Etiket: deprem

  • Uzman isimler afetlere karşı alınacak tedbirleri konuştu

    Uzman isimler afetlere karşı alınacak tedbirleri konuştu

    Çalıştaya; Gemlik Kaymakamı Hasan Göç, Bursa Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği Başkanı Yusuf Yumru, Bursa TMMOB İKK Sekreteri Şirin Rodoplu Şimşek, Akut Eski Başkanı Nasuh Mahruki, Prof. Dr. Tarık Şengül ve Prof. Dr. Naci Görür konuşmacı olarak katıldı. İki bölüm halinde gerçekleşen organizasyonun modetatörlüğünü Gemlik Belediye Başkan Yardımcısı Zeynep Akış Serintürk yaptı. Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, Gemlik’e ve doğal afetlere birçok farklı noktadan değindi. Türkiye’de bazı kanunların yenilenmesi gerektiğini ifade eden Başkan Sertaslan, bilimin gösterdiği yolda gerekli önlemlerin alınacağını vurguladı. Deprem’in Türkiye’nin her zaman gerçeği olduğunu ifade eden Başkan Sertaslan, “Bugün ülkemizde halen afet yönetimi, 1959 yılında yayımlanan Afet Yasası; imar ise 1985 yılında yayınlanan İmar Yasası çerçevesinde yürütülüyor. Ancak günümüz Türkiye’sinde kentleşmede gelinen noktayı göz önüne aldığımızda, her iki yasal düzenlemenin de ihtiyaçlara tam olarak cevap veremediği ve yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun dışında ülkemizde 5393 sayılı “Belediye Kanunu” ve 5216 sayılı “Büyükşehir Belediye Kanunu” gibi yasal düzenlemelerde, belediyelerin, özellikle merkezi yönetimin güçlenmesi açısından ilçe belediyelerinin afet yönetim sürecine dair tanımlanan görevlerinin güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.


    “Gemlik büyük bir dayanışma örneği gösterdi”

    Gemlik’in afet anında Türkiye’nin diğer kentlerine örnek olacak bir dayanışma örneği sergilediği ve depremin olduğu üçüncü günün sonunda İskenderun’da Türkiye’nin ilk konteyner kentini kurduğunu ifade eden Başkan Sertaslan, Evet, depremin tam olarak hangi saat ve dakikada olacağını bilmesek de gelmekte olduğunu biliyoruz. Az önce belirttiğimiz gibi, önceden bir türlü tam olarak hazır olamasak da, depremden sonra, tıpkı büyük Anadolu’yu düşman çizmelerinden temizleyen atalarımız gibi birlik, beraberlik ve dayanışma içinde yaşanan zararları telafi etmeye çalışıyoruz. Bu konuda iki örnek vermek istiyorum. İzmir Depremi’nden sonra Mahalli Afet Gönüllüleri Derneği üyelerimiz, tereddüt etmeden yola çıkarak İzmir’deki arama kurtarma çalışmalarına katıldılar. Enkazdan canlar kurtardılar. Teferruatları MAGDER Başkanı Yumru sizlerle paylaşacaktır. Çanakale’de gözünü kırpmadan sipere koşan 57. Alay ruhunu bizlere hatırlatan ise Kahramanmaraş Depremi’nden sonra hep birlikte sergilediğimiz o büyük yardımlaşma seferberliği oldu! Bütün Gemlik, iki hafta boyunca genci, kadını erkeği, o partilisi bu partilisi demeden Yardım Toplama Merkezimizde büyük emek ve özveri gösterdi” diye konuştu.


    “Afet eğitimini çok önemli”

    Çalıştayın konuklarından ilk konuşmayı Bursa Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği Başkanı Yusuf Yumru yaptı. Yumru konuşmasında çok sayıdaki afette aktif görev aldıklarını ifade ederken, her vatandaşın afet eğitimi almasının önemine değindi. Gemlik Belediyesi işbirliğiyle bu zamana kadar yaklaşık 600 yurttaşa bu eğitimi verdiklerini vurguladı.

    Yaşanan doğal afetlere müdahalede Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinde her türlü imkanın olduğunu ve bu imkanlar sayesinde müdahalelerin daha da erken yapılabileceğini ifade eden Akut Eski Başkanı Nasuh Mahruki, “Her geçen gün afetler ile ilgili hazırlığını geliştiriyor olmalısınız. Afetlerle mücadele gerçekten zarar azaltma üzerine kuruludur. Türkiye bunu maalesef yapmıyor. Depremler öldürmüyor. Depreme uygun inşa edilmemiş binalar öldürüyor. Afetler ile mücadele risk ve kriz yönetimi olarak ikiye ayrılıyor. 17 Ağustos depreminde Maraş Depreminde olan kurtarmacı sayısının 120 de biri vardı. Süreç düzgün yönetilemedi. Bu yüzden insanlarımız daha çok öldü. Depremlerde en çok insan ilk gün kurtarılır. Dünyanın her yerinde afetlerle ordular mücadele eder. İlk andan itibaren top yekûn seferbelik ilan edilmeliydi ve 50 bin asker sahaya çıkartılmalıydı” dedi.


    Bursa TMMOB İKK sekreteri ve Bursa Mimarlar Odası Başkanı Bursa’da yapı stoğunun yüzde 65’i hiçbir proje sürecinden geçmemiş ve denetleme görmemiş. Gördüyse bile aslında bir takım müdahalelerle birlikte dirençli yapısını kaybetmiş bir yapı stoğumuz var. Yapı stoğunun yüzde 65’i niteliksiz. Deprem bir savaş gibidir ve yıkıcı etkisi çok fazladır. Bu savaşı görmeden ve bu yıkıcı etkiyi görmeden bizim harekete geçmemiz gerekiyor. Bizler TMMOB il koordinasyon ve akademik odalar olarak tüm belediyelerimize bu konuda destek vermeye hazırız. Ülkemizde çok kötü bir yapı üretim süreci var. İlgili yönetmeliklerimiz kağıt üstünde her şey çok muntazam, en iyi depreme dayanıklı yönetmeliklerimiz ve teknik şartlarımız var ama biz bu süreci doğru yönetemiyoruz. Proje ve yapı üretim sürecinde eksiklerimiz var. Ülkemizde denetim ayağımız çok eksik” dedi.

    Profesör Doktor Tarık Şengül, siyasilerin daha büyük sorumluğu olduğunu belirterek, “Siyasilerin daha büyük sorumluluğu var. Ülkemizde iktidar partisi ve ana muhalefet partisi tarafından depreme gerekli özen gösterilmemiştir. Siyasilerin daha fazla sorumluluğu var. Geçtiğimiz dönemde yaşadık bunları mecliste derdimizi anlatamıyoruz. Deprem öncesi ve sonrasında aktif hale gelecek hastaneler gerekli sağlamlığa sahip olmadığı için yıkıldı. İstanbul’da bin mahallemiz var. Bu mahallelerde gerekli eğitimlerin verilmesi ve dayanışmanın tabana yayılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.


    Söyleşide son sözü alan Profesör Doktor Naci Görür, “Bursa’da bu zamana kadar çok sayıda büyük deprem olduğunu belirtirken 1999 yılında olan depremin Gemlik bölgesindeki stresi azalttığına dikkat çekti ve afet bakanlığı kurma çağrısını yineledi. Görür konuşmasının devamında, “Bursa’yı depreme hazırlayacaksanız, önce tehdit ve tehlike nereden geliyor? Onu belirlemeniz gerekiyor. Bu faylar üzerinde tarihi depremler olmuştur. Çok büyük depremler var. En büyüğü 1855 yılında yaşanmış. büyük depremler var. Tarihi depremler de var. Bu fayların bütün özelliklerini bilmek zorundasınız ki, siz Gemlik’i ve Bursa’yı depreme hazırlayabilirsiniz. Size bir sevindirici haber vereyim. 2003 yılında yapılan bir çalışmada Değirmendere fayı kırılıp 1999 depremlerin ürettikten sonra İznik’e gelinceye kadar ana fayın stresini azalttı. Bir yerde deprem olursa, diğer fayların enerjisini azaltır. Bir kısmı da diğer faylara transfer eder. 1999’dan sonra Düzce’ye dikkat edin dedik. Depremler enerjiyi o bölgeye transfer edebilir dedik. Düzce’ye dikkat edin fay kırılmadı, stres yapabilir dedik. O zaman ki Ecevit hükümeti ciddi önlemler aldı. Yoksa çok daha fazla insan ölecekti.

    1999 depremleri bu bölgeye büyük bir iyilik yaptı. Buradaki fayın stresini azalttı. Bu ülkede eğer bir Afet Bakanlığı olursa; deprem, iklim, sel, heyelan ve depremden doğacak olan bütün afetlerle ilgilenebilir. Bir bakanlık olursa ve liyakatli elemanlar bu bakanlığa seçilirse. Bilime uygun ve bilimin ışığı altında bölümler, daire başkanlıkları seçilse bu bakanlığa her sene ciddi bir bütçe verilirse ve bu bakanlığımızın işi ülkemizi afetlere dirençli hale getirmek olsa ister istemez her yıl meclise bir bütçe ve program sunulacak. Ne yapılacağını söyleyecek ve belli ölçülerde denetlenecektir. Şimdi bir işi deprem olacak bir bakanlık düşünürseniz ve ciddi bir bütçesi varsa kaytaramaz. 20 senede tüm Türkiye’yi depreme dirençli hale getirebiliriz” şeklinde konuştu.

  • Deprem riski yüzünden kapatıldı

    Deprem riski yüzünden kapatıldı

    Erzurum Mareşal Çakmak Devlet Hastanesi, deprem analiz raporundan dolayı risk oluşturduğu gerekçesiyle kapatıldı. Bu durumdan habersiz vatandaşlar geri dönmek zorunda kaldı.
    Dün akşam saatlerinde Sağlık Müdürlüğü’nce sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada, “Hastanemizin beton malzeme kalitesinin ortalama 3-5 MPa gibi çok düşük düzeyde olduğu, bazı kolonlarda malzeme dayanım durumunun 0,9 MPa’ya kadar düştüğü ortaya çıkmıştır. Bu haliyle binaya güçlendirme yapmanın mümkün olmadığı, yıkılmasının uygun olacağı rapor edilmiştir.

    Bu rapor doğrultusunda insanlarımızı riske atmamak için, 10.07.2023 tarihli Bakanlık oluru ile Mareşal Çakmak Devlet Hastanemizde sağlık hizmeti sunumu durdurulmuştur. Bugün itibariyle hastanemizin tüm birimleriyle Şehir Hastanemize taşınmasına başlanmıştır. Bu süreçte önceden alınmış randevuların, hangi bölümden alındıysa, Şehir Hastanemizde de aynı bölümlerde muayene ve her türlü işlemleri devam edecektir” denilmişti.

    Bu karardan habersiz olan çok sayıda vatandaş sabah saatlerinde geldikleri hastane girişinden geri çevrildi. Güvenlik görevlileri tek tek mevcut durumu vatandaşlara anlattı ve Erzurum Şehir Hastanesine yönlendirdi. Hastanenin girişine asılan dev afişlerde de hastanenin kapatıldığı ve hizmetlerin sonlandırdığı ifade edildi. Birçok vatandaş durumdan habersiz bir şekilde muayene olmak ya da randevularına yetişmek için hastane kapısından geri döndü. Kimi vatandaş hastanenin kapatılmasının doğru olmadığını ancak deprem riski noktasından da alınan karara saygı duyduklarını söyledi.

  • “Malatya’da 103 bin 19 konut yapacağız”

    “Malatya’da 103 bin 19 konut yapacağız”

    Bakan Özhaseki, sosyal medya hesabından Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Malatya’da yapımına başlanan kalıcı konutlar ile ilgili bir video yayımladı.

    Özhaseki paylaşımında, “Depremden etkilenen şehirlerimizde kaybedecek vaktimiz yok. Vatandaşlarımızı sağlam ve güvenli yuvalarına bir an evvel kavuşturmak için büyük bir gayretle çalışıyoruz. Malatya’mızda afetlere dayanıklı ve yatay mimariye uygun, 103 bin 19 konut yapacağız. Şu an sahada 14 bin 338 yuvamızın inşasını hızla sürdürüyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Konutlar radye temel ve tünel kalıp sistemiyle yapılıyor

    Bakanlık bünyesindeki Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle Malatya’da 14 bin 338 konutun ihalesi yapıldı. Bu konutlardan 8 bin 96 tanesinin inşaatına başlandı. TOKİ tarafından yapılan radye temel ve tünel kalıp sistemiyle yapılan konutlar, depreme dayanıklı bir şekilde inşa ediliyor. Malatya’da yapımı biten inşaatlarda hazırlanan örnek dairelerde, bir ailenin ortak vakit geçirdiği alan olan salon, kullanışlı bir mutfak, çocuk odaları ve ebeveyn odası yer alıyor. Örnek daireler, toplam 105 metrekare, neti de 85 metrekare olacak şekilde, yaşam kalitesi göz önünde bulundurularak sadece bir konut değil yaşam alanları inşa ediliyor.

    Kalıcı deprem konutlarının inşaatı yükseliyor

    TOKİ eliyle Malatya’da inşasına başlanan kalıcı konutların yanı sıra kırsal kesimde yaşayan depremzede köy halkı içinde 25 bin 302 köy evi yapılacak. Bu köy evlerinden 7 bin 550’inin yapım süreci başladı. Eş zamanlı olarak köy evlerinde; 740 ahırın da yapımı sürüyor.
    Malatya’da hayatın normale dönmesi ve ticari hayatın canlanması için de Malatya merkezde 25 metrekareden oluşan 338 adet geçici ticaret alanı kurularak faaliyete geçti.

  • Depremzede çocuk, oyuncaklarını afetzede çocuklara dağıttı

    Depremzede çocuk, oyuncaklarını afetzede çocuklara dağıttı

    Kahramanmaraş’ta 10 yaşındaki depremzede bir çocuk, kendisine gelen oyuncaklarını kendi gibi konteyner kentte yaşayan akranlarına dağıttı.
    Dulkadiroğlu ilçesi Karacasu Konteyner Kent’te annesi ve 3 kardeşiyle beraber yaşayan Rabia Çokyiğit, depremin çocuklarını sevindirmek istedi. Konteyner kentte kendisine dağıtılan oyuncakları arkadaşlarına dağıtmak isteyen Çokyiğit, çantasında biriktirdiği oyuncakları konteyner önüne toplanan akranlarına tek tek dağıttı.

    Oyuncakları dağıttığı için mutlu olduğunu belirten Çokyiğit, “Ben bir depremzedeyim. Küçük çocukları çok seviyorum. Onlar da bir depremzede kendi oyuncaklarımı dağıtmak istedim bana da zaten burada dağıtmışlardı. Oyuncakları dağıtınca kalbim temiz oluyor” dedi.
    Anne Hatice Çokyiğit ise “Kızım bugün kendi başına bir şeyler yapmak istedi. Benim haberim bile yoktu, çocukları mutlu etmek için kendi oyuncakları dağıttı” diye konuştu.
    Depremzede çocuklar ise arkadaşlarının oyuncaklarını paylaşarak kendilerini mutlu ettiğini söyledi.

     

  • Osmaniye’de 4 katlı bina çöktü

    Osmaniye’de 4 katlı bina çöktü

    Olay, merkez Alibeyli Mahallesi Cevdet Unay Caddesi’nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, depremde ağır hasar alan 4 katlı bina büyük bir gürültü ile saniyeler içerisinde çöktü. O sırada caddeden geçen 3 kişi enkaz altında kalarak yaralandı. Bölgeye çok sayıda itfaiye, sağlık, polis ve AFAD ekibi sevk edildi. Yaralanan 3 kişi ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Ekipler ise boş olduğu bilinen binada herhangi birinin olup olmadığının tespiti için çalışma başlattı.

    O anları gören vatandaşlar, önce çat diye bir ses geldiğini, aradan bir saniye geçmeden binanın çöktüğünü ve caddeden geçen 3 kişinin yaralanmasına neden olduğunu anlattı.

  • Depremin yaraları sarılıyor

    Depremin yaraları sarılıyor

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük yıkım Hatay’da meydana geldi. Depremin yaralarını sarmak için çalışmalar aralıksız sürüyor. Deprem sonrası ağır yıkımların olduğu Kırıkhan ilçesinde de üretici vatandaşlara, ölen hayvanlarının yerine küçükbaş hayvan dağıtıldı. Dağıtım, Kırıkhan Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri tarafından mezbahane de gerçekleştirildi. Depremde ölen hayvanlarının yerine yenisini alan vatandaşlar, umutlu anlar yaşadı.

    “Ölen her hayvan yerine bir hayvan verme projesi başlattık”

    Veteriner Hekim Hanifi Gökçe, depremde ölen her hayvan yerine bir hayvan verme projesi başlattıklarını belirterek, “Depremde Kırıkhan ilçemizde bin 750 tane küçükbaş ve 217 tane büyükbaş hayvanımız telef oldu. Vatandaşımızın yaralarını sarmak için Bakanlık olarak böyle bir çalışma başlattık. Ölen her hayvan yerine bir hayvan verme projesi başlattık. Kırıkhan ilçesi olarak ilk dağıtımı bu gün gerçekleştiriyoruz. Bugün bin 420 hayvan ve 70 tanesi erkek olmak küçükbaş hayvan dağıtımı yapacağız. Devamı da önümüzdeki günlerde gelecek” dedi.

    “Koyunlarımı almaya geldim, çok mutluyum”

    Üretici Mesude Türkoğlu, koyunlarını almaya geldiğini ifade ederek, “Depremde evim ve ahırım yıkıldı. 7-8 tane hayvanım öldü demiş eşim. Biz devletimizden bunu da beklemiyorduk. Devletimizden Rabbim razı olsun. Koyunlarımı almaya geldim. Çok mutluyum. 2 çocuğa bakıyorum, Rabbim onların kısmetini verdi” şeklinde konuştu.

  • Depremde kaybolan köpeğini arıyor

    Depremde kaybolan köpeğini arıyor

    Depremin vurduğu Hatay’ın Defne ilçesinde yaşayan Ceylan Karaçaylı, 13 yıllık golden cinsi ‘Safir’ isimli köpeğini enkaza dönen şehirde sokak sokak gezerek ve duvarlara astığı afişlerle arıyor.

    Depremler sonrası Hatay’da binlerce vatandaş çadır ve konteyner kentlerde yaşamaya başladı. Defne’de yaşayan Ceylan Karaçaylı ve ailesi de ilçede bulunan Uğur Mumcu Parkı’na kurdukları çadırda yaşamlarını sürdürmeye başladı.

    Ailenin 13 yıldır yanında olan ve ‘Safir’ ismini verdikleri golden cinsi köpek de deprem sonrası aile ile birlikte yaşamaya devam ediyordu. Karaçaylı’nın ‘evladım’ dediği ‘Safir’, 29 Haziran’dan itibaren kayboldu. Aile, enkaza dönen şehirde sokak sokak gezerek ve duvarlara astıkları afişlerle aramalarını sürdürüyor. Karaçaylı, köpeğini bulana veya geri getirene ödül vereceğini belirtti.

    “Gören, duyan, bilen rabbimin rızası için haber versin”
    Gören vatandaşlardan umutla haber beklediğini dile getiren Karaçaylı, “Bizim evladımız o. 13 yıldır, 2 aylıktan beridir bizde olan bir bebeğimiz. Ayın 29’unda Uğur Mumcu Parkı’nda bizim çadırımız bu bölgede, buhar olup uçtu. Bu hayvanı gören, duyan ve bilen bir rabbimin kulu yok. Her arayanın ihbarına gidiyoruz ve devam da edeceğiz. Ödülü de var. Gören, duyan, bilen rabbimin rızası için haber versin. Biz zaten afiş asıyoruz her tarafa numaramız mevcut. O numaralardan bize ulaşırlarsa çok seviniriz” dedi.

    “Şu an bu şehirde aramak çok çok zor”
    Safir’i bulana ödül de vereceklerini ve enkaza dönen şehirde aramanın zor olduğunu ifade eden Karaçaylı, “Hayvanları seven birisi aldıysa da lütfen bize geri getirsin. Golden 13 yaşında, çipli, kuyruğunda hafif bir kırık var, yaşından dolayı yüzünde beyazlama var, adına çok tepkili ve ismini Safir olarak biliyor. Lütfen ona kemik vermeyin, o yaşından dolayı kemik yiyemez. Onu bize lütfen geri getirin. Şu an bu şehirde aramak çok çok zor. Ödül için rakam vermek istemiyorum ama öyle küçümsenecek bir rakam değil benim içinden geçen” şeklinde konuştu.

  • Yılmaz Tunç’tan af açıklaması

    Yılmaz Tunç’tan af açıklaması

    İlk olarak Adıyaman Valiliğine gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, burada AK Parti Adıyaman Milletvekillerinden Resul Kurt, Mustafa Alkayış, İshak Şan, Adıyaman Valisi Osman Varol, Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, Adıyaman Başsavcısı Ufuk Mustafa Süren, AK Parti İl Başkanı Emrah Bulucu, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Mehmet Turgut ve kurum müdürlerinden bilgiler aldı.

    Kentte deprem öncesi ve sonrası yapılan çalışmalar hakkında bilgiler alan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, daha sonra açıklamalarda bulundu.
    6 Şubat depreminde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “6 Şubat depreminde Adıyaman’ımız büyük hasar gördü, canlarımızı kaybettik. 11 vilayetimizi ve sonrasında çevre illeri de etkileyen asrın felaketi dediğimiz dünya tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşadık. Ve bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Depremin yaralarını sarmak için deprem anından itibaren devletimiz tüm kurum ve kuruluşlarıyla sivil toplum kuruluşlarıyla bütün milletimizle birlikte tek yürek yaraları sarma gayreti içerisinde çalışmalarına hükumetimiz devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın özellikle deprem bölgesine verdiği önemi deprem anından itibaren hepimiz takip ediyoruz. Bir seçim süreci geçirdik ve bu seçim döneminde deprem bölgesindeki yaraların sarılması mücadelemizi sekteye uğratmadan çalışmalar hızlı bir şekilde devam etti hala da sürüyor. Özelikle deprem felaketi tabi hayatın her alanında olduğu gibi adalet hizmetlerini de olumsuz etkiledi, bölgede ve bütün illerimizde.

    Bu anlamda değil Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde depremin olduğu hafta olağan üstü hal kararnamesi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı. Ardından da olağan üstü hal cumhurbaşkanlığı kararnameleri doğrultusunda işlemler gerçekleşmeye başladı. Bu anlamda 3 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yargı alanını ilgilendiren düzenlemelerdi. Ve yargıda bir mağduriyetin ortaya çıkmaması için yargısal sürelerin durdurulmasına yönelik ve bir takım tedbirlere yönelik yargı alanında 3 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmıştı ve bu doğrultuda işlemler gerçekleştirilmiştir. Deprem soruşturmaları süratli bir şekilde gerçekleşti. Özellikle delillerin toplanması bu anlamda önemliydi. Bölgeye yeteri kadar savcı ve bilirkişilerin görevlendirilmesi gerekiyordu. Bu anlamda da binalardaki incelemeler ve karot örneklerinin alınmasıyla ilgili hızlı bir çalışma gerçekleştirildi. Tabii bir taraftan hasar tespitleriyle ilgili çalışmalar devam ederken enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken diğer yandan da cezai soruşturmalar devam etti.

    Bu anlamda da bin 757 şüpheli hakkında işlem yapılmıştı. 351 tutuklu şu anda soruşturmaları devam ediyor. 642 Adli kontrol şeklinde soruşturmalar devam ediyor. Bu depremde 50 binden fazla canımızı kaybettik. Bu 50 binin içerisinde yargı çalışanları da vardı. Hepimizi derinden yaralayan bir hakimimizi kaybetmiştik. 110 yargı personelini kaybetmiştik. 1 Yüksek Seçim Kurulu personelimizi kaybetmiştik. 2 noterimizi kaybetmiştik, 10 Noterler BBirliği çalışanımızı kaybetmiştik, 123 meslektaşımız, avukatımızı kaybetmiştik. 246 yargı çalışanımız avukatlarımızla beraber hayatlarını kaybetmişlerdi, ben burada tekrar hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza ve yargı çalışanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Tabi kardeş adliye projesiyle hemen yakın illerdeki adliyeleri deprem bölgesindeki adliyelerle kardeş ilan ederek oradan personel takviyesi, hakim, savcı takviyesini gerçekleştirerek buralardaki adli hizmetlerin aksamaması noktasında da önemli tedbirler aldık.

    Önümüzdeki günlerde de hakimler savcılar yaz kararnamesiyle çerçevesinde de deprem bölgesinde hakim ve savcı takviyesini gerçekleştirerek buradaki gerek cezai soruşturmaların gerekse idari, hukuki, yargıyla ilgili konuların gecikmeden karara bağlanması hususunda gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz. Deprem bölgesinde bulunan illerimizde 131 yeni mahkeme kurduk, 2 adli yargı istinaf mahkemesi kurduk. Bu mahkemelerle hem istinaf süreci hem de yerel anlamında kararların hızlı bir şekilde verilmesi noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Deprem bölgesinde hasar gören cezaevlerimiz oldu. Ve bu cezaevlerini boşaltarak 15 cezaevimizde toplam 12 bin 638 tutuklu ve hükümlüyü başka illere nakletmiştik. Tabi deprem anından itibaren Cezaevi Arama ve Kurtarma Ekiplerimiz var CEKUT, CEKUT’a, hemen arama kurtarma çalışmalarına katıldı ve onlarında kurtardığı hayatlar oldu.

    Ben buradan 326 CEKUT personelimize de teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Yine çadır kentler, konteyner kentler, prefabrik yapılarla ilgili bakanlığımızın da katlıları oldu. Bin 196 konteyner bölgeye intikal ettirdik ilk etapta. Tabi hasar tespit çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ederek bakanlığımıza ait 108 hizmet binamızda 89 lojmanda hasar tespit çalışmaları yapıldı. Bu çerçevede 15 adalet sarayımızın ağır hasarlı olmasından dolayı yıkımına karar verildi. 1 Adalet binamız orta hasarlıydı onun çalışmaları devam ediyor. 48 binamız az hasarlıydı, 43 binamızda hasarsızdı. Az hasarlı binalarımızın tamamını suratlı bir şekilde tadilatlarını gerçekleştirerek adalet hizmetlerini aksatmadan yürütülmesini sağladık. Adalet bakanlığı olarak bugüne kadar depremden etkilenen illerimize 500 milyona yakın bir ödenek aktardık, sadece Adalet Bakanlığı olarak. Adalet Bakanlığı olarak Adıyaman’ımıza özellikle merkez adliyemiz, Gölbaşı adliyemiz, Kahta adliyemizi daha önce inşa etmiştik ve bu adliyelerimizde küçük çaplı hasarlar oldu ve tadilatlarla kesintisiz hizmetler burada devam etti. Meydana gelen depremde Adıyaman Adliyemiz az hasar almıştı.

    Depremin hemen akabinde yaklaşık 30 milyon bir ödenekle buranın tadilatını gerçekleştirdik. Adıyaman il ve ilçelerine ihtiyaç duyulan konteynır sayılarını tespit ettik. Ve bakanlığımızca 58 adet konteyneri Adıyaman‘a ulaştırmıştık. Böylece yargı hizmetlerinin kesintisiz yürütülmesini sağlamış olduk. Depremde ağır hasar alan Besni Adliye binamız vardı, Besni Adliye binamızı da yeniden inşa edeceğiz. İhale süreçleri devam ediyor. proje çalışmaları tamamlandı. Önümüzdeki günlerde ihalesine çıkıyoruz. Besni’mize yeni bir adalet sarayı kazandırıyoruz. Yine Gerger ilçemizde de hükumet konağı projemiz var İçişleri Bakanlığımız ile yaptığımız protokol çerçevesinde Gerger Hükumet Konağı içerisinde de adliye binamızı hizmete almış olacağız. Yakın zamanda onunda ihalesi gerçekleşecek. Yine yapımı devam eden cezaevi lojmanları vardı onun yaptım da hızlı bir şekilde tamamladık.

    160 Dairenin teslimi önümüzdeki hafta yapılacak ve buradaki çalışanlarımızın lojmanlara kavuşması sağlanmış olacak. Yargı hizmetlerinin gelecek olan hakim ve savcılarımızın da burada daha etkin görev yapmalarını sağlamış olacağız. Ayrıca vatandaşlarımızın davalarının biran önce çözüme kavuşturulması için Adıyaman ilinde idare mahkemesi bir taneydi 3 idare mahkemesi daha kurduk. Çünkü idare mahkemelerinde hasar tespit davaları yoğunlaşmaya başladı. Bunların hızlı bir şekilde karara çıkması gerekir. O nedenle yeni mahkemelere ihtiyaç oldu. Birden dörde çıkarttık idare mahkeme sayısını Adıyaman’ımızda. Yine Adıyaman’da ağır ceza mahkemesi ikiydi, bir ilaveyle üçe çıkarttık. Asliye hukuk mahkemesi beşti, iki ilave yaptık, tüketici mahkemesi sıfatıyla çünkü gelecek olan dava yükünü karşılayacak iki yeni mahkeme daha kurduk asliye hukuk mahkemesi, tüketici mahkeme diye görev yapacak. Sulh mahkemelerimizi de birden ikiye çıkarttık. Adıyaman’ımızda iş mahkememiz yoktu bir iş mahkememiz kuruldu ve sekiz yeni mahkeme Adıyaman’ımızda faaliyete geçti. Bakanlık olarak devletimizin diğer kurumlarıyla birlikte var gücümüzle depremin yaralarını sarmaya devam edeceğiz.

    Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bölgemizdeki vatandaşlarımızı bugüne kadar yalnız bırakmadığımız gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Özellikle deprem bölgesindeki yaraların sarılması ve bundan sonra afet riskine karşı dayanıklı şehirlerin oluşturulması anlamında cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde hükumetimiz gerekli tedbirleri almaya devam ediyor. Bugünde Adıyaman’ımızda gerek konteyner kentlerde gerekse de adliye binalarımızda, yargı çalışanlarımızla ve ilimizin sivil toplum kuruluşlarıyla valimiz başta olmak üzere diğer yöneticilerimizle başta bakanlığımızı ilgilendiren hususlar olmak üzere ve diğer alanlarla ilgili inceleme ve gözlemlerimizi yaparak buradan ayrılmış olacağız. Buradan da Malatya’ya gideceğiz. Ben tekrardan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Geride kalanlara sahip çıkmaya devam edeceğiz, onlara sabırlar diliyoruz. Bu şehirlerimizi yeniden inşa etmenin gayretini hep beraber milletçe tek yürek olarak devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Af açıklaması

    Af ilgili önemli açıklamalarda da bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Özet olarak şunu söyleye biliriz, Covid izninde olan 122 bin hükümlü vardı. Bunlar kovid nedeniyle izne çıkmışlardı. Açık cezaevinde bulunan hükümlülerdi. Tabii bunların süresi 31 Temmuz’da doluyor. 3 yıldan bu yana toplum içindeler, dolayısıyla 31 Temmuz dolmadan önce bir karar verilmesi gerekiyordu bu anlamda da Türkiye Büyük Millet Meclisinde dün akşam Plan ve Bütçe Komisyonunda AK Partili milletvekillerimizin vermiş olduğu teklif kabul edildi ve önümüzdeki haftada genel kurulda kabul edilecek. Özetle teklif şunu getiriyor, Açık cezaevinde bulunup Covid iznine çıkan hükümlüler eğer denetimli serbestliğine 5 yıldan az bir zaman kalmışsa bunlar denetimli serbestlik nedeniyle dışarı da izin haklarını bugüne kadar kullandılar ve bu izinler infazdan sayıldı. Bunlar cezaevine geri dönmemiş olacaklar. 5 yıldan fazla olanların yani onların cezaları biraz daha yüksek onların cezaevlerine dönmeleri söz konusu olabilecek.

    Ayrıca kapalı cezaevlerinde bulunan hükümlülerin açık cezaevlerine geçmeleri için belirli bir süre gerekiyor. Onlarında 3 yıl önceden açık cezaevlerine geçmeleri söz konusu olacak. Teklif bu yönde, tabi takdir Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulumuzun. Dışarıda olanların denetimli serbestlikleri 5 yıldan az kalanlar, kapalıdakilerde açık cezaevlerine geçebilmeleri için 3 yıl erken çıkmış olacaklar, nereye açık cezaevlerine. Onlar açık cezaevinde barındırılacak. Ama orada da tabii süreleri farklı olanlar var. Ama açık cezaevinde 3 ay kalmış olacaklar. Cezası yüksek olanlar biraz daha fazla kalmış olacak. Burada tabii şunu önemsiyoruz. Burada suçluların ıslahı önemli ama ceza adaleti de önemli dolayısıyla her ilkeyi de bir arada gözeterek bir çözüm yolu bulan bir teklif bizlerde teknik olarak destek verdik bakanlık olarak. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Plan ve Bütçe Komisyonunda dün gündeme geldi ve kabul edildi. Genel kurulda da haftaya görüşülmüş olacak” diye konuştu.

  • ‘Sayın hırsız, malzemeleri bana geri sat’

    ‘Sayın hırsız, malzemeleri bana geri sat’

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük yıkım Hatay’da meydana gelmişti. Deprem sonrası birçok iş yeri enkaza döndü ve vatandaşlar iş yerlerine giremedi. Bu süreci fırsat bilen hırsızlarsa Hatay’da bazı ev ve iş yerlerini soydu. Deprem sonrası polis ve jandarma ekipleri tarafından çok sayıda hırsız yakalandı. Antakya ilçesi Aksaray Mahallesi 14. Sokakta Eyüp Özbek’e ait lazer epilasyon merkezide hırsızların hedefi oldu. İş yerindeki cihazlar, kombi, petekler, klimalar ve çekler enkaz fareleri tarafından çalındı. Hırsızlar, Özbek’i yaklaşık 600 bin TL’lik zarara uğrattı. Özbek, hırsızlara iş yerinin camına yazdığı, ‘Sayın hırsız, ofisimden çaldığın malzemeleri bana geri sat’ yazısıyla seslendi. Hırsızların çaldıkları eşyaları geri getirmeyeceğini bilerek bu yazıyı yazdığını ifade eden Özbek, amacının başka insanların başına aynı olayın gelmemesi için dikkat çekmek olduğunu söyledi.

    “Bina ağır hasarlıydı, hayatımı riske de atamazdım”

    Hayatını riske atmamak adına iş yerindeki tüm eşyaları çıkartamadığını ifade eden Özbek, “Yaklaşık 8 yıldır bu işi yapıyoruz. 2020 yılında bu iş yerimize taşınmıştık. Deprem olana kadar da her şey çok güzeldi. Deprem olduğu süreçte iş yerimizde çalıştım lakin artçı depremler olduğu için iş yerini tamamen boşaltamamıştık. O süreçte canımızın derdindeydik, eşim 6 aylık hamileydi. Geldiğim zamanda iş yerimden bir takım şeyleri çıkarabildim. Lakin artçı depremler hala devam ediyordu ve OHAL süreci olduğu için 1 saat zamanımız vardı. Canımı da kurtarmayı düşünüyordum, daha doğmamış bir bebeğim vardı. Bina da ağır hasarlıydı, hayatımı riske de atamazdım. O süreçte 1 takım şeyleri çıkarabildim. Geri kalanları çıkaramadım, kapılar yamulmuştu. En son geldiğimde hiç bir şey yoktu” dedi.

    “600 bin TL zararım var”

    Hırsızların kendisini 600 bin TL’lik zarara uğrattığına dikkat çeken Özbek, “Kombiler, petekler, çeklerim, klimalar, makinalar, depodaki malzemeler, çerçeveler ve koparamadıkları çerçeveleri kırmışlardı. Çıkaramadıkları levhaları kırmışlar. Aynaları bile sökmeye çalışmışlar, çıkaramayınca kırmışlar. Resmi konuşmamız gerekirse 600 bin TL zararım var” ifadelerini kullandı.
    İş yerinin camına yazdığı ‘Sayın hırsız, ofisimden çaldığın malzemeleri bana geri sat’ yazısıyla amacının insanların dikkatini çekmek olduğunu belirten Özbek, “Aslında cama yazdığım yazı bir isyan, hiçbir hırsızın beni özel numaradan arayıp, al burada eşyaların var demeyeceğini biliyorum. Bu farelerin tek cesareti insanlar can derdine düşmüşken mazlumların canını değil, eşyalarını da değil aslında umutlarını çalmak, hayallerini çalmak. Çünkü biz burayı kurduğumuzda hayallerimiz vardı, hedefimiz vardı. Canımızla, malımızla uğraşırken şimdi de minik enkaz faresi hırsızlarla uğraştık. Çalınan eşyalar yerine konulur, paramı yeniden kazanırım. Umutlarımızı çaldılar. Bunu yazmamın asıl sebebi bu. Belki bu yazı birkaç kişiyle ulaşabildiyse evlerini gidip kontrol ettiler. Yani bir beklentim yok, benim iş yerimi soyan kişiler yakalanmaya bilir ama buna tenezzül eden başkalarını yakalarlar umarım” ifadelerini kullandı.

  • Deprem konutları hızla yükseliyor

    Deprem konutları hızla yükseliyor

    TOKİ tarafından Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin etkilediği 11 ilde evleri yıkılan veya ağır hasar gören afetzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak için başlatılan çalışmalar aralıksız devam ediyor. Diyarbakır’da ihalesi tamamlanan 6 bin 40 konutun yanı sıra vatandaşların ihtiyacının karşılanacağı sosyal donatıların yapımı 7/24 şeklinde sürüyor.

    TOKİ konutlarının yapımı ile ilgili bilgi veren TOKİ İnşaat Uzmanı Kürşat Gedikoğlu, depremzedeler için Oğlaklı Mahallesi’ndeki çalışmaların 7/24 devam ettiğini söyledi. Vatandaşların kullanımı için sosyal alanlar, yürüyüş yolları, spor sahaları ve çocuk oyun parklarının olduğunu belirten Gedikoğlu, “Oğlaklı Mahallesi’nde 5 etaptan oluşan 6 bin 40 konutun yapılması hızla devam ediyor.

    Çermik ilçesinde ise 238 konutun yapımına başlandı. Radye temel üzeri tünel kalıp kullanılarak inşa edilen evler, yatay mimariye uygun olarak zemin artı 3 ve 4 kat olarak yapımları hızla sürüyor” dedi.