Etiket: devlet bahçeli

  • MHP lideri Bahçeli’den sığınmacı açıklaması

    MHP lideri Bahçeli’den sığınmacı açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    ‘El ele verdiğimiz müddetçe hiçbir oyun bize sökmeyecektir. Türk milleti bayramıyla, bayrağıyla, bağımsızlığıyla, tüten bacasıyla tarih boyunca mazluma ses zalime de set olmuştur.

    İstismarı ve inkarı siyasi mücadelelerin cümle kapısı haline getirmiş bozuk, bulanık zihniyet sahiplerinin bizim tavrımızı, tarzımızı anlaması eşyanın tabiatına aykırıdır.

    MUHALEFETE TEPKİ

    CHP’de hayır umut gelecek yoktur. Aylardır devam ede gelen cumhurbaşkanı adayının kinm olacağı sorusuna henüz kalıcı bir cevap verilebilmiş değildir. Israrlı arayışlar inatçı görüş ayrılıklarını derinleştirmiştir. Zillet ittifakı partilerin birbirine çalım atmayı adeta meslek edinmişlerdir. Kılıçdaroğlu’nun aday gösterilmeye isteği karşı duruşla kırılmaktadır.

    MİLLET İTTİFAKI’NIN CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM OLACAK?

    Kim olursa olsun sandıktan çıkacak Cumhur İttifakı’dır. Seçimlerin erken alınması diye bir şey söz konusu olamayacaktır. 2023’te cumhurbaşkanımız açık ara farkla seçilecektir.

    İMAMAOĞLU’NUN KARADENİZ GEZİSİNE TEPKİ

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı’nın bayramda Karadeniz turuna çıkıp mitingler düzenlemesi ortamı kızıştırmıştır.Bizim anlamadığımız bu belediye başkanının hangi şehrimizin siyasi sorumluluğunu üstlenmiş olduğudur. İstanbul’u bırakıp gitmesi siyasi ahlakın neresine sığmıştır?

    ”ASIL VIZ GELECEK TIRIS GİDECEK ŞAHIS İMAMOĞLU’DUR”

    İBB Başkanı cumhurbaşkanı adayı olmak arzusundaysa karşımıza çıkıp mertçe itiraf etsin ki biz de ona göre muamele edelim. İstanbul İstanbul olalı böylesi bir zillet hezimet ne görmüş ne de yaşamıştır. Asıl vız gelecek tırıs gidecek şahıs İmamoğlu’dur. İstanbul ziyan edilmiştir.

    SİYASETTE SIĞINMACI TARTIŞMASI

    Sığınmacı meselesi ülkemizin yumuşak karnı haline gelmiştir. Öncelikle ve sağduyulu kavrayış ihmal edilemez bir zorunluluktur. Önü arkası hesaplanmadıkça atılacak her adım tıolpumun sinir uçlarını tahriş edecek her yaklaşım doğruca uçuruma açılacaktır.

    ”TÜRKİYE YOL GEÇEN HANI GÖÇMEN SIĞINMACI KAMPI DEĞİLDİR”

    Elbette Türkiye yol geçen hanı göçmen sığınmacı kampı değildir. Yabancı düşmanlığını teşvik eden çevrelerin açıklamalarına uyanık olmak şarttır. Sığınmacı sorunu Türkiye’nin uzun yıllar taşıyabileceği bir sorun olmaktan tamamen çıkmıştır. Sığınmacılar bugün misafirimiz, yarın komşumuz olacaktır.

    ”ÜLKEMİZDE SIĞINMACI SAYISI 4 MİLYON 82 BİN 693’TÜR”

    Bazıları sığınmacı sayısını 8-10 milyon olarak iddia ediyor. Bunların hepsi palavradır. Devletin kayıtları ortadadır. Ülkemizde 5 milyon 500 bin 690 yabancı bulunmaktadır. Türkiye genelinde sığınmacı sayısı 4 milyon 82 bin 693’tür. Suriyeli sığınmacı sayısı da 3 milyon 762 bin 686’dir. Sükunet sağlanır sağlanmaz ülkelerine dönüşleri hepsinin rızası ile hayata geçirilmelidir. Ancak hiçbir sığınmacıyı, masumu elinde hançerle bekleyen cellatlara teslim edemeyiz, böylesi bir vahşete ortak olamayız. Bize göre briket evlerin yapımı değerli bir adımdır. Sığınmacıların onurlu ve gururlu dönüşü sağlanacaktır. Türkiye’nin yarınlarında sığınmacı sorunu olmayacaktır.

    ”HİÇ KİMSE TEŞEBBÜS ETMESİN”

    Türk milliyetçiliği yabancı düşmanlığını elinin tersi ile iter. Hiç kimse rol çalıp bizim fikriyatımız üzerinden ahkam kesmeye teşebbüs etmesin.

    RUSYA’NIN UKRAYNA SALDIRISI

    Nükleer savaş ihtimalinin telaffuzu kabus senaryosudur. Temennimiz sorunun kalıcı olarak çözüme kavuşmasıdır.”

  • MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Biz herkesin ciğerini biliriz”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Biz herkesin ciğerini biliriz”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanlığı önüne gitmesine ilişkin açıklama yaptı.

    Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Türkiyemiz maksadı bulanık, meşrebi buruşuk, meselesi bunalım çıkarmak olan müflis odaklar eliyle karanlık bir ortama sürüklenmek, kavga ve kargaşa iklimine sokulmak istenmektedir. Kaldı ki dış tazyik ve telkinlerin refakatiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okunmaktadır. Türk milleti gelişmeleri kaygıyla takip etmektedir. Nereye ve hangi çevrelere hizmetkarlık yaptıkları sır olmayan menfur zihniyetlerin siyasi kamuflaja bürünerek sokak üslubuna heveslenmeleri, bu vesileyle toplum huzurunu zehirleme teşebbüsleri çok ciddi bir tehdittir. Sayın İçişleri Bakanımızın ve İçişleri Bakanlığımızın hedef alınması, saat 11 randevusuyla bakanlık çevresine yığınak yapılması vaka-ı adiyeden bir olay şeklinde görülemeyecektir” ifadelerine yer verdi.

    Milli güvenliği müdafaa eden kurum ve kuruluşların polemiklerin içine çekilmesinin komplo olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
    “Başta İçişleri Bakanımız olmak üzere terörle mücadeleyi inançla, imanla ve iradeyle yürüten kim varsa milletimizin desteği sonuna kadar arkalarındadır. Bu saygın isimlere kim ya da kimler hakarete yeltenmişse hepsini birden şiddetle kınadığımız ve kınayacağımız tartışmasızdır. İçişleri Bakanımızın ismi Süleyman Soylu’dur. Bakanlık önünde pespaye görüntüler eşliğinde magandalık yapanlar, anarşist yöntemlere müracaat edenler ateşle oynayan provokatörlerdir. Türk milleti Soylu duruşu da bilmekte, lekeli ve gölgeli müfterileri de görmektedir. Biz herkesin ederini de, giderini de, ciğerini de iyi biliriz. Sudan sebeplerle, fuzuli polemiklerle, sipariş gayelerle Türk devletine cephe açıp terör örgütlerinin ümidi olanlara bu aziz vatanı heba ve heder ettirmeyiz.”

  • Bahçeli’den sığınmacı açıklaması

    Bahçeli’den sığınmacı açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

    Konuşmasında gündemde yer alan sığınmacı tartışmalarından bahseden Bahçeli, “Düzensiz göç adı konmamış bir istiladır. Ağır şartlar ortadan kalktığı zaman mültecilerin geldikleri gibi gönderilmeleri bizim asıl önceliğimiz ve önerimizdir” dedi.

    Bahçeli’nin konuşmalarından satırbaşları:

    Küresel ekonomik faaliyet tarihin hiçbir döneminde bugünki ölçekteki gibi artmadı. Ancak yaygın ekonomik yaptırımlar bugünki kadar tehlikeli bir eşiğe gelmedi.

    Halen yer yüzünde toplam insan nüfusunun yüzde elliye yakını gelir dağılımı eşitsizliğinin kapanmayan uçurumunda olan ülkelerde yaşamaya mahkumdur.

    Su bulunamayan, ekmek alamayan demokrasi ve hürriyetten mahrum insanların yürek burkan detayları hiç kimsenin yüzünü dönemeyeceği bir skandalın teşiridir.

    “İSRAİL’İ HAKSIZ HUKUKSUZ SALDIRILARINDAN VAZGEÇMEYE DAVET EDİYORUM”

    Bu Ramazan’da da İsrail güvenlik güçlerinin Filistin’li kardeşlerimize yaptığı eylemleri, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını kınıyorum. Mescid-i Aksa’nın tarihi statüsüne zarar vermeye çalışmak kabul edilemez bir ilkelliktir.

    İsrail’i haksız hukuksuz saldırılarından vazgeçmeye davet ediyor, çıkan olaylarda hayatlarını kaybeden Filistinli masumlara Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize de şifalar diliyorum.

    SİYASETTE SIĞINMACI TARTIŞMASI

    Binlerce göçmen ve mülteci boğularak balıklara yem olmaktadır. Görülen gösterilmek istenenden çok farklıdır. Dünyada bir yerden başka bir yere doğru hareket halinde olan, evinden barkından kopup başka coğrafyalarda gelecek arayan göçmen sayısı 300 milyona yaklaşmıştır. Savaş, çatışma ve zulümden kaçan müteci sayısıda dünya çapında 80 milyon geçmiştir.

    Bize göre Türkiye’nin bekası sınır aşan düzensiz göçlerin akıbetiyle ve kontrol dışı akıntıyla yakından ve ters orantılı bağlantılıdır. Bu sorunun el birliğiyle istismarına çanak tutmadan, hepsinden önemlisi akılcı, adilane, insani ve vicdani stratejilerle köklü bir şekilde çözmek milli bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir. Türk milleti her zaman mazlumun yanındadır.

    Ekmeğimizin azlığına çokluğuna bakılmadan soframız açılmıştır. Kıskanan kıskansın, çekemeyen kendi işine baksın. Düzensiz göç ve sığınmacı sorununu soğuk kanlı kavramanın daha da ötesinde stratejik akılla ve milli çıkarlarımıza muvaffak kalarak analiz etmek, tedbir geliştirmek mecburiyetindeyiz.

    Duygusallıkların tetiklediği, cepheleşmelerin aştığı öfke ve nefret çukurları, feci sonuçlara kapı arayalayacaktır. Kötü niyet sahipleri bir kıvılcımın nerelere kadar yayılacağını ya bilerek ya da bilmeden sorumsuzca siyasi ve toplumsal eylem halindedir. Bağcılar’da bir densizin sokak ortasında sandalya koyarak oturması dahi kor altında duran gerginliği anında tırmandırmış, günelrce gündemi meşgul etmiştir.

    “TOPLUMSAL HUZURU KİMLER BOZUYORSA SINIR DIŞI EDİLMELİ”

    Türkiye’de geçici koruma statüsüyle bulunuyorken toplumsal huzuru, asayişi kimler bozuyorsa, gözünün dışına bakılmadan sınır dışı edilmelidir. Türkiye onun, bunun elinde oyuncak olmayacaktır.

    Düzensiz göç adı konmamış bir istiladır. Ağır şartlar ortadan kalktığı zaman mültecilerin geldikleri gibi gönderilmeleri bizim asıl önceliğimiz ve önerimizdir. Misafirin ve misafirliğin süresi sınırlıdır.

    “BAYRAMDA ÜLKELERİNE GİDEBİLENLERİN GERİ DÖNMESİNE HİÇ GEREK YOK”

    Özellikle önümüzdeki bayram günlerinde ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların tekrar geri dönmelerine hiç gerek yok.

    Ukrayna ve Rusya arasında yapılan görüşmelerde anlaşmaya varılamaması krizi artırmaktadır. Türkiye sabırlı, istikrarlı ve iyi niyetli bir şekilde ateşkes ve barış ortamının yeşermesi için mücadelesini sürdürmektedir. Görülmektedir ki Türkiye’nin tesiri olmadan iki ülke arasında ateşkes rejiminin tezahür etmesi imkansız değilse de çok zordur.

    “SAVAŞIN KIZIŞMASINA DESTEK VERENLER ALINAN CANLARDA PAY SAHİBİDİR”

    Rusya ile Ukrayna arasındaki kanlı çekişmenin sona ermesine samimiyetle hizmet edemeyen, savaşın kızışmasına ve uzamasına destek veren her ülke dökülen kanlarda, alınan canlarda pay sahibidir.

    Rusya geçtiğimiz hafta ABD’ye nota vermiş, Birleşik Krallık Başbakanı’nında aralarında bulunduğu 13 isme yaptırım kararı almıştır. İnsan haklarının yok sayılması bunların umurunda değildir.

    ABD Dışişleri Bakanlığı 12 Nisan 2022 tarihinde hazırlanan, insan hakları raporunu yayınladı. Buruşuk ve sararmış bir kağıt parçasındna ibaret bu rapor müsveddisi Türkiye hücuma uğramıştır. Zannedersiniz ki ABD sütten çıkmış ak kaşık, insan hakları sevdalısıdır. Bize göre rapor bir FETÖ komplosudur.

    ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı 2021 yılı insan hakları raporu bizim nezdimizde yok hükmündedir. Bu raporu kınıyorum. Biden’in geçen hafta pervasızca ve şuur kaybıyla boşluğa uzattığı el teröristler tarafından uzaktanda olsa hem tutulmuş hem de öpülmüştür.

    Terörün kökü kazınacak. Gülen haini ölmeden Türk mahkemelerini önüne yaka paça çıkarılacak, hafızalardan asla silinmeyen ihanetin bedelini birer birer verecek.

    “ZİLLET İTTİFAKI HENÜZ ADAYINI BİLE BULAMADI”

    İttifak içinde yeni bir ittfak kurulmadına yönelik tercihler polemikleri tırmandırdı. Bunların birbirlerine güvenleri yok. Daha düne kadar bir ittifak çatısı altında seçilmeyi garantileyip, milletvekili dağılımından yararlanmayı planlayan küsurat partileri ne yapacaklarını şaşırmış haldedir.

    PKK zillet ittifakının demiridir. FETÖ zillet ittifakının çimentosudur. Altı artı bir formatında kurulan 24 nisanda yeni bir toplantıya sahne olacak masa çatlamıştır. Kılıçdaroğlu farklı senaryolar içeren, sekiz seçenekli bir ittifak çalışması yaptırdığını açıklamış. Değil 8 seçenek, 18, 28 seçenek de olsa, toplanıp fal da açsalar nafile. Duvara toslamaları kaçınılmazdır.

    Zillet ittifakı köşeye sıkıştı, her birisi kendi derdine düştü. Gerçekten de 7 partinin yalnızca güçlendirilmiş parlamenter sistem için bir araya geldiği, mevsimlik siyaset yaptıkları ortada. Zillet ittifakı henüz adayını bile bulamamıştır. Zillet ittifakı bulmaca içinde bulmacadır.

    Zille ittifakına sesleniyorum, kimi çıkarırsanız çıkarın ister terörist Demirtaş’ı, ister Osman Kavala’yı çıkarın, sonuç değişmeyecek.

    TBMM’nin açılışının 102. yıldönümünü şimdiden kutluyorum. Sevgili çocuklarımızın 23 Nisan ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını tebrik ediyorum.

  • Bahçeli’den 3 stratejik tedbir önerisi

    Bahçeli’den 3 stratejik tedbir önerisi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye’ye sığınan Ukraynalı sayısının 60 bini bulduğunu, diğer ülkelere gidenlerle birlikte bu sayının 3,5 milyonu geçtiğini söyledi.

    Bahçeli, Rusya ile Ukrayna arasında 34’üncü gününe girilen kriz ve çatışmaların küresel enerji ve emtia fiyat artışlarını tetiklediğini ve hayat pahalılığının tırmandığını belirterek, “Rusya, dünya doğal gaz rezervlerinin dörtte birine sahiptir ve Avrupa ülkelerinin toplam enerji tüketiminin yüzde 40’nı karşılamaktadır. Küresel gıda ihracatının neredeyse yüzde 25’i Rusya’nın tekelindedir. Bu ülke tek başına yılda 44 milyon ton buğday ihraç etmektedir. Rusya ve Ukrayna hükumetlerinin buğday ihracatını durdurduklarını açıklaması, bazı ülkeler için tam bir felaket habercisidir. Ukrayna savaşı enerji ve gıda güvenliği konusunda herkesin bir yol ayrımında, stratejik bir karar aşamasında olduğuna da işaret etmektedir. Küresel ticaretin sekteye uğraması, tedarik zincirlerindeki kırılmalar, ekonomik faaliyetlerdeki daralmalar, çatışan taraflardan enerji ve gıda ithalatı yapan ülkeler için beka düzeyinde bir tehdittir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün yaptığı son açıklamalarda, temel gıda emtialarının iki büyük ihracatçısı olan Rusya ile Ukrayna’nın tarımsal faaliyetlerinde muhtemel aksaklıkların dünya genelindeki açlık sorununu kamçılayacağı iddia edilmektedir. Kaldı ki yaşanan ve karşılaşılan gerçek de budur” diye konuştu.

    ‘TARIM KENTLERİ KURULMALIDIR’

    Bahçeli, Türkiye’nin üç ana başlık altında acil ve stratejik tedbirler almasının milli bir zaruret olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

    “Birinci stratejik tedbir olarak, gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlanması şarttır. Hem doyacağız hem doyuracağız hem de kendi kendimize yeten bir ülke olacağız. Bu nedenle ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Bizim düşüncemize göre, tarım sektörünün; yüksek verimlilikle ve kaliteli ürün üreten, teknoloji kullanabilen, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesi yüksek, büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan bir yapıya kavuşturulması esastır. Bu sektör; üretim, işleme ve pazarlama boyutlarıyla bütüncül bir yapıya kavuşturulmalıdır. Ülkemiz şartlarına uygun yüksek verim ve kalitede tohum, fide, fidan ve damızlık hayvan geliştirilmesi ve üretimi desteklenmeli, dış bağımlılığa son verilmelidir. Bunun yanında yatırım ve teknolojiyi kırsal alanlara yöneltmek üzere, tarım-sanayi entegrasyonunun sağlandığı kırsal cazibe birimleri olan Tarım kentleri kurulmalıdır. Ülkemizde gıda güvenliği ve güvenilirliği çağdaş normlara, herkesi kapsayacak ve koruyacak seviyelere ulaştırılmalıdır. Bizim bu alanlarda yapılacak her girişime desteğimiz tamdır.”

    ‘ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ TEMİN VE TAKVİYE EDİLMELİ’

    Bahçeli, ikinci stratejik tedbirin enerji arz güvenliğinin temin ve takviye edilmesi olduğunu söyleyerek şöyle dedi:

    “İleri teknoloji kullanılarak yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma vasıtasıyla, Türkiye enerji bağımlılığından kurtulacağı gibi uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden birisi haline gelmesi mümkündür. Bizim enerji politikamızın temel amacı şudur: Enerji dış bağımlılığının azaltılarak, güvenli enerji kaynaklarının oluşturulması, yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması, enerjide çeşitlilik ve kaynak güvenliği sağlanması, enerji sıkıntısı yaratacak risklerin önlenmesi ile ülkemizin kurulu gücünün enerji talebini karşılayabilecek duruma getirilmesidir. İsrail ile kurulan temaslar, bu ülkenin doğal gazının Avrupa’ya taşınmasıyla ilgili karşılıklı ve geliştirici iş birliği kanallarının açılması Türkiye’nin enerji konusundaki dezavantajlı pozisyonunu telafi edecek hamlelerden birisi olarak dikkat çekmektedir. Karadeniz’de keşfedilen 540 milyar metreküplük doğal gaz kaynağı, Doğu Akdeniz’de bulunacak yüksek rezerv miktarı ülkemizin elini ve enerji siyasetini elbette güçlendirecektir. Bizim enerjimiz, bizim ekmeğimiz, şayet doğru ve yerinde kullanmasını bilirsek, önümüze çıkarılan sanal engelleri aşma becerisi gösterirsek kesinlikle yetecektir. Türkiye hiç kimseye el açacak, ona buna minnet edecek bir ülke değildir.”

    ‘HORMONLU ARTIŞLARA KARŞI ETKİLİ ÖNLEM’

    Bahçeli, üçüncü stratejik tedbirin hormonlu artışlara karşı caydırıcı ve etkili önlemlerin sürdürülebilir mahiyette alınması olduğunu kaydederek şöyle dedi:

    “Ayçiçek yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan tırmanışların gerçekçi bir temeli olmadığı gibi, piyasa şartlarının esasını da yansıtmadığı açıktır. Şekerin kilogram fiyatının iki hafta içinde 7 liradan 19 liraya çıkması ve bunun da siyasileştirilip istismar edilmesi pis bir kumpasın, bayat bir ekonomik operasyonun dış bağlantıyla servis edilmesinden başka bir şey değildir. Ülkemizde yeterli şeker olmasına rağmen, önümüzdeki dönemde fiyat artış beklentisi, bu beklentinin şiddetle körüklenmesi, şeker stoklayan fırsatçıların gözünü hırs bürümesi birdenbire şekeri tartışma konusu haline getirmiştir. Türkiye’nin yıllık şeker ihtiyacı 2,7 milyon tondur. Şu anda şeker eksiği değil, fazlası mevcuttur. Telaşa ve paniğe hiç gerek yoktur. Ancak stokçulardan, karaborsadan nemalanan, dini imanı para olan çıkarcılardan da mutlaka hesap sorulmalı, bunların yırtık yakalarından tutulmalıdır. Bizim önerimiz, Türkşeker’in fiyatları maliyetlere göre yeniden belirlemesi, pancar ekim kotasının aşamalı şekilde kaldırılmasıdır. Esasen mesele ne ayçiçek ne de şekerdeki fiyat artışlarıdır. Dün domates, soğan, patates, patlıcan diyerek ortalığı karıştırmaya çalışanlar, bugün farklı ürünlere bel bağlamışlar, kendilerine alçakça ve kurnazca bir fırsat kapısı açmaya yeltenmişlerdir. Enflasyonun ve bunun sonucu olan hayat pahalılığın geldiği noktadan doğal olarak biz de rahatsızız, biz de müştekiyiz. Fakat zillete düşüp fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri de asla iyi niyetli göremeyiz, görmeyeceğiz.”

    ‘DİLEĞİMİZ PUTİN VE ZELENSKİ’NİN YÜZ YÜZE İSTANBUL’DA GÖRÜŞMELERİ’

    Bahçeli, Rusya Ukrayna arasında yaşanan savaşın sona ermesi ve ateşkesin sağlanması gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti:

    “Dileğimiz ve temennimiz Putin ile Zelenski’nin yüz yüze görüşmelerini en kısa zamanda İstanbul’da yapması, savaşı barışla düğümlemeleridir. İnanıyorum ki, dünyanın beklediği çözüme bir adım daha yaklaşılmıştır. Türkiye hakem ülke olarak kalıcı barışın hadimi olduğunu bir kez daha ispat etmiştir. Biz çatışmaların son bulmasını, statükonun yeni baştan ele alınmasını, ateşkes rejiminin acilen tesisini arzuluyoruz. Ne ibret verici bir çelişkidir ki, geçmişte orak çekiç flamasını sallayan, Rusya yanlısı olarak mangalda kül bırakmayan gedikli Marksist-Leninist ve Sosyalistlerin bugün bir numaralı Amerikancı kesilmişlerdir. Hatırlarsanız Biden başkan olmadan önce, Türkiye’deki muhalefet bloğuna destek verilmesinden, iktidarı da değiştirip Cumhurbaşkanı’nı devirmekten bahsetmişti. Bu düşmanlık saçan ağzın demokrasiyi telaffuz etmesine, otokrat rejimlerden şikayet etmesine kim inanacak, kimler aldanacak? Aynı ton ve içerikteki bir konuşmayı Polonya’nın başkenti Varşova’da yapmadı mı? Bu defa da Putin’i hedef tahtasına koymadı mı? Biden, Rusya’nın Ukrayna saldırısının demokrasiyi boğazladığını iddia etmekle kalmadı, Rusya’da bir rejim değişikliği olması gerektiğine vurgu yaparak, kendi dışişleri bakanı tekzip etse de Putin’in iktidardan bile uzaklaştırılmasını söyledi. Bizim için Putin’in iktidarda kalıp kalmaması evvelemirde Rus halkının bileceği bir konudur ve Rusya’nın kendi iç meselesidir. Ancak Biden hem hukuktan hem demokrasiden hem özgürlükten söz açıp da, ülkelerin rejim ve siyasi yönetimlerinin değişmesini ne hakla, hangi yetkiyle isteyebilmektedir? Dün Türkiye’yi hedef alan Biden’ın bugünkü hedef ülkesi Rusya’dır.”

    ‘KUYTUL İTTİFAKI OLARAK HAFIZALARA KAZINMIŞTIR’

    Bahçeli, 6 siyasi partinin hazırladığı ikinci ortak bildiriyi anımsatarak şöyle konuştu:

    “Daha önceki toplantılarını 6+1 formatında yapan bu partiler, şimdi Kuytulcuları da alarak sayıyı 6+2’ye çıkarmışlardır. Masa altına saklanan sabıkalı ve suçlu sayısı böylelikle ikiye ulaşmıştır. Bu ittifakın adı ‘zillet’ olduğu kadar aynı zamanda ‘Kuytul ittifakı’ olarak hafızalara kazınmıştır. Gönül ister ki, dürüst olsunlar, mert olsunlar, HDP ile Kuytul’u da yanlarına alarak yuvarlak masanın çapını genişletsinler. Ne var ki yapamazlar, yapmaya yürekleri yetmez. Altı siyasi partinin ortak imzasıyla yayımlanan bildiride yine hiçbir şey yoktur. Zillet ittifakı partilerinin ortak açıklaması evlere şenlik, trajikomiktir. Altına imza attıkları metnin bir akıl tutulmasına, vahim bir çarpıklığa ve baştan ayağa tutarsızlığa çanak tuttuğu hakikaten belgelenmiştir. Dünya, Türkiye’nin dış politikadaki stratejik ve mukayeseli yükselişini konuşuyorken, bu zillet ittifakı anlaşılan gelişmeleri tribünden izlemekten, gerçekleri itiraf ve ifadeden aciz ve mahrum kalmıştır. Altı partinin ortak açıklamasında yer bulan bu saçma sapan değerlendirmeye karşı biz de diyoruz ki; hepinize geçmiş olsun, bu yakalandığınız illet hastalık gözünüzü perdelediği gibi, vicdanınızı da pençelemiştir. Birbirlerinin kuyusunu kazan bu ittifakın Türkiye’nin geleceğinde bırakınız söz sahibi olmasını, bunun konuşulması dahi akla ve mantığa bühtandır. Türk milleti bunlara müsaade etmeyecek, 2023 yılının Haziran ayında sandığa gömecektir.”

  • Bahçeli’den hazırlıklı olun talimatı

    Bahçeli’den hazırlıklı olun talimatı

    MHP’nin ‘Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Milletvekilleri Ortak Toplantısı’, Genel Başkan Devlet Bahçeli başkanlığında başladı. Bahçeli, teşkilatın gelecek yıl yapılacak genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlıklı olmasını istedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde otelde gerçekleştirilen toplantıda Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu üyeleri ve milletvekilleriyle bir araya geldi. Devlet Bahçeli ve beraberindekiler, toplantı öncesinde Kızılcahamam’daki Ülkücü Şehitler Anıtı’nı ziyaret etti. Anıtta Kuran’ı Kerim okundu, dua edildi. Bahçeli, daha sonra şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu Ülkücü Şehitler Anıtı’na karanfil bıraktı. Devlet Bahçeli, Gökbörü Otağı’nda partililerle bir süre sohbet ettikten sonra toplantının yapılacağı otele geçti.

    Basına kapalı yapılan toplantının açılışında konuşan Bahçeli, ülke gündemini değerlendirdi. Bahçeli konuşmasında, tüm yöneticiler ve milletvekilleriyle teşkilatın gelecek yıl yapılacak genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlıklı olmasını, saha çalışmalarına ağırlık verilmesini, özellikle muhalefetin söylemlerine karşı halka Cumhur İttifakı’nın tezlerinin anlatılmasını istedi.

    Yarın sona erecek toplantıda seçim sürecinde hem genel merkez hem teşkilat bazında yapılacak çalışmaların ele alınacağı, ülke sorunlarının değerlendirileceği, ayrıca TBMM’nin bu yılki faaliyetlerinin konuşulacağı belirtildi.

     

  • Bahçeli’den HDP’li Semra Güzel tepkisi

    Bahçeli’den HDP’li Semra Güzel tepkisi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in 2017’deki operasyonda öldürülen terörist Volkan Bora ile fotoğrafının ortaya çıkmasıyla ilgili, “Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takibat, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili tasarruf derhal temin ve tekemmül etmelidir. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır. Kamplara gidip gelen insanlık defoları, ihaneti tevzi eden terör trafoları Meclis sıralarındadır” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Türk milletinin terörizmin hain planlarına, terör örgütlerinin kanlı saldırılarına baş eğmeyip diz çökmeyeceğini belirterek terörizmin hiçbir şekli, türü, türevinin masum ve meşru olmadığını söyledi. Bahçeli, Türkiye’nin üstesinden gelinmesi kaçınılmaz olan öncelikli sorununun bölücü terör olduğunu belirterek şöyle konuştu:

    “Terör sorunu ülkemizin henüz kabuk bağlamamış yarasıdır. Zaman zaman kanatılan bu yara açık olduğu müddetçe üzerine konmak için fırsat kollayan pek çok iç ve dış mahreçli haşarat ve husumet odağı çıkacaktır, bugüne kadar da çıkmıştır. Ekonomik istikrarımızın sürekliliği, siyasal dirliğimizin sürdürülebilirliği, toplumsal huzurumuzun sükuneti, bölgesel ve küresel caydırıcılığımızın sürati terörle mücadeleden alınacak kalıcı ve kesin sonuçlara bire bir bağlıdır. Sınırlarımızın mücavir alanlarında, dağlarda, şehirlerde, mezralarda, belediyelerde, bürokraside ve Gazi Meclis’te bölücü teröristleri temizlemedikten, her anlamda yüzleşmedikten sonra rahat bulamayız, güvende olamayız. Nitekim ellerinde hançer ile arkamızdan dolaşıp gaflet ve rehavet anımızı kollayan alçakları köklü bir tasfiye ve tecziye süreciyle berhava etmek mecburiyeti omuzlarımızdadır. Milli bekamız, milli birliğimiz, milli güvenliğimiz buna bağlıdır. Bayrak inmesin diye yavrularını mezara indiren şehit analarına, şehit babalarına vefa ve minnet borcumuzu kesinlikle ödemek durumundayız. Biz TBMM’de terörist istemiyoruz.”

    ‘DOKUNULMAZLIĞI DERHAL KALDIRILMALIDIR’

    Bahçeli, HDP’yi Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemediklerini söyleyerek şöyle konuştu:

    “Anayasa Mahkemesi’nin görevini de bihakkın yapmasını bekliyoruz. İblis’e piyonluk yapan bölücü terör uzantılarının, tertemiz millet iradesiyle tecelli etmiş, ordular kurup, ordular yönetmiş, milli mücadeleyi cesaretle yürüterek devlet kurmuş Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunması züldür, zulümdür, zillettir. Mehmetlerimize kurşun sıkan hainlerle düşüp kalkacaklar, terör kamplarında ideolojik ve silah eğitimi alacaklar, sonra da karşımıza geçip demokrasi, özgürlük, insan hakları, barış ezberlerini utanmadan sıkılmadan arka arkaya sıralayacaklar, bu ne kepazeliktir? Bu ne pişkinliktir? Bu ne pervasızlıktır? 29 Nisan 2017’de Adıyaman merkeze bağlı Akçalı kırsalında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin operasyonuyla imha edilen 4 teröristten birisi olan ‘Koçero Meleti’ kod adlı Volkan Bora’nın, şu anda HDP Diyarbakır Milletvekili olan bir kadınla nasıl karanlık münasebet kurduğu deşifre olmuştur. Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takibat, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili tasarruf derhal temin ve tekemmül etmelidir. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır. Kamplara gidip gelen insanlık defoları, ihaneti tevzi eden terör trafoları Meclis sıralarındadır. Bu kadar şehit veriyoruz, bu kadar acı yaşıyoruz, bir HDP’linin çıkıp da terör saldırılarını kınadığını, şehitlerimize rahmet dilediğini, hunhar eylemleri reddettiğini bileniniz, işiteniniz var mıdır?”

    ‘HDP’Yİ KÜSTÜRMEMEK İÇİN KIRK DEREDEN SU TAŞIYORLAR’

    Bahçeli, muhalefetin şehitlere başsağlığı mesajlarını eleştirerek şöyle konuştu:

    “PKK’ya, YPG’ye tek bir laf yoktur, tek bir atıf yoktur, tek bir eleştiri yoktur. Bir yanda bu kadar yok ortadayken, diğer yanda bölücülerle iş birliği vardır, terörle ittifak vardır, patlama ortaklığı vardır, ağız birliği vardır, vatan hainleriyle irtibat vardır ve karşımızdadır. HDP’yi küstürmemek için kırk dereden su taşıyanlar, PKK’yı gücendirmemek, incitmemek için suya sabuna dokunmaktan kaçınanlar samimiyet fukarası, millet ve milliyet muhalifleridir. Zira her şey gün gibi meydandadır. Ey zillet partileri, çekinmeyin, telaşa kapılmayın, yürekliyseniz itiraf edin; ‘PKK bomba tuzakladı, sonra da patlattı’ derseniz sadece ve sadece adam olursunuz, ahlaklı olursunuz, dürüst olursunuz, tutarlı olursunuz. Şehitlerimizin hakkını bölücü teröristler kadar ağızlarına alamayanların ne yatacak, ne de kaçacak yerleri kalmıştır.”

    ‘DESTEKÇİSİ KEMAL KILIÇDAROĞLU’DUR’

    Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) terör ile iltisaklı ve irtibatlı personellere yönelik başlatılan soruşturmada görevli müfettişlere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ateş püskürdüğünü söyleyerek şöyle konuştu:

    “İmralı canisi tarafından kurdurulan ve PKK/KCK’nın şehir yapılanması arasında yer alan DİYADER’in referansıyla belediyede işe girdikleri iddia edilenlerin destekçisi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bize ‘sarayın sözcüsü’ diyen Kılıçdaroğlu, Kandil’in teşrifatçısı, Kandil’in termikçisi, Kandil’in tedarikçisidir. Buradan soruyorum, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış DİYADER iddianamesinde Kılıçdaroğlu’nun adı geçiyor mu geçmiyor mu? Bu zat, terör aparatı DİYADER’in bölücü mensuplarıyla toplantı yaptı mı yapmadı mı? Saklanma Kılıçdaroğlu, çık karşımıza mertçe söyle, adamsan bu soruların cevabını ver. Özellikle hatırlatırım ki, yalan söylemek, vicdanı müebbet hapse mahkum eden bir suçtur. Bir yalan, bin doğrudan şüphe duyulmasını sağlayacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu, yalanı avuç avuç içiyorsun da, yeri geldiğinde bir damla gerçeği yutmaya cesaret edemeyecek kadar denge kaybı yaşıyorsun. Tavsiyem, iyi bir hafızaya sahip olmandır, en azından söylediğin yalanları unutmazsın, ezkaza mahcup düşmezsin, taktığın maskeni de kaybetmezsin.”

    ‘DOKUNULMAZLIK DOSYALARI GÖRÜŞÜLÜP GEREĞİ YAPILMALI’

    Bahçeli, TBMM’de komisyonunda bekletilen dokunulmazlık dosyalarının işleme alınması gerektiğini söyleyerek şöyle dedi:

    “TBMM Karma Komisyonu’nda bekletilen veya Genel Kurul’a sevk edilen milletvekili dokunulmazlık dosyalarının bir an evvel görüşülüp gereğinin yapılmasını hukuk ve demokrasi namusunun müdafaası açısından zorunlu addediyorum. Türkiye’nin 2023 yılına bölücü terörün başını kaldıramayacak ölçüde yere sererek gireceğinden; bu belanın, bu badirenin tamamıyla hayatımızdan sökülüp atılacağından en küçük kuşku duymuyorum. Vatan topraklarına emanet ettiğimiz kahramanlarımızın kanı yerde kalmayacak, sorulacak hesapları da mahşere bırakılmayacaktır. Türkiye, terörün belini kırıp başını ezdikten sonra ekonomik olarak sıçrayacak, huzuru katbekat büyüyecek, milli birlik ve kardeşlik alanında gücüne güç katacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ni bilhassa Kürt düşmanı göstermeye gayret eden sicili lekeli şerefsizlere diyorum ki, bizim Kürt kökenli kardeşlerimize duyduğumuz muhabbet ve hürmet, sizin tahayyül ve tasavvur sınırlarınızın alamayacağı kadar derindir, köklüdür. Türk ile Kürt ezeli ve ebedi kardeştir, Türk milletinin mensuplarıdır. Ve kucaklaşmanın adresi olarak Milliyetçi Hareket Partisi’ni, Cumhur İttifakı’nı görüyor, buna inanıyoruz. Uzlaşma ve huzurun adresi Milliyetçi Hareket Partisi’dir, Cumhur İttifakı’dır. Bizim yüreğimizde herkese yer vardır. Terör bitecektir, bölücülük bataklığı kurutulacaktır, teröristler ya bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri önünde hesap verecekler, ya da yok edileceklerdir.”

    ‘KAZAKİSTAN’DA FETÖ PARMAĞINI ARAŞTIRMAK ACİLDİR’

    Bahçeli, Kazakistan’da meydana gelen olayları değerlendirerek şöyle konuştu:

    “Kazakistan’da şikayet konusu zamlar geri alınmıştır, yeni sözler verilmiştir, yeni paketlerin açıklanması gündemdedir. Fakat olayların durulması, önününün alınması ülkenin her bölgesinde mümkün olmamıştır. Egemen güçler arasında sıkışan devletleri içten çözme, halklarıyla karşı karşıya getirme, yeni bir renkli devrim kuşağı oluşturma çabası kuvveden fiile geçmiştir. Ortadoğu’da yaşanan budur. Latin Amerika’da görülen budur. Balkanlar’da yapılmak istenen bundan ibarettir. Ekonomik sıkıntıların siyasal itirazlarla tepkimeye girmesi, yabancı vakıfların, sivil toplum kuruluşlarının, taşeron siyasetçilerin kışkırtmasıyla, kılıfı demokrasi olan iç isyan ve karışıklıklar tahrik edilmektedir. Bize kalırsa, Kazakistan’daki yasa dışı gösterilerde FETÖ parmağını çok iyi araştırmak acildir, elzemdir. Bu casus ve haşhaşi terör örgütünün hedef ülkelerde nasıl maşa gibi kullanıldığını en iyi bilen ve tanıyan ülke Türkiye’dir. Sorun sadece Kazakistan’ın sorunu değildir, ‘ben Türküm’ diyen herkesin ortak ve ertelenemez sorunudur. Kazakistan’ın iç işlerine saygımız vardır ve tartışmasızdır. Fakat kardeşimiz zordaysa onun yanında durmak, onun yardımına koşmak, onunla dayanışma içine girmek milli irademizin ve kültürel itibarımızın şaşmaz ve şüphe götürmez bir gerçeğidir. Sokak hareketlerinin Kazakistan’da tesirli olmasını elbette üzüntüyle izliyor, bu dost ve kardeş ülkeyle sonsuz bir dayanışma içinde olduğumuzu bir Türk iradesi olarak ilan ediyoruz. Yalnız değiller, çaresiz değiller, Türkiye ve Türk dünyası Kazakistan için hazırda beklemektedir.”

    ‘DÜN HEDEF ECEVİT’Tİ, BUGÜN ERDOĞAN’DIR’

    Bahçeli, ‘yeni siyasi senoryaya ihtiyaç var’ diyenlerin çoğaldığını söyleyerek şöyle konuştu:

    “Dün hedef Bülent Ecevit’ti, bugün Recep Tayyip Erdoğan’dır. İsimler değişse de oyun hep aynı oyundur. Kurgu aynıdır, kumpas aynıdır, komplo aynıdır. 57’nci hükümet gitti gitmesine, ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesi gitmeyecek, demokrasi düşmanlarının Sayın Cumhurbaşkanımızı göndermeye gücü asla yetmeyecektir. Demokrasimiz üzerinde dolaşan kara bulutları ortaya çıkartmak, anti demokratik arayışların önünü kesmek elbette ki bizim vatan ve millet görevimizdir. Özellikle demokrasiye müdahale şartlarını hazırlayan zeminin, demokratik nizama yön veren siyaset kurumunun cephelere ayırıcı kısır siyasi çekişmelerden beslendiği tarihi bir vakıadır. Çatışma ortamı gözleyen, hatta körükleyen odaklar zillet partileri mihmandarlığında şayet ortaya çıkarlarsa; demokrasi dışı arayışların terörden, sokak hareketlerinden, çeteleşmeden ve toplumsal huzursuzluktan aldığı destek ile hız kazandığı bir döneme eğer girilirse, herkesi uyarıyorum, emel sahipleri bu yükün altından kalkamayacaklar, milletin soracağı acıklı hesaptan da kurtulamayacaklardır. Milletimizin artık kesin tercihini yapmış olduğu demokrasi yolunda, önüne çıkacak engellerin temizlenmesi, milli iradeyi sekteye uğratacak emarelerin takip edilerek mani olunması kaçınılmaz sorumluluğumuzdur.”

  • MHP lideri Bahçeli Turkovac aşısı oldu

    MHP lideri Bahçeli Turkovac aşısı oldu

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Turkovac aşısı olduğunu sosyal medya üzerinden paylaştığı fotoğraf ve mesajla duyurdu.

    Kayseri Erciyes Üniversitesi’nce koronavirüse karşı geliştirilen yerli Covid-19 aşısı Turkovac’ın acil kullanım onayı almasının ardından uygulanmasına devam ediliyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, makamında Turkovac aşısı yaptırdı. Bahçeli, aşı olurken çekilen fotoğrafları Twitter’daki hesabından paylaşarak, “Yerli ve milli üretimimiz Turkovac aşımı oldum. Sağlık Bakanlığımızın uyarılarını dikkate alarak, salgından en yakın zamanda kurtulacağımız ümidiyle tüm halkımızı Turkovac aşımızı olmaya davet ediyorum” dedi.

  • Mansur Yavaş’tan MHP liderine yanıt

    Mansur Yavaş’tan MHP liderine yanıt

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, başta Devlet Bahçeli olmak üzere MHP’den kendisi hakkında art arda yapılan sert açıklamalara yanıt verdi.

    Gazeteci Murat Yetkin, kişisel blogunda kaleme aldığı yazısında son günlerde yaşanan MHP-Mansur Yavaş tartışmasını, “MHP belli ki 25 yıl sonra Ankara Belediyesini yeniden CHP’ye getiren Mansur Yavaş’ın ülkücü tabanı etkileme potansiyelinden rahatsız” ifadesiyle değerlendirdi.

    “Bahçeli, Yavaş’ı elini MHP tabanına atmakla suçluyor. Acaba seçim yasasında yüzde 10 barajının düşürülmesini isteyen Bahçeli’nin Yavaş’a dair bir tehdit algısı mı var?” sorusunu gündeme getiren Yetkin, bu soruya Yavaş’ın şu yanıtı verdiğini aktardı:

    “Niye tehdit algısı olsun? Zamanında Melih Gökçek’i başka partilerin işlerine karışmakla içini karıştırmaya çalışmakla suçlayan benim. Böyle bir şeye kalkışmam.

    -Türkeş’i anma toplantısı gerekçe gösterildi.

    “O toplantıyla benim hiçbir ilgim yok. Olsa söylerim, saklamam. Belediyede her görüşten insan çalışıyor, çoğunluğu da hâlâ AK Parti döneminden. Kaldı ki o toplantıya katılanlara baktığımızda önemli kısmının artık 70-80 yaşına gelmiş, siyasetten elini çekmiş kişiler olduğunu görüyoruz”

    -Neye bağlıyorsunuz o zaman?

    “Bizi vatandaşın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar, mesele bu. Bakın şunu açık söyleyeyim. Benim ne MHP ne de bir başka partiyle bir ilgim var. Ben yerimden memnunum. Ankara’ya hizmet etmeye çalışıyorum. Göreve geldiğimden bu yana, 2,5 yıldır siyasi tartışmalardan, siyasi demeçlerden uzak duruyorum. Halkın desteğini engellemek istiyorlar. Gündem saptırma çabası olarak görüyorum”

    NE OLMUŞTU?

    MHP’nin kurucusu lideri Alparslan Türkeş’in 104. doğum günü için geçtiğimiz pazar günü düzenlenen, eski MHP Genel Başkanı Muhittin Çolak, eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici ile eski MHP Milletvekili Ali Uzunırmak’ın konuşmacı olarak katıldığı anma töreninde olay çıktı.

    Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Mustafa Hakan Ünser, saldırıya dair görüntüleri kişisel Twitter hesabında “Ve polis iş birliğiyle saldırı başladı” notuyla paylaştı.

    KUTALMIŞ TÜRKEŞ: BAHÇELİ’NİN BİLGİSİ DAHİLİNDE

    Türkeş’in oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş ise Halk TV’den İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamada “Polis koruyor, kolluyor, gözetliyor. Biri bile kimseyi gözaltına almıyor. Hükümetin, Emniyet’in, İçişleri Bakanı’nın koruyup kollaması ile gözetimi altında yapılan bir saldırı olduğu çok net” dedi.

    Saldırının Bahçeli’nin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini ileri süren Türkeş, MHP Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ’u orada görenler olduğunu belirterek şöyle konuştu;

    “Ankara İl Başkanı ve Ankara Ocak’taki insanlar Bahçeli’nin, Teşkilat Başkanı’nın izni olmadan adım bile atamaz. Böyle bir şeyi kendi kendine yapması mümkün değil. Onların kontrolünde olduğu, onların talimatıyla yapıldığı çok net.”

    DEVLET BAHÇELİ, MANSUR YAVAŞ’I SUÇLADI

    MHP lideri Devlet Bahçeli, söz konusu saldırıyla ilgili geçtiğimiz salı günü “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Bey’in elinin altında geliştiği kanaati hakim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Arkasında bir ülkücü nefes var” suçlamasında bulundu.

    TUĞRUL TÜRKEŞ: HERKESİN KIRK KERE DÜŞÜNÜP BİR KERE KONUŞMASINI TAVSİYE EDERİM

    Büyük kardeş Tuğrul Türkeş ise Bahçeli’yi ve MHP’yi savunan bir mesaj yayınladı:

    Her zaman ifade ettiğim gibi babamın partisi; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve onun muhterem Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye yönelik saldırılar ancak Türkiye düşmanlarını sevindirir. Herkesin kırk kere düşünüp bir kere konuşmasını tavsiye ederim.

  • Bahçeli’den ABD’ye sert tepki

    Bahçeli’den ABD’ye sert tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, S-400 konusunda ABD yönetiminin yeni yaptırımlarla Türkiye’yi tehdit ettiğini belirtti. Bahçeli, ”Varsın etsinler. Yaptırım var diye Türkiye’nin şerefini hiç kimseye çiğnettirmeyiz” diye konuştu. MHP lideri, ABD Temsilciler Meclisi’nin ülkü ocakları kararına da ”Bu kadar mı korkuyorlar bizden? Ülkü ocaklarından şehit, kahraman çıkar; terörist çıkmaz” sözleriyle tepki gösterdi. Bahçeli, bir kez daha seçimlerin zamanında 2023 Haziran’ında yapılacağını söyledi.

    MHP  Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yasama yılının ilk TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”Yeni yasama yılının aziz milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Uyanır bir şuurun yol göstericiliği altında dava ve siyaset mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. MHP Türk milletinin sesidir, Türkiye’nin beka siperidir.

    Önümüzü kesmek isteyenler olacak. Bir kez daha onları bomboş hayalleri ile baş başa bırakacağız. Doğru duracağız dengeli olacağız milletimizin derdi ile dertleneceğiz. Bizler Türkiye sevdalıyısız.

    ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ

    Rusya ile işbirliği alanlarının uçak motorlarını kapsayacak şekilde genişleyecek olması her iki ülkenin de çıkarına uygundur. Suriye’de kalıcı çözüm bulma vakti gelmiştir.

    ABD İLE S-400 GERİLİMİ

    Ülkemize gelen S-400 hava sistemiyle ilgili tavizsiz tutumumuz cümle aleme ilan edilmiştir. ABD yaptırım kartını masaya çıkardı diye, devletimizin egemen vasfından vazgeçeceğini dileyenler ya işbirlikçi mahluklar ya da iradesiz mahluklardır. Palavracı tiplerin, patalojik siyasi zihniyetin neyi önerdiğinin hiçbir ehemmiyeti yoktur. ABD yönetimi yeni yaptırımlarla bizi tehdit ediyormuş, varsın etsinler, nasıl olsa alıştık. Hiç kimseye böyle bir teşebbüs izni vermeyiz. ABD silah almayın diye ülkemize yaptırım gözdağı verirken aynı zaman Suriye’de ne işler çevirdiğini ifade edecek midir? Hainlere mübah olan Türkiye’ye neden günah?

    ”YAPTIRIM VAR DİYE TÜRKİYE’NİN ŞEREFİNİ ÇİĞNETTİRMEYİZ”

    Türkiye olarak neyi ne zaman nasıl alacağımızın ihtiyaç duyulan hesabını yalnızca büyük Türk milletine vereceğimizin herkesin bilmesinde yarar vardır. ABD yönetimi yeni yaptırımlarla bizi tehdit ediyormuş. Varsın etsinler. Yaptırım var diye Türkiye’nin şerefini hiç kimseye çiğnettirmeyiz. ABD silah almayın diye ülkemize gözdağı verirken aynı anda Suriye’nin kuzeydoğusunda ne işler çevirdiğini itiraf edecek dürüstlüğe sahip midir?

    ABD’YE ÜLKÜ OCAKLARI TEPKİSİ: BU KADAR MI KORKUYORLAR BİZDEN?

    Bu kadar mı korkuyorlar bizden? Bu kadar mı kabuslar görüyorlar ülkücülerin varlığından bu denli mi ürküyorlar cesaretimizden? Ülkü ocaklarında yetişmekten iftihar eden bir genel başkanım. Dünyaya bir kez daha gelsem yine ülkücü hareketin bir ferdi olurdum. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Ülkü ocaklarından şehit, kahraman adam gibi adam çıkar. Bir tek çıkmayacak teröristtir, haindir. İlle de terörist arıyorlarsa onlara Pensilvanya’ya bakın diyeceğim fakat nafile baktıkları yerde görecekleri yalnız kendileri olacaktır.

    ”TÜRKİYE’DE KÜRT SORUNU YOKTUR”

    Sözde Kürt sorununu tartışmak demek milleti tartışmak demektir. Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimizi sorun olarak gören İP, CHP vardır. Türkiye’nin terör ve bölücülük sorunu vardır.

    ”CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ GÜÇLENEREK DEVAM ETMELİ”

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güçlenerek devam etmelidir. Cumhur İttifakı ahlakı ile 2023 yılı lider ülke Türkiye’nin müjdesi olacaktır. Artık laiklik tartışmalarını bir kenara bırakalım.

    ”BASKIN SEÇİM YOKTUR”

    Erken seçim, seçimlerin öne çekilmesi, baskın seçim yoktur. Herkes hesabını 2023 yılının hazirana ayına göre yapmalıdır.”

  • Bahçeli’den laiklik açıklaması

    Bahçeli’den laiklik açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, laikliğin Anayasa’dan çıkarılması tartışmasıyla ilgili, “Bu görüşü seslendiren veya destek verenler Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerini dinamitlemek isteyen, kurucu emanetleri kundaklamak için gün sayan hastalıklı ve hasarlı zihniyetlerdir. Bilinmelidir ki, ne dinimize laf söyletiriz, ne de Cumhuriyet’in laiklik sütununu kırdırırız” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, laiklik ve bazı kişilerin cenaze namazlarının kılınmaması tartışmalarıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, “Ülkemiz 10 yıllar boyunca sığ ve kısır tartışmalarla meşgul edilmiş, gücü ve enerjisi devamlı surette içe dönük konu başlıklarında harcanmıştır. Milli ve manevi değerler eksenine tutunan sert kutuplaşmalar zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşarak milli birlik ve dayanışma ruhuna zarar vermiştir. Bu esnada birbirimize çatık kaşla bakıyorken, haricimizdeki birilerine, hadiselerin bilenmiş akışına müdahale ve mukabelede ne yazık ki geç kalınmıştır. Köprülerin altından sular hızla akıyorken, hala köprü üzerinde cepheleşme hastalığına maruz kalmak talihsiz ve esef verici gelişmelere davetiye çıkarmıştır. İnanç, mezhep, etnik aidiyet, dil ve köken gerilimlerini taammüden kamçılayan, nihayetinde insanlarımızın gönül ve muhabbet bağlarını koparmak için gerginlikleri körükleyen fırsat düşkünleri işin özünde ateşle oynamışlardır. Bir yanda laikliği siyasi hesapları için acımasızca istismar edenlerle, diğer yanda barış ve kardeşlik dinimizin evrensel mesajlarını çarpıtanlar, görüntüde ayrı, gerçekte aynı kirli maksada kilitlenmiş bağnaz kafalardır” dedi.

    ‘SONU UÇURUM, SONUCU FELAKETTİR’

    Bahçeli, İslam’ın hoşgörü dini olduğuna vurgu yaparak, “Bilhassa ifade etmek lazımdır ki, kimin Müslüman kimin münafık; kimin mümin kimin münkir olduğunu tayin ve tefrik etme görevi fani insana verilmiş bir ruhsat değildir. Rahmet elçisi Efendimizin hayatı, hadisleri; akıl, adalet ve haysiyetle pekişmiş muamele ve mücadelesi hepimize örnektir. Huzurlu bir toplum hayatı için hoşgörü altın bir davranış kalıbıdır. Tahammülsüzlük zehirdir, girdiği bedeni ve zihni her zaman mahvedecek, bir süre sonra da nefret salgınına dönüşecektir. Manevi hoşgörü acziyet değil, mükâfatını Allah’tan bekleyen ve dileyen ihlaslı bir teslimiyet halidir. Bununla birlikte hoşgörü demek; hiç kimseyi ayıplamamak, kırıcı ve aşağılayıcı olmamak, farklı inanç ve düşüncelere müsamaha göstermek demektir. Onurlu ömründe Resullullah kötülüğe bile kötülükle cevap vermemiştir. Nitekim hoş gören her zaman hoş görülmeye müstahaktır. Camilerimizin, mescitlerimizin, cemevlerimizin sahte anlaşmazlıkların ve sanal ihtilafların merkez üssü haline getirilmesi ağır bir vebaldir. Onun ölüsü camiye girmemeli, bunun cenaze namazı kılınmamalı çağrıları Allah’ın rahmet ve merhametiyle ters düşmektir. Elbette böylesi bir tablonun sonu uçurum, sonucu felakettir. En iyisini hakkıyla bilen Cenab-ı Allah’tır. Din değiştirmedikten ve bazı haller zuhur etmedikten sonra bir Müslüman’ın ölüsüne veya dirisine nasıl yaklaşılacağı, nasıl davranılacağı bellidir. Sevmediğimiz birisinin camiye sokulmasına, cenaze namazının kılınmasına itiraz etmek demek Türk ve İslam düşmanlarının oyununa gelmek demektir. Düşüncesini, fikriyatını, fiillerini, söylediklerini, yazdıklarını tasvip etmediğimiz her insanın, insan olmaktan kaynaklanan hakları vardır ve herkes bu haklara saygıyla mesuldür. Allah indinde üstünlük takvadadır, kalpleri bilen ve gören yalnızca Allah’tır” dedi.

    ‘TÜRKİYE KARANLIK TÜNELDEN ÇIKMALIDIR’

    Bahçeli, son zamanlarda gazetelerde ve televizyon ekranlarında baş gösteren kaygı verici kamplaşmanın devamı, hatta genişlemesi halinde milli ve manevi hayatın bir plan dahilinde yürütülen tahrik ve taciz kampanyalarının girdabına kapılacağını, bunun bedelinin de vahim olacağını vurguladı. Bahçeli, “Bugünkü nazik ve hassas dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve laikliği eş zamanlı olarak sıcak tartışmaların içine sürüklemek Türkiye’nin aleyhine kulis yapan, yıkım senaryosu hazırlayan zalim mihrakların eline koz vermektir. Türkiye bu karanlık tünelden süratle çıkmalıdır. Bir başka sorun ise laikliğin Anayasa’dan çıkarılma meselesidir. Bu görüşü seslendiren veya destek verenler Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerini dinamitlemek isteyen, kurucu emanetleri kundaklamak için gün sayan hastalıklı ve hasarlı zihniyetlerdir. Laiklik dinsizlik değildir. Kavramsal çatısı dinle çatışmalı da görülmemelidir. Türkiye laik, sosyal ve hukuk devletidir. Millet, Müslümandır. Herkesin dini inanç ve vicdan hürriyetine hürmet duymak asıldır. Bilinmelidir ki, ne dinimize laf söyletiriz, ne de Cumhuriyet’in Laiklik sütununu kırdırırız. Kötü niyet sahipleri sabırları sınayıp sınır ihlali yaparak milletimizin sinir uçlarıyla oynamaya kalkışmamalıdır. Din Allah’ındır, Müslüman Türk milleti mukaddesatı üzerinde karalama yapmak için devreye girenlere müsaade etmeyecektir. Hiç kimse üstüne vazife olmayan konularda fetva makamı gibi hareket etmeye heveslenmemeli, 2023 vizyonumuzun hızını yapay gündemlerle kesmeyi de aklından geçirmemelidir” ifadelerini kullandı.