Etiket: deprem

  • Deprem sonrası vertigoya dikkat!

    Deprem sonrası vertigoya dikkat!

    Merkezi Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin hissedildiği bölgede çok sayıda kişi, baş dönmesi şikayeti ile “Deprem oluyor gibi” endişesi ile hastanelere müracaat etti. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akdağ, vertigo hastalığının baş gösterdiğini işaret ederek vatandaşları uyardı. Başhekim Akdağ, psikolojik nedenlerle ve stres etkisiyle baş dönmesi ya da salınım sonrası aktifleşen vertigo artışları olabileceğini kaydetti.

    “Başvuruların temelinde deprem var”

    Son iki haftadır başvuruların artmasındaki sebebin deprem olduğunu belirten Başhekim Akdağ, “Deprem sonrası vertigo baş dönmesi şikayetlerinde son iki haftadır yoğun bir şekilde başvuran hastalarımız var. Baş dönmesi veya daha önce baş dönme hikayeleri vardı, deprem sonrası aktiflendi veya arttı şeklinde gelen hastalarımız oldu. Literatüre baktığımız zaman dünyada baş dönmesi ve depremle ilişkili 9 tane yayınımız var, Japonya kaynaklı. Bilindiği üzere Japonya dünyada en çok deprem yaşanan ülkelerden biri, yine Hindistan’dan makaleler mevcut. Aslında bunun füzyon patolojisine baktığımız zaman, baş dönmesi ve deprem arasındaki ilişkiyi analiz ettiğimizde temel anlamda birçok faktör rol oynuyor. Birinci faktör travma etkisiyle dönme ve sallanmayla beraber kristallerin içerdiği pozisyonel vertigo baş dönmesi varsa onu aktiflemiş olabilir. İstemsiz gerçekleşen salınım hareketi ile iç kulağımızdaki kristalleri etkileyerek baş dönmesini provoke edebilir. İkincisi bu sallantıya bağlı olarak kulaktaki kristallerin oynamasından ilişkisiz psikolojik olarak da bu baş dönmesi atağı başlatmış olabilir. Depremle ilişkileri var son 2 haftadaki başvuran hastaların temelinde deprem olmakla beraber, depremin gerek direkt etkisi olan salınım veya sekon etkisi dediğimiz stres, travma veya psikolojikman dediğimiz baş dönmesi etkisidir. Bunlar kapalı ortam ya da göçük altında kalmış o travmayı birebir yaşamışsa daha fazla olacağını söyleyebiliriz” dedi.

    “Beyin kanaması da olabilir, kontrol şart”

    Her baş dönmesini psikolojiye veya kristallere bağlamamak gerektiğini de hatırlatan Akdağ, beyin kanaması sonrası da baş dönmesi yaşandığını vurgulayarak gerekli testler için kontrol edilmesi gerektiğini hatırlattı. Akdağ, “Hızlı bir şekilde hastalarımızın objektif olup olmaması çok önemli, bu hastalıkta beyin kanaması da baş dönmesiyle başlayabilir. Dolayısıyla bu tür hastaların polikliniklere başvurması gerekiyor. Hiçbir hasta ‘bu psikolojiktir, atlatılabilir’ diyemeyiz. KBB muayenesi yapılması gerekiyor, muayenede pozitif bir bulgu varsa iç kulakla ilgili denge ve işitme testleri yapılır. Onlarda organik asıl bir neden bulunursa ona göre tedavi yapılabilir, repozisyon manevrası yapılarak kristalleri yerine oturtarak tedavi etme yönüne ilaçsız gidebiliriz, bu da hastalara ciddi şekilde fayda sağlıyor, eğer zeminde fobik, psikolojik olan bir vertigoysa bu süreçte de psikolojik destek sağlanması gerekir” diye konuştu.

  • “Herkesin canını kurtardı ama kendi canını kurtaramadı”

    “Herkesin canını kurtardı ama kendi canını kurtaramadı”

    İslahiye ilçesindeki 6 katlı Polat Apartmanı’nın 3. katında oturan Burhan Polat, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen deprem ile uyandı. Çocuklarının güvende olduğunu öğrenen Polat, binada bulunanların yardımına koştu. Yıkılan vestiyerlerin düşmesi nedeniyle açılmayan kapıları tekmeleyerek kıran Burhan Polat, dairelerde oturan yaklaşık 60 kişiyi sağ salim tahliye etmeyi başardı. Son olarak amcası Cafer Demir’i binadan çıkaran Burhan Polat’ın dışarı çıktığında ise üzerine 3. katın duvarı düştü. Enkaz altında kalan Polat, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

    Herkesi tahliye etti, dışarı çıktığı anda enkaz altında kaldı

    Polat Apartmanı’nın 2. katında oturduğunu anlatan amca Cafer Demir, “Burhan, ilk sarsıntıdan itibaren yukarı kattan başlayarak bütün komşuları uyararak, kapılarını tekmeleyerek kırdı, kapıları açtı. En son bizim yanımıza geldi. Biz ikinci kattaydık. Komşum Şahin Güler yardım istedi. ‘Burhan komşuya yardım et’ dedim. Komşuya yardım etti. Binayı boşalttıktan sonra dışarıya çıktı. İki bina arasında duvar üzerine düştü. Ortalama 55-60 kişi vardı. Hepsini Burhan tahliye etti. Bir kahraman gibi mücadele etti. Allah razı olsun hepimizi kurtardı, yardımcı oldu. Kendisinin vadesi dolmuş’’ dedi.


    Yeğenin cenazesini kendi elleriyle kaldırdı

    Burhan Polat’ın isminin caddeye verilmesini isteyen Demir, yeğeninin cenazesini kendi elleriyle enkazdan çıkararak hastaneye götürdüklerini ifade etti. Demir, “Caddeye ismi verilirse çok seviniriz. Kahraman gibi 50-60 kişiyi çıkarttı. Ben binadan aşağıya iniyordum. Çocukları bana doğru ‘Baba’ diye bağırıyordu. Benden önce çıktığını söyledim. Bir de baktık ki yan tarafta duvarın altında kalmış. Önce bizi kurtardı. Hepimizin kapılarını tekmeledi uyardı. Benden 2 saniye önce çıktı. Baktık ki yan tarafta düşmüş, enkaz altında kalmış. Kardeşi Mehmet ve çocukları ile birlikte kaldırdık. Omuzundan tutup kaldırdık, arabaya koyduk hastaneye götürdük’’ dedi.

    Babası ile en son telefonla görüştü

    Depremin ardından hemen babasının yanına doğru hareket ettiğini anlatan Hikmet Polat ise, yolda kendisinin de enkaz altında kalmaktan son anda kurtulduğunu kaydetti. Hikmet Polat, “Depremin ilk günü eşimin bağırtısına uyandım, kalktım babamı aradım. ‘Güvenli bölgeye geçin, biz de geliyoruz’ dedim. Babamla bağlantımız kesildi. Annemi, kız kardeşimi aradım ulaşamadım. Evden çıktım, üçüncü depremde yoldaki bir bina önüme düştü. Arabayla manevra yaptım, son anda kurtuldum. Buraya geldim, kardeşimi ve ablamı gördüm. Babama seslendim ‘Baba’ diye, aşağıya, yukarıya doğru bağırdım. Yok. Arka tarafa doğru bağırdık yine yok. Evin arasına girdik, enkazlardan dolayı yine göremedik. En sonunda kardeşim ‘Babam burada ağabey’ diye bağırdı, babamı enkazdan çıkarıp hastane getirdik ama hayatını kaybetti’’ şeklinde konuştu.

    “Herkesin canını kurtardı ama kendi canını kurtaramadı”

    Babasının binada yaşayan yaklaşık 60 kişinin canını kurtardığını ama kendisinin babasına yetişemediğini anlatan Hikmet Polat, “Babam binada oturanların kapılarını tek tek kırıyor. Dairelerinde kalanları kurtarmış. İnsanların canını kurtardı ama kendi canını kurtaramadı. Kendisi enkazın altında kaldı’’ ifadelerini kullandı.

    Mezarı depremden önce aldığı iş makinesi ile kazıldı

    Hikmet Polat, babasının 15 gün önce aldığı iş makinesi ile mezarını kazmak zorunda kaldıklarını da anlatarak, “Babam rahmetli olmadan 15-20 gün önce iş makinası aldı. Amcamızın oğlu vardı, ona teslim etmişti. İş makinesi ile çalışıyordu. Depremin olduğu gün babamızın mezarını babamın aldığı kepçe ile kazdık. Yine depremden sonra 200-250 adet mezar eşildi. Bu iş makinesi ile enkazda arama kurtarma çalışmaları yürüttük’’ diye konuştu.
    Büyük acı yaşayan Hikmet Polat, her gün amcasının oğlu ile birlikte kepçeyle babasının mezarı başına giderek dua ediyor.

  • Deprem bölgesinde baba-kız mücadelesi

    Deprem bölgesinde baba-kız mücadelesi

    7.7 büyüklüğündeki depremi Adıyaman merkez Mehmet Akif Mahallesi’nde yer alan evlerinde yaşayan Adıyaman 112 Komuta Kontrol Merkezine bağlı ambulans şoförü Abbas Çetin ve kızı paramedik Emine Çetin, deprem sonrası bulundukları ikametten ailesiyle birlikte sağ salim çıktı. Ailesini güvenli bir yere yerleştiren Abbas Çetin ve kızı Emine Çetin, daha sonra kendi araçlarıyla 112 Komuta Kontrol Merkezine gelerek göreve başladı. Ambulansa binen baba-kız, 112 Acil Çağrı Merkezinin kendilerine yönelttiği ihbarlarla olay yerine giderek, enkaz altında kalan ya da yaralanan vatandaşlar için seferber oldu.
    Hayat kurtarmak için çaba sarf ettiklerini belirten Abbas Çetin ve kızı Emine Çetin, birlikte çalıştıkları için de ayrıca mutlu olduklarını söyledi.

    Deprem gecesini anlatan ambulans şoförü Abbas Çetin, “O gece zaten 04.17’de deprem oldu. Canımızı zor kurtardık normal bir deprem değildi, felaketti. Her taraf toz, duman ve bir yandan yağmur ile kar vardı. Deprem sonrası evden çıktık ailemi güvenli bir alana aldıktan sonra sağlıkçı kızım Emine Çetin ile birlikte nöbete koştuk. O günden bu yana birlikte çalışıyoruz. Hayat kurtarmak için mücadele veriyoruz. Baba-kız aynı yerde çalıştığımız için de ayrıca çok mutluyum. Çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

    Gözyaşlarını tutamayarak deprem gecesini anlatan paramedik Emine Çetin ise, “Zor bir dönemden geçtik. Babamla çalışmak gurur verici, onur veriyor. Babamla birlikte ailemi güvenilir bir alana aldıktan sonra hızlı bir şekilde 112’ye geldik. İnsanları kurtarmak için çalışmaya başladık. İnsanların kurtarılmasına yardımcı olurken o kadar çok hikayelerle karşılaştık ki anlatamam. Biz o gün çok büyük duygu bunalımı yaşadık. Kurtulan vatandaşlarımız için sevinirken, hayatını kaybeden vatandaşlarımız için ise oldukça üzüldük. Evlerin yıkılışına şahit olduk, insanları kurtarmak için yoğun çaba sarf ettik ve etmeye de devam ediyoruz” diye konuştu.

  • Kahramanmaraş’ın son hali

    Kahramanmaraş’ın son hali

    6 Şubat günü meydana gelen ve Türkiye’yi yasa boğan depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’taki görüntüler duygulandırdı.

    Depremde birçok bina enkaza dönerken, bazı mahallelerde de duvarı yıkılan evlerin içerisindeki süslemeler ve ev sahiplerinin evden çıkmadan önce bıraktıkları odaları görüntülere yansıdı.

    Görüntülerde bazı sokaklarda tamamen yıkılan evler yer alırken, Kahramanmaraş Kalesi ve çevresindeki tarihi mahalleler de havadan görüntülendi.

     

  • Başı dönünce deprem oluyor sandı

    Başı dönünce deprem oluyor sandı

    Olay, 10 Şubat saat 19.20 civarında Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde bulunan bir kıraathanede meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, bir kişi kıraathanede oturduğu sırada baş dönmesi yaşadı. Durumu depreme bağlayan şahıs ortalığı birbirine kattı, saniyeler içerisinde kıraathanedekiler dışarı kaçtı. Korku dolu anlar güvenlik kameralarına yansırken, kaçış sırasında bir vatandaşın panikle elindeki çayı bırakmadan koşturduğu görüldü.

     

  • Kendi ve kardeşinin ailesini kurtardı

    Kendi ve kardeşinin ailesini kurtardı

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 2 büyük deprem Hatay’da büyük bir yıkıma yol açtı. Hatay şehir merkezinde yüzlerce ev yıkılırken binlerce ev ise hasar gördü. Deprem günü merkez Antakya ilçesi Kurtuluş Caddesi’nde oturan Mehmet Kaya’nın Hatay Devlet Hastanesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan abisi gece vardiyasında olması sayesinde arayarak kendi ve kardeşinin ailesini uyandırdı. “Abimin aramasıyla uyandım” diyen Mehmet Kaya şöyle konuştu:


    “Deprem olduğu sırada uyuyordum. Abimin aramasıyla kendime geldim. Abimin ailesi ve kendi ailem hemen dışarı çıktık. Çıktığımızda zaten her yer yerle bir olurken, 5 parmak yağmur yağıyordu. Her yer yanıyordu, enkaz altlarından gelen imdat sesleri vardı ama hiçbir şey yapamıyorduk. Burada yaşayan asker, polis belediye çalışanlarının hepsi ölmüş. Bina komple çöktü, dayım enkaz altında kaldı ama kurtarıldılar. Her gün deprem oluyor, sallanıyoruz.”

  • Depremde annesini dinledi, ölümden kurtuldu

    Depremde annesini dinledi, ölümden kurtuldu

    Yaşadıkları 8 katlı binadan sadece 5 kişinin kurtulduğunu belirten Fırat, enkazdan yaklaşık 2 saat sonra annesine sarılı vaziyette kendi imkânlarıyla kurtulduklarını ve tedavi için Trabzon’daki Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildiklerini söyledi.

    “Bana gel, merdivene gitme”

    Yaşadıkları korku dolu anları anlatan 30 yaşındaki Handan Fırat, Adıyaman merkezdeki Sümerevler Mahallesi Atatürk Bulvarı Özge Apartmanı 5. katında, annesi Rabia ve kardeşi Mehmet ile birlikte yaşadıklarını, kardeşi Mehmet Fırat’in mesaide olduğu için depreme işyerinde yakalandığını söyledi. Annesi Rabia Fırat’ın deprem anında kendisine seslenmesi üzerine deprem anında merdivene gitmek yerine annesine koşarak sarıldığını belirten Fırat “6 Şubat’ta gece yaşanan ilk deprem anında sallanır sallanmaz annem ‘Bana gel, merdivene gitme’ dedi. Koştum anneme sarıldım. Anneme sarılır sarılmaz, evimiz yıkıldı. Çok kötü, savaş gibi bir şeydi. Binamız 8 katlıydı biz 5 katta idik çok şükür hayat üçgeninde kaldık şuan buradayız.

    Duvarlar adeta üzerimize yığıldı yere yuvarlandık. Enkaz altında iken sırtımdan yara almıştım, bağıramadım. Annem çok bağırdı, sesi kısıldı. Ağzımızda enkaz taşları var çıkaramıyoruz, her taraf toz. Bizimle birlikte bağıranlar da vardı. İki saat enkaz altında kaldık, kimse yoktu bütün yollar kapalı herkes bağırıp çağırıyordu, savaş gibi bir şeydi. 2 saat enkaz altında kaldıktan sonra kendi çabamızla enkaz altından kurtulduk, yanımda annem de vardı. Ayağımızda ayakkabı yoktu, yağmur yağıyordu yardım edecek kimse yoktu, çok kötüydü. Ailemden kimseyi kaybetmedim ama kuzenlerimi kaybettim. Adıyaman çok kötü durumda, çok kaybımız var, çok sevdiklerimizi kaybettik. Hala şoktayız. 3 gün boyunca hiç yemek yemedik, su içmedik, aklımıza bile gelmedi. Kimse kimseye yardım edemiyor her yerden bir ses geliyordu çok kötüydü. Depremden üç gün sonra buraya hastaneye geldik. Binamız 14 daire idi. 5 kişi kurtuldu” diye konuştu.

    “Enkazı görünce o an ‘Bizimkiler yaşıyor olamaz’ diye düşündüm ama çok şükür hayattalar”

    Deprem anında iş yerinde olduğunu ve koşarak evlerine geldiğini belirten kardeşi Mehmet Fırat’ta “ Deprem esnasında iş yerinde çalışıyordum, dışardaydım yerler çatladı. İşyerinin çatıları düştü, makineler birbirine girdi. Evlere doğru koştuk, evimize geldiğimde yerle bir olmuştu. O an bizimkiler yaşıyor olamaz dedim daha sonra bana yaşıyorlar dediler. Aileme bir şey olmaması içimi bir nebze olsun rahatlattı. Yıkılan evlerin altından sesler geliyordu, ama yardım eden kimse olmadı. Yağmur da yağıyordu, yollar kapalıydı. İşyerimle evimin arası yürüme mesafesi yaklaşık 1-1,5 saatlik yoldu. Bir şekilde evimize yetiştim çok şükür iyi idiler. Ben gittiğimde annem ve ablam enkazdan çıkartılmıştı. Yol üzerinde yardım edebildiklerime yardım ettik” dedi.

  • Başkan Kanar deprem bölgesinde

    Başkan Kanar deprem bölgesinde

    Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkisi altına alan deprem felaketinde Başkan Kanar depremin ilk gününden beri tüm imkânlarıyla depremzede vatandaşların yanında olurken, Hala Sultan Aşevi ve Yerel Destek Ekibi ile birlikte deprem bölgesini yakından inceledi, depremzedelerin acılarına ortak oldu.

    Arsuz, Konacık ve Karahüseyinli Mahallelerine kurulan Aşevi sayesinde günde 3000 depremzedeye öğle ve akşam yemeği hazırlayan aşevi personellerinin yanı sıra yerel destek ekibi Mustafakemalpaşa Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ve Kültür İşleri Müdürlüğünün hazırlamış olduğu el emeği göz nuru oyuncakları ve atkı bereleri çocuklara ulaştırarak yaraları sarmaya devam ediyor.

    Arsuz’u karış karış gezip Mustafakemalpaşa’lı hemşehrilerinin yardımlarını ulaştıran Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar ‘’ Depremin ilk gününden bu yana Mustafakemalpaşa Belediyesi olarak yardımları ihtiyaç duyulan her bölgeye ulaştırdık ve Sayın Başkanımız Mehmet Özhaseki’nin talimatı doğrultusunda Hatay Arsuz’un yaralarını sarmak için görevlendirildik.

    Ülke olarak yaramız çok derin, sabahın ilk ışıklarıyla çalışmalarımızı sürüyor, günde 3000 depremzedeye aşevi personellerimiz ile birlikte öğle ve akşam yemeği hazırlıyor, soframızı birlik ve beraberlik için kuruyoruz. Elimizden gelenin fazlasını yapmak için buradayız. İnşallah bu zorlu günleri birlikte atlatacağız.’’ İfadelerine yer verdi.

  • Bakan Soylu’dan çalışmaların hızlandırılması talimatı

    Bakan Soylu’dan çalışmaların hızlandırılması talimatı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerinin ardından yıkımın yaşandığı Hatay’ın İskenderun ilçesinde arama kurtarma çalışmaları sona erdi, vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması yönünde adımlar hızlandırıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İskenderun’a gelerek Afet Yönetim Merkezi’nde kurum amirlerinden çalışmalar hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kente koordinatör bakan olarak görevlendirilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de katıldığı toplantıda devam eden faaliyetler anlatıldı. Bakan Soylu, İskenderun’da zamanla yarıştıklarını ifade ederek enkaz kaldırma çalışmaların hızlandırılması talimatını verdi.

  • Yargıtay’dan emsal deprem kararı

    Yargıtay’dan emsal deprem kararı

    Depremde yıkılan binaların inşaatında ihmali bulunanlara yönelik operasyonlar hız kesmeden sürüyor. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2011 Van depreminde yıkılan binaya yapı ruhsatı veren ilçe belediye başkanını suçlu buldu. İki kişiye mezar olan binanın inşaatında kusuru bulunanlar Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, bazı sanıkların cezasının zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine hükmetti. ‘Görevi kötüye kullanmak’ ile suçlanan belediye başkanı için verilen düşme kararı cumhuriyet savcısı tarafından Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Kararda şöyle denildi:
    “Söz konusu apartmanının yıkılması sonucu 2 kişi hayatını kaybetmiştir. Yapılan otopsi işlemleri sonucu ölenlerin göçüğe (depreme) bağlı olarak hayatlarını kaybettiklerinin tespit edildiği ortadadır. Ağır Ceza Mahkemesi, bina sahibi ve müteahhidi olan sanıkla, inşaatın teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen inşaat mühendisinin (fenni mesul) sanık ve yapının inşaat ustasının sanık hakkında ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarını vermiştir.

    Dosya çerçevesinden, binanın yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 22.12.2000 tarih ve 2000/56 numaralı yapı ruhsatının verildiği ancak yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Apartmanın yapım yılına göre, 1997 yılından sonra inşa edildiğinden 1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik çerçevesine girdiği, apartmana ait mimari, statik ve elektrik tesisat projelerinin tam olarak mevcut olmadığı, ancak zemin etüt raporunun bulunduğu ortadadır. 1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16’dan daha düşük olduğu, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılmasının zorunlu olduğu ibaresinin bulunduğu ortadadır. İçişleri Bakanlığı da sanık belediye başkanı hakkında soruşturma izni vermiştir.

    En son ruhsatı onaylayan ve mühürleyen kişinin ise Belediye Başkanı olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ekinde bulunması gereken belgelerin olup olmadığını kontrol etmeden önüne gelen evrakı imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve anılan suçun zamanaşımına uğradığı görülmektedir. Yapılan yargılama sonunda, sanık belediye başkanı hakkında açılan davanın, suç tarihinden karar tarihine kadar süre içinde zamanaşımının dolduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, sanık müdafinin sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, mahalli cumhuriyet savcısının ise sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”