Etiket: deprem

  • Osmaniye’de acı anma

    Osmaniye’de acı anma

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremin yıl dönümünde Osmaniye’nin Esenevler Mahallesi’nde yıkılan Yonca Sitesi’nin bulunduğu alanda depremde hayatını kaybedenleri anmak için program düzenlendi. Düzenlenen program şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Kuran’ı Kerim tilaveti ve depremde hayatını kaybedenler için dua okunması ile devam eden programda bir konuşma yapan Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, tüm Osmaniye ile birlikte yaşadığı o geceyi anlattı. Depremin çok acı bıraktığını belirten Vali Yılmaz, “Bundan tam yıl önce bu saatlerde 6 Şubat’ta saat 04.17 Kahramanmaraş merkezli depremlerde 11 ilimiz ve bu iller için de Osmaniye’mizde aslında asırların felaketi diyebileceğimiz dünya tarihinin en büyük depremiyle sarsıldık. Bu deprem çok acılar bıraktı. Yüreklerimizi yaktı. Osmaniye’mizde bu depremde bin 10 vatandaşımızı kaybettik. İnanıyorum ki eğer onlar cennete yürüdüler, mekanları cennet olsun, ruhları şad olsun. Onları asla unutmayacağız. Unutmayacağız ve hep onlara dualarımızı göndereceğiz. Acılarına yaşıyoruz, yaşayacağız. Ben bu depremde bütün illerimizde 11 ilimizde de hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Depremin ilk anından itibaren beraberdik. Bugün de beraberiz o acıyı tekrar yaşıyoruz” dedi.

    Osmaniye halkının tüm Türk Milleti ile büyük bir mücadele verdiğini dile getiren Vali Yılmaz, “Metanetinizle, duruşunuzda hayran kaldığım sizin içinizde olmaktan duyur duyuyorum. O acılı günlerde tek yürek oldu. Türkiye tek yürek oldu, Osmaniye’miz tek yürek oldu. Hep beraber bu felaketler mücadele ettik. Mücadelede geldiğimiz noktada acıların dinmesi için dinlemeyeceğini biliyoruz ama elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İnşallah bu ayın içinde bin 976 konutumuz teslim edilmiş olacak. 5 bin 300 konut hızlı bir şekilde yapılmakta. Konutlarımızın bir an evvel bitmesi için çok hızlı bir çok hızlı bitmesi için büyük bir mücadele veriyoruz. İnşallah bir an evvel hemşehrilerimizin kalıcı konutlara kavuşmasını çok arzu ediyorum. Burada hemşerilerimize şunu da hatırlatmak istiyorum. Bu yerinden dönüşüm fırsatını da iyi değerlendirmemiz lazım. Burada o konuda da hızlı hareket edersek bir an evvel Osmaniye’mizin toparlanması anlamında da çok faydalı olacağına inanıyorum. Dünyanın en güçlü devletleri dahi bu çapta bir deprem yaşasa bu milletin gösterdiği fedakarlığı birlikteliği, bu devletin gösterdiği gücü inanın gösteremez. Yüce Mevlamdan dileğimiz bir daha ülkemize dünyada böyle felaketlerin yaşanmamasıdır” dedi.

    Valinin konuşmasının ardından Müzik Öğretmeni Ceylan Akkulu tarafından Kahramanmaraş Ağıtı seslendirildi. Ağıt seslendirilirken depremde yakınlarını kaybeden bazı vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı. Duygusal anların yaşandığı program daha sonra İstasyon Caddesi’nden Devlet Bahçeli Meydanı’na yürüyüş ile devam etti

  • Adıyaman’da binlerce kişi deprem şehitlerini andı

    Adıyaman’da binlerce kişi deprem şehitlerini andı

    6 Şubat depreminin yıl dönümünde binlerce kişi tekbirler, sloganlar ve dualar ile hayatını kaybeden yakınlarını andı.

    Adıyaman Valiliği önünde toplanan binlerce vatandaş, protokol üyeleri ile birlikte Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan ve depremde duran Saat Kulesi’nin önünü kadar yürüdü.

    Depremin olduğu an 04.17’de zamanın durduğu saat kulesi etrafında toplanan kalabalık, saat kulesine karanfil bıraktı. Binlerce kişi ellerindeki siyah beyaz balonları gökyüzüne gönderdi.

    Sela okunarak, depremde hayatını kaybedenler için dualar okundu.

  • 10 akrabasının cenazesini çıkardı

    10 akrabasının cenazesini çıkardı

    Asrın felaketi olarak nitelendirilen ve 11 şehirde yıkıma neden olan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem nedeniyle binlerce vatandaş hayatını kaybetti. Depremin ilk anından itibaren AFAD koordinasyonunda deprem bölgesine ekipler sevk edildi. Depremde yıkımın en yoğun olduğu şehirlerin başında gelen Hatay’a ise Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı ekipler ilk görevlendirilen ekipler arasında yer aldı. Deprem bölgesine sevk edilen ekipler arasında yer alan Konya’da görevli itfaiye personelleri, depremin yıldönümünde yaşadıklarını anlattı.

    “Çocukluğumda ezbere bildiğim sokakları kaybettiğimi anladım”

    Deprem gecesi akrabalarının enkaz altında olduğunu öğrenen ve bölgeye giden ilk ekip arasında yer alan Konya İtfaiye Daire Başkanlığında görevli Adıyamanlı İtfaiye Çavuşu Yusuf Özel, “Asrın felaketinde Konya Büyükşehir Belediyesi’nde itfaiye eri olarak çalışmaktaydım. Yatağımdan zıpladım o gece, aile yakınlarımın enkaz altında olduğunu öğrendim. Olay yerine gitmek için ilk olarak toplandık, gidiş aşamasında Hatay’a çıkış yaptı ekibimiz. Ben de yetkili amirlerimden izin alarak Adıyaman’a doğru yola çıktım. Yol üzerinde görmek istemediğimiz olaylarla karşılaştık. Adıyaman’a vardığımızda çocukluğumda ezbere bildiğim sokakları kaybettiğimi anladım. Daha sonrasında enkaz bölgesine ulaştım. Aile apartmanına ulaştığımda o şoku anlatamam ama herkes sana bir kurtarıcı gözüyle bakıyor sebebi ise bir itfaiyecisin. Oraya vardığımda öncelikle sağ olanlara müdahale etmeye çalıştık, kurtarabildik. Arkasından kendi aile yakınlarımı kurtarmaya çalıştım. 10 yakınım vefat etti, kendim çıkardım o yakınlarımı. Tabii orada bayağı zorluklar çektik. Rabbim bir daha yaşatmasın. Çaresizlik çok bambaşka bir şey onu öğrendim. Ağlaman gerekiyor ama görevin verdiği sorumluluktan dolayı yas tutamıyorsun. Çünkü herkes ağlayarak sana geliyor ve bir şeyler yapmanı bekliyor, gözlerinin içine bakıyorlar. Yani o günlerde ben nasıl çalıştım, neler yaptım, ne çıkardım hatırlamıyorum” dedi.

    “Gözyaşları geliyor ama kimseye belli etmiyorsun”

    5 gün boyunca kısa kısa süreli uykularla ayakta durduklarını anlatan İtfaiye Çavuşu Yusuf Özel, “2 saatlik uykularla o da uyku denilirse her zaman enkaz üzerinde devam ettik. Yani soğuk hava, yağmur veya yorulmuşmuşuz, hiç önemli değildi bizim için. Rabbim nasip etti, yardım edebildiğimiz insanlar oldu. Aile yakınlarımdan enkazda 2 dayımı, 6 kuzenimi, teyzemi ve dayımın eşi olan yengemi çıkardım enkaz alanından. Benim kuzenim vardı o sevdiğim kuzenimdi. Dayımın çocuğu vardı ve daha yeni evliydi, 6 aylık. Ben çocukluğumda hep onun gibi bir insan olmayı hayal etmiştim. Hiç istemesem de Rabbim bana onun cenazesini çıkarmayı nasip etti. Burada duygulanmıştım. Bir de 3 yaşında dayımın küçük oğlu yani yeğenim vardı onu çıkartırken orada ipler koptu bende. Gözyaşları geliyor ama kimseye belli etmiyorsun. Çünkü tek umudum oydu. Artık görevimin verdiği bir sorumluluk vardı. Biz her zaman en duygusuz olmak zorundayız. Olay yerinde heyecan yapmamak zorundayız. Elimizden geldiğince 6 Şubat ve sonrasında Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Şanlıurfa yani 11 ilde kurumumuzu temsil ederek oradaki vatandaşlarımıza yardım etmeye çalıştık” şeklinde konuştu.

    “Çalışmalarımız bittikçe, bir can kurtardıkça mutlu oluyorduk”

    Bölgeye giden ilk ekip arasında görevli olan ve deprem bölgesindeki çalışmalarını anlatan İtfaiye Çavuşu Emre Yılmaz, “Bizim için tek hedef nefes alan herkesi ivedi bir şekilde bulunduğu zorlu durumdan kurtarmaktı. Oradaki çalışmalarımızda ilk 1 saat içerisinde 3 can enkazdan çıkarttık. Burada bizzat görev aldım. Fakat zorluk olan daha görevin ilk saatleriydi. Merkeze yeni varmıştık. İnsanlar bir yardım, bir imdat peşindeydi. Bu esnada bizim çalışma yaptığımız noktada çevre sitelerde binalarda ikamet eden kendi ailesi, annesi, babası, çocuğu mahsur kalan kişiler bize gelip hemen gelebilir misiniz, şurada çocuğum bağırıyor, bu tarafta annem mahsur kaldı, zor nefes alıyor, yardım edin gibi durumlarla karşı karşıya kaldık. Tabii ki bu durumda oradaki insanlar o yaşadığı acısı neticesiyle bunu anlayamayacaktı. Biz orada da bir cana müdahale ediyorduk. Çalışmalarımız bittikçe, bir can kurtardıkça mutlu oluyorduk. Hiç beklemeden farklı bir enkaz bölgesine intikal edip kurtarma çalışmalarımıza devam ettik” ifadelerini kullandı.

    “Hatay bizim şahsi meselemiz”

    İtfaiye Onbaşı Mustafa Burak Ünal ise, “Gece 04.17 sularında deprem oldu. Ben saat 04.30’ta kendiliğimden uyandım ve direkt telefonuma sarıldığımda deprem olduğunu gördüm. Apar topar evden çıkarak Sancak İtfaiye Merkezimize çantamı hazırlayıp olay yerine çıkışımızı sağladık. Şu an o duygularım tekrar canlanıyor, o insanlar gözümün önüne geliyor. O insanlara bir daha olsun bir daha koşarım, bir daha yardım ederim. Ayağımda ayakkabı dahi olmasa koşarak yardım etmeye onların yanına giderim. Hatay bizim şahsi meselemiz” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 6 Şubat mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 6 Şubat mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin birinci yılı dolayısıyla bir mesaj paylaştı. Erdoğan, 6 Şubat’ta ilk depremin meydana geldiği saat olan 04.17’de paylaştığı mesajında, şunları kaydetti:

    “Bir yıl önce yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremlerde kaybettiğimiz canların acısı ilk günkü tazeliğiyle yüreklerimizi yakmayı sürdürüyor.”  Yitirdiğimiz 53 bin 537 canımızın her birine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Asrın felaketinde yaralanan 107 binin üzerindeki vatandaşımıza geçmiş olsun dileklerimi tekrarlamak istiyorum. Tedavileri hâlen devam eden yaralılarımıza Allah’tan acil şifalar niyaz ediyorum. İnsanlık tarihinin en kadim yerleşim yerleri arasında bulunan 11 ilimizde yaşanan yıkım gerçekten çok büyüktü. Böylesine büyük felaketler, büyük acılar aynı zamanda milletlerin birliğinin, beraberliğinin ve kardeşliğinin gücünün sınandığı dönüm noktalarıdır. Hamdolsun milletimiz bu acı ve bir o kadar da tarihî sınamayı başarıyla vermiştir. Devletimiz tüm imkânlarıyla anında harekete geçerken Türkiye tek yürek, tek bilek olmuş, milletimiz depremzede kardeşlerinin yanına koşmuş, asrın felaketi karşısında asrın birlikteliği ortaya konulmuştur. Toprağa verdiğimiz canlarımızı Fatihalarla, dualarla, hüzünle yâd ederken milletimize verdiğimiz sözleri tutmak için canla başla çalışıyoruz.
    Bu çalışmaları, şehirlerimizi inşa ve ihya ederek ayağa kaldırıncaya, evi yıkılan veya kullanılamaz hale gelen son vatandaşımızı da güvenli yuvasına kavuşturuncaya kadar sürdüreceğiz. Rabbim ülkemize ve milletimize bir daha böyle afetler yaşatmasın, bizleri böyle imtihanlara maruz bırakmasın…”

  • Depremzedeler 04.17’de yakınlarını andı

    Depremzedeler 04.17’de yakınlarını andı

    Kahramanmaraş ve 11 il 6 Şubat saat 04.17’de ve ardından saat 13.24’te merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerle sarsıldı. Depremlerde yaklaşık 50 bin insan hayatını kaybetti. Kahramanmaraş’ta ise hayatını kaybeden deprem şehitleri Kapıçam Mezarlğı’nda yakınları tarafından yad edildi.

    Saatler 04.17’yi gösterdiğinde binlerce acılı aileler mezarlıklarda hazır bulundu. Kimi depremzede Kur’an okudu, kimisi ise mezarlıklara uzanarak ağıtlar yaktı.
    Sait Darak, “Deprem nedeniyle hayatını kaybeden yakınlarımızı deprem saatinde burada ziyaret edip dualar ettik” dedi.

    Ökkeş Ozanlar ise, “5 kişilik aile yakınımdı hayatını kaybettiler dayanma gücümüz kalmadı. 1 yıl çok çabuk geçti. Hepsine Allah rahmet eylesin, bizlere yardım eylesin. Allah hepsini peygamberimize komşu eylesin” diye konuştu.

  • Depremde kurtardığı canları ağlayarak anlattı

    Depremde kurtardığı canları ağlayarak anlattı

    Asrın felaketi olarak nitelendirilen ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem nedeniyle 11 şehirde çok sayıda yapı yıkılırken, binlerce vatandaş hayatını kaybetti. Depremin ilk anından itibaren ekipler AFAD koordinasyonunda deprem bölgesine sevk edildi. Yıkımın merkez üssü olan Elbistan’a görevlendirilen Aksaray AFAD ekipleri de birçok vatandaşın enkazdan sağ çıkarılmasını sağladı. Aksaray ekibinde gönüllü olarak görev yapan Doktor Nihan Başaran depremin yıldönümünde yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlattı. Depremin 84 ve 86. saatlerinde hayata tutunan 53 yaşındaki Serpil teyze ve 9 yaşındaki Muhammed Emin’in kurtarılış hikayelerini anlatan Doktor Başaran, yaşadığı sahneleri hem sevinçle, hem de hüzünle aktardı.
    Deprem haberini aldıktan sonra Aksaray AFAD tarafından kurulan ekibe dahil olup, kısa süre sonra yola çıktıklarını belirten Doktor Başaran, “Asrın felaketi 6 Şubat depreminden sonra olayı haber alır almaz biz kendimiz ekip oluşturmaya başladık. Daha sonrasında Aksaray’dan Elbistan’a yola çıktık. Gece saatlerinde vardığımızda tarif edilemez bir olayla karşılaştık. Tamamen yıkıntı bir şehir, insanlar, ölüler hepimiz için travma dolu bir süreçti. Ama biz gece iner inmez ekibimle beraber saha taramasına başladık. Gün aydınlandıktan sonra ekiplere dahil olduk. Orada saha çalışmalarına başladık” dedi.

    Herkesin umudunu kestiği enkazdan Serpil teyzeyi tık sesi ile kurtardı

    Herkesin umudunu kestiği enkazda elektronik cihazların dahi sesini duyamadığı Serpil teyzenin tık sesini duyan Doktor Başaran ve ekibi 84. saatte yapılan kurtarma çalışmalarını anlattı. Doktor Başaran, “İlk sabah bir enkazın içinde tık sesi duyduk ve ilk başta inanamadık. Çünkü tamamen yıkıntı içindeydi. Daha sonra sesi dikkatle dinleyince arada böyle betona vurur bir ses vardı. Biz yılmadık ve devam ettik. Herkes bize orada ümit olmayacağını söyledi, ses kayıtlarını dinleyince yoktu ama biz devam ettik. Saatlerce uğraştık. En son merdiven boşluğundaki 53 yaşındaki Serpil hanıma ulaştık. Ulaştığımızda bilinci bulanık ve kırıkları vardı. Kontrollü bir şekilde tüm ekiplerle birlikte Serpil teyzeyi hayata kavuşturduk” diye yaşananları anlattı.

    “Enkaz içinde ilerleyerek talimatları uyguladık, 9 yaşındaki Muhammed’i sağlıklı bir şekilde çıkartmayı sağladık”

    Serpil teyzenin kurtarılmasından hemen sonra başka bir canlı haberi aldıklarını ve AFAD gönüllüleri ile otostop çekerek enkaz alanına gittiklerini ve 9 yaşındaki Muhammed’in kurtarılışını anlatan Doktor Başaran, “Daha sonrasında bir haber daha geldi. 9 yaşında bir çocuk haberiydi. O sırada ben AFAD ekibi ile birlikteydim. Gitme imkanımız yoktu ve yollar tamamen kapalıydı. Yavuz’la birlikte hızlı bir şekilde otostop çekerek diğer enkaza gittik. Gittiğimizde başka doktor yoktu. Biz hızlıca olay yerine tırmandık. Anne ve 2 çocuğu oradaydı ama anne ve çocuklardan birisi vefat etmişti. Samsun ekibi ile birlikte biz orada enkaza girdik. Enkaz içinde ilerleyerek talimatları uyguladık. Muhammed’i sağlıklı bir şekilde çıkartmayı sağladık. Vücudunda çoklu kırığı vardı ve çok susuz kalmıştı. Hızlıca damar yolu açıp Muhammed’i stabilize ettikten sonra ambulansa sevk ettik” diye anlattı.

    “Kendi çocuklarının yerine koyduğu çocuğun ilk isteği çay oldu”

    Enkazdan çıkardığı Muhammed Emin ile ambulans içinde gözyaşı ile konuşarak onu sakinleştirmek isteyen Doktor Başaran, kendi çocuklarının yerine koyduğu Muhammed ile konuştuklarını anlattı. Başaran, “Benden tek istediği çay içmekti. Hastaneye götürdükten sonra tabii ki çay yasaktı ama sulayarak, vücut dengesini sağlayarak onu rahatlatarak onu sağlığına kavuşturduk. Yani şöyle hala andığımda bile gözyaşlarımı tutamıyorum. Ambulans içinde Muhammed ile konuşurken kendi çocuklarım aklıma geldi. Ben ikisini de anneme emanet edip çıktım. O an gözlerimin önünden hala gitmiyor. Çünkü bir hayat mücadelesi veriliyor. Kafasında kırıkları var elini tuttum ve ne istiyorsun dedim, benim de 2 çocuğum var. Tek istediği şey çay içmekti. Ailesini sordu ama ona cevap veremedim. Çok şükür Muhammed’i kurtardığımıza seviniyorum. Allah tekrarını yaşatmasın” dedi.

  • Depremzedeler 6 Şubat’ın yıl dönümünde geceyi sokaklarda geçiriyor

    Depremzedeler 6 Şubat’ın yıl dönümünde geceyi sokaklarda geçiriyor

    “Asrın felaketi” olarak nitelenen ve 11 ili etkileyen Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde hayatını kaybedenler, afetin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen unutulmuyor.

    Kahramanmaraş ile afetin etkilediği Gaziantep, Hatay ve Osmaniye’de depremzedeler, geceyi sokaklarda geçiriyor.

    Yoğun sisin kapladığı Hatay’ın merkez Antakya ilçesinde vatandaşlar, akşam saatlerinden itibaren Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı.

    Ailecek meydana akın eden vatandaşlara, bazı işletmeler tarafından ücretsiz çay ikramı yapılıyor.

    Gruplar halinde meydanda toplanan vatandaşlardan kimisi 6 Şubat gecesi yaşadıklarını anlatıyor, kimisi de buhur yakarak depremde kaybettikleri için dua ediyor.

    İskenderun ilçesinde vatandaşlar sokaklarda ateş yakarak “deprem nöbeti” tuttu.

    Bir enkaz alanına kırmızı karanfiller bırakan vatandaşlar, “unutmadık” yazılı pankart da bıraktı.

    Depremin en fazla etkilediği yerlerden olan Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçesinde de depremzede aileler, evlerinin yıkıldığı bölgede toplandı ve kaybettikleri yakınları için dua etti.

  • Büyük acının birinci yılı!

    Büyük acının birinci yılı!

    Türkiye’de, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde saat 04.17’de 7,7 büyüklüğünde, Elbistan ilçesinde saat 13.24’te 7,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kahramanmaraş’ın yanı sıra Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ’ı vuran asrın felaketinde 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı.

    120 bin kilometre karelik alanda 14 milyon vatandaşın doğrudan etkilendiği depremler 11 il, 124 ilçe, 6 bin 929 köy ile mahallede ağır yıkımlara yol açtı. Ülke genelinde 7 gün süreyle milli yas ilan edilirken, deprem bölgesinde ise OHAL kararı alındı.

  • Ebrar Sitesi’nin bulunduğu alanda yakınlarını andılar

    Ebrar Sitesi’nin bulunduğu alanda yakınlarını andılar

    Asrın felaketinin 1. yılında onlarca kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi’nden geriye kalan boş alanda hüzün ve gözyaşı vardı. Geç saatlerde Ebrar Sitesi’nin bulunduğu alanda toplanan vatandaşlar, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından ölenler için dua etti.

    Sitede yakını ölen Ayşe Kartal, “Tekrar aynı acıları yaşıyoruz. 1 sene olmamış gibi sesleri kulaklarımdan gitmiyor. Sanki dün konuşmuşuz gibi. İhmalkarlık öldürdü deprem kadar. Benim ablam vardı. Depremden 2 ay sonra yeğenimin düğünü olacaktı, olamadı. Çeyizlerini aldık. 7 yaşındaki yeğenim yaşadı. Durulmuyor ki evde, buraya geldik. Herkesin acısı aynı” şeklinde konuştu.

    Niyazi Gökdoğan ise, “Ebrar Sitesi’nde Reyhan Apartmanı’nda 2’inci katta arkadaşımın annesi yaşıyordu. Biz sonradan öğrendik enkazda olduklarını. 16’ıncı saatte sivil bir ekip annesi ve babasını kurtarmaya geliyor. 16’ıncı saatte arkadaşım kurtuluyor. Ne yazık ki annesi kurtulamadı. Annesi 4 gün kaldı. Arkadaşım 16 saatte kurtuldu. Sivil ekipten annesi ve babasını kurtarmaya gelen ekipler ailesini kurtaramadı, hayatlarını kaybettiler” dedi.

  • Yaşadığı acı dolu günleri anlattı

    Yaşadığı acı dolu günleri anlattı

    Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesi Pınarbaşı Mahallesi 9 katlı Pınar Apartmanı 1. katında yaşayan Yeninar ailesi 6 Şubat depremini herkes gibi uykularında yakalandı. Depremde 17 yaşındaki Muhammed Enes ve 21 yaşındaki ağabeyi Abdülbaki ile anne Ayşe Yeninar sağ kurtuldu.
    Depremin yıl dönümünde yaşadığı acıları anlatan Ayşe Yeninar, kocası Erdoğan (53), oğlu Azizcan Yeninar (32) ile annesi Meliha Arkış’ı kaybetti.
    Depremin yıl dönümünde yaşadığı acı dolu günleri anlatan kadın, “Her insanlar gibi benim de planlarım vardı. Kar yağdığında eşimle yürüyüşe çıkardık o günde çıktık. Bana hasta olduğumu söyledi eşim ancak son yürüyüşüm imiş bilemedik. O gün mübarek bir gündü ve Recep-i Şerif’in 15. Gecesiydi. Ev işlerini tamamladıktan sonra saat 01:00 oldu. Saatlerce namaz kıldım. Anneme, ‘ya ölürsem yaptıklarımız bizimle gidecek’ dedim. O da bana, ‘Ben ölmeyecek miyim’ diyerek abdest aldı. Annemi düşününce tek mutluluğum onun abdestli ve ağzının oruç gitmesine çok seviniyorum” dedi.

    “Rüyalar gördüm”

    Gördüğü rüyalar ile hayata tutunduğunu ifade eden Yeninar, “Annem, eşim ve oğlum ile vedalaşamadım. Diğer iki oğlumun başına geçtik okudum. Büyük oğlum salonda yatıyordu ve onu uyandırmaktan korktuğum için ve kapıda ses yaptığı için kapıyı açmadım. Ona da odadan okudum başından sıvazlasaydım ve sıkı sıkı sarılsaydım öyle rabbime gönderseydim. Sonra odama gittim. Pencereyi açtım her yer bembeyaz olmuştu ki, ‘Aman yarabbi ben beyaz karlar yağdı deprem olmasaydı’ dedim. Uyuyamadım sağa sola döndüm. Büyük ihtimal ile depremden yarım saat önce uyumuşum ben depremi hiç uymadım eşimin beni kaldırması ile uyanmışım. Yatağın baş ucundan ayak ucuna gelene kadar cam patladı ve sarsıntılar sonrası eşimin son sözü, ‘hanım ölüyoruz’ oldu” diye konuştu.

    “Diri diri toprağa gömüldüm”

    Enkazda yaşadıklarını anlatan Yeninar, “Resmen diri diri toprağa gömüldüm. Dua etmeye başladım aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum 5 gün boyunca hep ara ara rüyalar gördüm. Son günlerde hayata tutunmaya devam ettim. Enkazda rüyalar gördüm. Birisi bana bir plastik top verdi bu depremin sanal bir deprem olduğunu ve topu sakın bırakma bırakırsan Türkiye yerle bir olur dedi ve sarstı ve zapt edemiyordum ve bir poşet bulup bağladım. Etkileyen rüyalardan biri de ‘ya Abdülkadir Geylani Hz. Himmet dedim ve beni sen kurtar’ dediğim anda uzun boylu sakallı bir zat 3 deve ile geldi kızım sen şehit oldun dedi ben de şehitlik gibi bir mertebeyi bırakamam ama ‘ben ölemem benim oğullarım var onların bana ihtiyacı var’ dedim. Ve adam kafasını sallayarak develer ile gitti. Sonra birini gördüm sana su içireceğiz dediler, portakal suyu da içirdiler. Elma suyu da içirdiler. Ben 5 gün boyunca hiç susamayıp acıkmadım nefes almakta da zorlanmadım. Aldığım nefes portakal ve gül kokusu idi. Hareket edince kolum ve ayağım ağrıyordu” ifadelerini kullandı.

    İki oğlu protein tozu içti

    İki oğlunun hayatta kalıp enkazdan sağ çıkarıldığını da söyleyen Ayşe Yeninar, “İki oğlum kazan dairesine düşmüşler telefonun alarmı çalınca buluyorlar ve küçük kardeşine sesleniyor. Birbiri yardımı ile kurtuluyorlar. Yatakları da kendileri ile inmiş ve çoraplar kazaklar giyip ısınmışlar. Oğlum protein tozu içmiş ve onlardan içip kullanmış. Abi kardeşi ikisi idrarlarını yapıp tozlar ile içiyorlar. Devletimize çok teşekkür ediyorum her ne kadar herkes şikâyet etse de bizi hiç kimseye muhtaç etmediği için. Konteyner çıktığını duyunca bana sıfır ev çıkınca sevinçten ağladım çünkü girecek bir yerim vardı” dedi.