Etiket: deprem

  • NATO Türkiye’ye 1000 konteyner gönderecek

    NATO Türkiye’ye 1000 konteyner gönderecek

    NATO’nun Napoli’deki Müşterek Kuvvet Komutanlığından yapılan açıklamaya göre, en az 1000 konteynerden oluşacak ve depremzedelerin barınmasını sağlayacak tesislerin Türkiye’ye gönderilmesi için hazırlıklar bir süre önce başladı.

    “Yarı kalıcı” barınma tesislerinin Türkiye’ye nakliyesi ve kurulması için önce 6 kişilik keşif ekibi saha incelemesi yaptı. Ardından İtalya’nın Taranto kentindeki NATO Güney Operasyon Merkezinde depolarda tutulan konteynerlerin çıkarılması ve nakliye için yerleştirilmesine başlandı.

    Napoli’deki Müşterek Kuvvet Komutanlığının koordine ettiği nakliye çalışmaları kapsamında konteynerlerin ilk bölümünün nakliyesi gelecek hafta yapılacak.

    Yarı kalıcı barınma ünitelerinde en az 2 bin kişinin barınma imkanı bulması bekleniyor.

    NATO’dan daha önce yapılan açıklamada, barınma tesislerinin gönderilmesi için en uygun lojistik ve nakliye seçeneklerinin değerlendirildiği, tesisler kurulduktan sonra NATO ülkelerinin göndermeye başladığı kış şartlarına uygun çadırların etrafına yerleştirileceği belirtilmişti.

    Normalde NATO’nun tatbikatları ve operasyonlarında kullanılan karargah komplekslerinden oluşan tesislerin ısınma, jeneratör ve tıbbi tedavi alanları gibi imkanları içerdiği bildirilmişti.

    Ünitelerin gönderilmesine yönelik çalışmaları NATO Avrupa Müttefik Yüksek Komutanı (SACEUR) Orgeneral Christopher Cavoli yönetiyor.

  • Çocuklar depremin izlerini oyunla siliyor

    Çocuklar depremin izlerini oyunla siliyor

    Depremzede ailelerin çocukları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından kurulan ASDEP anaokulu çocuk evlerinde uzmanlar eşliğinde oyun hamurları, resim ve geleneksel oyunlar ile depremin izlerini silmeye çalışıyor. Çocuklar, AFAD çadırlarında resimler yaparak gelecek hayallerini boyalarla beyaz kâğıtlarına yansıtıyor. Yaptıkları doğa içerikli resimler ve yıkık binalar çocukların yaşadıkları zorlu günleri ve umudun resimleri olarak arşivleniyor.

    Çadırda yaşayan çocuklar İhlas Haber Ajansı muhabirleri ile duygularını paylaştılar

    Çocuklardan Cihan Uğur; “Biz evde iken deprem oldu ve çadırda yaşamaya başladık. AFAD bize çok yardımcı oluyor, çok güzel eğlenip oyunlar oynuyoruz” dedi. Elasu Yastı ise ileride müteahhit olmak istediğini belirterek, “Depremde evleri yıkılan depremzedeler için evler yapacağım. İnsanların huzur içinde sağlam binalarda yaşaması için çalışacağım” diye konuştu.

    Çocukların kimi futbolcu olup depremzedelere yardım etmek istediğini ifade ederken, kimi de öğretmen hayalleri kurduğunu aktardı.
    Adana Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Nevzat Özer, çocukların bulunduğu ortamlarda onların sağlığı için deprem konusunu yanlarında çok fazla konuşulmaması gerektiğini ifade ederek, depremzedelerin bulunduğu alanlarda bakanlık psikolojik estek ekipleri ile çocukların alanda mutlu ve neşeli olması için çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti. Özer; “Aile Bakanlığı personeli olarak sahadayız. Özellikle psikososyal destek ekibimizle sahada yaraları sarmaya çalışıyoruz. Amacımız, burada depremden etkilenen çocukların zihin dünyalarına, duygu dünyalarına pozitif katkılar sunmak. Deşarj olmalarını sağlamak. Adana ilimizde gerek psikososyal destek ekibimiz gerek özel kreşlerde görevli arkadaşlarımızla özellikle okul öncesi öğretmenlerimiz, anaokulu öğretmenlerimiz ve çocuk gelişimi öğretmenlerimizle çadır bölgelerinde sahadayız. Çocuklarımızdan çok güzel olumlu dönüşler aldık. Sürekli yerel oyunlar oynanıyor. Hatta ailelerimizden etkinliklerde olumlu dönüşler alıyoruz. Çocuk dünyanın neresinde olursa olsun, çocuk ve kendince bir oyun alanı belirlemek istiyor. Ekibimizle arkadaşlarımızla buraya ciddi bir katkı sunuyoruz” dedi.

    Depremde kayıp aileler ve çocuklar devletin güvenli evlerinde birbirilerine kavuşuyor

    Hastanelerden çıkan çocukların da kurumlarında olduğunu belirten Adana Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Nevzat Özer, şöyle devam etti: “Şu an refakatçisi olan, kimlik tespit süreci devam eden ve sağlık tedavisi tamamlanan çocuklarımızı devletimizin şefkatli kollarına alıyoruz. Ebeveyn tespiti ve gerekli incelemeler yapıldıktan sonra çocuklarımızı aileleri ile buluşturuyoruz. Çocukların depremden en az etki ile kurtulması için ailelerin de çok duyarlı olunması gerekiyor. Bir psikolojik danışman olarak da söylüyorum; depremle alakalı o sarsılmayla alakalı şeylerin çocukların yanında konuşulmamasını istiyoruz. Çocuklarımızın dikkatlerini başka yöne çekmek gerekir. Çünkü bu durum travmatik bir süreç bırakacak. Elbette bir fiziksel enkaz var ama geride bir ruhsal enkaz bırakmaması için bizler Aile Bakanlığı personeli olarak sahada varlık amacımız bu. Rehabilitasyon sürecini hızlı ivedi, etkin ve yetkin gerçekleştirmek istiyoruz ”

  • Hasar tespit çalışmalarına devam

    Hasar tespit çalışmalarına devam

    Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6’lık iki büyük depremin en çok hasara neden olduğu şehirlerden biri de Gaziantep oldu. Gaziantep kent merkezi, İslahiye, Nurdağı ve Nizip ilçeleri ile kırsal mahalleler depremde ciddi hasar aldı. Yaşanan iki büyük depremin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerince hasar tespit çalışmaları yapıldı.

    Gaziantep’te 11 bin 922 binada 27 bin 987 bağımsız birim ağır hasarlı ve yıkık

    Devam eden hasar tespit çalışmalarına dair son veriler ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklandı. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, depremin ilk gününde itibaren Gaziantep’te toplam 130 bin 331 binadaki 487 bin 814 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. Hasar tespit çalışmaları sonucunda 11 bin 922 binadaki 27 bin 987 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu belirlendi.


    71 bin 694 binada 252 bin 147 bağımsız birim hasarsız

    Ayrıca 3 bin 803 binada bulunan 14 bin 552 bağımsız birimin orta hasarlı, 25 bin 187 binadaki 150 bin 472 bağımsız birimin az hasarlı, 71 bin 694 binada bulunan 252 bin 147 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi.

    “Acil yıkılması gerekenleri hızla yıkıp güvenli konutlar inşa edeceğiz”

    Devam eden hasar tespit çalışmalarıyla ilgili resmî sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Hasar tespit çalışmalarımız 7 bin 100 personelle sürüyor. 387 bin 346 bina incelendi. Şu ana kadarki tespitlerimize göre acil yıkılması gereken 50 bin 576 bina var. 279 bina 655 bina az hasarlı veya hasarsız. Acil yıkılması gerekenleri hızla yıkıp güvenli konutlar inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Binlerce Mehmetçik deprem bölgesinde

    Binlerce Mehmetçik deprem bölgesinde

    MSB’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz depremin ilk anından itibaren harekete geçerek, deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yardımına koştu. Bölgede binlerce Mehmetçik canla başla yardım faaliyetlerine devam ediyor” ifadelerine yer verildi.

  • ‘Son videom’ diye çekti, enkazdan sağ çıktı

    ‘Son videom’ diye çekti, enkazdan sağ çıktı

    Deprem esnasında uyanan ve kaçmaya çalışırken kapıya çarparak bayılan Taha Erdem (17), daha sonra binadakilerin çığlıkları ile uyandı. Uyandığında üzerinde enkaz yığını olduğunu fark etti. Ayağı sıkışan ve kıpırdayamayan 11. sınıf öğrencisi Taha Erdem, kurtulamayacağını düşündüğü için ‘son videom’ diye bir video çekti.


    Kendisini kaydettiği anlarda yaşanan şiddetli artçıları kaydeden Taha Erdem, görüntüde, “Öleceğim, şu an tavan üzerimde. Çok pişman olduğum şeyler var; Allah’ım bütün günahlarımı affet” diye konuşurken sürekli sarsıntıların olduğunu dile getiriyor. Sürekli dua ettiği görülen Erdem’in videosu daha sonra sona eriyor.


    Taha Erdem, depremden 2 saat sonra akrabalarının yardımıyla enkazdan çıkartıldı. Hafif yaralı olan Erdem’in anne ve babası da enkazdan sağ olarak kurtarıldı. Yaşadıklarını anlatan Taha Erdem, “Deprem olduğunda kapıya doğru giderken kafamı çarptım, yeri düşmüşüm. Gözümü açtığımda kendimi tabutta hissettim. Sırtımda tavan vardı. Bacaklarım bayağı molozların altında kalmıştı. İlk uyandığımda rüya sandım. Sonra kendimi kurtarmaya çalışırken bir baktım molozların içindeyim. Telefonum elimdeydi. Kendimi kısa bir videoya aldım. Video çekerken sürekli depremler oluyordu. Artçı sarsıntılar çok şiddetliydi. Alt katlardan sesler geliyordu. Komşularımızın çığlıklarını duydum” diye konuştu.

  • Annesini enkazda kaybetti, yaşama tutundu

    Annesini enkazda kaybetti, yaşama tutundu

    Kahramanmaraş merkezli 10 ilde meydana gelen depremin en çok yıkıma neden olduğu iller arasında yer alan Hatay’da arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan binada depremin ikinci günü süren arama kurtarma çalışmalarında iki kişin sağ ve bir kadının cansız bedeni çıkarıldı. Çalışmaların devam ettiği esnada bir çocuk sesinin gelmesi üzerine bölgede bulunan AFAD Denizli gönüllü ekibi, sesin geldiği noktaya yöneldi. Çalışmaların 5 saat boyunca aralık vermeden sürdüren Denizlili gönüllüler, çabalarının ardından 4 yaşındaki Öykü Ada Kılınç’a ulaştı. Enkazdan açılan küçük deliklerden çıkartılan Öykü’nün yaşam dramı ise kendisinden önce çıkartılan annesinin cansız bedeni oldu. Hiç bir şeyden habersiz sadece yüzündeki umutlu güzel gülüşü ile göçükten çıkartılan Öykü’nün annesinin cansız bedeni Manisa iline bağlı Sarıgöl’de defnedildi.

    “Operasyonu sürecinde artçı sarsıntıyla karşılaşmamızdan dolayı defalarca enkaz alanı dışına çıkmak zorunda kaldık”

    Denizli’den Hatay’ın Antakya ilçesindeki arama kurtarma çalışmalarına katılan AFAD gönüllü ekibinden Mustafa Yıldırım, “Hatay’da depremin ikinci günü AFAD gönüllüleri olarak çalışmalarımız sürdürüyorduk. Birçok kişi sağ salim enkazdan çıkarmayı çok şükür başardık. Depremin ikinci günü 5 saatlik uğraşı sonucu yıkılan binada 4 yaşındaki Öykü Ada Kılınç’a ulaştık. 5 saatlik kurtarma operasyonu sürecinde artçı sarsıntıyla karşılaşmamızdan dolayı defalarca enkaz alanı dışına çıkmak zorunda kaldık. Biz gönüllüler olarak Öykü’nün hayatta olması bizim tüm yorgunluk, uykusuzluk ve soğuk gibi etkenleri unutturdu. Bizler gönüllü sistemine ne kadar kişi katarsak o kadar Öyküler kurtarırız” dedi.

  • “Ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin”

    “Ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin”

    “İnsanlar umutlarını kaybetmesinler, ne olursa olsun kaybetmesinler. Ben enkaz altındayken ‘bu son yaşım’ diye düşünürken çok şükür olmadı. Bağıra bağıra söyleyeceğim; ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin”

    Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Adıyaman’da yıkılan bir binanın altında kalan 28 yaşındaki eczacı Gizem Özkan, 54 saat sonra çıkarıldığı enkazda ilk 1 saatin çok zor geçtiğini ve şarkı mırıldanarak kendini rahatlatmaya çalıştığını söyledi.

    Depremin yıkıma neden olduğu illerden askeri uçaklarla İzmir’e getirilen 193 yaralının kentteki hastanelerde tedavileri sürüyor.

    Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yoğun bakım ünitesindeki afetzedeler de yeniden yaşama tutunmanın buruk sevincini taşıyor.
    Bina yıkılınca 7 kişilik ailesinin beton yığınlar altında kaldığını söyleyen Özkan, tüm aile fertlerinin yıkıntılardan kurtarıldığını, ancak yaşadıkları korku dolu saatlerin unutulamayacağını belirtti.

    Gizem Özkan, deprem sonrasında enkaz altında geçen saatler boyunca en büyük sıkıntısının “nefes alamamak” olduğunu ifade ederek, “Çok büyük çaresizlik. Nefes alamıyorsun, üstünde kocaman bir şey var. Dört taraftan sarılmış şekildesin, nefes alabileceğin yer yok. Benim üstüm sıkışmıştı, altım sıkışmamıştı. Şöyle koltuk altımı kaldırdığım zaman ayaklarımın olduğu alandan nefes pompalıyordum kendime doğru. Biraz yatıp kalktığım zaman tekrar koltuk altını açıp ayaklarımdaki havayı tekrar pompalıyordum. Oksijen ne kadardı bilmiyorum ama komik bir rakamdır herhalde. Ama insan çok ihtiyaç duyuyor.” dedi.

    Şarkılarla uyudu, su içmeyi düşledi

    Özkan, enkazda geçen saatler boyunca kendini rahatlatmak için çok sevdiği bir şarkıyı mırıldandığını, kendisine ninni gibi gelen bu şarkının adını da gizli tutmak istediğini söyledi.

    Yıkıntılar altındayken en çok özlediği şeyin ise su içmek olduğunu belirten Özkan, günyüzüne kavuşunca su içebilmeyi düşlediğini dile getirdi.
    Uyanık kaldığı saatler boyunca sürekli çevresindeki eşyalara vurarak ses çıkarmaya çalıştığını ifade eden Özkan, şöyle devam etti:
    “İlk 1 saat çok zor. Gerçekten tüm kalbinle ölmek istiyorsun. Artçı depremler oluyor. Bir saat sonra insan alışıyor. Ses duyunca kurtulma ihtimalin olunca kendine geliyorsun. Ben sürekli vuruyordum, sesim gelmemiş herhalde. Sonra çok uzaktan bir ses geldi. Hatta şeyi düşündüm ben, ‘İnsan göçük altındayken ses nasıl kilometrelerce uzaktaymış gibi gelir?’ Biraz tuhafıma gitti.”

    Özkan, beton bloklar altındayken ilk duyduğu sesi iyi hatırladığını, ancak enkazdan çıkarılırken baygın olduğunu anlattı.
    Gizem Özkan, yaşadığı için çok mutlu olduğunu, kırıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden çıktığında da ailesine kavuşacağı anı sabırsızlıkla beklediğini söyledi.


    Hayatın değerini çok daha iyi anladığını ifade eden Özkan, şu çağrıda bulundu:

    “İnsanlar umutlarını kaybetmesinler, ne olursa olsun kaybetmesinler. Ben enkaz altındayken ‘bu son yaşım’ diye düşünürken çok şükür olmadı. Bağıra bağıra söyleyeceğim, ne istiyorsanız, ne yapmak istiyorsanız bir dakika bile ertelemeyin.”

    “Baktım nurlu bir teyzeydi”

    Depremin merkez üssü Pazarcık ilçesinden getirilen Ejder Güzel (50) ise vardiya amiri olarak çalıştığı fabrikanın bahçesinde bulunduğu anda depremin meydana geldiğini ve üzerine duvarların devrildiğini söyledi.

    Duvarın altında kalan sağ bacağının ezildiğini, buna rağmen çevresindeki insanlara yardım etmek istediğini ancak yerinden kıpırdayamadığını ifade eden Güzel, çalışma arkadaşları tarafından ilçedeki bir hastaneye kaldırıldığını dile getirdi.

    Güzel, kaldırıldığı ilk hastanenin hasarlı olduğunu, bu nedenle sağlıkçıların yaralılara hastane bahçesinde müdahalede bulunmak zorunda kaldığını dile getirdi.

    Çevresinin hayati tehlikesi bulunan depremzedelerle dolu olduğunu, yaklaşık 3,5 saat yağmur altında eski bir tahtanın üstünde yattığını ifade eden Güzel, “Eski bir kapının üzerindeydim, sedye gibi. Onun üzerinde yatıyordum. Çok üşüdüm, inan bana çok üşüdüm. Yaşlı bir teyze geldi biliyor musun?  ‘Oğlum Allah yardımcın olsun’ dedi, şemsiyeyi üzerime bıraktı. Baktım nurlu bir teyzeydi.” diye konuştu.

    Güzel, ilk müdahalenin ardından getirildiği Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyat edildiğini ve ailesine kavuşacağı günleri özlemle beklediğini söyleyerek, “Bu dünyada yaşıyorsunuz ya kimseyi incitmeyin. Bayanlar erkekleri incitmesin, erkekler de bayanları incitmesin.” dedi.

    Psikolojik destek alıyorlar

    İzmir Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yekta Öncel de şu ana kadar 40 hasta kabul ettiklerini söyleyerek, hastaların genelde Kahramanmaraş ve Adıyaman’dan sevk edildiği bilgisini verdi.

    Afetzedelerin genellikle kollarında ve bacaklarında ezilme bulunduğunu kaydeden Öncel, “Ekstremite (uzuv) kaybı olan hastalarımız da var ne yazık ki. Kas ezilmesine bağlı dediğimiz crush sendromu var. Bazen böbrek yetmezliği eşlik ediyor. Böbrek yetmezliği nedeniyle şu an 5 hastamız diyaliz tedavisi alıyor.” dedi.

    Öncel, yaralı depremzedeler arasında entübe durumda hasta bulunmadığını dile getirerek, bölgeden getirilen hastalara psikolojik destek verildiğini de sözlerine ekledi.

  • Bangladeşli Emon, canla başla çalışıyor

    Bangladeşli Emon, canla başla çalışıyor

    BUÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2019 yılında mezun olan Al Amin Emon, 6 Şubat’ta Türkiye’de büyük bir deprem felaketi olduğu haberini alır almaz Bangladeş’te geniş çaplı bir yardım organizasyonunun başlatılmasına öncülük etti. TİKA’nın yürüttüğü faaliyetlerin bizzat içerisinde yer alan Emon, her aşamada canhıraş bir şekilde çalışıyor.

    Felaket haberini alır almaz yardımlar başlatıldı

    Öğrencilik zamanında Türkiye Burslusu olan ve aldığı destek ile okulunu başarılı bir şekilde tamamlayarak ülkesine dönen Al Amin Emon, felaket haberinin kendisi başta olmak üzere tüm Bangladeşlileri yasa boğduğunu vurguladı. Kardeş ülke gibi gördükleri Türkiye’nin yaralarının sarılması için çok sayıda noktada yardım kampanyasının başlatıldığını açıklayan Emon, “Türk kardeşlerimiz için yüzlerce yardım kampanyası başlatıldı. Yetkililerden acil ihtiyaçlar konusunda bilgi aldık. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile de irtibat kurarak toplanan yardımların bir araya getirilmesi ve nakliye işlemlerinin derhal başlatılması için çalıştık. Bizler aynı zamanda din kardeşleriyiz. Türkiye için Cuma namazlarında dualar ettik. Hatimler okuduk. Bu felaketin bir an evvel atlatılacağına inanıyoruz. Enkaz altında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz” şeklinde konuştu.

    Türkiye’nin binlerce gönüllü elçisinden biri

    Al Amin Emon, ülkesinde yürüttüğü çalışmalar hakkında BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’a bilgilendirme maili attı. Organizasyondan bu sayede haberdar olduğunu söyleyen Rektör Kılavuz da tüm Bangladeş halkına, yardımda bulunanlara ve bu yardımların Türkiye’ye ulaştırılması için canla başla çalışan herkese teşekkür etti. Aldığı mailin kendisini çok duygulandırdığını aktaran Kılavuz, “Türkiye’nin en yoğun misafir öğrenci nüfusuna sahibiz. Dünyanın 120’ye yakın ülkesinden öğrenciye ev sahipliği yapıyoruz. Onlara asla yabancı öğrenci demedik. Ülkemize ayak bastıkları ilk andan itibaren kendilerini misafir olarak görüyor ve son güne kadar bu düstur ile hareket ediyoruz. Bizden gördükleri hoşgörü ve yakınlık, öğrencilerimizin de kendilerini adeta evlerinde hissetmelerine vesile oluyor. Mezun olup ülkelerine döndüklerinde ise artık Türkiye’nin birer gönüllü elçisi oluyorlar. Al Amin Emon gibi on binlerce elçiye sahibiz. Başımıza gelen felakette de bu gençlerin Türkiye’yi nasıl sahiplendiklerini çok daha net bir şekilde görebiliyoruz. Allah, hepsinden razı olsun. Kardeşliğimiz daim olsun” açıklamasında bulundu.

  • Enkazdan çıkarıldı, ailesi hayatını kaybetti

    Enkazdan çıkarıldı, ailesi hayatını kaybetti

    Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremler sonrası Antakya’da oturdukları evi üstlerine yıkılan Kasım Mert Güraslan’ın 4 kişilik aileden tek hayatta kalan oldu. 14 yaşındaki çocuk ilk gün enkaz altından vatandaşlar tarafından çıkarıldı.

    Tedavisi Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi’nde devam eden Güraslan’ın 2 ameliyat geçirdiği öğrenildi. Hasta yatağından yaşadığı korku dolu anları anlatan Güraslan, “Bir anda uyandık hep birlikte. Yıkılma anıydı. Kapının önüne gittik bir anda her şey yıkıldı. İki ayağımda enkaz da sıkıştı. Sabaha doğru tanımadığım abiler geldi 3 kişiydiler. Ayağımı çıkardılar götürdüler bir arabanın içine koydular beni ayağımı peçete ile sardılar. Su yiyecek falan verdiler. Beni çıkartanlara çok teşekkür ederim. Beni ilk çıkardıkları anlarda ailemi düşündüm” dedi.

  • Mersin’de ev kiraları 2-3 kat arttı

    Mersin’de ev kiraları 2-3 kat arttı

    Deprem bölgesindeki illere en yakın konumda bulunan Mersin, hem yaralılar hem de yıkıcı etkiden kurtulan binlerce depremzedeye de kucak açtı. Resmi kurumlar ve belediyelerin yanı sıra birçok Mersinli ve sivil toplum kuruluşu da Mersin’e gelen on binlerce depremzedenin barınma sorununu çözmek için canla başla çalışıyor. Ancak, depremzedelerin çaresizliğinden yararlanmaya çalışan bazı ev sahipleri, bu acıyı fırsata çevirmek için hemen harekete geçti. Depremzedeler, 10-15 bin, hatta 20 bin liralık kira bedellerini görünce şaşkınlıklarını gizleyemedi.

    Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Mehmet Sinan Canpolat, fahiş kiralara tepki gösterdi. Canpolat, depremin olduğu ilk günden bu yana Mersin’e ciddi bir göç olduğunu söyledi. İyi niyetli mülk sahiplerini tenzih ettiğini belirten Canpolat, “Ama burada art niyetli, fırsatçı mülk sahipleri, 5 bin liralık daireyi 7-8 bin liraya, 7-8 bin liralık daireyi 10-15 bin liraya çıkardılar. Büyük bir fahiş fiyat uyguladılar. Ben bu açıklamayı yaparken üzülüyorum; canını enkazın altından zor kurtaran depremzede kardeşlerimizi biz burada yüksek fiyatlarla öldürmeye çalışıyoruz” dedi.

    “BAKANLIKLARA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ”

    Oda üyesi meslektaşlarının, yaptıkları çağrılara kulak vererek depremzedelerden komisyon ücreti almadıklarını, ev sahiplerine de bir aylık kira bedelini almaları konusunda telkinde bulunduklarını vurgulayan Canpolat, “Tabi tamamı böyle yapıyor demem doğru olmaz. Odamıza, yaşanan sorunlarla ilgili şikayette bulunmaları noktasında Ticaret İl Müdürlüğümüze, Ticaret Bakanlığımıza, Maliye Bakanlığımıza suç duyurusunda bulunup takipçisi oluyoruz” diye konuştu.

    Pandemi ile beraber Mersin’e bir göç başladığını, akabinde Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının başlamasıyla 3 bin kişi olan Rus işçi sayısının 30 binlere çıktığını kaydeden Canpolat, “Akabinde Rusya-Ukrayna savaşından kaçan Ukraynalıların da göçü söz konusu oldu. Şu an da depremden kaynaklı Mersin’e Kahramanmaraş’tan, Adıyaman’dan, Hatay’dan, Antakya’dan 200-250 bin depremzede kardeşimiz geldi. Durum böyle olunca Mersin’de kirası 3 bin lira olan 1+1 daireler şu an 10 bin liraya; 5-6 bin lira olan 2+1 daireler 12-13 bin liraya; 8-10 bin lira olan 3+1 daireler 15-20 bin liraya kadar tırmandı. Çok üzülüyorum; bu kiralarla nasıl baş edeceğimizi biz de şaşırdık” ifadelerini kullandı.

    “KONUT STOKUMUZ, GELEN GÖÇÜ KARŞILAYAMAZ”

    Mersin’in konut varlığının bu yoğun göç karşısında yetersiz kalacağına da dikkat çeken Canpolat, “İki-üç yıl önce yüzde 30-40’a varan bir konut stoku vardı Mersin’de ama nükleer santral ve Rus-Ukrayna savaşıyla beraber bu stok eridi. Gelen göçü karşılayacak konut stokumuzun olduğunu düşünmüyorum. Ama gelen depremzedelerin hepsinin burada akrabaları var; bir de mesafe çok yakın. Depremzedelerin en yakın göç edecekleri il Mersin. İnanın bunu zor başaracağız. Arz ve talep dengelensin, fırsatçıların önü kesilsin” şeklinde konuştu.

    “DEPREMZEDELERİMİZ BİZE ULAŞSINLAR”

    Emlakçılar olarak depremzedelere evlerini, ofislerini açtıklarını belirten Canpolat, her bir ofisin 3-4 kiralık daire verdiğini ve hizmet bedeli almadığını söyledi. Depremzedelere fahiş kiralarla karşılaştıklarında yapmaları gerekenlerle ilgili de bilgi veren Canpolat, “Odamıza, Ticaret İl Müdürlüğüne, Ticaret Bakanlığının ihbar hattına, Maliye Bakanlığına başvursun. Biraz da mülk sahiplerimizin empati yapmaları lazım. Empati çok önemli. Eğer bir insan ahlak ve vicdan sahibi ise düşünün ki Kahramanmaraş’taki, Adıyaman’daki deprem Mersin’de oldu ve aynı durumda biz varız; bize bu yapılsa acaba biz bunu kabul eder miyiz? Lütfen empati kursunlar. Depremzedelerimiz de bize ulaşsınlar. Biz elimizden gelen desteği, katkıyı sağlamaya hazırız” dedi.