Etiket: deprem

  • Antakya’da yeni bir şehir kuruldu

    Antakya’da yeni bir şehir kuruldu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde yerle bir olan Hatay’ın yeniden ihyası ve inşası için çalışmalar yoğun bir şekilde sürüyor. Hatay’da yapımı tamamlanan konutlar 6 Şubat tarihi itibariyle vatandaşlara dağıtılmaya başlanmıştı. Depremin haritadan yok ettiği Antakya ilçesi Gülderen Mahallesi’nde geçtiğimiz yıl Mayıs ayında afet konutlarının yapımına başlanmıştı. Gülderen Mahallesi’nde inşa edilen yaklaşık 7 bin konuttan yapımı tamamlananların sahipleri kurayla belirlenmeye başlamıştı. Yeni bir şehir olarak ortaya çıkan Gülderen deprem konutlarının ihtişamı dron ile havadan görüntülendi. Asrın felaketine Antakya ilçesinde bulunan 600 Evler Sitesi’nde yakalanan ve aynı sitede yaşayan evlatlarını enkaz altında kalarak kaybeden Ahmet ve Hatice Doğru çifti, yeni evlerinin bulunduğu Gülderen konutlarını gezdi.

    “İlk kuradan bize buradan bir ev çıktı”

    Ahmet Doğru, bölgede adeta yeni bir şehrin kurulduğunu ifade ederek “Gülderen Mahallesi’ne yeni bir yaşam kurulmaya çalışılıyor, her şey çok güzel gidiyor. Rabbim, vatanımıza, milletimize ve devletimize zeval vermesin. İlk kuradan bize buradan bir ev çıktı. Rabbime şükürler olsun. 1. Etap DC-32 blokta ve dairemiz zemin katta. Rabbime şükür çok mutluyuz, inşallah herkese nasip olur. Devletimiz sağ olsun, çok büyük emek veriyor ve inşallah Antakya’mız yeniden kurulacak” dedi.

    Depremde evladını kaybettiğini ve yeni yuvasına kavuşmanın heyecanıyla buruk bir sevinç yaşadığını belirten Hatice Doğru, “Depremde evladımızı kaybettiğimiz için buruk bir sevinç yaşıyoruz. Torunlarımla ayakta durmaya çalışıyoruz. Yeni evimizde; kızım ve torunlarımla yaşayacağız. Gelinime de bahçede bir ev yaptık, onları da oraya yerleştirdik. Emeği geçen herkes sağ olsun, rabbim herkesten razı olsun” şeklinde konuştu.

  • Bakan Özhaseki: “Kentsel dönüşüm şart”

    Bakan Özhaseki: “Kentsel dönüşüm şart”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Muğla’nın Fethiye ilçesinde ülke gündemini ve ilçeye kazandıracakları hizmetleri değerlendirdi. Fethiye’de Cumhur İttifakı MHP Fethiye Belediye Başkan Adayı Muhammet Kökten’in düzenlediği iftar ve körfez kirliliği inceleme gemileri karşılama programına katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Beşkaza Meydanı’nda halka seslendi. Öncelikli olarak Fethiye’nin deprem riskini hatırlatan Bakan Özhaseki, kentsel dönüşümün gerekliliğini vurguladı. 6 Şubat’ta meydana gelen depremin yaralarının hızla sarıldığını ifade eden Özhaseki, 76 bin konutun teslim edildiğini söyledi. Fethiye ve Muğla’yı AK Parti Belediyeciliğiyle buluşturmak istediklerine değinen Özhaseki, şehrin sorunlarını hızlı bir şekilde çözmeye başlayacaklarını kaydetti.

    “İktidarı gücünü arkasına alıp beldesine hizmet ediyorsa o şehirlerin önü açık”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Yine bir seçim arifesindeyiz. Yerel seçimlerin en önemli tarafı, geleceğimizi insanları teslim ediyoruz. Bilim adamları diyorlar ki, ‘Şehirlerin geleceği oradaki yerel yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılıdır.’ Eğer seçtiğimiz yerel yönetici yani belediye başkanı dürüst birisiyse, çalışkan birisiyse, elinden ne geliyorsa onu yapıyorsa, iyi niyetle gayret ediyorsa sonra da tabi ki iktidar gücünü arkasına alıp şehrine, beldesine hizmet ediyorsa o şehirlerin önü açık. Değilse Allah korusun o beldeler geriye doğru gidiyor. Üzerinde yaşadığımız bu güzel Anadolu coğrafyası dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi olarak geçiyor. Cennet gibi bir vatanımız var. Özellikle de bu coğrafya son dönem mazlumlarının sığınma coğrafyası. Son yüzyıl içerisinde Balkanlar’da daralan kardeşlerimiz bu coğrafyaya gelmişler. Kafkasya’da daralan, bunalan mazlum milletler gelmişler. Ülkemizin doğusunda, güneyinde ezilen, bunalan herkes bu coğrafyaya gelmiş. Kardeş olmuşuz, etle tırnak gibi olmuşuz. Bayrağımız dalgalanıyor, ezanlarımız okunuyor, Allah’a hamdolsun gittikçe de güçleniyoruz. Dostlarımıza güven veriyoruz, düşmanlarımıza da tabi ki korku salıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Bizler büyük bir milletiz”

    Konuşmasını sürdüren Bakan Özhaseki, “Bu güzel coğrafyanın bir iki tane de kusuru var. Her güzelin kusuru olurmuş ya, bizim de kusurumuz var. O da yerin altında depremsellik var. Şunu herkes bilsin ki; Türkiye bir deprem ülkesi. Son yüzyılda denizlerimizde ve karada meydana gelen 6 üzerindeki yıkıcı deprem sayısı 231. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar. En son 6 Şubat depreminde bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon kardeşimiz zarar gördü, 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin de işyeri yıkıldı. Maddi hasarı söylemeye gerek yok, 100 milyar doların üzerinde. Manevi acımızı mı soruyorsunuz? Onu ölçecek bir alet daha icat edilmedi. Her yerde hala gözyaşı var. O bölgelerde bulunan bir kardeşiniz olarak, o günlerdeki acımızı Allah sizlerden razı olsun hep birlikte bir dayanışmaya dönüştürdük. Bütün bir millet olarak ayaktaydık. Kumbarasındaki parayı oraya gönderen çocuğumuzu mu dersiniz, hacını erteleyerek parasını yatıran büyüklerimizi mi dersiniz, Azerbaycan’dan eski arabaların üzerine battaniye doldurmuş ‘kardeşlerimize yardıma gidiyorum’ diyen Server Beşirli kardeşimizi mi dersiniz? Bizler büyük bir milletiz, böyle bir milletin ferdi olmak, üyesi olmak emin olun hepimiz için şeref olarak yeter” dedi.

    “Deprem bölgesinde binlerce konut yaptırıyoruz”

    Deprem bölgesindeki çalışmalardan bahseden Özhaseki, “Orada artık konutlarımızı da teslim etmeye başladık. Binden fazla şantiyemiz var. 4 bin 333 köyde de çelikten karkaslı evler yaptırıyoruz. 76 bin konutu dağıttık ve her ayda 10 bin, 15 bin ev vermeye de devam edeceğiz. Bizler deli gibi çalışıyoruz. Milletimizi seviyoruz, yaralarına merhem olmaya çalışıyoruz. Ama biz bunu yaparken bir taraftan da zehirli dillerini sarkıtmadan geri kalmayan muhaliflerimiz var. Geçenlerde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı çıkmış, “deprem karnesini açıklıyorum hükümetin” diyor. “Sıfır, sıfır, sıfır”. Bir başka genel başkan çıkmış diyor ki, “kime vermişler bu evleri? Nerede bu evler? Herhalde AK Partililere dağıtıyorlar, herhalde akrabalarına veriyorlar”. Ya Allah size insaf versin. Eğer görmek istiyorsanız şantiyemizde gezdireceğim, hadi buyurun gelin. Hiç birisi gelmiyor ama geriden bu sözleri etmekten de geri durmuyorlar. Zamanında bundan bir evvelki dönemde yine aynı bakanlıktaydım, Hatay’a gittim, kentsel dönüşüm yapacağız. Örnek Aksaray Mahallesi, açıkça da ilan ediyorum. Bakın; o bölgede şimdiki CHP’liler, yandaş odaları davalar açtılar, Aksaray Mahallesi’nde bana kentsel dönüşümü yaptırmadılar. Bir saate yakın ilan ettim orada izah etmeye çalıştım, vatandaşları ikna ettim ama mahkeme yoluyla önümüzü kesmeye çalıştılar. Deprem oldu, onların kentsel dönüşüm yaptırmadığı mahallede bir tek Allah’ın kulu bile yaşamıyor şimdi. Bunlarda vicdan var mı acaba? Bir gün olsun içleri sızlıyor mu acaba? Bir taraftan hem yapmıyorlar hem de yapanlara mâni oluyorlar. Geçenlerde İzmir’deydim, deprem bölgesi değil mi? Hepimiz biliyoruz, evet. 25 senedir İzmir’deler, 25 tane binayı dönüştürdülerse söylesinler, bütün sözlerimi geri alacağım. Hayır, böyle bir niyetleri de yok. Ama bizler çalışıyoruz, üzerimize düşeni yapıyoruz, ne lazımsa onu yapıyoruz. 1994’te Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul’da, naçizane ben de İzmir’de aday oldum. İnsanların önüne çıktığımızda dedik ki, “hizmet edeceğiz, kimseyi ayırmayacağız, mazeret üretmeyeceğiz, gece gündüz demeden deli gibi çalışacağız” dedik. Ve sözümüzde durduk, çalışmaya da devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Yapmak zor, ama biz yapma tarafındayız”

    Cumhur İttifakı’nın birlik ve beraberliğine vurgu yapan Özhaseki, “Bizler Cumhur İttifakıyız, özümüz bir, sözümüz bir. Ne dediğimiz çok belli. Bizim için bu vatanın bölünmez bütünlüğü en önemlisi. Bayrağımız mukaddes, ezanımız mukaddes. Bunlar üzerine oluşturulduğumuz bir ittifakımız var. Ama karşı tarafta, tarafları belirsiz bir grup var. Seçimden önce neler demediler ki? Hiç de birbirine benzemiyorlardı. Zaten bunların ne siyasi düşünceleri ne sosyal hayat bakışları ne iktisadi konulardaki düşünceleri aynı diye de ilan etmiştik. Ama bir tek motivasyon kaynakları vardı; Cumhur İttifakı gitsin, ne olursa olsun. Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli bir araya gelmesin, ne olursa olsun. Yıkım ekibi gibi, ne yapacaksınız onu söyleyin dedik o da yoktu. Hani diyor ya şair, “hadi gel şu Süleymaniye’yi yıkalım desen, iki kazma kürek iki de ırgat gerek. Gel yeniden yapalım desen, önce bir Süleyman, sonra da Sinan gerek.” O yüzden yapmak zor, ama biz yapma tarafındayız, biz işin hizmet tarafındayız. Milletimi seviyoruz Allah’ın izniyle, tarihe karşı, medeniyetimize karşı sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz” dedi.

    “Fethiye’yi hizmetlerle tanıştıralım”

    Özhaseki, “Aydın Ayaydın hocam Muğla için bir şans. Cumhurbaşkanımız onu buraya özel olarak gönderdi. Onun yaptığı projeleri ben de biliyorum, elinden ne geliyorsa. 20 küsur yıldır belediye başkanlığı yapan, yıllarca bakanlık makamında bulunan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Ömrü şehircilikle geçen bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Fethiye’miz için, Muğla’mız için ne varsa Hoca’mın getirdiği bütün projelere ben de evet diyorum ve desteklemeye de devam edeceğim. Bizim işimiz hizmet, hizmetten başka bir şey düşünmüyoruz. Şimdi de gencecik bir Muhammet kardeşimizi seçtiniz. İnşallah Pazar günü akşamı da onun başkanlığını nasip olursa bu meydanda hep beraber kutlayacağız. ‘Körfez temizlenecek’ başımızın üstüne, ne demek? ‘Kentsel dönüşüm yapılacak’ zaten bizim işimiz o iş. Fakat şunu da söyleyeyim; lütfen yanlış anlamayın, ben bu bakanlıkta oturan birisi olarak A’dan Z’ye bütün partilere kapı açık. Deprem bölgelerinde kentsel dönüşüm şart. Yeter ki kentsel dönüşüm yapsınlar başımızın üstünde yer var diye ilan ediyorum. Şu partili gelmiş ona yardım etmem demiyorum, şu partiliye yardım ederim asla demiyorum. Herkese kapı açık. Ama bir tane daha kapımı çalan Cumhuriyet Halk Partili olmadı, onu da bilin. Neden? Kentsel dönüşüm zor iş, vatandaşın hakkı verilecek, eziyet çekilecek. Ne yazık ki bu işe giren daha bir tane CHP’li görmedim. Biz burada kol kola gireriz. Allah’ın izniyle bütün hizmetleri de yaparız hiç şüpheniz olmasın. Fethiye’yi hizmetlerle tanıştıralım. Muğla’yı hizmetle tanıştıralım inşallah. AK Parti belediyeciliğinden onlar da istifade etsinler” diye konuştu.

  • Elazığ’da 4,7 büyüklüğünde deprem

    Elazığ’da 4,7 büyüklüğünde deprem

    AFAD’ın verdiği bilgiye göre, saat 03.25 sıralarında merkez üssü Elazığ Merkez olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

    Sarsıntının yerin 13,8 kilometre derinliğinde oluştuğu belirtildi.

    Depremin Bingöl, Tunceli, Malatya, Diyarbakır, Batman illerinden de hissedildiği öğrenildi.

    Deprem sonrası bazı vatandaşların da evlerinden dışarı çıktığı görüldü.

    AFAD’dan açıklama 

    AFAD’ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada deprem sonrası olumsuz bir durum bulunmadığı bildirildi.

    AFAD’dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

    “Elazığ ilimizde saat 03.25’te meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki deprem sonrası an itibarıyla olumsuz bir durum bulunmamaktadır.

    Saha tarama çalışmaları devam etmektedir.

    Etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.”

    Elazığ Valisi Ömer Toraman, taramalarının devam ettiğini ifade etti.

    Elazığ Valisi Ömer Toraman, sosyal medya hesabından geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Toraman deprem nedeniyle şu ana kadar ilgili birimlere intikal eden herhangi bir ihbar bulunmadığını ve saha taramalarının devam ettiğini ifade etti.

    Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz,  Elazığ’da meydana gelen depremi değerlendirdi.

    Tüysüz şu ifadeleri kullandı:

    “24 Ocak 2020’de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin etki alanı içindeki bir bölge. Artçı deprem olarak değerlendirmek mümkün. Bölge hem 2020 depremiyle hem de geçtiğimiz yıl yaşadığımız 6 Şubat depremiyle sıkışan ve gerilen bir bölge. 2020’de enerjisi boşaldığı için büyük bir deprem beklemediğimiz bir yöre.

    Bölgede en önemli ve tehlikeli olarak gördüğümüz Bingöl Yedisu fayı var. Kuzey anadolu fayının 1700’lü yıllardan bu yana kırılmamış o yöredeki en önemli parçası. 7,2 büyüklüğünde bir deprem üretme olasılığı var. Ancak bu depremin onunla bir bağlantısı yok. Yedisu fayı Elazığ’ın biraz doğusundan Karlıova’ya doğru uzanan bir fay parçası. Bunun üzerinde bir deprem beklentimiz var. Onun dışında yöre riskli bir bölge. Çok sayıda fay parçası barındıran bir bölge. En fazla dikkat edilmesi gereken yörelerden bir tanesi.”

    Elazığ belediyesi: Geçmiş olsun 

    Elazığ Belediyesi’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda da “Şehrimizde meydana gelen 4.7 şiddetindeki deprem dolayısıyla tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

  • Kahramanmaraş’ta yıkım oranı yüzde 93

    Kahramanmaraş’ta yıkım oranı yüzde 93

    Kahramanmaraş’ta bir yandan kalıcı konutlar ve deprem evleri hızla yükselirken, diğer yandan da ağır hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor.

    Enkaz kaldırma işlemlerinin devam ettiği depremin merkez üssünde moloz yığınlarının kaldırılması için Japonya fonundan Kahramanmaraş’a 2.4 milyon dolar destek gelmişti.

    Yıkım işlemleri bitişik nizamlarda devam ediliyor. İl genelinde şu ana kadar ağır hasar tespiti yapılan 14 milyon metrekarelik alan belirlenmişti. Mahkemelikler hariç il geneli yıkım oranı ise yüzde 93 olarak tespit edildi.

    Depremzede Ökkeş Kanadıkırık, “Kahramanmaraş depremlerden sonra eksiklerimiz var ve ayağa kalkmamız için daha çok yatırımımız var. Spor aktiviteleri yapılması lazım. Park ve bahçelerin yeniden imara girmesi lazım. Esnafların dükkanlarının yapılması ve evlerin tamamlanması gerekir” dedi.

  • Yunanistan’da ard arda depremler

    Yunanistan’da ard arda depremler

    Yunanistan’da Mora Yarımadası’nda 5,6 ve 5,7 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Yerel saatle 09.12’de meydana gelen depremin başkent Atina’nın yanı sıra Girit adasında da hissedildiği kaydedildi. Herhangi bir hasar ya da can kaybı ve yaralanmanın kaydedilmediği aktarıldı.

    Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC), Yunanistan’ın güneyindeki depremin büyüklüğünü 6 olarak duyurmuştu.

  • “Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz”

    “Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz”

    AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti.

    Özhaseki, “Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz” dedi.

    “Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere”

    Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, “Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır” diye konuştu.

  • “Yapmamız gereken afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak”

    “Yapmamız gereken afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak”

    Zonguldak’a gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki STK, iş insanları ve sektör temsilcileriyle buluştu.
    Programda konuşan Özhaseki, “Tarihte Anadolu’da doğuya birçok baş şehirler var. Fakat zamanın ruhunu okuyamadıkları için şimdi birçoğu sıradan il olduğu gibi bazen ilçe konumuna da düşmüş durumdalar. Öyle bir şehir konumuna da düşmemek lazım. Eğer şehirdeki yerel yöneticiler, başta belediye başkanımız, valimiz, milletvekili, siyasi partilerimiz o şehirle ilgili düşünceleri var. Hedef koymuşlar, bir araya gelmişler, kol kola girmişler, gayret ediyorlarsa şehirlerin geleceği ayrılık. Değilse emin olun şehirleri ben görüyorum. Gittikçe kötüye doğru gidiyor” dedi.
    “Şehirlerimizde bir takım sorunlar var” diyen Özhaseki, “Çünkü biz Batı’dan şehirleşme noktasında önceden çok açık ara öndeyken özellikle sanayi devrimiyle birlikte bizim de gerileme dönemimize denk geldiği için iyice geriye kalmışız. Onlar oradan bir mimari plan üzerine, bir şehir planı üzerine gelişmelerini sağlarken, ekonomileri daha güçlüyken, güzel şehirler oluşturmuşlar bizim de zayıflama ve gerileme dönemimiz olduğu için iyice aradaki fark açılmış. Şimdi bizi hükümet Amerika’ya götürmüştü. Washington’da İmar Daire Başkanı Türk’tü. Söylediğine göre 1711’de şehir planları yapılmış. 11 tane göbek yapmış birbirine bağlamışlar. Şehir planı bu demişler mesela. Ya bizde daha mekansal planlamada 3-5 sene öncesine tamamlayabildik. Böyle bir şey olabilir mi?” ifadelerini kullandı.

    “Kimliksiz ve sağlıksız şehirlerimiz olmuş”

    1940-50’li yıllardan itibaren büyük şehirlere göçlerin başladığını aktaran Özhaseki, “O göçler neticesinde insanlar evlerini rastgele yerlere yapmaya başlamışlar. O günkü yöneticiler iyi veya kötü niyetle ben bilmiyorum yargılamak için de söylemiyorum. Hazırlıksız yakalanmışlar bu göçlere. Bazen de ideolojik yaklaşmışlar. ‘Bunlar evleri buralara yapsınlar, bizim arka mahalle olur’ gibi bir düşünce. Sol rüzgârların estiği bir dönemde buralarda örgütlenmeler yaparız. İşçileri de örgütleriz gibisinden. Rusya gibi oluruz. Arnavutluk’ta sapık bir Enver hoca var onun bir hayalini kuran adamlar vardı bu memlekette ne yazık ki. Castro’nun hayranları vardı bu memlekette. Türkiye’yi buraya götürürüz gibi bir fikirle şehirlere doğrusu tarumar etmişiz. 2000’li yıllara doğru geldiğimizde objektif olarak söylemek gerekirse ne yazık ki üzülerek söylüyorum. Kimliksiz ve sağlıksız şehirlerimiz olmuş. Herkes bunun farkında” diye konuştu.
    Cumhuriyet tarihinde mimari noktasında yetersiz kalındığını kaydeden Özhaseki, “Bakın geçmişe doğru baktığımız zaman Selçuklu medeniyeti diye bir medeniyet var bakınca sivil mimarlık örneklerinden ibadethanelerine kamu binalarına kadar bu Selçuklu dersiniz.

    Peki 100 yıllık Cumhuriyet’te bilim adamlarımız, mimarlarımız, hocalarımız ve mimarlarımız var.Şimdi kurduğumuz şehirlere bir bakın. Ne medeniyeti edersiniz şimdi kurduğumuz ortama. O sosyal ağda arabesk medeniyet deriz. İstanbul’a varıyorsunuz. Camdan muhteşem bir bina. Son teknolojiyle donatılmış. Yanında bir tane tamirhane. 2 tane pirketten gecekondu. ‘Allah Allah’ falan diyorsunuz. Şimdi böyle bir medeniyet olabilir mi?” şeklinde konuştu.
    Özhaseki, konuşmasına şu şekilde devam etti: “En üzücü tarafı da bu ülkenin bir deprem ülkesi olduğunu unutmamız. Afetlerin her an bizi beklediğini unutmamız ve bunları göz ardı ederek şehirleşmeye doğru geçmemiz. Son yüzyılda bu memlekette meydana gelen deprem sayısı 6 ve üzerindeki şiddetteki deprem sayısı yıkıcı diye tarif ediyoruz biz bu depremlere. Hem denizlerimiz hem karadakileri toplarsak 231 tane deprem olmuş. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar. Niye böyle? Bilimin gerçekliğini tespit ediyoruz, dikkate almıyoruz. İşimize geldiği gibi hareket ediyoruz. Gidip belediyeleri zorluyoruz. Bir takım çıkar ilişkileri başlıyor. Neticesinde de böyle bir felaketle karşı karşıya kalıyoruz.”

    Deprem gibi afetler için bütün işlerin gözden geçirilmesi gerektiğini anlatan Özhaseki, “Bizim her şeyi yeni baştan bir daha ele alıp, ‘Bismillah’ diyerek bu işe görmemiz gerekiyor. Doğru bir şekilde planlamamız gerekiyor. 6 Şubat’ta Kuzey Anadolu Fay Hattı malum bizim de biraz 100 kilometre altımızdan geçiyor. Şimdi bütün bilim adamlar diyorlar ki ‘İstanbul’da beklediğimiz tehlike var. Allah korusun büyük bir bela bekliyor’ bizi diyor. 6 Şubat’ta da Doğu Anadolu Fay Hattı kırıldı. Aynı yerden başlıyor neredeyse. Van Gölü’nün biraz daha batısından bu tarafa doğru gelirken diğeri de Adıyaman, Malatya Kahramanmaraş ve oradan Hatay üzerinden Akdeniz’e doğru iniyor. Binlerce yıldır aynı hatlar kırılıyor. Bakın binlerce yıldır, yeni değil. Bunu bilerek hareket etmezsek ne olur? Bir daha başımıza bela gelir. Oturur, ağlarız. Dizlerimiz de vururuz, yardımlar ederiz. Vicdanımızı biraz avutuyoruz.

    Sonra yine aynı yerden bir daha başlamış oluruz. Bu gerçekleri bilerek hareket etmekten başka çaremiz yok. En son depremde 680 bin ev yıkıldı. Dile kolay 170 binde iş yeri yerle bir oldu. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasar zaten hiç ölçülecek gibi değil. Ne yapsak oradaki insanların o acısını dindirmez mümkün değil” dedi.
    Deprem bölgesinde 300 bin konut yapımına devam edildiğini belirten Özhaseki “Çelik evler yapıyoruz köylerde. Şehirlerin meydanlarını yapıyoruz bir taraftan. Meydanlara açılan ana caddeleri yapmaya çalışıyoruz ki kimlik binalar çıksın ortaya diye. O şehrin kendine has özgün mimarisi çıksın diye. Şehir merkezlerini de biz bakanlık olarak yapma kararı aldık. Altyapılar için 60 milyar liraya yakın bir kredi temin ettik. Oradaki 11 tane şehrin altyapısını baştan sona bir daha yapıyoruz. Geçtiğimiz hafta dağıttığımız evlerle birlikte şu ana kadar 76 bin konutu dağıttık. Her ayda 15 bin evi dağıtmaya devam edeceğiz. Bu sayıları söylemesi kolay da bunlar aslında Türkiye’nin inşaat kapasitesinin çok üstünde rakamlar” ifadelerini kullandı.

    “Yapmamız gereken afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak”

    Afet öncesi yapılması gereken konulara da değinen Özhaseki şunları söyledi: “O hasarları sararken bu tür afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak. Konutlarımızı daha sağlam, güvenli hale getirmek. Bunun hazırlığını yapmalıyız. Eğer deprem gelmeden, afet gelmeden bunu yaparsak bir birim harcıyoruz. Felaket geldikten sonra harcamaya başlarsak tam 7 birim harcıyoruz. Bilim adamları tek tek hesaplamışlar. Onun içinde İstanbul, İzmir’de depreme daha çok maruz olabilecek yerlerde birçok projeleri açıklıyoruz. Bunun peşinden koşuyoruz. Bunun da bir tek yolu var, o da kentsel dönüşüm. Bakanlık olarak biz her yerde duyuruda bulunuyoruz. ‘Gelin beraber yapalım. Hangi partiden olursanız olun hiç fark etmez. Yeter ki gelin bu siyaset üstü bir durum. Bunu siyasete lütfen alet etmeyin’ diyoruz ama derdimizi de bir türlü anlatamıyoruz.”
    “Türkiye’de inşaat sektörünün geleceği çok parlak” diyen Özhasek, “Böyle 10 senede falan bitecek gibi gözükmüyor. Belki Avrupa’da restorasyonlarda vakit geçirebilirler. Yeni uydu kentler, küçük yerlere kurabilirler. Onların ihtiyacı olabilir ama bizde ihtiyaç çok daha fazla. İşin yüzde 80 adeta özel sektörde. Bu alanda şu anda bir buçuk milyona yakın insan çalışıyor. Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 6’sını oluşturuyor ama inşaat sektörünü besleyen yan sektörleri de ele aldığınız zaman 250 ayrı grubu ilgilendiriyor ve yurtiçi hasılamızında yüzde 30’unu oluşturuyor” dedi.

  • “6 Şubat Deprem Şehitleri Anıtı” yapıldı

    “6 Şubat Deprem Şehitleri Anıtı” yapıldı

    Onikişubat ilçesi Akedaş İlkokulu 6 Şubat Deprem Şehitlerinin isimlerini yaşatmak adına çalışma başlatarak “6 Şubat Deprem Şehitleri Anıtı” çalışmasını tamamladı.
    Kahramanmaraş ve ilçelerimizde toplam 258 eğitim camiasına mensup öğretmen ve eğitim çalışanı, 1962 öğrenci şehit oldu. Anıt çalışmasıyla birlikte başlatılan, “2220 Şehide 2220 Hatim” çalışması da yapıldı.
    Okul Müdürü Erol Yorulmaz, “Kahramanmaraş Onikişubat Akedaş İlkokulu ailesi olarak Kahramanmaraş ve ilçelerimizde şehit verdiğimiz eğitim camiasına mensup 258 öğretmen, eğitim çalışanı ve 1962 öğrenci şehidimizin adını yaşatmak, duaya sebebiyet verecek, her 6 Şubat’ta bir ve beraber olacağımız, dualar ederek anacağımız bir anıt yaptık. 6 Şubat Deprem Şehitleri Anıtı çalışmamızda Tuğrul Kuşu motifi öne çıkmakta. Yiğitleri kanatları altına alıp onları koruyan ve kollayan bir kuş olarak ifade edilir. 6 Şubat 04:17’ de meydana gelen deprem; asrın felaketi olarak adlandırıldı. Kahramanmaraş olarak ayağa yeniden kalkışımızı, yeniden dirilişimizi simgelesin istedik” dedi.

  • Öğrencilerden takdir edilecek davranış

    Öğrencilerden takdir edilecek davranış

    Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünce başlatılan “Ben her yerde varım” projesi kapsamında Perre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürlüğü öğrencileri deprem bölgesi Adıyaman’da, enkaz altında kalarak engelli hale gelen veya yaşlılıktan dolayı ihtiyaçlarını karşılayamayan vatandaşların yardımına koşuyor. Proje kapsamında belirlenen kişilerin konteynerleri, öğrenci ve okul öğretmenleriyle birlikte ziyaret ediliyor. Öğrenciler burada temizliklerini yapamayan kişilerin konteynerlerini temizleyerek pırıl pırıl bir hale getiriyor. Dip bucak temizlik yapan öğrenciler aynı zamanda kişilerin kıyafetlerini katlayıp, yataklarını toparlayıp bulaşıklarını da yıkıyor. Temizlikten sorumlu öğrenciler, temizlik işlerini yaptıkları sırada yemekten sorumlu öğrenciler ise Perre Uygulama Otelinin mutfak kısmında da yemek hazırlıyor. Usta öğreticilerin kontrollerinde öğrenciler tarafından hazırlanan yemekler bu defa yine belirlenen ihtiyaç sahibi kişilerin konteynerlerine tek tek bırakılıyor.

    Hem temizlik hem de yemek ihtiyaçları karşılanan kişiler, örnek davranış sergileyen öğrencilere ve projede emeği geçen herkese teşekkür etti.

    İhtiyaç sahibi kişilere yemek hazırladığı için oldukça mutlu olduğunu dile getiren öğrencilerden Elif Su Salık, “Biz Perre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri olarak burada yardıma ihtiyacı olan ailelere ve tek yaşayan kişilere yemek yapıp onlara dağıtıyoruz” dedi.

    Öğrencilerin yaptığı temizlik ve yemeklerden dolayı çok sevindiğini söyleyen Ramazan Şahin, “Çok teşekkür ediyorum Allah razı olsun, sağ olsunlar. Kendi yemeğimi yapamıyorum, yardımlarda bulunuyorlar. Ben engelliyim, beyin kanaması geçirdim, tek yaşıyorum. Allah razı olsun sağ olsunlar, evi temizlediler burası çok güzel oldu” sözlerini kullandı.
    Depremde enkaz altında kalarak engelli duruma düşen Filiz Sırtıkara ise konuşmasında, “Bu uygulama bizler için çok iyi oldu. Depremde engelli olduk, evimizin temizlenmesi, yemeklerin getirilmesi bizleri düşünmeleri çok iyi oldu. Evi temizlediler, yemek getirdiler. Sağ olsunlar getirenlerden de devletimizden de, herkesten Allah razı olsun” ifadelerini kullandı.

    Yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, “Ben her yerde varım” projesi Mesleki ve Teknik Genel Müdürlüğümüzün başlatmış olduğu bir sosyal sorumluluk projesidir. Bu kapsamda bugün depremde engelli durumuna düşen ve yaşlı vatandaşlarımızın evlerini temizlediler. İftarlık yemekleri öğretmen ve öğrencilerimiz yaparak vatandaşlarımızın evlerine kadar ulaştırdılar. Bundan çok büyük bir mutluluk duyuyoruz. Çocuklarımızın sosyal hayata dokunmaları, birlik ve beraberliklerini sağlamaları bizleri mutlu ediyor” diye konuştu.

  • Yüksekova’da deprem

    Yüksekova’da deprem

    Aylardır bölgede sık sık depremler meydana gelirken, yer bilimcileri tarafından Hakkari’de 7 ve üzeri büyüklüğünde deprem beklendiği de belirtiliyor.

    Depremin, AFAD verilerine göre, saat 20.22’de merkez üssü Hakkari’nin Yüksekova ilçesinin Dağlıca köyünde olduğu ve yerin 7,0 kilometre derinliğinde 2.2 büyüklüğünde meydana geldiği, depremde can ve mal kaybının yaşanmadığı belirtildi.