Etiket: depremzede

  • Depremzede kadın, omurilik felçli kaldı

    Depremzede kadın, omurilik felçli kaldı

    Onikişubat ilçesi Hasancıklı konteyner kentte hayatını sürdüren 38 yaşındaki Ayşe Bayrak, depremde annesini ve 10 aylık bebeğini kaybetti. Oturduğu apartmanın 3-4 saniye içerisinde çöktüğünü söyleyen Bayrak, “6 Şubat depremde çarşı merkezde 3 çocuğumla birlikte depreme yakalandım. Emek Apartmanı’nda oturuyordum. Deprem esnasında annemi ve 10 aylık oğlumu kaybettim. İki çocuğum ve ben kurtarıldık. Ben omurilik felci kaldım. Fizik tedavi görüyorum. Evimiz 3-4 saniye içerisinde tamamen çöktü. Çocuklarım yaşam üçgeni dediğimiz iki koltuk arasında kaldı. Küçük oğlum kucağımdaydı. Tavan çökünce, ben ayaktaydım oturmaya bile fırsat bulamadan tavan vurdu ve yere düşürdü. Oğlum karnım ve bacak arama sıkıştı. Tavan çökünce direkt başından aşağıya belimi kıra kıra indi, omuriliğime kitlendi. Ve ben o esnada bacaklarımı kaybettiğimi anladım ve şok geçirdim” dedi.

    “Ailemin seslerini duyunca kendi adıma değil ama çocuklarım adına çok sevindim”

    Oğlunu 2 saat içinde kaybettiğini belirten Bayrak, “Oğlumu da ellerim arkaya fırladığı için çıkaramadım. Oğlumu 2 saat içinde kaybettim. Oğlumun kaybetmeden önce hırıltılarını duydum. Ellerimi zorla arkadan çektim ve parmağımla ağzını yokladığımda son nefesini veriyordu ve kumlar dolmuştu. Parmağımla çektim ve tekrar bir hırıltısı geldi. Tekrar parmağımı götürdüğümde dili boğazına kaçmıştı. İlk iki buçuk saat içerisinde oğlumu kaybettim. İki çocuğum daha vardı. Kızımın sesi hiç çıkmıyordu. Onu da kaybettiğimi düşünüyordum. Ve benim durumum gittikçe kötüye gidiyordu. Bir tek oğlumun sesi geliyordu, ‘anne biz buradan nasıl çıkacağız, biz buradan çıkamayacağız, öleceğiz’ diyordu. Ben de onu teselli etmek için, daha çok panik olmaması için, o halimle bile, oğlum yapacak bir şey, Rabbim büyük, çıkarırsa çıkarır çıkarmazsa teslim olacağız gibi teselli ediyordum” ifadesini kullandı.
    “Biz nasıl bağırıyorsak komşularımın da sesleri hep geliyordu” diyen Bayrak, “Sabah olduğunda ailemin dışarıdan sesleri geliyordu. Ailemin seslerini duyunca kendi adıma değil ama çocuklarım adına çok sevindim, onların kurtulacağı için. Akrabalarım beni kurtarırken ben kendimi kaybetmişim. Ben gözlerimi hastanede açtım” ifadelerini kullandı.
    İstanbul’da ABD’den yeni gelmiş bir doktorla görüştüğünü, omurilik pili ve hücre yenilenmesini içeren bir tedaviden bahsettiğini, ayağa kalkabilmesi için bir ihtimal olan bu özel tedavi için 2 milyon 200 TL istendiğini anlatan Bayrak, “Bu rakam bizim için çok yüksek. Şu an elimizden bir şey gelmiyor tekrar ayağa kalkabilmem için” diye konuştu.

  • Depremzedelerin kalıcı konutlara taşınması sürüyor

    Depremzedelerin kalıcı konutlara taşınması sürüyor

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 8 Şubat tarihinde çekilen kalıcı deprem konutları kurasında ismi çıkan depremzede vatandaşların taşınması sürüyor. Konutların ön borçlandırma işlemlerinin ardından anahtarlar hak sahibi depremzedelere teslim ediliyor. Kendi dairelerini gezerek gören Adıyamanlı depremzedeler, daha sonra İl Afet ve Acil Durum (AFAD) ekiplerinin yardımı ile taşınıyor. Kaldıkları konteyner kentlerden alınan ve eşyaları taşınan depremzedeler, yeni yuvalarına kavuşmanın sevincini yaşıyor. Depremzedeler, yemeklerin piştiği, çayların yudumlandığı yeni yuvalarında yeniden ev sahibi olmanın mutluluğunu yaşıyor.
    AFAD İl Müdürü İshak Cindioğlu, depremzedelerin taşınma sürecinde yer aldıklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızca yapılan kalıcı konutlara afetzede ailelerimizin yerleştirilmesinin mutluluğu ve heyecanı içerisindeyiz. Biz bu mutluluğu ailelerimizle birlikte yaşıyoruz. Ailelerimizin ön borçlandırma gibi evrak boyutlarını yaptıktan sonra ailelerimize anahtarlarını teslim ediyoruz. Ailelerin huzurla ve mutlulukla barınmalarını diliyorum. Anahtarlarını teslim ettik, şuanda yerleşmeler yavaş yavaş başlıyor. Blok blok biz ailelerimizi alıyoruz. Tek tek ailelerimiz alıyoruz. Konteynerlerden ailelerimizi alıyoruz, her safhasında AFAD olarak işin içerisindeyiz. Kendi araçlarımızla ulaşımı da kendimiz sağlıyoruz, birebir işin içindeyiz” dedi.
    Hak sahibi Dilek Işık ise, “Bugün anahtarımızı teslim alacağız, çok mutluyuz. Allah devletimizden razı olsun. Geçen yıl bu zamanlar biz çadırda yaşıyorduk, şimdi çok şükür bir evimiz oldu, çok mutluyuz” dedi.
    Eve yerleşen Sema Turan ise “Önce çadır sonra konteyner kentte kaldık. Şimdi ise konut çıktı, mutluyuz. Hayattan bir beklentimiz var. Heyecanlıyız, mutluyuz, yeniden evimiz olacak” ifadelerini kullandı.

  • Kebapçılık yaparak evlatlarına umut oluyor

    Kebapçılık yaparak evlatlarına umut oluyor

    Antakya ilçesinde yaşayan 30 yaşındaki Özlem Habeşoğlu, yaklaşık 1 buçuk yıldır meme kanserine karşı mücadele veriyor. Meme kanserine karşı mücadelesinde göğsünün birisi alınan Habeşoğlu, deprem sonrası yeniden hayata tutunarak konteyner iş yerinde kebapçı dükkanı açtı. Tedavisi için sıklıkla yolculuk yapan Habeşoğlu, 2 kız evladı için çalışarak para kazanıyor. Meme kanseri annenin tek umuduysa evlatlarına iyi bir eğitim aldırabilerek, meslek sahibi olmalarını sağlamak.

    “Bir kadın bu işi nasıl beceriyor diye herkes şaşırıyor”

    Meme kanseriyle 1 buçuk yıldır mücadele ettiğini dile getiren Habeşoğlu, “O günü hatırlamak istemiyoruz. O gün çok kötü bir gündü, biz ölümden döndük. Bir daha o evden çıkar mıydık, çıkamaz mıydık biz tahmin edememiştik. Biz evin içinde oturup ölümü bekledik. Meme kanseri tedavisini 1,5 yıldır görüyorum. 2 defa bıçak altına yattım, bir organım yok diyelim. 2 kızım var ben de bu işe başvurdum. Çünkü 2 kızım var bakmakla yükümlüyüm. Bir kadın bu işi nasıl beceriyor diye herkes şaşırıyor, mecburum çünkü gelirim yok. Çalışacağım kızlarıma bakacağım. Zaten bu hasta haliyle kim çalışmayı ister, kimse istemez” dedi.

    Ağrılarına rağmen evlatları için çalışmak zorunda olduğunu ifade eden Habeşoğlu, “Oturup evinde çocuklarına baksın ister ama benim öyle bir lüksüm yok. Hem hastalığımla hem de hayatla mücadele ediyorum. Bazı günler çalışmak istemiyorum. Arkadaşlar herkes şahit burada ağrılarımdan. Ama mecburum yapmak zorundayım, kimsem yok. Yani ağrılarımı bastırarak çalışmak zorundayım. 2 çocuğum var, onları okutmak istiyorum. Benim gibi kalmasınlar diye hiç yoktan kendilerini kurtarsınlar. Hayata tutunmam lazım, benim 2 kızım var onlardan vazgeçmem. Yıkılmasınlar, ben hastayım diye kendileri kabul etmesin istiyorum. Ben hasta değilim. Bu hastalığı yenip de çalışacağım, önüme bakacağım. Ben depremden önce başka bir yerde çalışıyordum, orada öğrendim. Sonra deprem olunca dükkan yıkılınca işçiler de dağıldı ben de bu işe başvurdum” şeklinde konuştu.

  • Yeni evinde yeni hatıralar

    Yeni evinde yeni hatıralar

    Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda Hatay’da binlerce konut yerle bir olmuştu. Deprem bölgesinde yeniden ihya olması için TOKİ tarafından afet konutlarının yapımına hızla başlanmıştı. Hatay’ın Payas ilçesinde 1 Mart 2023 yılında başlayan TOKİ konutlarının inşası 1 Kasım 2023 yılında tamamlanmıştı. Payas ilçesindeki TOKİ Konutların 1. Etap Kura çekimi Cumhurbaşkanı önderliğinde 3 Şubat tarihinde çekilmişti. Kura çekiminin ardında hak sahipleri, ön sözleşmeyi imzalamaya başladılar. Payas ilçesi Çağlalık Mahallesi’nde depreme yakalanan ve 57 yaşında olan Halil Can, 3 Şubat tarihinde gerçekleştirilen kura çekiminde ev sahipliği hakkını kazandı. Yeni evinde oturmak için sabırsızlanan afetzede Can, TOKİ Konutları için ön sözleşme belgelerini imzaladı. En kısa zamanda yeni evinde yaşayacak olan Can, yeni evinde yeni hatıralar biriktirmek için çok heyecanlanıyor.

    “O günler anlatabilecek de değil”

    6 Şubat depreminde felaketi yaşadıklarını ifade eden hak sahibi Halil Can, “Deprem olduğunda hemen yataktan fırladım ve 2.katta oturan torunlarımın yanına koştum. Oğlum, gelinim ve torunlarımla merdivenleri inerken ikinci bir deprem olduğunda sanki biz dünyada yok gibiydik ama o günler zaten anlatılmıyor da anlatabilecek de değil. Rabbim bu günlerimize de şükür. Şimdi iyi kötü oturuyoruz. İnşallah en kısa zamanda evimize kavuşacağız. Rabbim herkese nasip etsin. Rabbim devletimize zeval vermesin. Cumhurbaşkanımıza Allah uzun ömürler versin. Ondan başka büyük yok” dedi.

    “Devletimize herkes güvensin”

    Yeni yuvasında yaşamayı büyük bir heyecanla bekleyen hak sahibi Halil Can, “Odaları gezdik. Odaların içine girmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Dün TOKİ Konutları için ön sözleşmeyi de yaptık. Herkese ev verildi, verilmez diyenler utansın. Devletimize herkes güvensin, yapamazsın diyenler gelip görsünler. Cumhurbaşkanıma yapamazsın dediler. Gelip görsünler nasıl yapmış. Yeni evimiz çok sağlam. Cumhurbaşkanımızdan rabbim bin kere razı olsun” ifadelerini kullandı.

  • Sağlıkçı Havva, afetzede vatandaşların umudu oldu

    Sağlıkçı Havva, afetzede vatandaşların umudu oldu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşların hayata tutundurmak için mücadele etti. Depremin 3. gününde enkazdan kurtarılan Gürkan Öztürk, üniversite sınavı için sağlıkçı Ertuğrul’dan kitap istemişti. Kendisinden istenen kitapla beraber bölgede seferberlik başlatan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. Deprem bölgesinde vatandaşların sadece eğitimine destek olmakla kalmayan iyilik meleği Acil Tıp Teknisyeni (ATT) Ertuğrul, asrın felaketinde evi yıkılan Yağar ailesi içinde ev yaptırma kararı aldı. Derneği aracılığıyla Yağar ailesine Antakya ilçesi Maşuklu Mahallesi’ne ev yaptırma sürecini başlatan ATT Ertuğrul, yaptıklarıyla afetzede vatandaşların takdirini topladı.
    Yeni yuvası için destek olan yardım meleği Sağlıkçı Havva’ya teşekkürlerini dile getiren Sibel Yağar, “Ben kızıma 1 saniye bile geç kalsam bilgi kızım vefat etmişti. Kızımın elini tutup çekmemle kolonun yıkılması bir oldu. Çok şükür kızıma bir şey olmadı, evim depremde yıkıldı. Rabbim Havva hanım başta olmak üzere yardım edenlerden binlerce kez razı olsun. Destek veren herkesten rabbim razı olsun” dedi.

    “Sözümü hem gençlerimiz için hem de hayalleri enkazda kalan tüm afetzedeler için tutmaya özen gösteriyorum”

    Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgede görev almaya başladığını belirterek Havva Aydanur Ertuğrul, “Depremin ilk dakikalarında yola çıkan ekiplerden bir tanesiyim. Hatay’da depremzedelerle birlikte ıslanan onlarla birlikte depremin ilk şokunu yaşayan sağlıkçılardan bir tanesiyim. Depremzedelerle gönül bağı kurdum ve 1 yıldır depremzedelerle Hatay’da hem eğitime hem de yardım işlerine destek olmaya çalışıyorum. Depremin 3. gününde Gürkan isimli bir çocuğumuz enkazdan çıktı ve kitaplarım enkazda kaldı diye üzüldü. Ben ona bir söz verdim, sen iste sana kitap yığarım dedim. Bu sözümü hem gençlerimiz için hem de hayalleri enkazda kalan tüm afetzedeler için tutmaya özen gösteriyorum. Arkamda çok güçlü bir ekibim var” dedi.

    Afet bölgesinde 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdığını ifade eden Ertuğrul, “100 binden fazla kitabı 7 bin 700 ‘den fazla çocuğa ulaştırdık. 21 tane çadır okul açtık. Okullarımızı açtığımızda o çocukların kitap, kırtasiye, forma ve ayakkabı gibi ihtiyaçlarını karşıladık. Bir çadıra gittiğimizde, bizden ne istersiniz dedik. Bir evladımızın annesi kışlık kıyafet getirebilirmisiniz soğuk oluyor dedi. Çocuğumuz; oyuncak, kitap ve çikolata istemiyordu. Sana ne yapalım dediğimde ‘ben çok üşüyorum bana ev yapın’ dedi. Nur’a bir söz verdik ve sözümüzü tutmaya gayret gösteriyoruz. Şuanda depremzede ailemize ev yapıyoruz. Bir hayalimiz var, biz bu evde Nur’la birlikte kitap okumak istiyoruz” şeklinde konuştu

  • Depremzede vatandaşlar havası bitmeyen kompresör yaptı

    Depremzede vatandaşlar havası bitmeyen kompresör yaptı

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrası yaşadıkları zorlu günleri atlatmak isteyen emekli Mustafa Uludağ ve Ökkeş Kavgacı, kendilerini sokağa attı. Enkaz etraflarında atılan buzdolabı motoru ve otomobil yakıt tankı gibi parçaları topladı. İki emekli, topladıkları parçalarla havası hiç bitmeyen kompresör tasarladı.

    Depremin stresini geri dönüşümden elde ettikleri buluşlarla atmak istediklerini ifade eden Kavgacı, “Yapmış olduğumuz kompresör bu ürün ile boyama, sulama ve ilaçlama işlemleri yapabilirsiniz. Bu ürünün özelliği masrafsız olması ve yüksek basınç olması. İki motor ekledim. Tamamen otomatik. Verilen sinyallerle bar ayarını yapıyor. Tüm çalışmasını arkadaşım ile yaptık. Depremin stresini atmak için bir şeylerle uğraştık ve bu ürünü ortaya çıkardık. Hava kompresörü atıl vaziyette parçalanan otomobil yakıt tankı, buzdolabı motoru ve çeşitli borularla tasarladık” diye konuştu.
    Mustafa Uludağ ise, “Bu ürünü enkaz altında kalan ürünlerle tasarladık. Boya yapma, ilaç sıkma gibi kompresör haline getirdik. İkinci projemiz ise enkaz altında kalmış buzdolaplarının motorları ile gaz ocağı yapacağız. Çok iktisatlı bir şey olacak. Depremin ilk günlerinde sıkıntı yaşadık bu yapacağımız ile artık sorun ortada kalmayacak. Üçüncü projemiz ise kaynak makinası yapacağız” diye konuştu.

  • Depremzedeleri rahatlatan açıklama bakan yardımcısından geldi

    Depremzedeleri rahatlatan açıklama bakan yardımcısından geldi

    6 Şubat depremlerinde Niğde’de ağır hasar alan ve yıkım kararı verilen binaların hak sahipleri, binaların yapımında gecikildiği ve yapılacak binalarda ise kat problemi yaşanacağına dair açıklamalarda bulunmuş, sorunlarına çözüm talep etmişlerdi. AK Parti Niğde Milletvekili Cevahir Uzkurt’la şehirde yaşanan problemleri görüşen Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Belediye Başkanı Emrah Özdemir ve depremzedelerin toplantısına telefonla bağlandı. Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu gelinen aşama hakkında bilgi verirken, “Bu süreçte Niğde ve Kayseri gibi illeri unutmuş değiliz” dedi.
    Tuzcuoğlu, “AFAD’la gerekli yazışmaları yaptık ve proje çalışmalarına başladık. Aynı yazışma içerisinde Kayseri de var ama Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman bölgesi felaket içinde orada yoğunluk devam ama biz Niğde’yi, Kayseri’yi unutmuş değiliz proje çalışmalarına başladık ve en kısa sürede neticeye kavuşturacağız. Biz zemin artı 4 katı çok geçmek istemiyoruz ama eskiden imar planında mevcut olan ve zemin artı 5 verilmişse bunu da belediyenin takdirine veriyoruz. Hak sahipliği noktasında gerekli desteği biz vatandaşlara vereceğiz” dedi.
    Yerinde dönüşüm isteyenlere eski imar planına göre aynı ruhsatın verileceğini belirten Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ise, “Depremzedelerimizle dönem dönem bir araya geliyoruz. Onlar da zor dönem yaşadılar ve çözüm anlamında aslında en verimli toplantıyı yaptık. Onların bizden talepleri oluyordu biz de bu talepleri Bakanlığımızla iletiyorduk. Bugün bir araya geldiğimizde Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcımız Refik Tuzcuoğlu, Milletvekilimiz Cevahir Uzkurt’la Ankara’da bu konuyu görüşürken telefon bağlantısı kurduk. Depremzedelerimizin istediği mevcut imar planına uyduğunda hak sahibi olarak yararlanmaları ve destek almalarının önünü açacak bir çalışma olmasıydı. Bakan yardımcımızdan da bu konuyla alakalı olumlu haberleri aldık. Gerekli prosedürlerin tamamlanmasıyla birlikte mağduriyetini gidermiş olacağız. Belediye olarak imar planına uygunluğu çerçevesinde zemin artı 5 ya da 6 katı biz vereceğiz bu durumda da Niğde’deki problemi çözmüş oluyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Depremzedeler ayakta kalmak için direniyor

    Depremzedeler ayakta kalmak için direniyor

    6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen 11 ilden biri olan Malatya’da zanaat ustalarının iş yerleri ile evleri de hasar gördü. Depremler sonrası çok sayıda usta başka şehirlere taşınırken geride kalanlar ise ayakta kalmak için direniyor.

    “Zorda olsa ayakta kalmaya devam ediyoruz”

    Depremlerde iş yeri hasar alan 63 yaşındaki Hasan Yoncacı, her şeye rağmen mesleğini Malatya’da sürdürmeye kararlı olduğunu belirterek yapılan çalışmalarla şehrin kısa sürede yeniden imar edileceğine inandıklarını söyledi. 12 yaşında başladığı mesleğini sürdüren Yoncacı, “Depremi Malatya’da yaşadık. Bir süre kent dışına çıkış yaptık daha sonra geri geldik. Sektörümüz zorda olsa ayakta kalmaya devam ediyor. Sipariş üzerine özel ayakkabı üretimi yaparak vatandaşlarımıza bu zor dönemde hizmet vermeye devam ediyoruz” dedi.

    “Ayakkabıcıların bulunduğu 5 han yıkıldı”

    Depremlerde sektörün büyük yara aldığını aktaran Yoncacı, “İş yerimizin bulunduğu bina 40-50 yıllık yapı ve az hasarlı olarak raporlandı. Konteyner başvurusunda bulunduk çıkmadı. Şu anda bir sıkıntı yok faaliyetimiz devam ediyor. Merkezde ayakkabıcıların faaliyet gösterdiği 5 han yıkıldı. Bir çok usta şehir dışına çıktı. Esnaf iş yeri bulmaktan zorluk çekiliyor. Yeni ayakkabı yapımlarında bazı parçalara ulaşamıyoruz bu anlamda kösele ayakkabı yapamıyorum. Hazır ayakkabı imalatı ile tamirat yaparak mesleği ayakta tutmaya çalışıyorum. İş yerleri için başlanılan çalışmalar tamamlanırsa imalat sektörü daha da canlanacaktır. Bunun olacağına da inanıyor ve güveniyoruz” diye konuştu.

  • Zorlu süreçlere rağmen hayallerinden vazgeçmedi

    Zorlu süreçlere rağmen hayallerinden vazgeçmedi

    Dulkadiroğlu ilçesi Kuyumcu Kent Umut Konteyner Kentte yaşayan 20 yaşındaki Emre Nergis, deprem sonrasında çok sıkıntı çektiğini ve ara verdiği işine daha çok sarılmaya başladığını söyledi. Hedeflerinin ünlülere elbise dikmek ve kendi markasını kurmak olduğunu söyleyen Nergis, “Depremzede olarak bizim daha çok çalışmamız, daha çok hayata tutunmamız ve sıfırdan başladığımız için biran önce işimize atılmaya başlamamız gerek” dedi.

    Yaralar sarılmaya başlanıldığında işine daha çok sarılmaya başladığını söyleyen Nergis, “Ben güzel sanatlar mezunuyum. Depremden önce moda ile ilgileniyordum. Deprem olduktan sonra ister istemez ara vermek zorunda kaldım. Yavaş yavaş yaralarımızı sarmaya başladığımızda ben de bu işe daha çok sarılmaya başladım. Adımı duyurmak için kendi markamı kuruyorum. Bu süreçte ünlü isimlerle iletişime geçtim. Ünlü isimlerden olan Feride Hilal Akın ile irtibata geçtim ve ona bir sahne kıyafeti tasarladım. Ama konteyner kentte yaşadığım için, yeterli imkanlarım olmadığından daha dikiş aşamasına geçemedim” diye konuştu.

    Nergis, “Depremden sonra çok sıkıntı yaşadım. Hiç bir imkan olmadığı için, sıfırdan kendi çabalarımla bu aşamaya geldim. Mesela terzilere gittim olmadı, fabrikalara gittim olmadı, kurslara gittim olmadı. Ben de kendi kendime bir şeyler yapmaya çalıştım. Şu an 100’den fazla çizimlerim var. Yarısı kağıtlar üzerinde yarısı dijital olarak. Maksimum bir çizimi 3 saatte yapıyorum. Bundan sonraki hedeflerim, ünlülere elbise dikmek ve kendi markamı kurmak. Biz depremzede olarak bizim daha çok çalışmamız, daha çok hayata tutunmamız ve sıfırdan başladığımız için daha çok atılmamız lazım” ifadesini kullandı.

  • Depremzedeye Bursa morali

    Depremzedeye Bursa morali

    Geçtiğimiz yıl yaşanan ve Türkiye’yi yasa boğan depremin sabahında daha gün ışımadan harekete geçen, önce Gaziantep İshaniye ve Nurdağı’nda ardından da Hatay’da görevlendirilen Bursa Büyükşehir Belediyesi, tüm iştirak ve birimleriyle bölgedeki yaraların sarılması için önemli bir mesai harcadı. Hatay’da Türkiye genelinden gelen yardımların dağıtım koordinasyonunu üstlenen Büyükşehir Belediyesi, bunun yanında seyyar tuvaletlerin kurulumunu gerçekleştirdi ve Antakya’da 3 ayrı noktaya 2 bin konteynerden oluşan geçici yaşam alanları kurdu. Evde hasta bakımından sinekle mücadeleye kadar tüm belediyecilik hizmetlerini afetzedelere ulaştıran Büyükşehir Belediyesi, Miraç Kandilinde de bölge halkına moral verecek e etkinliklere imza attı.
    Asrın felaketinin yıldönümünde yaşamını yitiren vatandaşların mezarlarına karanfil bırakan Büyükşehir Belediyesi ekipleri, mezarlık girişine kurulan stantta vatandaşlara kandil simidi ve süt dağıttı. Bunun yanında yaklaşık 10 bin kişinin yaşamını sürdürdüğü Büyükşehir Belediyesi’nin konteyner kentlerindeki afetzedelere de kandil simidi ve süt dağıtılırken, etkinliklerde çocuklar da unutulmadı.

    Büyükşehir Belediyesi’nin 1. Bölgede kurduğu konteyner kente yapılan kütüphaneye 1200 kitap ve kütüphane malzemesi teslim edilirken, 3. Bölgedeki konteyner kente de özellikle çocuk ve gençlerin moral bulması için 2 adet masa tenisi ve 2 adet langırt masası kuruldu.

    Bir elimiz hep bölgede olacak

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay ve Gaziantep başta olmak üzere afetten etkilenen bütün illerde depremin ilk gününden beri önemli çalışmalara imza attığını dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bölgede 2300 personel ve 700’ü aşkın araç ve ekipmanla hizmet verdiklerini söyledi. Tüm yaralar sarılıp, bölgede hayat normale dönene kadar da çalışmalarının devam edeceğini ifade eden Başkan Aktaş, “Bu süreçte bir elimiz hep o bölgede olacak. Giden canları geri getirmek mümkün değil tabii ki. Ancak biz depremzede vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak, onlara moral vermek için elimizden geleni yapıyoruz. Kurduğumuz konteyner kentlerde kalan çocuklarımızın kitap, tenis masası ve langırtla ilgili bazı talepleri vardı. Onları da yerine getirdik. Bu vesileyle yitirdiğimiz tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralara da şifalar diliyorum. Rabbim milletimize bir daha böyle felaketler yaşatmasın diye dua ediyorum” dedi.