Etiket: Deri ve Zührevi Hastalıklar

  • Bronzlaşmak sağlıklı değil

    Bronzlaşmak sağlıklı değil

    Sıcak yaz günleri devam ederken güneşin güçlü etkileri de birçok cilt sorunu oluşturmaya devam ediyor. Güneş ışınları içerisinde UVA, UVB ve UVC olmak üzere üç farklı ultraviyole (UV) ışın bulunduğunu söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, UVB maruziyetinin birinci derece yanıklar oluşturarak deride kızarıklık, ağrı ve ödem oluşturabileceğini söyledi. Mullaaziz ayrıca daha uzun süreli hasarlarda ise içi su dolu kabarcıkların oluşmasıyla cilt yanığının, ikinci dereceye dönüşebildiğini ifade etti.

    Sağlıklı bronzlaşmak mümkün mü

    Bronzlaşmanın ise güneş yanığı nedeniyle oluşan hasar sonrasında, cildin kendisini onarma çabasının sonucu oluştuğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, dolayısıyla günümüzde sıklıkla kullanılan “sağlıklı bronzlaşma” kavramının gerçekliğinin olmadığını söyledi. Mullaaziz, bronzlaşmanın, estetik açıdan tercih edilse de gerçekte derinin hasar görmesi sonucu oluşan kendini koruma mekanizması olduğunu ifade etti.

    Güneş yanıklarına dikkat

    Güneş yanıkları tedavisinde yatak istirahati, ağızdan bol sıvı desteği, soğuk uygulama ile renksiz ve parfümsüz bir nemlendirici kullanılması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, yanığın şiddetine bağlı olarak, kızarıklık ve ağrıyı azaltan krem ve hapların da önerildiğini belirtti. Yanığa bağlı deri bütünlüğünün bozulduğu şiddetli durumlarda, kısa süreli ve düşük dozda sistemik steroid tedavisi veya sistemik koruyucu antibiyotik kullanımının gerekebildiğini söyleyen Mullaaziz, yanık bölgesine dermatolog tarafından önerilmeyen kremler, cilt temizlik ürünleri, yoğurt, diş macunu, salça gibi uygulamaların yapılmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Mullaaziz, bu uygulamaların yanığın derinleşmesine, sekonder enfeksiyona ve alerjik değişikliklere dönüşmesine neden olabileceğini ifade etti.

    Güneş ışınları kırışıklık, çil, leke, deri yaşlanması ve kansere neden olabilir

    Güneş hasarının kısa vadede güneş yanıklarına neden olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, uzun süreli maruziyette ise kırışıklık, çil, güneş lekeleri, deri yaşlanması ve deri kanserlerinin olabileceğini belirtti. Mullaaziz, güneş hasarının ağırlıklı olarak 20 yaşından önceki dönemde oluştuğunu ve çocukluk çağındaki şiddetli güneş yanığı öyküsünün deri kanseri gelişimine yol açtığını belirterek çocukların güneşten korunmasına önem verilmesi gerektiğini ifade etti.

    Bebekler ilk 6 ay güneşten uzak tutulmalı

    Bebeklerin ilk 6 aylık dönemde mümkünse güneşten uzak tutulması gerektiğini söyleyen Mullaaziz, 6 aydan sonra 20 dakikadan uzun süreli güneş maruziyeti olacaksa kimyasal içermeyen güneş koruyucu ürün kullanılması gerektiğini söyledi.

    Korunma önerileri

    Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, güneş yanıklarından korunmak için şu önerilerde de bulundu:

    Saat 10.00 ile 17.00 saatleri arasında dışarıda bulunmayın
    Dışarıya çıkılması gerektiğinde geniş çeperli şapka, güneş gözlüğü, güneş koruyucu ürün kullanın.
    Güneş altında iken 4 saat, deniz kenarında iken 2 saat aralıklarla güneş koruyucu krem kullanın.
    Gölgede veya havuz/deniz içerisinde iken de güneş yanıkları oluşabileceğinden koruyucu önlemlere dikkat edin.
    Özellikle çocukların ve beyaz tenli kişilerin, güneş altında iken açık renkli ve kollu kıyafetler tercih etmelerine özen gösterin.

  • Makyaj yapmadan iyi düşünün

    Makyaj yapmadan iyi düşünün

    Makyaj yapmanın pek çok kadın ve genç kız için gündelik hayatın vazgeçilmez bir parçası olurken, makyaj ürünlerine bağlı olarak çeşitli dermatolojik yan etkileri de ortaya çıkmaktadır. Bu yan etkilerin en başında makyaj ürünlerine bağlı alerjik deri döküntüleri yer aldığını ifade eden Özel Nilüfer Doruk Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Deniz Seçkin, “Bu alerjik reaksiyonlar, ciltte özellikle makyaj ürünlerinin temas ettiği bölgelerde kızarıklık, kaşıntı ve kepeklenme ile kendini gösterir. Göz kapakları ve göz çevresindeki deri ince ve hassas özellikte olduğundan makyaj
    ürünlerine, özellikle de göz farları ve rimellere bağlı olarak bu bölgelerde alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir.

    Bir kişide daha önce makyaj ürünlerine bağlı olarak alerjik bir reaksiyon gelişmişse ve bu reaksiyona neden olan madde deri testiyle saptanmışsa, o kişinin bir makyaj ürünü satın almadan önce mutlaka etiketine bakıp o alerjik maddenin ürünün içinde olup olmadığını kontrol etmesi gereklidir. Özellikle yağlı özellikteki kapatıcılar, fondötenler yüz derisindeki gözenekleri tıkayabilmekte, yağlı cildi olan kişilerde ve akne (sivilce) gelişiminin sık görüldüğü gençlerde sivilce ve sivilce öncülü siyah nokta (komedon) oluşumuna sebep olabilmektedir. Bu sebeple özellikle yağlı cildi olan ve akneye yatkın kişilerin kapatıcı makyaj yapmamaları, yağlı özellikteki makyaj ürünleri ve fondötenleri kullanmamaları uygun olur” dedi.


    Prof. Dr. Deniz Seçkin, makyaj yaparken güneşten koruyucu kullanımının da ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

    “Korunmasız olarak güneş ışınlarına (ultraviyole) maruz kalmak uzun dönemde erken deri yaşlanmasına (kırışıklıklar, çizgilenmeler, lekeler) ve deri kanserlerine neden olabilmektedir. Bu sebeple dışarı çıkmadan önce yapılacak makyaj öncesinde güneşten koruyucuların kullanılması uygun olur. Makyaj öncesinde güneşten koruyucu kullanmak istemeyen kişiler, ultraviyoleden koruyucu içeren (ulraviyoleden koruyucu özelliği en az SPF 30 olmalı) makyaj ürünlerini de kullanabilirler. Makyaj malzemelerinin kişinin kendi cilt tipine uygun özellikte olması bir başka önemli konudur. Yağlı ciltlerde yağlı özellikteki ürünler kullanıldığında ciltteki yağlı görünümde artış olabilir, kuru ciltlerde ise uygun ürünler kullanılmadığında ciltteki kuruluk artabilir. Bu sebeple cilt özelliklerine uygun ürünler, tercihan bir dermatoloğun önerileri doğrultusunda seçilmelidir.”

    Makyaj ürünlerini satın alırken ürünün son kullanım tarihinin de önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Seçkin, “Makyaj ürünlerini satın alırken mutlaka son kullanım tarihine bakılmalıdır. Son kullanım tarihi geçmiş olan ürünlerin kullanılmaması gerekir. Bu ürünler zaman içinde bakteri barındırır hale gelebilir ve özellikle göz çevresi ve kirpikler için kullanılan ürünler kirpik dipleri ile gözün konjonktiva tabakasında enfeksiyonlara sebep olabilir. Makyaj ürünlerinin bir başka kişiyle paylaşılmaması ve makyaj için kullanılan fırçaların en az haftada bir kez temizlenmesi uygun olur” diye ekledi.
    Sosyal medyada son zamanlarda sıkça reklamı yapılan bazı ev yapımı ürünlerin veya içeriği belli olmayan ürünlerin kullanılmaması gerektiğini de ifade eden Seçkin, makyaj temizliğinin önemini de vurguladı. Prof. Dr. Seçkin, gece yatmadan önce yüzdeki makyajın mutlaka deri tipine uygun temizleyici ürünlerle temizlenmesi ve ardından da cildin nemlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.