ABD’nin yeni başkanı olarak seçilen Donald Trump ile telefonda görüşen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için Trump ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu ifade etti.
ABD’nin yeni başkanı olarak seçilen Donald Trump, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Filistin Yönetimi tarafından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamaya göre, Abbas, Trump’ı seçim zaferinden dolayı kutladı ve kendisine iyi şanslar diledi. Abbas görüşmede “uluslararası meşruiyete dayalı adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için Trump ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu” ifade etti. Trump ise, Abbas’a “savaşı durdurmak için çalışacağını” ve “Orta Doğu’ya barışı getirmek” için Filistin Yönetimi lideri ve ilgili tüm taraflarla birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini söyledi.
Etiket: Devlet
-
Trump, Abbas ile görüştü
-
Eşi ölünce 120 kiloya çıktı, diyet yapıp 57 kilo verdi
Adana’da eşinin ölümünün ardından depresyona giren ve 120 kiloya çıkan kadın, başvurduğu Çukurova Sağlıklı Hayat Merkezi’nde diyet yaparak 14 ayda 57 kilo vererek adeta bambaşka birisine dönüştü. Serpil Ata, “Depresyona girip dengesiz beslenmeye başlamıştım. Başvurduğum merkez sayesinde yeniden hayata tutundum. Artık günde en az 10 bin adım atıyorum” dedi.
Adana’da yaşayan 2 çocuk annesi ev hanımı Serpil Ata’nın eşi İsmail, 2016 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etti. Serpil Ata, eşinin ölümünün ardından depresyona girdi ve dengesiz beslenmeye başladı. Bir anda 60 kilodan 120 kiloya çıkan Ata, günlük rutin işlerini dahi yaparken zorlanmaya başladı ve yaşam kalitesi düştü. Ayrıca Serpil Ata, tansiyon, şeker, guatr başta olmak üzere birçok hastalığa yakalandı.
Diyetisyene başvurdu, hayatı değişti
Önce kızlarının daha sonra da çevresinin uyarılarını dikkate alan Serpil Ata, sağlık ocağı doktorunun yönlendirmesiyle Çukurova Sağlıklı Hayat Merkezi’ne başvurdu. Burada diyetisyen Emrah Gülek’in tavsiyeleriyle diyete ve spora başlayan Serpil Ata, 14 ayda 57 kilo verdi ve 63 kiloya düştü. Günde en az 10 bin adım atan ve spor yapan Ata, hem depresyondan çıktı hem de yaşam kalitesini arttırdı hem de hastalıklarından kurtuldu.“58 bedenden 36 bedene düştüm”
Eşinin ölümün ardından depresyona girdiğini anlatan Serpil Ata, yaşadığı zorlukları İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Ata, artık kıyafet alırken daha mutlu olduğunu belirterek, “Eşimin ölümünün ardından yememe içmeme hiç dikkat etmedim. 120 kiloya kadar çıktım. Sonra burayı önerdiler ve geldikten sonra günde 10 bin adım atmaya başladım. İlk aylarda 3-5 kilo verdim ve çok azmettim. 57 kilo verdim ve 63’e kiloya düştüm. Ayrıca bu kiloyu koruyorum, geri kilo almıyorum. Yıllarca giyemediğim kıyafetleri şu anda giymeye başladım. Gidip kendime 36 beden kıyafet alabiliyorum. 58 bedenden 36 bedene düştüm ve kızlarımın kıyafetlerini giyebiliyorum” dedi.“Azmettikten sonra yapılamayacak hiçbir şey yok”
Mide küçültme ameliyatı olmayı hiç düşünmediğini söyleyen Ata, “Çevremde ameliyattan sonra vefat eden kişiler olmuştu. Ayrıca ameliyat olup zorluk yaşayan insanlar oldu. O nedenle hiç ameliyatı düşünmedim ve sadece diyet, sporla bu kiloları verdim. Azmettikten sonra yapılamayacak hiçbir şey yok. Yeter ki azim olsun. İnsanlar bana ‘Hasta mısın, kanser misin?’ diye soruyorlar. Hastalığım da kalmadı, ilaç da kullanmıyorum. Herkese kilo vermeyi öneririm, boşuna kilo taşıyoruz” ifadelerini kullandı.“Verdiğimiz diyete harfiyen uyuldu”
Diyetisyen Emrah Gülek ise danışanının çok azimli olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Serpil Hanım gerçekten yüksek bir azme sahip. Verdiğimiz diyetlere harfiyen uydu. Kaçamak mümkün olduğunca yapmadı. Yürüyüşlerini aksatmadı ve her gün 10 bin adım attı. Kendisine bir beslenme, yaşam düzeni oluşturdu. Ayrıca Serpil Hanım verdiği kiloyu korudu. Çünkü bizim için kilo vermekten ziyade kiloyu korumak daha önemli. Böyle örneklerimiz çok. Birçok danışanımız güzel kilolar verdi. Herkesi merkezimize bekliyoruz.” -
Devlet desteği orman köylülerinin yüzünü güldürüyor
Tarım ve Orman Bakanlığı, Kastamonu’da özellikle kırsalda yaşayan vatandaşlara desteklerini sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü, 2023 yılında 345 orman köylüsüne motorlu testere, tomruk çekme vinci, traktör, süt sığırcılığı ve süt koyunculuğu için 8 milyon lirası hibe olmak üzere 40 milyon lirası faizsiz kredi, 2 orman köyü kooperatifine de 1 milyon lirası hibe olmak üzere 5 milyon lira faizsiz kredi desteği sağladı. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü, sık sık ev yangınlarının yaşandığı kentte eskiyen elektrik tesisatlarının da yenilenmesi için vatandaşlara kredi desteğinde bulundu. Alınan destekler sayesinde orman köylüsü, kesim yaptıkları alanda hem üretimlerini hem de gelirlerini arttırdı. Ayrıca hayvancılık yapmak için imkanı olmayan aileler de faizsiz Orköy kredileri sayesinde aldıkları hayvanlarla hayvancılık yapmaya başladı. Bazı aileler de hayvancılık dışında teşvikle aldıkları büyükbaş hayvanların sütünü sağarak gelir elde etmeye başladı.
“Orman köylüsünü 45 milyon lira kredi ile destekledik”
Kastamonu’da orman köylüsüne 45 milyon lira kredi desteğinde bulunduklarını söyleyen Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, “Orman köylülerinin kalkındırılması noktasında 45 milyon lira orman köylüsünü kredi ile destekledik. Bu kredilerimiz faizsizdir, yüzde 20’si de hibe niteliğindedir. Son 5 yıldır orman köylümüzün üretim yapma kabiliyet ve kapasitesini arttırma doğrultusunda traktör, tambur, kesim motoru, iş güvenliği kıyafetleri gibi birçok desteklerde bulunduk. Orman köylümüzün sosyal ve ekonomik durumunu iyileştirme maksadıyla süt koyunculuğu ve süt inekçiliği gibi kredi desteğinde de bulunduk. Köylümüzün çok uzun yıllardır yenilemediği elektrik tesisatları sebebiyle birçok yangının çıktığını gördüğümüz için Kastamonu Valiliğimizle iş birliği dahilinde köy evlerinin elektrik tesisatlarının yenilenmesi projesi adı altında destekler verdik. Köylümüzün bu sayede elektrik tesisatlarını yeniledik” dedi.
“Ormancılık sektöründe 50 bin civarında insan orman ile ilgili işlerde çalışıyor”
Kastamonu’da 50 bin civarında insanın orman ve ormanla ilgili işlerde çalıştığını söyleyen Sönmezoğlu, “Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü olarak yaptığımız çalışmalar neticesinde halkımıza 3 milyar lira civarında istihkak ödemesi yaptık. Ormanda 220 kilometre yol inşa ettik. Birçok kampüsümüzde eksik olan binalarımızı ve tesislerimizi yeniledik. Kastamonu’da köylümüzün takriben 30 bin kadarı orman ile ilgili çalışmalarda görev alıyor. Orman ile ilgili sanayi sektöründe de 20 bin civarında insanın çeşitli şekillerde istihdam edildiğini tespit ettik. Gerek ormanda yapılan direkt çalışmalar, gerekse ormancılık ile ilgili sanayi ve direkt hizmet sektöründe çalışanları dikkate aldığımızda Kastamonu’da 50 bin civarında insan direkt orman ile ilgili işlerde çalışıyor” diye konuştu.
Bu yılki kredi desteğini 80 milyon lira olarak belirlediklerini belirten Sönmezoğlu, “2023 yılında Kastamonulu olan Bakanımız İbrahim Yumaklı’nın destekleriyle 45 milyon Orköy kredisi verdik. 2024 yılında da 80 milyon olarak yıllık programımız ve ödeneğimiz belirlendi. Bu programı ve ödeneği en hızlı şekilde bitirerek daha ilave kaynak tedarik etme konusunda çalışacağız” şeklinde konuştu.“Tamburu daha önceden alsaymışız çok daha iyi olacakmış”
Karakaya Köyü Kooperatif Başkanı Muharrem Külte, “Sırtımızda motorlar ile ormanda üretim yapmaktaydık. Yıllar sonra bizler huzura kavuştuk. Orman işçileri olarak aletlerimiz değişti, Orköy kredisiyle tambur aldık. İşlerimiz kolaylaştı, üretimimiz de fazlalaştı. Zor olan alanlarda tambur ile çalışıyoruz. Daha önce alsaydık çok daha iyi olacakmış. Şimdi bizler hayatımızdan memnunuz. Her yıl 2 bin metre üretim, şimdi teknolojiyi de kullanarak 10 bin metreye kadar üretim yapabiliyoruz. Bizlere destek verilmesini istiyoruz. Orman köylüsüne traktör, tambur, kesim motoru gibi destekleri bekliyoruz” dedi.
“80 bin lira kredi kullandık ve tambur aldık”
Araç ilçesine bağlı Çubukludere köyünde ormanda kesim yapan Emre Kapucu da, “2023 yılında Orköy destekleri ile tamburlarımızı devletimiz sayesinde aldık. Bu makineler olmadan zor çalışıyorduk, şimdi iş gücümüz kolaylaştı. Daha önceleri yılda 500 metreküp civarında tomruk envari yapabilirken, şimdi ise 5-6 bin metreküp yapabiliyoruz bu ekipmanların ve makinelerin sayesinde. Biz, geçen yıl 80 bin lira kredi kullandık ve tambur aldık. Bu yüzden Cumhurbaşkanımıza, Tarım ve Orman Bakanımıza bizlere verdiği bu desteklerden ötürü çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
“Ev hanımıydım, aldığım teşvikle koyunculuk yapmaya başladım”
Araç’ın Akgeçit köyünde hayvancılık yapan Mukaddes Tokat ise, “Bizler teşvikten yararlandık, 30 koyun ve 1 koç aldık. Şu anda koyunlarımız doğuruyor. Bazıları ikiz oldu. Bu işi severek yapıyorum, hepsinin isimleri bile var. Ben daha önce ev hanımıydım, bir işle uğraşmıyordum. Birkaç tane koyun almıştık. Geçen yıl da bizlere teşvik çıkınca bundan yararlanmak istedik ve teşvikle koyunlar aldık. Eşim de yem fabrikasında çalışıyordu, emekli olunca biz de koyunculuk yapalım istedik. Daha önce hayvancılıkla ilgili bilgimiz yoktu. 150 bin lira civarında bir hibe ile koyunları aldık. Bu yıl da aldığımız koyunları ve kuzuları satacağız. Şu anda kazancı iyi gibi duruyor. Geri ödeyeceğimiz kredinin de taksitli ve faizsiz olması bizim işimize geldi. Bu koyunları sattığımız zaman fazlasıyla parasını çıkartacağız” şeklinde konuştu.
“İki ailemize ayrı ayrı 30 koyun ve 1 koç verdik”
Samatlar Orman İşletme Müdürlüğü Uçarsu Orman İşletme Şefi Orman Yüksek Mühendisi Gizem Özdikmenli Kokara da, “2023 yılında Akgeçit köyümüzde iki ailemizden başvuru olmuştu. Bu ailelere destek kredisini sağladık. Bu yıl da 4 ailemizin başvurusu var. İnşallah onların da taleplerini karşılayacağız. İki ailemize ayrı ayrı 30 koyun ve 1 koç olmak üzere 62 küçükbaş hayvan verdik. Bu yıl da aynı şekilde başvuruda bulunan ailelere destek vereceğiz. Bizler, bu yıl daha fazla teşvikler bekliyoruz. Daha fazla ödeneklerimiz var. Bu hibelerden yararlanmak isteyen herkesi işletme müdürlüklerimize davet ediyoruz” diye konuştu.
-
“Devletimize vergi vermekten kaçınmam”
Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye’deki gelir ve kurumlar vergisi istatistiklerini açıklarken, İzmir Çeşme’de 50 yıllık işletmesi olan pideci Reşat Akbaykal, iş adamlarını, fabrikatörleri geride bırakarak İzmir’de en çok vergi ödeyen 100 firma arasına girdi. Tek şubesi bulunan pide salonunun sahibi Akbaykal, rekortmen olduğunu Çeşme Vergi Dairesi tarafından arandığında öğrendiğini söyledi.
Akbaykal, “Maliyeden beni arayıp çağırdılar. Eksik bir şey mi var diye ben de şaşırdım. Vergi rekortmeni olarak İzmir’in ilk 100’üne girdiğimi söylediler. Gurur duydum o anda, ilkokul çocuğu gibi heyecanlandım. Çok memnun oldum. Beni tebrik ettiler. Karanlık adamlarla zaten işimiz olmaz. Vergi rekortmeni olarak ilk 100’e girdiğim için eş dost herkes çok mutlu oldu” dedi.“İnsanlar, devletten vergi çalmaya kalkıyor”
Bir devlet memuru çocuğu olduğunu söyleyen Akbaykal, “Ben de devlette 8-10 sene çalıştım. Uzun bir süre yedek subaylık yaptım. Hep dürüstlüğe alıştık. Babam bana ‘sakın oğlum tek bir lokma haram yeme’ derdi. O şekilde yetiştiğimiz için başka yollara da girme düşüncesi de hiç olmadı. Hayatımdan da memnunum. Sosyal medyadan gelen mesajlara cevap vermekte zorlanıyorum. Sürekli mesajlar geliyor. Sokakta yürürken önümü kesip tebrik ediyorlar. Çok fazla olumlu geri dönüşler aldım. Ne çalışanın hakkını yerim, ne de dışarıdan avanta bir şey isterim. Böyle şeyleri hiç sevmem. Devletimize vergi vermekten kaçınmam. Onun için vergi vermekten çok memnunum. Piyasada insanlar devletten vergi kaçırmaya kalkıyorlar” diyerek sözlerini tamamladı.
-
“Hiçbir devlet, statüsü vermeye zorlanamaz”
MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, Selahattin Demirtaş’ın özerklik meselesi ile ilgili yaptığı söylemlere yönelik açıklamalarda bulundu. Son günlerde tartışılan özerklik meselesinin Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı bir davada verdiği, “Bir yönetim modelini savunmak, bölücülük olamaz” şeklindeki ifade ile bir kez daha gündeme getirildiğini belirten Özarslan, “Özerklik, bir kavram olarak son 40 yıldır, ülkemizde değişik çevrelerce sıklıkla dile getirilmiş bir kavramdır. Ülkemizdeki taraftarları, bölgesel (siyasî) özerklik kavramını gündeme taşımışlar ancak ısrarla ve yalnızca ‘özerklik’ terimini kullanmışlardır. Özerklik taraftarları, bu kavram yoluyla bölücü niyetlerini gizleyerek özerkliği bir araç olarak kullanmak istemektedirler. Bu sebeple ‘bölgesel özerklik’ yerine, ‘demokratik özerklik’ ifadesini kullanarak bölgesel özerkliği şirin gösterme gayreti içindedirler. Nitekim Demirtaş da mahkemede verdiği ifadede, benzeri bir yöntem izlemiş ve ‘Demokratik özerkliği savunmaya devam edeceğiz’ şeklinde bir beyanda bulunmuştur. Bu yolla bir kere daha açık bir bölünme taraftarlığı yerine, dolaylı bir yaklaşım tercih edilmiştir. Hukuki açıdan bakıldığında özerklik kavramına ait genel kabul görmüş net bir tanım bulunmamaktadır. Bu sebeple herkesin üzerinde mutabık kaldığı, ortak bir statü ve ilkeler belirlemek mümkün değildir” diye konuştu.
“Hiçbir devlet, kendi ülkesi içinde özerk bir bölge oluşturmaya veya özerklik statüsü vermeye zorlanamaz”
Uluslararası hukukta genel kabul görmüş ve bağlayıcı bir özerklik tanımının olmadığına dikkat çeken Özarslan, “Özerklik tanımı, yapısı ve kaynağı üzerinde bir uzlaşma olmaması münasebetiyle ‘somut örneğe göre değişkenlik gösteren’ bir mahiyete sahiptir. Bir uluslararası hukuk ilkesi olarak özerkliğin varlığı da tartışmalıdır ve bu yönde, herhangi bir uzlaşma söz konusu değildir. Bu sebeple hiçbir devlet, kendi ülkesi içinde özerk bir bölge oluşturmaya veya özerklik statüsü vermeye zorlanamaz. Hiçbir devletin bu yönde bir yükümlülüğü yoktur. Dolayısıyla bir devlet, özerkliğin herhangi bir türünü benimsemek ve iç hukukunun bir parçası haline getirmek zorunda değildir. Bu yönüyle bakıldığında özerklik, uluslararası müdahaleye de kapalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakımından da bu konu, Lozan Antlaşması ile kapanmıştır. Türk devletini uluslararası hukuk açısından kuran bu belgeye göre Türkiye, üniter (bölünmez) bir yapıda kurulmuştur. Söz konusu düzenleme, Türk iç hukukunun da sürekli ve değişmez bir hükmü olarak yer almıştır. 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları da bu yaklaşımın bir sonucu olarak düzenlenmiştir. Yürürlükteki 1982 Anayasası da bölgesel özerkliği düzenlememiş, böyle bir statüye geçit vermemiştir. Zira Anayasamızın 3. maddesi, ‘Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ ifadesiyle Türk devletinin sınırları içinde farklı egemenlik parçaları oluşturulmasını yasaklamıştır. Bir başka ifadeyle 3. madde, bölgesel özerklik ve federasyon gibi statülere engel teşkil etmektedir. Lozan Antlaşması ile kurulan Türk üniter devletinin dayanağı, ‘ülkesi ile bölünmez bütünlük’ ifadesidir. Bilindiği üzere Anayasamızın ilk üç maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dâhi edilemez. Bu durumda, bölünmezlik tartışmaya kapalıdır ve bu sebeple özerklik yandaşları için hukukî ve sürekli bir engel de söz konusudur” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de faal olan siyasi partilerin ve siyasi parti temsilcilerinin bahsettiği çerçeveye uymaları, gerek uluslararası hukuk gerekse Türk iç hukuku bakımından değerlendirildiğinde bir zorunluluk olduğunu aktaran Özarslan, şu ifadeleri kullandı:
“Bölücülük ve bölgesel özerklik, Türk iç hukuku bakımından açık bir yasaktır. Anayasamızın amir hükümleri karşısında, hukuken ölüdür ve diriltilmesi de mümkün değildir. Bir başka deyişle iki ölüden bir canlı, iki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Aksi yöndeki çabalar, boşa bir çırpınıştır. Bu çırpınışı, yerli ve özellikle yabancı ortaklarına güvenerek yapanlar için bir kez daha şunu hatırlatalım. 1923’te süresiz olarak imzalanmış ve uluslararası toplumun tamamı için bağlayıcı olan Lozan Antlaşması ile bunun bir izdüşümü olarak düzenlenmiş Türk iç hukuku var olduğu müddetçe ki ‘ebed müddet’ var olacaktır, bu hevesler kursakta kalmaya mahkumdur.” -
Arjantin’in yeni Devlet Başkanı
Arjantin’de dün devlet başkanlığı seçiminin ikinci turu için halk sandık başına gitti. Oyların yaklaşık yüzde 90’ının sayıldığı seçimin resmi olmayan ön sonuçlarına göre oyların yüzde 56’ını alan Javier Milei, ülkenin yeni devlet başkanı oldu.
Sonuçların açıklanmasının ardından Milei başkent Buenos Aires’te yaptığı zafer konuşmasında, “Bugün Arjantin’in yeniden inşası başlıyor. Bugün Arjantin’in gerilemesinin sonu başlıyor. Gerileme modelinin artık sonu geldi. Bundan geri dönüş yok” dedi. Arjantin’in dünyada asla kaybetmemesi gereken konumuna geri döneceğini söyleyen Milei, “Daha iyi bir dünyanın inşası için özgür dünyanın tüm uluslarıyla omuz omuza çalışacağız” şeklinde konuştu. Arjantin’deki ekonomik duruma ilişkin konuşan Milei, “Önümüzde enflasyon, işsizlik ve yoksulluk gibi çok büyük sorunlar var. Durum kritik ve yarım yamalak tedbirlere yer yok” ifadesini kullandı.
Seçimde oyların yüzde 44’ünü alan Ekonomi Bakanı Sergio Massa ise yaptığı açıklamada, sonuçların beklediği gibi olmadığını belirterek, Javier Milei’yi zaferinden dolayı tebrik ettiğini kaydetti.ABD’den Milei’ye tebrik
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Milei’yi seçim zaferi dolayısıyla tebrik etti. Blinken yaptığı yazılı açıklamada, “Seçimlere katılımın güçlü olması ve oylamanın barışçıl bir şekilde yürütülmesi, Arjantin’in demokratik olduğunun bir kanıtıdır. İnsan haklarını ve demokrasiyi korumak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve orta sınıfa yatırım yapmak da dahil olmak üzere, her iki ülkenin halkına fayda sağlayacak ortak öncelikler konusunda Milei ve hükümetiyle birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.
ABD’nin eski Başkanı Donald Trump da Milei’yi tebrik etti. Trump, “Bütün dünya izledi. Seninle gurur duyuyorum. Ülkende gidişatı tersine çevirecek ve Arjantin’i yeniden harika yapacaksın” ifadesini kullandı.
Ekonomist ve eski televizyon yorumcusu 53 yaşındaki Javier Milei, Arjantin Merkez Bankası’nı kapatmak istediğini belirtmiş, ülke ekonomisini düzeltme sözü vermişti. Milei’nin ABD dolarını ülkenin resmi para birimi yapma vaadi halktan büyük destek toplamış, ancak birçok ekonomi uzmanı bunun ekonomik bir felakete yol açacağını ifade etmişti.
Yıllık enflasyon oranının yüzde 140’ın üzerinde olduğu Arjantin’de 5 kişiden ikisi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. -
Bandırma’da vakıftan bilgisayar desteği
Bandırma Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne ve Edincik Recep Gencer Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne geçtiğimiz aylarda hibe edilen 3D yazıcıların etkin bir şekilde kullanılmak üzere, Bandırma Kültür ve Eğitim Vakfı 2 okula yüksek donanımlı 4 dizüstü bilgisayar hibe etti. Bandırma Kültür ve Eğitim Vakfı, Yönetim Kurulu üyeleri, öğrencilerin daha etkin üretim yapmaları için ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor. Aynı zamanda da Hasan Atlı İlkokulu’nun da ses sistemi ve sınıflara dolap desteğinde bulundu.
Bilgisayarlar, öğrencilerin kullanımına sunulmak üzere Bandırma Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdürü Levent Tokalaç ve Edincik Recep Gencer Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdür Yardımcısı Abdullah Taşkın’a teslim edildi.
Teslim töreninde Bandırma İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hacı Emre Gökşen’de hazır bulundu.
-
“Evlatlarımız, devletimizin geleceği demektir”
Türk Hava Yolları tarafından sosyal sorumluluk projesi adı altında Şehit Selahattin İlk ve Ortaokuluna 15 bilgisayarlı bir bilişim sınıfı kurulurken, Çimenli İMKB İlk ve Ortaokulunda okuyan 244 öğrenciye de 2 parçadan oluşan kıyafet seti dağıtıldı.
Açılış ve kıyafet dağıtımına katılan Hakkari Valisi Çelik, “THY’nin yapmış olduğu hayırlar, sadece ilimizdeki okullarla sınırlı değil, zor zamanlar geçirdiğimiz afetlerde ve farklı alanlarda, hayır yaptıklarını da çok iyi biliyoruz. Bundan dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum. Eğitim, gerçekten çok önemli bir sektör. Evlatlarımızı yetiştiriyoruz. Evlat, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceği, ailenin geleceği demek. Bu coğrafya geçmişten bugüne zor olan bir coğrafya. Bizden 100 yıl öncesinde ecdadımız, bu toprakların Türk yurdu olarak kalması için mücadele ederken büyük fedakarlıklar verdiler, canlarını, mallarını, cesaretlerini ortaya koydular. Gelecek yüzyılda da biz ve bizden sonra gelecek nesillerin aynı ferasetle, aynı duygu ve düşüncelerle yollarına devam etmesi lazım. Devletimiz, eğitim sektörüne ciddi yatırımlar yapıyor. Bunu herkes yakinen görebilir. Bizim çocukluk zamanımızda, sınıfların öğrenci kapasitesi çok yüksekti. Şimdi bu oran epey düştü. Bu da şunu gösteriyor, biz ciddi anlamda okul, sınıf yapıyoruz ve bu okullarda çocuklarımıza eğitim verecek öğretmen ataması yapıyoruz. Bu çocuklar Türkiye’nin, bu milletin geleceğinin önünü açacaklar. Bugün savunma sanayisinde, yazılım alanında, sanayide, tarımda, turizmde eğer bir başarı varsa, bu başarı evlatlarımızın, çocuklarımızın olacak. Ben tekrardan, THY’ye, şükranlarımı sunuyorum” dedi.
-
“Türkiye, müdahale ve mücadeleye hazır olmalıdır”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Cumhuriyet’in 100. yılına değinen Bahçeli, “Cumhuriyet demek, cumhurun bizatihi kaderine ve geleceğine egemen vasfıyla sahip çıkması demektir. Aziz Atatürk’e göre, ‘Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.’ Cumhuriyetin en müessir ve müyesser niteliği doğrudan doğruya millet egemenliğine dayanması, demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Elbette her demokratik rejim cumhuriyet değildir. Ancak demokrasinin münhasıran gelişmiş şekli, mütemadi hüviyeti cumhuriyetle sağlanmaktadır. Milli istiklali hayat meselesi gören Atatürk’e göre, ‘Demokrasi prensibinin en asrî ve mantıkî tatbikini temin eden hükümet şekli cumhuriyettir’” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü hayırlı olsun” diyen Bahçeli, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, istiklalimizin onurunu yedi düvelin alnına kanlarıyla kazıyan şehitlerimize, Milli Mücadele’nin tüm neferlerine, muhterem ecdadımıza Allah’tan rahmetler diliyorum. Huzurlu millet, güçlü devlet, onurlu gelecek mutlaka cumhurla gerçekleşecek, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayıp yaşatılacaktır. Cumhursuz cumhuriyet, Türk’süz millet, parçalı devlet düşleyenlerin, şehadet pınarından kana kana içmeye hazır bir şuur karşısında mahvı perişan olmaktan başka da şansları olmayacaktır” açıklamasında bulundu.
Gazze’de yaşananların insanlık suçu olduğunun altını çizen Bahçeli, “Kadim devlet aklımız ve irademizle devrede olmazsak, siyasi ve diplomatik temaslarımızı askeri caydırıcılıkla desteklemezsek, günü geldiğinde Gazze’deki dramların bir benzerine, Allah muhafaza ama Anadolu’da da mahkum olmamız kaçınılmazdır. Bu düşüncemin muhatapları zeka özürlüsü iş birlikçiler değildir. Bu düşüncemin muhatapları iç ihanet ve işgal cephesinde birleşen ciğeri beş para etmez soysuzlar hiç değildir” diye konuştu.
“Zulüm karşısında tarafsızlık namussuzluktur” diyen Bahçeli şöyle devam etti:
“Biz çok şükür namussuz değiliz, tarafız, haklının, masumun, insan onurunun, tarih ve inanç bağlarımız olan kardeşlerimizin tarafıyız. 24 saat dolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti insanlık nam ve hesabına, barış ve çözüm iklimini yeşertmek, garantörlük mekanizmasını kurmak adına her türlü müdahale ve mücadeleye hazır ve kararlı olmalıdır. Bizde geri adım yoktur. Birleşmiş Milletler etkisizdir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Refah Sınır Kapısı’nda boy göstermekten başka bir şey yapamamıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan umut yoktur. ‘Gazze için Kahire Barış Zirvesi’nden bir sonuç çıkmamıştır. İslam ülkeleri atıl ve aciz şekilde Gazze’nin bombalanmasını izlemektedir. O halde Gazze’yi koruma ve kollama misyonu Türk milletinin üzerindedir.” -
Fazla mesai ücreti 2024’te artacak
2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nden derlediği bilgiye göre, memurların saat başı fazla çalışma ücreti, yeni yılda yüzde 87 artacak. 2023 yılında 5 lira 40 kuruş olan saatlik fazla mesai ücreti 1 Ocak 2024’ten itibaren 10 lira 10 kuruşa çıkacak.
Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinde çalışan makam şoförleri dahil tüm personele ayda 90 saati, genel müdürlüklerin merkez teşkilatlarında görevli şoförlere de 60 saati geçmemek üzere yeni yılda 5 lira 70 kuruş yerine 10 lira 70 kuruş fazla mesai ücreti ödenecek.
Her makam için aylık toplam 450 saati geçmemek üzere kurul başkanı (bakanlıklar), genel müdür ve daha üst birim yöneticileri, strateji geliştirme başkanı, vali, general ve amiral rütbesini haiz olmak kaydıyla Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, kuvvet komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığındaki daire başkanı ve daha üst birimlerin yöneticileri, rektör, büyükşehir ve il belediye başkanlarıyla birlikte çalışan personele ayda 90 saati geçmemek üzere saat başına 10 lira 70 kuruş ödeme yapılacak.
Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne ve üniversitelere bağlı yurtlarda görev yapan personelden, gerçekleştirdikleri fazla çalışma karşılığında kendilerine izin verilme imkanı bulunmayanlara ayda 90 saati aşmamak üzere saat başına 10 lira 10 kuruş ek ödeme gerçekleştirilecek.
Mesleki ve teknik eğitim bölgesinde yer alan meslek yüksekokullarıyla ilişkilendirilen mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarında görev yapan Milli Eğitim Bakanlığı idari personeline, yasal çalışma saatinin bitiminden sonra fiilen yaptıkları fazla çalışma süreleri için ayda 100 saati geçmemek üzere saat başına 17 lira 20 kuruş ödenecek.
YURT İÇİ GÜNDELİKLER
Harcırah Kanunu uyarınca verilecek yurt içi gündelik ve tazminat tutarları da yeniden belirlendi. Yeni yılda TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcılarına ödenecek yurt içi gündelik tutarı 270 liradan 500 liraya yükselecek.
Anayasa Mahkemesi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri, kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Sahil Güvenlik Komutanı, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı, TBMM Genel Sekreteri, orgeneraller, oramiraller, Yargıtay, Danıştay, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Sayıştay başkanları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Diyanet İşleri ve Yükseköğretim Kurulu Başkanları ile Kamu Başdenetçisinin yurt içi gündeliği 250 liradan 480 liraya çıkacak.
Yurt içi gündelik tutarı, ek göstergesi 8000 ve daha yüksek kadrolarda bulunan memurlar için 465 liraya çıkacak. En alt kademedeki memura ise 400 lira ödenecek.