Etiket: deprem

  • Malezyalı komutan “Vefa borcumu ödemek için geldim”

    Malezyalı komutan “Vefa borcumu ödemek için geldim”

    Depremlerin ardından kente gelen Malezya ordusunda görevli 110 uzman sağlık personeli, Çelikhan ilçe meydanında kurulan sahra hastanesinde sağlık hizmeti sunuyor.

    Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinden 1989 yılında mezun olan Tuğgeneral Dr. Hamzah da tomografi ve laboratuvar bölümleri ile ameliyathane, yoğun bakım ve doğumhane de bulunan hastanedeki ekibin başında görev alıyor.

    Gönüllü olarak bölgeye gelen ve Türkçe bildiği için hastalarla yakından ilgilenen Hamzah, 13 doktor, 16 uzman, 81 de hemşire ve teknikerden oluşan ekibiyle depremzedelerin tedavilerine yardımcı oluyor.

    “VEFA BORCUMU ÖDEMEK İÇİN GELDİM”

    Tuğgeneral Dr. Amran Amır Hamzah, AA muhabirine, deprem haberini duyunca büyük üzüntü yaşadığını söyledi.

    Türkiye’nin büyük bir afet yaşadığını ifade eden Hamzah, şöyle devam etti:

    “Çok hasarlar var ve vatandaşlar bundan olumsuz etkilendi. Türkiye’de deprem olduğunda hemen buraya hareket ettik, 2 uçakla geldik. Bizim ekip hastane kurmak için Çelikhan’a geldi, 110 kişiyiz. Çok büyük bir deprem olduğunu gördüm, çok il etkilendi. Bu deprem beni çok etkiledi ve üzdü. Buraya gelip yardım etmek için hemen gönüllü olarak gitmek istediğimi bildirdim. Bizim grup hepsi asker, ben buraya vefa borcu ödemek için geldim.”

    Türkiye’de sağlık alanında önemli aşamalar katedildiğini belirten Hamzah, “Burada sizin hastalar çok çabuk başka hastanelere, başka yerlere sevk olabiliyor, bu konuda da sağlık hizmetiniz çok iyi. Bizim orada kar yağmaz, deprem de yok gibi o nedenle bayağı zorluk çektik. Kara alışık değiliz, gece eksi 10-15 dereceye düşüyor, bizim için zor. Bizim ekiptekiler canlı canlı kar gördüler. Zor şartlarda vatandaşlara yardım ediyoruz. Malezya ve Türkiye kardeş ülkelerdir. Umarım bu afet çabuk geçer ve normalleşirsiniz. Arama kurtarma ekimiz de geldi, onlar da Hatay’da çalışıyor.” diye konuştu.

  • Meydan Mahallesi depremden etkilenenleri ağırlıyor

    Meydan Mahallesi depremden etkilenenleri ağırlıyor

    Hatay’ın İskenderun ilçesinde depremden en az etkilenen Meydan Mahallesi’nde sadece cami minaresinin ucu yıkıldı. 11 bin nüfusu olan tek ve iki katlı evlerden müteşekkil mahalle yaşanan depremlerde yıkıma uğramadı.


    Geçtiğimiz yıllarda kentsel dönüşümde evlerinin kat karşılığı kentsel dönüşüm projesini kabul etmeyen mahalle sakinleri ile ilgili yerel basında haberlerin çarpıtarak kentsel dönüşüme karşı çıkan mahalle olarak lanse edilmesi ve mahallede çok sayıda ölen insan olduğunun iddia edilmesine tepki gösterdiler.


    Mahalle Muhtarı Ramazan Güneş, “Mahallemizde depremde bir kişinin bile burnu kanamadı. Ufak tefek çatlaklar var ama hamdolsun iyiyiz ve biz bu süreçte mahalle olarak depremde evleri yıkılan birçok aileyi ağırlıyoruz. Mahallemiz ve şahsım hakkında çıkan yalan haberleri kabul etmiyoruz” dedi.
    Mahalle sakinlerinden İzzettin Öztürk ise depremler sonrası mahalle de 1 tane evin yıkılmadığını isteyenin gelip inceleme yapabileceğini ifade etti.

  • 12 bin yıllık eserler depremi hasarsız atlattı

    12 bin yıllık eserler depremi hasarsız atlattı

    Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden etkilenen Şanlıurfa’daki Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen ve neolitik döneme ait 12 bin yıllık eserler sarsıntıları hasarsız atlattı. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Müdürü Celal Uludağ, depremlerin büyük üzüntü yaşattığını, depreme hazırlık noktasında daha önceden hazırladıkları planı hemen devreye aldıklarını söyledi.

    Depremden çok kısa bir süre sonra hemen müzeye geldiğini ve görevlilerle kontrollere başladıklarını anlatan Uludağ, “Salonlar içerisinde, vitrin içerisindeki eserlerde ve depolarda yapılan kontrollerde çok büyük bir sıkıntıya rastlanmadı. Sadece vitrinlerde bulunan pişmiş toprak eserlerden birkaçının çatladığını gördük” dedi.

    Uludağ, müzede neolitik döneme ışık tutan ve “tarihin sıfır noktası” olarak nitelendirilen Göbeklitepe ile Karahantepe gibi, kentin birçok noktasında devam eden kazılarda çıkarılan eşsiz eserlerin sergilendiğini anımsatarak bu eserlerin teşhirinde gösterilen hassasiyet sayesinde depremde herhangi bir zarara rastlanmadığını vurguladı.

    Mozaik Müzesi’ndeki eserlerde de bir hasarın oluşmadığını aktaran Uludağ, “Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi 12 bin yıllık eserlere ev sahipliği yapan bir müze. Özellikle Göbeklitepe, Karahantepe, Balıklıgöl heykeli Şanlıurfa Müzesi’nde teşhirde bulunuyor. Bu eserler üzerinde yaptığımız incelemelerde, eserlerin depremden dolayı herhangi bir zarar görmediğini tespit ettik” dedi.


    Uludağ, tüm müze personelinin görevinin başında olduğunu belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığının onayının ardından en kısa sürede ziyaretçileri ağırlayacaklarını dile getirdi.

  • Rüyasında gördü, sonra felaketini yaşadı

    Rüyasında gördü, sonra felaketini yaşadı

    Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ta yaşayan vatandaşlar hala gecenin izlerini unutamıyor. Kahramanmaraş’ta yaşayan 19 yaşındaki Abdullah Sarıgül, deprem gecesi gördüğü rüyayı yarım saat sonra yaşadığını belirterek, sallantının çok uzun sürdüğünü söyledi.

    Gece yaşadıkları sokağın mahşer yeri gibi olduğunu söyleyen Sarıgül, ‘‘Deprem gecesi saat 12’de uyudum. 1-2 saat uyuduktan sonra tekrar uyandım. O arada rüyamda böyle bir olay gördüm. Yatağımın sallandığını, odamın dağıldığını gördüm. Kabus gibiydi uyandım. Biraz uyanık durdum korkumdan dolayı. Tekrar uyudum. Yarım saat sonra rüyamda yaşadığım olayın aynısını tekrar yaşadım. Kendimi direk cenin pozisyonuna aldım. Kafamı korudum. Sallantının geçmesini bekledim çok uzun sürdü. Ne zamana geçeceği hakkında artık fikrim yoktu.

    Şimdi geçer diyemedim biraz daha uzayınca. Sallantı hafifleyince hemen ailemin yanına geçtim. Üzerimize montumuzu aldık sokağa indik. Biz indiğimizde bütün mahalle sokaktaydı, mahşer yeri gibiydi. O günü mahallede geçirdik korku içerisinde. Öğleden sonra tekrar ikinci bir deprem daha oldu. Onda da arabanın içerisindeydik herkes korkuyordu ama yapacak bir şey yoktu. Direk kendimizi açık alana attık ilk gün böyle geçti. 15-16 gün oldu artık günleri de bilemiyoruz. Telefondan bakıyoruz hangi gün olduğuna” dedi.

  • Van depreminden kaçtılar, Gaziantep’te yakalandılar

    Van depreminden kaçtılar, Gaziantep’te yakalandılar

    Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de sıklıkla afetler meydana gelmeye devam ediyor. 23 Ekim 2011 yılında Van’da yaşanan deprem felaketi binlerce kişiyi etkilerken, birçok insanın kentten göç etmesine neden olmuştu. Son olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen depreme yakalananlar arasında büyük Van depremini yaşayanlarda çıkmaya başladı. “Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği iller arasında yer alan Gaziantep’e yıllar önce Van’dan göç eden Aslan ailesi, depreme ikinci kez yakalandı. Depremin ardından Denizli’nin Sarayköy ilçesine taşınan aile, büyük felakete tekrar yakalanmanın korkusunu yaşıyor. Öte yandan afetin etkilediği Hatay’dan Sarayköy ilçesine gelen Özgün ailesi de depremden nasıl sağ kurtulduklarını anlattı.


    Komşusunun damına atlayarak kurtuldular

    Destekte bulunan herkese teşekkür eden depremzede Filiz Özgün, “Hatay’ın İskenderun ilçesinde oturuyorduk. Deprem anında merdivenlerimizin hepsi yıkılmış nereden ineceğimizi bilemezken, balkonumuza çıkıp komşumuzun evinin damına atladık. Evimiz yıkıldı. O sarsıntı ile kimse yerinde duramazken biz nasıl onu yaptık bilmiyoruz” dedi.


    Deprem peşini bırakmadı

    Gaziantep’ten Sarayköy’e gelen Hazal Aslan ise “2011 yılında ailemle birlikte Van depremini yaşamıştık. Deprem sebebiyle Gaziantep’e taşındık ama deprem orada da bizi rahat bırakmadı. Bu deprem nedeniyle de Sarayköy’deki akrabalarımızın yanına geldik” diye konuştu.

  • Başkan Erdem deprem bölgesinde

    Başkan Erdem deprem bölgesinde

    11 ilde büyük yıkıma yol açan Kahramanmaraş depreminin hemen ardından yaraların sarılması için seferber olan Nilüfer Belediyesi Bursa’ya gelen depremzedelerin hür türlü ihtiyaçlarını karşılamaya devam ederken, bölgeye de desteğini sürdürüyor. Hatay Samandağ’da bir konteyner kent kuran Nilüfer Belediyesi, burada faaliyete geçirdiği aşevinde de her gün 3 bin kişiye yemek veriyor.

    Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de, Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız ile Samandağ’a giderek depremzede vatandaşlarla bir araya geldi. Konteyner kenti gezerek yapılan çalışmayı yerinde gören Başkan Erdem, sabah kahvaltısı ikramı sırasında da aşevini gezdi. Burada depremzedelerle sohbet eden Başkan Erdem, yaraların sarılması için çalıştıklarını söyleyerek, dayanışma ile bu sürecin atlatılacağını ifade etti.

    Samandağ’da şimdiye kadar 35 konteyner kurarak depremzedelere barınma imkanı sağladıklarını belirten Başkan Erdem, “Konteynerlerimizin sayısını 100’e çıkaracağız. Konteyner kentimizde duşlar ve tuvaletler de bulunuyor. Depremzede vatandaşlarımızın her türlü ihtiyacını karşılamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ayrıca bölgeye doğru yolan çıkan 75 çadırı da ihtiyaç duyan depremzede vatandaşlarımıza dağıtacağız” dedi.

    Geçen hafta Samandağ’da hızla bir aşevi kurduklarını belirten Başkan Erdem, “Aşevimizde günde 3 bin kişiye üç öğün yemek veriyoruz. Ayrıca yakında seyyar bir mutfak da gelecek onu da ihtiyaç duyulan yerde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız” dedi. Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz ve Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel ile görüşerek yapılabilecek destek hakkında görüşen Başkan Erdem, bölgede incelemelerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun temaslarına da eşlik etti.

  • Ateş tuğlayla yapılan evler depremden etkilenmedi

    Ateş tuğlayla yapılan evler depremden etkilenmedi

    Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7.6 ve 7.7’lik depremin ardından Diyarbakır’da çöken binalar arasında ateş tuğladan yapılan evlerin olmadığını belirten Öğretim Üyesi Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu, bu tuğlaların yük taşıma kapasitesinin yüksek olduğunu belirtti.

    Ateş tuğladan yapılan evlerin depremi rahat bir şekilde atlatabildiğini ifade eden Bedirhanoğlu, “Beton kullanımı yaygın olmadığı dönemlerde evler yığma yapılıyordu. Bundan dolayı tuğlalar da sağlam olarak nitelendirilen ateş tuğlası dediğimiz dolu tuğlalardır. Bu tuğlalara tabi mühendislik tuğlası da diyebiliriz. Yük taşıma kapasitesi yüksektir. Köklü bir beton kadar performans gösterebiliyor. Dolayısıyla geçmiş dönemlerde ateş tuğlalardan evler yapılıyordu. Kolon ve kirişler de ilave olarak ateş tuğlalar ile yapılıyordu. Deprem olduğu zaman sadece kolonlar değil, dolu ateş tuğlaları da yük taşır. Ateş tuğlalar ile yapılan evlerde bütün yük kolonlara binmediği için depremi güvenli bir şekilde atlatabilir” dedi.

    “Ateş tuğlalar dış etkiler karşısında daha dirençlidir”

    Betonların ateş tuğlalara göre zamanla daha çabuk bozulabildiğine dikkat çeken Bedirhanoğlu, “1980 öncesi usta-çırak ilişkisi yaygın olduğu için insanlar işlerini genelde ateş tuğla çerçevesinde yapıyordu. O zamanlarda inşaatlar yapılırken bütün taşıyıcı sistem duvar üzerine olduğu için duvarlar çok sağlam yapılıyordu. Şimdi betonal malzemeler çıkınca yapılar biraz daha düzensiz yapılmaya başlandı. Beton dayanımında yeterince kontrol olmadığı için, beton dayanaklığı düşük çıkıyor. Aynı zamanda aradan geçen zaman da betonu bozuyor. Özellikle dış ortama maruz kalan betonlar, daha hızlı ve daha çabuk bozulabiliyor. Dolu tuğlalar dış etkiler karşısında daha dirençlidir. Dolayısıyla yıpranmış ve eskimiş bir betondansa, dolu tuğlalar daha iyi performans gösterebiliyor. Bunların hepsini iç içe kattığımız zaman ateş tuğladan yapılan evler, depremin ürettiği enerjiyi daha rahat bir şekilde sönümleyerek sarsıntıyı güvenli bir şekilde atlatabiliyor” diye konuştu.

    “Avrupa’da tercih edilen tuğla çeşididir”

    Son olarak geçmiş zamanlarda Diyarbakır’ın merkez Sur ve Bağlar ilçesinde yapılan ateş tuğladan evlerin yıkılmadığına dikkat çeken Bedirhanoğlu, şunları kaydetti:
    “Ateş tuğladan yapılan evler Diyarbakır’da merkez Sur ve Bağlar ilçesinde yapılmaktaydı. Daha sonra ateş tuğladan üretilen evlerin yapımı durduruldu. Bunun sebebi de betonal yapılaşmanın yaygınlaşmasından kaynaklıdır. Ateş tuğlaların az katlı yapılarda kullanılmasını ben şiddetle tavsiye ediyorum. Öte yandan Avrupa’da da çok tercih edilen tuğla çeşididir.”

  • MÜSİAD Kahramanmaraş’ta yaşam alanı kuracak

    MÜSİAD Kahramanmaraş’ta yaşam alanı kuracak

    Dernek tarafından yapılan açıklamada, değerlendirmelerine yer verilen Şenocak, MÜSİAD ve şubeleri olarak 11 ili etkileyen depremin yaralarının sarılması adına ilk günden itibaren aralıksız çalıştıklarını belirtti. Şenocak, afetten etkilenen illerdeki şube başkanları ile sürekli irtibatta olarak bölge halkının yiyecek, içecek, giyecek ve ısınma gibi tüm ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin AFAD koordinatörlüğünde bölgeye gönderildiğini anlattı.

    Depremin getirdiği büyük yıkımın ardından bölge halkının en önemli ihtiyaçlarından birinin barınma olduğunu vurgulayan Şenocak, şunları kaydetti:

    “Genel merkezimiz, devletimizin bölgeye kazandıracağı deprem konutlarının yapımı tamamlanana kadar depremzede vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçlarının mümkün olduğunca konforlu bir şekilde karşılanabilmesi için önemli bir çalışmayı hayata geçiriyor. İçişleri Bakanlığımız ve genel merkezimizin talepleri doğrultusunda Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine 2 bin konteynerden oluşan bir yaşam alanı kurmayı planlıyoruz. Konteyner kentimizi nisan ayından itibaren etap etap tamamlamayı hedefliyoruz.”

    Şenocak, 8 bin kişinin geçici barınma ihtiyacının karşılanacağı yaşam alanındaki 2’şer odalı 21 metrekarelik konteynerlerin, içinde mutfak, banyo ve tuvalet olacak şekilde tasarlandığını aktararak, “Geçici yaşam alanlarımızın içinde beyaz eşya, koltuk ve masa, mutfak eşyaları, ısıtma sistemi gibi günlük hayatın olmazsa olmazı tüm objeler ve sıcak su bulunacak. Aynı zamanda inşa etmeyi planladığımız yaşam alanımızda altyapı ve çevre düzenlemesi çalışmalarının yanı sıra sağlık ocağı ve kreş gibi sosyal donatı alanları ile idari hizmet binaları da yer alacak.” ifadelerini kullandı.

  • Depremde ailesini kaybeden annenin feryadı

    Depremde ailesini kaybeden annenin feryadı

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat günü meydana gelen iki ayrı deprem 11 ilde etkili oldu. Yıkılan binalarda enkaz altında kalan 42 binden fazla insan hayatını kaybederken yüz binlerce vatandaş evsiz kaldı. Depremin en çok etkilediği illerden biri de Hatay oldu. Hatay’da Antakya Devlet Hastanesinde hemşirelik yapan karı koca Emine (28) Ahmet (29) Yıldırım, çocukları Zeynep ve Erbap Yıldırım (2) ile çocuklara bakmaya gelen teyze Seher Güngör (21) enkaz altında kaldı.

    Baba Mahmut Güngör (56) depremden sonra Hatay’daki çocuklarına ulaşamayınca hemen akrabalarıyla birlikte Hatay’a gidip onları kurtarmak için mücadele başlattı. Ancak günlerce yapılan çalışma sonucunda damadı, torunu Zeynep ve kızı Emine’nin cansız bedenine ulaştı. Diğer kızı Seher ve torun Erbap sağ olarak kurtarıldı. Seher Güngör de hastanede hayatını kaybetti. Torun Erbap’ın ise ayağı kesildi. Aileden geriye bir tek 2 yaşındaki Erbap kaldı. Baba Güngör, damadı, iki kızı ve torununun cenazesini Adana’da Kabasakal Mezarlığında toprağa verdi.

    Anne Ümmü Gülsüm Güngör ise mezarda iki kızı, torunu ve damadının mezarlarına sarılarak gözyaşlarına boğuldu. Güngör, Hatay’a yeğenlerine bakmak için depremden iki gün önce giden kızı Seher Güngör’ün mezarına sarılıp toprağa öperek, “Ben sana gelinlik giydirecektim kefen giydirdim. Beyaz kefenlerle gittin kuzum sen. Beyaz kefenlere karıştın kuzum sen” diye ağlaması yürekleri yaktı. Anne Güngör’ün daha sonra torunu Zeynep’in mezarına sarılıp, “Zeynep’im küçücük Zeynep’im. Hanginize sarılayım ben hanginize. Hanginizle hasret gidereyim ben. Kuzum ciğerim Emre’m. Seher’im, Emine’m ciğerim kuzum” demesi herkesi duygulandırdı.

    Baba Güngör ise, “Depremde eniştem, iki kızım, bir torunum öldü. Kurtaramadık, biri sağ çıktı kurtaramadık. Bir torunumu kurtardık onun da ayağı kesildi. Kızım ve damadım hemşire Antakya Devlet Hastanesinde, diğer kızım da iki gün önce yeğenlerine bakmak için Hatay’a gitmişti. O da orada depreme yakalandı. Bina depremde yıkılmış. Biz de Adana’dan gittik. Köylüler sağ olsun yardım ettiler ama kurtaramadık” dedi.

  • Hatay’da hasarlı evlerin içi görüntülendi

    Hatay’da hasarlı evlerin içi görüntülendi

    Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen 2 büyük deprem 11 ili etkiledi.

    Depremin 17’nci gününde, Hatay merkezde yıkılan binaların yarısı ve hasar gören evlerin içi dronla görüntülendi.

    Görüntülerde, evlerin içinde birçok eşyanın da hasar gördüğü, camların yerle bir olduğu ve eşyaların toz örtüsüyle kaplandığı görüldü.

    Bazı hasar gören evlerde bulunan buzdolaplarının içinde yiyeceklerin olduğu da dikkat çekti.

    Depremin 17’nci gününde adeta hayalet bir şehri andıran Hatay merkezin dört bir noktasında, enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor.