Etiket: deprem

  • Depremzedenin anlattıkları tüyleri diken diken etti

    Depremzedenin anlattıkları tüyleri diken diken etti

    Asrın felaketinden enkaz atından çıkarılarak kurtarılan depremzedeler yaşadıkları korku dolu anları anlattı. Hayatlarında görmedikleri bir kabusu yaşadıklarını ve enkaz altında kaldıkları süre zarfında sürekli dua ettiklerini belirten depremzedelerden Döne Balcı isimli kadın enkaz altındayken bir şehidin kendisine zemzem suyu getirdiğini ve kızının başındaki kanamayı durdurarak bir saat sonra akrabalarının kendilerini kurtaracaklarını ve kurtarılmasının da aynı şekilde gerçekleştiğini söyledi. Enkazdan çıkarıldıktan 6 gün sonra Manisa Şehir Hastanesinde yeniden buluşan anne ve kızın buluşma anları ise duygu dolu anlara sahne oldu. 9 Şubat’ta Manisa Şehir Hastanesine getirilen 10 yaşındaki Melisa Balcı ve 12 Şubat’ta hastaneye sevki gerçekleştirilen Anne Döne Balcı 14 Şubat tarihinde enkazdan sonra ilk kez buluşarak hasret giderdi. Anne ve kızın tedavileri devam ediyor.

    “Kızımın üzerindeki taşları kendi üzerime yığdım”

    Depreme Hatay’ın Hassa ilçesine bağlı Güvenç köyündeki 2 katlı evinde yakalanan ve 10 yaşındaki kızı Melisa ve eşi Emrah’la birlikte enkaz altında kalan 44 yaşındaki Döne Balcı, “Ben 1,5 gün deprem sonrası kızımla beraber enkaz altında kaldık. Deprem başlayınca kızımı kaçırmaya çalıştım. İki duvarın arasında kaldım. Kızımın üzerine de kapı düştü. Kızımın üzerine gelen taşları üzerime yığdım. ‘Kızım nasılsın, iyi misin?’ dedim ‘İyiyim anne. Kafam kanıyor’ dedi” diyerek enkaz altındayken başlarından geçen ilginç olayı anlattı.

    “Bir şehit bana zemzem suyu verdi”

    Enkaz altındayken bir şehidin yanlarına geldiğini aktaran Balcı, “Bir şehit geldi. Buralarda yok o şehit. Zemzem verdi. Kızımın başını okşadı. ‘Durdu kanaması’ dedi. Sizi de bir saat sonra kurtaracaklar dedi. Bana su ve cennetten gül kokusu verdi. Bir ışık verdi. Dedi ki ‘Gideceğim, söyleyeceğim herkese haber vereceğim. Seni kurtaracak akrabaların’ Sağ olsun kardeşlerimiz ve askerlerimiz geldi. 1,5 gün sonra akrabalarımdan biri kurtardı beni. Buralara geldim. Ben doktorlarımdan memnunum çok şükür. Hepsinden çok memnunum. Allah hepsinden razı olsun. Hükümetimizden de bize yardım edenlerden de memnunum. Allah kimsenin başına vermesin. Kurda kuşa da vermesin.”

    “Sürekli dua ettim”

    Depreme Hatay’ın İskenderun ilçesindeki 5 katlı bir apartmanın 3’üncü katındaki dairesinde yakalanan ve yakınları tarafından 5. saatte enkazdan çıkarılan 63 yaşındaki Zeynep Erdoğdun, “Çok farklıydı deprem. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Pencereler patladı, duvarlar patladı 2 dakikada kapının önüne kadar gitmem mümkün değildi. Anında oldu. Beni çıkardıklarında binanın üstteki iki katı yoktu ben en üst gibi duruyordum. Belki de ondan kurtuldum, bilmiyorum. 3’üncü kattaydım. Eşimi kaybettim o toprağın altında kaldı ben kurtuldum. 5 saat sonra çıktım ben. Yatağın uç kısmında kalmıştım. Yatağın yanında koltuk vardı. Orada oturdum. Berjer koltuğun üstü yüksekti. O yüzden beton başıma gelmedi. Öleceksem öleyim Allah’ım bana acı çektirme, kurtaracaksan da kurtar diye dua ettim. Başka bir şey yapamadım” dedi.
    Manisa Şehir Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Serkan Saka ise hastanede tedavi gören depremzedelerle ilgili şu bilgileri paylaştı: “6 Şubat tarihinde asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizi etkileyen depremde Manisa Şehir Hastanesi olarak ilk saatlerinden itibaren bölgeyle irtibat halindeydik. O gün sabah 08.00 gibi ilk ekibimiz yola çıktı. Şu ana kadar 22 hekim ve 35 hemşire ile teknisyen deprem bölgesinde çalışıyor. 9 Şubat tarihinden itibaren de hastanemize deprem bölgesinden depremzedeleri kabul etmeye başladık. Şu ana kadar 20 hastamız yatarak tedavi gördü. Bunlardan 7’si taburcu edildi. 13 hastamızın tedavisi devam ediyor. Bu 13 hastadan 6’sı çocuk hasta ve bunların 4 tanesi yoğun bakımda tedavi görüyor. Bu hastalarımızın sağlık durumları gayet iyi. Döne Hanımın da önce kızı gelmişti sonra Mersin Şehir Hastanesi ile temasa geçerek 14 Şubat’ta anne ve kızı buluşturduk. Anne ve kızının hastanemizde tedavilerine devam ediliyor. Deprem çok etkileyiciydi ekip olarak çok üzüldük daha sonra kurtarılanlarla birlikte buruk bir mutluluk yaşadık.”

    Manisa Şehir Hastanesinde tedavileri devam eden depremzedeler ise özel hastanelerde görmedikleri konforu ve ilgiyi Manisa Şehir Hastanesinde gördüklerini belirterek, tüm sağlık personeline teşekkür etti.

  • BM’den depremzedeler için yardım çağrısı

    BM’den depremzedeler için yardım çağrısı

    Türkiye, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmaya çalışıyor. Dünyanın birçok ülkesi de yardım için seferber olmuş durumda.

    Birleşmiş Milletler (BM) de Türkiye’deki depremzedeler için yardım çağrısında bulundu.

    BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, asrın en büyük depreminden etkilenen Türk halkı için insani yardım çağrısı yaptı.

    Fonlamanın üç aylık süreye yayılacağını ve yardım örgütlerinin hükümet tarafından yürütülen çalışmalara katkısını hızlandırmayı hedeflediğini belirten Guterres, özellikle gıda, güvenlik, eğitim, su ve barınma alanlarında 5,2 milyon kişiye yardım konusunda katkı sağlanacağını belirtti.

    Guterres, “Türkiye dünyadaki en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke ve Suriyeli komşularına karşı yıllardır büyük cömertlik yapıyor.” ifadesini kullandı.

    Dünyanın da yardım talebinde bulunanlarla dayanışma gösteren Türk halkını destekleme zamanın geldiğini kaydeden Guterres, “Bugün BM asrın en büyük depreminin vurduğu Türk halkı için 1 milyar dolarlık insani yardım çağrısını başlatıyor.” açıklamasını yaptı.

    Guterres, kaybedilecek zaman olmadığına ve ihtiyaçların çok büyük olduğuna dikkati çekerek, “Uluslararası topluma, zamanımızın en büyük doğal afetine karşı düzenlenen bu teşebbüsü tam olarak desteklemeleri için çağrıda bulunuyorum.” ifadesine yer verdi.

  • Deprem bölgesine kömür sevkiyatı

    Deprem bölgesine kömür sevkiyatı

    Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetzedelerin yardımına devam ediliyor.

    Manisa’dan vagonlara yüklenen yaklaşık 50 ton kömür deprem bölgesi olan Osmaniye’ye gönderildi.

    Kömürler Toprakkale’de vagonlardan boşaltılırken, şu ana kadar 2 bin ton kömür sevkiyatının gerçekleştirildiği kaydedildi.

  • Tam donanımlı bin kişilik prefabrik bina

    Tam donanımlı bin kişilik prefabrik bina

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın talimatı ile İçişleri Bakanlığı koordinasyonu, Eskişehir Valiliği ve AFAD’ın iş birliği neticesinde, Adalet Bakanlığına ait Eskişehir Dutluca Yerleşkesi’nde bulunan bin kişilik kapasiteye sahip prefabrik binaların deprem bölgesine gönderilmek üzere söküm işlemler devam ediyor.

    Açık ceza infaz kurumu hükümlüleri için hazırlanmış ve henüz kullanılmamış olan prefabrik binaların, “asrın felaketi” olarak nitelendirilen depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’a gönderilmesine karar verildi.

    Prefabrik binaların parçalar halinde tırlarla Kahramanmaraş’a ulaştırılması ve bölgede 10 gün içerisinde kullanıma hazır hale getirilmesi planlanıyor.

    Engelli bireylere özel tuvaletler de bulunuyor

    Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, bin kişilik kapasiteye sahip prefabrik binaların, sağlık birimi ve tüm eşyalarla birlikte deprem bölgesine gönderileceğini bildirdi.

    Isı yalıtımlı binaların içerisindeki 4-6 kişilik odalarda tuvalet ve banyonun yanı sıra sıcak su temini için elektrikli termosifonlar yer alıyor.
    Prefabrik binalarda ısıtma için kalorifer petekleri ve engelli bireylere özel tuvaletler de bulunuyor.
  • BUÜ’nün gönüllü sağlık ekibi

    BUÜ’nün gönüllü sağlık ekibi

    BUÜ Tıp Fakültesi ve Hastanesi’nde görev yapan 1 Doçent, 1 Doktor Öğretim Üyesi, 2 yandal araştırma görevlisi, 17 araştırma görevlisi ve 2 hemşire, depremin etkilediği 10 farklı ilde görev yapmaya devam ediyor. Üniversite yönetimi, afetin yaşandığı ilk günden itibaren Bursa İl Sağlık Müdürlüğü ve UMKE ile koordine olarak bölgedeki sağlık personeli ihtiyacına cevap verebilmek adına gönüllülük esasıyla çalışmaya gidebilecek isimleri belirledi. Hazırlık sürecinin ardından bölgeye giderek çalışmalara başlayan sağlık personeli; cerrahi operasyon, ilk yardım ve diğer tüm sağlık hizmetlerinde sorumluluk üstleniyor.

    Üniversite yönetiminin paylaştığı bilgilere göre; BUÜ Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Bölümü’nde görev yapan Doç. Dr. Çağlar Ödek,Radyoloji Anabilim Dalı’nda görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Fatih İnecikli, Yandal Araştırma Görevlileri Sibel Baykutve Abdüsselam Genç, farklı birimlerde çalışan araştırma görevlileri Göksel Aydoğan, Ender Ulutaş, Ahmet Kanat, Furkan Tahsin Bolat, İlker Gökay Güney, Burak Büyükpolat, Gizem Gedikoğlu, Tolga Evrim Sevinç, Semih Özmen, Büşra Şimşek Güney, Furkan Yardımcı, Mehmet Ali Şahin, Zeynep Hilal Erdoğan, EhtigadHuseynzade, Muhammed Hüseyin Uçar, Nermin Caferli ve Sevda Cesur ile hemşireler Dilanur Ünver ve Gurbet Kaya, depremin yaşandığı 10 ilde yürütülen sağlık hizmetlerinde gönüllülük esasıyla görevlendirildi.


    Afetin ilk gününden itibaren Bursa Uludağ Üniversitesi olarak büyük bir hassasiyet içerisinde yardım çalışmalarına ellerinden gelen katkıyı verdiklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Olayı duyar duymaz yaşadığımız üzüntüyü bir kenara bırakarak, devletimizin yetkili kurumları ile koordine olarak yapılması gereken ne varsa katkıda bulunmak için çaba gösterdik. İlk etapta bölgeye gönderilmek üzere yardım malzemesi toplanması, bunların yetkililere teslim edilmesi ve nakdi yardımların ilgili kurumlara ulaştırılması için çalıştık. Ardından arama-kurtarma ekiplerimizin afet bölgesine sevk edilmesi için görüşmeler yaptık. Ekiplerin gönderilmesiyle birlikte İl Sağlık Müdürlüğü’müz ve UMKE’nin gönüllü sağlık ekibi talebi için Tıp Fakültemiz ve Hastanemiz bünyesinde bir organizasyon planladık. Bölgeye gitmek için 130 sağlık personelimiz bizlere müracaat etti. Listemizi İl Sağlık Müdürlüğümüze teslim ettik. Kurum içerisinden23sağlık personelimiz talep edildi. Her biri 10 farklı ilde son derece kıymetli hizmetler veriyor. Personelimiz başta olmak üzere bölgede çalışmaya devam eden kardeşlerimize kolaylıklar diliyoruz. Allah, hepsinden razı olsun” diye konuştu.

  • Deprem Bölgesine Destekler Sürüyor

    Deprem Bölgesine Destekler Sürüyor

    Türkiye’de 10 ili vuran deprem, bütün ülkeyi yasa boğarken, herkes depremzedelere yardım için seferber oldu.

    Kestel Belediyesi de,  deprem bölgesine destek olmak için bütün imkanları ile çalışıyor. Başlatılan yardım kampanyası da günlerdir yoğun destek alıyor.

    Vatandaşlar depremzedelerin ihtiyaç duyduğu malzemeleri Kestel Belediyesi vasıtasıyla bölgeye ulaştırıyor. Kestel Belediyesi’nin Afet Yönetim Merkezi Hizmet Binası’na gelen vatandaşlar yardım malzemelerini görevlilere teslim ediyor. Afetin ilk gününden itibaren 32 kamyon 18 TIR dolusu yardım malzemesi deprem bölgesine gönderildi.

    Öte yandan 3 temizlik aracı, 1 kepçe, 1 iş makinesi, 2 kamyonet ve 21 personel çalışmalara destek vermek için deprem bölgesine desteğe ulaştı. Kestel Belediyesi, Afet Yönetim Merkezi ve Sevgi Derneği’nde yardımların toplanmasına devam edileceğini bildirdi.

  • Fırsatçılar deprem dinlemedi

    Fırsatçılar deprem dinlemedi

    Depremin ardından fırsatçılık yaparak ev fiyatlarını arttıranların ardından taşımacılık sektöründe de fırsatçılar ortaya çıkmaya başladı. Diyarbakır’da evleri hakkında yıkım veya ağır hasar kararı çıkan vatandaşlar evlerini taşıma derdine düşmüşken fırsatçılar vatandaşları hedef aldı. Ev taşımak için kullanılan asansörler deprem öncesinde 600 liradan kiralanırken, fırsatçıların ortaya çıkmasından sonra 5 bin liradan vatandaşlara kiralanmaya çalışılıyor. Depremi fırsat bilerek fiyatlara artış yapan taşımacılara meslektaşları ise tepki gösterdi. Vatandaşlar da bu duruma tepkisiz kalmazken, insanların mecbur olduğunu bilerek böyle yapılmasını yağmacılık olarak adlandırdı.

    “Bin liraydı şimdi 4 bin liraya çıktı”

    Apartmanından köyüne göç ettiğini belirten Nurettin Taş, “Deprem olduğu için evi köye taşıyoruz. AFAD apartmanda hasar olduğunu söyledi. Taşımak için yeğeni arabasını getirdim, çekici asansörü ise 4 bin liraya getirdim. Bin liraydı şimdi 4 bin liraya çıktı” dedi.

    “Depremden önce 500 lira kurtarıyorken, depremden sonra neden kurtarmıyor”

    Meslektaşlarının böyle bir şey yapmış olmasının doğru olmadığını belirten ev taşıma işi yapan Mikail Şenol, “Depremden önce asansör fiyatları 500 – 600 liraydı. Depremden sonra fırsatçılık yaparak pahalıya fiyat veriyorlar. Sabah verilen fiyatı akşam tekrar alamıyorsun bu yüzden vatandaş mağdur oluyor. Benim çağrım bütün nakliyecilere, bu vicdansızlığa son vermeleri lazım, devlet yetkilileri de buna bir el atmalı. Şuan asansör ve nakliye beraber maliyeti 3 bin 500 lira oluyor. Şehir içinde taşıması ve asansörü dahil, 5 bin lira oluyor. Asansör fiyatlarında depremden önce 500 lira kurtarıyorken, depremden sonra neden kurtarmıyor” şeklinde konuştu.

    “6 bin veya 7 bin lira fiyat veriyorlar”

    Fırsatçıların arttığını belirten ev taşıma işi yapan Seymen Akar, “Şuan ki fiyatımız bin liradır, normal zamanda depremden önce de bin liraydı. Bazıları şuan 6 bin veya 7 bin lira fiyat veriyorlar. Fırsatçılık yapıyorlar bizim gibi işlerine bakmıyorlar” diye konuştu.

    “Ben buradan 15 bin liraya İstanbul’a götürüyorum”

    Fırsatçıların 15 bin liraya kadar fiyat verdiklerini belirten taşımacı Abdullah Güler, “Bir vatandaş beni aradı, taşıma dahil 3 bin 500 TL olduğunu söyledim. Daha önceden aldığı fiyatta taşıma dahil 15 bin lira fiyat verdiklerini söyledi. Ben buradan 15 bin liraya İstanbul’a götürüyorum. Bütün millet mağdur kalmış. Kimse şehirde bulduğu eve gitmiyor, köye gidiyor veya başka bir yere gidiyor. İnsanlarımıza yazık oluyor” ifadelerine yer verdi.

  • “‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ söylemi eksik”

    “‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ söylemi eksik”

    Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, Kahramanmaraş merkezli 11 ilde etkili olan büyük depremler hakkında açıklamalarda bulundu.

    Bilim insanlarının beklediğinin çok üstünde bir depremin olduğunu kaydeden Çeltik, bundan sonra can ve mal kayıplarını en aza indirecek çalışmalar ve öngörülerde bulunulmalı, çok ciddi şekilde kontrol ile denetim yapılması gerektiğine dikkat çekti.

    Süregelen söylemlerin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Çeltik, “Doğru söylemler kullanmalıyız, söylemler bizi eylemlere dönüştürüyor. ’Deprem öldürmez, bina öldürür” kesinlikle eksik bir söylem. 1940’taki gazete manşetleriyle, bugün arasında fark yok. Hala yanlış binalar ve müteahhitlerden bahsediliyor. Bu söyleme devam edersek, doğayla inatlaşmaya geçiyor. Şöyle algılanıyor, o zaman taşıyışı sistemleri değiştirelim insanlar ölmez diyorsunuz. 1940,1950,1970,1971,1972,1999,2023’de hala insanlar binaların içinde ölüyorlar. Deprem bölgesinde incelemelerde bulunduk, bir çok bina 2000 yılı sonrasında yapılmış. Binalar öldürüyor. Ama hattının 50 ile 500 metre uzaklıkta camı bile kırılmayan gecekondular gördük. Mühendislik, yapı denetim hizmeti almayan binalarda cam kırığı bile yok” diye konuştu.

    “Bina zemin ilişkisinde ciddi problem var”

    Bu noktada fay hatlarına uzak bölgelerde evlerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Çeltik, “Fayda, yanlış yer seçimi, sıvılaşma problemi, binalar, statik hatalarda insanları öldürüyor. Söylemlerimiz doğru zemine, doğru bina ve doğru denetim yapılması gerekir. Bu problemlerin ekseriyetinin yanlış yer seçiminden kaynaklandığını gördük. Adana’da depremden 200 kilometre uzaklıkta 14 katlı bir bina yıkılmış. Etrafında benzer ve aynı büyüklükte binalar var yıkılmamış. Bina zemin ilişkisinde ciddi problemler var. Yine Adana’da aynı iki binadan biri bıçakla kesilmiş gibi ortadan ikiye ayrılmış. Yarısı duruyor, yarısı yıkılmış. Burada kesinlikle zeminde bir problem var. Binaların temel sistemleri aynı birime oturtulmalıdır ki temel aynı anda çalışsın. Eğer temelin yarısı doğal, yarısı dolguya oturuşa bina doğru çalışmaz ve yıkılır” ifadelerini kullandı.

    “Yanlış zemin “

    Kahramanmaraş bölgesinde Göksun ilçesi dahil yamaç ve dağlık alanlardaki yapıların zarar görmediğini ifade eden Çeltik, “ Dağdadır ama yakınından fay hattı geçiyordur o başka. Bizim ilk tespitimizi ülkemizde bina yerleşiminde yanlış zemin kullanıyoruz. Geçmişte insanlar her zaman dağlara ve yamaçlara doğru yerleşmişleri ovaları boş bırakmışlardır. Biz bugün ısrarla ovalara yerleşmeye devam ediyoruz. Bina öldürür, eksik söylemdir. Yanlış yer seçimi, çürük zeminler ve binada öldürür. Doğru olan ise doğru zemine doğru bina ve doğru denetimdir. Bizi üzen ve korkutan ve bu tablonun değişmeyecek olmasıdır. Aynı şeyleri yaparak doğru sonuç beklemek mümkün değildir. Artık bir şeyleri değiştirme vakti geldi” dedi.
    Çeltik,2020 yılında bölgedeki fay üzerindeki bölgedeki il ve ilçe bürokratlarına uyarıcı yazılar göndermelerine rağmen çok az kişinin geri dönüş yaptığını hatırlattı.

    “Yapıların yüzde 80’i düzelecektir”

    Artık yapılan kentleşmeyi kaldırma ve değiştirmenin mümkün görünmediğine değinen Çeltik, “ Ülke olarak bugün kolumuzun biri kırıldı. Beklenen büyük depremler var. Bunlar için ciddi maliyetler gerekiyor. Dönüşümler artık çok kolay değil. Ama hızlı şekilde şunu yapabiliriz. Yeni yerleşim alanlarını yaparken, doğru yer seçimi önemli çünkü bugün binlerce ruhsat alınmaya devam ediyor. Bugün deprem oldu ama diğer taraftan insanlar beton dökmeye devam ediyor. İnşaat sektörü devam ediyor ama bu binalarda ciddi problemler var. Geçmişi dönüştürelim ama yarınımızı kurtarmak için bugünden gerekli önlemler alınabilir. Birkaç yönetmelik değişikliğiyle önümüzdeki dönemin yapılarının yüzde 80’i çok daha güçlü olacaktır. Bugün yapmayacaksak peki ne zaman” ifadelerine yer verdi.

  • Yıldırım’da depremin yaraları sarılıyor

    Yıldırım’da depremin yaraları sarılıyor

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen deprem sonrası tüm Türkiye tek yürek oldu. Yıldırım Belediyesi iş odaklı mesleki eğitim kurslarında ve kadın eğitim ve girişimcilik merkezlerinde eğitim alan kursiyerler ile kooperatif üyeleri afetin yaşandığı andan itibaren depremzedeler için kışlık kıyafet ve battaniye dikimi yapıyor.

    Yıldırım Sosyal İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi’nde Vişne Caddesi’ndeki tekstil firmalarından bağış olarak aldığı kumaşlarla afetin yaralarını sarmaya çalışan Yıldırımlı kadınlar, 10 günde ürettikleri 4 bin eşofman takımı, bin polar takım, 750 yağmurluk, bin battaniye ve 500 nevresim takımını afet bölgesine gönderirken merkezlerde üretimler tüm hızıyla devam ediyor.

    Depremin yaralarını el birliğiyle saracaklarını belirten Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, depremzedelere destek veren Yıldırımlı kadınlara teşekkür ederek, “Biz, birbirinin dertleriyle dertlenen, mutlulukları ile mutlu olan dayanışma duyguları güçlü bir toplumuz. Yaşadığımız deprem felaketinde bunu bir defa daha gördük. Bu zor günleri hep birlikte atlatacağız. Yıldırım olarak belediyemiz, kurumlarımız ve hemşehrilerimizle birlikte ilk günden itibaren afetzedelere yardımcı olmak için adeta seferberlik başlattık. Gösterdikleri özveriden dolayı herkese teşekkür ediyorum” dedi.