Etiket: deprem

  • Hababam Sınıfı yıllar sonra ‘vefada’ buluştu

    Hababam Sınıfı yıllar sonra ‘vefada’ buluştu

    Hababam Sınıfı’nın ilk 3 filminde rol alan Dilaver Gül’ün hayatı, ailesiyle birlikte yaşadığı Malatya’da yakalandıkları Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremler sonucu alt üst oldu. Depremlerde evi ağır hasar alan Dilaver Gül, ailesiyle birlikte Eskişehir’e yerleşti.
    Yaklaşık 50 yıl önce çekilen Hababam Sınıfı filminin ilk 3 serisinde rol alan arkadaşlarını yaklaşık 15 yıl önce ilk kez Malatya’da bir araya getiren Dilaver Gül, Eskişehir’deki düzenini kurduktan sonra ilk iş olarak rol arkadaşlarını davet etti. Hababam Sınıfı’nın Dilaver’ine geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak isteyen Hababam Sınıfı ekibi ise hep birlikte yaşadıkları illerden ayrılarak Eskişehir’e geldi.

    “50 yıl geçmesine rağmen hâlâ insanlar bizi bağırlarına basıyorlar”
    Hababam Sınıfı ekibinin uzun yıllardır her fırsatta bir araya geldiğini fakat pandemi döneminde ayrı kaldıklarını belirten Dilaver Gül, vatandaşlardan da çok güzel tepkiler aldıklarını belirtti. Önümüzdeki yıl 50’nci yıllarını kutlayacaklarını belirten Hababam Sınıfı’nın Dilaver’i, “Bir vefa örneği daha göstererek beni Eskişehir’de ziyaret etmeyi amaçladılar. Uzun zamandır bir araya gelemiyoruz. Pandemi ve deprem araya girince yaklaşık 3 senedir hiçbir etkinliğe gidemedik, katılamadık ve bir araya gelemedik. Hem bir araya gelmek hem de sohbet etmek ve bu maksatla beni ziyaret etmek amaçlarıyla geldiler. Ben kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Görüyorsunuz, onlar yine hababamlıklarını yaşıyorlar. Seneye 50’nci yılımızı kutlayacağız. Bunun da müjdesini vereyim, biz 50’nci yılımızı inşallah Eskişehir’de kutlayacağız. 10 arkadaşım ziyarete geldi. Farklı farklı şehirlerde oturuyorlar. Uzak da olsa biz yakınlaştırdık, geldiler. Sağ olsunlar. O filmde rol alan Kalem Şakir’imiz, Kikirik’imiz, Postal Rıza’mız, hepsi buradalar. O karakterlere can veren arkadaşlarımızla toplu olarak gezdiğimizde 50 yıl geçmesine rağmen hala insanlar bizi bağırlarına basıyorlar, sevgi gösteriyorlar” dedi.

  • Japon deprem uzmanından uyarı

    Japon deprem uzmanından uyarı

    Iğdır Üniversitesi Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda konuşan Japon Yüksek İnşaat Mühendisi, Mimar ve Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’deki depremlerin birbirini takip ettiğini belirterek, “Türkiye’de deprem nasıl oluyor. 1939’da Erzincan’da deprem oldu ve 1941’de Tokat’ta deprem oldu. Yani Türkiye’nin depremi doğudan batıya tam domino taşı gibi gidiyor ve 1999 Gölcük Depremi’ne kadar geldi” dedi.

    “Depreme karşı önlem, hasarı ve can kaybını yüzde 70 azaltır”

    Moriwaki, “Bu depreme hepimiz hep birlikte hükümettir, belediyedir, şirkettir ailede depreme hazırlanıyorsak hesap kitap yapabilir, bina kaç yıllıktır, onu öğrenebiliriz. Daha sonra ona göre önlem alabiliriz. Eğer dikkat edersek depremde yüzde 70 önlem alabiliriz. Yüzde 70 çok büyük bir rakamdır. O zaman depreme karşı önlem için neden şimdiden başlamıyoruz?” diye konuştu.

    “Iğdır’da deprem olma ihtimali var”

    “Türkiye’nin 81 ilinin 71 ilini gezdim seminer verdim. Normalde Türkiye’deki iller kıpkırmızı oluyor” diyerek sözlerine devam eden Moriwaki, “Türkiye için öyle bir durum söz konusu değildir. Iğdır 2. tehlikeli bölgededir. Eski tarihlere kadar bakarsak 7’ye kadar büyük deprem yoktur. Fay hattı olduğu için hiç deprem olmaz diye bir şey söyleyemeyiz. Bir İzmir’de yaşayan veya İstanbul’da yaşayana göre o kadar korkmaya gerek yoktur” ifadelerine yer verdi.

    “Maraş’taki deprem Hiroşima’daki atom bombasından 17 kat daha büyük”

    Deprem Uzmanı Moriwaki, “Maraş’ta meydana gelen deprem Hiroşima’daki atom bombasından 17 kat daha büyüktür. Bazen depremler büyüklük olarak 1 gözüküyorsa güç olarak 32 kata eşit oluyor. Bingöl’de kaç defa deprem meydana geldi. Bazen soruyorlar hocam orda bir rahatlama oldu mu? Hayır diyorum. Bu depremler bin kattan sadece bir katı kırdı. Bunlar küçük uyarılardı. 999 tane daha orada bekleyen bir enerji var” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’de depremlerde can kaybı yüksek”

    “Türkiye’nin bir inşaat mühendisi olarak, Türkiye’nin bir mimarı olarak ben bunu üzülerek utanarak söylüyorum” diyen Moriwaki, “Türkiye depremde can kaybı olarak üçüncü sırada yer alıyor. Bu çok kötü bir durumdur. Bu tablo neyi gösteriyor. Türkiye bir deprem ülkesi, evet ama çık sık ve çok büyük bir deprem yok. Buna rağmen depremde can kaybı çoktur. Bu da acı bir durumdur” dedi.

    “Deprem olmaz denilen yerlerde de deprem oluyor”

    Moriwaki, sözlerini şu şekilde tamamladı:

    “Adana’dan sonraki Kıbrıs tarafı komple deprem bölgesinde yer alıyor. Bazen domino taşı geriye dönüyor. O zaman Bingöl, Karlıova, Muş ve Bitlis bu bölge için ikinci deprem bölgesi diyebiliriz. Üçüncü olarak Ege tarafında çok büyük bir deprem yok, yedi üstü yok ama çok sık deprem olabilir. En yüksek 6,5 diyebiliriz. Dördüncü olarak Marmara bölgesi yer alıyor. Depremin ne zaman nerede olacağını pek tahmin etmek de mümkün değil. Çünkü eskiden Konya, Karaman, Niğde tarafında deprem yok diye söyleniyordu. Ama deprem meydana geldi. Deprem artık her yerde oluyor. Bunu kimse anlamıyor. Japonya’da araştırmalar yapılıyor, deprem öncesi toprak yükseliyor, bunun için uydulardan kontrol yapılıyor.”

  • Depremin izleri resimlerle siliniyor

    Depremin izleri resimlerle siliniyor

    Asrın felaketi Hatay’da büyük yıkıma yol açmış, binlerce bina hasar görmüş ve yıkılmıştı. İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, yıkımı gerçekleştirilen binaların bulunduğu bölgelerde depremin izlerini bir parça da olsa silebilmek adına yıkımı gerçekleştirilen bölgelere duvar resimleri yapılması için çalışma başlattı. İskenderunlu ressam Erdoğan Akın tarafından çizim ve boyamasına başlanan duvarlar güzel görüntüler ortaya çıkardı. Resimlerin çizildiği alanlarda çevre düzenlemesiyle birlikte depremin izleri bir nebze de olsa ortadan kaldırılacak.

    depremin izleri duvarlara çizilen resimlerle siliniyor

    “İskenderun’da depremin acılarını hafifletebilmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz”

    Depremin izlerini hafifletebilmek adına çalışmalarını yürüttüklerini dile getiren İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, “Depremin izlerini silebilmek bir anda mümkün değil, depremin acısını silmek mümkün değil ama derdimiz, tasamız İskenderun’da depremin acılarını hafifletebilmek, unutturabilmek. Bunun için zaten fiziksel çalışmalarımız devam ediyor. Yoldu, kaldırımdı, peyzaj düzenlemeleriydi ama bunun yanında da gerçekten insanların gördükleri zaman vicdanlarını sızlatan deprem yıkıntılarını ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. İskenderun’un merkezi olan yerlerinde depremin izlerini silebilmek adına neler yapabiliriz diye düşündük; yukarısını bir sanat tablosuna dönüştürüp, aşağısını çimlendirip üzerine bankla insanların oturabileceği alanlar yapıp, en azından İskenderun’umuza bir nefes aldırmak istedik. İskenderun’da depremin acılarını hafifletebilmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    depremin izleri duvarlara çizilen resimlerle siliniyor

    6 Şubat depremlerinde yaşadığı ev yıkılan ressam Erdoğan Akın, “Başkanım ben her zaman söylüyorum en büyük yatırım insana yapılan yatırımdır. Benim hayat felsefem bu ve her sanatçıda olması gereken hayat felsefesi önce insan olmalı. Onun için ben burada hizmet verirken gerek bu memleketli olarak, gerek anılarımın şehri olan İskenderun’u yaşatmak için hizmet veriyorum. Yani altyapı bir şekilde yapılıyor, yollar bir şekilde yapılıyor, kaldırımlar bir şekilde yapılıyor. Zaten gece gündüz 24 saat ekip çalışıyor ve ben bununla iftihar ediyorum. Onun için ben de bana düşeni yapıyorum. Bu şehir bizim. Bu şehri ne yapacağız; hep birlikte ayağa kaldıracağız” şeklinde konuştu.

  • “Türkiye’deki fay hattı Japonya’yla aynı”

    “Türkiye’deki fay hattı Japonya’yla aynı”

    Üniversitenin İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Siirt Uluslararası Yeni Nesil Gençlik Söyleşileri ve Deprem Sempozyumu”na konuşan Yoshinori Moriwaki, Siirt’in birinci derece deprem bölgesinde yer aldığını fakat kentte 7’den büyük bir depremin yaşanmayacağını belirterek bundan sonra da kentte büyük bir deprem beklenmediğini söyledi. Batı Anadolu üzerinde uzun zamandır deprem olmadığına değinen Moriwaki, burada deprem olmayacak anlamına gelmediğini ifade etti.

    “Türkiye’de nerede deprem bekliyoruz diye soracak olursanız, Hatay depreminden sonra Kuzey ve Güney Anadolu fay hattında deprem olabilir” diyen Moriwaki, “Siirt hem 1. hem de 2. deprem bölgesi kuşağındadır.

    1800lü yıllarda Siirt’te 6 şiddetinde deprem oldu. 2021 ve 2023 yılında da deprem oldu. Fakat 7 şiddetinde deprem olmadı, olacağını beklemiyoruz. Hatay’da yaşanan depremden sonra fay hattı rahatlamış görünüyor. Sizler deprem esnasında dua ediyorsunuz. Fakat önceden depreme dayanıklı ve düzgün yapılar inşa etmelisiniz. Çünkü dürüst ve düzgün yapılar olsa binalar çökmeyecek. Türkiye’de olan fay hattı Japonya ile aynı. Türkiye’de bizler gibi sağlam ve düzgün yapılar yapması lazım” dedi.

    Deprem eğitimlerine değinen Moriwaki, Japonya’da en az ayda bir kere deprem tatbikatı yapıldığını, Türkiye’de bunun senede bir yapılmasının doğru olmadığını, sürekli tekrarlayıcı olması gerektiğini vurguladı. Siirt kültürünü beğendiğini belirten Moriwaki, “Fıstık ve balı Japonya’ya götürmek istiyorum. Fıstığı çok severim her zaman yerim. Sabah kahvaltıda mutlaka bal yerim. Dün dolma yedim ve çok beğendim. Yumurta kabuğunun içinde ki dolmada çok lezzetliydi” ifadelerinde bulundu.

    Program, Moriwaki ile çekilen hatıra fotoğrafları ile sonra erdi.

  • Deprem konutlarında yaşam başladı

    Deprem konutlarında yaşam başladı

    Adana’da, depremzedeler için TOKİ tarafından yapımına başlanan konutların bin 589 tanesi tamamlandı. Geriye kalan konutların ise işçiler tarafından 3 vardiya olarak yapımı 7 gün 24 saat esasına göre devam ediyor.

    Hayat başladı

    Projeler çerçevesinde bütün kaba inşaatlar tamamlanmış olurken, kurası çekilen ve hak sahiplerine teslim edilen evlerde yaşam başladı. Merkez Çukurova ilçesine bağlı Şambayadı Mahallesi’nde yapılan TOKİ konutlarında oturmaya başlayan aileler, hem devlete teşekkür etti hem de artık deprem korkusu yaşamayacaklarını söyledi.

    Deprem konutlarında yaşam başladı

    “Allah devletimize zeval vermesin”

    Depremde Çukurova ilçesi Huzurevleri Mahallesi’nde oturdukları Gültekin Apartmanı yıkılan ve kendileri Konya’da yaşayan kızları Onur’un yanında olduğu için kurtulan Oruç (75) ve Gönül (70) Doğanay çifti de bu ailelerden yalnızca birisi. İhlas Haber Ajansı’na konuşan Gönül Doğanay, “1 yıl içerisinde anahtarlarımızı teslim aldık. Çok şükür artık yeni evimizdeyiz ve çok memnunuz. Odalar iyi, genişliği iyi. Evimize yerleştik, Allah devletimize zeval vermesin” dedi.

    “Herkesin yerleşmesi için dua ediyoruz”

    Evleri yıkıldığı için üzülen ancak yeni evini çok beğenen Doğanay, “Depremi yaşayan bütün insanlarımız acı çektiler, evlerinden oldular. İnsanlar eşyalarını koyacak yer bulamadı. Biran önce TOKİ’lere yerleşmeleri için dua ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Oruç Doğanay ise evlerini çok beğendiğini söyleyerek, yetkililere teşekkür etti.

    İnşaatları inceleyen Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, “Evlere taşınma işlemleri başladı ve okullar tatil olunca bu taşınmalar daha da hızlanarak devam edecek. Buralar 1 ay sonra cıvıl cıvıl olacak. Adana’da son 10 gün içerisinde 6 ihale daha yapıldı. 3 bin 572 konut daha inşa edilip depremzedelere teslim edilecek” diye konuştu.

    Deprem konutlarında yaşam başladı

    “Deprem korkusu yaşamayacaklar”

    TOKİ konutlarında yaşayan vatandaşların artık deprem korkusuyla yaşamayacaklarını anlatan Karslıoğlu, “Böyle bir kalitede devletin güvencesinde, devletin gücüyle, oluşturulmuş evlerde oturan vatandaşlarımızdaki mutluluğu gözlerinden anlıyoruz. O çocukların güvende oluşu çok önemli. Daha yeni yeni uyku uyuyan vatandaşlarımız var. Gönül rahatlığıyla deprem korkusunu artık yaşamayacaklar” dedi.

  • Ebrar Sitesi’nin yerinde binalar yükseliyor

    Ebrar Sitesi’nin yerinde binalar yükseliyor

    Onkişubat İlçesi Şazibey Mahallesi’nde 6 Şubat depremlerinde yaklaşık 4 bin insan hayatını kaybetti. 1400 kişinin yaşamını yitirdiği depremin simgesi Ebrar Sitesi’nde önce hafriyatlar kaldırıldı, sonra temeller ve fore kazık sistemleri uygulandı.

    Yoğun şekilde devam eden inşaat çalışmaları çerçevesinde bir bazı binalarında kaba inşaatının bittiği görüldü. Yaklaşık 30 binanın yapılacağı alan drone ile görüntülendi. Çalışmalar hızla sürerken 6 Şubat depremin ikinci yıl dönümünde anahtar teslimlerinin yapılacağı öğrenildi.
    Şazibey Mahalle Muhtarı Cemal Kaya, “Ebrar Siteleri hızlı bir şekilde yapılıyor. İnşallah 6 Şubat’ta anahtarlar teslim edilecek. Mahallemizdeki büyük bir alan içinde de yıkılması gereken yerler var. Şehrin en güzel mahallelerinden biri olacak. Hak sahiplerinden herkes hakkını alacak” dedi.

    Hacı Murat Gül, “Ebrar Siteleri gördüğümüz gibi hızla yükseliyor. Azerbaycanlıların da yaptığı yerler hızla yükseliyor tahmini bir yıla kadar insanlar evlerine yerleşecek. Rabbim herkesin yerlerine geçmesini nasip etsin” diye konuştu.

  • Depremde 38 kişinin hayatını kaybettiği Dündar Apartmanı’nın tutuklu 2 müteahhidine ceza

    Depremde 38 kişinin hayatını kaybettiği Dündar Apartmanı’nın tutuklu 2 müteahhidine ceza

    Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu müteahhitler Sercan Erbey ve İlhami Dündar, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) katıldı, tutuksuz yargılanan arsa sahibi Seydo Bozkaya ise katılmadı.
    Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasında tutuklu sanıklar Erbey ve Dündar’ın isnat edilen suçtan cezalandırılarak tutukluluk hallerinin devamı, tutuksuz sanık Bozkaya’nın ise beraati yönünde görüş bildirdi.
    Sanık Dündar ve Erbey de sağlık sorunlarının olduğu gerekçesiyle tahliye talebinde bulundu. Avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu savunarak, tahliyeleri yönünde karar verilmesini talep etti.
    Mahkeme heyetince oy birliğiyle alınan kararda Erbey ve Dündar’ın “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 13 yıl 4’er ay hapisle cezalandırılmasına hükmedildi.
    Mahkeme, Bozkaya’nın ise beraatine karar verdi.

  • Hatay’dan vazgeçemiyor

    Hatay’dan vazgeçemiyor

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkıma uğrayan Hatay’da, 25 bin insan hayatını kaybetmişti. Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin ardından Antakya ilçesi adeta yok olmuş ve binlerce insan başka şehirlere göç etmişti. Depreme Antakya ilçesi Akasya Mahallesi’nde yakalanan 72 yaşındaki Ayşe Koçak’ın da yuvası yerle bir oldu. Koçak, şahsına ait konteyner satın alarak yıkılan evinin enkazına yerleştirdi. Konteyneri kendi emeğiyle ev haline getirmeye çalışan Koçak, hırsızların hedefi oldu. Gençlik dönem yurt dışına göç eden 72 yaşındaki Koçak, Almanya’da yaşama hakkı olmasına rağmen yaşadığı mahalleden ve hatıralarının geçtiği sokaklardan ayrılamıyor.

    Hatay'dan vazgeçemiyor

    “Depremden önce 6 dairem vardı ama hepsi yıkıldı”

    Depremden önce 6 dairesinin olduğu ama hepsinin yıkıldığını belirten depremzede Koçak, “Depremde evim ağır hasar aldı ve yıkıldı. Depremden önce 6 dairem vardı ama hepsi yıkıldı. Bu moloz yığınların üstünde benim evim vardı. Evim ağır hasarlıyken evime hırsızlar girip eşyalarımı, altınlarımı ve kapı pencereyi çaldılar. Şimdi konteynerim var. Konteyner da elektrik ve su bağlanmadı. Konteyner benim şahsıma ait ama yapmaya gücüm yoktu. Ne elektrik var ne su var. İçinde de yatılmıyor. Hırsızlar konteynerin kablolarını ve lambaları çaldılar” dedi.

    Hatay'dan vazgeçemiyor

    “En güzel yerim benim memleketimdir”

    Almanya’dan davet geldiğini ama gitmek istemediğinin ifade eden depremzede Koçak, “Ben 72 yaşındayım, hiçbir şeye gücüm yetmez oldu. Benim yerim kendi yuvamdır. Türkiye benim için daha kıymetlidir. Almanya’dan bana davetiye geldi ama yine de gitmedim. Ben Türkiye’mi terk edemem. En güzel yerim benim memleketimdir. Ben devletimi ve milletimi seven biriyim. Onun için ben buralardan ayrılamam. Benim cep telefonumdan Almanya’dan aradılar ve gel burada yaşama hakkın var dediler. Gidemem, milletimi terk edemem. Ben devletimi çok seviyorum. Ben mahallemi ve her şeyi seviyorum. Hiçbir yer istemiyorum. Ben evimi, mahallemi ve komşumu bırakmak istemiyorum. Hiçbir yeri bırakıp gidemem. Gidecek gücüm de yoktur ama gücüm olsa da gitmem” ifadelerini kullandı.

  • İzmir açıklarında art arda deprem

    İzmir açıklarında art arda deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) alınan bilgilere göre, Ege Denizi’nde Karaburun’a 50.17 kilometre uzaklıkta saat 07.56’da yerin 9.74 kilometre derinliğinde 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bir dakika sonra ise yine Karaburun’a 45.60 kilometre uzakta saat 07.57’de yerin 7 kilometre derinliğinde 4.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.
    Ege Denizi açıklarında meydana gelen deprem kent merkezinden hissedilmedi.

  • “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi…”

    “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi…”

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş ve çok sayıda vatandaştan depremden sonra haber alınamamıştı. Asrın felaketinin üzerinden 16 aydan fazla süre geçmesine rağmen yakınlarından gelecek haberi bekleyen vatandaşların da umutlu bekleyişi devam ediyor.

    Bu insanlardan biri de Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Sema Güleç. Acılı anne mimarlık bölümü mezunu 25 yaşındaki evladı Mustafa Batuhan’dan aylardır haber alamıyor. Depreme İskenderun ilçesi Numune Mahallesi Güleryüz Apartmanı’nda yakalanan Mustafa Batuhan, asrın felaketinin ardından adeta yok oldu. Acılı anne Sema Güleç, evladından gelecek haberi aylardır umut içerisinde bekliyor.

    "Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi..."

    “Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi”

    Evladının yaşadığı binaya depremden 20 dakika sonra gittiğini dile getiren 53 yaşındaki Sema Güleç, oğlu Batuhan’ı nüfustan düşürmek istemediğini belirterek “6 Şubat depreminden sonra oğlum Mustafa Batuhan Güleç’e hiçbir şekilde ulaşamadım, oğlumu arıyorum. Deprem günü oğlum iş yerinin üzerindeki yine diğer evimizde kalıyordu, tekti. Ben de buradaydım, kendi diğer evdeydi. Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi. Dedim Batuhan’ın yanına gidelim, kızımla, damadımla birlikte o tarafa gittik ve binanın yıkıldığını gördük. Bina yıkıldıktan 20 dakika sonra ordaydım. Depremin ardından ben çok kaygılandım, araştırma yaptım daha bir şey çıkmadı, yani nüfustan düşürme olayı olmadı. Fakat bu kimilerinde miras konusu oluyor bazı işlemlerden dolayı isteğe karşı isteğe karşılıklı düşürülüyormuş nüfustan onu öğrenince biraz rahatladım. Ben daha evladımı arıyorum. Ben oğluma nüfustan düşürme ya da gaiplik verilmesini istemiyorum. Daha arıyorum, yani vefat ettiyse bana mezarını versinler. Yoksa ben kabul etmiyorum, nüfustan düşürmeyi, gaiplik verilmesini onu asla kabul etmiyorum” dedi.

    "Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi..."

    “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi”

    Anneler Günü yaklaştıkça içini burukluk kapladığını dile getiren Sema Güleç, “Anneler Günü yaklaştıkça benim içimi bir burukluk kaplıyor. Benim diğer çocuklarım var ama hiçbiri birinin yerini tutmuyor. Hepsi ayrı ayrı Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi. Beraber geçirirdik, gerçekten Anneler Günü’nün yaklaşmasını istemiyorum. Oğlum yanımda olmadığı için artık Anneler Günü’nün gelmesini istemiyorum. Oğlum olmadığı için çok zor bir durum” şeklinde konuştu.