Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Adana’nın Saimbeyli ilçesi olan 4,3 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Depremin 7 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Adana’nın Saimbeyli ilçesi olan 4,3 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Depremin 7 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre merkez üssü Hatay’ın Samandağ ilçesi olan 4,1 büyüklüğünde bir sarsıntı kaydedildi.
Depremin 13.3 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
Yine AFAD tarafından aktarılan bilgiye göre; saat 15.40’ta 4,2 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. Bu sarsıntının derinliğiyse 17.92 kilometre olarak aktarıldı.
#DEPREM
*
Büyüklük:4.1 (Mw)
Yer:Samandağ (Hatay)
Tarih:2023-04-01
Saat:15:34:39 TSİ
Enlem:36.148 N
Boylam:35.904 E
Derinlik:13.34 km
Detay:https://t.co/4pyv0zYjMz@afadbaskanlik @trthaber @anadoluajansi— AFAD Deprem (@DepremDairesi) April 1, 2023
Türkiye’yi derinden sarsan depremlerin ardından yaraların sarılması için yoğun çaba harcayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, depremzedelere ihtiyaç duyduğu malzemeleri de en kısa sürede ulaştırıyor. Bölgedeki çalışmaları aralıksız sürdüren Büyükşehir Belediyesi, bir yandan da özel bireyler için sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ortak hareket ediyor.
Daha önceden çocuklar için ‘Oyuncaklarımızı ve kitaplarımızı paylaşıyoruz’ kampanyası düzenleyen Büyükşehir Belediyesi, bu kez özel bireyler için ‘Bursa’dan Antakya’ya Otizm Kardeşlik Köprüsü’ kampanyasına start verdi. Bursa’dan Hatay’a özel eğitim malzemeleri gönderme üzerine hazırlanan otizm farkındalık günü etkinliğine Büyükşehir Belediyesi Engelliler Şube Müdürlüğü’nün yanı sıra Bursa Zihinsel Engelli Çocukları Koruma Derneği, Bursa Otizm Derneği, Renk Otizm Derneği, Mina Otizle Yaşam Derneği, Bursa Otizmli Bireyler ile Anneleri Yardımlaşma Derneği, Anadolu Otizm Federasyonu, Bursa Kent Konseyi Engelliler Meclisi de destek verdi.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde biraraya gelen otizmli çocuklar ve aileleri, gönüllüler tarafından gönderilen otizm eğitim seti, eşleştirme kartları, renk şekil tamamlama, oyun hamuru, kırtasiye malzemeleri, eğitici kutu oyunları ile okuma yazma setlerinin yer aldığı malzemeleri, tek tek kolilere yerleştirdi. Materyalleri, Antakya’ya gönderilmek üzere hazır hale getiren otizmli çocuklar, deprem bölgesinde özel ihtiyaçları olan çocukların yanlarında olduklarının mesajını verdi.
Engelliler Şube Müdürlüğü’nde görevli Psikolog Oya Ovat, 2 Nisan Tüm Dünyada Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla derneklerin biraraya geldiklerini söyledi. 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından bu seneki otizm farkındalık etkinliğini Hatay’a özel eğitim malzemesi göndererek düzenlemeye karar verdiklerini belirten Ovat, “Dernek üyeleriyle ve otizmli çocuklarla biraraya gelerek malzemelerin paketlemesini yaptık. Önümüzdeki günlerde de Antakya’ya göndereceğiz” dedi.
Umudun rengi olarak kırmızı, otizmin rengi olarak maviyi, deprem bölgesindeki çocuklar için siyah balonlar gökyüzüne salındı. Belediye Başkanı Mehmet Kanar, Belediye Başkan Yardımcısı Ersin Ekici, Murat Uzgur Engelsiz Yaşam Merkezi, Saliha Halil Kanar Otizm Birimi ve Mustafakemalpaşa Otizm Derneği öğrencileri, aileleri Mustafakemalpaşa semalarına uçan siyah balonları uzun uzun izlediler. Görüntülere kayıtsız kalamayan Mustafakemalpaşa halkı, gökyüzünü cep telefonlarıyla kayıt altına aldı.
Engelsiz şehir yaratmaya gayesiyle engelleri ortadan kaldıran projeler hayata geçiren Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar, ‘’ 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü. Evlatlarımızın bu gününü hep beraber meydanda gökyüzüne balon salarak kutladık. Mavi otizm farkındalık rengi, kırmızı umudun rengi, siyah ise maalesef deprem bölgesinde ki otizmli çocuklarımız için topladık. Burada hep birlikte gökyüzüne saldık. Çocuklarımızın eksikliği yok fazlalığı var. Biz onlarla hep beraberiz.
Hep birlikte derneğimizi kurduk ve ilçemizin de farkında olacağı daha büyük projelere, ilçemizde ki otistik çocuklarımızın neler yapacağını gösterecek projelere yelken açıyoruz. Yakın zamanda BEBKA iş birliği ile belediyemiz katkıları ile Mustafakemalpaşa halkımızın hizmetine sunacağız.
Çocuklarımız bizler için kıymetli. Yanlarında olmaya devam edeceğiz. Tüm engelli bireylerin yanındayız. Böylece Mustafakemalpaşa’da engellilerin tüm zorlukları aşması için Mustafakemalpaşa Belediyesi olarak desteklerimizi sürdüreceğiz.
Kahramanmaraş’ta 7,7 büyüklüğündeki depremin merkezi Pazarcık ilçesinde ekili tarım arazilerine tepeden kopan tonlarca ağırlığındaki kayalar, felaketin büyüklüğünü tekrar gözler önüne serdi.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerde birçok bina yıkılırken, 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin merkezinde kırsal mahallelerde de ekili tarım arazileri afetten etkilendi. İlk depremin merkezi Pazarcık’ta yer alan Atatan Tepesi’nin yamaçlardan kopan tonlarca ağırlığındaki dev kayalar ise mercimek ve buğday tarlalarına yuvarlandı. Yamaçtaki ağaçları da yıkıp geçen kayalar, depremin dehşet veren gücünü ortaya serdi.
İlçede çiftçilik yapan 71 yaşındaki Ali Abaza, tepeden kopan kayaların tarım arazilerine zarar verdiğini söyledi.
“Felaket oldu”
Gördüğü manzara karşısında şok olduğunu ifade eden Ali Abaza, “Pazarcık’tan geldik ‘taş düşmüş’ dediler. Geldik ki şoke olduk dağdaki taşlar tarlanın içine gelmiş. Her taraf koca koca kaya ekin batmış. Deprem hızlı olmuş. Kayalar insan boyundan fazla yarısı da yere gömülmüş tarlanın içine. Buğday tarlasına çok kaya düşmüş. Felaket oldu” dedi.
Yaşadığı deprem anını anlatan Abaza, “Ben kalkıyorum yıkıyor beni. Ayağa kalkamadım. Milletimizin çok zararı var. Evler gitti tarlalara taş düştü. Sabah kalktık saat 4’ü 20 geçiyordu. Bir sallantı oldu. Kalktım ayağa geri yıkıldım. Hanım bağırıyor ‘Dışarı çık’ diye. Ben kalkamadım ki. Geldiler beni sürüdüler dışarı çıktım. Baktım ki evin duvarları parça parça olmuş. Yağmur yağıyor kar yağıyor. Üşüyoruz çocuklar falan. Donduk o gece. Devletimiz çadır gönderdi. Çadırları kurduk” diye konuştu.
6 Şubat’taki depremlerden Türkiye ve Suriye’de toplamda 18 milyon kişi doğrudan etkilendi. Birleşmiş Milletler’in verileri depremin yıkıcı etkisini bir kez daha ortaya koydu. BM’nin önemli yapılarından Uluslararası Göç Örgütü de böyle büyük doğal afetlerde bölgelere en hızlı ulaşan ekibe sahip. Örgüt depremin ardından bölgeye yardımlarını 29 uçak ve 468 kamyonla ulaştırdı.
Bu kritik süreçte Türk hükümeti ile yakın çalışan Örgüt’ün Direktörü New yAntonio Vitorino ork’ta Türk gazetecilere konuştu.
Vitorino, “Tabii ki en büyük öncelik barınma ihtiyacına çözüm bulmak ve oradaki insanların hayatlarını devam ettirmeleri için yardım sağlamak. İkincisi, depremden sonra gerekli yeniden yapılandırma ve bölgeyi iyileştirme için üretilecek çözümlerle meşgulüz. Bu çok zorlu bir görev ve bu nedenle uluslararası toplumdan acil bir dayanışma ve desteğe ihtiyaç var.” dedi.
“Yapılanlar yeterli değil” mesajı veren Vitorino, “Türkiye’de depremden etkilenenler için şu anda bunu sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Suriye’de de depremden etkilenenler için sağladığımız fon yüzde 60 seviyesinde ama daha fazlasına ihtiyaç var.” dedi.
Türkiye’de, depremin etkilediği bölgede 1,5 milyon Suriyeli mültecinin yaşadığını hatırlatan Vitorino bu bölgeye odaklanarak çalıştıklarını anlattı.
Vitorino, “Hiçbir ayrım yapmadan bölgedeki herkes için çalışıyoruz, çünkü hepsi insan ve hepsi bu stratejiden ciddi şekilde etkilendi.” açıklamasında bulundu.
Deprem öncesinde Suriye’ye BM yardımlarının ulaştırılması için tek bir sınır kapısı vardı. Deprem sonrası bu sayı arttı. Bu kararların önemli olduğunu söyleyen Vitorino, “Daha önce birdi, buna iki tane daha eklendi. Yani şu anda, yardımı üç sınır geçiş noktasından ulaştırıyoruz ve yardımların ulaşması kkonusunda çok daha fazla yeteneğe sahibiz. Dileğim bunun gelecekte de devam etmesi.” dedi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) son dakika deprem açıklaması geldi.
AFAD’ın internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde olan 4,3 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Depremin 14 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
Onikişubat ilçesi Ebrar sitelerindeki 7 katlı Hazal apartmanında ikamet eden Erevik ailesi de depreme yakalandı. Deprem sonrası aileden 3, binadan ise 6-7 kişi sağ kurtuldu. Binada polis memuru annesi Zülfiye ile birlikte hayatını kaybeden 11 yaşındaki Mevlüt Eymen’in, enkazdan kendi el yazısıyla hazırladığı haber bülteni çıktı. Haber bülteninde Eymen’in Malatya Pütürge’de 2 yıl önce meydana gelen depremi haberleştirdiği ve gazeteci gibi yazması dikkat çekti. Küçük Eymen’in ablası Hatice Rana, kardeşi Elif Duru ve babası Mevlüt Erevik’in ise depremden sağ olarak kurtarıldığı öğrenildi.
Yaşananları anlatan Mevlüt Eymen’in dayısı Mustafa Tunç, “Depremden kendimizi dışarı attık ve birbirimiz ile haberleşmek istedik. Kardeşime ve Mevlüt’e ulaşamadık. Biz de gittik yaşadıkları Ebrar sitesine enkaz yığınıydı. Çok şükür iki yeğenimizi ve eniştemizi sağ çıkardık. Ancak Mevlüt Eymen yeğenim ile kız kardeşimin cansız bedenini çıkardık. 5 aylık bebek ve annesi de çıktı. Daha sonra bir uzman çavuşun çıktığını gördük. 30 dairelik binada 6-7 kişi kurtulmuştu” dedi.
Yeğeninin deprem haberini okuyarak duygusal anlar yaşayan dayı Tunç, “Mevlüt Eymen 2 yıl önce Malatya Pütürge’de bir deprem meydana geliyor ve gazeteciliğe haber olaylarına meraklıydı. Kendince küçük bir haber yazıyor ve başlık atıyor. Enkaz esnasında ise hatıralarını ararken bu haber not defterini buldum. Depremi haber yapan çocuk depremde hayatını kaybetti. Zeki, terbiyeli ve küçüğünü büyüğünü bilen bir çocuktu. Allah annesi ile beraber rahmet eylesin” dedi.
Mevlüt Eymen’in yazdığı haberinde ise, “Malatya Pütürge’de 4.7’lik depremde belediye başkanından aldığımız bilgiye göre, bu ana kadar hiçbir şey olmadı ve Fıratlar bölgesinde hissedildi. Deprem saat 17.20’de meydana geldi. Dediğimiz gibi Fıratlar başta Gaziantep olmak üzere, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta da hissedildi” şeklinde ifadeler kullandığı öğrenildi.
1950’li yıllara kadar ilk yapılaşmanın başladığı Pazarcık, daha sonrasında “Aşağı Pazarcık” olarak nitelendirilen bölgeye doğru ilerledi. Depremden en çok etkilenen yer ise “Aşağı Pazarcık” oldu. Yeni konutların yapılacağı “Yukarı Pazarcık” bölgesinde binaların sağlam olduğu, bir kısmının da afeti hafif hasarla atlattığı görüldü. Yukarı bölgede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından 2018 yılında sahiplerine teslim edilen konutların hiçbiri ise depremden etkilenmedi. 7.7 büyüklüğündeki depremin merkezi olan ilçe, yerleşimin başladığı ilk noktasına dönüyor. Halk arasında “Yukarı Pazarcık” olarak adlandırılan bölgede daha önce başlayan etaplara ek olarak depremden sonra temelleri TOKİ tarafından atılan 3. etapta ise 321 konutun inşaat çalışmaları sürüyor.
“Deprem zamanında buradaki konutlar hasar almadı”
Şantiye şefi Serhat Sarıgül, muhabirlere yaptığı açıklamada, 3. etap 321 konutun inşaat çalışmalarının sürdüğünü belirterek, yeni konutların yapılacağı bölgede binaların hasar almadığını söyledi.
İki temelin tamamlanmasında son aşamaya geldiklerini ifade eden Sarıgül, “Temelin biri gro beton aşamasında diğer temelde de kırımlar devam ediyor. Zeminin kaya olmasından dolayı temel açma süreci biraz daha uzuyor. Daha önceden de 210 adetlik bir projemiz vardı. Deprem zamanında buradaki konutlar hasar almadı. Buradaki konutlarda herhangi bir deprem endişemiz yok” dedi.
Yeni konutların zemin etüdünün yapıldığını anlatan Sarıgül, “Depremin merkez ana üstü dediğimiz yer, Büyüknacar Köyü. Buraya da 3 kilometre uzaklıkta. Merkez üssü olmasına rağmen de biz herhangi bir problem yaşamadık. Bunun da nedeni birincisi zeminin çok iyi olması. İkincisi de yönetmenliğe uygun yapmış olduğumuz binalar. Bizim yaptığımız konutlar, bu felaketten etkilenmedi” diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli 7,6 ve 7,7’lik depremlerin ele alındığı sanal konferans düzenlendi. Konferansta bilim insanlarının Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı çerçevesinde desteklenen 124 proje ile elde edilen bulgular, ulaşılan hedefler ve öngörülen katkılar aktarıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın da videolu mesaj gönderdiği konferansa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AFAD Başkanı Yunus Sezer çevrimiçi olarak katılım sağladı.
Programa video mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye’nin Şubat ayında “yüzyılın depremi” olarak nitelendirebilen art arda büyük depremler yaşadığını belirterek, “Deprem haberini alır almaz devletimizin tüm imkanlarını harekete geçirdiğimiz gibi hem ülkemizin afetlere dayanıklılığını artırmak hem de afet yönetimini daha etkin hale getirmek için bilimsel alanda da bir seferberlik başlattık. Bilimsel alandaki seferberliğin öncülerinden birisi olarak ülkemizde bilim ve teknolojinin amiral gemisi olan TÜBİTAK’ı belirlemiştik. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde oluşturulan ‘Türkiye Ulusal Risk Kalkanı’ modelinin de altlığını oluşturacak çalışmalar başlatıldı” diye konuştu.
“Bilim temelli bir yaklaşımla Türkiye’nin deprem gerçeğini çok boyutlu olarak ele almayı sürdüreceğiz”
Oktay, deprem çalışmalarında tek bir alanda ilerleme değil 360 derecelik bir analiz ve gelecek projeksiyonuyla ilerleyeceklerini belirterek, “‘Bilimle Birlikte Başaracağız’ mottosuyla deprem araştırmalarında yer alan herkesi disiplinler arası çalışmaları güçlendirmeye davet ediyorum. Böylece şehirlerimiz doğasıyla, kültürüyle, toprak yapısıyla ve jeolojik özellikleriyle bir bütün olarak yükselecek ve dayanıklı şekilde kalkınacaktır. Birilerinin bilim insanlarımızı göstermelik danışma etkinliklerinde sahneye çıkarıp, sonra bir daha dikkate almadıklarını iyi biliyoruz. Böylesi bir vizyon ülkemizin ne bugününe ne de yarınlarına bir katkı sunabilir. Biz hep birlikte milletimizle; bu ülkenin gençleriyle, kadınlarıyla daha ileriye gitmek için çalışıyoruz. Bilim temelli bir yaklaşımla Türkiye’nin deprem gerçeğini çok boyutlu olarak ele almayı sürdüreceğiz. Konferansta sunulan araştırmaları, fikirleri ve önerileri bizzat yakından takip edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“Bu kötü tabloyu tersine çevirebilecek her türlü kaynağa sahibiz”
Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde yer aldığını ve bu gerçeği kabul etmek, depremle yaşamayı öğrenmek zorunda olduklarını vurgulan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank ise “Bu kötü tabloyu tersine çevirebilecek ortak akla da, insan kaynağına da, sermayeye de, yani her türlü kaynağa sahibiz. İşte bilim insanlarımız bugün burada. Neyi nasıl burada yapacağımızı söyleyecek insanlar bugün burada. Onun için bu konferans ve bugün burada ortaya konan fikirler Türkiye için çok önemli” dedi.
“577 bilim insanı jeofizikten lojistiğe kadar farklı alanlarda saha verisi topladı”
Varank, depremden hemen sonra proaktif bir yaklaşımla TÜBİTAK Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı’nı devreye aldıklarını söyleyerek, “61 farklı kurumdan 124 projeyi desteklemeye başladık. Türkiye’nin dört bir yanından 577 bilim insanı jeofizikten lojistiğe kadar farklı alanlarda saha verisi topladı. Ayrıca 1001 yani bilimsel ve teknolojik araştırma projelerini destekleme programı kapsamında deprem özel çağrısını çıkaran 79 proje teklifini desteklemeye başladık. Bugün bu projeleri tüm yönleriyle ele alacağız. Yapılan çalışmaların ve elde edilen sonuçların paylaşılması elbette çok değerli” değerlendirmesinde bulundu.
“Deprem sadece fiziksel yapıları etkilemiyor”
Deprem risklerini bertaraf etmek konusunda birçok farklı disiplindeki araştırmalara değinmek gerektiğini sözlerine ekleyen Varank, “Nitekim konferans programına baktığımızda bu disiplinler arası yaklaşımı görebiliyoruz. Fay sistemi araştırmalarından yenilikçi inşaat modellerine, deprem mühendisliğinden dijital teknolojilere farklı başlıklar ele alınacak konular arasında yer alıyor. Tabii deprem sadece fiziksel yapıları etkilemiyor. Aynı zamanda sosyoekonomik, toplumsal ve çevresel etki ve yıkımlara da neden oluyor. Bu manada konferansın sonuçlarını en iyi analiz etmek önemli bir görev olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.
Program, bilim insanlarının deprem bölgelerinde yaptığı araştırmaları sunması ve bu çerçevede belirlenen sorunlara yönelik çözüm önerilerinin belirlenmesi ile devam etti.