Etiket: deprem

  • Enkazdan ‘Selâmünaleyküm’ diyerek çıkmıştı

    Enkazdan ‘Selâmünaleyküm’ diyerek çıkmıştı

    Kahramanmaraş depremlerine Dulkadiroğlu ilçesi Trabzon Caddesi’ndeki 9 katlı Boğaziçi Apartmanı’nda, annesi Hilal Çam ve teyzesi Arife Çam ile yakalanan Rana, arama kurtarma ekiplerince depremden yaklaşık 26 saat sonra kurtarıldı.

    Rana enkazdan ‘Selâmünaleyküm’ diyerek çıkarıldı. Enkazdan çıkarıldıktan sonra ise annesi ve teyzesinin yerini tarif ederek onların da kurtarılmasını sağladı.
    Depremin yıl dönümünde yaşadıklarını anlatan Rana, “Depreme yakalandığımız zaman uyuyordum. Sadece teyzem uyanıktı ve onun bağırması ile uyandım. Uyandığımda duvarlar dökülüyordu. Çok sürmedi, 15 saniyede bina çöktü. Annemin telefonu çalışıyordu; uyandığımızda saati sorduğumuzda 05.00 olduğunu söyledi ve bir saat baygın kalmışız. Enkaz içinde korku ve çok kötü bir koku vardı. Sakin kalmak gerekiyor ve kendini korumak gerekiyor. Enkaz altında kendimi kontrol ettikten sonra sadece üşüyordum. İlk başta şehir merkezinde oturduğumuz için bizim bulunduğumuz konuma kurtarma ekiplerinin geleceğini düşündüğüm için çok sakindim. Ama zaman ilerledikçe tavan da kaymaya başladı. Annem ve teyzem de sallantıları hissedip bağırıp sinir krizi geçirdikleri için insanın sakinliği bir yerde bitiyor. Yine saati soruyorum, en son uyuyordum ‘Öleceksem de uyuyarak öleyim’ dedim” diye konuştu.
    Enkazdan ‘Selâmünaleyküm’ diyerek çıkarıldığını söyleyen Rana, “Biz enkazda iken teyzemin bağırmasına uyandım. Birileri bağırıyordu, ‘Sesimi duyan var mı’ diye. Elime taş aldım, duvara vurmaya başlayıp bağırmaya başladım. Şansım oydu, orada da bir şey yapamazsam ölecektim. Ekipler sesimizi duydu ancak bayağı çabaladılar bizi çıkartmak için. Bizim yerimizi gece 24.00’te bulmuşlardı. Beni gece saat 02.00-03.00 gibi çıkardılar. Beni hastaneye götürdüler. Yarım saat sonra teyzem geldi ama annemi çıkartmaları bayağı uzun sürmüş. Ben enkazdan çıkarılırken ‘Selâmünaleyküm’ dedim ve çıktıktan sonra annem ve teyzemin yerini tarif etmiştim. Enkaz altında bildiğim bütün duaları en az 10 kere okumuşumdur” dedi.

    https://twitter.com/linetv/status/1753017449161613748

     

  • 193 ceset yakınlarına teslim edilemedi

    193 ceset yakınlarına teslim edilemedi

    Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adliye binasında iletişim ve değerlendirme toplantısı düzenlendi. Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol, asrın felaketi sonrasında yürütülen çalışmalarla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Çelikkol, depremde Antakya ve Defne ilçelerinde 17 bin 615 insanın vefat ettiğini belirterek, “6 Şubat ve sonrasında meydana gelen depremlerden en çok etkilenen ilimiz Hatay olmuştur. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan çalışmalar sonucunda Deprem Suçları Soruşturma Bürosunda 22 bin 581 soruşturma dosyası açılmıştır. Yapılan inceleme ve tespitler sonucunda bina bazlı değerlendirilerek birleştirmeler yapıldıktan sonra 3 bin 522 dosyaya dönüştürülmüştür. Hatay il merkezinde 17 bin 615 insanımız deprem nedeniyle vefat etmiştir” dedi.

    “193 cenazenin DNA örnekleri alınmış ancak eşleşme yapılamadığından yakınlarına teslim edilememiştir”

    Deprem sonrası yakınlarından haber alamayan vatandaşlara DNA örneği vermeleri çağrısında bulunan Başsavcı Çelikkol, “Bu kapsamda yapılan ölüm işlemleri neticesinde ilk etapta 2 bin 18 kişinin kimlik bilgileri tespit edilememişti. Ancak gerçekleştirilen tahkikatlar neticesinde biyolojik örnek veren 708 kişiyle birlikte yapılan inceleme, tanık beyanları, DNA, parmak izi ve fotoğraf eşlemesiyle bin 825 kişinin kimlik tespiti yapılarak, yakınlarına teslim edilmiştir. Vücut bütünlüğü bozulmamış ve vücut bütünlüğü bozulmuş 193 cenazenin DNA örnekleri alınmış, ancak eşleşme yapılamadığından yakınlarına teslim edilememiştir. Depremde Hatay’da yakınlarına ulaşamayan ve DNA örneği veremeyen kişiler eğer varsa, ilgili kişilerin ikamet ettikleri en yakın adliyeye başvurarak DNA incelemesi ve biyolojik örnek alınması için müracaat etmeleri gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Vefat olayı gerçekleşen bin 759 binadan 975’inin ruhsatsız olduğu ortaya çıktı”

    Başsavcı Çelikkol, Antakya ve Defne ilçelerinde vefat olayının yaşandığı bin 759 binadan 975’inin ruhsatsız olduğunu söyledi. Başsavcı Çelikkol, “Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan deprem soruşturmaları neticesinde 2 bin 601 bina ile ilgili soruşturma dosyasına konu binada cumhuriyet savcısı başkanlığında bilirkişi heyetlerince olay yeri inceleme yapılmıştır. Vefat olayı gerçekleşen Hatay’da toplam bin 759 bina tespit edilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmaları devam eden ve depreme konu binalardan 975 binanın ruhsatsız yapı olduğu tespit edildi. Yürütülen soruşturmalar kapsamında 6 Şubat tarihinden itibaren yıkılan binaların yapımından sorumlu olan 113 şahsa yönelik Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebiyle 166 tutuklama işlemi yapılmıştır” şeklinde konuştu.
    Basın toplantısına Cumhuriyet Savcısı Tugay Özkahraman ve Hatay Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cüneyt Kerimhan Acer de katıldı.

  • Depremde oğlunu, gelinini ve iki torununu kaybetti

    Depremde oğlunu, gelinini ve iki torununu kaybetti

    Onikişubat ilçesindeki Expo konteyner kentte yaşamını sürdüren 64 yaşındaki Adeliye Semerci, 6 Şubat depremlerinde Azerbaycan Bulvarı’ndaki Gökhan Abartmanı’nda oturan 23 yıllık doktor oğlu Ahmet Semerci’yi (47), gelini Samar Semerci’yi, torunları Meyer Semerci (5) ve Mira Semerci’yi (2) kaybetti. Semerci, deprem sonrası torununun cenazesinin 8’inci gün, oğlunun 9’uncu gün bulunduğunu, gelini ve diğer torununun ise kimsesizler mezarlığında 4 ay sonra bulunduğunu söyledi. Oğlunun oturduğu evin yerle bir olduğunu anlatan Semerci, “Evimiz merkezdeydi. Doktor oğlum daha önce Ankara Hacettepe Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde uzman olarak görev yapıyordu. 4 yıl sonra memleketi Kahramanmaraş’a geldi ve burada da depreme yakalandı. Depremde oğlumu, gelinimi ve iki torunumu kaybettim. Dairemiz 1. kat olarak geçiyor ama altta asma kat vardı. Oğlum buraya geleli 4 yıl oldu. Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nde görevliydi. Oturduğu ev yerle bir oldu. 3 saniyede yıkıldığını söylediler. Hepsini kaybettik. O binadan hiç sağ çıkan olmadı” dedi.

    “Yoklukları çok kötü ve ben hiç unutamıyorum”

    Semerci, “Fotoğrafları dahi çıkmadı. Yoklukları çok kötü ve ben hiç unutamıyorum. Biz malı mülkü düşünmüyoruz. Biz çok kötü günler geçirdik ve hep Maraş’taydık. Hiçbir yere gitmedik, sürekli mezarlıktaydık. Her şeyi canlı canlı gördük. Onlardan kalan sadece fotoğraflar ve onu da sağdan soldan aldık. Mezarlığa gittiğimizde torbadakileri görünce ben delirme derecesine geldim, dondum kaldım orada. Binalardan eller, kafalar hep sarkıyordu. Biz merkezde her şeyi yaşadık. Benim oğlum kimseyi incitmezdi, çok iyi biriydi” ifadesini kullandı.

     

  • Depremin ilk gününden beri kayıp eşi ve oğlunu arıyor

    Depremin ilk gününden beri kayıp eşi ve oğlunu arıyor

    Adıyaman merkez Alitaşı Mahallesi Gölbaşı Caddesi üzerindeki 5 katlı Arzıklar Apartmanı 6 Şubat depreminde yıkıldı. Yıkılan binlerce binadan birisi olan Arzıklar Apartmanının birinci katında ki daire de yaşan Mehmet Ziya Demir, eşi Zeliha Demir, çocukları Mücahit (24), Samet (22), Ahmet (20) ve Muhammed Enes (8) enkaz altında kaldı.

    Depremden hemen sonra Mehmet Ziya Demir kendi imkanlarıyla enkazdan çıktı. Çocuklarından Samet Demir’i enkazdan 2 saat sonra canlı olarak çıkartmayı başardı. Ancak, eşi ve çocukları Mücahit, Ahmet ve Muhammed Enes’e ulaşamadı. Enkazın başından biran olsun ayrılmayan Mehmet Ziya Demir’in çocuklarından Mücahit ve Ahmet Demir’in cansız bedenlerine 2 gün sonra ekipler ulaştı. Ancak eşi Zeliha ve küçük oğlu Muhammed Enes Demir’in canlı veya cansız bedenlerine ulaşılamadı. Tüm enkaz titiz bir şekilde ayıklandı ancak eşi ve çocuğuna rastlanılmadı. Adıyaman Cumhuriyet Savcılığına kayıp başvuruşundu ve DNA örnekleri verdi. Fakat kimsesizler mezarlığında bulunan cenazeler ile DNA’ları uyuşmadı.

    Acılı baba her gün hayatını kaybeden çocukların mezarlarını ziyaret edip dua ediyor. Eşi ve çocuğunun sağ veya ölü olarak bulunacağı günü bekliyor. Yetkililerden, kayıp eşi ve çocuğunun bulanmasını isteyen Mehmet Ziya Demir’i belirsiz durum kahrediyor.

    Mehmet Ziya Demir, “Deprem sonra ben kendim enkazdan çıktım. Bir süre sonra bir oğlanı canlı olarak enkazdan çıkarttık. Birkaç gün sonrada 2 oğlanın cenazesini çıkarttık. Eşim ile oğlumda depremin ilk gününden beri kayıplar, bulamadık. DNA testi verdik, savcılığa başvurduk, karakola başvurduk ama hiçbir sonuç çıkmadı. Bir sonuca ulaşmaya çalışıyoruz. Sonuç ne olursa olsun, sonuca ulaşmaya çalışıyoruz. Eşim ve oğlumun vefat mı etti, sağlar mı öğrenmek istiyorum” diye konuştu.

  • Murat Kurum “Ülke gider, devlet gider, bayrak kalmaz”

    Murat Kurum “Ülke gider, devlet gider, bayrak kalmaz”

    Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programına katılan Kurum, 6 Şubat depremleri ve olası İstanbul depremine ilişkin açıklamalarda bulundu. Kurum, “Dönüştüreceğiz, başka çaresi yok. Depremlerde 130 bin canımız gitmiş” dedi.

    İstanbul’a bir şey olursa bayrak gider, devlet kalmaz”

    Kurum, konuşmasının devamında, “Bakın 11 ilde deprem oldu, İstanbul 11 ile yetişir. Ama Allah göstermesin İstanbul’a bir şey olursa ülke gider, bayrak gider, devlet kalmaz. Terörle mücadele kadar önemli diye o yüzden söylüyoruz” dedi.

  • “Acısını daha dün gibi yaşıyoruz”

    “Acısını daha dün gibi yaşıyoruz”

    Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 yılında meydana gelen depremlere memleketi Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde yakalanan esnaf Süleyman Torun (55), depremin acısının hafızalarındaki tazeliğini koruduğunu söyledi. Kahramanmaraş depreminin birinci yıl dönümünün yaklaştığını da belirten Torun, depremin 3. günü Yozgat’a kızının ve damadının yanına geldiklerini ve burada yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirtti. Afşin’de iş yeri hasar gördüğü için Yozgat merkezde giyim mağazası açtığını ve çalışmaya başladığını vurgulayan Torun, maddi ve manevi olarak kendilerini topladıktan sonra memleketlerine döneceklerini ifade etti. Kahramanmaraş’ı yeniden ayağa kaldıracaklarını da belirten Torun, memleket özlemi içerisinde olduklarını söyledi.

    “Ev başımıza yıkılıp geri kalkıyordu”

    Afşin ilçesinde ikinci yaşanan depremin daha etkili olduğunu, can ve mal kaybının fazlasıyla yaşandığını aktaran Torun, o anları duygu dolu ifadelerle anlattı. Torun, “Sabah depreme yakalandık, sonra öğlene kadar arabanın içinde kaldık, evimize geri döndük. Kahvaltımızı yaptık evde beklerken ikinci deprem oldu, eşimle dışarıya çıkmaya vaktimiz olmadı. Rabbim kimseye göstermesin bu acıyı. Ev başımıza yıkılıp geri kalkıyordu. Deprem durduktan sonra ancak aşağı inebildik. Afşin’de ikinci depremde hasar çok oldu, mahallemizde bir şey yoktu, binaların birçoğu ikinci depremde yıkıldı” dedi.

    “Depremin acısını halen yaşıyoruz”

    Yozgat’a depremin 3. günü geldiklerini söyleyen Torun, “Yozgat’a geldikten sonra burada giyim mağazası açtık, Afşin’deki mağazamızda hasar oluşmuştu. Evimizde bir sıkıntı yoktu çok şükür. Deprem anı çok zordu, Rabbim herkese yardım etsin, kimseye o acıyı yaşatmasın. Biz eşimle, kızımın ve damadımın yanına geldik ama bir sene sonra memleketimize gitmeyi düşünüyoruz, Kahramanmaraş’ı hiç unutmadık, orayı canlandıracağız biz oradan başka yerde yaşayamayız. İlçelerimizin hemen hemen hepsinde hasar var. Depremin yıl dönümü geldi, Rabbim kimseye bu acıyı bir daha yaşatmasın, duygularımız halen taze acısını daha dün gibi hissediyoruz. Biz memleketimize geri döneceğiz, Kahramanmaraş’ı bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

  • Depremi yaşayan öğretim üyesinden afeti anlatan çalışma

    Depremi yaşayan öğretim üyesinden afeti anlatan çalışma

    Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Gönülay Çalımlı, 16 eserin yer aldığı 24 parçadan oluşan ‘Arafta’ yağlı boya resim sergisinin ortaya çıkış hikayesini anlattı. 6 Şubat depremine Hatay’da ailesi ile birlikte yakalandığını ve sonraki süreçte Mersin Erdemli’ye geldiğini belirten Çalımlı, o günleri anlatan yağlı boya çalışması yaptığını kaydetti.
    Serginin kendisi için anlamının büyük olduğunu belirten Çalımlı, “İsmi ‘Arafta.’ Çünkü depremden sonra ben bir arafta kaldım. Nerede olduğumu bilemedim. Duygusal bir boşluk yaşadım. İlk 3 ay zaten kayıplarımız çok oldu. Arkadaşlarımızı, eşlerimizi, dostlarımızı çok kaybettik. Öğrencilerimi kaybettim. Çok ağır bir duygusal yoğunluk yaşadığım için kendimi sanatla ifade etmek istedim” dedi.

    “Bazı şeylerin unutulmaması gerektiğini düşünüyorum”

    Depremde yaşanılanların unutulmaması gerektiğini ve sanat sayesinde görselleştirilerek hafızalara kazınabileceğini düşündüğünü aktaran Çalımlı, “Türk milleti olarak biz çok unutkanız. Çok çabuk unutuyoruz. Bazı şeylerin unutulmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu sebepten dolayı görselleştirerek belki hafızalara kazınabileceğini düşünmekteyim. Ne kadar farklı görünsek de zengin olsak da fakir olsak da aynı konumda, aynı gemide kaldık. Aynı şekilde bakmak zorunda kaldık dünyaya. Burada ne zenginlik, ne fakirlik, ne etnik kimlik ya da başka hiçbir şeyin önemi yoktu. Ben burada göz renklerini değiştirerek bunu anlatmaya çalıştım. Mavi gözlü olsak da, yeşil gözlü olsak da, kahve gözlü olsak da, zengin olsak da, fakir olsak da aynı yerde kaldık. Onu anlatmak istedim orada da” şeklinde konuştu.

    “Kendimi parça parça hissediyorum”

    Sergide bulunan eserlerin anlamlarından da söz eden Çalımlı, “16 tane eserim var ve 24 parçadan oluşuyor. Eserlerin isimlerinde ayrıca parça isimleri çok geçmekte. Kendimi parça parça hissediyorum. Belki bunu da anlatmak istedim o yüzden çok parçalı eserler düşündüm. ‘Paramparça’ serim var. Duygusal olarak ‘Kalp’ serim var. Kalbin duvarlar içerisinde sıkıştığı görüntüler benim kalbimi çok yaraladı. Duvarlardaki çatlaklardan esinlendiğim ‘Duvar’ serim var. Ne kadar çok duyulursa o kadar iyi olacağını düşünmüştüm. Çünkü bir şeyler ne kadar çok anlatılırsa o kadar çok akılda kalıyor. Bu sebepten yoğun ilginin olmasına çok memnun oldum” şeklinde konuştu.

    “Yeğenimle gurur duyuyorum”

    Ortaya çıkardığı sanat eserlerinden dolayı yeğeni ile gurur duyduğunu belirten Kiraz Kaya ise, “Yeğenime başarılar diliyorum. Başarılarının devamını diliyorum. Gurur duyuyorum onunla sanat eserleri ortaya çıkardığı için. Çok seviyorum ben yeğenimi. Zaten biz 6 Şubat’tan bu yana yeğenim yaşadığı için biz her gün deprem olayını yaşıyoruz. Şu anda bile tüylerim diyen diken oldu, Allah kimseye bir daha böyle acılar yaşatmasın” şeklinde konuştu.
    Mersin Güzel Sanatlar Galerisi’nde Erdemli Kaymakamı Aydın Tetikoğlu ile birçok davetlinin katılımı ile 5 gün açık kalacak olan sergininin açılışı gerçekleştirildi.

  • Adıyaman’da 26 eser depremde zarar gördü

    Adıyaman’da 26 eser depremde zarar gördü

    UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Nemrut Dağı başta olmak üzere Perre Antik Kenti, Eski Kahta Kalesi, Cendere Köprüsü, Karakuş Tümülüsü gibi 300’ün üzerinde ören yeri ile ülkemizin önemli turizm kentlerinden birisi olan Adıyaman’da tarihi ve kültürel varlıklarda depremden nasibini aldı.
    Binlerce yapının yıkıldığı Adıyaman’da, Karakuş Tümülüsü’nde bulunan 2 bin yıllık ‘tokalaşma sütünü’ devrildi. 2 bin yıllık Eski Kahta Kalesi ağır hasar gördü. 18. Yüzyıl’da yapılan Tut Vijne Köprüsü yıkıldı. 16. Yüzyıl’da yapılan Adıyaman Ulu Cami yıkıldı. 1701 yılında yapılan Süryani Kadim Mor Petrus Mor Pavlus Kilisesi ağır hasar aldı. Adıyaman’da toplam 26 eser yıkık, ağır, orta ve az hasar aldı.

    Bakanlık, tarihi ve kültürel varlıklara hızla müdahale etti

    Hasar gören tarihi ve kültürel varlıkları korumak için Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, öncelikle çevre güvenliği ve can güvenliği önlemlerini alarak çalışmalara başladı.
    Karakuş Tümülüs’ündeki ‘tokalaşma sütunu’ iki hafta gibi kısa sürede restore edilerek ziyarete açıldı. Eski Kahta Kalesi’nde restorasyon çalışmalarında sona gelinirken, 2024 turizm sezonunda ziyaretçilerini kabul edecek. Yıkılan Ulu Cami’nin taş ayrımı yapılırken yeniden yapılması için projelendirme çalışmaları sürüyor. Mor Petrus Mor Pavlus Kilisesi’nde ise restorasyon çalışmaları sürüyor.
    Depremin birinci yıl dönümüne sayılı günler kala hasar gören tarihi ve kültürel varlıkların son durumu ile ilgili bilgi veren Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse, “6 Şubat depremlerinin ardından Adıyaman genelinde zarar gören tarihi ve kültürel varlıklarımıza ilişkin gerekli çalışmalar ivedilikle ve hassasiyetle gerçekleştirildi. Bunun sonucunda Adıyaman il genelinde 26 adet tarihi ve kültürel varlığımızın hasar aldığını gördük. Bu tarihi ve kültürel varlıklardan yıkık, ağır, orta ve az hasarlı diye tasnif edildi. Bakanlığımız uhdesinde gerekli çalışmalar hızla başlatıldı.

     

    Öncelikle Karakuş Tümülüs’ünde bulunan sütunlardan bir tanesi yıkılmıştı. Rekor bir sürede o sütunumuzu yeniden ayağa kaldırdık. Yine Eski Kahta Kalesi’nde meydana gelen bir takım hasarlar vardı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüzün girişimleriyle burada da yine gerekli çalışmalar başlatıldı. Bu çalışmalar bitmek üzere ve inşallah 2024 turizm sezonunda Eski Kahta Kalesi eski ihtişamıyla ve heybetiyle ziyaretçilerini karşılamaya devam edecek. Yine şehir merkezinde ve il genelinde zarar gören, Vakıflar Bölge Müdürlüğü uhdesinde bulunan bir takım cami, türbe, kilise gibi dini merkezlerimiz bulunmaktaydı. Bunlardan da hasar görenlerle ilgili gerekli işlemler başlatıldı.
    Kommagene Uygarlığının 5 büyük eyaletinden birisi olan Perre Antik Kenti, depremde herhangi bir zarar görmedi. Yine Adıyaman’da turizmin odak noktasını oluşturan Nemrut Dağın’daki dev heykellerinin bulunduğu anıt mezarın çevresinde de herhangi bir zarar meydana gelmedi” diye konuştu.

  • Depreme dayanıklı zeminler atıldı

    Depreme dayanıklı zeminler atıldı

    Osmaneli’nde inşaatına başlanılan belediye binasının çalışmaları hızla devam ediyor. Depreme dayanıklı bir inşaat için zemin güçlendirme çalışması unutulmadı. Gece gündüz devam eden inşaatta zemin güçlendirme çalışmalarının ardından demir döşeme işlemlerinin yapılacağı belirtildi. Belediye binasının inşaatını yakından takip eden Belediye Başkanı Münür Şahin, “Depreme dayanıklı yeni bir belediye binamız olacak. Yakından çalışmalarını takip ediyorum. En kısa sürede tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da 3.4 büyüklüğünde deprem

    Bursa’da 3.4 büyüklüğünde deprem

    Kandilli Rasathanesi depremin büyüklüğünü 3.4 olarak açıkladı.