Kahramanmaraş merkezli iki depremden en çok etkilenen iller arasında yer alan Adıyaman’da bin 485 bina yıkıldı. 4 bin 85 binanın hasar ağır hasar gördüğü Adıyaman’da, 6 binden fazla acil yıkılması gereken bina bulunuyor. Depremin 11’inci gününde kent genelindeki çöken binalarda başlatılan enkaz çalışması, tüm hızıyla devam ediyor. İş makineleri ile kaldırılan enkazlar, hafriyat kamyonları ile il dışına taşınıyor. Ekipler il genelinde kontrolleri tamamlanan tüm binalarda enkaz çalışmalarını devam ettiriyor. Yürütülen enkaz kaldırma çalışmaları, dron ile görüntülendi.
Etiket: deprem
-
Tekneyle kaçmaya çalışan müteahhit yakalandı
Muğla İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekiplerince, Kahramanmaraş bölgesinde müteahhitlik yapan ve hakkında Kahramanmaraş 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından yakalama emri olan 76 yaşındaki Mesut Başkır’ın, deniz yoluyla ülke dışına kaçma girişiminde bulunabileceğinin bildirilmesi üzerine harekete geçen sahil güvenlik ekipleri Dalyan, Ekincik, Marmaris açıkları ve Yeşilova Körfezi’nde çalışma başlattı. Ekipler, gece saatlerinde Marmaris’in Alaburun taraflarında bir yelkenli tekne tespit ederek durdurdu.
Katamaran tipi teknede yapılan kontrollerde hakkında “taksirle ölüme veya yaralanmaya neden olma” suçundan yakalama kararı olan müteahhit Mesut Başkır gözaltına alındı. Sahil Güvenlik ekipleri tarafından gözaltına alınan 76 yaşındaki kaçak müteahhit işlemlerin ardından Muğla İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekiplerine teslim edildi. Müteahhit Mesut Başkır emniyetteki işlemlerinin ardından Kahramanmaraş’a gönderildi.
-
“Hayallerimizi gömdük yaşıyoruz”
Merkez üssü Kahramanmaraş olup, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6’lık iki depremin ardından Aras ailesi, Kocaeli’deki Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurduna yerleşti. Adıyaman’da 3 katlı apartmanın 3. katında depreme yakalanan ve korku dolu anlar yaşayan aile, vestiyerin kapıya dayanmasıyla hemen dışarı çıkamadı. Aras ailesi, molozları temizledikten sonra dışarı çıkabildi. Depremden sonra epilepsi atağı geçiren Belma Sultan Aras düştü ve belinde kırık oluştu.
“Sevdiklerim içeride olduğu için ben dışarı çıkamadım”
Depreme uykuda yakalandıklarını söyleyen Belma Sultan Aras, “Deprem olduğunda birden yataktan fırladım. Eşim, 9 yaşındaki kızım ve annemle birlikteydim. Annem duvara vurmaya başladığında biz ses bile veremedik çünkü donakalmıştık. Deprem o kadar şiddetliydi ki alttan alttan vuruyordu. Kapının arasında adım bile atamadık. Bir buçuk dakika boyunca sallandık. Duvarlar çatır çatır çatlıyordu. Kapıyı açtık, dışarıdaki vestiyer kapıya dayanmıştı. Tekrar o kapıyı açmaya çalıştık. Allah’tan yanımızda telefonlar vardı, ışıklarıyla molozları temizledik. Annemin bastonsuz yürüyemeyen, yalnızca abdeste gidebilecek ayakları var. Kızımla beraber molozları temizleye temizleye indik. Merdivenden inerken komşumun salonunun ortada olduğunu gördüm. Duvarları hep yıkılmış. Allah’tan merdivenler sağlam duruyordu. Sevdiklerim içeride olduğu için ben dışarı çıkamadım. Onlara kapıyı açıp ‘Lütfen çıkın, bekliyorum sizi, haydi’ diyordum. Zorla çıkardık. Annemi komşunun arabasına koyduk” sözlerini kullandı.
“Çöpten çıkarılan ekmeği bile paylaştığımız oldu”
Yaşadıkları zor anları anlatan Aras, ateş yakarak ısındıklarını ve yiyecek bulamadıkları için çöpten çıkarılan ekmeği yediklerini söyledi. Epilepsi atağı geçirdiğini ve düşmenin etkisiyle belinin de kırıldığına değinen Belma Sultan Aras, “Günleri bile hatırlamıyorum, 4-5 gün sokakta ateş yakarak oturduk. Tenekelerin içinde ateşler ve taş fırınlar etrafımızda olduğu için odunlar yığılıydı. Bir yandan yağmur ve soğuk bir hava vardı. Bir yandan ateşi bir sacın içine aktarıyoruz, o ateş 10 dakika sürmüyor, hemen küle dönüyor. İnsanlar büyük marketleri yağmalamaya başladılar. Ben markete gittim çünkü annem rahatsız. Sadece çocuk bezi ve tuvalet kağıdı aldım. Yiyecek bir şey yoktu. Çöpten ekmek çıkarıp çocuklara yedirdiğimizi hatırlıyorum. Çöpten çıkarılan ekmeği bile paylaştığımız oldu. Dışarısı gerçekten çok soğuktu. Hala sallanıyorum, yatakta bile sallanıyorum. Çıktıktan sonra epilepsi atağı geçirmişim. Birinde dizlerimin üstüne düşmüşüm. Dizlerim zaten kireç ve menisküs ameliyatlı. İkinci düşüşümde belimi nasıl kırdığımı hatırlamıyorum. Buraya geldiğimizde insanlarımızdan, Müslüman kardeşlerimizden Allah razı olsun. Hepsi seferber oldular. Bizi hastaneye götürdüler, MR’lar çektiler. Belimin kırık olduğunu tespit ettiler. Doktor arkadaşlarımız hiç bizi arabadan indirmeden ilaçlarımızı temin ettiler. Çok zordu, kimsenin başına böyle bir afet, böyle bir felaket gelmesin. Biz yaşadık, Allah kimseye yaşatmasın” şeklinde konuştu.
“Tüm hayallerimi, umutlarımı hepsini evimin içine gömdüm ve çıktım”
Ne yapacaklarını henüz bilmediklerini belirten Aras, “Bundan sonra ne yapacağımızı hiç bilmiyorum. Çıkmışız bir alamete, ne olacağımızı bilmiyorum. Ev yok, iş yok, iş yerlerimizi, evimizi her şeyimizi kaybettik. Onun ötesinde hayallerimizi kaybettik. Ölmeden önce onları mezara gömdük. Sonra herhalde kefene gireceğiz. Biz önce onları kefenledik. Tüm hayallerimi, umutlarımı hepsini evimin içinde gömdüm ve çıktım. Sadece Kur’an’ımı alıp çıktım. O da yatağımın başında olduğu için” diye konuştu.
“Ayakkabılarımı giymeden merdivenden indim”
Belma Sultan Aras’ın 4. sınıf öğrencisi 9 yaşındaki kızı Nilhan Nur Aras, “Çok korktum. Anneannemin değneklerini bulamadığım için anneannem değneksiz merdivenden indi. Ayakkabılarımı giymeden merdivenden indim. Dışarıda ayakkabılarımı giydim ama çok korkuyordum. Sonra anneannemi arabaya bindirdiler ama ben girmek istemiyordum. Çünkü her an arabanın içinde deprem olacak diye korkuyordum” ifadelerini kullandı.
“Babamdan arsa kalmıştı, 10 daireden 1’i bile kalmadı”
Oruç tutacağı için sahura kalkan ve depreme sahur yaparken yakalanan Fahriye Aras ise, “Gece sahur yapmak için kalktım. Pazartesi günü oruç tutacaktım. Bir bardak su içip bir mandalina soyup yedim. Bir baktım sallanma oldu. Sallanma olunca da duvara vurmaya başladım. Çocuklara, ‘Kalkın, uyanın’ dedim. Elim, duvarın içine girdi. Sonra Allah damadımdan razı olsun, ‘Anne indireyim sizi. Siz kurtulun ben içeride kalayım, bir şey olmaz’ dedi. Molozları kapının önünden temizledi. ‘Anne ayağını oraya bas, buraya bas’ diyerek 3 katlı binadan beni zor indirdi. Kurtulduğumuza şükür. Babamdan arsa kalmıştı, 10 daireden 1 daire bile kalmadı. Gitsin, biz kurtulduk ya Allah’ımıza bin şükürler olsun. Buranın halkından da Allah bin kat razı olsun. Bizimle çok ilgileniyorlar. Yemeğimizi, giysimizi, her şeyimizi temin ediyorlar. Hastalıklarımızla bile ilgileniyorlar. Allah memleketimize de halkımıza da zeval vermesin, zarar ziyan vermesin. Bizim çektiğimiz acıları onlar çekmesin inşallah” ifadelerine yer verdi.
-
Deprem bölgesine hijyen malzemeleri üretiyorlar
Milli Eğitim Bakanlığının başlattığı “Çevre Dostu 1000 Okul Projesi”ne dahil edilen Yıldırım ilçesindeki meslek lisesi, “asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenenler için çalışmalarını sürdürüyor.
Okul müdürü Abdullah İnce, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifa diledi.
Depremzedelere yardımcı olmak amacıyla öğretmen ve öğrencilerin ellerinden gelen gayreti ortaya koyduğunu belirten İnce, “Öğretmen ve öğrencilerimiz, çadır içi aydınlatmayı sağlamak için portatif GES üretti. Bu mobil santraller, çadır içinde kalan insanların bütün gece boyunca bütün aydınlatma ihtiyaçlarını, telefonu şarj edebilme imkanlarını sağlayacak şekilde enerjisini tamamen güneşten alan bir cihaz.” dedi.
“Çorbada bizim de tuzumuz olsun”
İnce, depremzedelerin temizlik ve hijyen ihtiyaçlarının karşılanması noktasında da temizlik ürünleri, kolonya, dezenfektan, kağıt havlu, peçete üretimine başladıklarını aktardı.
Afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yoğun çalışma yürüttüklerini vurgulayan İnce, şöyle konuştu:
“Gece gündüz demeden öğrenci ve öğretmen kardeşlerimiz gönüllü olarak çalışmaktadır. Bu süreci Milli Eğitim Bakanlığımızın, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğümüzün, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün ve Enerji Yönetim Birimimizin koordinesi ve destekleriyle yapıyoruz. ‘Çorbada bizim de tuzumuz olsun’ diyerek öğretmen ve öğrencilerimizle gayret ediyoruz. AFAD koordinesinde bu cihazlarımızı ve diğer bölümlerimizde üretmiş olduğumuz temizlik ve hijyen ürünlerini deprem bölgesine hızlıca sevk ediyoruz.”
“Konteyner ya da seyyar tuvaletlerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyoruz”
İnce, şu ana kadar 100 mobil GES paneli ürettiklerini her panelin bir çadır için kullanıldığını aktararak, şunları kaydetti:
“Aydınlatma ihtiyacı ve telefonların şarj edilmesi bölgede zaruri bir ihtiyaç. Ürettiğimiz portatif güneş enerji santralleri cihazlarının içinde USB girişleri var. Buradan telefonlarını şarj edebilirler. Seyyar uzatma kablolarımız var. 10 metreye kadar bu kablolarla aydınlanmayı yani led lambalarını istedikleri noktaya taşıyabilirler. Bütün gece boyunca en azından çadırların veya konteynerlerin içerisi daha aydınlık bir noktaya gelir. Tabii bu süreç içinde çalışmalarımızı geliştirerek konteyner ya da seyyar tuvaletlerin de elektrik enerji ihtiyaçlarını karşılama noktasında yoğun bir planlama ve çalışma içindeyiz. Bu süreç içinde de biz varız. Elimizden ne geliyorsa fazlasıyla yapmaya hazırız.”
-
Başkan Aktaş: Teşekkürler Bursa
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’yi yasa boğan ve son olarak Elazığ’ın da afet bölgesi ilan edilmesiyle 11 ilde yaşamı adeta felç eden depremin yaralarını sarmak için hem afet bölgesinde hem de Bursa’da hummalı bir çalışma sürdürüyor. Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman ağırlıklı olmak üzere bölgede bugüne kadar bine yakın personel ve 300’ü aşkın araç-ekipmanla çalışan Büyükşehir Belediyesi, özellikle gidecek yardımların toplanması ve bölgeye sevkiyle ilgili de örnek çalışma sergiledi. Deprem sabahında İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirmesiyle Gaziantep’e giden, ilk 6 gününü İshaliye ve Nurdağı ilçelerinde geçiren Başkan Aktaş, Büyükşehir tarafından Hatay’da yapılan çalışmaları da bizzat sahada takip etti. Depremin ardından gittiği afet bölgesinden ilk kez dün akşam saatlerinde dönen Başkan Aktaş, ayağının tozuyla TÜYAP yardım toplama merkezine geldi. Burada ‘gelen yardımların düzenlenip paketlenerek tırlara yüklenmesinde gönüllü çalışan’ vatandaşlar ve belediye personeliyle sohbet eden Başkan Aktaş, ortaya konulan çabanın ilk günkü hassasiyetle sürmesi gerektiğinin altını çizdi.
Paranın geçmediği mağaza
Daha sonra Büyükşehir Belediyesi tarafından deprem bölgesinden gelip Bursa’ya yerleşen afetzedeler için Merinos AKKM’de kurulan kardeşlik mağazasına gelen Başkan Aktaş, burada hem çalışmaları yerinde inceledi hem de depremzede vatandaşlarla sohbet etti. İlk ardan itibaren yaraları sarmak adına büyük gayret içerisinde olduklarını hatırlatan Başkan Aktaş, “İlk 6 günü Gaziantep’te geçirdim. Sonra Hatay’a geçtim ve Bursa’ya gelir gelmez de ‘daha eve bile gitmeden’ yardım toplama merkezlerini gezdim. Deprem bölgesinde hayatı normalleştirmeye yönelik çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor ancak bir de oralardan Bursa’ya gelen yurttaşlarımız var. Onların da ihtiyaçlarının karşılanması çok önemli. Şehir içi ulaşımda sorun yaşamamaları için ‘kardeş kart’ uygulamasını başlattık. Yine buradaki kardeşlik mağazasında giyimden gıdaya kadar tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kimse rencide edilmeden, paranın geçmediği mağazada depremzede vatandaşlarımızın ihtiyaçları karşılanıyor. Yine Ana Kucağındaki öğretmenlerimiz burada çocuklara moral veriyor. Ailelere psikolojik danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bugüne kadar mağazamıza 5 bin aile müracaat etti. Ortalama bir aile 4 kişi desek, 20 bin kişiye ulaşmış olduk” diye konuştu.
Hayırseverlere teşekkür
Deprem bölgesi için Bursalı hayırseverlerin ilk günden itibaren çok güzel destekler verdiğini ifade eden Başkan Aktaş, “Başta gıda olmak üzere desteklere bir süre daha talibiz. Yardımların gerek bölgeye gerekse de buradaki afetzedelere ulaştırılması adına, tüm ekibimizle büyük bir hassasiyetle çalışıyoruz. Tüm hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Depremzedelere geçmiş olsun diyorum. Başımız sağ olsun, acımız büyük. Hayatı normale döndürmek için sımsıkı sarılacağız ve inşallah o eski güzel günlere yeniden döneceğiz” şeklinde konuştu.
-
NAK ekibine katılım talebi arttı
Türkiye’de 10 ili vuran Kahramanmaraş depreminin ardından kurtarma ekiplerinin önemi de bir kez daha gözler önüne serildi. Günlerce ekranlardan, kurtarma ekiplerinin enkaz altındaki vatandaşları hayata tutunmalarına tanık olan çok sayıda Bursalı gönüllü de Nilüfer Arama Kurtarma (NAK) ekibi ile irtibat kurarak çalışmalarında yer almak istediğini iletti. Yoğun talep üzerine, NAK ekibi ile gönüllüler, Nilüfer İlçe Afet ve Acil Durum Merkezi’nde buluştu. Bu buluşmaya NAK ekibine her zaman destek veren Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ile Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer de katıldı.
300’ü aşkın gönüllünün katıldığı toplantıda NAK’ın çalışmaları paylaşıldı, üyelik ve eğitim süreçleri ele alındı.
Toplantıya katılanlara, gönüllülük gerektiren böyle bir çalışmada yer almak istedikleri için teşekkür eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, kurtarma ekiplerinin önemini bütün ülkenin bir kez daha yaşayarak öğrendiğine dikkat çekti. NAK ekibinin de depremin hemen ardından hızla bölgeye giderek günlerce çalışmalarda yer aldığını hatırlatan Başkan Erdem, “NAK, 22 vatandaşımızı enkaz altından sağ olarak çıkardı. Emeklerine, yüreklerine sağlık. Her felakette görev alarak başarılı çalışmalara imza atıyorlar. Arama kurtarmanın bu tür felaket anlarında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük” dedi.
Gönüllülükle çalışan bu ekipte yer almak isteyenlerin örnek bir davranış sergilediğini belirten Başkan Erdem, “Bu gerçekten çok güzel bir davranış. Alınacak eğitimlerin ardından kurtarma çalışmalarına katılacaksınız. Biz önlem almazsak bu tür felaketlerle her zaman karşılaşacağız. Aklın ve bilimin öngördüğü şekilde çalışacağız ve önlemlerimizi alacağız. Umarım yaşananlardan ders çıkarır, bu tür acıları bir daha yaşamayız” dedi.
NAK Kurucu Başkanı Fatih Işık da, kurtarma ekibine yoğun ilginin memnuniyet verici olduğunu belirterek, üyelik ve eğitim süreçleri hakkında bilgi verdi. Son olarak katıldıkları Kahramanmaraş depreminde yaşadıklarından da örnekler veren Işık, 2004 yılından bu yana faaliyetler yürüten NAK hakkında bilgi verdi. Fatih Işık, “Yılda 20 ile 40 arasında arama ve kurtarma operasyonuna katılan ve insanların hayatına dokunan bir derneğiz. Biz gereken eğitimleri alıp insanların hayatına dokunuyoruz. İnsanların kaçtığı ortamlarda gönüllü olarak yer alarak insanların hayatını kurtarıyoruz.
Sadece deprem değil birçok alanda eğitim veriyoruz. Sel, yangın, deprem, gibi birçok afette operasyonlara katılıyoruz. Gönüllü olarak katılan herkesin bizim çalışmalarımızda yeri var. Yaptığımız işi imece olarak adlandırıp insanların hayatını elimizden geldiğince kurtarıyoruz. Uzun bir sürecimiz var. Göstermiş olduğunuz duyarlılığa derneğimiz ve ekip arkadaşlarım adına teşekkür ederim” diye konuştu.
-
Her ilmekte dua ve gözyaşı
Türkiye’yi yasa boğan depremin ilk yaşandığı günden beri desteğini esirgemeyen Osmangazi Belediyesi, son olarak meslek edindirme kurslarında eğitim gören kursiyerler ile anlamlı bir dayanışmaya imza attı.
Soğanlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen el sanatları kursuna katılan kadınlar, kış nedeniyle zor zamanlar yaşayan depremzedelere el emeği göz nuru atkı, bere, yelek, eldiven ve patik örerken, aynı zamanda ürünleri tek tek paketledi.
Kursta her ilmeğin büyük bir dayanışmayla işlendiğini belirten OSMEK El Sanatları Eğitmeni Selma Endar, “Duyarlı ve hassas kursiyerlerimiz ile depremzede kardeşlerimiz için bir şeyler yapmak istedik.
Bu kapsamda tamamen gönüllü olarak gelen kadınlarımızla atkılar, bereler, yelekler ördük.
Umarım bir nebze de olsa katkı sağlamış oluruz. Tüm milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi. Tüm yüreklerinin depremzedeler ile birlikte olduğunu söyleyen kursiyerler ise böylesine anlamlı bir çalışmada yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
-
“Çatılara bile devrilir korkusuyla sığınamıyorduk”
“Asrın felaketi” olarak nitelenen depremin yaşandığı 10 ilden depremzedeler tüm ülkede olduğu gibi Denizli’ye de gelerek yurtlarda ağırlanıyor. Depremzedelerin hijyenik malzemeler, kıyafet gibi ihtiyaçları Pamukkale Yurdu Sosyal Tesislerde bulunan Yardım Malzemesi Temin Merkezinden gönüllü gençlerin çalışmaları ile karşılanıyor. AFAD koordinesinde yerleşen depremzedeler, hizmetin çok iyi olduğunu belirterek depremin hayatlarını tamamen değiştirdiğini söyledi. Şu anda yurtta ise 2 bin 42 depremzedenin bulunduğu aktarılırken, sayının her geçen gün arttığı öğrenildi.
“Çocuklarımın bazıları enkaz altında kaldı ve onları çıkardık”
Hatay Antakya’dan gelen Süleyman Koca, çocuklarını enkaz altından çıkardıklarını belirterek, “Çok şükür ölüm yok bizde ama komşularımızda hayatını kaybeden oldu. Çocuklarımın bazıları enkaz altında kaldı ve onları çıkardık. Arabaya binip yola çıktık. Burada insanlar samimi ve sevecen davrandı. Yurtta kalıyoruz, hiçbir ihtiyacımız yok, hepsi karşılandı. Depremden dolayı ne de olsa endişe içindeyiz” diye konuştu.
Pencereden atladıklarını anlatan Nihat Edip Özarpacı, “Benim ev tam yıkılmadı ama yan yattı. Evin içine giremedik, her şey içerde kaldı. Kapıdan çıkmak istedik ama olmadı ve pencereden atladık. Burada çok rahatız, çok konforlu. Deprem bölgesinde durum tarif edilemez. Bir yandan soğuk vardı ve yağmur çok yağıyordu, çatılara bile devrilir korkusuyla sığınamıyorduk” dedi.
Elbistan’dan gelen Emine Seren Taş, “Depremin merkez üssünden geliyorum. Elbistan yerle bir oldu. Şehrimizi böyle görmek bizi çok üzdü, evlerimiz yıkıldı. Allah devletimizden razı olsun, bizi Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarına yerleştirdi” ifadelerini kullandı.
GSB Denizli Yurtlarında kalan depremzedeleri ziyaret eden Denizli Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman, yaptığı açıklamada, “Ülke olarak çok büyük bir felaket yaşadık. Çok şükür devlet ve millet el ele verip bu depremlerin yaralarını sarmaya başladık. Biz ülke olarak bu felaketin de yaralarını beraber saracağız, tekrardan tüm ülkemize geçmiş olsun diliyorum” şeklinde konuştu.
-
Kedinin miyavlaması sayesinde Birce bebek ailesine kavuştu
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin en çok yıkıma neden olduğu şehirlerin başında gelen Hatay’dan üzücü haberlerin yanı sıra umutlu haberler de geliyor. Antakya ilçesinde depremde çöken bir apartmanın 5’inci katında yaşayan 3 çocuklu anne Nilay ile Baba Cengiz Fansa, 3 çocuğu ile birlikte enkazda kaldı. Anne 13, bir kızı ile baba ise 33 saat sonran enkazdan sağ olarak çıkarıldı. Ancak çocuklarından Ali’nin cansız bedenine ulaşıldı. Bir kızlarını kaybetmenin üzüntüsünü duyan aile 6 aylık bebekleri Birce’ye ulaşmaya çalıştı. Onun da enkaz altında kalarak hayatını kaybettiğini düşünen aile, komşularının 9’uncu günde verdiği haberle mutluluk yaşadı. Komşular enkazda kedi sesi duyduklarını ardından binanın kenarındaki enkazı kaldırdıklarında beşikle düşen Birce bebeğe ulaşarak hastaneye kaldırılmasını sağlandığını aktardı. Aile, hemen yetkililere ulaşarak Adana’da tedavi altında olan bebeklerine ulaştı. Şuanda sağlık durumu iyiye giden bebeğine kavuşan anne yaşadıklarını anlattı.
“Komşular kediyi çıkarmak isterken bebeğimiz çıkıyor”
Beşinci katta oturduklarını aktaran anne Nilay Fansa “Birce beşiyle beraber camdan düşmüş. Komşularım annelerini ararken taşların üzerinden geçerken bir kedinin miyavlamasını duyuyor, kedi de olsa candır diyorlar. Komşumuz orada imdat diye insan sesleri de var, ama kediyi de kurtaracağım diyor. Sonra tuğlaları kaldırırken bakıyor ki altında bir bebek. Onu çıkarıp ailesi nerededir bulamadık diyerek hemen orada bulunan birine teslim ediyor. Sonra kanaması olunca tehlikeli bir durum olabilir diyerekten hastaneye götürüyorlar” dedi.
“Enkazda bebeğin bulunmasını beklerken gelen müjdeli haber”
Kendisinin 13 saat sonra enkazdan çıkarıldığına dikkat çeken anne Fansa, “3 kızım daha içeride diye düşünmüyorum. Hepsini teker teker bulmaya çalışıyoruz. Büyük kızımı çıkardık, eşimi çıkardık. Sonra ortanca kızımın Perşembe günü cansız bedenine ulaştık. Bebeğimizi arıyoruz, ama umutlarımız bitmişti. Çünkü daha çok küçük. Sesi de duyulmuyor. Artık onun tek parça bulurum diye en azından diye dua ederken, o sırada bir komşumuz kardeşimi görüyor ve ‘Neden bekliyorsunuz hala’ diyor. Kardeşim de ‘Ablamın küçük kızını bekliyoruz’ diyor. Bunun üzerime komşumuz ‘Onun çıktığını gördüm ben’ diyor ve fotoğraflarını gösteriyor. Biz öyle ondan sonra işte üniversite hastanesine teslim edildiğini, oradan da Adana’ya sevk edildiğini öğreniyoruz. Bizim için tarifsiz bir mutluluk. Ben geldiğimde kendimde değildi, beyin kanaması geçirdiği için çok ağır ilaçlar oluyor. İki dakika yanında durabildim önce. Şuan iyi. Allah’ım benim için diğer kızımdan sonra teselli verdi. Yardımcı olan doktorlarımız komşularımıza çok teşekkür ederim” diyerek duygularını ifade etti.
-
Kıymetli eşyalar güvenlik güçlerine emanet
Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7,7 ve 7,6’lık depremlerin 11’inci gününde arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Depremzedeler, kendi canları kadar emek vererek biriktirdiği kıymetli eşyalarını almak için kimi zaman enkazlara giriyor. Güvenlik güçleri de depremzedelerin kıymetli eşyalarını onların riske girmemesi için enkazlardan çıkan eşyaları tutanak tutarak muhafaza altına alıyor. Depremzedelerin kıymetli eşyalarını kayba uğramaması ve zarar görmemesi adına muhafaza eden güvenlik güçleri, ziynet eşyaları enkazdan çıktığı şekilde tutuyor.
Bu çerçevede depremin şiddetine yoğun bir şekilde maruz kalan Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde de güvenlik güçleri tarafından depremzedelere ait enkazlardan çıkan para kasaları ve ziynet eşyalar tutanak tutularak İlçe Emniyet Müdürlüğünde toplanmaya başlandı. Depremin ardından geçen 11 günde 63’ü çelik para kasası olmak üzere toplam bin 7 ziynet eşya enkaz altından çıkarıldı. Güvenlik güçlerince koruma altına alınarak büyük bir özveriyle korunup kameralarla izleme altına tutulan ziynet eşyaların bulunduğu odaya yalnızca görevli kişiler girebiliyor.
Öte yandan enkaz altından çıkarılan çelik kasalar zaman içerisinde açılarak içerisindeki kıymetli eşyalar ayrı ayrı kayıtlar altına alınacak. Ziynet eşyaların alınması için bir yıllık sürenin dolmasının ardından kıymetli eşyalar hazineye aktarılacak. Enkaz altından çıkarılan silahlar ise aynı şekilde ruhsat sahipleri verilmek üzere muhafaza edilecek. Sahiplerine ulaşılmayan silahlar da alınması için bir yıllık sürenin dolmasının ardından güvenlik güçleri tarafından imha edilecek.