Etiket: dert

  • 70 derdin devası: Meyan kökü

    70 derdin devası: Meyan kökü

    Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, 70 derdin devası olarak bilinen meyan kökünün faydalarını sıraladı.

    Tıbbi tatlandırıcı ve geleneksel kullanımları için yaygın olarak kullanılan meyan kökünün içerdiği bileşenler nedeniyle birçok sağlık yararı sunduğunu belirten bitkilerinin profesörü Aysun Bay Karabulut, bazı önemli özellikleri kaleme aldı.
    Tıbbi amaçlarla yaygın olarak kullanılan meyanın özellikle öksürük, soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, mide rahatsızlıkları, astım ve sindirim sorunları gibi rahatsızlıkları hafifletmek için tercih edildiğini söyledi.

    Geleneksel tıpta çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan meyan kökü bitkisinin doğal bir tatlandırıcı olarak özellikle şeker içermeyen gıdalarda ve içeceklerde tercih edildiğini ifade etti.

    Anti-inflamatuar özelliklere sahip olan bileşenler içeren bu kökün iltihaplı durumların hafifletilmesine yardımcı olabileceğini de dile getiren Karabulut, “Geleneksel Çin Tıbbında, ağızdan meyan kökü solüsyonu bronşit, soğuk algınlığı, öksürük ve üst solunum yolu enfeksiyonlarını tedavi etmek için reçete ediliyor. Ayrıca epigastrik kramp, dalak ve mide sorunları, kusma, ishal ve soğuk eller ve ayaklar gibi sorunları tedavi etmek için kullanılıyor. Ayrıca, soğuk algınlığı, ateş, baş ağrısı, ağız kuruluğu, öksürük ve boğaz ağrısı, Tozu ile tedavi ediliyor. Granül ile dalak ve mide asit yetersizliği, gevşek dışkı ve iştahsızlık tedavi ediliyor.

    Evliya Çelebi tarafından 70 çeşit faydasının olduğu belirtilen meyan kökü bitkisinin Sultan III. Mehmed için hazırlanan tıp risalesinde altı önemli ilaç arasında gösterildiğini de belirten Prof. Dr. Karabulut, “Bunaltıcı yaz sıcaklarında yolunuz Malatya, Diyarbakır, Adıyaman ya da Şanlıurfa’ya düşerse, örneğin Ulu Camii civarlarında sırtladıkları bakır güğümlerde buz gibi, insanın içini serinleten şerbet satan geleneksel kıyafetler giyinmiş satıcılara denk gelirsiniz. Bu şerbet sizin bildiğiniz şerbetlere benzemez. Hem buz gibi eder içinizi, hem de şifa olur birçok rahatsızlığınıza. Sizi ıstırap içinde bırakan böbrek taşlarınızı düşürür, midenizi rahatlatır ve daha neler neler…” dedi.

    Biyan balı, doğal kola

    Ramazan aylarında, özellikle de iftar saati iyiden iyiye yaklaşmışsa şerbet satıcılarının önünde kuyruklar oluştuğunu ifade eden Karabulut, şunları söyledi:,

    “Litre litre şerbet alıp evlerine koşuşturanlar mı dersiniz, minareden yükselen ezan sesi başlar başlamaz şerbet dolu bardağı ağızlarına dikerek oruçlarını açanlar mı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki şehirlerimizle özdeşleşen bu lezzetli şerbet, aynı zamanda kolanın tatlandırılmasında da kullanılan ve örneğin 19. yüzyılda Batı Anadolu’da Levanten şirketleri tarafından kurulan fabrikalarda kendisinden elde edilen birçok ürünün dünyaya ihraç edildiği meyankökünden yapılan şerbettir. Vatandaşlar arasında “doğal kola” ya da “biyan balı” olarak da bilinen bu şerbet, meyankökünün bir süre suyun içerisinde bekletilmesi ile elde edilmekte ve sevilerek tüketilmektedir.”

    Tatlı kök

    Meyan kökü, baklagiller ailesinin bir üyesi ve çalı türü bir bitki olan meyanın (glycyrrhiza glabra) köküne verilen isim olduğunu da kaydeden Karabulut, bu şifalı bitkinin faydalarını ise şöyle sıraladı:

    “Sakız, şeker, kakao ve puding imalatının yanı sıra şerbet ve kola gibi gazlı içecekler ile gıda takviyelerinde, çaylarda, tat ve koku kazandırılmak istenen tütün ürünlerinde kullanılan, ayrıca yeraltındaki gövdesinden baharat da üretilen meyankökünden aynı zamanda sabun, krem ve maske gibi ürünlerin yapımında da yararlanılmaktadır. Yine köklerinin su ile kaynatılmasından damıtılan meyankökü balının tatlı, pasta, şekerleme ve çikolata yapımında kullanıldığı bilinmektedir. Kuzey Avrupa’da tatlılara ve Çin’de ise çeşni olarak yemeklere ilave edilmektedir.”

    Diyabetten ülsere

    Antiinflamatuar, antioksidatif, antiviral, antiülser, antikanser, antialerjenik ve antimikrobiyal özellikleri olduğu bilinen ve başta glisirizin olmak üzere özleri ağızdan, jel ve yağ formu ile deri üzerinden ve damardan alınabilen meyankökünün, tarihî süreç içerisinde karaciğer rahatsızlıklarını, mide ve bağırsak bozukluklarını, ağız hastalıklarını ve muhtelif cilt rahatsızlıklarını tedavi etmek için kullanıldığı bilinmektedir. Vücuttaki iltihaplı hücreleri temizlemekte, nemlendiricilik özelliği ile uzamasına katkı sunduğu saçlara ve cilde parlaklık vermekte, derideki leke ve ölü hücrelerin temizlenmesine katkı sağlamaktadır. Diyabet hastalarının gereksinim duyduğu düşük kalorili şeker ihtiyacını da karşılayabilen ve kan şekerini düşüren meyankökünün etkinliği soda ile karıştırıldığında artış kaydetmekte, ağız yaralarına şifa olan bitki bütün bunlara ek olarak da mide ve bağırsak sistemini temizlemekte, ayrıca böbrek hasarına karşı da savaşmaktadır.

    Eski çağlardan itibaren sıtma türü rahatsızlıklara iyi geldiği düşünülen, kış aylarında kuru öksürük ve balgam türü yaygın sorunların giderilmesi için kullanılan, astım ile bronşite iyi gelen ve bağışıklık sistemini takviye eden, iştah açıcı ve kuvvetlendirici olan meyankökünden yapılan çay solunum ve sindirim sorunlarına iyi gelmektedir. Kramp önleyici ve hazmettirici olan bitki aynı zamanda kabızlığa iyi gelmekte, kemik ve eklem ağrılarını dindirmektedir. Stresten kaynaklanan sinir, gastrit ve ülser türü rahatsızlıklarla mücadele etmekte, hemoroid ve gıda zehirlenmesi gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Kadınların menopoz ve regl dönemlerini rahat geçirebilmelerini sağlamakta, regl öncesi ağrı ve şişkinlikleri azaltırken menopoza bağlı hormonal dengesizlikleri gidermektedir. Yine yaz aylarında terleme, düşük tansiyon, halsizlik ve yorgunluk belirtilerini ortadan kaldırmaktadır.

    Zararlı da olabilir

    Gerçek bir enerji deposu olduğu bilinen meyankökünün insan sağlığı açısından ortaya koyduğu faydaların yanı sıra bazı olumsuz etkileri de vardır. Örneğin potasyum eksikliğine, dokudaki PH değerlerin normalin üzerine çıkması anlamına gelen metabolik alkaloza ve yüksek tansiyona sebep olabileceği tespit edilmiştir. Klinik deneyler bazı insanların meyankökü hassasiyetlerinin yüksek olduğunu ve özellikle de hamileler ile yüksek tansiyonu olanların bitkinin kullanımı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini ortaya koymuştur. Öte yandan kontrolsüz meyankökü kullanımı durumunda baş ağrısı, tansiyon, uykusuzluk, kalp sorunları, aritmi, alerji, şişkinlik ve vücudun su tutması gibi yan etkilerle de karşılaşılabilmektedir.”

  • ChatGPT’nin başı dertte

    ChatGPT’nin başı dertte

    ChatGPT’nin arkasındaki dil modelinin başarısının çok ağır bir bedeli olabilir.

    NPR’nin haberine göre, popüler üretici yapay zeka aracı ChatGPT’nin arkasındaki şirket olan OpenAI, sohbet robotunu silmek durumuyla karşı karşıya.

    Silme işleminin OpenAI’nin dil modelini eğitmek için kullanılan her bir telifli materyaller için 150.000 dolara kadar para cezasına çarptırılabileceği potansiyel bir davadan kaynaklı olduğu belirtildi.

    ChatGPT’nin üretici yapay zekasının çalışmasını sağlayan GPT-3.5 ve GPT-4 gibi dil modelleri üçüncü taraf verileri kullanılarak eğitiliyor.

    Ayrıca OpenAI, GPT modelini eğitmek için web sitelerinden bilgi çekebilen bir web kazıma botu bile oluşturdu.

    Ancak buradaki sorun, OpenAI’nin yalnızca serbestçe erişilebilen ve telif hakkı olmayan materyallere güvenmiyor olması.

    Şirketin yapay zeka modellerini eğitmek için telif hakkıyla korunan materyalleri de kullandığı ve bunu izinsiz yaptığı vurgulandı.

    Öte yandan New York Times’ın, Yapay zekanın dil modellerini eğitmek için makalelerini ve görüntülerini almasını yasaklamak için hizmet şartlarını güncelledikten sonra şu anda OpenAI’ye dava açmayı düşündüğü belirtildi.

    Bu tür bir davanın OpenAI’ye ne getireceği tam olarak belli değil, ancak uzmanlar OpenAI’nin ihlal eden içerik parçası başına 150.000 dolara kadar ödeme yapabileceğini söyledi.

    Dahası, dava OpenAI’yi ChatGPT’yi silmeye ve dil modelini eğitmeye tamamen baştan başlamaya zorlayabilir ki bu da şirketin bugüne kadar model üzerinde yaptığı tüm çalışmaları sekteye uğratabilir.

  • Maketten inşaat vurgunu

    Maketten inşaat vurgunu

    Ev sahibi olma hayaliyle yıllardır birikim yapan ve çevresinden borç alan 50’nin üzerinde vatandaş, 2017 yılında lansmanı yapılan ve Menemen ilçesi Ulukent Mahallesi’nde bulunan projeden daire satın aldı. Dört blok ve 288 daireden oluşan projenin 2019 yılının Haziran ayında teslim edileceği açıklanmasına rağmen bugüne kadar bir çok vatandaşa evler teslim edilmedi; konuyla ilgili bugüne kadar 52 vatandaş firmaya dava açtı. Mağdurlardan bazıları ise dairelerin birden fazla kişiye satıldığı iddiasıyla dolandırıcılık suçundan savcılığa suç duyurusunda bulundu. Şu ana kadar 52 hak sahibi de paralarını ödedikleri dairelerin tamamlanmaması nedeniyle soluğu mahkemede aldı.

    “Her geçen hafta mağdurlar artıyor”

    Mağdur vatandaşların avukatı Sevde Canik, konuyla ilgili 52 vatandaşın davası olduğunu söylerken, adaletin bir an önce yerini bulmasını istediklerini açıkladı. Her geçen hafta mağdur sayısının arttığını da vurgulayan Avukat Sevde Canik, “Bu konutlar 4 blok 288 daire olmak üzere projelendirilmiş. Ancak şu an 2 blok hiç yapılmamış durumda; 2 blok tamamlanmış ancak buradaki bazı konutlarda da mükerrer satış yapılmış durumda. Yani müvekkillerimiz arasında tamamlanan bloklardan daire alıp, dairesi teslim edilmeyen, dava açtığımızda da dairenin bir başkasına satılmış olduğunu tespit ettiğimiz kişiler var. Şu an bu konuda mağdur olan 52 müvekkilimiz var ancak bir o kadar kişinin daha mağdur olduğunu düşünüyoruz. İzmir’in en tanınan en güvenilir inşaat firması olduğunu düşündükleri için müvekkillerimiz buradan daire satın aldılar. Onlar ise ortaklıklarının feshedildiğini, bu sebepten dairelerin teslim edilemediğini bahane ederek kendilerini savundular. Fakat müvekkillerimizin hepsi bütün ödemelerini bitirmiş ve vaat edilen 2019 yılında teslim edileceğini düşünerek taşınmazlarını satın almışlar. 2019 Aralık ayında da bu binalar inşaatı yarım kalmış şekilde duruyordu. Birkaç sene daha oyaladılar insanları ve 2022 senesinde de davalarımızı açmaya başladık. Her geçen hafta mağdurlarımız artıyor ve davalarımızı açıyoruz. Şu ana kadar 52 davamız mevcut. Burada bizim haklılığımız ortada. Vatandaşlar bütün ödemelerini yapmış ve bütün üzerine düşenleri yapmıştır. Bir an önce adaletin tecelli etmesini diliyoruz” dedi.

    “Ortada herhangi bir muhatap bulamıyoruz”

    Mağduriyetleri ile ilgili karşılarında muhatap bulamadıklarından yakınan mağdur hak sahiplerinden Ceren Onur, bütün birikimlerini buraya yatırdıklarını ve hala borç ödediklerini söyledi. Onur, “Bizden peşinat istedikleri için ilk etapta ben arabamı sattım. Daha sonra inşaatın ilerlemesi için kalan parayı da istediler ve bankalardan kredi çekip, eşten dosttan borç alıp kalan parayı da ödedik ama inşaat devam etmedi. Şu an borcun büyük bir kısmını hala ödüyoruz ancak ortada bir evimiz yok. Biz de çok büyük bir firma oldukları için onlara güvenmiştik ve büyük bir borcun altına girdik. Ben evi aldığımda oğlum daha küçüktü ve buraya yerleşip onun burada okula başlayacağını hayal etmiştik. Oğlum şu an ilkokula gidiyor ancak bir evimiz yok. Bu mağduriyetimizle ilgili de ortada herhangi bir muhatap bulamıyoruz” açıklamasında bulundu.

    “Daire değil dert satın almışız”

    Mağdurlardan Erol Güneş ise, Projenin maketinden bakarak buradan daire satın aldık. İzmir’in en tanınmış inşaat firmasının arsa sahibi olması ve ortaklığının bulunması nedeniyle kendilerine güvenerek 1028 yılında dairemizi aldık. Hala dairelerimize kavuşmuş değiliz. Sözleşmeye 2019 Haziran’da teslim edilmesi gerekiyordu. Ortalama 70-80 aile mağdur durumda burada ve o zamanın parasıyla 90 bin ila 100 bin dolar arasında bir ücret ödedik. Şu anda buradaki daire fiyatlarına baktığımızda mağduriyetimiz 2 milyon 500 bin lira civarında. Biz de mağdurlar olarak aramızda iletişimi sağlamak için bir iletişim grubu oluşturduk. Buraya geldikçe tanıştık, bir araya geldik ve hukuksal mücadelelere giriştik. Biz bu firmaya güvenerek bir daire satın aldık sanıyorduk ama paramızı verip daire değil dert satın almışız. Evlerimize bir an önce kavuşmak istiyoruz” diye konuştu.