Etiket: devlet bahçeli

  • Bahçeli’den Ali Erbaş açıklaması

    Bahçeli’den Ali Erbaş açıklaması

    Son dakika haberine göre MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’la ilgili olarak ” Doğru bir iş yapmıştır ve desteğimiz tamdır” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı 2021-2022 Adli Yıl açılışında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın dua yapması tartışmaları da beraberinde başlatmıştı.

    Gelen eleştirilere cevap veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş doğru bir iş yapmıştır ve desteğimiz tamdır.” açıklamasını yaptı.

  • Bahçeli’den yeni seçim barajı açıklaması

    Bahçeli’den yeni seçim barajı açıklaması

    MHP lideri Devlet Bahçeli seçim barajı ile ilgili açıklamada bulundu. Bahçeli, “Yüzde 7 seçim barajı üzerine kurulan dedikodu çarkı, bu çarkı kuranları öğütecek” derken, “Yüzde 10 seçim barajının korunmasının meşru ve siyasi hiçbir gerekçesi kalmamıştır” diye konuştu.

    MHP lideri Devlet Bahçeli, seçim barajı üzerine açıklamalarda bulundu.

    “Yüzde 7 seçim barajı üzerine kurulan dedikodu çarkı, bu çarkı kuranları öğütecek” diyen MHP lideri, “Yüzde 10 seçim barajının korunmasının meşru ve siyasi hiçbir gerekçesi kalmamıştır” şeklinde konuştu.

    “MHP’ye yönelik ithamlar sahiplerine kara leke gibi yapışacak” diyen Bahçeli, “Temsilde adalet için barajın düşürülmesinden başka seçenek yok” ifadelerine yer verdi.

  • Bahçeli’den Afganistan açıklaması

    Bahçeli’den Afganistan açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”Afganistan’ın bugünkü alacakaranlık tablosunun yegane müsebbibi, bu ülkenin özgürlük ve demokrasi getirme iddiasıyla toplumsal denge ve değerleriyle oynayan emperyalist ülkeler olmuştur” dedi.

    Afganistan’da Taliban 20 yıl sonra başkent Kabil’i ele geçirdi

    Taliban güçlerinin kentin dış mahallerine girmesi üzerine Devlet Başkanı Eşref Gani ülkeyi terk etti.

    Taliban, hiçbir direnişle karşılaşmadan kent merkezine girdi. Başkanlık sarayı ele geçirildi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı açıklamayla Afganistan’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”Afganistan’ın bugünkü alacakaranlık tablosunun yegane müsebbibi, bu ülkenin özgürlük ve demokrasi getirme iddiasıyla toplumsal denge ve değerleriyle oynayan emperyalist ülkeler olmuştur.

    ”TALİBAN’LA GÖRÜŞMEK DAHİL HER SEÇENEK DİKKATE ALINMALIDIR”

    Afganistan’ın iç barışa, toplumsal huzura ve siyasi istikrara kavuşması Türkiye için vazgeçilmez önemdedir. Askeri unsurlarımızın Afganistan’ı terki düşünülemeyecektir. Afganistan’dan dönmek demek Anadolu coğrafyasını tehlikeye atmak demektir. Kabil Büyükelçimiz ve diğer diplomatlarımız Afganistan’daki varlığını kararlılıkla ve kucaklayıcı bir vasıfla sürdürmelidir. Taliban’la görüşmek dahil her seçenek dikkate alınmalıdır.”

  • Bahçeli’den sosyal medyadaki çağrılara tepki

    Bahçeli’den sosyal medyadaki çağrılara tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Orman yangınları nedeniyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması Türkiye’yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir” dedi.

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada; 30 ilde çıkan orman yangınlarının milleti derinden üzdüğünü, 8 kişinin hayatını kaybettiğini, binlerce hektarlık alanın canlılarıyla birlikte yandığını belirtti. Bahçeli, yangınlarda 62 yerleşim yeri ve 26 bin kişinin tahliyesinin sağlandığını; Adana, Antalya, Muğla, Mersin ve Osmaniye’nin afet bölgesi ilan edildiğini hatırlattı. Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün imkanları harekete geçirilmiş, yangına her saha ve muhitte fedakarlıkla karşı konulmuştur. Böylesi dönemlerde milli birlik ve yardımlaşma duygumuzun canlı tutulması, aklıselim ve kalbi selim bir tutumla felakete direnç gösterilmesi tarifsiz önemdedir. Türk milleti neşe ve sevinçte bir olduğu kadar acı ve tasada da birdir ve beraberdir” dedi.

    ‘TEHLİKELİ ALDATMADIR’

    Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yangınlara ilişkin açıklamalarının siyasi etik ve erdemle bağdaşmadığını belirterek, “Türkiye’nin zor günlerinde yangından nemalanma rekabetine tevessül etmek, bununla da yetinmeyerek ‘iktidara muhalefet ediyorum’ derken felaketle kol kola girmek namertliktir. Bu namert ve nankör siyaset anlayışı zillete düşen muhalefet partileri açısından kaygı ve utanç verici bir rezalettir. Turizm kentlerindeki orman alanlarının betonlaştırmak için yakıldığını, bu maksatla da Turizm Teşvik Kanunu’nda değişiklik yapıldığını iddia etmek akıl ve ahlak dışı bir uydurmadır. CHP Genel Başkanı’nın İP Başkanına benzer şekilde, yanan orman sahalarına ‘bir tuğla koyarsanız beni çiğnemek zorunda kalırsınız’ sözü saptırma olduğu kadar tehlikeli bir aldatmadır” dedi.

    ‘ÜST AKIL TARAFINDAN KURGULANIYOR’

    Bahçeli, Türkiye’nin planlı kaos sürecine sokulup, toplumsal mukavemetinin zayıflamasının, sosyal ve ekonomik direncinin zaafa uğramasının hedeflendiğini savunarak, şunları kaydetti:

    “Bu yolla da her türlü dış tesir ve telkine açık olması, nihayet müdahale edilebilir bir kıvama gelmesi üst bir akıl tarafından kurgulanmaktadır. Orman yangınları münasebetiyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması Türkiye’yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Her türlü felaketle de başa çıkabilecek muktedirliğe ve muvaffakiyete hamdolsun ziyadesiyle haizdir. Ancak bunu hazmedemeyen çevrelerin devletin haysiyet ve hükümranlığını masumiyet pozları vererek tartışmaya açma çabası basit bir kurnazlık, ucuz bir kara kampanyadır. Yönetilmeyen bir ülke tablosunun tesis ve temini amacıyla iç ve dış işgal cephesinin yangın kapısını zorlaması ve bu çerçevede yoğunlaşan ilişki ve irtibatların gün geçtikçe deşifre olması dikkatli hiçbir gözden kaçmamaktadır.”

    ‘TÜRKİYE’YE İHANET’

    MHP lideri Bahçeli, yangınlarla mücadele edildiği dönemde Konya’daki aynı aileden 7 kişinin katledilmesinin ülke gündemini sarstığını belirtti. Cinayeti lanetleyen Bahçeli, “İki aile arasında yaklaşık 10 yıldır süren bir husumeti Türk-Kürt ihtilafıyla tavzih etmeye çalışan odaklar milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemek için alçakça devreye girmişlerdir. HDP’nin, Türk Tabipleri Birliği’nin, hatta CHP’nin, hiç alakası olmadığı halde bu kanlı olayı ‘ırkçı saldırı’ olarak afişe etmeye kalkışması korkunç bir provokasyon olarak karşımıza çıkmıştır. HDP’nin bir eş genel başkanı tarafından ileri sürülen, ‘Kürt halkına sistematik katliam politikası izleniyor’ iddia ve ifadesi alenen halkı kin ve düşmanlığa kışkırtan şerefsiz bir bühtan olarak öne çıkmıştır. Her kelimesinde suçun unsurlarını barındıran bu onursuz açıklama karşısında Cumhuriyet Savcılarının derhal harekete geçmesi adalet ve ahlakın itibarı gereğidir ve bizim de akut bir beklentimizdir. Orman yangınlarını üstlenen ve PKK’nın bir aparatı olan ‘Ateşin çocukları inisiyatifi’ isimli iblis beslemelerine itiraz etmeyenlerin, ses çıkarmayanların; barışın, dostluğun, sevginin, kardeşliğin ve dayanışmanın şehri Konya’da kardeş kavgası çıkarmak için kuyruğa girmeleri Türkiye’ye ihanettir” dedi.

    ‘FAİLLER ER YA DA GEÇ ORTAYA ÇIKARILACAK’

    Bahçeli, son günlerde sosyal medyadan FETÖ-PKK ve Türkiye düşmanlarının tezvirat ve nifak paylaşımlarının dikkat çekici ölçülerde artış kaydettiğini belirterek, şöyle devam etti:

    “Şu anda Türkiye, iç ve dış tertipçileri az çok belli olan kaos ikliminin hakimiyet kurma riskiyle karşı karşıya olmakla birlikte, yıkım projesi tahkim ve takviye edilen muhtemel iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklenme tehdidiyle yüz yüzedir. Bu itibarla aziz Türk milletinin dikkatli, sabırlı ve teyakkuz halinde duruş göstermesinde sayısız yarar bulunmaktadır. Elbette ormanlarımızın nasıl ateşe verildiği, kundakçıların hüviyet ve aidiyetleri kısa süre içinde çok daha netlik kazanacaktır. Failler er ya da geç ortaya çıkarılacak, dünya da başlarına yıkılacaktır. Kaldı ki toplumsal huzurumuzu baltalamak, milli birliğimizi budamak için hangi mahfillerde oyunlar kurulduğu, hangi güçlerin casuslarıyla ve işbirlikçileriyle müteyakkız halde olduğu yakında bütün çıplaklığıyla tespit, hatta teşhir edilecektir. Bilinmelidir ki, kurt kışı geçirse de yediği ayazı asla unutmayacaktır. Dost ve müttefik pozu veren hiçbir muhasım ülke Türkiye’nin toplumsal birliğini çözemeyecek, kardeşlik bağlarını çürütemeyecektir. Türk-Kürt arasına fitne tohumu ekmek için geceyi gündüze katan canilerin hevesleri kesinlikle beyhudedir ve emel sahiplerinin kursaklarında kalmaya mahkumdur. Kürt kökenli kardeşlerim Türk milletinin sevdalıları, eşit ve ebedi mensuplarıdır. Hiçbir tahrik ve tacize kapılmayacaklarına dair inancım tamdır.”

    MHP lideri Bahçeli, orman alanlarının eskisinden daha gür ve güzel olacağını da vurgulayarak, “Hükümet aktif olarak sahadadır, bakanlarımız, milletvekillerimiz ve bürokratlarımız afet bölgesinde canla başla çalışmaktadır. MHP, yangından zarar gören vatandaşlarımızın yanında madden ve manen yerini alacak, gücü ve imkanları nispetinde yardım elini uzatacaktır. Ağacımızı yakanlar analarından doğduklarına bin pişman olacaklardır. Türk milleti, Türk devleti ve MHP buna kararlıdır” dedi.

  • “Gülen derdest edilip ülkemize getirilmeli”

    “Gülen derdest edilip ülkemize getirilmeli”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İmralı canisi başına nasıl çuval geçirilip Türkiye getirilmişse Fetullah Gülen de aynı şekilde derdest edilip ülkemize getirilmelidir. Başka çare yoktur, başka çözüm yoktur, başka seçenek yoktur. İhanetin bedeli başka türlü ödenmiş olmayacaktır. Eğer ABD, FETÖ’yü Türkiye aleyhine imal etmemişse Fetullah Gülen’i derhal Türkiye’ye iade etmelidir” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’de grup toplantısında yaptığı konuşmasında, partisinin bugüne kadar siyasette zamanlama yanlışına düşmediğini, millete rağmen siyaset tercihine heves etmediğini kaydetti. Bahçeli, demokrasiye silah çekenlerin, vesayetçi mihrakların, kendilerine yabancı ve uzak olduğunu belirterek, “Son günlerde ‘Cumhur İttifakı’nı hedef alan alçak kampanyalara tamamıyla kulağımız tıkalı, gözümüz de gönlümüz de kapalıdır. Şirret niyetlerinin esiri olanlar ne derse desin, ‘Cumhur İttifakı’ dünden daha güçlü bir şekilde ayaktadır, Türkiye için Türk milleti için istiklal ve istikbal haklarımız için varlık ve birliğini kararlılıkla muhafaza etmektedir. Akıllarınca ittifakımızda çatlak arayanlar, her konuyu çarpıtanlar bundan sonra da yollarda nal toplamaya devam edeceklerdir. ‘Cumhur İttifakı’ camdan yapılmış vitrin süsü bir vazo değildir ki çatlasın, dağılsın. ‘Cumhur İttifakı’nın gıyabında polemik şantiyesi kuranların, yalan çarkı inşa edenlerin asıl gayesi Türkiye’nin tökezlemesi, iki gün sonra beşinci yıl dönümünü idrak edeceğimiz 15 Temmuz FETÖ işgal girişiminin rövanşının alınmasıdır. ‘Cumhur İttifakı’ sipariş üzerine kurulmadı” dedi.

    ’15 TEMMUZ’UN SİS BULUTU HENÜZ DAĞILMADI’

    MHP lideri Bahçeli, 15 Temmuz’un Türkiye için aynı zamanda eşik ve dönüm noktası olduğunu vurguladı. TSK’ya yasa dışı yollarla sirayet eden FETÖ’cülerin Türk milletine silah doğrulttuğunu, mermi ve bomba yağdırdığını belirten Bahçeli, “Bir defa şu gerçeği yalın bir dille netleştirmemiz gerekmektedir. 15 Temmuz FETÖ kalkışmasına karışan kim varsa, bu hain teşebbüse kim ortak olmuşsa ismi, unvanı, mevki ne olursa olsun Türk askeri değildir, asla da olmamıştır. Türk askeri şereflidir, Türk askeri onur sahibidir; vatan ve millet sevgisinin bedelini de gerektiği zaman canıyla, kanıyla ödemektedir. Lütfen dikkat ediniz, 15 Temmuz’un sis bulutu henüz dağılmamıştır çünkü ihanet ve işgal planlarının merkez üssü hala aktiftir. Kripto damar henüz kurumamıştır. FETÖ elebaşları ABD’de ve Avrupa ülkelerinde cirit atmaktadır. Demokrasi, hukuk, insan hakları ve özgürlük konularında mangalda kül bırakmayan ama bu değerlerden de zerre miskal nasiplenmedikleri açıkta olan kuşkulu ülkeler darbecilere sahip çıkmaktadır, teröristlere kol kanat germektedir, katilleri besleyip doyurmaktadır. Bu olacak iş midir? Bu durum makul ve maruz görülecek bir hal midir?” diye konuştu.

    ‘ABD GÜLEN’İ DERHAL TÜRKİYE’YE İADE ETMELİ’

    Bahçeli, teröristbaşı Gülen ve çetesinin, Türk adaleti önünde hesap vermedikten sonra Türk milletinin rahat nefes alamayacağını söyleyerek, şunları kaydetti:

    “İmralı canisi başına nasıl çuval geçirilip Türkiye getirilmişse Fetullah Gülen de aynı şekilde derdest edilip ülkemize getirilmelidir. Başka çare yoktur, başka çözüm yoktur, başka seçenek yoktur, ihanetin bedeli başka türlü ödenmiş olmayacaktır. Eğer ABD, FETÖ’yü Türkiye aleyhine imal etmemişse Fetullah Gülen’i derhal Türkiye’ye iade etmelidir. Bunu müttefiklik hukukuna saygı gereği yapmak zorundadır. Bu tarihi görevi terörizmle mücadeleye destek vermek, nerede durduğunu ispat etmek için yerine getirmekle mükelleftir. 251 şehidimizin dökülen kanları hala yerdedir. 2 bin 194 gazimizin sorulacak hesabı da mahşere bırakılamayacaktır. Maalesef, ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin FETÖ’ye karşı müşfik ve mübeyyiz tavrın aynısını Türkiye’deki bazı siyasi partilerde de görmek mümkündür. Bunlarda birisi olan İP Başkanı FETÖ’cüleri kastederek, ‘bütün ağababaları uçup gitti, ne kadar gariban varsa içeride’ diyecek kadar ucube ve ilkesiz bir değerlendirme yapabilmiştir. İçerdekiler gariban değil, casustur, haindir, katildir, emperyalizmin kanlı tetikçileridir.”

    ‘HANİ BİRLİKTE DEĞİLLERDİ?’

    Bahçeli, 29 Haziran’daki grup toplantısında, ABD’de kurulan Türk Demokrasi Projesi’nden bahsettiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

    “Türk düşmanlarının, Türk Demokrasi Projesi şemsiyesi altında buluştuğunu ifade etmiştim. Aynı günlerde de Kılıçdaroğlu, dostlarıyla birlikte Türkiye’ye demokrasi getireceğini açıklamıştı. Şu ibretlik benzerliğe bakınız ki, yine o tarihlerde, aralarında Zülfü Livaneli’nin de yer aldığı 220 bileşenden müteşekkil sözde demokratik kurum ve kişiler tarafından çağrısı yapılan ‘Büyük Demokrasi Konferansı’ toplanmış, hitamında da bildiri yayımlanmıştır. ABD’de ortaya çıkan ‘Türk Demokrasi Projesi’nin senaristleri ne demişse, neyi önermişse Türkiye’de toplanan lekeli ‘Büyük Demokrasi Konferansı’nda aynılarını söylemiş ve teklif etmiştir. Yani anlayacağınız her tarafımızdan içi boşaltılmış, sütunları kırılmış, boyası dökülmüş bir demokrasi kuşatması altındayız. Şu gerçeklerin özellikle anlaşılmasını rica ediyorum; oyun içinde oyun vardır, ihanet içinde ihanet sivrilmektedir, demokrasi paravanı altında Türkiye’nin sırtını yere getirme stratejisi kontrollü şekilde ilerletilmektedir. Geçen hafta da İzmir’de yine demokrasi temalı bir zillet gösterimi sahne almıştır. Düzenlenen ‘Demokrasi için bir nefes’ isimli mitingde CHP ve HDP yana yana gelmiş, emel ve eylem birlikteliği yapmışlardır. Hani birlikte değillerdi?”

    ‘SEÇİM 2023 YILININ HAZİRAN AYINDA YAPILACAK’

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’nin bu hafta içinde çalışmalarına aksi durum olmadıktan sonra 1 Ekim’e kadar ara vereceğini söyleyerek, “Ancak siyasette ara olmadığını, tatile yer bulunmadığını sizler gayet iyi bilmektesiniz. Hepinizden beklentim; Covid-19 şartlarına dikkat ederek, kurallara harfiyen uyarak seçim bölgelerinizde her insanımıza ulaşmanızdır. Her eli tutunuz, her haneye giriniz, ülkemizin üzerinde oynanan oyunları birer birer anlatınız. Bahane istemiyorum, yılgınlık istemiyorum, oyalanma istemiyorum. Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimleri 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. Erken seçim yaygarası koparanları kendi hallerine terk edin, muhatap dahi almayın, varsın onlar kendi hayal dünyalarında seçim diye tuttursunlar, biz işimize bakalım, milletimize bakalım, ülkemize bakalım, Türkiye için üstlendiğimiz sorumlulukları harfiyen icra edelim. MHP’yi küçümseyip kasti şekilde oy oranlarının düştüğünü söyleyenlere anyayı da Konya’yı da gösterelim. Unutmayınız ki birlikte başaracağız” dedi.

  • Bahçeli: Üniversite sınavı tamamen kaldırılmalıdır

    Bahçeli: Üniversite sınavı tamamen kaldırılmalıdır

    MHP lideri Bahçeli, üniversite sınavının tamamen kaldırılması gerektiğini belirterek ”Okul öncesi sürecini de hesaba katan modelle her evladımızın ilgi alanına uygun eğitim alanının temini sağlanmalıdır” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşuyor.

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”Üniversite sınav sistemi yeni baştan ele alınmalı. Yürürlükteki sınav sistemi yeni baştan ele alınmalı, okul öncesi sürecini de hesaba katan modelle her evladımızın ilgi alanına uygun eğitim alanının temini sağlanmalıdır. Üniversite sınavı tamamen kaldırılmalıdır. Türkiye sınavsız üniversiteye geçişi başarabilecek üniversite zenginliğine sahiptir. Artık üniversite sınavlarına neşter vurmanın zamanı gelmiştir.

    ”MHP’NİN, TÜRK GENÇLİĞİNİN SINAV MARATONLARINDA ERİYİP GİTMESİNE VİCDANI RAZI OLMAMIŞTIR”

    Her önüne gelen Z kuşağından bahsediyor ancak sınav kuyusundan nasıl çıkılacağı konuşulmuyor. MHP’nin Türk gençliğinin sınav maratonlarında eriyip gitmesine vicdanı razı olmamıştır. Ortaöğretim başarısını ve ortaöğretim sonunda olgunlaşma sınavını esas alan, fırsat eşitliği gözeten üniversiteye geçiş sistemi uygulanmalıdır.

    ”GELİN ÜNİVERSİTE SINAVLARINI KALDIRALIM”

    Siyasi muhataplarımıza çağrımızdır, gelin bu üniversite sınavlarını kaldıralım. İlköğretim ve ortaöğretim kademelerindeki yönlendirme çerçevesinde istedikleri bölümlerde yükseköğretime kavuşmalarını sağlayacak platformlar oluşturulmasını hedefliyoruz.

    KATARLILARA SINAVSIZ TIP İDDİASI

    YKS’den bir gün önce kurgulanan algı operasyonu ile yalan haber servis edilmiştir. İddiaya göre Katarlı gençler Türkiye’de sınavsız tıp okuyabilecekti. Bunun doğruluğun yanlışlığını analiz etmeden devreye giren Kılıçdaroğlu fitne tezgahını açtı.

    KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ: YKS’YE GİRENLERDEN ÖZÜR DİLEMELİ

    YKS’ye bir gün kala gençlerimizi kışkırtmaya asparagas haberi yaymaya çalışan Kılıçdaroğlu kendini de rezil etti. Kılıçdaroğlu Türk gençliğinden YKS’ye giren kardeşlerimizden özür dilemek mecburiyetindedir.

    ”MERTÇE BİZE DERDİNİ SÖYLE”

    Kılıçdaroğlu, bize ‘Süleyman Şah Türbesi’nden kaçanları alkışladın’ diyor. Sen bizim ne söylediğimizi bilsen ne yazar bilmesen ne yazar. Kendisini her kim tutsak almışsa korkmasın bize itiraf etsin telgraf çeksin yardımsa yardım edelim yeter ki maruz kaldığı girdaptan çıkabilsin. Fidye istiyorlarsa karşılayalım. Yazık oluyor kendisine. Atarı gideri bırak Sayın Kılıçdaroğlu mertçe bize derdini söyle.”

  • Bahçeli’den öldürülen Deniz Poyraz’la ilgili açıklama

    Bahçeli’den öldürülen Deniz Poyraz’la ilgili açıklama

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ilkini reddedip, ikincisini inceleyerek kabul etmesi, bize göre hayırlı bir gelişme, adaletin tecellisi açısından ümit verici bir tesellidir. Eğer hukuk varsa adalet hakimse eğer Türkiye tarihi haklarından ve milli bekasını savunmaktan vazgeçmemişse terörizmin siyaset ayağı, hiçbir ad altında açılmamak üzere kapatılmalıdır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Gaziantep’te düzenlenen ‘Belediye Başkanları Çalıştayı’nın açılış konuşmasında, geçmiş beyanlarıyla ters düştüğünü söyledi. Bahçeli, belediye yönetimlerinin, millete hizmetin ilk halkasını olduğunu, belediye başkanlarının da seçildikleri andan itibaren siyasi düşüncesi ve parti aidiyeti ne olursa olsun yörelerindeki herkesi kucaklamakla mükellef olduğunu belirtti. Bahçeli, “Kılıçdaroğlu, 11 Mart 2020’den 14 Haziran 2021’e kadar 4 milyon 550 bin haneye ayni yardım, 1 milyon 465 bin haneye nakdi yardım yaptıklarını, 1 milyon 200 bin hanenin borcu olmasına rağmen suyunu kesmediklerini, 150 milyondan fazla da maske ve dezenfektan dağıttıklarını duyurmuştur. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Dilerim ki azımız çok, eksiğimiz yok olsun. Biz hangi Kılıçdaroğlu’nun sözüne itibar edelim? Hangi Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına inanalım? Covid-19 salgını boyunca bir yanda gece yatağa aç girenlerden şikayet eden, yardımların yapılmadığından dertlenen, yoksulluğun ve işsizliğin artışından bahseden Kılıçdaroğlu’na mı kulak verelim yoksa sayıları 5 milyona yakın haneye ayni ve nakdi yardım yaptıklarını kasıla kasıla anlatan Kılıçdaroğlu’nu mu ciddiye alalım? Hangi Kılıçdaroğlu doğruyu söylüyor? Dahası bu Kılıçdaroğlu’nun kaç yüzü vardır? Biz demiyoruz ki hiç sorun yoktur; fakat CHP yönetiminin anlattığı gibi kötümser bir Türkiye tablosu kesinlikle söz konusu değildir” diye konuştu.

    ‘PEKİ BU SANATÇILAR KİMLER?’

    Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun 5 CHP’li belediyenin 13 bin 338 sanatçıya yardım yaptığını söylediğini belirterek, “Peki bu sanatçılar kimlerdir? Sanatçı kisvesine bürünmüş bölücülere, Türkiye muhaliflerine belediye imkanları peşkeş çekilmiş midir? Kılıçdaroğlu’nun dost kataloğunda isimleri yazılı mıdır? Bu dost edebiyatının da iyice suyu çıkmıştır. Kılıçdaroğlu’nun birlikte iktidar olmayı hedeflediği dostları arasında PKK’nın, FETÖ’nün, DHKP-C’nin, dış güçlerin, Türk düşmanlarının sıralamadaki yeri neresidir? Demokrasilerde iktidara dostlarla değil milletle ulaşılır. Bugün dost olanın, yarın düşman olmayacağı garanti değildir. Dostuna güvenen şartlar değiştiğinde postuna dolacak samanı da öngörmelidir. Acaba terörist Demirtaş, Kılıçdaroğlu’nun dostu mudur? Terörist Karayılan Kılıçdaroğlu’nun dost kategorisinde midir? Mesela Muharrem İnce de hala dost mu görülmektedir? Eski çamlardan bardak olmayacağına göre, Kılıçdaroğlu’na tavsiyem; akşamları video çekip paylaşmak yerine merhum Zeki Müren’in ‘Eski Dostlar’ isimli şarkısını dinleyerek kendisini avutmasıdır” dedi.

    ‘HDP KAPATILMALIDIR’

    Bahçeli, HDP’nin PKK’dan, PKK’nın HDP’den farkı olmadığını söyleyerek, şunları kaydetti: “Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ilkini reddedip, ikincisini inceleyerek dün itibarıyla kabul etmesi, bize göre hayırlı bir gelişme, adaletin tecellisi açısından ümit verici bir tesellidir. Eğer hukuk varsa adalet hakimse Türkiye tarihi haklarından ve milli bekasını savunmaktan vazgeçmemişse terörizmin siyaset ayağı, hiçbir ad altında açılmamak üzere kapatılmalıdır. Bu meselenin arası-ortası, kıyısı-köşesi, şurası-burası yoktur. Artık seçenek kalmamıştır; ya ihanet kazanacak ya da millet iradesi ihaneti kazıya kazıya temelinden söküp atacaktır. Kılıçdaroğlu, ‘Demokrasilerde parti kapatmak yanlış’ diyor, kuşkusuz halt ediyor. HDP’yi savunuyor, bölücülüğün avukatlığına utanmadan soyunuyor. O dediği meşruiyet ve hukuk sınırları içinde faaliyet gösteren partiler için geçerlidir, HDP bunun dışındadır ve zaten parti marti de değildir. HDP, pek çok vahim özelliğinin yanında Türk demokrasisine biçilmiş kefen, doğrultulmuş silah, tuzaklanmış patlayıcı, döşenmiş mayındır ve HDP kapatılmalıdır, bu örgütün bölücü yöneticileri hakkında hukuk ve adalet tesirini mutlak surette göstermelidir.”

    ‘BİZ BU CİNAYETİ REDDEDİYORUZ’

    MHP lideri Bahçeli, HDP’nin hukuk konusu olduğu bir dönemde, İzmir HDP il binasına yapılan saldırının provokasyon olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Saldırının olduğu gün parti binasında tek bir HDP’li yöneticinin olmadığını, planlı toplantının da iptal edildiğini söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Tıpkı Ankara gar patlamasında, tıpkı Suruç katliamında olduğu gibi HDP’liler araziye uymuşlar, birdenbire kayıplara karışmışlardır. Olayın vuku bulduğu gün ne hikmetse çay servisi yapan asıl şahsın yerine yardım amacıyla kızı binaya gelmiştir. Cinayete kurban giden Deniz Poyraz’ın masada yarım bıraktığı kağıt bardaktan içtiği çay ile yediği domates ve zeytin, kısa süre içinde Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır. Katilin ise bozkurt işareti yapan ve silah tutan halini resmeden fotoğrafları sanki bir yerlerde hazırda bekletiliyormuş gibi anında servis edilmiştir. Yani bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir. Altını kalın bir şekilde çizerek soruyorum; bu katil gerçekte kimdir? HTS kayıtları çıkarılmış mıdır? Bağ ve bağlantıları kimleri ve nereleri işaret etmektedir? Provokasyonun içinde derin PKK’nın, yabancı istihbarat örgütlerinin, kiralık taşeronların parmağı var mıdır? HDP’yi masumlaştırıp partimizi, ‘Cumhur İttifakı’nı ve Türk devletini suçlamak üzerine bina edilen bu cinayetin önü arkası, sağı solu, altı üstü sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim ne biliyorsa kimin elinde ne belge ne bilgi varsa emniyet güçlerine ve adli makamlara teslim etmek durumundadır. Biz bu cinayeti reddediyoruz. Katilin ve işbirlikçilerinin en ağır cezaya çarptırılmasını istiyoruz.”

    ‘DENİZ POYRAZ MİLİS İŞBİRLİKÇİDİR’

    Devlet Bahçeli, olaydan sonra HDP eş genel başkanlarının tahrip edici konuşmalar yaptığını, ‘katil devlet’ sloganları atıldığını belirterek, şöyle devam etti:

    “Açık seçik söylüyorum; Türk devleti egemen ve haysiyet sahibi bir devlettir, katil ithamları ise soysuzluktur. Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim. PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçidir. Milis işbirlikçi; köy, kasaba ve şehirlerde yalnız ve sahipsiz görülen kişileri terör örgütüne devşirmek için çalışan, örgütün hain eylemlerine yardım ve yataklık yapan terörist demektir. Bu milis işbirlikçinin babası ise duyan herkesi şok eden açıklamalarda bulunmuş, bir nevi canlı bomba gibi patlamıştır. Herkesi ikaz ediyorum. Hiç kimse, ‘Ne yapsın acısı var, ne dediğini bilmiyor’ saptırmasına heves etmesin. Böylesi bir bahaneye de sarılmasın. İzmir’in göbeğinde bir PKK’lı arayıp da bulamayacağı bir propaganda imkanı yakalamış, bunu da şerefsizce kullanmıştır. Dağda bir aslan biliriz; o da şerefli Türk askerimiz, şerefli Türk polisimiz, şerefli güvenlik korucularımızdır. Diğer eli silahlı vaziyette dağlarda gezenler de görüldüğü yerde indirilecek açık hedeflerdir ve çakalın insan suretleridir.”

  • Bahçeli’den NATO zirvesi değerlendirmesi

    Bahçeli’den NATO zirvesi değerlendirmesi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Zirvesi’nde devlet ve hükümet başkanlarıyla bir araya geldiğini belirterek, “Türkiye’nin haklı beklentileri, meşru öncelikleri ve milli hassasiyetleri ABD Başkanı’na ve muhatap ülkelere tüm berraklığıyla aktarılmıştır. Türkiye’nin terörle mücadelede tek başına bırakılması hem trajik bir yanlış hem de ittifakın ilke ve esaslarıyla terstir” dedi.

    MHP Lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamasında, Türkiye’nin geride kalan 98 yıllık dış siyasetinde ihtiyat ve denge, kuşku ve kaygının sürekli belirleyici olduğunu söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin 98 yıllık milli siyaset ve stratejisinin kuruluş gerçeklerinden başlayarak, hükümetler üstü bir anlayışla tezahür ettiğini ve devlet politikası haline gelerek bugünlere ulaştığını belirten Bahçeli, “Ancak ve ancak savaş mağlubu ülkelerin içine sürüklendiği zaaf ve zayıflıklar Türkiye için asla söz konusu olmamıştır. Emel sahiplerini uyarıyorum, Türkiye önüne gelenin azarlayacağı, keyfi yetenin ayar vereceği, onun bunun tehditlerine boyun eğeceği savaş mağlubu bir ülke olarak görülemeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti, Milli Mücadele’nin onur tacıdır. Uluslararası ilişkilerde başı eğik, aciz, atıl ve atalete düşmüş bir Türkiye artık yoktur. Ön alan, öncü olan, önden giden, istikamet çizen, sesini yükselten, iradesini gösteren, iddialarının arkasında duran bir Türkiye gerçeği vardır. Türkiye’yi küresel projelerin, bölgesel taşeronluğunu yapacak kadar aciz ve ilkesiz bir ülke olarak görenler, zillete düşmüş bir avuç kimliksizdir. Ülkemizin uluslararası camiada attığı her adım, ince hesaplar ve derin analizler sonucudur; milli beka ve milli itibar, ham hayaller ve basit meşruiyet arayışlarının üstündedir” dedi.

    ‘GEÇİNİZ BU OYUNLARI’

    Bahçeli, Brüksel’de gerçekleşen NATO Zirvesi öncesi, ABD Başkanı Joe Biden’ın Washington Post’a yazdığı bir makalede, ‘Avrupa gezisinde, dünya demokrasilerini yeniden bir araya toplamayı ve harekete geçirmeyi hedeflediğini’ açıkladığını anımsattı. Biden’in Türkiye’yi nasıl ve hangi seviyede bir müttefik gördüğünün de belirsizliğini koruduğunu kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:

    “Türkiye’nin NATO müttefiki gibi davranmadığını iddia eden ABD’nin hangi örgütlerle fiili ittifak ve dayanışma içinde olduğunu yalnızca biz değil, günü geldiğinde beşeri vicdan ve tarih anlata anlata bitiremeyecektir. Arkamızdan dolanıyorlar, müttefiklik edebiyatı yapıyorlar. Teröristlerle iş tutuyorlar, stratejik ortaklıktan bahsediyorlar. Türkiye’nin kuyusunu kazıyorlar, sözde Ermeni soykırım yalanına sarılıyorlar, sonra dönüp NATO diyorlar. 15 Temmuz darbecilerini koruyorlar, Pensilvanya’da FETÖ’yü barındırıyorlar, utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan demokrasi ve hukuk alanlarında ahkam kesip bize parmak sallıyorlar. Geçiniz bu bayağı oyunları, bırakınız sonu gelmez oyalamaları. NATO, bugüne kadar Türkiye’nin hangi güvenlik ihtiyacına cevap vermiştir? Sormayalım mı, sorup da cevap aramayalım mı? 15 Temmuz’da başkentimiz hainler tarafından bombalanırken, bu NATO neredeydi? Ne yapıyordu? Neyin hazırlığı içindeydi? Bu sorunun da peşine düşmeyelim mi? Failleri deşifre etmeyelim mi? ABD’nin Senato Dışilişkiler Komitesi Başkanı’nın hazırladığı tasarıyla, Türkiye’ye teslim edilmeyen F-35’lerin Yunanistan’a verilme teklifi hangi mantığın, hangi maksadın mahsulüdür? Türkiye’ye karşı uygulanan baskı ve yaptırım politikalarının bu haliyle devamı iki ülke arasındaki ilişkileri çok yönlü zedeleyecektir.”

    ‘TÜRKİYE KARARLILIĞINDAN TAVİZ VERMEYECEKTİR’

    Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı NATO Zirvesinde devlet ve hükümet başkanlarıyla bir araya geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

    “Günlerdir beklenen Sayın Cumhurbaşkanı ile ABD Başkanı Biden arasındaki görüşme 45 dakikalık süre zarfında gerçekleşmiş, ardından da iki ülke heyetleri bir masa etrafında buluşmuştur. Biden ilk açıklamasında çok iyi bir görüşme yaptıklarına temas etmiş, daha sonra da Sayın Cumhurbaşkanı ikili görüşmede meseleleri yapıcı bir şekilde ele aldıklarını, görüşmenin de son derece yararlı ve samimi bir havada geçtiğini vurgulamıştır. Her alanda saygı ve çıkara dayalı etkin iş birliği hedefi kapsamında ABD’yle doğrudan diyalog kanallarını daha da canlandırma konusunda mutabık kalınmıştır. Türkiye’nin haklı beklentileri, meşru öncelikleri ve milli hassasiyetleri ABD Başkanı’na ve muhatap ülkelere tüm berraklığıyla aktarılmıştır. Görülmüştür ki; terör örgütleri konusundaki ikircikli tavır müttefik ülkelere ne yazık ki katılaşmış ve kalıplaşmış bir şekilde egemenlik kurmuştur. Küresel barış ve istikrar çabalarını sekteye uğratacak, geniş bir yelpazede ihtilafa neden olacak bu çarpıklıkla, NATO’nun yeni güvenlik konseptinin nasıl bağdaşacağı başka bir tartışma konusu olarak önümüzde durmaktadır. Demokrasinin yara aldığı, yapısal sorunların kökleştiği, ülkelerarası güvensizliğin dünya üzerinde kamçılandığı bir dönemde, Türkiye’nin terörle mücadelede tek başına bırakılması hem trajik bir yanlış hem de ittifakın ilke ve esaslarıyla terstir. Sorun çözme mekanizmalarının küresel ve bölgesel düzeyde güçlendirme amacı bugüne kadar sadece lafta kalmıştır. NATO Zirvesi’nin açıklanmış sonuçları ve bu sonuçların ortaya çıkaracağı yeni ilişkiler serüveni ne olursa olsun, Türkiye kararlılığından taviz vermeyecektir.”

    ‘ERKEN SEÇİM TALEBİ BEYHUDE BİR HEVESTİR’

    Bahçeli, erken seçim kararı alınmasının hukuken iki yolu bulunduğunu, bunlardan birinin TBMM’nin karar alması, diğerinin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesi olduğunu hatırlattı. Bahçeli, şöyle konuştu:

    “TBMM’de yeterli sayısal çoğunluğu olmayan CHP-İP-HDP ve diğerlerinin erken seçim kararını çıkarması mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da defalarca erken seçim yok dediği belgelidir ve bilinmektedir. O halde, bu erken seçim nasıl olacaktır? CHP, nerelere mesaj vermekte, kimlerin dikkatini çekmeye uğraşmaktadır? Biz ‘erken seçim yok’ dedikçe, ‘olacak’ diyenlerin gizli amacı nedir? Bu zorlamanın, bu dayatmanın, bu ısrarın gerçek manası nasıl yorumlanmalıdır? Duvara konuşsak, duvar anlar, ‘tamam’ derdi. Kılıçdaroğlu’na tavsiyem, kendini aramak için tekraren yollara düşmesi, şansı yaver giderse de bir an önce bulmasıdır. Bu şahıs ‘hemen seçim’ diyor. PKK da seçim istiyor. FETÖ, yarın seçim olsun diye bekliyor. PYD/YPG de koroya katılmış, Kılıçdaroğlu’nun erken seçim talebini destekliyor. Türkiye düşmanları erken seçim safında birleşmiş, şakşakçılık yapıyor, zillete refakat ediyor. İP, HDP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, TKP, TİP erken seçim hayali görüyor. Cumhur İttifakı alayının boyunun ölçüsünü sandıkta alacak, zamanında yapılacak seçimin kaç bucak olduğunu gösterecektir. Erken seçim talebi beyhude bir hevestir. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır.”

    ‘ANAYASA TEKLİFİMİZ 100 MADDEYLE HAZIRLANDI’

    Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile geleceği yüksek bir irade ve inanmışlıkla kucaklayacağını belirten Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın her sorunun çözüm ümidi olduğunu söyledi. Bahçeli, “Parlamenter sisteme dönüş ezberleri fostur, fuzuli gündem işgalidir. Çünkü İP’in ve CHP’nin iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem telaffuzlarının içi tamamen boştur. Bilhassa İP’in kağıt parçasından ibaret değerlendirmeleri hazırlıksız bir telaşın ve acemiliğin neticesidir. Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ni teyit edip kurumsallaştıracak Anayasa teklifimiz Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü esas alarak 100 maddeyle hazırlanmıştır. İnanıyorum ki Cumhur İttifakı’nın ortak anayasa çalışması Türkiye’nin ve Türk milletinin irade ve iftihar hazinesi olacak, tarihi nitelikli bir beklenti karşılanacaktır” ifadesini kullandı.

  • Bahçeli’den Atatürk’e hakaret tepkisi

    Bahçeli’den Atatürk’e hakaret tepkisi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Bahçeli, erken seçim tartışmalarına ilişkin, “Biden’in dümen suyuna giren, gazına gelen, kanlı teknesine binen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin erken seçim isteği sahibinin sesi, melanetin sözüdür. Türk milleti böylesi bir tuzağa kesinlikle düşmeyecektir” dedi. Bahçeli, ‘Atatürk’e hakaret’ tartışmalarına ilişkin, “Atatürk alerjisinin esas gerekçesini nasıl okumalıyız. Gizli FETÖ’cü olup olmadıkları mutlaka incelenmelidir” açıklamasında bulundu.

    MHP lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, CHP’nin erken seçimi gündeme getirmesini eleştirerek, “Kılıçdaroğlu’nun erken seçim zorlaması kimlerin talebi, hangi karanlık mahfillerin siparişidir? FETÖ’cülerin altı aylık süre içinde Kılıçdaroğlu’nun iktidarını dillendirmeleri, birden bire mayıs ayının ilk haftasından itibaren hükümet üyelerine hedefine alan iftira kampanyaları erken seçim dayatmasıyla yakından bağlantılıdır. Biden’in dümen suyuna giren, gazına gelen, kanlı teknesine binen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin, erken seçim isteği sahibinin sesi, melanetin sözüdür. Türk milleti böylesi bir tuzağa kesinlikle düşmeyecektir” dedi.

    ‘SEÇİMLER 2023 YILINDA YAPILACAK’

    Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun bir an önce seçime gidilmesini istediğini belirterek, “Belli ki acelesi var, belli ki aldığı talimatın süresi dolduğundan telaş içinde. Desteksiz sallayan Kılıçdaroğlu, anayasa ile ilgili referandum yerine, seçimlerin yapılıp yapılmaması ilgili referandumdan bahsediyor. Mafyayı Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı gören Kılıçdaroğlu yine yalan makinesi olmakla kalmıyor, organize suç şebekelerinin nefesi, terör örgütlerinin neşesi, Türkiye düşmanlarının da nesnesi olduğunu görmüyor, göremiyor. Şu anda CHP yönetimine siyasi propaganda üretimini kimin yaptığı, söylem ve eylem sınırını hangi suçluların belirlediği herkesçe bilinmektedir. Kılıçdaroğlu masal atlatmasın, ruh ikizi haline dönen mafyaya baksın. Bizim mafyayla ortak olduğumuzu söylemek bariz bir saptırmadır. Ama mafyanın CHP’ye, boyalı medyaya, tetikçi köşe yazarlarına nasıl nüfuz ettiğini, bunları kafese nasıl yerleştirdiğini bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmamıştır. Cumhurun ve Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi nettir, nitekim Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. Bugünden itibaren de seçimlere 754 gün kalmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, önce sabret, sonra da seyret; milletin zilletle göreceği demokratik hesaba şunun şurasında 2 yıl 24 günlük süre vardır” diye konuştu.

    ‘GÖZLE FETÖ’CÜ OLUP OLMADIKLARI İNCELENMELİDİR’

    Bahçeli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e tahammülsüzlüğün Türkiye Cumhuriyeti’ne tahammülsüzlük olduğunu söyleyerek, şunları söyledi:

    “Bugün varsak, bugün hayattaysak, bunun şeref payesi Türk tarih silsilesinde müstesna bir yeri olan aziz Atatürk’ündür. İdeolojik dogmalarla, ilkel bir taassupla, keskin önyargılarla Atatürk düşmanlığı yapmak, millete değil hıyanete hizmettir. Ayasofya-i Kebir Camii Şerif açılmışken, büyük bir özlem olan Taksim Camii’nin manevi hayatımıza kazandırılması, Müslüman gönüllerle buluşturulması sağlanmışken nükseden Atatürk alerjinin esas gerekçesini nasıl okumalı, nasıl anlamalıyız? İktidarın millete mal olmuş muhterem eserlerini gölgelemeye, kutuplaşmayı teşvik etmeye kimin ne hakkı vardır? Her güzel ve memnuniyet verici gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, suyu bulandıran, ortamı kızıştıran, bunu da Müslüman kisvesi altında yapan kişilerin Türkiye’nin huzuruyla oynamaları provokasyondur. Bunlar iyi araştırılmalıdır, maksatları derinlemesine tahlil edilmelidir. Gizli FETÖ’cü olup olmadıkları mutlaka incelenmelidir. Vaazlarıyla milli birliğimizi yaralamaya, tarihi şahsiyetlerimizi kötülemeye hiç kimse cüret etmemelidir. İnanç sahibi insanlarımızı üzmek, özellikte de bugünkü AK Parti hükümetini töhmet altında bırakmak, yapılan muhteşem hizmetleri söz ve fiillerle karalamak temiz bir mizacın, ihlaslı bir kalbin sonucu değildir. Herkes uyanık olmak zorundadır. İslam adına İslam’ın temel değerlerini, kutlu çağrılarını hamasetle tartışmaya açmak ahlaken sorunludur.”

    ‘ATATÜRK’ÜMÜZDEN NE İSTİYORSUNUZ?’

    Bahçeli, Atatürk’e hakaret edenlerin milletin gözünde değeri olmayacağını belirterek, “Zira Atatürk milli birliğimizin ortak paydasıdır. Kim Gazi Paşa’ya saldırıyorsa, kimin Gazi Paşa’ya kötü sözü dokunmuşsa, ya soy kütüğünde bir karanlık nokta ya da mazisinde yüzünü kara çıkaracak bir mahcubiyeti vardır. Atatürk’ün manevi hatırasını hezeyanla ilzam etmek İslam’a katkı mıdır? Mukaddesatımıza sahip çıkmak, ona refik olanlara, ona refakat edenlere sahip çıkmaktır. Atatürk’e hakaret mukadderatımıza da husumettir. Allah için söyleyiniz, Atatürk’e dil uzatanlar daha iyi Müslüman olduklarını mı sanıyorlar? Atatürk’e en ağır sözleri reva görenler, Türk milletinin ruhunu okşadıklarını mı düşünüyorlar? Ey kendini bilmez akılsızlar, Atatürk’ümüzden ne istiyorsunuz? O tarih sahnesine çıkmasaydı, Türklüğün kıvancı, İslam’ın bekçisi olmasaydı, doğduğunuzda kulağınıza ezan mı okunur, yoksa bir kilisede vaftiz mi edilirdiniz? Atatürk’ün hatıralarına ve heykellerine saldıran zavallılar, sizin yel değirmenlerine savaş açan Donkişot’tan, yancısı Sanço Panço’dan ne farkınız vardır?” ifadesini kullandı.

    ‘ATATÜRK TÜRKİYE’DİR’

    “Yüce dinimizde, açıkça haram işleyen bir günahkara bile hakaret uygun bulunmamıştır” diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Dirilere olduğu gibi ölülere sövmek de Hz. Peygamber tarafından kesinlikle yasaklanmıştır. Bu yüzden ölülerin arkasından kötü konuşmamak ve onları hayırla yâd etmek Müslümanların yaşattığı güzel geleneklerden birisidir. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz, ‘Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş olduklarının yani amellerinin karşılıklarına ulaşmışlardır.’ Kafirlik ve zalimlik Türk milletinin sinesinden çıkan hiçbir vatan ve millet kahramanına layık görülemez. Herkes bilsin ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizim ve milletimizin kırmızı çizgisidir. Atatürk Türkiye’dir. Atatürk Cumhuriyettir. Atatürk maşeri vicdana altın harflerle kazınmış ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ seslenişinin mimar başıdır. Onu rahmetle anmak, ona saygı duymak, onun eserlerine sadık kalmak her nesil, her Türk evladı için ödevdir. Emel sahiplerini uyarıyorum, Atatürk’ten elinizi çekin, isnatlarınızı kesin, dilinizi susturun. Fani bedeni olmasa da, müstesna hatıralarını ve yüksek fikirlerini cesaretle savunacak büyük Türk milleti vardır ve kötü niyetlilerin alayını karşılamaya gücü yetecektir. Anıtkabir ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halat olan Milliyetçi Hareket Partisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sonuna kadar sahip çıkacaktır.”

  • Bahçeli: İçişleri Bakanı yalnız değildir

    Bahçeli: İçişleri Bakanı yalnız değildir

    MHP lideri Devlet Bahçeli, “Hiç kimse TSK’nın onurlu komuta heyetine çamur atamayacaktır. TSK’nın ve İçişleri Bakanı’nın yalnız olmadığını ifade ediyorum. Konu devletimizin saygınlığı ve bekasıdır. Herkes yerini bilmek zorundadır. Herkes ağzından çıkanlara dikkat etmekle mükelleftir. Türkiye’nin gündemi video ile rehin alınamaz. İftiralarla ele geçirilemez” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:

    “Bin yıldır varlığımızı sürdürüyoruz. Üzerinde yaşadığımız toprakların tarihin hiçbir döneminde sükûnet bulmadığının farkındayız. Bilek güreşlerine eklemlenen hakimiyet ve hükümranlık mücadelelerinin üzerindeyiz. Sıcak veya soğuk çatışma ya da gerilim dinamiklerinin ağırlık merkezindeyiz. Dünyanın gözü üzerimizdedir. Medeniyetlerin kavşak noktasında doğu-batı güzergâhında yer almamızın avantajları olduğu kadar dezavantajlarını da görmek zorundayız.

    Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Maşayı değil tutan ve tutturan elleri görmeliyiz. MHP olarak hayatın akışını ve hadiselerin akışkanlığını milliyetçiliğin ilkeleriyle hukuk ve demokrasiyle okumalıyız. Tutarlı olacaksak etik hassasiyetlere uyacaksak başkaca bir seçenek olmadığını bilmeliyiz. Onun bunun dolduruşa gelerek siyaset yapmadık, bundan sonra da kimse beklememeli. Korkuya hiç rehin düşmedik. Türkiye’yi yakın markaja alarak karanlık operasyonların hedef ülkesi haline getirmek için ellerini ovuşturanlara taviz veremeyiz.

    “HEDEF TÜRKİYEMİZDİR”

    Telaşa kapılmadan, duygulara kanmadan daha soğukkanlı, sağduyulu davranmak mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin çevresindeki sinsi ve sisli kuşatma genişlemektedir. Asıl mesele gündemi işgal eden iddia ve isnatların taraftarlarından daha ötesidir. Yerli ve yabancı mihraklar tacizlerine, tahriplerine hız vermişlerdir. Herkesi uyarıyorum, hedef Türkiye’mizdir. Hedef milli birlikte ve huzur ortamımızdır. Bu menfur tezgahın siyaset taşeronları, medya teşrifatçıları, suç ve terör örgütü temincileri vardır ve bellidir. Türkiye’nin üzerine gölge düşmesi, siyasi ve hukuki çözülme yaşaması konusunda alçak bir rekabet yaşanmaktadır. Amaç Türkiye’nin itibarını lekelemektir. Devlet ile millet arasındaki güven bağlarının kopuşuna, devlete ve hükümete karşı toplumsal bir direnişin gerekçesini teşkil etmektir.

    AKŞENER’İN RİZE ZİYARETİ

    CHP bunun üst figüranıdır. 6 ay içinde başka bir Türkiye’nin görüleceğini söyleyen Kılıçdaroğlu krizin bekçisi konumundadır. HDP, Türkiye’nin kalbine hançer sokmak için bekleyen fitnedir. Asıl bizi düşündüren İP’in provokatörlüğüdür. Bu şahsın Rize’yi ziyaret ederek müessif olaylara sebebiyet vermesi incelenmelidir. Söz konusu ilçe belediyelerinin MHP yönetiminde bulunduğu göz önüne alındığında nasıl bir oyunun sahnelenmeye çalışıldığı fark edilecektir. İP Başkanı’nın toplumsal huzursuzluğun fitilini tutuşturmak için Rize’ye gitmesi sorumsuzlukla izah edilemez. Siyasi hayatı kumpasla, yalanlarla heba olmuş bu şahsın Netanyahu sözleri sonrası Rize ziyareti olay çıkarmak üzere planlanmıştır. 1959 Uşak olaylarında olduğu gibi podyuma çıkarılmıştır.

    AA’nın kuşkulu muhabiri tarafından sorulan ısmarlama soru gündeme oturmuştur. Viranşehir Kaymakamı’nın sözleri de başka bir konudur. Bunlardan birisi de PKK’nın maket uçaklarla suikast girişimidir. Şüphe uyandıran olaylar üst üste çakışmıştır. Kudüs’te cinayet, Kıbrıs’ta melanet, Karabağ’da rezalet zanlıları insanlık mirasını yağmalayan zalimler ve işbirlikçileridir.

    TERÖRLE MÜCADELE

    FETÖ’ye, PKK’ya ve milli bekamızı tehdit eden ülkelere karşı sağlam duruşumuz, kim varsa rahatsız etmektedir. Son zamanlarda ortaya çıkan mesnetsiz iddiaların, iftiraların Türkiye aleyhine icra edilen bölgesel ve küresel operasyonlardan bağımsız ele alınması mümkün değildir.

    Terörle mücadele kahramanca devam ederken, vatan savunması cesaretle yapılırken bu mücadele içinde yer alan asker ve sivil devlet adamlarını itibarsızlaştırma çabaları matuf bir amaca hizmet etmektedir. Biz her şeyin farkındayız. Devletin hükmü, milletin kutlu varlığını uçuruma çekmek isteyen kampanyayı görüyoruz. Algı düzenekleri kuranlar, herkes bilsin ki yıkım ittifakının potasında birleşmişlerdir. Oyun büyüktür, oyun kirlidir, oyun karanlıktır.

    Libya’daki varlığımızın rövanşını almaya çalışıyorlar. Kıbrıs’taki kararlılığımızın hesabını sormaya kalkıyorlar. Doğu Akdeniz’den intikamla yanıp kavruluyorlar. Irak’ın kuzeyinde PKK/PYG’ye dünyayı zehir etmemizden dolayı üzerimize geliyorlar. Terör devletinin suya düşmesinden gocunuyorlar. Kandil’e Türk bayrağı dikeceğiz ya çıldırıyorlar.

    128 milyar dolar nerede diye sorun dediler tutmadı, 104 emekli amiral bildiri yayınladı kimse yemedi, Cumhur İttifakını karalayın, ekonomiyi kötümserliğe sokun diye tembihte bulundular inanan çıkmadı. Çabalar boşuna, hevesler beyhudedir. Türk milleti Cumhurbaşkanı’nın, devletinin, hükümetinin, egemenlik haklarının destekçisidir. Bir suç varsa, suçluların belgelerle tespiti yapılmışsa adres bağımsız Türk mahkemeleridir. Karambolde siyasi fırsatçılığa kapılanlar, iki dünyada bunun hesabını vereceklerdir.

    “İÇİŞLERİ BAKANI YALNIZ DEĞİLDİR”

    İkazen diyorum ki hiç kimse İçişleri Bakanı’nın boynuna tasma geçiremeyecek kimsenin gücü yetmeyecektir. Hiç kimse TSK’nın onurlu komuta heyetine çamur atamayacaktır. TSK’nın ve İçişleri Bakanı’nın yalnız olmadığını ifade ediyorum. Konu devletimizin saygınlığı ve bekasıdır. Herkes yerini bilmek zorundadır. Herkes ağzından çıkanlara dikkat etmekle mükelleftir. Türkiye’nin gündemi video ile rehin alınamaz. İftiralarla ele geçirilemez. Sayın Binali Yıldırım’ı evladıyla töhmet altında bırakmak müfteriliktir. Bu meselede tarafsız kalmak Türkiye’ye kast etmek için kullanılan çevrelere destek vermektir.

    “DÜŞMANA HİZMETLE BİR”

    Her nifak ve dedikoduya sarılan CHP’nin siyasi ayıplıdır, ahlaksızdır. Çukur siyasetidir. Kılıçdaroğlu’nun rotası yanlıştır. CHP Türkiye üzerinde emelleri olanların Türkiye muhalifidir. İP bu limana varmıştır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için faal olanlara bedeli ne olursa olsun izin verilmeyecektir. Biden lobisinin zehir saçan zihniyeti Türkiye Cumhuriyeti’ni düşüremeyecektir. CHP’nin sırtını emperyalizme dayaması tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda düşmana hizmet etmekle birdir.

    “HÜKÜMETİMİZİN YANINDAYIZ”

    Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsızdır. Biden’ın muhalefeti pışpışlaması sonu hüsran olacak maceraya atılmaktır. Ruhsatı kovboylar değil, güç odakları değil büyük Türk milleti vermektedir. Türkiye’yi siyasi, hukuki ve toplumsal alanlarda taşeronlar vasıtasıyla seçime zorlamak demokrasi ve milli irade düşmanlığının yansımasıdır. Türkiye sokakta bulunmadı, harita üzerinde kurulmadı. Türk milleti tesadüfen bir araya gelinmedi. Bağımsızlık hediye alınmadı. Sınırlarımız icazetle çizilmedi. Varsa çıksın karşımıza. Hiç kimse MHP ve ülkücü hareketin sabrını test etmemelidir. Herkesin sorumlu davranması tarihi bir görevdir. Biz hükümetimizin yanındayız. Sokak çetelerinin karşısındayız.

    AP RAPORU

    AP’nin çağrısı ayaklarımızın altında çiğnenmeye müstehaktır. 19 Mayıs’ta kabul edilmesini de manidar bulduğumuzu belirtmek isterim. Teröristleri ülkelerinde ağırlayan, ülkelerin akıl ve vicdan tutulması yaşadıkları açıktır. Milliyetçi-ülkücü hareketi terörle anmak, terör sevicilerin harcıdır. Yayınlanan rapor Avrupa değerlerinin inkarıdır. Bir Haçlı organizyonudur, bizim için yok hükmündedir. Onların baktığı yer PKK’nın, YPG’nin, FETÖ’nün sığınıp ikmal yaptığı yılan deliğidir. Biz hakkın yanındayız, halkın yanındayız. Türk milleti yapay ayrımlara fırsat vermeyerek beraberliğini sonsuza kadar sürdürecektir. Gün kucaklaşma gündür.

    AP’nin raporu malumun bir nevi ilamından başka bir şey değildir. Türkiye üzerinde oynanan oyunların bir parçası da söz konusu raporun 19 Mayıs’ta yayınlanmasıdır. Nefret salgını vebadan daha büyük hasar vermektedir.”