Etiket: devlet bahçeli

  • Bahçeli: MHP’nin sokakta işi yoktur

    Bahçeli: MHP’nin sokakta işi yoktur

    Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “MHP’nin sokakta işi yoktur. Kavga ve karışıklıkta hayır görmesi imkansızdır. Bizim sevdamız şiddet değil Türk milletidir, Türkiye’dir” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, son günlerde tuhaf ve tahrip düzeyi yüksek gelişmelerin peş peşe cereyan ettiğini belirterek, “Tutsak ve turfanda zihniyetler bozgunda fetih rüyası görüyorlar. Emperyalizme turnike olanlar tıpkı akbabalar gibi kanat çırpıyor. Havalar soğumakla kalmıyor, bunların vicdanları da buz tutuyor. MHP üzerinde oyun kurmak için el ovuşturan, fırsat kollayan geri ve gölgeli siyaset anlayışları tıpkı baykuşlar gibi aydınlıktan ürküyorlar. Hasretini çektikleri karanlığın Türkiye’ye hâkim olması için çırpınıyorlar. Nitekim çırpındıkça da batıyorlar. Kıytırık bir yer edinmek için muhalefet edenler, mıymıntı bir çıkar için yalan söyleyenler MHP’yi suçlamak, suçlu göstermek gayesiyle diktikleri nifak fidesinin boy atmasını bekliyorlar. Ancak dün başaramadılar, bugün de yapamayacaklar. Tarihi kervanımızı durduramayacaklar” dedi.

    ‘HEPSİ MHP’YE ÇAMUR ATIYOR, BİZ BUNLARIN ALAYINA YETERİZ’

    Aynı anda birbiriyle bağlantılı olduğu gün gibi açığa çıkan olayların ülke gündemini meşgul etmesinin, bunun yanı sıra kafalarda soru işareti bırakmasının ve özellikle Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e ağır ithamlarla isnatların yaygınlaşmasının hem düşündürücü hem de düşüklüğün teyidi olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Bir yanda 20 Ocak 2021’de ABD Başkan değişimi, diğer yanda Serok Ahmet’i sivriltme çabaları, Karar Gazetesi’nde köşe tutmuş sahte gazetecilerin kışkırtmaları, bunlara ek olarak malum siyasetçi ve gazetecilere saldırılar birbirine eklemlenmiş kuşkulu gündem konularıdır. Nerede gazeteci kılıklı bir marjinal örgüt sevdalısı varsa, nerede terör ve bölücü meraklısı bir soytarı görülüyorsa hepsi bir olmuş, bir araya gelmiş MHP’ye çamur atıyor. Ne gam ne tasa, biz bunların alayına yeteriz, topunun tezgahını inançla bozarız. MHP; sokağı bilir, hasmı bilir, haini bilir, tuzak ve tertipleri bilir ve tanır. Ancak Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i tarafı olmadığı saldırılarla ilişkilendirmeye ve yargılamaya cüret etmek terörizmin lügatinden beslenenlerin harcıdır. Aynı zamanda bühtandır, komplodur. Sırtımızdan kurban kestirmeyiz. Fikir ve siyaset varlığımızı sorgulamaya çalışan icazetli, iradesiz, ilkesiz, karambolden güç devşirmeye uğraşan zehirli emellere de Allah’ın izniyle göz yummayız. Kim nerede düşmüşse oradan kalksın, kim neye maruz kalmışsa önce etrafına baksın. Serok Ahmet’in gündemde olduğu her dönemde Türkiye’de bir sorun olmuştur. Bu şahıs bereketsizliğinin faturasını önce şahsına kesmelidir. MHP’yle didişmek onun haddi ve havsalasının alacağı bir konu değildir. Hangi şaibeli odaklara el açtığı artık ortadadır. ABD’deki Başkan değişimiyle eş zamanlı olarak, Serok ve partisinin, aynı şekilde tetikçi köşe yazarlarının hızlandırdığı iftira kampanyaları tesadüfi değil, alçak bir planın mahsulüdür. Serok Ahmet boşuna uğraşmasın, pis oyunları, birilerinin gözüne girme sinsilikleri maya tutmaz.”

    ‘MHP’NİN SOKAKTA İŞİ YOKTUR’

    Bahçeli, MHP’nin sokakta işi olmadığını ifade ederek, “Kavga ve karışıklıkta hayır görmesi imkansızdır. İnsan onuruna ve demokratik adaba uygun olarak yapılan makul eleştirilere tahammülsüzlüğü asla düşünülemeyecektir. Bizim sevdamız şiddet değil Türk milletidir, Türkiye’dir. Ülkücüler hak yolundan dönmez, halkın çizgisinden sapmaz, hakkını yedirmez, haksızlığa asla gelmez. ‘Ya devlet başa ya kuzgun leşe’ dememizin esası da budur. Hiç kimse sabrımızı yanlışa yormamalı, kutlu davamızın emanetlerini çiğnemeye kalkışmamalıdır. Serok Ahmet ümidini dış güçlere bağlamasın, Kobani’ye selam gönderdiği yıllar geride kalmıştır. Başkasının metruk kayığına binenlerin istikameti sahil değil bataklığın ta dibidir. Milliyetçi Ülkücü Hareket herkesin hayat, düşünce, inanç ve ifade hakkına saygı duyar. Önemle altını çiziyorum ki, eleştirilere saygı duymamız için ahlaki, meşru ve hukuki olması şarttır” değerlendirmesinde bulundu.

  • MHP, Şuşa’da ilkokul yaptıracak

    MHP, Şuşa’da ilkokul yaptıracak

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Şayet Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın müsaadeleri olursa, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de uygun bulursa, bizatihi talimatımla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Şuşa’da dokuz derslikli bir ilkokulun yapılması hedefimizdir.” ifadesini kullandı.

    Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, geçen yıla damgasını vuran, milli gönülleri sevince boğan Karabağ zaferinin, Türk milletinin son yıllarda elde ettiği en görkemli, en destansı başarılardan biri olduğunu belirtti.

    Böylece Karabağ’ın ebedi Azerbaycan yurdu olduğunun tescil edildiğini, esaret zincirlerinin sökülüp atıldığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Karabağ’ın canevi mertebesinde bulunan Şuşa’nın 8 Kasım 2020’de kurtarılması zulmün mukavemetini kırmış, terör devleti Ermenistan’ın kötürüm hayallerini suya düşürmüştür. Stratejik konumunun yanı sıra Şuşa öyle bir yerdir ki Türk kültür ve tarihinin simgesidir. Azerbaycan sanat ve düşünce hayatının kaynaklarından birisi olan Şuşa’nın gelişmesi ve burada yaşayan Türk çocuklarının geleceği hepimizin manevi sorumluluğudur. Bilhassa bu kadim Türk şehrinin eğitim-öğretim hayatına destek vermek ihmal edilemeyecek boyun borcumuzdur. Şayet Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın müsaadeleri olursa, Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev de uygun bulursa, bizatihi talimatımla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Şuşa’da dokuz derslikli bir ilkokulun yapılması hedefimizdir. Bu konuda sahip olduğumuz bütün imkanlar seferber edilecek ve gereği hemen yapılacaktır.”

    Bahçeli, Azerbaycan Ulusal Marşı’nın 30 Ocak 1920 tarihinde kabul edildiğini hatırlatarak, marşın söz yazarının merhum Ahmet Cevat, bestecisinin ise Şuşa doğumlu merhum Üzeyir Hacıbeyli olduğuna dikkati çekti.

    – Okulun adı Üzeyir Hacıbeyli olabilir

    İnşasını arzuladıkları ilkokulun adının Üzeyir Hacıbeyli, temel atma gününün ise 30 Ocak 2021 olabileceğini belirten Bahçeli, eğitim-öğretimin bir milletin istikbal sancağı olduğunu, bu sancağın varlığının nesillerin şuurla yetişip ahlakla donanmasını temin edeceğini vurguladı.

    Medeniyetlerin beşiğinin doğru fikir olduğunu, her doğru fikrin, onu taşıyacak kafa ve gönüle sahip bulunanlarla olacağını belirten Bahçeli, Şuşa’nın susadığı eğitim ve öğretime destek vermenin fikir ve inanç vecibeleri olduğunun altını çizdi.

    Bahçeli, Farabi’nin “Düşünmek ruhun kendi kendisiyle konuşmasıdır.” sözünü hatırlatarak, “O ruh ki Türk’ün ruhudur. O düşünce ki Türk istiklalinin mimarıdır. Çok yaşa Şuşa, çok yaşa Karabağ, çok yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği.” ifadesini kullandı.

  • MHP Lideri Bahçeli aşı oldu

    MHP Lideri Bahçeli aşı oldu

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, koronavirüs aşısı oldu. Bahçeli, “Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın daveti üzerine, başarıyla devam eden aşı programımız dahilinde ben de Covid-19 virüsü aşımı yaptırdım” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ankara Şehir Hastanesi’nde koronavirüs aşısı olması ardından, TBMM’de grubu buluna siyasi partilerin liderlerini arayarak aşı olmaya davet etti.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bugün koronavirüs aşısı oldu. Bahçeli, Twitter hesabından, koronavirüs aşısı yaptırırken çekilen fotoğrafını paylaşarak, “Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın daveti üzerine, başarıyla devam eden aşı programımız dahilinde ben de Covid-19 virüsü aşımı yaptırdım. İnşallah bu salgından el birliği ile çok yakın zamanda kurtulacağımızı ümit ediyor, tüm halkımızı da aşı olmaya davet ediyorum” ifadesini kullandı.

  • Bahçeli: HDP bedelini ödemelidir

    Bahçeli: HDP bedelini ödemelidir

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “HDP, 6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmasının bedelini kanun, millet ve tarih önünde kesinlikle ödemelidir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir” dedi.

    Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, milli birlik ve toplumsal huzuru baltalamak, kardeşlik bağlarını budamak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitlemek isteyen meşum odakların oyunlarının gizlenemeyecek ölçüde ortada olduğunu bildirdi. Gelinen aşamada mızrağın çuvala sığmasının imkânsız olduğunu belirten Bahçeli, “Türkiye’nin, terörün hunhar eylemlerine boyun eğmesini dayatan, asıl manasından koparılmış demokrasi ve özgürlük ezberleri karşısında taviz vermesini amaçlayan habis çevreler yıllardır faal haldedir. Yozlaşmış ve soysuzlaşmış demokrasi arzusu taşıyanların, 6 Ocak günü ABD Kongresi’ne yapılan boynuzlu baskından ilham aldıkları bir başka altı çizilmesi gereken husustur. Demokrasinin defin merasimini düzenleyenlerin esasen insanlığa söyleyecekleri hiçbir şey de kalmamıştır. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında vasat bulan dehşet ve vahşet ortamının ülkemize sıçraması maksadıyla kesintisiz provokasyon içinde olanların hüviyetleri bellidir. Kaldı ki bellerinin kırılması ise an meselesidir” dedi.

    ‘MİLLETİMİZE VE ÜLKEMİZE MUSALLAT OLMUŞLARDIR’

    Bahçeli, son 10 yılda devletin ve milletin planlı, sistemli ve sonuç odaklı pek çok kalkışmaya, işgal girişimine, hain teşebbüse alenen maruz kaldığını belirterek, “2013 yılı Haziranı ayında tırmanan Gezi Parkı şiddeti, 2014 yılında gerçekleşen 6-8 Ekim olayları, 2015 yılının ikinci yarısından itibaren yeşeren hendek terörü, 15 Temmuz 2016’da vuku bulan FETÖ işgal denemesi ülkemizin mahvı için kurgulanan iç ve dış düşman saldırılarıdır. Terör örgütleri efendilerinden aldıkları talimatlarla Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhine tesis edilen yıkım koalisyonunda eşzamanlı buluşmuşlardır. PKK ile FETÖ, DEAŞ ile DHKP-C, MLKP ile THKP-C aynı kaynaktan beslenen, aynı emellerle teçhiz edilmiş, aynı yöntemlerle teşkili sağlanmış kanlı terör örgütleri olarak milletimize ve ülkemize musallat olmuşlardır. Bunların siyasi ayakları da zillet ittifakı çatısı altında yuvalanmıştır” diye konuştu.

    ‘TERÖR EYLEMLERİ KESİNLİKLE BAŞKALDIRIDIR’

    Bahçeli, 6-8 Ekim olaylarını anımsatarak, “Serhildan olarak isimlendirilen bu ihanetle yüzleşmeden, halkı sokağa davet eden hainlerle mücadele edilmeden maşeri vicdan huzur ve feraha tam anlamıyla kavuşamayacaktır. 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırlamış olduğu kapsamlı iddianamenin Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi bölücülükle ve terörizmle hesaplaşmak adına tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. 14 Nisan 2009 tarihinde yapılan KCK operasyonlarıyla tutuklanan bölücülerin 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçim sürecinde kuşkulu şekilde tahliye edilmeleri, bu tahliye edilenlerin 6-8 Ekim olaylarının sevk ve idare merkezinde konuşlanmaları tesadüfün ötesinde FETÖ-PKK işbirliğinin ortaklaşa kumpasıdır. PKK/KCK silahlı terör örgütünün önce özyönetim-özerklik, ardından sözde büyük Kürdistan’ı kurma gayesiyle 37 kişinin ölümüne neden olan ve 32 ilde gerçekleşen şiddet ve terör eylemleri kesinlikle şerefsiz bir başkaldırıdır” ifadesini kullandı.

    ‘FETULLAH GÜLEN NEYSE TERÖRİST DEMİRTAŞ ODUR’

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 6-8 Ekim olaylarının çıkmasında doğrudan payı bulunan 108 kişi hakkında 30 farklı suçtan dava açtığını kaydeden Bahçeli, şunları kaydetti: “Bunların en azılılarından birisi de CHP’nin ve İYİ Parti’nin destekleyip sempati beslediği terörist Selahattin Demirtaş’tır. Şurası kesindir ki, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen neyse terörist Demirtaş odur. 6-8 Ekim olaylarıyla 15 Temmuz kalkışması, Gezi Parkı hadiseleriyle Hendek terörünün istikameti öz itibariyle bir ve aynıdır. Terörist Demirtaş’ın 30 Eylül 2014 tarihinde yaptığı direniş çağrısı, 6 Ekim 2014 tarihinde KCK’nın sözde Türkiye sorumlusu bir teröristin de katıldığı HDP MYK toplantısında halkın sokağa daveti suçu ve suçluları tevsik etmektedir. HDP, DTK, DBP, HDK, PKK, YPG ittifak halinde Türkiye’ye meydan okumuş, ateşli silahlarla, bombalı suikastlarla, nefret söylemleriyle ve organize şekilde milli varlığımıza saldırmışlardır. Bunların ikmali, tahkimi ve takviyesi de FETÖ tarafından yapılmıştır. Hiç kimse demokrasi ve özgürlük kisvesiyle 6-8 Ekim şiddet olaylarının faillerini aklamaya, haklı çıkarmaya kalkışmamalıdır. Buna yeltenen kim varsa suça iştirak etmiş sayılacaktır.”

    ‘HDP BEDELİNİ ÖDEMELİ’

    Bahçeli, HDP ve diğer marjinal terör partilerinin Anayasa’nın 68’inci maddesinin 4’üncü fıkrasını açıkça çiğneyerek suç işlediğini bildirdi. Bahçeli, “Bunun yanı sıra Anayasa’nın 69’uncu maddesine göre, bölücülüğün ve terörün odağı haline gelmiş partilerin kapatılması inkar edilemez bir amir hükümdür. HDP, 6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmasının bedelini kanun, millet ve tarih önünde kesinlikle ödemelidir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir. Şayet kapatma davasının açılması tavını kaybedip tavsamaya havale edilirse Milliyetçi Hareket Partisi Siyasi Partiler Kanunu’nun 100’üncü maddesine müzahir olarak gereğini zamanı geldiğinde inanmışlıkla yapacaktır.”

    BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ EYLEMLER

    CHP ve İYİ Parti’nin itirazları suç ve suçluyu koruma mahiyetinde olduğunu öne süren Bahçeli, “Bunun yanında teröre yardım ve yataklık olarak da ayrıca ele alınmalıdır. Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasına itiraz edenlerin, sırtlarını dönerek şovmenlik yapanların, terör örgütleriyle aynı kümeye girenlerin 6-8 Ekim olaylarından ders almaları, sivil itaatsizlik çarpıklığına özenmemeleri samimi tavsiyemdir. Terör örgütlerinin tazyik ve tahrikleriyle ‘Üniversitelere kayyum istemiyoruz’ temalı protestolarla ABD’deki Kongre işgalinin aynı döneme denk gelmiş olması dikkat çekici ve tek kaynaktan beslenen bir eylem türüne işaret etmektedir” dedi.

    ‘KILIÇDAROĞLU TERÖRİSTLERLE BAĞINI KESMELİDİR’

    Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin sokakta kurulmadığını, sokak sokak eylem yapan görevli ajanlara rehin bırakılmayacağını belirterek, şunları kaydetti: “ABD’nin seçilmiş Başkanı’na ve seçim sonuçlarına saygı duyan, ama Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na ‘sözde’ diyen CHP Genel Başkanı’nın hukuka ve milli iradeye savaş açması kendisini bekleyen makus sondan da asla kurtaramayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı’na ‘sözde’ demek öz itibariyle Türk milletine, demokrasi kültürüne, milli egemenlik ilkelerine hakarettir, hıyanettir, hürmetsizliktir. Zalimlerin ve Türkiye düşmanlarının yeminli sözcüsü olan Kılıçdaroğlu, FETÖ’ye, PKK’ya, MLKP’ye, DHKP-C’ye tutunmaktan, bu hain örgütlerle yol yürümekten derhal vazgeçmeli, teröristlerle bağını kesmelidir. Yoksa suç ve terör örgütleriyle irtibat ve iltisakının vebali kendisinin siyasi sonunu süratle hazırlayacak, milletimiz bu namertliği affetmeyecektir. İYİ Parti Başkanı’nın da heyecanla rezervini yaptığı terörist Demirtaş ile kahvaltı programını meçhul bir tarihe erteleyip masa edebiyatına son vermesi eve dönüş yolunda kendisini bihakkın rahatlatacaktır. Ne idüğü belirsiz iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için ‘masa kurulsun’ diyen bu şahıs bilmelidir ki, çift taraflı davranan ve ikiyüzlü olan bizatihi kendisidir.”

  • Bahçeli’den Akşener’e ikinci kez evine dön çağrısı

    Bahçeli’den Akşener’e ikinci kez evine dön çağrısı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, ”masa kurma teklifi ciddiyetsiz ve itibarsız” dedi. Bahçeli, Akşener’e bir kez daha ‘evine dön’ çağrısında bulundu. Bahçeli, ”Dön evine bitsin bu çile” ifadelerini kullandı.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlenen İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

    Meral Akşener’in güçlendirilmiş parlamenter siteme geçiş için ‘AK Parti ile İYİ parti arasında masa kurulabilir’ teklifinin ardından, Devlet Bahçeli, ”masa kurma teklifi ciddiyetsiz ve itibarsız” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e tekrar ‘evine dön’ çağrısında bulunan Bahçeli, ”Dön evine bitsin bu çile” ifadelerini kullandı.

    CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ TARTIŞMALARI

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi eleştirilerine yanıt  veren Bahçeli: “Millet kararını vermiş, perde kapanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin geleceğidir. Cumhur İttifakı’nı kararlılıkla devam ettireceğiz. Denizden geçtik, derede boğulmayacağız” dedi.

    HDP’NİN KAPATILMASI

    HDP’nin kapatılması konusunda da konuşan MHP Lideri; “HDP açılmamak üzere kapatılsın dedik, bu kararımızın arkasındayız. Hazine yardımlarının terör örgütüne gitmesini istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    AİHM’İN DEMİRTAŞ KARARI

    AİHM’in Demirtaş kararına da değinen Devlet Bahçeli; “Tanımıyoruz, takmıyoruz, milli vicdanda hükümsüz olduğunu da buradan haykırıyoruz” dedi.

  • Bahçeli’den Cumhur İttifakı açıklaması

    Bahçeli’den Cumhur İttifakı açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhur İttifakı devam edecek, Cumhur İttifakı 2023 yılında inşallah tekrar iktidar olacak” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Genel Kurulunda ‘2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerindeki görüşmelere katıldı.

    Basın mensupları, Genel Kurula verilen arada kuliste Bahçeli’ye, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi için ittifakı bozmaya zemin hazırladığı yönündeki iddiasını sordu. Bahçeli, “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun birçok konuda ortaya koymuş olduğu inandırıcılığı olmayan, ‘gündem olsun da nasıl olursa olsun’ anlayışıyla yapmaya çalıştığı bir çalışma. Cumhur İttifakı devam edecek, 2023 yılında inşallah tekrar iktidar olacak” ifadelerini kullandı.

  • Bahçeli’den ABD’ye yaptırım tepkisi

    Bahçeli’den ABD’ye yaptırım tepkisi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin Türkiye’ye karşı açıkladığı yaptırım kararına tepki göstererek, “Türkiye kimden silah alıp almayacağını ona buna soracak değildir. ABD izin ve onay makamı hiç değildir.” ifadesini kullandı.

    Twitter hesabından paylaşımda bulunan Bahçeli, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Bahçeli, ABD’nin aldığı yaptırım kararını eleştirerek, “Dost(luk) demek, dostuna kötülüğün dokunmamasından ziyade, bu potansiyeli irade ve ilişki ağlarında taşımamak demektir. Dostluğun muarızı düşmanlık olarak da okunmamalıdır. Şunu kabul etmek lazımdır ki, devletler arasında kalıcı dostluklar değil, kavrayıcı çıkarlar hakimdir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Dostluk ve müttefikliğin tek merkezli ilerleyen, tek yanlı işleyen ve tek taraflı işlevsellik gösteren bir mekanizma şeklinde görülmemesi gerektiğine dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Eşitlik ve hakkaniyet temelinde bir diyalog ve diplomasi yoksa taraflardan birisi hakim diğeri de mahkum olacaktır. Dostluğun ve düşmanlığın saat başı değiştiği, biçim ve içeriğinde zamana ve şartlara göre dönüşümlerin yaşandığı bir dünya düzeninde haksızlık kurumsallaşmış, denge ve istikrar kaybolmuştur. İnsanlığın en temel sorunu sistemik çarpıklık, hukuksal gelgitler, ahlaki iflastır. Türkiye-ABD ilişkileri, bidayetinden beri hem sancılı bir seyir izlemiş hem de güvensizlik ekseninde vücut bulmuştur. Bir tarafın sürekli dayatıp tavizler istediği; diğer tarafın bunu göğüslemek için mücadele ettiği bir ilişki ağına müttefiklik demek ne kadar mümkündür?”

     “ABD’nin dostluk anlayışı hasımlığa dümen kırmıştır”

    Bahçeli, Trump yönetiminin giderayak “Yaptırımlar Yoluyla Amerika’nın Hasımlarıyla Mücadele Yasası” kapsamında, Türkiye’ye kabulü imkansız yaptırımlar açıkladığını anımsatarak, “ABD’nin dostluk anlayışı hasımlığa dümen kırmıştır. Bu durum skandal olmakla birlikte saygısızlık ve nezaketsizliktir.” ifadesini kullandı.

    Yaptırımların bahanesinin S-400 hava savunma sistemleri olarak gösterildiğini belirten Bahçeli, “Savunma Sanayii Başkanlığı ile Kurum Başkanı, Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı, Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanlığından iki kardeşimize yaptırım uygulanacakmış. Bu yaptırımlar utancın ve uyuşmuş aklın tezahürüdür. MHP, yaptırım kararlarını reddetmekle birlikte kınamaktadır. Bugüne kadar bir NATO müttefikine yaptırım uygulanmamıştı. 1975’ten beri ABD böyle bir yanlışın faili olmamıştı. Nitekim ABD’nin Türkiye’ye şaşı bakışı, soğuk yaklaşımı böylelikle tevsik edilmiştir.” açıklaması yaptı.

    Bahçeli, Türkiye’nin milli savunma sanayiindeki kazanımlarının dost görünümlü muhasım odakların uykularını kaçırdığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “İnşallah bundan sonra da asla uyuyamayacaklar, bunları uyku tutmayacaktır. Hiçbir ambargo, hiçbir yaptırım, hiçbir baskı ve tehdit bizi yolumuzdan döndüremez. Bu vesileyle bir çalışıyorsak on çalışacağız, bir yapıyorsak yüz yapmayı deneyeceğiz. Hiç kimseye eyvallah demeyeceğiz, muhannete muhtaç düşmeyeceğiz. Yaptırım kararlarıyla birlikte emperyalizmin kuklaları tarafından milli silah sanayimize sürülmek istenen kara lekenin gerçek manası da sanıyorum ortaya çıkmıştır. Tank-Palet Fabrikası ile ilgili siyasi istismar kampanyası yürütenler zalimlerin içimize sızmış maşalarıdır.”

    Bahçeli, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

    “Türkiye kimden silah alıp almayacağını ona buna soracak değildir. ABD izin ve onay makamı hiç değildir. Aksi tertip, teklif ve telkinler küstahlığın dik alasıdır. S-400’ü niye aldınız diye parmak sallayanların, geçmişte talep edilen silahları ve füze savunma sistemlerini satmamak için hangi sanal gerekçelere müracaat ettikleri hepimizin ve herkesin malumudur. Türk milletine parmak sallanmaz, sallayan bunun sonuçlarından kurtulamaz. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız ve egemen bir devlettir. Kendi kaderine kendisi yön verir, istikamet çizer. Türkiye’yi cephe ülke, mevzi ülke, siper ülke görenler şaşkınlık içinde bocalayan şuursuzlardır. Boynumuza tasma geçmez, ayaklarımıza pranga vurulmaz, irademiz rehin edilemez.”

    HDP’ye tepki

    ABD’nin tavrı sonrasında TBMM’de grubu bulunan dört siyasi partinin ortak bir metne imza atarak yaptırımlar konusundaki yüksek tepkiyi dünyaya ilan ettiğini belirten Bahçeli, “Ne var ki, bu metinde bölücü HDP’nin gene imzası yoktur. Bilakis bu terörist ikmal yuvası Türkiye’ye saldırmış, ABD’nin yanında saf tutmuştur.” ifadesini kullandı.

    Açıklamasında “Hangi milli meselede HDP Türkiye’nin yanında durmuştur? Ne zaman diğer partilerle birlikte müşterek refleks göstermiştir? Düşmanın içimizdeki uzantısı ve kule gözcüsü olan bu sözde parti hangi yaraya merhem olmuştur?” sorularını soran Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

    “Türkiye’nin kuyusunu kazan, millete ihanet eden, teröre yardım ve yataklığı aleni olan bu kokuşmuş oluşumun neresinde milli irade vardır? HDP, milletin vergilerinden oluşan hazine yardımlarının üzerine yatarak millete ihanet etmektedir. Üstelik aldığı paralar ihanet, mermi, şehadet olarak maalesef fatura edilmektedir. Haksızlık zulüm değil mi? Milletten geçinip millete silah çekmek alçaklık sayılmayacak mı? Adalet bu demokrasi ayıbının, bu insanlık faciasının neresindedir?”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, HDP’nin aldığı hazine yardımı ve milletvekillerinin aldığı toplam maaş tutarlarına ilişkin bilgi vererek, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “HDP, 2016’dan bugüne kadar, ki 2020’de dahil olmak üzere 285 milyon 888 bin lira hazine yardımı almıştır. Yine bu tarihler arasında Kandil ruhsatlı bölücü milletvekillerinin aldığı toplam milletvekili maaş tutarı ise 39 milyon 88 bin 872 liradır. Yetim hakkı, gariban nafakası, yoksul parası, milletimizin alın teri teröristlerin kursağına gitmektedir. Dünyanın neresinde terörizmi destekleyen, etnik bölücülük yapan bir sözde partiye devlet para yağdırmaktadır? Bunu nasıl hazmedelim, buna nasıl göz yumalım? Dağdaki eşkıya mekapla gezer, Meclis’teki bölücüler kırmızı plakalı lüks arabalara biner. Benzin devletten, kaynak devletten, kan ve şehadet yine devletten çıkar. Bölücülere verilen bir liranın millete dönüşü gözyaşıdır, feryattır, acıdır, al bayrağa sarılı şehit tabutudur.”

    “Elimizi vicdanımıza koyalım ve soralım, bu karanlık ve kahredici çelişki reva mıdır?” diye soran Bahçeli, şöyle devam etti:

    “HDP’nin kapatılmasına karşı çıkan CHP’li sözcüler, demokrasi istismarcısı İP’in Başkanı ve AK Parti’nin içindeki bazı yöneticiler cevap versinler; Türk devletinin ihaneti beslemesi, mermi, bomba, mayın, keleş masraflarını karşılaması olacak ve makul görülecek şey midir? Ey Faik Öztrak ve onun gibi zırvalayan lekeli güruh; biber, patlıcan, domates fiyatlarıyla ilgilendiğiniz kadar bu melanet tabloya yarım aklınızla kafa yormayı hiç denediniz mi? Asgari ücretli kardeşlerimizi dilinize doladığınız kadar bu meseleyi hiç gündeminize aldınız mı?Esnaf gezip sahte üzüntü mesajları veren İP’in Başkanı, teröristlerin finanse edilmesine yüzsüzce sessiz kalman onayladığın anlamına gelmiyor mu? Diyorlar ki, ‘Parti kapatmanın Türkiye’de olumlu bir sonucu görülmedi’ Mesele parti kapatmanın ötesinde ihaneti cezalandırmaktır.”

    Siyasi partiler kanunu ve TCK’de reform yapalım”

    Bahçeli, HDP’nin açılmamak üzere kapatılması önerisini yineleyerek, şu önerilerde bulundu:

    “Etnik bölücülüğü ve terörü referans alan hiçbir parti kuruluşuna da müsaade edilmemelidir. Gerekirse Anayasa’da düzenleme yapalım, gerekirse Siyasi Partiler Kanunu ve Türk Ceza Kanununda reform yapalım, bu kanayan yarayı durduralım. Zehirli haşeratla mücadele milli haysiyete muhteşem hizmettir. Bölücülükle mücadele istiklalimize onur verici destektir. Artık seçenek kalmamıştır: Ya terörizm ya temizlik, ya bölücülük ya da huzur. Her siyasi parti tarafını ve tercihini yapmalıdır.”

    Terörle, milli birlik ve kardeşlik arasında tarafsız bir alan olmadığına işaret eden Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin geleceğini güvenceye alacak her adıma, her karara, her girişime, her çetin imtihana sonuna kadar vardır ve hazırdır. Gelin bu ateşi söndürelim, gelin bu devrana son verelim. Gelin bu hesabı soralım.” ifadelerini kullandı.

  • Bahçeli aşı yaptırma kararı aldı

    Bahçeli aşı yaptırma kararı aldı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yapmış olduğu açıklama doğrultusunda ve Bakanlıkça öngörülen programa uygun olarak aşı yaptırma kararı aldı. MHP lideri, ilk aşı yaptıracaklar arasında olacak.

  • Bahçeli: RTÜK kararına saygı duyulmalıdır

    Bahçeli: RTÜK kararına saygı duyulmalıdır

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Orduya ‘satılmış’ demek bir defa vatana ihanettir. Hiç kimse bu katıksız ihanete demokrasi maskesi takmasın. Zehirli mızrak çuvala sığmıyor. Orduya satılmış diyen sapkınlığın faili, satılmışlığın figüranıdır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 28 Kasım’da CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın Türk ordusuna alenen hakaret ettiğini, Katar’a satıldığını açıkça ifade ve iddia ettiğini belirtti. Bahçeli, bu ‘düşman üslubunun’ tavzihi ve tevilinin elbette mümkün olmadığını kaydederek, “Bu programda kimin ne söylediği, nasıl bir duruş gösterdiği bilinmektedir. Moderatör, Türk ordusuna ‘satılmış’ diyen işbirlikçi CHP’liye beklenen itirazı yap(a)mamış, cılız ifadelerle durumu geçiştirmiştir. Hatta çarpıcı bir ifade diyerek tartışmaya istikamet çizmiştir. Müteakiben Türk ordusuna yapılan ağır hakaretle ilgili Habertürk adına ne Turgay Ciner’den ne de bir başkasından sadra şifa nitelikli üzüntü mesajı paylaşılmamıştır. Üstelik yapılacak programlara davet edilecek isimlerle ilgili daha titiz hareket edileceği sözü verilmemiştir” dedi.

    ‘RTÜK KARARINA SAYGI DUYULMALIDIR’

    Orduya ‘satılmış’ demenin vatana ihanet olduğunu savunan Bahçeli, “Hiç kimse bu katıksız ihanete demokrasi maskesi takmasın, ifade özgürlüğü bahanesiyle üzerini örtmeye kalkışmasın. Zehirli mızrak çuvala sığmıyor. Orduya satılmış diyen sapkınlığın faili, satılmışlığın figüranıdır. Mesele budur. Habertürk’te, CHP milletvekili tarafından orduya düşmanlık yapıldığı an ve esnada programa hemen ara verilebilirdi, moderatör tarafından muhatap şahıstan özür dilemesi ısrarla, inatla ve sabırla istenebilirdi. Ama olmadı, yapılmadı, buna tenezzül bile edilmedi. Orduya hakaretler bir bir sıralanırken çıtını çıkarmayan şarlatanlar, RTÜK kararından sonra neredeyse karalar bağlamışlar, ağıtlar yakmışlar, özgürlük cambazlığı sahnelemeye başlamışlardır. RTÜK kararına saygı duyulmalıdır. Elbet üst kurulun kararına karşı yargı yolu açıktır. Öyle bir noktaya gelindi ki, tek suçlu, tek kusurlu, tek günahkâr RTÜK gibi takdim, tayin ve teşhir edildi. Bu bir akıl tutulmasıdır. Bu faşist bir dayatmadır. Bu namert bir tertiptir. Orduya satılmış diyeni konuşan yok, ancak RTÜK’e saldıran pek çok! Çarpıklık işte buradadır. Zannederseniz basın ve haber alma özgürlüğünün güvenlik duvarları yıkılmış, sanki ülkemiz karanlık bir çıkmaza hapsolmuş, reform umutları çuvallamıştır. Orduya satılmış diyenleri görmeyen; bu şerefsizliğe itiraz etmeyen bana göre ne hukuktan ne de milli haysiyetten bahsetsin” diye konuştu.

    ‘BU HESABI SORACAĞIZ’

    Bahçeli, bir konunun yalnızca bir tarafını görmek veya göstermenin, hiçbir şey görmemek, görememek olduğunu belirterek, “Kahraman Türk ordusuna satılmış diyenlerin rezaleti ortalık yerde duruyorken, ‘özgürlük gitti gidiyor’ çığlıkları atanlar Türkiye’nin karşında mevzilenmiş iç işgal ve zillet cephesidir. CHP Genel Başkanı’nın orduya hakareti görmezden gelip müstevli postacısı milletvekilini savunması, kiralık kalem sahiplerinin RTÜK Kararı’nı ‘Tek seslilik, demokrasi ayıbı, sopa gösterilmesi, reform inancını sarstı, hakaret’ gibi ifadelerle eleştirmeleri zalimlerin fermanıdır. Şerefli ve kahraman Türk ordusuna satılmış diyenleri unutmayacağız, bu iğrençliğe paravanlık ve payandalık yapanları unutturmayacağız. Demokrasinin ardına saklanıp Türkiye’yi devirmeye azmetmiş kan içici kenelere, önemle ifade ediyorum ki, müsaade etmeyeceğiz. Bu hesabı soracağız” ifadesini kullandı.

  • Bahçeli, CHP’yi hedef aldı

    Bahçeli, CHP’yi hedef aldı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bir CHP milletvekilinin kalkıp Türk ordusuna ‘satılmış’ demesi bize göre hesabı sorulması gereken şerefsizliktir, kepazeliktir, Türkiye husumetinin kök salmasıdır. Kahraman Türk ordumuzun satılan, satılmış görülen yeri neresidir?” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında ilk olarak, Avrupa Şampiyonu olan Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı’nı tebrik etti. Bugün kadınların hayatın her yerinde, her sahasında olduğunu söyleyen Bahçeli, “Bütün kadınlarımızın çehresi ışıklı, üstelik bakışları, aydınlık yarınların müjdesiyle doludur. Kadınlarımız göz nurudur, baş tacıdır, üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının yükünü bir sevdayla omuzlayan aziz millet varlığının ana direği, ana yüreği, ana fikridir” dedi.

    ‘CHP’YE OY VEREN KARDEŞLERİMİZ HAYAL KIRIKLIĞI İÇİNDEDİR’

    Bahçeli, CHP’nin Türkiye’ye cephe almış bir siyaset ayıbı olduğunu belirterek, “Bizim CHP’yle sorunumuz Türkiye’yle sorunu olduğu içindir. Bizim CHP’yle sorunumuz sakat ve sancılı politikalarıyla ilgilidir. Geçen hafta, bir bakıma CHP’ye oy vermeyen öğretmenlerimizi aşağılayan, onlara öğretmen demeyen Kılıçdaroğlu’nun, sorarım sizlere neresi demokrattır? Öğretmene, işçiye, memura, esnafa, emekliye, sanayiciye, işsize, çiftçiye verdiği oy kadar kıymet yükleyen bir siyasi zihniyetin samimiyetinden, insan sevgisinden, müşfik ve muhik muamelesinden söz etmek mümkün müdür? CHP’nin kumaşını kesen kesmiş, tarlasını süren çoktan sürmüştür. CHP’ye oy veren kardeşlerimiz hayal kırıklığı içindedir. Onlara karşı yapılan haksızlıklar, saygısızlıklar diz boyudur. ABD’ye ‘demokrasimize müdahale edin’ çığırtkanlığı yapan bir CHP’nin neresi doğrudur? Türkiye’yi yalanlarla dışarıya jurnalleyen bir CHP’nin nesi düzgün, neresi dürüsttür?” diye konuştu.

    ‘TÜRK ORDUSUNUN SATILAN YERİ NERESİDİR’

    Bahçeli, CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın Türk ordusuna yönelik sözlerine tepki göstererek, şöyle konuştu:

    “Yine bir CHP milletvekilinin kalkıp Türk ordusuna ‘satılmış’ demesi bize göre hesabı sorulması gereken şerefsizliktir, kepazeliktir, Türkiye husumetinin kök salmasıdır. Kahraman Türk ordumuzun satılan, satılmış görülen yeri neresidir? Terörle mücadelesi mi satılmıştır? Millet ve kanun ordusu oluşu mu satılmış görülmektedir? Fırat Kalkanı’ndan Zeytin Dalı Harekâtı’na, Barış Pınarı Harekâtı’ndan Pençe Operasyonları’na kadar ova ova, dağ dağ, mağara mağara, şehir şehir, deyim yerindeyse köşe bucak hainleri arayan, sonra bulan, bulduktan sonra da imha eden kahramanlar mı satılmıştır? Sınırımızda nöbetçi, gökyüzümüzde kartal, gönlümüzde şükran, dileğimizde dua, dilimizde Peygamber ocağı, tarihte muzaffer bahadırlık olan kahraman Türk askeri mi satılmıştır? Orduya satılmış demek, bedelsiz satılmışlığın, uşaklığın aleni beyanıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle bu zehirli ve zillet CHP anlayışına diyorum ki; askere düşmanlık, düşmana askerliktir. CHP’nin kutuplaşmadığı, kurcalamadığı, kaşımadığı, kanatmadığı, karıştırmadığı geriye ne kalmış ne bırakılmıştır?”

    ‘CHP MİLLİ GÜVENLİK MESELESİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR’

    “Doğu Akdeniz’den Afrika içlerine, Suriye’den Katar’a, Dağlık Karabağ’dan Irak’a, Afganistan’dan Kıbrıs’a kadar kahramanlarımızın varlığı, CHP’nin, İYİ Parti’nin, HDP’nin, SP’nin ve bilumum çıkar ortaklarının uykularını kaçırıyor” diyen Bahçeli, Batı’nın oyunlarına ses çıkaramayanların, Katar’la yatıp, Katar’la kalktığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Boşa kürek çekiyorlar, boşuna çırpınıyorlar. Bilhassa Türkiye hak ve menfaatlerini muktedir şekilde savundukça Kılıçdaroğlu’nun gözüne perde, gönlüne peçe iniyor. CHP, sokakları tahrik etmiş, vatandaşlarımızı istismara yeltenmiş, fakat başaramamıştır. Sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını manipüle etmiş, ne var ki sonuç alamamıştır. Uluslararası toplumu, küresel kuruluşları, husumet lobilerini kışkırtmış, velakin emeline muvaffak olamamıştır. Şimdi de sırayı Türk askeri mi almıştır? Türkiye Cumhuriyeti, pastane liberallerinin, meyhane devrimcilerinin, arada poşu takan, derede mekap giyen, tepeye varınca mermiyi yiyen kanlı bölücülerin, köşeleri kaybolmuş tatlı su kurnazlarının, pos bıyıklarıyla doymayan kursaklarıyla boğazın iki yanına tutunmuş küreselcilerin eline, emeline, heveslerine, hedeflerine terk edilemez, Allah’ın izniyle de terk edilmeyecektir. Artık öyle bir noktaya gelinmiştir ki ismini saydıklarımın çatı ve çıkar örgütü haline gelen CHP bir milli güvenlik meselesine dönüşmüştür. İşte zillet budur. İşte hezimet budur. İşte dalalet, işte cehalet bu kirli anlayışla mündemiçtir.”

    ‘FRANSA, TARİHİN YANLIŞ TARAFINDADIR’

    Bahçeli, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iç siyasette sıkıştıkça, Türk ve İslam düşmanlığının dozajını sürekli artırdığını belirtti. Fransa’nın Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Dağlık Karabağ ve Afrika’da Türkiye’nin karşısında olduğunu belirten Bahçeli, “Türkiye hakkın yanındadır, haklının yanındadır, hakikatin yanındadır. Fransa’nın yanında olduğu da terör örgütleri, kanlı şebekeler, bölücü mihraklar, paramiliter gruplar, denizlerde yan kesicilik yapan korsanlardır. Özgürlük diyorlar, eşitlik diyorlar, kardeşlik diyorlar, bunların hepsini göre göre, göstere göstere çiğniyorlar. Fransa Senatosu’nun Dağlık Karabağ ile ilgili hükümsüz, geçersiz ve kağıt parçasından farksız kararı Türklüğün ayakları altındadır. Neymiş, Senato, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni küstahça tanıyormuş. Bu konuda Fransa hükümetine de akıl ve hukuk dışı bir tavsiyede bulunuyormuş. TBMM’de grubu bulunan dört siyasi partinin Fransa Senatosu kararına sert ve isabetli tepkisi kayda değer ve takdire şayan bir duruşun belgesidir. Ermeni sevdası nükseden Fransa her zaman olduğu gibi, tarihin yanlış tarafındadır. Bu Fransızlar ister kabul etsinler, ister etmesinler, ister sevsinler ister sevmesinler, Dağlık Karabağ Azerbaycan toprağıdır, Karabağ Türk’tür, Karabağ ebediyen Türk yurdudur” dedi.

    ‘KİMLERİN HAFTER’İ DESTEKLEDİĞİ ORTADADIR’

    Bahçeli, İrini Harekatı kapsamında, bir Alman fırkateyninin hiçbir hukuk kuralıyla hiçbir dostluk ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde Türk bandıralı bir ticaret gemisine baskın düzenlediğini anımsatarak, şunları kaydetti:

    “Türkiye’nin AB ile karşılıklı saygı ve eşit haklara dayalı diyaloglarını canlandırmak için sıcak mesajlar verdiği bir dönemde, üstelik 10-11 Aralık 2020 tarihlerinde yapılacak AB Liderler Zirvesi’ne sayılı günler kala, Doğu Akdeniz’de vuku bulan provokasyonun izahı yoktur, ifadesi yoktur, saklanacağı hiçbir kılıf da olamayacaktır. Bu korsan müdahale, muhatap hiçbir devletin yanına bırakılmamalıdır. Libya’ya kimlerin silah sevk ettiği, kimlerin Hafter’i desteklediği malumdur, ortadadır. Uluslararası Deniz Hukuku’nun mihenk taşı olan ticari gemilerin seyrüsefer güvenliği ilkesi yok sayılmıştır. Bize göre İrini Harekatı Doğu Akdeniz’de kurulmuş mayınlı bir tuzaktır. 31 Mart 2020’den bu tarafa devrede olan bu harekatın meşruluk temelleri zayıf, güvenirliği sallantıdadır. Taraf ülkeler akıllarını başlarına devşirsinler, Doğu Akdeniz’de önümüzü kesen kim olursa olsun her ihtimali göze almalıdır, bir yaparken bin düşünmek mecburiyetindedir. Mavi vatana karşı boyun borcumuz neyse yapılması gereken odur. Dileğimiz AB Liderler Zirvesi’nde aklı selimin hakim olması, yaptırım yanlışına üye ülkelerin düşmemesidir. Yine dileğimiz, Doğu Akdeniz’de sağduyunun, yapıcı ilişkilerin, dayanışmanın, eşit ve adil paylaşımın hakimiyet kurmasıdır.”