Etiket: dermatoloji

  • 4 cilt tipine özel bakım

    4 cilt tipine özel bakım

    Temiz, bakımlı ve ışıl ışıl bir cilde sahip olmak nerdeyse tüm kadınların amaçları arasında yer alıyor. Uygun teknik ve doğru yöntemlerle uygulanan cilt bakımı ya da düzenli aralıklarla uygulanan cilt bakımı rutini istenilen sonuçlar elde edilmesinde etkili oluyor. Daha sağlıklı ve iyi görünün bir cilt için yapılacak bakımın parolasını ise cilt tipleri belirliyor. “Cilt bakımı nasıl olmalı? Cilt tiplerine göre bakım nasıl yapılmalı? Cilt bakımının faydaları nelerdir?” sorularının yanıtını Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Çağdaş Koç verdi.

    Yanlış cilt bakımı leke ve akne nedeni

    Cilt bakımı tekniklerinden ve uygulamalarından önce bilinmesi gereken en önemli husus cilt bakımının kişinin cilt yapısına göre değişkenlik gösterdiğidir. Cilt tipine göre doğru seçilmeyen ve uygulanan cilt bakımı beklenenin aksine olumlu sonuçlar yerine olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Bunlar arasında; cilt lekeleri, yeni oluşan akneler, kızarıklık, morarma ve uygulanan bölgeyi tahrip etme gözlemlenebilir. Cilt tipinin belirlenmesinin yanı sıra cinsiyet ve yaş farklılığı da cilt bakımının nasıl yapılacağı konusunda değişkenlik gösterebilmektedir. Erkek ve kadınlarda sebum yani yağ üretiminde farklılar olabileceği gibi genç yaşlarda kolajen üretimi daha yüksek düzeydeyken orta yaş ve ileri yaşta bu oran gittikçe azalmaktadır. Bu bilgileri göz önüne alarak cilt bakımının nasıl olabileceğinin belirlenmesi gerekir.

    Sadece güzellik değil sağlık için de cilde dikkat!

    Cilt sağlığının korunması ve ileri yaşlarda ciddi ton eşitsizliklerinin, pigment kayıplarının, kırışıklık, akne ve sivilce izleri gibi durumların gözlemlenmemesi için cilt bakımı rutini oluşturmak önem arz etmektedir. Aynaya bakıldığında temiz ve güzel bir görüntü, cinsiyet fark etmeksizin tüm bireylerde psikolojik olarak rahatlama hissi ve özgüvenin tazelenmesine yardımcı olacaktır. Bu durumu yalnızca güzellik kaygısı olarak değerlendirmek doğru olmayacağı gibi, cilt problemlerinin sağlık açısından doğuracağı sağlık sorunlarını da göz önünde bulundurmak gereklidir. Böbrek sağlığı için yeterli su ve tuz tüketiminin sınırlandırılması ne kadar önemli ise cilt sağlığı için de düzenli ve sağlıklı beslenmeye ek olarak cilt bakımı rutini oluşturulması o kadar önemlidir.

    Yağlı ciltler için yapılacaklar

    Yağlı cilt tipleri, sivilce ve akne oluşumuna en yatkın olanlardır. Bundan dolayı uygulanan en ufak yanlış bir bakım veya aksatılan rutin bakımlar çok çabuk sivilce ve siyah nokta oluşuma neden olabilmektedir. Gün içerisinde özellikle yüzde çok fazla yağ birikimi olacağından su ile temizlemek önemlidir. Yağlı ve nemli fondöten, krem kullanımı sivilce oluşumuna yol açacaktır. Daha soft kremler ve kozmetik ürünler daha yararlı olur. Uygun tonik kullanımı sağlanabilir. Saçlar, yüz ve çevresinden olduğunca uzak tutulmalıdır.

    Kuru ciltli olanlar ne yapmalı?

    Kuru cilt tipleri için ise en büyük sorunların arasında kuruluktan dolayı kabuklanma ve dökülmeler görülür. Nem oranı düşük daha soft krem ve kozmetik ürünlerin kullanması özellikle yüzde kusurlu bir görüntü oluşumuna neden olacaktır. Yüzü nemli tutmak oldukça önemlidir. Her cilt tipinde olduğu gibi güneşe kuru ciltlerinde maruz kalması zararlı olacaktır. Bu durumlara ek olarak aşırı sıcak su ile temas etmek daha kuru bir cilde yol açabileceğinden ılık su ile yüz ve vücut yıkanması önerilir.

    Hassas ciltler için nem önemli

    Yanlış bir peeling, yanlış bir tonik veya yanlış seçilen bir cihazlı cilt bakımı hassas ciltler için kalıcı cilt problemlerine yol açabilir. Hatta cildi hemen tahriş ederek kalıcı izlere yol açabilir. Bundan dolayı seçilen medikal yöntem ya da kozmetik, bitkisel ürün bir uzman tarafından önerilmelidir. Vitamin ve mineral içerikli ürünlerin kullanılması önerilir. Cildi nemli tutmak önemlidir. Güneş koruyucular vazgeçilmezdir.

    Yıpranmış ciltler için tedavi gerekli

    Yıpranmış ciltler için kozmetik ve bitkisel bakımlardan ziyade uzman bir dermatoloğun önerdiği medikal tedavi yöntemleri daha sağlıklı olacaktır. Burada yıpranmaya neden olan ana etken tespit edilerek tedavi yöntemi belirlenmelidir. Son yıllarda evde uygulanan kahve, limon kürü veya ballı ceviz kürü yerine daha kalıcı kesin çözümler değerlendirilmelidir.

    Cilt sağlığınız için bu 14 madde önemli

    Her yaş aralığında kişilerin sağlıklı bir cilt için uygulaması gereken bazı önemli ipuçları bulunur. Dengeli ve düzenli beslenmek, aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınmak veya fast food tüketmemek, yeteri kadar su tüketmek, spor ve egzersiz yapmak, yastık yüzlerini sık sık değiştirmek, saçların yüz ve alına çok fazla temas etmemesini sağlamak, makyajlı veya ciltte kozmetik ürünleri silmeden uyumamak, aşırı fondöten ve krem kullanımından kaçınmak, güneşe çıkıldığında cilde uygun güneş kremi kullanmak, yüz ve vücut havlularının kişiye özel ve hijyenik olmasına dikkat etmek, yüz ve vücudu düzenli yıkamak, aşırı kimyasal kozmetik ürünleri kullanmamak, yeterli vitamin alımına özen göstermek, doğal ürünleri tercih etmek.

  • Sedef hastalığı

    Sedef hastalığı

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müge Güler Özden, sedef hastalarının tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

    “Tedavisi var”

    Sedef genetik ve bağışıklık sistemi hücrelerinde yaşanan soruna bağlı bir bağışıklık sistemi hastalığı olduğu ve tedavisinin bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Müge Güler Özden, “Bu bağışıklık sistemi hastalığı eklemleri tuttuğunda romatizma, ya da tiroit bezlerini tuttuğunda bazı tiroit hastalıkları olurken deride gerçekleştiğinde de birçok hastalık olduğu gibi sedef hastalığı da gerçekleşebilir. Bulaşıcı değildir. Bir bağışıklık sistemi hastalığıdır ve genetiktir. Tedavisi vardır. Artık günümüzde oldukça gelişmiş şanslı hasta gruplarının başında sedef hastaları gelmektedir. Sedef hastalığı çok gelişmiş biyolojik olarak adlandırdığımız tedavilerle moleküler düzeyde hangi noktada sorun olduğu keşfedilmiş ve bu sorunların oldukça güvenli bir şekilde uzun yıllar tedavi edilebildiği bir hastalık grubudur. Son yıllardaki gelişmeler sayesinde bu açıdan sedef hastalarının hepsinin tedavi açısından şanslı olduğunu söyleyebilirim. Sedef hastalarının ilk önce genetikten kaynaklı hasta olduğunu bilmeleri ve ömür boyu onlarla beraber bazen alevlenerek, bazen sönerek, bazen on yıllarca kaybolarak ama bazen de uzun bir dönem aktif bir şekilde seyredebileceği bilgisine sahip olmalıdırlar ki hastalığın şifası olacağına dair bazı yalan ya da yanlış bilgilere kapılmasınlar. Bu bilginin yanı sıra tedavisinin olduğu bilgisini de unutmasınlar. Özellikle üniversite, eğitim araştırma veya diğer dermatoloji uzmanlarına başvurarak mutlaka tedavi hakkında bilgi alarak tedaviye ulaşsınlar. Yaşam kalitelerini arttıracak, hem sosyal hem psikolojik hem de fiziksel sağlık açısından yapabilecekleri en önemli şey tedavi olmaktır” diye konuştu.

    “Ev yapımı yoğurt ve Akdeniz mutfağı tipi beslenme”

    Sedef hastalarının beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini ve kesinlikle kilo almamaları gerektiğini belirten Özden, “Gıda açısından hastalar ‘ne yemeliyim?’ veya ‘ne yememeliyim?’ diye sorabilirler. Sedef hastaları özellikle son yıllarda Akdeniz tipi mutfak beslenmesinden çok fayda gördüğü, probiyotik beslenmeden de fayda görebildiği tartışılan konulardandır. Yani aslında Akdeniz tipi beslenmenin yanı sıra ev yapımı yoğurt ve farklı mayalardan yoğurt yenmesi benim hastalarıma tavsiyelerimden bir tanesidir. Bunun dışında ek bir desteğe ya da katı diyetlere gerek yoktur. Sağlıklı beslenmeden bahsederken sedef hastalıklarının kilo almaması da çok önemli bir konudur. Sigara içmemeleri de çok önemli bir konudur. Çünkü sedef hastalığı tek başına kalp hastalığı açısından bir risk faktörüdür. Risk faktörleri bir kişide bir araya gelirse ve bir sedef hastası hem kilolu hem de sigara içiyorsa o zaman kalp hastalığı açısından risk söz konusu olacaktır. O yüzden sedef hastalarının kilo vermesi, spor ve egzersiz yapması, Akdeniz mutfağından ve sigaradan uzak durması yapabileceği en güzel yaklaşımlardır” şeklinde konuştu.