Etiket: deprem

  • Depreme dayanıksız okulların yıkımı sürüyor

    Depreme dayanıksız okulların yıkımı sürüyor

    Karabük genelinde depremsellik analizleri yaptırılarak dayanaklılık durumları tespiti yapılan ve güçlendirme maliyeti, maliyet oranı ile bina yaşları dikkate alındığında kullanıma uygun olmayan okulların yıkımına geçen yıl başlanmıştı.
    Safranbolu ilçesinde de depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle okul binalarında yıkım çalışmaları sürüyor.
    Misak-ı Milli İlkokullunda güçlendirme çalışmalarının yapıldığı ilçede Şehit Recep Çakıl İmam Hatip Ortaokulu’nda da alınan güvenlik önlemlerinin ardından yıkım çalışmaları başladı.

    İlçe Milli Eğitim Müdürü Said Nuri Odabaşoğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığımızın tabii çalışmaları çerçevesinde Özel İdare Müdürlüğümüz ve Çevre Şehircilik Müdürlüğümüzün mühendislerinin yaptığı tetkikler neticesinde tüm okullarımızın analizleri yapıldı. 6 Şubat depreminden sonra tabii daha büyük bir hassasiyetle bu çalışmalara Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından özen gösterilerek hızlandırıldı” dedi.
    Safranbolu ilçesinde Altın Safran İlkokulu’nun güçlendirme çalışmasının tamamlandığını ve öğrencilerin eğitim öğretime devam ettiğini belirten Odabaşoğlu, “Yine aynı şekilde Emek Ortaokulumuzun ek binası yıkılarak depreme dayanıklılık hale getirilmesi bünyesinde yeni bir bina bir hayırseverimiz tarafından yapılmaktadır. Misak-ı Milli İlkokulu güçlendirme bünyesine alınan okullarımızdan. Orada da şuanda güçlendirme çalışmaları devam etmekte olup ve inşallah Haziran ayında da teslimi gerçekleştirilecektir. Recep Çakıl İmam Hatip Ortaokulumuz da yıkılan okullarımız arasındadır ancak onun yerine de yine 12 derslikli yatırım planına alınarak ihale süreci aşamasına gelmiştir” diye konuştu.
    Odabaşoğlu, öğrencilerin eğitim öğretim hizmetlerini aksatmayacak planlamaları yaptıklarını söyledi.

  • Deprem toplanma alanı yerine site inşaatı

    Deprem toplanma alanı yerine site inşaatı

    Beşiktaş Dikilitaş Yeşilçimen Sokak üzerinde bulunan ve öncesinde otopark ve yeşil alan olarak kullanılan ve bölgenin en değerli arazilerinden biri olan İBB arazisi mevcut yönetim tarafından 2021 yılında 175 milyon bedelle satıldı. Bahse konu arazi 2019 Ekim ayı meclis toplantısında CHP ve İYİ Partili üyelerin ret oyuna rağmen AK Partili üyelerin oyu ile ticaret alanından çıkarılarak park alanı olarak ilan edilmişti. Dikilitaş mahallesinde yaşanan otopark sorununa kısmen de olsa çözüm olan arazi aynı zamanda park ve deprem toplanma alanı olarak da kullanılacaktı. İçerisinde onlarca yetişkin ağacında bulunduğu arazi de şimdiler de araziyi satın alan inşaat firmasının temel çalışmaları yapılıyor.

    Mevcut olanı korumayarak yok ediyorlar

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Cumhur İttifakı Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Serkan Toper, “Mevcut sorunlar merhem olamadıkları gibi var olanı da yok ediyorlar. Bu sabah mevcut başkanı izledim diyor ki mevcudu korumak da çok önemli yeşil alanlarda. Başkaları olsaydı oraya kat kat binalar dikerlerdi. Ben soruyorum Dikilitaş’ta otopark problemi varken İspark’ın otoparkını bu otoparkın üzerinde ki yeşil alanı, Beşiktaş ve İstanbul’da bir deprem gerçekliği varken Beşiktaşlıların toplanma alanını ne uğruna büyükşehir satmıştır. Bu sorunun cevabını Beşiktaşlılar duymak istiyor“ dedi.

    Beşiktaş’ta olası bir depremde toplanma alanı sorunu var

    İstanbul’da yaşanabilecek olası bir depremde Beşiktaş ilçesinde toplanma alanı konusunda ciddi sıkıntıların yaşanabileceğini belirterek “Her yerde otopark problemi var siz var olan otoparkı kapatıyorsunuz yeni otoparklar yapmak yerine. Her yerde yeşil alan problemi var siz mevcut yeşil alanı özel bir şirkete satıyorsunuz. Beşiktaş’ta depremde nereye toplanacağımıza yönelik çok büyük bir problem var. Alanların hepsi peşkeş çekilmiş son kalan yerleri de ne uğruna bu firmalara verdiniz. Dediniz ya katlı katlı çıkıyorlar diye 10 kat inşaat izni olan yere nasıl 14 kat inşaat izni verdiniz. Otoparkımızı yeşil alanımızı ve deprem toplanma alanımızı ne uğruna bu firmaya verdiniz. Beşiktaşlıya bunu açıklamak boynunuzun borcudur. Hem otopark yapmayın hem kentsel dönüşüm ile ilgili kılınızı kıpırdatmayın 5 yıl boyunca halkın içerisine çıkmayın. Tek dertleri var Beşiktaş’ta var olanı da sömürebilmek. Bunu da imara ranta açmak demek Beşiktaşlıların otopark ve yeşil alan sıkıntısı ile baş başa kalmaya devam etmesi demek. Beşiktaş 5 yıl daha bu anlayışa rıza göstermeyecek” diye konuştu.

  • Depreme aralıksız hazırlık

    Depreme aralıksız hazırlık

    Marmara’da beklenen ve başta İstanbul ve Tekirdağ’ı büyük çapta etkileyeceği beklenen deprem öncesi çeşitli hazırlıklar yapılıyor. Tekirdağ AFAD İl Müdürlüğü tarafından kurumlara yönelik hem teorik hem de uygulamalı verilen eğitimlerde çeşitli tatbikatlar yapılıyor. Bu çerçevede AFAD Tekirdağ Müdürlüğü eğitmenleri tarafından Tekirdağ İl Müftülüğü personelinden oluşan ekibe depremde arama ve kurtarma eğitimi verildi. Afet Yönetim Merkezi Toplantı Salonu’nda verilen teorik eğitimin ardından uygulamalı eğitim müdürlüğün eğitim sahasında gerçekleştirildi. Müdürlüğün bünyesinde bulunan araç ve gereçlerin tanıtımı ile eğitim programı son buldu.

    Sivil savunma uzman ve amirlerine eğitim

    Müdürlüğün toplantı salonunda kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarında görev yapmakta olan sivil savunma uzman ve amirlerine yönelik sivil savunma eğitimlerine başlandı.
    “Afet ve Acil Durumlara İlişkin Hizmet Standartları ve Akreditasyon Esaslarının Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik” gereğince akredite olan Çorlu 59 AKE, 2024-2027 yılları arasında 3 yıl süre ile Hafif Düzey Arama ve Kurtarma Eğitmenlik Eğitimi’ni tamamlayarak eğitmenlik akreditasyonunu gerçekleştirdi.
    Bu çerçevede Çorlu 59 AKE ekibi Çorlu ilçesinde eğitim vermeye başlamasıyla Çorlu İlçe Müftülüğü ekibine Depremde Arama Kurtarma eğitimi verildi.

  • Ömrünün geçtiği sokakları tanıyamadı

    Ömrünün geçtiği sokakları tanıyamadı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkıma uğrayan Hatay’da, yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetmişti. Şehirde yaşayan insanların bir gecede hayatları değişmiş ve kentte yaşayan çoğu insanın hayatları olumsuz etkilenmişti. Afetzede vatandaşların yeniden yaşama başlaması için esnaf, vatandaşlar kendilerine tahsis edilen prefabrik iş yerlerinde yeni bir yaşama başlamışlardı. Depreme Defne ilçesi Turunçlu Mahallesi’nde yakalanan Bülent Aksoy, depremden önce Antakya’nın sokaklarını gezerek seyyar satıcılık yapıyordu. Depremde annesi ve babasıyla sağ kurtulan 47 yaşındaki Aksoy, depremden 3 ay sonra kente gelerek işinin başına geçti. Antakya ilçesi Armutlu Mahallesi’nde tanınmaz hale gelen sokaklarda seyyar satıcılık yapan Aksoy; halı, havlu, çarşaf ve çorap satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Depremde evi yıkılan Aksoy, yıkılan şehrin sokaklarında hayat mücadelesine devam ediyor.

    “O geceyi hatırlamak istemiyorum”

    6 Şubat depremlerine uykusunda yakalanan Bülent Aksoy, “6 Şubat depremlerinde yatıyorduk. Bir anda sarsıntıya uyandık. Dışarıdan bağırış ve çığlık sesleri geliyordu. Dışarda kötü bir hava vardı. Komşulara yardıma koştuk. Allah kimseye yaşatmasın. O geceyi hatırlamak istemiyorum” dedi.

    “Şu an gezdiğim zaman çoğu yeri tanıyamıyorum”

    Çocukluğundan beri seyyar satıcılık yaptığını ifade eden Aksoy, “Antakya’nın sokaklarını gezdiğim için seviniyorum. Genelde havlu, halı, çarşaf ve çorap satıyorum. Depremden 3 ay sonra şehrime geri döndüm. Şehrime döner dönmez işimin başına geçtim. Hayata tutunmamız lazım, şehrimizi bırakıp gitmeyeceğiz. Şehir dışında olduğumuzda kalbimiz buradaydı. Günümü kurtaracak şekilde kazanıyorum. Seyyar olduğum için şehrin sokaklarını kapı kapı gezdiğimden dolayı her yeri bilirdim. Şu an gezdiğim zaman çoğu yeri tanıyamıyorum. Yıkılan bir şehrin sokaklarında hayat mücadelesine devam ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Özhaseki duyurdu

    Bakan Özhaseki duyurdu

    Bugün sabah saatlerinde Eskişehir’e gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İnşaat ve Sanayi Sektöründeki İş İnsanları ile İftar Programı’na katıldı. İftara yemeğinin ardından konuşan Bakan Özhaseki, deprem bölgesindeki binden fazla şantiyeyle 200 binin üzerinde inşaatın devam ettiğini belirterek, “Bu ayın sonuna kadar 30 bin konutu daha dağıtacağız” dedi.

    “Deprem ve kentsel dönüşüm, siyasetin üstündedir”

    Başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde kentsel dönüşümün öncelikli olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Deprem ve kentsel dönüşüm meseleleri, gerçekten siyaset üstüdür. Bu işin basit siyasi polemiklerle geçiştirilecek bir tarafı yok. Bizim tabii Bakanlığımızın adı üstünde çevre tarafı var. Avrupa’da birçok ülke çevreye ayrı bir bakanlık olarak görüyor. İklim değişikliği tarafı var. Onun getirdiği afetlerle zaten hepimiz boğuşup duruyoruz. Bir de şehircilik tarafı var. Üçü de önemli. Ama kendimize iki tane daha biz misyon biçtik. Birincisi, 6 Şubat Depremlerinden dolayı meydana çıkan hasarları giderebilme meselesi, ikincisi de şehirlerimizi daha dirençli hale getirebilme. Başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizde kentsel dönüşümü hızlandırıp evlerimizi, konutlarımızı daha güvenli hale getirebilme meselesi. Bu konuda doğrusu Bakanlığımızın adı üstünde olan iştigal konularının dışındaki bu söylediğim iki konu, emin olun bizim çok zamanımızı alıyor” diye konuştu.

    “11 sene içerisinde 2 milyon 250 bin civarında konut yenilendi”

    2012 yılında çıkarılan kentsel dönüşüm yasası ile 11 yılda 2 milyon 250 bin konutun yenilendiğini, çalışmaların da hızla devam ettiğini belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 2012 yılında kentsel dönüşüm yasası çıkarıldı. O günden bu tarafa yani 11 sene içerisinde 2 milyon 250 bin civarında konut değişti. Şu anda 425 bin civarında konutta bu kapsamda değiştiriliyor, yenileniyor. Özellikle kötüye kullanıldığı için söylüyorum. Bu kötüye kullanmalarının da önünü kesebilmek amacıyla biz, 2 ay kadar önce meclisimize getirerek, yüce meclisin kararıyla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ve ona uygun yasalar çıkardık. İstanbul’da o kadar çok engellerle karşılaştık ki şimdi tebligat kanunu var” dedi.

    “Deprem bölgesine özel uçakla gelip, özel ayarlanmış çadırlarda selfie çekinip giden deprem turistleri vardı”

    Deprem bölgesine gazeteci ve sosyal medya fenomenleri ile gelip özel olarak ayarlanmış programlar düzenleyen, fotoğraf çekindikten sonra gidenlere ‘Deprem turisti’ diyen Bakan Özhaseki, “Bir de deprem turistleri vardı. Nüfusları milyonlarca. Konuştuğu zaman bütün televizyonları ağzının içine bakıyor. Arkadaşların hayalleri de ufuklar üstü. Onlar özel jetlerle o bölgeye geldiler. Her geldiklerinde jetlerin içi tamamıyla gazeteciler ve sosyal medya fenomenleriyle dolu. İndiler, 1-2 özel ayarlanmış çadıra gittiler. Selfieler çekindiler, bırakıp gittiler. Bunlar da deprem turistiydi, bunu da söylemeliyiz. Onlar da ne yazık ki bu dönemde görmüş olduk” ifadelerini kullandı.

    Şu ana kadar 46 bin konut dağıttık, ay sonuna kadar 30 bin konut daha dağıtacağız”

    Deprem bölgesindeki çalışmaların devam ettiğini ve 2025’in ortalarına doğru hak sahiplerinin evlerini teslim etmeyi hedeflediklerini belirten Bakan Özhaseki, “Deprem bölgesinde şu anda binden fazla şantiyemiz çalışıyor. 4 bin 333 tane köyde, kiminde 50 tane, kiminde 100 tane deprem konutu yapıyoruz. Çelikten evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezine başladık. Merkezlere açılan ana caddelere başladık. 200 binden fazla inşaat şu anda hızla devam ediyor. Allah nasip ederse hak sahiplerinin büyük bir çoğunluğunun neredeyse tamamının haklarını, gelecek sene ortalarına kadar tamamlarız ve bizler bitiririz. Hummalı bir çalışma var. Tam inşaatlarda çalışan bizim ekibimizin sayısı 110 bin kişiden fazla. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Maliye Bakanımız da bu konuda bize asla engel olmuyor. Ve orada bütün hızımızla biz yapıyoruz bu işleri. 46 bin konutu dağıttık. Bu ayın sonuna kadar da 30 bin konutu daha dağıtacağız” dedi.

    “25 senede 25 yapıyı bile değiştirmemişler”

    Eskişehir’de ve İzmir’de 25 yıldır yerel yönetimi elinde bulunduranların 25 konutu bile değiştirmediklerini vurgulayan Özhaseki, “Birkaç gün önce İzmir’deydim. 25 senedir oradalar. 25 tane bile yapıyı değiştirmemişler. Önde gözüken kordon ayrı, 500 metre geriye gidin, ilçelerimizden daha geri briketlerden rastgele yapılmış yığılmış ki en önemli deprem bölgelerinden birisi de orası. 6 derece şiddetinde deprem olduğunda o binaların neredeyse çoğu yıkılır. Allah korusun. Hiçbirisi umursamıyor bile. Bunu da anladım. Bir de dava açma huyları var bu arkadaşların. TOKİ geliyor, yer tespit ediyor. Hastane yapılacak dava açılıyor. Okul yapılacak dava açılıyor. Konutlar yapılacak, dava açılıyor. Ben anlamıyorum ki bu arkadaşların derdini. Dünyanın her yerinde muhalefet var ama hayırlı bir iş olduğunda engel olmaya çalışan bir muhalefet ilk defa Türkiye’de görüyorum. Milli meselelerde hükümete engel olmaya çalışan muhalefete emin olun ilk defa Türkiye’de görüyorum. Böyle bir gariplik içerisindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu” dedi.

    “Kentsel dönüşümle birlikte inşaat sektörü çok hızlı bir şekilde büyüyerek devam edecektir”

    Kentsel dönüşümler ile birlikte 250 kadar sektörü etkileyerek milli hasılanın yüzde 35’ini oluşturan inşaat sektörünün, önümüzdeki dönemde hızla büyüyeceğini belirten Bakan Özhaseki, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu dönem sıkıntılı mı? Evet, sıkıntılı. Krediye ulaşamıyoruz. Bazı sıkıntılarımız var. Eyvallah bunlar ama bu durum geçici. Çok kısa süre içerisinde bunlar geçer. Belki bizim bazı ekonomistler, inşaat sektörüne yan yan bakarlar. Onu biraz tahfif eder. Onu çok ekonomide ciddi bir ortak gibi görmek istemezler ama istesek de istemesek de şu anda gayrisafi milli hasılanın yüzde 6’sını bu sektör oluşturuyor Türkiye’de. 250 kadar sektörü de etkilediği için onları dahil ettiğinizde dilim yüzde 35’e çıkıyor. Bu sektörde çalışan 1,5 milyon da insanımız var. Bir taraftan kentsel yenileme şehirlerimizi depreme karşı dirençli hale getirebilme fikri var hepimizde ki yıkıp yapacağız başka çaresi yok bu işin. Bir taraftan da refahımız artıyor. Artık konutlarımızı, iş yerlerimizi daha lüks, daha modern, daha geniş hale getiriyoruz. Türkiye’de o yüzden inşaat sektörü çok da hızlı bir vaziyette büyüyerek devam edecektir. Bazı günler, yerinde say hareketi de iyidir. Ayakta kalabilme mücadelesi de verilir. Ama ondan sonra uçacak bir sektörün başındayız. Onu herkes bilsin.”

     

  • Naci Görür: 7 büyüklüğünde bir deprem İzmir’i felç eder

    Naci Görür: 7 büyüklüğünde bir deprem İzmir’i felç eder

    Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği ’Deprem ve Dirençli Kentler’ konulu konferansa katıldı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen konferansta Prof. Dr. Naci Görür, deprem konusunda yeni dönem belediye başkanlarına da önerilerde bulundu. Programın açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 30 Ekim 2020’de İzmir’de yaşanan depremin, derin izler bıraktığını ve hayatını kaybeden 117 canın acısının ilk günkü gibi taze olduğunun altını çizdi. Soyer, 94 bin 773 yapının envanterini çıkardıklarını da belirterek şu sözlere yer verdi:

    “Sadece İzmir değil Türkiye’nin tüm kentlerinin en temel meselesi depreme dirençli kentler oluşturmak. Yaşadığımız felaketler yuvamız olan şehrin afetlere karşı dirençli olmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü depremde ölmek asla kader değildir. İzmir’de 30 Ekim depreminin hemen ardından, bir daha kimsenin yüreğine sevdiğinin acısı düşmesin ve hiç kimsenin ocağı sönmesin diye tıpkı bugün olduğu gibi yaşadığımız şehri depreme dirençli hale getirmek için el ele verdik. Bu kapsamda 14 üniversite, 25 kamu kurumu, 38 sivil toplum kuruluşu, meslek odası ve 29 belediyeden oluşan katılımcılarımızla aldığımız kararlar neticesinde Deprem Eylem Planımızı şekillendirdik. Mikro bölgeleme yöntemiyle Bayraklı, Bornova ve Konak ilçelerinde zemin çalışmalarına başladık. Kentimizdeki yapıların güvenliğini sağlayacak bu projemizi de 2024 içinde tamamlıyoruz. İzmir’le birlikte, Aydın ve Manisa’nın bir bölümünü de içine alan büyük bir alanın deprem riskini modelliyoruz.”

    “Çalışmalar bittikten sonra İzmir dirençli bir kent haline gelecek”

    Şu anda İzmir’de çok değerli bir çalışma yapıldığını söyleyen Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Bu çalışma dirençli İzmir için önceden yapılması gereken bir altyapı. Ona öyle bakmak lazım. Bu çalışma bittikten sonra eş zamanlı yürütülen çalışmalarla birlikte umarım ki İzmir dirençli bir kent haline gelecek. Depremler bu coğrafyada yaklaşık 13,6 milyon sene önce mekanizmaları kurularak başladı. 13,6 milyon seneden beri bu topraklarda depremler olagelmekte. Milyonlarca sene de devam edecektir. Topraklarımızın yüzde 90’ına yakını canlı faylarla kesilmiş vaziyette. Bu fayların her birinin kendine özgü karakterleri var. Her biri ne kadar büyüklükte deprem üretir, nasıl üretir, ne zaman üretir, o bölgede depremin şiddeti ne olur, bu fayların özelliklerine bağlı. Yer yuvanın altındaki dinamikler; Yeryüzünde Türkler mi yaşıyor, Avrupalılar mı yaşıyor bilmez. Faylar deprem ürettiği zaman kendi güçleri ile ve o bölgenin karakteristikleriyle etki eder. Üstündeki yapılar eğer kendi özellikleriyle uyumlu ise onu belirli ölçüde tolere eder, yıkılmaz. Fakat zıtlaşmış şeyler yapıldıysa gözüne bakmadan yıkar. O bölgede yerleşmiş insanları öldürür. Depremlerin hiçbir seçeneği bu konuda yok” şeklinde konuştu.”

    “Kendi yaptığımız hataların altında eziliyoruz”

    “Biz yeryüzünde yaşayan insanlar olarak bu bölgeyi yaşam yeri ilan ettiysek İzmir’de yapacağımız her yapıyı, yolu, tüneli, barajı, bütün mühendislik yapıları yer altının dinamikleri ve karakteristikleriyle barışık yapmak zorundayız” diyen Görür, “Yapmazsak o yıkılır ve biz de sonuçlarını görürüz. İnşaat mühendislerimiz, mimarlarımız, kent yöneticilerimiz, her şeyden önce kendi usullerine göre yerin dinamiklerini ve özelliklerini bilerek, onlarla barışık ve uyum içerisinde yapmak zorundadırlar. Bugüne kadar Türkiye’de yapıların inşası bunun dışında olmuştur. Rant kaygısı, gecekondu veya daha fazla bir şeyler yapmak için siyasi nedenlerle biz kentlerimizi büyütmüşüz. Öyle büyütmüşüz ki bu dediğimiz yer altı özelliklerine uygun değil. Bugün kendi yaptığımız hataların altında eziliyoruz. Bunu da düzeltmeye korkuyoruz. O kadar çok hata yapılmış ki nasıl düzeltiriz diye ürküyoruz. Fakat bir yerden başlamak zorundayız. Umarım bundan sonraki siyasi anlayış ve yönetim bunu devam ettirir. İzmir deprem dirençli kente dönüşür” açıklamalarında bulundu.

    Prof. Dr. Görür, “Deprem dirençli kent, depremi minimum hasarla atlatan kent demektir. Elbette deprem, kentlerde hasar oluşturur ama bu hasarların afet boyutuna çıkması bizim yaptığımız yanlışlıklardır” diye söyledi. Bunun da utanılacak bir durum olduğu belirten Görür, sözlerine şunları da ekledi:

    “Biz her büyük depremde 10 binler 50 binler veremeyiz. Bunu dünya da kabul etmez. Aydın bilimle yönetilen ülkelerde depremlerde bu kadar hasar veren ülkelere bakış son derece çarpıktır. Bugün dirençli kentler yapmaya başlayan ülkeler bizim gibi 50 binleri toprağa verdiği zaman o tür ülkelere bakışı hiç de hiç değildir. Bir ülke şu büyüklükte bir depremde bu kadar insanı bir gecede toprağa gömüyorsa o ülke kokuşmuş bir ülkedir. Gerçekten bir günde siz 50 binlerden fazla insanı toprağa gömüyorsanız şapkanızı önünüze koyup düşüneceksiniz. Biz ne yaptık ya da neyi yapmadık ki bu kadar insanı toprağa verdik.”

    Konuşmasında 6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ili etkileyen depreme de değinerek, “Bu deprem geliyorum diyen bir depremdi. Malatya, Maraş, Hatay depreminin gelişi yıllar önce söylendi” diyen Görür, şu ifadeleri aktardı:

    “Biz Marmara depremini konuşurken bize şunu diyorlardı; ‘Ülkenin başka neresinde deprem bekliyorsunuz?’ Biz de parmağımızı yumup ‘Kahramanmaraş’ dedik 1999 yılında. ‘Elazığ depreminden sonra Kahramanmaraş’a dikkat edin’ uyarılarında bulundum. Halk da umursamıyordu. Sanki hiçbir şey olmaz gibi bakıyorlardı. Ne halk ne hükümet ne merkezi yönetim ne yerel yönetim. Hepimiz suçluyuz bu ülkenin sahibi ve insanları olarak. Bunu kader deyip geçiştiremezsiniz.”

    “Halk siyasileri zorlayacak”

    Jeoloji Mühendisleri Odasının yazdığı rapordan da bahseden Naci Görür, “Kahramanmaraş’a deprem geliyor diye rapor hazırlandı. Bu rapor Cumhurbaşkanı’na, Meclis Başkanı’na, o bölgenin Milletvekiline, Vali’ye gönderildi. Ne oldu? Hiçbirimiz bu depremle yüzleşmedik. 50 binden fazla insanımız ölüyor biz hiçbir şey yokmuş gibi davranıyoruz. Normal insanlar bir araya gelir konuşur. Bu ülke deprem ülkesi. ‘Biz neyi yanlış yaptık neyi yapmadık?’ diye oturup konuşalım. Ondan sonra bundan yararlanalım değil mi? Fakat böyle bir hazırlık yok. Bu olaylar üstüne birçoğu deprem dirençli kenti ortaya attı. Bir şey yapabiliriz, kentlerimizi deprem dirençli yapabiliriz. Çağdaş dünyada bilimin ışığı altında yürüyen ülkelerde bu yapılmış. Deprem dirençli yerler bugünkü bilim ve teknolojiyle yapılır. Bizim de bunu yapabilecek her şeyimiz var. Olmayan ise siyasi irade ve halkın gözetim ile denetim görevi. Eğer halk, siyaseti zorlamazsa siyasetçi bu işe girmez. Bu asrın sonuna eğer bu ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak bağımsız olmasını istiyorsak deprem işini halletmemiz lazım. Aksi halde tarihin çöplüğüne atılmamız lazım” ifadelerini aktardı.

    “Topografyayı iyi değerlendirmek lazım”

    Çeşme, Güzelbahçe, Gümüldür, Manisa üzerinden geçen faydan bahseden Prof. Dr. Görür, “Depremi asla zamanla ölçmeyin. Zamanı depreme karıştırırsanız en büyük hatayı yaparsın. Deprem ne zaman olursa olsun önemli değil, ancak ne zaman olursa hazır olmazsak insanımız ölecek demektir. İzmir deprem kenti. Milattan sonra 175, 688, 1039, 1688, 1739, 1864 yıllarında İzmir’de 7’nin üstünde depremler var. İzmir’in depremleri yanlış söyleniyor. İzmir’de çok deprem kaynağı var. Manisa’da deprem olsa İzmir depremi deniliyor. Akdeniz’deki depreme İzmir depremi deniyor. Herkes İzmir’e yakıştırıyor. İzmir depremlerden oluşmuş. Aletsel dönemde 1928, 1939-1949-1953-1966-1974-1977-1979-1992-1994-2003-2017-2020 de 6-7 şiddetinde depremler olmuş. İnanmamazlık etmenin bir anlamı yok. İzmir’de sadece deniz içinde değil her yerde faylar var. Bunların her biri 7 ve üzerinde deprem üretebilir. Bunlar 7 ve üzerinde deprem üretirler ise bugün İzmir’i felç eder. 120-130 insan vefatı ile kurtulamaz bu kent. Bu deprem tehditleri olan faylar Çeşme Fayı, Güzelbahçe Fayı, Seferihisar, Tuzla Fayı, Grabel Fayı, Manisa Fayı. Bu fayların hepsi gerçek, tespit edilmiş, canlı ve her birinin büyük deprem üretme kapasitesi var. Bu faylar İzmir’i vuracak olan faylar. Ne zaman nasıl ne büyüklükte bilmiyoruz. İzmir’i tehdit eden faylar kuzu gibi oturuyor” diye konuştu.

    “İzmir fayı harekete geçerse Körfez’de hiçbir bina kalmaz”

    İzmir’de yeni seçilecek belediye başkanlarına deprem konusunda önerilerde bulunan Prof. Dr. Görür, şöyle devam etti:

    “İzmir’de ‘Vs30’ bazı yerlerde fazla bazı yerlerde düşüktür. Bunun düşük olduğu yerlerde deprem ihtimali yüksektir. Ciddi bir şekilde İzmir’in Vs30 tablosu olması lazım. İzmir körfezinin ve Bornova’nın olduğu yerlerde alüvyon zeminlerde sıvılaşma da çok oluyor. Bizim akıllı insanlarımız İzmir Körfezini en güzel yerlerinde ranta kapılıp en yüksek binaları dikmişler. Sisam’da deprem oldu gördünüz. Allah korusun İzmir fayı devreye girse körfez boyu hiçbir bina kalmaz. Sıvılaşma çok önemli. Sıvılaşmanın olduğu yerlere de özellikle bina yapılmaması lazım. Çünkü deprem geldiği zaman yer altı suyuna basıncı vuruyor. Belediye başkanı nerede sıvılaşmanın olduğu yer varsa oraya inşaat yapmayacak. İzmir’de tsunami de olabilir. Özellikle deniz içerisinde fay hareketleriyle, denizde suyun içinde olduğu zeminin hacminde herhangi bir değişiklik olursa o zaman tsunami meydana geliyor. Belli yükseklikte oluyor. Bizim ülkemizde de bu tsunamiyi gördük. Bununla ilgili çalışma da İzmir’de yapılıyor. Umuyorum ki bundan sonraki belediye başkanları da çalışmaları kesintiye uğratmadan yapar.”

    7 büyüklüğünde bir depremin 1 milyon 800 bin ton dinamitin aynı anda patlamasına denk enerji açığa çıkartabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Görür, “Depremin şiddeti 12’ye kadar çıkıyor ama o dünyanın sonu olur. Genellikle en fazla 9 büyüklüğünde oluyor. Bizim İzmir’de beklediğimiz 7 şiddetinde olur. Depremin şiddeti büyüklüğü ile eşdeğer değildir. 7 büyüklüğünde bir deprem 1 milyon 800 bin ton dinamitin aynı anda patlamasına denk enerji açığa çıkartır” şeklinde konuştu.

    “İmar barışları bizim bir gecede binlerce insanı toprağa gömmemize sebep oldu”

    İzmir’in nasıl dirençli bir kent haline getirileceği konusuna değinen Görür, şu sözleri aktardı:

    “Birincisi yönetim sistemini değiştireceksin. Bu Meclisin yapacağı bir durum. Kent yönetimini değiştireceksin ve yönetimdeki yapılandırmayı değiştireceksin. İkincisi İzmirlileri eğiteceksin. Halk bilgili olmadığı taktirde başkan ne yaparsa yapsın İzmir’i dirençli yapamazsın. İmar barışları bizim bir gecede binlerce insanı toprağa gömmemize sebep oldu. Halkın deprem kültürü kazanması lazım. Üçüncüsü ise altyapılar. Köprü, viyadük, atık su şebekesi gibi. Bu altyapıyı da hükumet, başkan, belediyeler isterse bunu yapar.”

  • Hakkari’de 3,1 büyüklüğünde deprem

    Hakkari’de 3,1 büyüklüğünde deprem

    Aylardır bölgede sık sık depremler meydana gelirken, yer bilimcileri tarafından Hakkari’de 7 ve üzeri büyüklüğünde deprem beklendiği de belirtiliyor. Deprem, AFAD verilerine göre, saat 03.37’de merkez üssü Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yerin 5,0 kilometre derinliğinde 3,1 büyüklüğünde meydana geldiği. Depremde can ve mal kaybının yaşanmadığı belirtildi.

  • Samsun’da 4 büyüklüğünde deprem

    Samsun’da 4 büyüklüğünde deprem

    İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) yapılan açıklamaya göre, Karadeniz’de Samsun körfezi 18.27 km derinlikte Atakum ilçesinde saat 03.10’da 4.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Atakum ilçesi ve Samsun merkezde hissedilen depremde kısa süreli panik yaşandı. Bazı vatandaşlar yaşadığı panikle sokağa çıkarak bir süre bekledi.
    Depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluğun yaşanmadığı öğrenildi.

  • Akdeniz’de 4.7 büyüklüğünde deprem

    Akdeniz’de 4.7 büyüklüğünde deprem

    AFAD’dan alınan bilgilere göre, Akdeniz’de Demre ilçesi açıklarında saat 16.55’de 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 35 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem, ilçe merkezinde kısa süreli hissedildi. Deprem nedeniyle şu ana kadar olumsuz bir ihbar alınmadığı öğrenildi.

  • “Marmara’da her an deprem olabilir”

    “Marmara’da her an deprem olabilir”

    Amasya’nın Merzifon ilçesinde düzenlenen Merzifon 7. Kitap Fuarı’na katılan deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, “Çanakkale, İnegöl, Bursa, Bandırma, Balıkesir tarafında deprem olabilir diye söylüyordum. Çanakkale’de oldu. Her an deprem olabilir. Özellikle Marmara Bölgesi’nde. Artık hazır olunsun” dedi.
    Halkla buluştuğu söyleşide binaların bulunduğu zeminin yapısına ve yaşam üçgeni yönteminin önemine değinen Yoshinori Moriwaki, su şişesi, toz maskesi, deprem çantası ile düdüğün depreme hazırlık olarak bulundurulmasını tavsiye etti.

    Başkan Kargı: “4 ayda 21 bin adet deprem çantası dağıttık”
    Fuarı düzenleyen Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı da Kuzey Anadolu fay hattının üzerinde bulunan ilçede 4 ayda 21 bin adet deprem çantası dağıttıklarını açıkladı. İlçeyi 10 yıldır yöneten Başkan Kargı, “Önümüzdeki dönemde depremi merkezi alan bir imar revizyon çalışması yapmayı planlıyoruz. Temel önceliğimiz zemin sıvılaşma riskinin ölçülmesini temel alan imar planı hazırlayacağız. Bu riski ölçmüş bir yerel yönetim kentin yapılaşmasında daha sağlıklı adımlar atacak” diye konuştu.