Etiket: devlet bahçeli

  • “Devlet terörle masaya oturmaz”

    “Devlet terörle masaya oturmaz”

    MHP Lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne saldırı düzenleyen İsrail’in hiçbir yaptırıma uğramamasına tepki gösteren Bahçeli, “İsrail tehdidinde tüm eşikler aşılmış, sözün hükmü hepten aşınmıştır. Bilindiği üzere, Lübnan’da konuşlu bulunan Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü, bölge güvenliğine destek amacıyla faaliyetini sürdürmektedir. İsrail öyle bir aşamaya gelmiştir ki, bir yanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ni istenmeyen adam ilan ederken, diğer yanda Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne periyodik saldırılar düzenlemektedir. Bu durum bir cinnet halidir. Otokontrolünü kaybeden sözde bir devlet şiddetin bütün düğmelerine gözü kapalı halde basmaktadır. Sözde devlet diyorum, çünkü İsrail uluslararası hukukun evrensel ilkelerine göre devlet olma vasfından hızla kopmuş, bir cinayet aygıtına, bir ölüm mangasına, bir terör örgütüne dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.

    Birleşmiş Milletler’in İsrail’e karşı derhal kuvvet kullanması gerektiğini ifade eden Bahçeli, “İsrail’in savaşı bölgeye yayma hamleleri, Lübnan’dan sonra Suriye’yi işgal hevesleri, üstüne basa basa ifade ediyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti ve mazlum milletler aleyhine çok ciddi bir güvenlik tehdididir. Bu gidişle sınırlarımıza dayanması kuvvetle muhtemel olan Siyonist saldırganlığın ve arkasındaki küresel emperyalizmin asıl gayesi bellidir, herhangi bir ihmal ve kayıtsızlık ağır bedellere kapı aralayacaktır” şeklinde konuştu.

    “Muhalefetin Türkiye’ye yabancılaşması siyaset ve demokrasi hayatımız içim vahim bir sancıdır”

    İsrail’in saldırıları ve Orta Doğu’daki gelişmeler kapsamında Meclis Genel Kurulu’nda yapılan kapalı oturumdan sonra CHP Lideri Özgür Özel’in açıklamalarını ucuz, sorumsuz ve savrukluk olarak değerlendiren Bahçeli, “Muhalefetin Türkiye’ye yabancılaşması, milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan dönemde hezeyan nöbetine girmesi siyaset ve demokrasi hayatımız içim vahim bir sancıdır. Daha kötüsü ise, Özgür Bey’in yanından hiç ayırmadığı, ikili görüşmeleri kimlerin namına kayıt altına aldığı meçhul ve muamma olan bir eski büyükelçinin milli gerçeklerle çatışan sözleridir. Hükümetin İsrail ve ABD karşısında ortaya koyduğu tavrı, Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine ihanet sayan, Türkiye’nin güvenlik kaygısını saçma bulan malum süzülmüş monşerin İsrail’in diplomatik misyon temsilcisi gibi konuşması şayet mankurtluk değilse, biliniz ki müptezelliğin daniskasıdır” dedi.

    Türk vatandaşlarının Lübnan’dan tahliyesini milleti teselli eden bir gelişme olarak değerlendiren Bahçeli, “Kuzeyimizde cereyan eden Rusya ile Ukrayna savaşı, güneyimizin baştan ayağa tutuşması, batımızda Yunanistan’ın yaygın tahrikleri, doğumuzda silahlı bölücü terörün iğrenç emelleri ehl-i vatanın ayağa kalkması için gerek ve yeter şartların sağlandığına en bariz delildir. Milliyetçi Hareket Partisi hem içimizde hem de dışımızda barış havasının, barış kuşağının egemen olmasını iliklerine kadar arzulamaktadır. Çatışmanın sonu yoktur. Savaşın galibi yoktur. İsrail’in Orta Doğu’da tarihi bir hüsran ve hezimete mahkum olması kaçınılmazdır.1967 sınırları temelinde, bağımsız, coğrafi bütünlüğüne haiz, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti mutlaka tanınmalıdır. İsrail ile Filistin arasında iki devletli çözümün dışında da bir üçüncü yol bulunmamaktadır” şeklinde konuştu.

    “Devleti milletten ayırmak, milleti devletten ayrıştırmak su katılmamış bölücülüktür ve çok tehlikelidir”

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katıldığı bir programda “’Devletin milleti ve ülkesiyle bir bütündür’ tabirinin değişmesi gerekir” şeklindeki ifadesini eleştiren Bahçeli, “Türk devlet felsefesine hangi açıdan bakarsak bakalım, devlet millettir, millet de devlettir. Devlet, ülkesi ve milletiyle bir ve bütündür. İkisini birbirinden ayırmak, ayrı değerlendirmek, zaman zaman da çatıştırmak fahiş bir yanlış olmanın yanı sıra, devlet umurunu ve onurunu hazmedemeyen nevzuhur demokrat yobazlarının handikap ve hüsranıdır. Bu nedenle geçen hafta dile getirdiğim üzere; coğrafyamız tartışılırsa milletimiz; milletimiz tartışılırsa devletimiz; devletimiz tartışılarsa bayrağımız; bayrağımız tartışılırsa varlığımız ortadan kalkacaktır. Devleti milletten ayırmak, milleti devletten ayrıştırmak su katılmamış bölücülüktür ve çok tehlikelidir” diye konuştu.

    “Teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin”

    Bölücü terörün kökünün kazınması, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda bin yıllık kardeşliğin pekişmesinin gerektiğini belirten Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle müzakeresi, görüşmesi, anlaşma yolları araması, yeni süreçlerin imal çabası, sadece ve sadece terör örgütünün değirmenine su taşımak demektir. DEM Parti’nin iradesini İmralı’ya rehin bırakması siyasetin doğasıyla ve ahlakıyla bağdaşmayan, hür ve bağımsız siyasetçi yapısıyla uyuşmayan ilkelliktir. Türkiye’ye getirilirken, ‘her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin. Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin” ifadelerini kullandı.

    Terör örgütünün taleplerine boyun eğmenin yeni saldırıların ve hain emellerin teşvik edilmesinden ve özendirilmesinden başka hiçbir şeye yaramayacağını kaydeden Bahçeli, devletin terör örgütüyle pazarlığa tutuşamayacağını müzakere edemeyeceğini kıran kırana mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

    Bölücü terör örgütü PKK’nın önünde üç seçenek olduğunu aktaran Bahçeli, “Bu üç seçenek yıllardan beri savunduğumuz görüşlerdir. 19 Kasım 2006 tarihinde yaptığımız 8. Olağan Büyük Kurultayımızda demiştim ki; terör çıkmazına saplanarak Türkiye’ye ihanet eden her kademedeki PKK militanları için yegâne çıkış yolu, terör eylemlerine koşulsuz olarak derhal son vermek, silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olmak, Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmek olacaktır” dedi.

    “İlk dört madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kilidi, kurucu kimliği, varlık ve birlik simgesidir”

    Anayasaların sadece bir devletin hukuki statüsü olmayıp, aynı zamanda devlet içinde siyasi iktidarı ve toplum içinde de devlet iktidarını sınırlandıran belgeler olduğunun altını çizen Bahçeli, “1982 Anayasası raf ömrünü doldurmuştur. Bu açıktır. Geniş katılımlı, kapsayıcı, sivil ve demokratik nitelikli, aynı şekilde insan hak ve özgürlüklerine dayanan, devlet ve millet uyumunu yeni yönetim sisteminin muhtevasında hukuken daha da tahkim eden bir anayasayla milli varlığımızı istikbale taşıma kararlılığındayız. Yeni anayasa süreci siyasi hırsların, dogmatik bakışların, ideolojik takıntıların, etnik ve mezhebi dürtülerin, Cumhuriyet’in kuruluş esaslarıyla hesaplaşmanın veçhesi ve vesilesi görülemez, telaffuz dahi edilemez. Daha doğmadan yeni anayasa hazırlığını ve heyecanını sakatlamanın sakıncaları saymakla da bitirilemez. Bilhassa anayasanın ilk dört maddesi her türlü tartışmanın ve arayışın dışındadır. Çünkü ilk dört madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kilidi, kurucu kimliği, varlık ve birlik simgesidir” diye konuştu.

    “Devletin milleti vardır, o da Türk milletidir”

    Anayasada imtiyazlı bir zümrenin olmadığını söyleyen Bahçeli, “İlk dört maddede açılacak bir gediğin duracağı yer de yoktur. ‘Devletin ülkesi ve milleti olmaz’ diyenlere sesleniyorum, bu iddianın teknik, akademik, fikri, siyasi ve hukuki hiçbir bağlayıcılığı ve ikna edici yönü bulunmamaktadır. Devletin ülkesi vardır, o da Türk vatanıdır. Devletin milleti vardır, o da Türk milletidir. Devlet, pozitif hukukun yürürlükte olduğu normlar sistemidir. Bu sistem ülke, insan topluluğu ve egemenlik üzerine bina edilmiştir. Demem odur ki, devlet ülkesel birliktir. Var olan bir devlet eğer toprağını, yani ülkesini kaybederse, devlet vasfını kaybeder. Devletin, ülkesini kazanma yolları da bellidir ve onlar da; keşif, fetih, işgal, ilhak ve devirdir” dedi.

  • Bahçeli’den DEM Parti açıklaması

    Bahçeli’den DEM Parti açıklaması

    MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Sınıflı bir toplum yapısını tamamıyla reddettiklerini belirten Bahçeli, “Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz, konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur. Siyasi alakamız, sert veya yumuşak tarzımız tek tek fertlerin şahsiyet kalibreleri değil fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır. Muhataplarımızın kim olduğundan, özel hayatlarının nasıl oluştuğundan ziyade, ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyor, siyasi bağlantı hatlarımızı buna muvafık kuruyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır”

    TBMM’de DEM sıralarına giderek elini uzatmasına ilişkin Bahçeli, “Doğaçlama olmayan bu iyi niyetli tutumumu siyasi nezaketten öte önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı çarpışması ve yeni anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan zavallı biçarelerdir. Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, İlk Meclis’in ve Sayın Cumhurbaşkanımızın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan aydınlığıdır. Uzattığım el; gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenenin temenni ve teklifidir. DEM’e evvela düşen sorumluluk, uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” dedi.

    CHP Lideri Özgür Özel’in özel hayatıyla ilgili servis edilen iddia ve iftiraların hiçbirisinin siyasetlerinin konusunun olamayacağını söyleyen Bahçeli, özel hayatları ihlal ve istila eden FETÖ taktiklerinin, bundan mülhem şerefsiz hamlelerin, provokatif sosyal medya ifşalarının tamamıyla karşısında olduklarını belirtti.

    Parti olarak siyaseti centilmence, mertçe, adam gibi yapmanın tarafında olduklarını ifade eden Bahçeli, “CHP Lideri Özgür Bey’in düne kadar, aslı astarı olmayan, ipe sapa gelmeyen, eften püften konularla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi’ne saldırması, siyasetin dışına savrulması, şuur kaybına uğrayıp bizimle ilgili atıp tutması hakkaniyet ve haysiyet ölçüleriyle bağdaşmayan seviyesizlikti. Biz siyaseti, yalan ipinde cambazlık olarak değil, hakikat ve haysiyet ikliminde millete hasredilmiş hadim bir yüreğin mücadele kulvarı olarak tanımlarız. İşin doğrusunu isterseniz, bizim el sıkışmamızı normalleşmeye bağlayan Özgür Bey’in gene yanıldığı ve yanlışa kapıldığı ortadadır. Bu kadar kaotik, kırılgan ve kritik bir dönemde, iç siyasetin polemik dehlizinde boşuna çırpınacak, göz göre göre enerji ve zaman israfına katlanacak halimiz, hasenatımız ve hevesimiz yoktur” şeklinde konuştu.

    “Türk’süz Anadolu, Türk’süz millet, Türk’süz devlet cehennemin diğer adıdır”

    Türkleri Anadolu’dan atmak hayalinin yüzyılları aşarak bugüne kadar ulaşan vazgeçilmez bir emel olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Türk’süz Anadolu, Türk’süz millet, Türk’süz devlet cehennemin diğer adıdır. Üç kıtadaki varlığımızı hazmedemeyen Haçlı zihniyetinin Türk-İslam cihan devleti için ne düşündüğünü milli tarih okuyan herkes açıklıkla bilecektir. Güçlü olduğumuzda boyun eğenler, gücümüz zafiyete uğradığında hemen sindikleri yerden doğrulmuşlardır. Ve bir sır gibi taşıdıkları düşman amaçları bir bir gerçekleştirmenin çarelerini aramaya başlamışlardır” dedi.

    İsrail terörünün, emperyalist alçaklığın, küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye’nin olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Tam bir yıldır Gazze’de taş üstünde taş bırakmadılar. Tam bir yıldır bebek, çocuk, kadın ve sivil halk demeden katlettiler. 42 bine yakın masum Filistinli soykırım kurbanı oldu. Onyedi bin bin çocuk kefene sarıldı, mezara koyuldu. Gazze’ye 85 bin ton bomba atıldı. Yüz bine yakın Filistinli yaralandı. Bir milyon Filistinli yerinden yurdundan edildi. Büyük İsrail hedefiyle Ortadoğu dilim dilim doğrandı. Dörtyüz yıl boyunca hâkimiyetimiz altında tek top mermisinin patlamadığı Filistin ve Kudüs bugün kanlı heyelanın altında kaldı” diye konuştu.

    “İsrail’i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir”

    İsrail’in dünyaya meydan okuduğunun artık netleştiğini aktaran Bahçeli, “Uluslararası hukuk çiğnenmiş, insani miras ve değerler mahvın sınırına gelip dayanmıştır.Bu terör devletine karşı silah ambargosu uygulamak yetersizdir. Kınama mesajlarının ise hiçbir manası ve bağlayıcılığı yoktur. Cinayet makinesi ve soykırım suçlusu İsrail’i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir. Birleşmiş Milletler bu tarihi ve ertelenemez görevi derhal üstlenmek ve katiller sürüsünü cezalandırmak zorundadır. 2 Ekim’de İran’ın fırlattığı 120 adet füzeden sonra süreç iyice kızışacak, muhtemel misillemelerle yangın Ortadoğu’nun bacasını hepten saracaktır. Beşeriyet din ve medeniyet temalı bir küresel savaşa doğru hızla kayış halindedir. Şu anda İslamiyet’e, İslam coğrafyasına ve hatta insanlığa savaş açmıştır” dedi.

    “İsrail üzerimize gelirse bu hain ve hayasız cüretinden dolayı bin pişman edileceğini yedi düvel hatırında tutmalı”

    TBMM Genel Kurulu’nda, İsrail’in saldırılarının Türkiye’ye karşı tehdit oluşturması nedeniyle kapalı oturum gerçekleştirilecek olmasıyla ilgili de konuşan Bahçeli, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, İsrail saldırıları ve bölgesel gelişmeler kapsamında bugün öğleden sonra yapılacak kapalı oturum yerinde ve isabetli bir karardır. İsrail üzerimize gelirse, istihbarat oyunlarıyla ülke içinde örtülü veya açık operasyonlara heves ederse, bu hain ve hayasız cüretinden dolayı bin pişman edileceğini yedi düvel hatırında tutmalı ve asla unutmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti bunu yapacak güç ve kudrete sonuna kadar sahiptir. Coğrafyaları üzerimize silkelemek, terör örgütünü dürte dürte saldırıya geçirmek için kabus senaryolarını devreye alan, mazlum toplumlara karadan ve havadan ölüm tuzağı kuran tek dişi kalmış İsrail canavarının tam karşı cephesinde etten duvar öreriz, şehadetten anıt dikeriz, Ya Allah Bismillah diyerek gövdemizi vatanımızın her karışına germekten kaçmayız, korkmayız, tereddüt göstermeyiz. Mesele milli onur ve güvenlik meselesidir” ifadelerini kullandı.

    “Şiddete karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır”

    Ülkede artan şiddet vakalarına ilişkin Bahçeli, “Küresel ve bölgesel vahşetin yükselen çıtası yaygınlaşırken, ülkemizde her gün bir yenisine şahit olduğumuz cinayet, taciz ve şiddet vakalarının gittikçe yaygınlaşması toplumsal endişe ve infiali tırmandırmaktadır. Şiddete karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır. Bugünün insanı, bugünün şiddet sahnesinde görülen ızdırap verici vakalar karşısında bezgin ve bitkindir. Milliyetçi Hareket Partisi ARGE çatısı altında, “Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele” etmek maksadıyla saygın ve alanlarında parmakla gösterilen uzman ve akademisyenlerimizden teşekkül eden bir komisyon kurmuş bulunuyoruz. Bu komisyonumuz inanıyorum ki, kısa zamanda çalışmalarını ikmal edecektir. Şiddet karşısında sessiz kalamayız. Geleceğimizi şiddete rehin bırakamayız. Derlenmeliyiz, toparlanmalıyız, kendimize gelmeliyiz, cezaları artırmakla beraber; şiddetin ürediği ana yatağı kurutmak zorundayız. Temellerimizi kazıp, kaynağımıza inip saçılan hastalık tohumlarını bulup çıkarmalıyız. Bu durum aynı zamanda ülkemiz ve milletimiz için bir diğer beka konusudur” dedi.

    Hayatı yapanlarla hukuku yapanların aynı kişiler olduğunu dile getiren Bahçeli, cezasızlık şikâyetlerinin genişlemesinin, suçluların tahliyesi sıradanlaşmasının, yapanın yanına yaptıklarının kar kalmasının, herkesin kendi ölçüsüne göre adaleti sağlama peşine takılmasına ve devletin temellerinin sarsılmasına yol açacağını söyledi.

  • Bahçeli’den Sinan Ateş davası açıklaması

    Bahçeli’den Sinan Ateş davası açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sonuçlanan Sinan Ateş davasına ilişkin ilk kez konuştu.

    Sinan Ateş cinayeti davasının sonuçlandığı hatırlatılıp karara ilişkin değerlendirmesi sorulan Bahçeli, “Dava Türk yargı unsurlarıyla devam etmiştir. Birinci aşaması sonuçlanmıştır. Yargının kararına saygı duyarız.” dedi.

    Bu dava üzerinden partisinin ve Ülkü Ocaklarının sorgulanması, kötülenmesi ve kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılması için gayret gösteren bakış açılarını da kınadığını belirten Bahçeli, davayı takip edenlerin MHP’nin sorgulanmasına katkı sağlayacak davranış ve telkinlerde bulunduklarını söyledi.

    Türk adaletinde bunların olmaması gerektiğini ifade eden Bahçeli, “”Her davada, her konuda, başta Osman Kavala vesaire gibi olmak üzere, adalet iddiasında bulunanların, ne olduğu henüz açıklanmamış, sonuçlanmamış bir mahkeme sürecinde böyle bir yargıya vararak sahip oldukları televizyon aracılığıyla veyahut sahip oldukları kadrolarıyla MHP’yi sorgulamaya başlamış olmaları kabul edilebilir bir durum değildir.” dedi.

    Yargı sürecinin devam edeceğini dile getiren MHP lideri, “ülkücü kimliği taşımakla beraber bu mahkemelere katılmışlardır. Onların yıllardır çatıştıkları siyasi akımlarla yan yana oturarak MHP’nin sorgulanmasına seyirci kalmaları da üzücü bir davranıştır.” ifadelerini kullandı.

    MECLİS’TE NORMALLEŞME GÖRÜNTÜLERİ

    Yasama yılı açılışında TBMM Genel Kurulunda DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ve milletvekilleriyle tokalaşmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın bileşenleri olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına desteklerini gösterdiklerini dile getirdi.

    Bahçeli, “Ellerini sıkmam Türkiye partisi olarak gerekeni yaptığımın göstergesidir.” dedi.

    Fikirlerini kabul etmediği milletvekillerinin yanına gidip ellerini sıkmasının bu çağrıya dayalı kaynaştırıcı, birleştirici ve Türkiye partisi olma vasfının işareti olarak görülmesi gerektiğini belirten Bahçeli, “Buradan başka bir anlam çıkartmak da doğru değildir.” dedi.

    MHP lideri, “MHP bir adım atmazsa, diğerlerinden bir şeyler beklemek hakkı doğmaz.” ifadelerini de kullandı.

    DEM Parti Eş Genel Başkanı’na annesinin vefatından dolayı taziye sunduğunu, bunun da insani bir görev olduğunu belirten Bahçeli, “Meclis’in resepsiyonunda bu yaklaşımları görmekten de çok memnun oldum. Birçok siyasi parti, geçmiş dönemlerden çok daha kalabalık bir şekilde Meclis resepsiyonunu şereflendirmişler, orada karşılıklı görüşmeler, değerlendirmeler içerisinde bulunmuşlar, güler yüz hakim olmuştur. Bu güler yüzü devam ettirmek için adım atılıyor.” diye konuştu.

    “MHP’yi böyle siyasi kısır anlayışlar içerisinde hapsetmek doğru değildir. MHP’yi iyi anlamak lazım.” açıklamasında bulunna Bahçeli, “Attığı adımların ne olduğunu çok iyi düşünmek lazım. Alelacele cevaplar vererek gerginlik yaratmanın, kaosa, krize alet olmanın da gereği yoktur. O sebepten dolayı bu tartışmalara katkı sağlayan, hala televizyonlarda, hele hele malum işi gücü bırakmış MHP düşmanlığıyla varlıklarını devam ettiren Halk Partisi’ni de kınıyorum. Aynı zamanda onların televizyonunu da kınıyorum. Akıllarını başlarına alsınlar, huzuru bozmasınlar. Türkiye’nin etrafında ateş çemberi var, ateşe katkı sağlamasınlar.” dedi.

    MECLİS’TE İSRAİL OTURUMU

    TBMM’de 8 Ekim’de kapalı oturum yapılacağı, bu tarihin aynı zamanda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının başlamasının da yıl dönümü olduğu hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine Bahçeli, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin almış olduğu bu karar, çok yerindedir.” dedi.

    Gazze’deki vahşice saldırı ve soykırımın 1 yıldır sürdüğünü belirten Bahçeli, “TBMM’de, Türkiye’nin değerli milletvekillerine, ilgili, sorumlu bakanlıkların vereceği bilgiler ışığında bir değerlendirmede bulunmak ve geleceği de ona göre yorumlayacak bir fırsatı bu millete sunmak kanaatimce hayırlı olacaktır.” diye konuştu.

    SİNAN ATEŞ DAVASININ KARARLARI

    Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davada Tetikçi Eray Özyağcı ve azmettiriciler Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    Toplam 11 sanığa hapis cezası verilirken 5 kişi ise beraat etti. 6 kişiye ise tahliye kararı uygulandı.

  • “İddiaların aynen şahsın gibi çürüktür”

    “İddiaların aynen şahsın gibi çürüktür”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’nin 28’inci Dönem 3’üncü Yasama Yılı’nın ilk grup toplantısında konuştu. Türk milletinin büyük ve güçlü bir aile olduğunu ifade eden Bahçeli, “Birbiri ardına tuzaklanmış kör labirentlerden sıyrılabilmek, siyasi, stratejik, diplomatik ve ekonomik mahiyetli çok cepheli mücadeleden başarıyla çıkabilmek için öncelikle özümüze dönmemiz, öz değerlerimizle kenetlenmemiz, milli birlik ve kardeşliğimizi özgüvenle sahiplenmemiz ikamesi ve ihmali olamayacak netlikte ve nitelikte bir zorunluluktur” diye konuştu.

    “İnsanlığın içine sıkıştığı zora ve silaha dayalı şiddet mengenesini gevşetme çabaları şimdiye kadar sonuçsuz kalmıştır”

    Güncellenmiş barbarlık, güçlenmiş vahşet, yeni dünya düzeni adıyla formüle edilen küresel sömürgeciliğin yalnızca Türk-İslam alemine değil, beşeriyetin tamamına pusu kurduğunu söyleyen Bahçeli, “Bu pusuda zalimler insanlık vicdanını doğrudan hedef almışlardır. Olmaz denilen ne varsa olmaya başlamıştır. Zulüm taarruza geçmiş, insani, ekonomik, sosyal ve ahlaki zayiat tahammül sınırlarından taşmıştır. Küresel arenada emperyalist azgınlığın yapı taşlarını döşediği korku imparatorluğu seri cinayetlerinde devamlı el ve çıta yükseltmektedir. Sabrın limitleri dolmuş, akıl ve sağduyunun güvertesini sular basmıştır. İnsanlığın içine sıkıştığı zora ve silaha dayalı şiddet mengenesini gevşetme çabaları şimdiye kadar sonuçsuz kalmıştır” dedi.
    İnsani krizlerin bir volkan ağzı gibi patlamakta olduğunu kaydeden Bahçeli, “Dünya bir yanda kendi yörüngesinde diğer yanda güneşin yörüngesinde dönerken, maalesef adalet, ahlak, anlayış, ortak anlam ve amaç yörüngesinden şiddetle kaymış, bu kayış dehşet verici hadiselerin sökün etmesine kapı aralamıştır. Beşeriyet temiz bir vizyona, adil ve cesur politikalara, yeni bir hikâyeye, yeni baştan adaletli, insaflı ve istikrarlı bir düzene aç ve muhtaçtır. Daha doğrusu, müşterek hayatın gayesine matuf berrak, haktanır, eşitlikçi, hukuki çerçevesi belirgin ve caydırıcı kurallarla ihata edilmiş ahlaklı bir düzenin tesis ve temini şarttır. Yerküreyi A’dan Z’ye huzursuzluğa ve umutsuzluğa sevk eden mevcut statükonun tamiri ve tadili değil, köklü tasfiyesi gerekmektedir. Çünkü maddi ve teknolojik gelişmeler beklenenin aksine, beşeriyeti ahlaki, psikolojik ve ruhsal iflasın eşiğine taşımış ve esasen mahvetmiştir” diye konuştu.

    “Sosyal medya suikastlarına boyun eğecek bir fıtrat bizde hiç yoktur”

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkeleri ve kuruluş iradesi üzerinde tahribat ve oynamalara heves edilmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Paylaşamayacağımız bir şey yoktur. Sahte ve sanal gündemlere kaptırılacak yakamız yoktur. Küresel projelere boyun eğecek, tamam diyecek, saklanıp sinecek korkak bir meşrep bizde yoktur. Sosyal medya suikastlarına boyun eğecek bir fıtrat bizde hiç yoktur. Ne söylemişsek arkasındayız. Neyi diyorsak sözümüz olsun, yapacağız. Türkiye’mize sahip çıkacağız. Cumhur İttifakı’nı yaşatacağız” ifadelerini kullandı.

    “Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır”

    Gazze’nin 360 gündür vurulduğunu dile getiren Bahçeli, “İmdat ve yardım çağrılarını duyacak Türkiye ve birkaç ülke dışında, müessir bir irade ne görülmüş, ne de ortaya çıkmıştır. Vahşetin kol gezdiği Orta Doğu’da insanlık can çekişirken, eşzamanlı olarak küresel vicdan da felçli ve fecaat verici sessizliğe gömülmüştür. İsrail Gazze ve Batı Şeria’da sistematik zorbalıklarına her gün bir yenisini ilave ederken, diğer yanda ve aynı zamanda Lübnan’a, Yemen’e ve Suriye’ye bomba yağdırmaktadır. Bölgesel savaşın çıkıp çıkmayacağını, savaşın yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağını tartışıp havanda su dövenlere sormak gerekir ki, akıl heybelerinde bulunan savaşın olması ve yaşanması için daha neyin olması beklenmektedir? Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır” dedi.

    “İsrail, geri planda Türk ve İslam düşmanı küresel güçler Orta Doğu’ya ve yakın coğrafyalara darbe üstüne darbe indirmektedir”

    Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesi hakkında konuşan Bahçeli, “Geçtiğimiz haftanın Cuma günü, Hizbullah lideri Nasrallah’ın Beyrut’ta katli, ardından yine Hizbullah’ın ilk halkasını oluşturan diğer yöneticilerine karşı nokta operasyonlar başkaca bir yorum ve değerlendirme yapmamıza engeldir. Savaşın bir konsept dahilinde ve stratejik olarak yaygınlaştırılmasının sadece Orta Doğu’yla sınırlı kalacağını düşünenler yanılmakta ve yanlış hesap içindedir. ABD’nin Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine varıncaya kadar devam edegelen sürek avı etki alanını ve şiddet enerjisini genişleterek neredeyse vatanımızın sınırlarına dayanacaktır. Kaldı ki, İsrail’in sabotaj ve saldırılarının aynı zamanda Türkiye’ye verilmiş bir mesaj olduğunu inkar etmek bize kalırsa söz konusu değildir. İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin, Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin, Hizbullah lideri Nasrallah’ın sırayla ölümleri içi içe geçen, birbiriyle bağ ve bağlantılı olan vahim olaylardan bazılarıdır. Görünürde tetikçi İsrail, geri planda Türk ve İslam düşmanı küresel güçler Orta Doğu’ya ve yakın coğrafyalara darbe üstüne darbe indirmektedir” dedi.

    “Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır”

    Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi yapısının yeni baştan ve derhal reform edilmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, “Bu reform ihtiyacının gecikmesi çok ciddi ve sancılı gelişmelere sebep olacaktır. İsrail saldırıları karşısında üç maymunu oynayanların, soykırıma seyirci kalanların ne diyeceği, ne yapacağı, neyi önereceği önemsiz bir ayrıntıdır ve hükmünü kaybetmiştir. Geldiğimiz bu aşamada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin fonksiyonel yapısı değişmeli, aksi halde Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır. Aynı zamanda, ülkelerin eşit katılım ve oy hakkını ihtiva eden alternatif dünya birliği konusunda çalışmalar hızlanmalı ve dünya beş ülkenin ağzına bakmaktan kurtulmalıdır. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Kürsüsüne elinde haritalarla çıkıp asıl ve potansiyel hedeflerini açık eden Netenyahu ve temsil ettiği terör devleti karşısında İslam ülkeleri de Allah için sesini yükseltmelidir” açıklamasında bulundu.

    Türkiye ile Suriye’nin iş birliği ve uzlaşma zemininde daha fazla oyalanmadan buluşması ve İsrail ve destekçilerinin yaygın tehdidine karşı milli güvenlik unsurlarının tetikte ve teyakkuzda olması gerektiğini söyleyen Bahçeli, Türkiye içinde yuvalanmış, hücre hücre örgütlenmiş yabancı istihbarat uzantılarının deşifre edilmesi gerektiğini ifade etti.
    Sivil ve demokratik bir anayasayı Türkiye’ye ve Türk milletine kazandırmanın yeni yüzyılın en büyük demokratik başarısı olacağını dile getiren Bahçeli, 12 Eylül darbe döneminin kalın iz ve tortularını taşıyan mevcut anayasayla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğası ve sistemsel mimarisinin çeliştiğini belirtti.
    Yeni yasama yılında Meclis’in gündeminde yer alan kanun teklifleri hakkında konuşan Bahçeli, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi ile dokuzuncu yargı paketinin kısa süre içinde yasalaşacağına inandığını söyledi.

    “Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür”

    Sinan Ateş Davası ve CHP lideri Özgür Özel hakkında konuşan Bahçeli, “Kendi ittifaklarına iyiler, bizim ittifakımıza da kötüler diyen provokatör CHP Genel Başkanı’nın mahkeme kapılarında bir avuç MHP düşmanıyla esip gürlemesi, batık gemiler gibi siyasi ahlaksızlığın meçhul sahillerine düşe kalka sürüklenmesi tek kelimeyle yüzsüzlüktür. Ne kadar Türkiye karşıtı, layüsel, laçka, lekeli ve icazetli sima varsa, hepsi bir olmuş, görülen bir cinayet davası münasebetiyle Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve dava arkadaşlarımızı şerefsizce suçlamaya kalkışmışlardır. Eski veya yeni fark etmez, bazı partilerin genel başkanları, kifayetsiz muhabirler, ekranları fitne fesat yayan bir kısım karanlık televizyon kanalları ayak üstü mahkeme kurmuşlar, bilirkişi, hakim ve savcı rolüne soyunarak partimizi, dava arkadaşlarımızı namertliğe dahi taş çıkartan bir iştahla yargılamaya tevessül etmişlerdir. Milliyetçi Hareket Partisi Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve ikincisi dün başlayan malum davanın duruşmalarını dikkatle takip etmektedir. Çok söze gerek yoktur. Aslında buna değecek hiç kimse yoktur. Ben az söyleyeyim, muhatapları çok anlasın, bizim için yeterlidir. Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür, bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir” dedi.

  • Bahçeli: “Başka Türkiye yok”

    Bahçeli: “Başka Türkiye yok”

    Bugün, Meclis’in 28. Dönem 3. Yasama Yılı başladı.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuştu.

    Bahçeli, sözlerine birlik ve beraberlik mesajı vererek başlarken “Türk milleti büyük ve güçlü bir ailedir. Birbirimize sarılmak zorundayız. En emin, en merhametli sığınağımızdır. Değişim kisvesi altında, kaynak ve kök değerlerinden kopmak bize göre değildir.” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, yeni yasama döneminde Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi ile 9. Yargı Paketi’nin kısa sürede yasalacağına inandığını belirtip MHP’nin ve Cumhur İttifakı, millete verdiği sözleri tutacağına dikkat çekti.

    Bahçeli, “İttifakımız Türkiye’nin parlak geleceğinin müjdesidir. İttifakımız, ekonomik ve siyasi istikrarın güvencesidir.” dedi.

    İsrail’in Lübnan saldırılarına da sert tepki gösteren MHP lideri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) fonksiyonel yapısının değişmesi gerektiğini dile getirip “BM Genel Kurul toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin de açıklamalarda bulunup “MHP’ye organize Pensilvanya operasyonu çekenlere MHP ve ülkü ocaklarını çiğnetmem.” dedi.

    “BAŞARILAR DİLİYORUM”

    Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:

    TBMM’nin 28. dönem 3. yasama yılını hem ilk grup toplantısını yapacağız hem de 15 itibarıyla Genel Kurul’un gerçekleşmesi ile yasama çalışmalarına başlayacağız. 3 yasama yılının siyasi partilere, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Vekillerimize başarılar diliyorum.

    Başa gelen çekilir anlayışını reddeden Türk milleti varlık ve onur mücadelesinin delinmez çatısını şaşmaz iradesiyle övmüş ve adına TBMM demiştir.

    “SİYASET MİLLETE HİZMET İÇİNDİR”

    Siyasette kaçınılmaz yenilgi ve zaferler yoktur. Siyaset, bugünü es geçmeyen, geçmişe yüz çevirmeyen sorumluluk kültürü, mutabakat kümesidir. 28. dönem TBMM’de görev alan her vekilin bu tarihe bağlı olması, vatan ve var oluş borcudur. Bu borç istiklal ve istikbal ödevidir. Geleceğin koordinatlarını dosdoğru çizmek ancak ileri görüşlü, irade ve sezgi gücü yüksek toplum ve milletlerin harcıdır. Siyaset millete hizmet içindir.

    Kardeşçe yaşamak, erdemli bir hayatın izinden yürümek milli ve manevi hükümler kapsamında yol haritamızı belirlemek varken birbimizi hırpalayıp şeytanlaştırmak şerden çöpten meseleler etrafında savaş boyaları süremenin bedeli ve vebali gaflet ve delalettir. Başka Türkiye yoktur. Türk milleti büyük ve güçlü bir ailedir. Birbirimize sarılmak zorundayız. En emin, en merhametli sığınağımızdır. Değişim kisvesi altında, kaynak ve kök değerlerinden kopmak bize göre değildir. Ateşin ortasından kıvılcım saymak hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Artık bir kader ve karar anında bulunuyoruz.

    Ülkemizi pençesine alan tehlikeli akıntının önünü almak lazım. Adalet ve hakkaniyetin sözünü eden çok olsa da sadık kalan çok sayıda azdır. İnsan hak ve hukuku ayaklar altındadır. Kardeşçe yaşamak varken birbirimizi hırpalayıp şeytanlaşarak yaşam gaflettir. Yol yakınken herkes elini husumet tetiğinden çekmeli. Başka Türkiye yoktur. Başka bir bölgede sığıntı gibi gezeceğim bir yer yoktur. Türk milletinin her ferdi birbirine sıkı sıkı bağlamakla mükelleftir. Sadece cami ve düğün alaylarında değil, hayatın her alanında direniş göstermeliyiz. Türk milleti büyük ve güçlü bir ailedir.

    “EL VE ÇITA YÜKSELTMEKTEDİR”

    Çağın gerisinde kalmak, gönül köprülerini yıkmak herkesi uyarıyorum ki tarihin harabelerine karışmakla eş anlamlıdır. Güçlenmiş vahşet, küresel sömürgecilik sadece Türk İslam alemine değil beşeriyetin tamamına pusu kurmuştur. Bu pusuda valimler insanlık vicdanını doğrudan hedef almıştır. Küresel arenada emperyalist azgınlığın yapı taşlarını döşediği korku imparatorluğu seri cinayetlerin devamlığı el ve çıta yükseltmektedir. İnsani krizler adeta volkan gibi patlamaktadır.

    “CUMHUR İTTİFAKI’NI YAŞATACAĞIZ”

    Dağıtılmak istenen birliğimiz ve dirliğimizdir. Buna göz yumamayız. Hedef aklınan milli birlik ve varlığımızdır. Tüm dünya duysun ki ölümüz şehit, dirimiz yiğit, karşımızdaki müfrit, direncimiz ve dirayetimiz müthiştir.

    Şansınız denemek isteyen varsa buyursun gelsin. İç cephemizi hedef alanlar iyi duysun. Cumhur İttifakı’nı yaşatacağız. Bizde sosyal medya suikastlerine boyun eğecek fıtrat yoktur. Cumhur ittifakına sahip çıkacağız. Birliğimiz ve beraberliğimiz devam edecek.

    İSRAİL ORDUSU’NUN LÜBNAN SALDIRILARI

    Gazze’de imdat ve yardım çığlıklarını duyan Türkiye dışında duyan son derece azdır. Bölgesel savaşın çıkıp çıkmayacağını beklemek nedir? Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır. İsrail’in kontrolden çıkan haydut devlet örneğinin sürümüdür.

    ABD takviyeli İsrail terör devleti orta Doğu’nun tamamına musallat olmuş, suikastlarını otomatiğe bağlamıştır. Nasrallah’ın katli ve diğer operasyonlar başka yorum yapmamıza engeldir. Savaşın sadece ortadoğu ile sınırlı kalacağını düşünenler yanılmaktadır. Sürek avı etki alanını genişleterek neredeyse vatanımızın sınırlarına dayanacaktır. İsrail’in sabotajlarının Türkiye’ye mesaj olduğunu inkar etmek söz konusu değildir. Haniye’nin Nasrallah’ın sonra ile ölümleri birbirleri ile bağlantılı vahim olaylardan bazılarıdır. Küresel güçler Ortadoğu’ya darbe indirmektedir.

    BMGK’YE TEPKİ

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin fonksiyonel yapısı değişmeli, aksi halde BM Genel Kurul toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır.

    BM’nin acilen devreye girip müdahale etmesini bırakın bu takati bile yok.

    ABD BM temsilcisinin dediği veto yetkimizi çıkarlarımızı gözetmek için kullanıyoruz demişti. Bu ifadeler dayatmadır. Kuvvet kimse ise sözün sahibi odur demektir. Diğer toplumların çıkarı ne olacaktır.

    BMGK yapısı reforme edilmelidir. Aynı zamanda ülkelerin eşit katılım ve oy hakkının alternatif dünya birliği konusunda çalışmlar hızlanmalı ve dünya 5 ülkenin ağzına bakmaktan kurtulmalıdır.

    BM’de haritalarla çıkıp haritalarda Netanyahu’nun terör devleti kurma çabasına isimlerin başlarında Emir, Sultan olanların sessizliği neden susmaktadır. Ne zaman birlik meşalesi yakılacaktır. Sivil ve masum insanlar ölürken rahat uyku uyumak haram değil midir? Dünya 5 ülkenin ağzına bakmaktan kurtulmalı. İslam ülkeleri nereye gizlenmiştir? İslam ülkeleri de sesini yükseltmelidir.

    “CUMHUR İTTİFAKI TÜRKİYE’NİN GÜVENCESİDİR”

    Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi ile 9. Yargı Paketi’nin kısa sürede yasalacağına inanıyorum. MHP ve Cumhur İttifakı, milletimize verdiği sözleri tutucaktır. İttifakımız Türkiye’nin parlak geleceğinin müjdesidir. İttifakımız, ekonomik ve siyasi istikrarın güvencesidir.

    SİNAN ATEŞ DAVASI

    Ne kadar Türkiye karşıtı varsa bir olmuş görülen bir cinayet davası ile MHP’yi şerefsizce suçlamaya kalkmıştır. Bazı parti genel başkanları, kifayetsiz muhabirler ayak üstü mahkeme kurup savcı ve hakim rolüne soyunup arkadaşlarımızı yargılamaya girişmiştir. Önce aynaya bakacaklar, şeref ve haysiyetleri el verdiği ölçüde konuşacaklar. Malum davanın duruşmalarını dikkatle takip etmekteyiz. Bizim için yeterlidir. MHP’ye organize Pensilvanya operasyonu çekenlere MHP ve ülkü ocaklarını çiğnetmem. Alayını birden heyecanla beklerim. Özgür Özel, iddialıların şahsın gibi çürüktür.

    Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın. Kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, akbabaların da katlarını yolarız. MHP’yi sorgulayamazsınız.

  • Devlet Bahçeli Narin hakkında konuştu

    Devlet Bahçeli Narin hakkında konuştu

    – MHP Lideri Bahçeli: “Türk adaleti canilerin yakasından mutlaka tutacak, Narin’in ölümünde parmağı olanlar, Sıla’ya kast edenler ümit ederim ki güneş yüzü görmeden kapatıldıkları karanlık hücrelerinde çürüyüp gidecekler.”

  • Devlet Bahçeli’nin anayasa açıklaması

    Devlet Bahçeli’nin anayasa açıklaması

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “MHP’ye Anayasa’nın ilk 4 maddesi ile ilgili yoklama yapmak, teste tutmak hiç kimsenin hakkı, haddi değildir. Kim olursa olsun Anayasa’nın ilk 4 maddesine şaşı bakanlar bizim için yok hükmündedir.” dedi.

    “STRATEJİK AKILLA ÇALIŞACAĞIZ”

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    “Ülkemizi zora sokan meseleler ayrıca aziz milletimizi doğrudan ilgilendiren sıcak gelişmeler ana hatlarıyla masaya yatırılmıştır. Partimizin saha çalışmaları değerlendirilmiştir. Vatan ve millet mücadelemiz sürdürülecektir. Stratejik akılla çalışacağız.

    “İŞİMİZ ÇOK, YOLUMUZ ÇETİN, YÜKÜMÜZ AĞIRDIR”

    İşimiz çok yolumuz çetin yükümüz ağırdır. MHP milletimizin tamamını kucaklamaya ayrımcılığı çiğneyip geçmeye azimli inançlıdır. MHP ve Cumhur İttifakı Türkiye Yüzyılı mimarisini başarmakla mükelleftir.

    “KUMPAS ŞİDDETLENMİŞ, KUNDAKÇILAR ÇOĞALMIŞTIR”

    Kumpas şiddetlenmiş kundakçılar çoğalmıştır. Türkiye’nin önünü kesmek, organize kötülük, çok sesli fitne korosunu uyarıyorum. Açık faaliyetlerini son günlerde hızlandırmışlardır. Milli birlik ve dayanışma hissiyatımızın yıkık bir duvara dönüşmesi hedeflenmektedir. Durum ciddidir, tehdit gittikçe cesame kazanmaktadır. Türkiye’nin önünü kestirmeyiz.

    “MASKELİ BALO SOYTARILARINA TESLİM EDİLECEK BİR ÜLKE YOK”

    Kılıktan kılığa giren maskeli balo soytarılarının eline, emeline teslim edilecek bir ülke yoktur. Fitne odaklarıyla hesaplaşacağız. Şer odaklarına teslim edilecek bir vatanımız yoktur.

    19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ MESAJI

    Terörle mücadelede yaralanan, malul gazi kabul edilmeyen kardeşlerimizin sessiz çığlığı hala dinmemiştir. Bu kategoride yer alan kardeşlerimiz gazilere tanınan haklardan ne yazık ki istifade edememiştir. Canından vazgeçmeye hazır olanlara ne yapsak azdır.

    “GAZİLİĞİN YÜZDELİK DERECESİ, ORANI OLMAZ”

    Hak sahibi kardeşlerimize ünvanlarının verilmesi ve şeref aylıklarının bağlanması TBMM’nin ilk gündem maddeleri arasında yer almalıdır. Gaziliğin yüzdelik derecesi, oranı olmaz. Kahramanların hak mahrumiyeti yaşaması kabul edilemez.

    “MALAZGİRT’TEN BU YANA KAPANMAMIŞ HESAPLAR VARDIR”

    Malazgirt’ten bu yana kapanmamış hesaplar vardır. Bugün yaşanan ne varsa dünün sonucudur. Batı Şeria’da hayatını kaybeden Ayşenur Ezgi kızımıza Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmetler diliyorum.

    İSRAİL’İN SİBER SALDIRISI: ARTIK HİÇBİR YER GÜVENLİ DEĞİLDİR

    Lübnan’da aşanan dijital saldırı tehdit algılarını zirveye çıkarmıştır. Cep telefonları bile risklidir. Artık hiçbir yer güvenlik değildir hiçbir şey de eskisi gibi olamayacaktır. Haritaların yeni baştan çizilmesi amacıyla sıcak çatışmanın refakat ettiği cinnet mesaisi yoğunlaşmıştır.

    SİYASETTE KILIÇLI YEMİN POLEMİĞİ

    Aziz Atatürk etrafında palazlanan söz düelloları, etnik ve mezhebi kışkırtmalar, küresel güçlere ümit bağlayan muhalefet partilerinin geçim kapısı haline gelmiştir. Son zamanlarda yaşananlar kesinlikle normal değildir. Zillet içinde yuvarlanan kukla muhalefet, tetikçilik yapmaktadır.

    ANAYASA’NIN İLK 4 MADDESİ TARTIŞMASI

    MHP’ye Anayasa’nın ilk 4 maddesi ile ilgili yoklama yapmak teste tutmak hiç kimsenin hakkı haddi değildir.

    “ANAYASA’NIN İLK 4 MADDESİNE ŞAŞI BAKANLAR BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR”

    Kim olursa olsun Anayasa’nın ilk 4 maddesine şaşı bakanlar bizim için yok hükmündedir muhatap alınmaya değecek hiçbir yanları yoktur. MHP sivil demokratik devletin ve milletin hukuksal omurgasını belirleyecek geniş katılımcı bir anayasa hazırlığı için yapıcı tutumunu korumaktadır. Anayasanın ilk 4 maddesine sadık kalınarak zamanın ihtiyaçlarına dinamik cevaplar verebilen anayasa yapılmasının yanındayız.

    NARİN CİNAYETİ SORUŞTURMASI

    Narin’i hunharca katlettiler. Sabilere kıyanlar en ağır bedelleri ödemeli. Değerler sistemimizi lekeleyenler art niyetlidir. Kamuoyu zamanında bilgilendirilmelidir. Aile kurumu ile ilgili endişelerimizin varlığı bilinen bir husustur.”

  • Devlet Bahçeli’nin hayatı kitap oluyor

    Devlet Bahçeli’nin hayatı kitap oluyor

    MHP, X hesabından yaptığı videolu paylaşımda Devlet Bahçeli’nin hayatının kitap olacağını açıkladı. Paylaşımda Bahçeli’nin “Dünya başıma yıkılsa, aç kalıp muhtaç düşsem yine namerde el açmam, yine de bu davadan dönmem. Bu emanete leke sürdürmem” sözleri eşliğinde kitabın tanıtımı yapıldı.

  • Bahçeli’den “Narin Güran” açıklaması

    Bahçeli’den “Narin Güran” açıklaması

    MHP lideri Bahçeli, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’a ilişkin X hesabından paylaşımda bulundu. Bahçeli paylaşımında, “19 günlük aradan ve yoğun aramalardan sonra, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde cansız bedenine ulaşılan sekiz yaşındaki Narin kızımız hepimizin ve herkesin yüreğini kavurmuş, maşeri vicdanda büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Yavrumuzun hayat ışığını söndüren, korkunç şekilde katleden cani veya canilerin, bu vahşi cinayete yardım ve yataklık edenlerin Türk adaleti önünde hesap vermeleri, en ağır düzeyde bedel ödemeleri muhakkak surette temin edilmelidir” ifadelerine yer verdi.

    Bahçeli’nin paylaşımının devamı şöyle:

    “Başta Narin yavrumuz olmak üzere, dün Tunceli Ovacık’ta bir askeri aracın devrilmesi sonucunda şehit düşen kahramanlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Tedavisi devam eden kahramanımıza şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun, mekânları cennet olsun.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile bir araya geldi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile bir araya geldi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile MHP liderinin Ahlat’ta bulunan konutunda bir araya geldi.