Etiket: devlet bahçeli

  • MHP Bursa’da miting öncesi basınla buluştu

    MHP Bursa’da miting öncesi basınla buluştu

    Büyükataman, basın toplantısında sözlerine “Ülkemizdeki siyasi gelişmeleri değerlendirmek 11 Eylül Pazar günü Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin katılımlarıyla gerçekleştirecek olan “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı açık hava toplantısına kıymetli hemşehrilerimizi davet etmek üzere bir araya geldik” diye başladı.

    Seçimlerin, 18 Haziran 2023 tarihinde ve zamanında yapılacağını ifade eden MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Belki Haziran ayında Kurban Bayramı, üniversite sınavlarının olması gibi bir takım gerekçelerden kaynaklı 1 ay seçimleri öne alma ihtimali söz konusu olabilir” diye konuştu.

    MHP Genel Sekreteri Büyükataman sözlerine şu şekilde devam etti:

    “Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri ’ne büyük bir hassasiyet, olağanüstü bir titizlik ile hazırlanıyoruz. Zira Türkiye’nin tam bağımsızlık yolunda istikrarlı ve tavizsiz bir şekilde ilerlemesini sürdürmenin yolu, 2023 seçimlerinden geçmektedir. Milli meselelerdeki kararlı duruşumuzu, 15 Temmuz 2016 gecesi temeli bizzat Türk milleti tarafından atılan Cumhur İttifakı ile güçlendirerek dünyada ve bölgemizde yaşanan olağanüstü durumlarda dahi istikrarımızı sürdürmekteyiz.

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte ülkemiz, geçmişte yaşanan kısır tartışmalardan, istikrarsız hükümetlerden ve sonu gelmeyen siyasi kavgalardan kurtulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile her geçen gün büyümekte, bölgesinde güç sahibi olmakta, küresel meselelere yön veren ve çözüm üreten devlet olarak bir yıldız gibi parlamaktadır.

    Cumhur İttifakı yönetimindeki Türkiye artık eski Türkiye değildir. Dünyada ve bölgesindeki meselelerde kaderine mahkûm şekilde sessizce bekleyen, istikameti, sözde müttefik batılı devletlerin zihinlerinde şekillenen bir Türkiye artık yoktur. Ülkemiz Cumhur İttifakı ile birlikte, kendisine yönelen tüm tehditlere misliyle karşılık vermekte, asli çıkarlarını kendi iradesi ile savunabilmektedir. Zillet ittifakı, fonlarla şişirilen medyası aracılığıyla Türk Devleti’nin mücadelesine mani olmak istese de, Türkiye’nin Cumhur İttifakı’yla attığı adımlar Türk Milleti’nin zihnine kazınmıştır. Türkiye’nin desteğiyle Karabağ’daki 30 yıllık işgal sona ermiş, Azerbaycan ordusu muzaffer olmuştur.

    Terörle mücadeledeki kararlılık sayesinde ülkemizde, Suriye’de ve Irak’ta terör örgütlerinin inlerine girilmiş, şehitlerimizin hesabı sorulmuştur.
    Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları üzerinde olan haklarımız tüm batılı ülkelerin tehditlerine rağmen korunmuş ve hala korunmaktadır.
    Ülkemiz Rusya-Ukrayna savaşında tarafsızlığımızı korumuş, tahıl koridorunu açarak gıda kıtlığından milyonlarca insanın olumsuz etkilenmesine engel olmuştur.

    Cumhur ittifakı olarak attığımız bu tarihi adımlara ve Türkiye’nin yükselişine karşın; FETÖ’sü, PKK’sı, CHP’si İP’i altılı masa etrafında birleşmiş, sosyal medya üzerinden sahte hesaplarla alçakça algı operasyonları yapmaktadır. Liderimiz Devlet Bahçeli’nin ‘’Sosyal Medyaya Herkes T.C Kimlik Numarası ile Girsin’’ önerisine, hep bir ağızdan, ortak bir dil ile karşı çıkmalarının sebebi budur. Sosyal medya üzerinden kimliği belirsiz hesaplarla milletimiz arasına yalan ve fitne saçanlara, itibar suikastları ile gündemi meşgul edenlere karşı yapılacak düzenlemeye Zillet ortaklarının karşı çıkması manidardır.

    Türkiye Cumhuriyeti, dünyada ve bölgesinde kimsenin göz ardı edemeyeceği kadar önemli ve güçlü bir ülkedir. Bu ülkenin gündemine ve Türk milletinin zihnine sosyal medya ile hükmedeceğini sananlar en güzel cevabı aziz milletimizden alacaktır.

    Bugün Türkiye, sistemli olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlık yapan, terör örgütlerine tavizsiz sahip çıkan, emperyalizmin kullanışlı bir aparatı hâline gelen Zillet İttifakı ile karşı karşıyadır. Türk milletinin dünü, bugünü ve yarını ile kavgalı olan Zillet İttifakı, her meselede Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısında saf tutmakta; Türk ve Türkiye düşmanlarının yanında yer almaktadır.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu her konuşmasında, ‘’Yönetime geldiğimizde helalleşeceğiz’’ diyerek FETÖ, PKK ve DHKP-C tutuklularına umut olmaktadır.
    Kılıçdaroğlu hangi hakla terör örgütlerinin şehit ettiği binlerce vatandaşımız adına konuşmakta, hangi vicdanla şehitlerimizin katilleriyle helalleşeceğini söylemektedir.

    Kılıçdaroğlu ve altılı şer masası eğer helalleşmek istiyorsa, şehitlerimizin bize bıraktıkları emanetle, yani aileleri ile helalleşmeli ve derhal bu alçak söylemden vazgeçmelidir. Hemen her konuşmasında kendini bağımsız yargının yerine koyup karar veren, Demirtaş ve Kavala’yı serbest bırakacağını söyleyen Kılıçdaroğlu milletin değil teröristlerin, Türkiye düşmanlarının dertleriyle dertlenmektedir. Ayrıca, KHK’lıları görevlerine iade edeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu bunu hangi yetki ile yapacaktır?

    Zillet ittifakının; kararsızlıklarıyla ve tutarsızlıklarıyla ün salmış, her kafadan bir sesin çıktığı 6+ HDP’li masasıyla Türkiye’yi karanlık bir girdabın içine çekeceği açıktır. Gazi meclisimize sunulan Tezkere oylamasında zillet ittifakı içerisindeki bölünmeler milletimizin gözünden kaçmamış, partilerin kendi içlerinde dahi tutarsız söylemleri gün yüzüne çıkmıştır.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, HDP ve Kandil’den gelen tehditlere boyun eğerek, daha önce defalarca evet dediği tezkereye hayır oyu kullanmış ve yavuz hırsız misali Cumhur İttifakı’nı suçlamıştır. Aynı Kılıçdaroğlu bir de utanmadan, milletin aklıyla alay edercesine milliyetçi ve vatansever olduğunu iddia etmekte, Türk Milleti’nin zekâsını küçümsemektedir. Emperyalistlerin Türkiye ve bölge amaçlarına hizmet etmek için hazır olduğunu her fırsatta gösteren CHP-HDP-PKK-FETÖ ittifakı artık iyice gün yüzüne çıkmış, saklanacak bir tarafı kalmamıştır.

    Bu kirli ittifakın Türkiye’yi yönetme provasını, ortak adayla kazandıkları Mersin, Adana, İstanbul, İzmir gibi büyükşehir belediyelerinde, terör örgütü mensuplarının kadrolaşmasında görmekteyiz. Bu belediyeler adeta terör örgütünün propaganda merkezine dönüşmüş, örgüt mensubu şarkıcıların konser verdiği, yazarların kitaplarını yayınlattığı kurumlara dönüşmüştür. Bu sebeple çağrımız, Büyük Türk milletinin asil evlatlarınadır. İnanıyoruz ki ülkemizi istikrarsız hükümetlere ve dışa bağımlı politikalara mahkûm etmek isteyen sömürgeci zihniyete, Türk milleti asla geçit vermeyecektir.

    Biliyoruz ki Türk Milleti kararlı duruş, yüksek şuur ve sarsılmaz inanç ile ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bozacaktır. Taahhüt ediyoruz ki Türk Milleti’nin istikbaline gölge düşürmek isteyenlere ve istiklaline düşman olanlara karşı, Cumhur İttifakı olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz.
    2023 yılı Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin Türk milleti için hayati önem taşıdığının bilinci ve milletimizden aldığımız güç ile çalışıyoruz.

    Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına sarsılmaz bir kararlılıkla hazırlanıyor ve tüm vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz.
    Önümüzde seçime kadar olan süreçte de Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin talimatları ve belirlediği stratejik hedeflerimiz doğrultusunda;
    Bir gönül seferberliği halinde “Adım Adım 2023” çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

    İlkini 4 Eylül’de Sivas’ta gerçekleştirdiğimiz “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net”  temalı toplantılarımızda aziz milletimizle kucaklaşacak ve büyük bir şevk ile hedeflerimize ilerleyeceğiz. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023’te yeniden seçilmesi için çalışacak ve Cumhur İttifakı’nın TBMM’de anayasa değişikliğini sağlayacak nitelikli çoğunluğa ulaşmasının önemini her vatandaşımıza anlatacağız. Bu hayati süreçte tahriklere kapılmadan, saldırı ve sabotajlara teslim olmadan, ilkelerimiz ve inançlarımıza sımsıkı sarılarak kutlu mücadelemizi Allah’ın izniyle zafere ulaştıracağız.

    Bu kapsamda Bursa’mızın kurtuluşunun 100. yılı olan 11 Eylül 2022 Pazar günü saat:17.00’de Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin teşrifleriyle Gökdere Meydanı’nda gerçekleştireceğimiz “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net”  temalı açık hava toplantımıza siz kıymetli basın mensuplarımızı ve bütün Bursalı vatandaşlarımızı davet ediyor, kıymetli hemşerilerimize en içten sevgi ve selamlarımı iletiyorum”

  • MHP lideri Bahçeli Bursa’ya geliyor

    MHP lideri Bahçeli Bursa’ya geliyor

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa programında detaylar netleşti. Bahçeli, 11 Eylül’de Gökdere’de Bursalılarla bir araya gelmeye hazırlanıyor.

    Geçtiğimiz günlerde netleşen Eylül ayı programı çerçevesinde MHP’nin “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı mitingleri başlıyor. MHP’den yapılan açıklamaya göre, sırasıyla Sivas, Bursa, Kayseri ve Erzurum’da mitingler düzenlenecek.

    Hedef 2023 projesi kapsamında 4 Eylül’de Sivas’da miting planlayan Bahçeli, 2018 yılından bu yana ilk defa 11 Eylül’de Bursa’da miting gerçekleştirecek.

    MHP Bursa İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “2023’e doğru aday belli, karar net!” Liderimiz, Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli Beyefendiyi Ulu Şehir Bursa’mızda ağırlayacağımız Bursa Mitingimize Tüm Halkımız davetlidir” ifadelerine yer verildi.

     

     

  • MHP lideri Bahçeli’den seçim açıklaması

    MHP lideri Bahçeli’den seçim açıklaması

    MHP lideri Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) toplantılarının ardında basın açıklaması gerçekleştirdi. Seçime kadar yapılacak çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulunan Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı adaylarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu bir kez daha tekrarlayarak Erdoğan’ın seçilmesi için insanüstü bir çaba sarf edeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu’na ve 6’lı masayı da hedef alan Bahçeli 6’lı masanın fiilen dağıldığını ifade etti.

    “Partimiz bütün imkan ve inancıyla 2023’e kilitlenmiştir”

    MHP’nin 2023 yılında gerçekleştirilecek seçimlere hazır olduğunu ifade eden Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yıl dönümüne hem fikren, hem zihnen, hem siyaseten, hem de moralman hazır bir kıvama çoktan gelmiştir. Partimiz bütün imkan ve inancıyla 2023’e kilitlenmiştir. Özellikle ifade etmek isterim ki, tedavüle sokulan algı operasyonları, linç kampanyaları, yalan rüzgarları, itibar suikastları, her gün bir yenisi servis edilen, adeta FETÖ taktiklerini aratmayan şaibe ve şüphe yüklü iddialar 2023 yılının umutlarını asla kıramayacaktır. Hiç kimse yürüyüşümüzü engelleyemeyecektir” diye konuştu.

    “TBMM çalışmalarına başlar başlamaz sosyal medya düzenlemesi kanunlaştırılmalıdır”

    Sosyal medya yasasının bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, “Son gelişmeler göstermiştir ki, sosyal medyanın mutlak surette denetim altına alınması şarttır. Bunun yanı sıra ahlaki ve hukuki açıdan sınırlandırılması hayat memat konusudur. Bu kapsamda 1 Ekim 2022 tarihinde, TBMM çalışmalarına başlar başlamaz hazırlığı büyük oranda tamamlanmış olan sosyal medya düzenlemesi kanunlaştırılarak gittikçe büyüyen, huzur ve güvenliğimizi artan şekilde yutan kara delik hukuki bir temele bağlanmalıdır. İnsanların özel hayatlarının siyaset malzemesi yapılması vahim bir ahlaksızlıktır. Siyaset yapıyor olmanın bir erdemi olmalıdır. Siyaset hizmet değil hizip ve hüsran üretirse bunun altından kalkılması çok zordur. Şayet bir suç varsa, üstelik suçlu tespit edilmişse bununla ilgili ne yapılacağı, hangi işlemlerin sırasıyla tatbik ve temin edileceği yürürlükteki mevzuat hükümlerince açıktır, bellidir. Yargısız infazların demokrasi ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmadığı meydandadır. Sosyal medya ifşalarının peşine düşüp siyaset oluşturmaya, rant ve ikbal devşirmeye heveslenen muhalefet partilerinin acizliği, fırsatçılığı ve tükenmişliği artık örtülemeyecek kadar ileri noktadadır” ifadelerini kullandı.

    “CHP Genel Başkanı’nı da siyasi edep ve terbiye sınırlarına mutlaka dönmelidir”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya üzerinden provokasyon çağrısı yaptığını söyleyen Bahçeli, “Sosyal medya aracılığıyla provokasyon üstüne provokasyona meyledenler Türkiye’nin önüne taş koymaya muktedir olamayacaklardır. Buna en başta aziz milletimiz prim ve izin vermeyecektir. ‘Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız’ diyerek aklınca ön alan, cambaza baktırarak provokatörlüğün ana karargahını kuran CHP Genel Başkanı’nı da siyasi edep ve terbiye sınırlarına mutlaka dönmelidir. Dahası pervasızlığının ve pişkinliğinin siyaset mücadelesine bir şey kazandırmayacağını aklından bir an olsun çıkarmamalıdır” ifadelerine yer verdi.

    “Kılıçdaroğlu’na diyorum ki, sen affetsen ne yazar, affetmesen ne çıkar”

    Ankara’da yapılan bir eylemde bir polis memuru ile eylemci arasında gerçekleşen olaylara değinerek sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Kılıçdaroğlu’nu hedef alan MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun demokrasi anlayışı sakat, milliyetçilik iddiaları sahte, adalet ve siyaset zihniyeti batıktır. Sokak aralarında kanunsuz gösteri yapan görevli ve nöbetçi provokatörlere Türk polisinin hukuk çerçevesinde yaptığı müdahale anlaşılan Kılıçdaroğlu’nu çileden çıkarmıştır. Zira Kılıçdaroğlu askerimizin de, polisimizin de, milli güvenliğimizin de karşısındadır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir sokak eyleminde görevinin gereğini yapan cesur bir polisimiz hakkında Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla suç duyurusu yapılması namertliktir. CHP işte budur. Sözde ‘Öğretmene yapılan efeliği affetmeyeceğiz’ diyen Kılıçdaroğlu’na diyorum ki, sen affetsen ne yazar, affetmesen ne çıkar. Asıl Türk milleti seni affetmeyecek, bu yaptıklarını yanına bırakmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi kahraman güvenlik güçlerimizin sonuna kadar yanındadır” açıklamasında bulundu.

    “Zillet ittifakı fikri ve fiili olarak dağılmıştır”

    Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının belli olmadığını bir kez daha dile getiren Bahçeli, “Geçmişte denenmiş ve test edilmiş siyaset eskilerini tekraren gündeme getirip Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili tartışmaların istikametini değiştirmeye çalışmak zillet adına beyhude bir çırpınıştır. Bir isim üzerinde uzlaşmaktan aciz kalan, birbirine sürekli çalım atan, kulisleri kaynatan, dedikodu çarkını döndüren partilerin asıl üzerinde durmaları gereken husus aynı şeyleri söylemeleri değildir. Önemli olan söylediklerinin ne kadar arkasında durdukları, üstelik ne anladıkları meselesidir. Zillet ittifakı fikri ve fiili olarak dağılmıştır. Masa devrilmiş, altından CHP’nin kuklası olduğu aşikar olan ‘Emek ve Özgürlük’ isimli sol ve bölücü bir ittifakın ortaya çıktığı görülmüştür” ifadelerini kullandı.

    CHP’nin hiçbir milli meselede duyarlılık göstermediğini iddia eden Bahçeli, Yunanistan’ın S-300’lerle Türk jetlerini taciz etmesini, Mavi Vatan’da verilen beka mücadelesini CHP’nin gündemine almadığını söyledi.

    “NATO bu düşmanlıkla ilgili gereğini süratle yapmak zorundadır”

    Yunanistan’ın S-300 Hava Savunma Sistemi’nin Türkiye’ye ait F-16 savaş uçaklarına radar kilidi atmasına değinen Bahçeli, “Yunanistan elbette bardağı taşırmak için elinden gelen tacizleri sahnelemektedir. S-300 Hava Savunma Sistemi’nin F-16 savaş uçaklarımıza radar kilidi atması karşılıksız ve yaptırımsız bırakılmaması gereken bir haydutluk ve hayasızlık örneğidir. Söz konusu radar kilidinin NATO misyonu çerçevesinde görev icra eden savaş uçaklarımıza atılması da meselenin bir başka düşündürücü boyutudur. NATO bu düşmanlıkla ilgili gereğini süratle yapmak zorundadır. Radar kilidi atan Yunanistan, kural ve hukuk ihlali yaparak Türkiye’nin radarına girmiş, vuruş menzilinin içine yuvarlanmıştır. Tam da bu sırada, ABD Kongresi’nin Dış ilişkiler Komitesi Başkanı’nın Atina’da dile getirdiği, ‘Türkiye Doğu Akdeniz’de en büyük tehdittir’ sözü küstahlıktır, kifayetsizliktir, kepazeliktir. Asıl stratejik tehdit Yunanistan’ı askeri üs haline getirip Türkiye’ye silah doğrultmasını kışkırtan ve bunun için askeri yığınak yapan ABD’dedir. Hiç kuşku yok ki, Türkiye her türlü ihtimale bütün milli güç unsurlarıyla hazırdır. Milli bekamızı ve egemenlik haklarımızı zedeleyecek, tahrip edecek, zaafa uğratacak hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğimiz herkesçe çok iyi bilinmelidir” diye konuştu.

    “Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için insanüstü bir gayret sarf edilecektir”

    MHP’nin 2023 seçimlerine hazır olduğunu ve partinin seçim stratejisini duyuran Bahçeli şu ifadelere yer verdi:

    “Vatandaşlarımızla yüz yüze temas ve iletişim gönül seferberliği halinde yaygınlaşacak, ‘Adım Adım 2023’ çalışmalarımız il ve ilçelerimizin tamamında yapılmaya seçim gününe kadar devam edilecektir. ‘2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net’ temalı açık hava toplantılarımızın ilki Sivas ilimiz merkez olmak suretiyle Amasya, Tokat, Çorum ve Yozgat teşkilatlarımızın ve değerli vatandaşlarımızın iştirakiyle 4 Eylül 2022 Pazar günü gerçekleşecektir. Açık hava toplantılarımız tespit edilmiş illerimizde artan bir şevkle yapılacak, aynı zamanda ihtiyaç hasıl olursa salon toplantıları da planlanacaktır. Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için insanüstü bir gayret sarf edilecektir. 28’inci dönem TBMM’de milletvekili sayısını ve siyasal desteğini en çoklaştırmış Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığı da kesin hedefimizdir. Bunun yanında Cumhur İttifakı’nın TBMM’de anayasa değişikliğini sağlayacak nitelikli çoğunluğa ulaşması bir diğer tartışma götürmeyen hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi tuzaklara düşmeden, tahriklere kapılmadan, saldırı ve sabotajlara teslim olmadan sabırlı, inançlı ve ilkeli şekilde kutlu mücadelesine devam edecektir. Hiç kimseyi ayırmadan, hiç kimseyi ötekileştirmeden, her insanımızı Cenab-ı Allah’ın kutsal bir emaneti sayarak çalışmalarımız kararlılıkla sürecektir. Milliyetçi Hareket Partisi gönüldedir, dildedir, duadadır, fikirdedir, aydınlık yarınların gözbebeğidir.”

    Açıklama sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Devlet Bahçeli, af yasasının çıkıp çıkmayacağı sorulmasının üzerine, “Bizim haberimiz yok. Bunu söyleyen gazetecilere sormak lazım” diye konuştu.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda “Gençler, size yeniden seslenmek istiyorum. Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız” ifadelerinin sorulması cevap veren Bahçeli, “CHP’nin kışkırtıcı üslubu her alanda devam ediyor. Şimdi aklınca sokağa çekmeye çalışıyor. Sokak tehlikelidir, karanlıktır, sokağa itilenler sokak tarafından yutulur. Bunu Kemal Kılıçdaroğlu’nun unutmaması lazım” dedi.
    CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun KHK’lılar hakkında yaptığı geri dönüş açıklamalarına değinen Bahçeli, “Kılıçdaroğlu gizli kalmış FETÖ’cülük oynamasın. O sevdadan vazgeçsin. KHK’nın dönüşü mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

  • Bahçeli, Alaattin Çakıcı’yla görüştü

    Bahçeli, Alaattin Çakıcı’yla görüştü

    MHP lideri Devlet Bahçeli ile Alaattin Çakıcı saat 14.00’te MHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Görüşmede af konusunun ele alındığı iddiaları üzerine Çakıcı sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yayınladı.

    “BU BENİM İŞİM DEĞİL”

    Açıklamada, “Uzun zamandır rahatsızlığımdan dolayı gelemediğim için bugün sayın genel başkanıma ziyarette bulundum. Halk TV bu ziyaretimi provoke ederek; ‘Çakıcı’nın Bahçeli’ye ziyaretinde genel af konusu masaya yatırıldı’ cümlesini dile getirerek haber yapmıştır. Bu haber ahlaki ve etik değildir. Politikayı politikacılar yapar. Bu benim işim değil. Sayın devlet başkanımızın, sayın genel başkanımın ve parlamentonun işidir. Muhalefetin basın organı olan Halk TV gelecekte bir af çıkacaksa onun önünü kapatmak için bu haberi yapmıştır.” ifadelerine yer verildi.

     

  • MHP lideri Devlet Bahçeli’den 30 Ağustos mesajı

    MHP lideri Devlet Bahçeli’den 30 Ağustos mesajı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “30 Ağustos Zafer Bayramı” dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

    30 Ağustos 1922’de Türkiye Cumhuriyeti’nin sönmeyecek meşalesi yakıldığını söyleyen Bahçeli, “Sabahtan akşama kadar düşman bütün unsurlarıyla yerle bir edilmiş, tahkimat kanalları kesilmiş, meydanda kesin bir üstünlük kurulmuştur. Yunan Başkomutanı Trikupis dahil işgalcilerin 300 subayı ve beş bin askeri esir alınmıştır. Gazi Mustafa Kemal Paşa işte bu savaşta çamur içinde gördüğü Yunan bayrağını yerden kaldırtmış, “bayrak her milletin istiklal alametidir, saygı lazımdır.” demek suretiyle aslında Türk düşmanlarına unutamayacakları ahlak ve asalet dersi vermiştir. 30 Ağustos 1922 tarihinde kuşatma yarılmış, felaket yılları büyük bir zaferle düğümlenmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Yunanistan’ın Akdeniz ve Ege’de milletimizin sabrını zorlaması, havada ve karada tacizlerini sıklaştırması esasen yüz yıllık kuyruk acısının, yüz yıldır yaşadıkları kabusun asimetrik bir yansımasıdır” diyen Bahçeli şunları kaydetti:

    “Bunun yanında, Doğu Akdeniz’de görev uçuşu yapan Türk jetlerine Girit Adası’nda konuşlu S-300 Hava Savunma Sistemi aracılığıyla radar kilidi atılması düşmanca bir muamele, ileri düzeyde bir provokasyondur. Türkiye’nin S-400 Hava Savunma Sistemi’ne tepki gösterip yaptırım kararlarını uygulamaya geçen ABD’nin Yunanistan’ın S-300 Hava Savunma Sistemi’ne sessiz kalması tam ve tek anlamıyla çifte standarttır.

    Küresel güç iddiasında olanlara kurşun askerlik yapan bu ülke yönetiminin Mavi Vatan haritamızla ilgili beyhude sızlanmaları da korkakçadır, aynı zamanda çelişkide bocaladıklarından dolayı yanlışı savunacak kadar bilinç kaybına uğradıklarının açık kanıtıdır. Yunanistan hükümeti karakol devlet seviyesine indiklerini göremeyecek kadar basiretlerini kaybetmiştir. Bu çerçevede Türk ve İslam düşmanlığı Atina yönetiminin gözünü kör etmiş, terör örgütlerine verdikleri destekle de hem insanlık vicdanını hem de uluslararası hukuku hiçe saymışlardır.”

    CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın paylaştığı “Barışın İkinci Yüzyılı” afişlerine ilişkin açıklamalarda da bulunan Bahçeli, “30 Ağustos’un mirasını yağmalayan, İzmir’in kurtuluşunu tartışmaya açan işbirlikçilik, iradesizlik ve gayri milliktir. Söz konusu afişlerin öznesi barış değil zafer olmalıdır. Tarihe ve milli tecrübelere bakarak diyebiliriz ki, zafersiz bir barış teslimiyetçilik, barışsız bir zafer ise tedbirsizlik, temkinsizlik ve temelsizliktir. Düşmandan aman dileyen bir çürümüşün, zaferimizi barış diyerek gölgeleyen bir Megali İdea hayranının darbeci ve zalim babası gibi zillette olduğu ayan beyan ortadadır. Güzel İzmir’imiz 9 Eylül 1922’de kurtulmuştur, fakat yüz yıl sonra fiili esaret altında, zincirlenmiş halde bulunmasından mütevellit perişan vaziyettedir” açıklamasında bulundu.

    Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak, “Milli Mücadele’nin lideri, 30 Ağustos 1922’nin Başkomutanı, ilk Cumhurbaşkanımız ve Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ülkü ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmetle, şükranla ve saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Bahçeli’den Malazgirt Zaferi mesajı

    Bahçeli’den Malazgirt Zaferi mesajı

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Malazgirt Zaferi’nin 951’inci yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

    “Ağustos ayı Türk milletinin zafer dualarının kabul olduğu aydır”

    Malazgirt Zaferi’nin Anadolu’yu vatan yapan bir zafer olduğuna dikkati çeken Bahçeli, ağustos ayının Türk milletinin zafer dualarının kabul olduğu bir ay olduğunu belirterek, “Türk tarihi, birbiriyle eklemlenmiş kutlu zaferlerin ihtişamıyla süslenmiş, muazzam ve muzaffer bir millet ruhunun itibarıyla güçlenmiş ve yükselmiştir. Başka bir ifadeyle, mazi kayıtlarımıza geçen her zafer istiklal haysiyetimizin zırhı, istikbal hedeflerimizin ziyneti olmuştur. Ağustos ayı Türk milletinin zafer dualarının kabul olduğu, meydanlarda kabaran iman ve iradesinin zulüm ve zilleti yendiği bir aydır. Malazgirt’ten Otlukbeli’ne, Mercidabık’tan Mohaç’a, Büyük Taarruz’dan Dumlupınar’a kadar Türk milleti muhteşem atılımların, muazzez zaferlerin övüncüyle yoğrulmuştur. Bunlardan her birisi tarihe mühür vurmuş, hepsi de birbirini tamamlamıştır. Bilhassa 951 yıl önce fazilet ve fedakarlığın refakatiyle kazanılan Malazgirt Zaferi Anadolu’yu vatan yapan, zalimlerin hesabını bozan diriliş ve doğruluş şahikasıdır. Malazgirt Ovası’nda yalnızca iki ayrı ordu, yalnızca iki ayrı devlet karşılıklı olarak mevzilenmemiş; bunlardan çok daha önemlisi hak ile batıl, iman ile ihanet karşı karşıya gelmiştir” dedi.

    “Vatan 951 yıldır namusumuza ve mukaddesat onurumuza emanettir, dahası asla terk edilmeyecektir”

    Bahçeli, mesajına şöyle devam etti:

    “Nitekim Malazgirt Meydan Savaşı analitik bir akılla ve derinlemesine bir bakışla incelendiğinde; siyasi, askeri, kültürel, toplumsal ve dini boyutları açısından tamamen birbiriyle ters düşmüş iki medeniyetin nasıl bir mücadele halinde olduğu, nasıl bir cepheleşme içinde yer aldığı bariz şekilde görülebilecektir. Malazgirt Zaferi haklı davalarına inanmış tertemiz yüreklerin, şehadeti peşinen kabullenmiş yüce gönüllerin, mazluma dost zalime düşman kesilmiş kahraman neferlerin unutulmayacak, unutturulmayacak destanıdır. Büyük Hakanımız Sultan Alparslan’ın ‘Ben kendimi Allah’a adadım, benim için şehitlik de, muzaffer olmak da bahtiyarlıktır’ sözü esasen paslı kilitleri söküp atan, köhne engelleri yıkıp aşan inanmışlığın tezahür ve temin kuvvetidir. Bizans’ın asker sayısı ve silah teknolojisi konusundaki üstünlüğü kutlu ecdadımızın aklı, ahlakı, azmi ve anıtlaşmış cesareti karşısında elbette tutunamamış, nihayetinde bozgun kaçınılmaz hale gelmiştir. 26 Ağustos 1071’de Anadolu coğrafyası asıl ve ebedi sahiplerine kucağını açmış, işgal ve ilkellik son bulmuştur. Hala kıyıda köşede karanlık senaryolarla meşgul olan Bizans’ın varisleri ne yaparsa yapsın, vatan tektir, adı Türk’tür, 951 yıldır namusumuza ve mukaddesat onurumuza emanettir, dahası asla terk edilmeyecektir.”

    “Kötü ve kötürüm niyet sahipleri ayaklarını denk almalıdır”

    Malazgirt Zaferi’nden 851 yıl sonra düşmanı vatan topraklarından sürüp çıkaran taarruz şuurunun hala milletin vicdanında kor gibi durduğunu vurgulayan MHP lideri Bahçeli, “Hiçbir makus oyun, hiçbir menfur tuzak Malazgirt’in şanına leke düşüremeyecektir. Zaferlerimiz geride kalmış, tarihin bir anında donmuş ve durmuş değildir. Sultan Alparslan’ın ve kahraman ecdadımızın Anadolu topraklarına diktiği var oluş ve bağımsızlık fideleri çınarlaşmış, milletimizin ve mazlum toplumların tamamını gölgesine almıştır. Bizans’ın ve kirli emellerinin dirilmesi için faal halde olanlara hatırlatırım ki, Malazgirt Zaferi’nden 851 yıl sonra düşmanı önüne kattığı gibi vatan topraklarından sürüp çıkaran taarruz şuuru hala milletimizin vicdanında kor gibi durmaktadır. Bu nedenle kötü ve kötürüm niyet sahipleri ayaklarını denk almalıdır. 951 yıl önce üzerinde yaşadığımız topraklara kardeşliğin ve kader ortaklığının tohumları saçılmış, asırlar içinde de kökleşmiştir. Çok şükür kökümüz sağlam, önümüz aydınlıktır. Malazgirt Zaferi’nden Büyük Taarruz’a kadar geçen asırlar içinde adımız, anımız ve acımız bir olmuş, birlikte gülüp birlikte ağlamanın asalet ve hissiyatı büyük Türk milletiyle vücut bulmuştur. Bilinmelidir ki, vatanın bedeli şehadet ve gazilikle ödenmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Vatanımız sonsuza kadar var olsun”

    Bahçeli, mesajında şunları kaydetti:

    “Bu duygu ve düşüncelerle Türk tarihinin her bir döneminde, milli bekanın muhafazası için emsalsiz sorumluluklar üstlenmiş, en çetin imtihanları sabır ve vatanperverlikle geçmiş kahramanlık nişanesi aziz ecdadımızı hürmet ve rahmetle yad ediyorum. Malazgirt Zaferi’nin 951’inci yıl dönümünde Büyük Hakanımız Sultan Alparslan’a, kahraman neferlerimize, Büyük Taarruz’un 100’üncü yıl dönümünde de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, ülkü arkadaşlarına ve muhterem şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Zafer günümüz mübarek olsun. Vatanımız sonsuza kadar var olsun.”

  • “Trafik terörüyle tavizsiz mücadele edilmelidir”

    “Trafik terörüyle tavizsiz mücadele edilmelidir”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, dün Gaziantep ve Mardin’de gerçekleşen ve toplamda 35 kişinin hayatını kaybettiği kazalarla ilgili açıklama yaptı.
    Bir günde gerçekleşen kazaların yüreklere ateş düşürdüğünü belirten Bahçeli, “Gerçekten de üzüntümüz çok büyüktür. Vahşet niteliğindeki kazaların çok yönlü araştırma ve incelemesinin yapılarak her ihtimalin değerlendirileceğine yönelik inancım tamdır. Kuşku uyandıran, akılları bulandıran, şaibeleri tırmandıran hangi açmaz tespit edilmişse mutlak surette üzerine gidilmeli, eğer varsa kazaların esrar perdesi aralanmalıdır. İnsan hayatı ucuz değildir. Trafik terörüyle tavizsiz bir mücadele icra edilmelidir” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye’mize hakim olan huzur ve sükûnet ortamının ihlaline, hatta imhasına heves edenler elbette ve kesinlikle hayal kırıklığı yaşayacaklardır” diyen Bahçeli şöyle devam etti:
    2023 yılına yaklaştıkça artan ve yaygınlaşan sisli iklim Türk milletinin emsalsiz iradesiyle berhava edilecektir. Felaketlere karşı gösterilecek dirayet ve direniş Allah’ın izniyle kahırdan lütuf doğuracak, kötü ve kahredici günlerin üstesinden gelinmesini sağlayacaktır. Elim kazalarda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet ve merhamet niyaz ediyorum. Yaralılara şifalar diliyorum. Ebediyete irtihal edenlerin ailelerine ve aziz milletimize baş sağlığı temennilerimi hassaten iletiyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten korusun diyorum.”

  • Bahçeli’den ‘Devlet Şeref Madalyası’ önerisi

    Bahçeli’den ‘Devlet Şeref Madalyası’ önerisi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada terörle mücadele önemli bir yol kat edildiğini belirterek, bu mücadelede payı olanların ödüllendirilmesinin yerinde olacağını kaydetti.

    Terörün sadece Türkiye’nin değil, tüm insanlığın ortak düşmanı, ortak sorunu olduğunu ifade eden Bahçeli, “Nitekim Türkiye terörden çok çekmiş, bu ağır külfet ve ihanetin çok boyutlu sonuçlarına her alanda maruz kalmıştır. Terörle huzur, terörle güvenlik, terörle gelecek arasında üçüncü bir seçenek, bir başka çıkış ve çözüm yolu aransa dahi bulunamayacaktır. Türkiye terörle imrenilecek bir şuurun refakati eşliğinde mücadele etmektedir. Teröristler tutundukları ve yuvalandıkları her sahadan sökülüp atılmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada terörün beli kırılmış, caniler yurt içinde ve yurt dışında köşeye sıkışmıştır. Vatan ve millet bekası için şehit olup kara toprağa düşen kahramanlarımız yüreklerimizi kavursa da haklı ve meşru mücadelede en küçük taviz veya tavsama görülmemektedir. Gazilerimiz ve şehitlerimiz manevi övüncümüz olarak milli gönüllerde bayraklaşmaktadır. Hepsine şükran borçlu olduğumuz tartışmasızdır” ifadelerine yer verdi.

    “Kahraman askerlerimiz dirayetle hainlerin üzerine yürümektedir”

    Terörle mücadelede en önemli güç kaynağının inanç ve moral yüksekliği olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Çok şükür kahraman askerlerimiz, polislerimiz ve korucularımız bu inanç ve moral gücüne ziyadesiyle sahip olmakla birlikte, muazzam bir cesaret ve dirayetle hainlerin üzerine yürümektedir. Cumhurbaşkanımız ve hükümeti terörle mücadele sürecini milletimizin haysiyet, hissiyat ve hedeflerine müzahir şekilde sevk ve icra etmektedir” dedi.

    “Terörle mücadelede eşsiz feragat ve fedakarlığı bulunan bazı isimlerin taltif ve takdir edilmesi çok yararlı ve yerinde bir karar olacaktır”

    Son dört yılda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin resmen uygulamaya geçmesiyle terörle mücadelede çok etkili sonuçlar alındığına ve bu mücadelede bulunan kahraman askerlerin takdir edilmesinin yerinde olacağına dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Bu hunhar musibet ve melanetten kurtulma zamanı gelip çatmıştır. 2023 yılı bu çerçevede tarihi bir eşik olacaktır. Devletimizin her kademesinde görev yapan asker ve sivil şahsiyetler tam bir uyum ve eşgüdüm halinde mücadelenin akıl, azim ve ahlakıyla bilenmiş haldedir. Cumhurbaşkanımızdan en alt rütbe veya mevkide görev yapan kahramanlarımıza varıncaya kadar milli birlik ve dayanışma ruhu devleşerek iç ve dış işgal cephesine darbe üstüne darbe vurulmaktadır. Malazgirt Zaferimizin 951’inci yıl dönümünün yaklaştığı şu günlerde terörle mücadelede eşsiz feragat ve fedakarlığı bulunan bazı isimlerin taltif ve takdir edilmesi kanaatimce çok yararlı ve yerinde bir karar olacaktır.

    Bu konuda makul, mantıklı ve akla yatkın en yakın yol ve yöntem de asıl sorumluluğu uhdesinde taşıyan Cumhurbaşkanımızın alicenap bir tasarrufta bulunmasıdır. Nihayetinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinde devir teslimlerin yaşanacağı ve zaferlerimizin yıl dönümlerinin ardı ardına kutlanacağı günlerde 2933 Sayılı Madalya ve Nişanlar Kanunu’nun 2’inci maddesinin (a) fıkrasında bahsedilen Devlet Şeref Madalyası’nın belirlenecek siyasi ve asker şahsiyetlere Cumhurbaşkanımızın takdir ve tensibiyle verilmesi düşünülebilecektir. Cumhurbaşkanımızın kararı ve tevcihi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru, birlik ve beraberliği için yurt içinde veya yurt dışında üstün feragat, fedakarlık, başarı ve yararlık gösteren muhterem isimlere Devlet Şeref Madalyası’nın layık görülmesi terörle mücadelenin şevk ve iradesini hem destekleyecek hem de mükafatlandıracaktır. Elbette takdir ve yetki Cumhurbaşkanımızındır.”

  • Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na sert eleştiri

    Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na sert eleştiri

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “FETÖ’nün Siyasallaşma Sinsiliğine Hizmet Edenlerle” başlıklı yaptığı yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi.

    “Zillet ittifakı bünyesinde tecessüm ve temerküz eden, adeta iftira ve ihanet cephesine dönüşen irili ufaklı partilerin Türkiye aleyhine estirdikleri yalan rüzgarı kendilerini zora sokacak bir fırtına halini almıştır.

    Türk siyaset hayatının bu tip ve böylesi bir yozlaşma akımına kapılan partileri daha fazla taşıma imkanı, daha fazla hazmetme ihtimali eşyanın tabiatına aykırı olduğu gibi; akıl, ahlak ve milli irade ölçülerine de bütünüyle terstir.

    Türkiye’yle hesaplaşmak için sıraya girmiş iç ve dış mihrakların hem ümit kapısı olan hem de bunlarla derin bir ünsiyet bağı oluşturan zillet partilerinin demokrasi güvenliğimizi her mevziden tehdit ettiği kristalize bir gerçektir.

    CHP Genel Başkanı’nın aleni bir şekilde devlete saldırması, çürüdüğünü pervasızca iddia etmesi, bununla da yetinmeyip Erzurum ziyaretinden hemen sonra koşa koşa Şırnak Uludere’yi ziyaret edip kabuk bağlamış yaraları açmaya çalışması su katılmamış bir provokatörlüktür.

    Üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nde “Roboski” diye bir yerleşim yeri olmamasına rağmen, bölücü terör örgütünün bu kirli üslubunu seslendiren Kılıçdaroğlu bir kez daha yaş tahtaya basmıştır.

    Şırnak’ın Uludere ilçesinin Ortasu Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde yaşanan müessif hadisenin üzerinden geçen 11 yıl sonra helalleşme maskesi altında bölücü tezlere destek vermek, terör örgütünün değirmenine su taşımak aymazlık ve tabansızlıktır.

    Kılıçdaroğlu özellikle şunu bilmelidir ki, Türkiye’de “Roboski” diye bir yer yoktur, olmamıştır, olmayacaktır.

    Roboski tanımlaması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kast etmek, taş koymak, pusu kurmak, ateş açmak, bölücülüğe hizmet etmektir.

    Kılıçdaroğlu Kürt kökenli kardeşlerimi istismar çemberine alarak hissiyatlarını kanatmayı siyaset zannedecek kadar art niyetli, heveslerini kaşımayı helalleşme adıyla tevil edecek kadar da izansız ve kalpsizdir.

    Uludere’den Roboski, Türkiye’den de Kürdistan çıkarmayı düşleyen kim olursa olsun akıbeti felakettir, bu çerçevede yanlış hesap yüklü bir maliyetle Türk milletinin kutlu iradesine çarpıp bölücü ittifakın tepesine binecektir.

    Türkiye’nin her başarısı, her milli kazancı, yüreklerimizi sevince boğan her atılımı CHP başta olmak üzere, zillet ittifakının diğer ortaklarında derin ve tedavisi imkansız hayal kırıklıklarına neden olmaktadır.

    Çünkü söz konusu ittifak partileri kimliğini kaybetmenin yanında ülkemizin gerçeklerinden tamamıyla kopmuşlardır.

    Son tahlilde zillet ittifakı Türkiye’nin yabanı ve yabancısı bir çıkar ortaklığı hüviyetine bürünmüştür.

    Bu ittifakın kendine bile devası olmayan marjinal bir partisinin sözde Kürt sorununu gündeme getirip Cumhur İttifakı’na akıl danelik yaparak mesaj vermeye çalışması beyhude bir rezaletin, sipariş bir hıyanetin dile getirilmesinden başka bir şey değildir.

    Türkiye düşmanlarına acentelik yapan, milli birlik ve dayanışma ruhuna zehir saçan iflah olmaz münafıkların sözde Kürt sorununu ısıtıp ısıtıp ana gündem konusu yapma iştahları kiralık siyasetlerinin, sömürgeleşmiş zihniyetlerinin, mandacı şahsiyetlerinin ibretlik bir sonucudur.

    Bu teslimiyetçi ve tezvirat ehli ikiyüzlü devşirmelere milletimizin kulak vermesi, dikkate alması, ciddiyete müstahak görmesi muhal bir hayaldir.

    Maalesef zillet ittifakı PKK’nın kanlı ve kahredici istikametindedir.

    Bunun yanında FETÖ de ahtapot gibi bu ittifakı sarmış, uyuşturmuş, akıl ve siyasetine ambargo koymuştur.

    Artık hiçbir şey gizli saklı değildir.

    PKK’nın yıllardır siyasallaşma arayışlarına refakat eden HDP’nin hala ve henüz siyaset ve demokrasi hayatından çıkarıl(a)maması büyük bir risk ve tehlike olarak karşımızda duruyorken, FETÖ’nün zillet ittifakında siyasal taban tutma çabaları da bir diğer vahim gelişme halinde belirginlik kazanmış durumdadır.

    Görülen ve görücüye çıkarılan yakıcı gerçek şudur ki, FETÖ’yü siyasallaştırmak için zillet ittifakı aynı zamanda kuluçka, aynı zamanda kundak işlevi görmektedir. Ve bütün amiller, bütün ameller buna işaret etmektedir.

    Terör örgütü olan Gülen hareketi zillet ittifakını taşıyıcı beden olarak kullanırken, buna karşılık hiçbir itiraz veya aykırı ses bugüne kadar duyulmuş değildir.

    Herkes dürüst bir şekilde siyaset muhasebesini yapmak zorundadır.

    CHP ve diğer vagon partileri eğer FETÖ’yü siyasallaştırma hususunda gizil ve gizli bir hedefin takipçisi ise bunu milletimizin karşısına çıkıp anlatacak yürekli tavrı gösterebilmeli ve kararı da Türk milletine bırakmalıdırlar.

    Bizim nazarımızda PKK ile FETÖ arasında hiçbir fark yoktur.

    PKK’nın yörüngesine sabitlenen zillet partilerinin FETÖ’nün siyasette açık seçik temsil noktasına gönüllü olmaları malumun ilanı, bilinenin ibrası şeklinde okunacak, böyle de yorumlanacaktır.

    Hiç kimse minderden kaçmamalı, kaçak güreşmemelidir.

    Siyasi namus gereğince herkes tercihini yapmalı, nerede durduklarını, kimlerle yanak yanağa verdiklerini, nasıl bir emel ve hedef birlikteliği içinde yer aldıklarını açıklamalıdır.

    Türkiye’nin aleyhine konuşlanan Biden muhalefeti PKK’yla FETÖ’nün oksijen çadırıdır, soğuk hava deposudur, siyasi sığınağıdır.

    2023 yılına yaklaştığımız şu günlerde kartlar açık oynanmalı, aziz milletimiz şeytani hesaplarla rahmani haysiyeti tefrik ve teşhis eden basiretiyle karanlık senaryoları yırtıp atmalıdır.

    Madem Biden’ın muhalefeti vızır vızır faaliyet halindedir, o halde FETÖ’nün siyasallaşmasına sözde demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına ABD’nin ortam açması, destek çıkması, fırsat sunması tutarlılık olarak değerlendirilecektir.

    ABD’nin siyasal sistemine tıpkı Demokratlar ve Cumhuriyetçiler gibi Gülen hareketinin de partileşerek girmesinde yarar vardır.

    Teröristbaşı Gülen’i Türkiye’ye iadeye yanaşmayan ABD yönetimi, Washington ile Pensilvanya arasında casusluk ve istihbarat köprüsü değil, siyasi bağlantı kuracak tavrı gösterebilmelidir.

    Şayet arzu ediliyorsa, Gülen hareketine kurdurulacak muhtemel parti ABD siyaseti ve zillet ittifakıyla eşzamanlı diyalog kanallarını da netleştirecek, 15 Temmuz’un planlayıcıları ve uygulayıcıları gecikmeyle de olsa aynı çatının sütunları halinde buluşacaklardır.

    Türk milleti zemzem diyerek zehir servisi yapanları tanımaktadır.

    Türkiye düşmanlığının ulaştığı mesafe de ortadadır.

    2023 yılı bu düşmanlığın sökülüp atılacağı muazzam bir milat olacaktır.

    Cumhur İttifakı bu kutlu hedefe ulaşmaya hazırlıklıdır, kararlıdır, yeminlidir.

    FETÖ’yü ve PKK’yı artan dozlarla siyasal alana çekmek için kapalı devre iş tutanları, bu uğurda faaliyet içinde olanları Türk milleti asla affetmeyecek, bunları gelmeden tarihin çöplüğüne fırlatıp atacaktır.”

  • Bahçeli’den NATO’dan ayrılma açıklaması

    Bahçeli’den NATO’dan ayrılma açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor.

    Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

    “Ekonomik güvenliğimiz, geleceğimiz yayılım ateşine tutulmuştur. Döviz fiyatlarındaki yükselişin önlenmesi için hükümet tedbir almaktadır.

    Geri adım atmayacağız, aciz düşmeyeceğiz, Türkiye sevdamızdan ödün vermeyeceğiz. Fiyat artışlarının istikrar kazanacağına ve düşeceğine inanıyoruz. Vatandaşlarımızın kesesine dokunan ve şikayetlerinin yaygınlaşmasına neden olan fiyat artışlarının önünü arkasını dikkatle incelemek durumundayız.

    FETÖ’cülerin ticaret hayatını zehirleyecek ekonomik istikrarın bozulması için arayış içinde oldukları bir gerçektir. Türkiye’yi ekonomik olarak zora sokan fiyat artışlarının geri planında bize göre Türkiye’den intikam almayı hedefleyen mihraklar vardır. FETÖ bu kumpasın tam ortasında bulunan maşadır.

    KİRALARDAKİ ARTIŞLAR

    Konut fiyatlarıyla birlikte, artışların gerçek sebebi nedir? Kiracılarla ev sahipleriyle aralarında çıkan tartışmaların, marketlerde soğandan patatese, bakliyattan diğer gıdalara varıncaya kadar artışın karşısında kim varsa suçludur.

    Kiralardaki denetimsiz yükselişe sessiz kalamayız. Konut fiyatlarındaki artışı atıl vaziyette seyredemeyiz. Denetimleri sıklaştırarak, cebini dolduranları rezil etmeliyiz. Fırsatçıların yakasından tutup bedelini ödetmeliyiz.

    Türk milleti sahte demokratlara aldanmayacak, aldırmayacaktır. Mazisinde karneyle ekmek verilen hüzün dolu yılların olduğu CHP’nin ve başındaki zatın konuşmaya yüzü bile yoktur. Milletimizin ve devletimizin yanında sapasağlam yerimizi alacağız.

    Tasarlanmış kahramanlıklara karnımız toktur. Gaz yağı yokken haşhaş yağı kullanılan yıllar aklımızdan çıkmamıştır. Biz tarihten dersimizi aldık. Sabırla, sebatla, metanetle, dayanışmayla, bir ve beraberce zorlukları aşacağız. Kavga ve kutuplaşmadan beslenen firavunları Allah’ın izniyle mahçup edeceğiz.

    İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO ADIMI

    NATO Genel sekreteri İsveç ve Finlandiya’nın üyelik başvurularının bir an önce tamamlanmasını istemiştir. ABD Başkanı üyelikleri için sabırsızlanıyor. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusundaki haklı itirazları dikkate alınmamıştır.

    Finlandiya Cumhurbaşkanı Türkiye’nin endişlerini görüşmeye hazır olduklarını söylemiştir. Laf kalabalığı vardır ama sonuç yoktur. Bu devletlere nasıl anlayış göstereceğiz.

    Asıl gündem Türkiye’nin endişesini görüşmek değil kalıcı olarak gidermektir. İsveç, PKK’nın önde gelen silah tedarikçileri arasındadır. Dökülen şehit kanlarında İsveç ve Finlandiya’nın parmak izini nasıl yok sayacağız?

    Hala sokaklarında teröristleri gezdiren bu devletlere nasıl anlayış göstereceğiz? İsveç bölücü terörün Kuzey Avrupa’daki kumanda odasıdır. İkinci Kandil Dağı, İsveç’tedir. İsveç’in NATO’ya girmesi nasıl mümkün olacak? İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine engel çıkınca Türkiye’nin risk birimi 14 yılın üzerine çıkmıştır. Hiç kimse Türkiye’yi tehdit etmeye yeltenmesin.

    NATO’DAN AYRILMAK BİLE GÜNDEME ALINMALIDIR

    NATO’ya üyelikleri terörizme ‘evet’ demektir. Türkiye tamam demeden, rızası alınmadan bu iki ülkenin NATO üyesi olması imkansızdır. Türkiye’nin baskı ve dayatma altına alınıp İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya dahil edilmesi karşısında Ankara kriterleri devreye konulmalıdır.

    Türkiye çaresiz değildir. Eğer şartlar içinden çıkılmaz hale bürünürse NATO’dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır. NATO ile var olmadık NATO’suz da yok olmayız.