylı verilere, altyapı elektrik ve doğalgaz santralleri, altyapıyı kapsayacak detaylı çalışma olacak. Bursa’da 650 bin yapı stoğu var. Bu protokol ile 1 yıllık sürede yüzde 25’ini talebe göre gözden geçirmiş olacağız. Mikro yöntemle zemin etüdü ihalesini yaptık 3 merkez ilçede başlatıyoruz. Bursa’daki yapı stoğunun yüzde 30’u 2004 yılı öncesine ait. Deprem yönetmeliği 1998’de çıktı. 2001 yılında yapı denetim zorunluluğu getirildi. 2004’te ise hazır beton zorunluluğundan dolayı biz 2004 sonrasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Toplum değişmeli”

    Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof Saim Kılavuz da “Mülk sahipleri olarak bizlerin buradan itibaren bizim bireysel olarak bir tercih ortaya koymamız gerekiyor. Bilgilerin davranışa dönüşmesi için kararlı bir tavır ortaya koymamız gerekiyor. Şuur oluştu. Bunu eyleme dökeceğiniz zaman insani nefsi etmenlerle zaaflarımız ortaya çıkıyor. Her noktada bu böyle. İşe ilk başlayacağımızda zemin etüdünden jeologlardan, geoteknik uzmanlarından başlamak üzere herkes üzerine düşeni; bilimin ön gördüğü şekilde zaaf göstermeden kararlılıkla yerine getirmeli. Hiçbir taviz verilmemeli. Demiri ören ustadan, taşerona, işçiden müteahhite kadar. Müteahhitler ön plana çıkarıldı. Altında iş yapan 200 birim var. Onlara kadar. Yönetimler ve bunların kontrol mekanizması. Hepimizin sorumluluğu var.

    Deprem bu anlamda vazgeçilemez ise deprem gerçekliği sözkonusu ise bunu örgülemek bireysel tercihlerimizden. Toplumsal ve idari tercihlerimizle olacak. Depremin yıkıcı ve öldürücü olmasının önüne geçmek bilime değer vermekten geçiyor. Kuranı Kerim’de hem karada hem denizlerde bizzat insanların elleriyle yaptıklarından dolayı bozulma meydana geldi. Fesat kavramını kullanıyor. Bu dünyayı yaşanır hale getireceksek, depremleri öldürücü olma özelliğinden çıkarıp sürdürülebilir vaka haline getireceksek; düştüğümüz yerden kalkmamız gerekecek. Hem denizleri hem karayı kirletmemek gerekecek. Herkes sorumluluğu başkasına atıyor. Bir diğer ayette, Allah, bir toplumu o toplum kendisini değiştirmediği müddetçe değiştirmez. Toplumsal değişim yaşacaksak bireyler olarak bilgiye dayalı, etik, davranış sergilemeliyiz. Bu toplantıyı çözümün ilk adımı olarak görüyorum” diye konuştu.

  • Enkazdan çıktıktan sonra kayboldu

    Enkazdan çıktıktan sonra kayboldu

    Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde deprem enkazından kurtarıldıktan sonra kaybolan 10 yaşındaki Mukaddes Erva’dan yeni görüntüler emniyete teslim edildi.

    Oturdukları apartmanın depremde çökmesi sonucu Aktaş ailesinin bireyleri, enkaz altında kaldı. Abdullah Aktaş 10, kızı Mukaddes Erva 6 saat sonra enkazdan sağ çıkarılırken, eşi Ayşe Betül (30), kızı Zümra (4), kız kardeşi Özlem Aktaş (22) ve kuzeni İkra Süme (22) ise hayatını kaybetti.

    Abdullah Aktaş, kendisinden 4 saat önce enkazdan çıkarılan ve komşuları tarafından hastaneye götürülürken yolda sağlık görevlilerine teslim edildiği söylenen kızı Mukaddes Erva’dan bir daha haber alamadı.

    Kahramanmaraş ve çevre illerin yanı sıra hastanelerden adliyelere, bakanlıklardan emniyete kadar gitmediği yer kalmayan Abdullah Aktaş, kızından ize rastlayamadı. Adliyede kimliği tespit edilemeyen kız çocuklarının fotoğraflarına tek tek bakan Aktaş, en son DNA eşleşmesinden de sonuç alamadı.

    GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI

    Depremin üzerinden 20 günü aşkın süre geçmesinin ardından Mukaddes Erva’nın, komşuları tarafından ambulansa teslim edildiği anların güvenlik kamerası görüntüsü ortaya çıktı.

    Görüntüde birinin, Mukaddes Erva’yı yolda otomobilin arka koltuğunda kucağına aldıktan sonra yolun karşısındaki ambulansa götürüp, sağlık görevlilerine teslim ettiği görüldü. Ambulansa sağlık görevlisi tarafından başka çocuğun götürüldüğü de görüntüde yer aldı. Ambulansın daha sona hareket etmesi, görüntüye yansıdı.

    ”ÇOCUK YAŞIYOR ENDİŞE ETMEYİN DEDİ”

    Baba Abdullah Aktaş, kızının kayıp olduğuna ilişkin haberlerin ardından komşusunun akrabasının kendisini aradığını söyleyerek, “‘Çocuğu ben götürdüm, biz verdik ambulansa Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin önünde’ dedi hatta Mukaddes Erva’ya çikolata yedirip su içirmiş. ‘Çocuk biraz halsizdi; ama herhangi bir sağlık problemi yoktu’ dedi. ‘Çocuk yaşıyor, endişe etmeyin siz. O çocuk size gelecek’ dedi. Ben de bunun üzerine belediyenin kameralarına baktırdım. Kameralarda kızımın bindirildiği ilk aracı tespit ettik. Sonra çocuğu alıp da ambulansa verdiklerini gördük. Oradan artık araçtaki biri mi yoksa oradan biri mi yardım etti; onu bilmiyoruz ama ambulansa bindirildiğini kameralarda gördük” dedi.

    ‘GÖRÜNTÜYÜ EMNİYETE VERDİM’

    Kızının bulunduğu araçtakilerden birinin önce sağlık görevlilerine yaralı alıp alamayacaklarını sorduğunu, bunun üzerine kızının ambulansa götürüldüğünü anlatan Aktaş, “Kızım bindirildikten sonra ambulans hareket ediyor. Kahramanmaraş’ta ‘Madalyalı kavşak’ dediğimiz yere kadar ambulansın takibi kameralardan görülüyor. Ondan sonra Necip Fazıl Şehir Hastanesi’ne mi, havalimanına mı yoksa Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne mi; nereye gittiğini bilmiyoruz. Şu an araştırma peşindeler. Bu görüntüleri, emniyete teslim ettim. Şu an ne aşamadalar bilmiyoruz. Çocuğumuzun alındığını kendi gözlerimizle gördük. Komşularım ambulansa verildiğini söylüyordu ama içimizde her zaman bir şüphe vardı, acaba verdiler mi, diye. Ama bu kamera görüntülerini elde ettikten sonra tamamen üzerimizden o korku ve endişe kalktı” diye konuştu.

    Kızının bulunmasını isteyen baba Aktaş, “Bize bir an önce çocuğumuzun teslim edilmesini istiyoruz. Ben 4 cenazeyi verdim; ama bu daha ağır bastı. Araçta bulunan abla çocuğun üzerinde papatya renkli sarı-beyaz eşofman takımının olduğunu söyledi. O eşofman takımını da biliyorum. Eşim kendisi dikmişti. O ıslandığı için onu çıkartmış bir tane kapüşonlu mont giydirdiğini söyledi. Arabada üşüyormuş. Artık kızıma kavuşmak istiyorum” dedi.

  • Kayseri’de depremin bilançosu artırıyor

    Kayseri’de depremin bilançosu artırıyor

    Kahramanmaraş’ın pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 9 saat arayla meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık depremler 11 ilde etkili oldu. Kayseri Valiliği’nden yapılan açıklamada, depremin ardından şehirde yaşanılan gelişmelerle ilgili şu bilgilere yer verildi:

    42 bin depremzede misafir ediliyor

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerden etkilenen 42 bin 746 depremzede vatandaş Kayseri’de misafir edilirken, bunlardan 9 bin 620 kişi KYK yurtlarında, kamu misafirhanelerinde, oteller, apartlar ve muhtelif yerlerde barınıyor. 33 bin 126 kişide yakınlarının yanında ve kendi imkanlarıyla yerleştikleri konutlarda ikamet ediyor. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvuran 10 bin 403 depremzedenin ayni yardım talepleri karşılanırken, ayrıca nakdi yardım talebinde bulunan 3 bin 498 ailenin başvuruları değerlendirilerek 3 milyon 85 bin TL’de nakdi yardım yapıldı.

    8 bin 936 hasta kabul edildi

    Öte yandan, Kayseri’de depremin ilk gününden bugüne kadar 8 bin 936 depremzede hasta kabulü yapılırken, halen Kayseri’de bulunan hastanelerde serviste 373 kişi, yoğun bakımda 138 kişi olmak üzere toplam 511 hasta yatarak tedavi görüyor. Ayrıca hastanelerde 75 depremzede hayatını kaybederken, 8 bin 253 kişi taburcu edildi. Hastanelere deprem sonrasında, kimsesiz/refakatsiz olarak toplam, 60 çocuk depremzede kabul edildi. Tedavisi tamamlanan 12 çocuk ailelerine, 15 çocuk ise Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne teslim edildi. Bugün itibariyle hastanelerde toplam 31 kimlikli/kimliksiz bebek ve çocuğun tedavisine devam ediliyor. Hastanelerde toplam hasta kabulü yapılabilecek olan 905 servis yatağı, 82 yoğun bakım yatağı bulunuyor.

    Kayseri’ye 280 ağır engelli depremzede getirildi

    Öte yandan deprem bölgesinden Kayseri’ye sosyal hizmetler çerçevesinde, 280 ağır engelli depremzede getirilerek, özel ve resmi bakım merkezlerine yerleştirilirken, 12 kadın ve 8 çocuk Kadın Konukevine, 27 refakatiz çocuk Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğüne yerleştirildi. Ayrıca 23 yaşlı depremzede ise özel huzurevlerine yerleştirildi.
    9 bin 785 depremzedeye psikososyal destek sağlandı.
    Kayseri Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü koordinesinde, şehre gelen depremzedelere psikososyal destek çalışmalarına ilk günden itibaren kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla devam edilirken, bu çerçevede toplam 9 bin 785 depremzedeye psikososyal destek sağlandı. Ayrıca, İl Milli Eğitim Müdürlüğünce deprem nedeniyle şehre gelerek KYK yurtlarında kalan 4 bin 470 öğrenciye yönelik de psikososyal destek çalışmaları devam ediyor.
    Ayrıca, deprem nedeniyle eğitimlerine Kayseri’de devam etme kararı alan öğrencilerin nakil işlemleri tamamlanırken, her okul derecesi ve türünde nakil olan öğrenci sayısı 5 bin 422 olarak gerçekleşti. Nakil olarak gelen öğrencilerin kitap, kırtasiye, çanta gibi 5 bin 500 kırtasiye seti hazırlanarak, dağıtım süreci devam ediyor.

    Kayseri’de 433 Ağır hasarlı yapı tespit edildi

    Kayseri’de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce toplam 13 bin 840 başvurudan 4 bin 239 adet yapının hasar tespit çalışması yapılmış olup, 2 bin 151 hasarsız, bin 633 az hasarlı, 22 orta hasarlı ve 433 ağır hasarlı yapı tespit edildi. Kayseri genelinde ağır hasarlı 7 cami minaresi ilgili belediyeler tarafından yıktırıldı.