Etiket: deprem

  • “10 gün kaldığımı sandım ama 4 günmüş”

    “10 gün kaldığımı sandım ama 4 günmüş”

    Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu ve beraberindeki heyet, Raufbey Mahallesi’nde depremde yıkılan 10 katlı binanın enkazından 88 saat sonra kurtarılan Murat Babaoğlu’nu tedavi gördüğü Osmaniye Devlet Hastanesinde ziyaret etti. Eli demirlere sıkışan ve kangren riski nedeniyle ameliyat edilen Babaoğlu, enkaz altında geçirdiği zamanı anlattı. Babaoğlu; “Kaldığım yer biraz genişti, dönebiliyordum. Ufaktan hareket edebiliyordum. Nefes almamda hiçbir sıkıntı olmadı. Beton delme makinesi seslerini duydukça bana ulaşacaklarını düşündüm, umutlandım hep. Ben enkaz altında 10 gün kaldığımı sandım ama 4 günmüş. Sürekli uyuyup uyandım ve üşüdüm” ifadelerini kullandı.

    Depremden de sürekli korktuğunu söyleyen Babaoğlu, “Depremin başlamasıyla panikle merdivenlere koştum. Merdivenlerden inerken merdiven kırıldı düştüm ve üstüme de üstümdeki merdiven düştü. Merdivenin dönen yeri çapraz gelince üzerimde kaldı ve bana da biraz orası alan oldu ama elim sıkıştı. Bir süre elimi oradan çıkartamadım, artçı deremler hareket ettirince boşluk oluştu, elimi kurtardım. Enkaz altında sürekli sarsıntı hissettim, hiç öyle büyük bir sarsıntı hissetmedim” diye konuştu.

  • “1 yıl devam ettirmek zorundayız”

    “1 yıl devam ettirmek zorundayız”

    Bakan Soylu, Kahramanmaraş Afet Koordinasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen Afet Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından inşa edilecek konutlara ilişkin Soylu, “Özellikle evler 1 yılda teslim edilecek. Bu konuda bazen bir kısmı kötü, bir kısmı iyi niyetli, gördüğü tabloyu ‘burası bir daha ayağa kalkmaz’ şeklinde değerlendiren vatandaşlarımız. Bir kısmı da bunu istismar edip fitne çıkaranlar şöyle söylüyorlar. Bu şehirler tahliye edilecek. Bu şehirler sağlam zemin üzerinde yeniden bu vatandaşlarımızın şehri olarak hayatına devam edecek. Oradaki tespitler de yapılmıştır. Şehrin yıkılanlarının nereye kurulacağına yönelik değerlendirmeler yapıldı ve bu çalışmalar aynı şekilde devam edecek” ifadelerini kullandı.

    Depremin ardından oluşabilecek herhangi bir salgın hastalık durumuyla ilgili açıklama yapan Soylu, “Dün Sağlık Bakanımız ile birlikte çalıştık, bugün Hatay’da tekrar çalışacağız. Şu anda bir salgın hastalık, bir enfeksiyon, bağırsak enfeksiyonu gibi bir yayılım söz konusu değil. Bu konuda sağlık yetkililerimizin dikkati en üst seviyededir. Zaten hastanelerimiz işlem yapıyor. Kahramanmaraş özelinde onlarca ekip köyler dahil olmak üzere taramalara devam etmektedir” dedi.

    “200 bin çadır sevk edildi, 100 bin çadır daha sevk edilecek”

    Soylu, deprem bölgelerindeki mevcut barınma durumuna ilişkin, “Geçici barınma merkezleri olarak çadırlar kuruldu ve aynı zamanda bunun yanı sıra Türkiye genelinde şu ana kadar 200 bin çadır sevk edildi ve bunların önemli bir bölümü kuruldu, kurulmaya devam ediyor. Yaklaşık 100 bin çadır daha sevk edilecek, onların da kurulumu devam edecek. Konteyner yaşam alanları yapılacak, bunlarla ilgili yerler tespit edildi, altyapılar yapılıyor” diye konuştu.

    “Yardımlaşma duygusunu 1 yıl devam ettirmek zorundayız”

    Aşevleri ihtiyaçları, kuru gıda, hijyen ve 1’inci el gönderilebilecek giysi gibi yardımların sürdürülebilir kılınması gerektiğini belirten Bakan Soylu, ‘binlerce araba geldi, tıkanıklık var’ değerlendirmesinin aksine en çok yardımlara şu an ihtiyaç duyulduğunu kaydederek, “Bu 1 yıllık süreç. Vatandaşlarımıza şunu ifade etmek istiyorum. Bu 1 yıllık süreç içerisinde şu 10 günde gösterdiğiniz yüce gönüllülüğü, yardımlaşma duygusunu, milletimizin karakterine haiz olan bu duyguyu 1 yıl için de devam ettirmek zorundayız. Bu buruk sürede enkazdan bir canlı daha çıktı. İnşallah ümitlerimiz Kahramanmaraş’ta devam ediyor. Büyük bir mücadeleyle arkadaşlarımız durmadan çalışmaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.
    Soylu, imkanlar doğrultusunda arama kurtarma çalışmalarının en yüksek noktaya ulaşması için çalışıldığını not düşerek, “Kahramanmaraş’ta şu an itibarıyla 215 enkazda arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Bu bunun 20 katından gidiyor. Nitelikli binalar kaldı. Bu nitelikli binalardaki arama kurtarma çalışmalarını bazı binalarda 24 saat esasıyla devam ettiriyoruz. Helikopterlerle, off road araçlarla, jandarma araçlarıyla köylere kadar ulaşılıyor” dedi.

    “Şu ana kadar 335 bin 956 aileye 10’ar bin lira hesaplarına gönderildi”

    Depremden etkilenen yerlerin hasar tespitlerinin devam ettiğini söyleyen Bakan Soylu, şöyle devam etti:
    “Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği, özellikle depremzede olan ailelere yardım konusunda ’10 bin lira destekte bulunacağız’ değerlendirmesiyle ilgili Cumhurbaşkanımıza da arz ettik, şu ana kadar 335 bin 956 aileye 10’ar bin lira hesaplarına gönderildi. Eğer hasar tespitlerinin yüzde 30-35 civarı tespit edildiyse daha 3’te 1’idir bu oran ve bu bir şekilde hesaplarına aktarılmaya devam edilecek. Dün akşam itibarıyla 144 bin 956 aileydi. Bu sabah itibarıyla 191 bin aile, toplam 335 bin 956 ailenin hesaplarına 10 bin liralar gönderilmiş oldu.”
    “Şu anda bin 833 dernek ve STK, 59 bin 814 kişiyle bölgede destek ortaya koymaktadır” diyen Bakan Soylu, STK denetimlerinin herhangi bir tartışma ve istismara mahal erilmemesi için düzenli olarak yapıldığını belirterek, “Bunu istismar eden, devletle eş koşmaya çalışan varsa da elbette gereği yerine getirilecektir. Şehirler normalleşemeye başladığında, konteyner şehirler oluşturulduğunda tahliye edilen vatandaşlarımız şehirlere döndürülecekler. Burada onların hayatının belki ilk 1 yıl daha önceki zaman diliminde olduğu gibi olmaz ama en azından ihtiyaçlarını gerçekleştirebilecek bir hali sağlamaya çalışacağız” diye konuştu.

    “Bize yapılan ihbarların yüzde 99’u boş çıktı”

    Güvenlik ve asayişle ilgili bir dedikodu olduğunu anlatan Bakan Soylu, her alanda süreci sekteye uğratmak isteyenlerin bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
    “Biz Kahramanmaraş’tayız, bir yağma görmedik. Adıyaman’da bir yağma yok, Osmaniye’de bir yağma yok ama acaba devletin bu konuda ortaya koyduğu irade ve otoriteyi hem başka yerlerden hem de buradan ‘sarsabilir miyim’ düşüncesinde olanlar, ‘ben fırsatı elime geçirdim, buradan da bir darbe indirebilir miyim’ derdinde olanlar bu dedikoduları değerlendiriyorlar ve bunları toplumun tamamında bir endişeye sevk etmek maksadıyla ortaya koymaya çalışıyorlar. Şu anda burada 1 güvenlik görevlisi varken bütün deprem bölgesinde 3 güvenlik görevlisi var ve geçmiş periyotta olandan daha az suç var. Hırsız hırsızdır. Eğer vicdanı yoksa açıkta bir malı almak isteyebilir. Buna da güvenlik görevlileri gerekli müdahaleyi ihbarlar çerçevesinde yapıyorlar. Bize yapılan ihbarların yüzde 99’u boş çıktı. Hatta bunun da üzerinde.”
    Soylu, güvenlik ve asayiş açığı olduğunu dillendirenlerin bir güvensizlik algısı oluşturma anlayışına doğru gitmeye çalıştıklarından bahsederek, “Bu hesabı yapanlar bugün uğraşılan zorlu meselede sadece oyalama durumunda olanlardır. Onlarla ilgili sosyal medya üzerinden siber suçlar birimimiz, yargımız gerekli çalışmaları yapmakta” açıklamasını yaptı.

    “Hep birlikte bu depremin oluşturduğu yıkımın içinden güçle beraber çıkacağız”

    Kurumların birbiriyle irtibat halinde millete olan sorumluluklarını yerine getirmeye çalıştığını ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
    “İnsanlar canlarıyla uğraşıyor. Bu ülkenin yetiştirdiği adamlar ellerini kaldırıp, şarkı niteliğinde sloganlar atıp ‘onu öldüreceğiz, bunu öldüreceğiz’ gibi sözler söylüyorlar. Sözde öldürmek kolay bir şey de hayatında böyle bir şeyin yanından geçmemiş olan insanlar sadece toplumu germek ve endişeye sevk etmek için hiç de yakışmayacak şeyler yapıyorlar. Onları da yakaladılar, gereğini yerine getirirler. Devletimiz her zamankinden daha tetikte, her zamankinden daha teyakkuz halindedir. Her zamankinden daha bütün kurumları birbiriyle en yüksek derecede irtibat halindedir. Millete olan sorumluluğumuzu bu ülkenin yetiştirdiği evlatlar olarak gücümüzün yettiği ölçüler içerisinde yerine getirmeye bütün birimlerimizle çalışıyoruz. Hep birlikte bu depremin oluşturduğu yıkımın içinden güçle beraber çıkacağız.”

  • “6 aylık çocuğumuz 5. gün öldü”

    “6 aylık çocuğumuz 5. gün öldü”

    Depremlerin ardından Aktaş Apartmanı’nda Bursa Arama Kurtarma Spor Kulübü Derneği (BAKUT), Adapazarı Belediyesi personeli ve Bursa Gürsu Arama Kurtarma ekiplerinin yürüttüğü çalışmada enkaz altından ses alınması sonrası Muharrem ve eşi Hidayet Polat ile iletişim kuruldu.

    Ekiplerin çalışması sonucu önce Muharrem Polat, ardından eşi Hidayet Polat ekiplerin desteğiyle çıkarıldı.

    Yürüyerek çıkan çift, sağlık ekiplerince sedyeye yatırılarak ambulansla Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı.

    Tedaviye alınan Muharrem Polat, enkaz altında yaşadıkları anlattı.

    Deprem olduğunda telefonunu kaybettiğini anlatan Polat, “Depremin ilk günü telefonlar kayıptı. Alarmı 08.45’e kurmuştum, alarm çalınca, telefon yatağın altına girmiş, yatak zemine oturmuştu. Yatağı kaldırıp telefonu aldık, onun ışığıyla idare ettik.” dedi.

     

    “5. GÜN OĞLUM VEFAT ETTİ”

    Enkaz altındaki 2 çocuklarının hayatını kaybettiğini, kucaklarındaki 6 aylık bebeklerini de hayatta tutmak için çok uğraştıklarını dile getiren Polat, “Enkaz altında hiçbir şey yemedik. Sadece vazelin buldum, biraz vazelin yedik. Tabii sıkıntı yaşatır mı bilmiyorum ağzımız bayağı bir kapanmıştı. Bir yemek kaşığı kadar kendi imkanımızla erittik, orada beklettik onu da içemedik zaten tekrardan tükürdük. 6 aylık oğlum Muhammet Alparslan vardı, onu ağzımdan çıkarttığım tükürükle beslemeye çalışıyordum, eşimin artık sütü gelmiyordu. Enkazın altında 5. gün artık Muhammet Alparslan dayanamadı, ben nabzına baktım, kalbini dinledim sabah vefat etti.” dedi.

    Enkaz altında 7’inci gün kar suyuna ulaştıklarını belirten Polat, bu anları şöyle anlattı:

    “Yer lamine parkeydi. İlk depremde yer kapalıydı, ikinci depremde orası açılmış, bunu ben 7’inci günde fark ettim. Hava gelen yer sadece orasıydı, çok toz oluyordu ağzımızı, yüzümüzü kapatıyordu. Depremin 7’inci günü 03.30-04.00 sıraları ‘Hidayet bak dedim şuradan bir şeyler var’. Ben elimi attım, tuğla ıslak, nemli. Gösterdim, inanmadı. Kazdım, kazdım baktım su çıktı, kar suyu. Allah bize böyle bir hidayet gösterdi.”

  • İtalya spor camiasından Türkiye’ye dayanışma mesajı

    İtalya spor camiasından Türkiye’ye dayanışma mesajı

    Lösemi nedeniyle 1995’te hayatını kaybeden eski Juventuslu futbolcu Andrea Fortunato, bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ödül töreninde Türkiye’de yaşanan deprem trajedisi unutulmadı.
    Törende, CONI Başkanı Giovanni Malago, İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Gabriele Gravina, Napoli Teknik Direktörü Luciano Spalletti, Salernitana Başkanı Danilo Iervolino ve USSI Başkanı Gianfranco Coppola’nın da aralarında bulunduğu İtalyan spor camiasının önde gelen isimleri hazır bulundu.

    Törende, ödüle layık görülen CONI Başkanı Giovanni Malago, bu ödülü içinden geçtikleri dönem itibarıyla özel birine takdim etmek istediğini belirterek, davetliler arasında yer alan USSI Roma Yönetim Kurulu Üyesi olarak Dündar Keşaplı’yı sahneye davet etti. Malago, Türkiye’nin geçirdiği deprem felaketini hatırlatarak, “İtalya’nın dostu aynı zamanda spor camiasının yakından tanıdığı bir isim. Uzun yıllardır Türkiye’den önde gelen kanallarının temsilcisi. Ama o şu günlerde Türkiye’de yaşanan deprem nedeniyle yaşanan ağır bilançonun da yakından tanığı. Biz ona bugün kısa süre önce hayatını kaybeden efsane futbol adamı Sinisa’nın ödülünü takdim ederek, Türkiye ile dayanışmamızı, dostluğumuzu, Dündar vasıtasıyla göstermek istiyoruz” dedi.

    Malago’nun bu açıklaması üzerine Keşaplı da, “Ülke olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz. Yaşanan enkaz altından çok sayıda insan kurtuldu ama halen insanlar olduğu da söyleniyor. CONI Başkanı Malago, Futbol Federasyonu Başkanı Gravina ve İtalya Spor Yazarları Derneği Başkanı Coppola’ya gösterdikleri destek ve dayanışmadan dolayı çok teşekkür ederim. Bu zor dönemde, spor ve siyaset dünyası her anlamda desteğini gösteriyor. Bir Yalovalı olarak 1999 depreminde yaşanan faciayı hatırlıyorum ama bu ne yazık ki daha büyük bir felaket. Enkaz altından kurtarılan bebekler bizim için umut oluyor. İtalya spor camiasının gösterdiği destek ve dayanışma için çok teşekkürler” ifadelerini kullandı.

  • Mudanya’nın Yunanistan’daki kardeş şehrinden yardım

    Mudanya’nın Yunanistan’daki kardeş şehrinden yardım

    Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ile iletişime geçen Nea Moudania Belediye Başkanı Manolis Karras, Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerini iletti. Karras’ın baş sağlığı mesajında “Ülkenizde meydana gelen depremin yol açtığı yıkım ve can kaybının üzüntüsünü yaşıyoruz.

    Böyle zamanlarda kardeşliğimizin daha da güçlenmesi için birbirimizin acılarını paylaşmak, yaraları birlikte sarmak çok önemli. Nea Moudaniahalkı olarak ihtiyaç duyulan yardım malzemelerini hazırladık. Türkiye’ye doğru yola çıkardık. Elimizden gelen her şekilde yardımlara devam etmeye hazırız.Tüm yaralılara acil şifalar diliyoruz” ifadeleri yer aldı.

  • Madenciler kömür için değil ömür için kazdı

    Madenciler kömür için değil ömür için kazdı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiyenin birçok yerindeki gönüllüler gibi Türkiye Taş Kömürü Kurumunda görevli yaklaşık 3 bin madenci de ekipmanları ile birlikte bölgeye koştu. Madenciler, Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep gibi şehirlerde enkaz altında kalanların umudu oldu. Her gün kelle koltukda yerin yüzlerce metre altından kömür çıkaran madenciler, deprem bölgesinde de enkaz altında kalan ömürleri kurtarabilmek için gece gündüz çalışıyor. Hiçbir kurtarma ekibinin giremeyeceği alanlara bile tereddüt etmeden giren madenciler, birçok kişiyi sağ çıkarmayı başarırken bazılarının da cenazelerine ulaştı.. Ayrıca madenciler, enkazdaki para, ziynet eşyası, cep telefonu gibi kişisel eşyaları da hassasiyetle çıkararak güvenlik güçlerine teslim ediyor. Kömür üretiminin tamamen durduğu Türkiye Taş Kömürü işletmelerindeki madenciler, çabası ve cesareti gibi dürüstlüğüyle de bölge halkının gönlüne taht kurdu.

    Gönüllü olarak bölgeye geldiklerini belirten madenciler, gerektiğinde kömür gerektiğinde de ömür için mücadele ettiklerini söyledi.

    Madencilerin sırrı ‘güven, cesaret ve domuzdamı tahkimat yöntemi’

    Deprem bölgesine ekip olarak gönüllü geldiklerini anlatan madenciler, başarılarındaki en önemli etkenlerin güven, cesaret ve kullandıkları domuzdamı tahkimat yöntemi olduğunu ifade etti. Yer altında gaz zehirlenmesi, grizu,göçük ve iş kazası gibi bir çok riski olduğunu anlatan madenciler, bu risklere karşı, birbirlerini tanıyan, güvenen ekip earkadaşları ile cesaretle çalıştıklarını kaydetti. Arkadaşları için herkesin kendi canını düşünmeden riske attıklarını vurgulayan madenciler, yaşanan kazalarda ve üretimde yoğun olarak kullandıkları domuzdamı tahkimat ile sağlam, sağlıklı bir şekilde ilerleyip yol alıyor. Enkaz içerisinde de zaman zaman kullandıkları domuzdamı yöntemi hakkında da bilgi veren madenciler, ahşap direklerle ördükleri bağların taş, toprak ve mıoloz yığınlarının bulundukları alana akmasını önlediklerini söyledi. Maden işçileri, domuzdamı tahkimat yöntemi ile depremlere dahi dayanıklı yaşam koridoru oluşturuyor.

  • Fenerbahçe’den kan bağışı çağrısı

    Fenerbahçe’den kan bağışı çağrısı

    Fenerbahçe Genel Sekteri Burak Çağlan Kızılhan, Kızılay ile başlattıkları kan bağışı kampanyasıyla ilgili, “6 Şubat 2023’te dünya tarihinin en ağır felaketlerinden, ülke tarihimizin de en acı günlerinden birini yaşadık. 10 farklı şehrimizde milyonlarca yurttaşımızı etkileyen, canlarımızı bizden alan tüm ülkemizi, Türkiye’mizi yasa boğan bir felaket. Tabii ki üzüntümüzün bir tarifi yok. Ama bugünlerde bir nebze olsun birlikte olmak ve yaralarımızı sarmak adına Kızılay ile birlikte kan bağışı kampanyamızı başlatıyoruz. Kan bağışı kampanyası 16 Şubat Perşembe günü başlayacak. 3 gün boyunca da Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde sürecek. 16 ve 17 Şubat tarihlerinde 09.00’da başlayacak ve 21.00’da bitecek, 18 Şubat Cumartesi günü de 10.00’da başlayıp 22.00’da bitecek. Depremden kurtulan ve tedavi altında olan canlarımıza can olabilmek adına herkesi kan bağışı kampanyamıza davet ediyorum” dedi.

  • Çadır kentte ilaçlama faaliyetleri gerçekleştiriliyor

    Çadır kentte ilaçlama faaliyetleri gerçekleştiriliyor

    Milli Savunma Bakanlığının (MSB) sosyal medya paylaşımında, “Sakarya’da konuşlu bulunan 7’nci Komando Tugay Komutanlığımız, Kahramanmaraş’ta kurulan çadır kentte ilaçlama faaliyetleri de gerçekleştiriyor” denildi.

  • Borsa 5,86’lık artışla açıldı

    Borsa 5,86’lık artışla açıldı

    BIST 100 Endeksi, bir dizi tedbirlerin ardından beş iş günü sonrası bugün yüzde 5,86’lık artışla 4.769 puanla açıldı.

    SPK geri alımlarda genel kurul şartını kaldırdı

    Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) dün bir dizi tedbir açıkladı. SPK, payları borsada işlem gören halka açık ortaklıkların, genel kurul kararı aranmaksızın, yönetim kurulu kararı ile geri alım programı başlatabileceğine karar verdi. Ayrıca Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin hisse geri alımlarında ve dağıtılmış kar paylarında vergi tevkifatı oranlarının sıfırlandı.

    Borsa İstanbul’dan bir dizi tedbir

    Borsa İstanbul, piyasaların açılışı ile birlikte piyasa işleyiş esaslarında yapılacak değişiklikleri Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımladı.

    Değişiklikler kapsamında, VİOP ve Pay Piyasası seans sonu saatlerinin uyumlaştırılması amacı ile VİOP’ta işlem gören tüm vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin seans sonu zamanı 5 dakika kısaltılarak tam iş günlerinde 18.10, yarım işgünlerinde 12.40 olarak belirlenecek.

    VİOP’ta Pay ve Endeks Türev Pazarlarında yer alan sözleşmelerdeki bekleyen İptale Kadar Geçerli (İKG) ve Tarihli (TAR) emirlerin Borsa tarafından iptal edileceği belirtilen duyuruda; “Pay Piyasasında emir işlem oranının 15:1’den 5:1’e düşürülmesine, Pay Piyasasında emir işlem oranı eşik değer aşım ücreti 0,03 kuruştan 0,25 kuruşa yükseltilmesine, Pay Piyasasında Emir İptali, Fiyat Kötüleştirme ve Miktar Azaltımı (İAK) ücret kalemlerinin yüzde 20 artırılamasına ve VİOP’ta yüz binde 1 (0,00001) olarak uygulanan iradi emir iptal ücreti oranının da yüzde 20 artırılarak yüz binde 1,2 (0,000012) olarak belirlenmesine karar verildi” ifadeleri kullanıldı. Öte yandan Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre Ocak 2023 itibarıyla depremin etkilediği 10 ilde 381 bin 383 borsa yatırımcısı bulunuyor.

  • En yaşlı konutlar Fatih ve Üsküdar’da

    En yaşlı konutlar Fatih ve Üsküdar’da

    İstanbul’da 2000 ve öncesinde yapılan bina sayısı 818 bin adedi aşarken, bu alanda başı 39 bin 786 adetle Fatih ilçesi çekiyor.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle 2020’de hazırlanan “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” megakentteki konut stokuna ilişkin verileri ortaya koyuyor.

    Söz konusu çalışmadan derlediği bilgiye göre, kentte 2000 ve öncesinde yapılmış bina sayısının 818 bin 339 olduğu görülüyor. Söz konusu yapıların 555 bin adedinin 1980-2000 tarihli, 264 bininin ise 1980 öncesinde yapıldığı rapora yansımış durumda.

    İstanbul’da 2000 ve öncesi binaların en çok olduğu ilçelerin başını 39 bin 786 ile Fatih çekiyor. Bu binaların 31 bin 899’unun ise 1980’den öncesine ait olduğu biliniyor.

    Fatih’i 35 bin 353 adetle Üsküdar, 34 bin 618 ile Bağcılar, 34 bin 592 ile Pendik, 34 bin 333 ile Beykoz, 33 bin 727 ile Ümraniye, 33 bin 68 adetle Sarıyer izliyor. 7 ilçede bina sayısının 30 binin üzerinde olduğu görülüyor.

    EN DÜŞÜK ADALAR VE BEYLİKDÜZÜ’NDE

    Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısı Küçükçekmece ve Silivri’de 25-30 bin adet, Beyoğlu, Maltepe, Esenyurt, Kartal, Kağıthane, Sultanbeyli, Sultangazi, Eyüp ve Gaziosmanpaşa’da 20-25 bin adet, Bahçelievler, Arnavutköy, Şişli, Bayrampaşa, Kadıköy, Esenler, Şile, Ataşehir, Avcılar ve Sancaktepe’de 15-20 bin adet aralığında.

    Büyükçekmece, Başakşehir, Çekmeköy, Tuzla, Zeytinburnu, Beşiktaş ve Çatalca’da ise 10-15 bin adet aralığında 23 yaşında üzerinde bina bulunuyor.

    Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısının en düşük kaldığı ilçe 5 bin 325 adetle Adalar olurken, onu 6 bin 262 ile Beylikdüzü, 9 bin 800 ile Güngören, 9 bin 961 ile Bakırköy izliyor.

    Rapora göre, 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde İstanbul’da 301 bin binanın hafif, 137 bin binanın orta, 39,5 bin binanın ağır, 13,5 bin binanın ise çok ağır hasar görebileceği öngörülüyor.

    ”BİNANIZA DEPREM DAYANIKLILIK TESTİ YAPTIRIN”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam yaptığı açıklamada, “Son afette yıkılan tüm binaların yüzde 98’inin 1999 yılı öncesi inşa edilenler olması bize bina standardı ve denetimi konusunda kat ettiğimiz ilerlemeyi göstermekle birlikte işi daha sıkı tutmamız gerektiğini de hatırlatıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

    Uzmanlar, yaşlı konutlarla ilgili deprem dayanıklılık testi yaptırılması, sonuca göre binanın güçlendirilmesi veya dönüştürülmesi çağrısında bulunuyor.

    Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Başkan Vekili Haldun Ersen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da muhtemel 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen 491 bin binada 6,2 milyon kişinin yaşadığının tahmin edildiğini söyledi.

    Özellikle çok ağır hasar alması beklenen binaların hemen tahliye edilmesi ve bu yapıların dönüşümü için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Ersen, bunun yolunun da konut sakinlerinin yapı denetimi yaptırmalarından geçtiğini anlattı.

    Ersen, vatandaşlardan binalarına dayanıklılık testi yaptırmaları gerektiğini kaydederek, kentsel dönüşüm için geç kalmamalarını, bu konuda topluca seferberlik ilan edilmesi gerektiğini bildirdi.

    KENTSEL’DEN DÖNÜŞÜM İÇİN YOL HARİTASI

    Haldun Ersen, Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı’nın bu alanda farkındalığını artırmak amacıyla yol haritasını açıkladığını belirterek, “Türkiye’nin en önemli problemlerinden kentsel dönüşümün siyaset üstü bir yaklaşımla, milli seferberlik bilinciyle, aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi birlik, beraberlik ruhuyla ele alınması gerekiyor.” dedi.

    Ülke genelinde milyonlarca riskli konut bulunduğuna işaret eden Ersen, “Mülkiyeti elinde tutan vatandaşın vakit kaybetmeden bu işin içine katılması ve riskli binalar için harekete geçilmesi gerekiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın özellikle 2022’de devreye aldığı kentsel dönüşüm teşviklerinin bu anlamda hayati olduğunu da düşünüyoruz.” açıklamasında bulundu.

    Ersen, kentsel dönüşüm için hazırladıkları yol haritasına değinerek, bu sürecin 12 maddeden oluştuğunu söyledi.

    Ersen, bu maddelerin “iletişim stratejisi”, “fayda ve maliyet ilişkisi”, “mülkiyet sorunlarının çözülmesi”, “STK’lar ile iş birliği”, “vatandaşın geri bildiriminin alınması”, “sosyolojik ve psikolojik etki”, dönüşümün vatandaş, devlet ve STK’ler ile çözülebileceği”, “6306 Sayılı Kanun’un geliştirilmesi”, “planlama ilkeleri”, “yerel yönetimler”, “kamu-özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi” ve “yargılama” olduğunu aktardı.