Etiket: devlet bahçeli

  • Bahçeli’den Bülent Arınç’a sert tepki

    Bahçeli’den Bülent Arınç’a sert tepki

    Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Arınç’ın Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş açıklamalarına tepki gösteren MHP lideri Bahçeli, ”Siyaset eskisi bir şahsın, televizyona çıkıp Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş’a güzellemeler yapması kelimenin tam anlamıyla çarpıklık, hatta ahmaklıktır. Bu şahsın iki suçlunun serbest bırakılmasını istemesi suçluyu övmektir, suça iştiraktir, ihanete yataklıktır” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    Bahçeli, konuşmasında Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala açıklamaları nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’a çok sert tepki gösterek ”Demirtaş teröristtir aksini iddia eden bölücüdür” dedi.

    Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmesinden sonra başlayan tartışmalara da değinen Bahçeli bir kez de kürsüden “Çakıcı dava arkadaşımdır” vurgusu yaptı.

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

    ”Yıllar içinde pek çok öğretmenimizi teröre kurban verdik. Hiçbir suçları yoktu. Gelecek nesiller öğretmenlerimizin eseridir. Öğretmen demek irfan kapısının anahtarı demektir. Dileğimiz atanamayan tek bir öğretmenimizin kalmamasıdır. Covid-19 salgınının yoğun yaşandığı bu günlerde Milli Eğitim Bakanımızın muazzam çalışması bizleri memnun etmektedir. Bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik ediyorum.

    VİRÜS SALGINIYLA MÜCADELE

    Daha önce tecrübe etmediğimiz tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Gevşemeler yaşanırsa virüsle mücadele zorlanacaktır. Hükümet mücadele sürecini sıkı tutmaktadır. Hiç kimse başına buyruk hareket etmemelidir. Herkes duyarlı ve hassas davranmalıdır. Doktorlarımızdan hemşirelerimize, hasta bakıcılarımızdan diğer tüm sağlık çalışanlarımıza kadar bütün kardeşlerimizin sonuna kadar yanındayız, hepsinin destekçisiyiz. Covid-19 hastalığının meslek hastalığı sayılması hususunda TBMM’de üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın teminatını da kararlılıkla veriyoruz.

    EKREM İMAMOĞLU’NA TEPKİ

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı’nın vefatlarla ilgili bakanlığı tekzip eden açıklamalarının itibar edilecek hiçbir yanı yoktur. Böylesi bir dönemde bile siyasi çıkarlar peşinde koşmak gafilce bir yaklaşımdır. Bu kendini bilmezin maksadı nedir? Yoksa CHP virüsün bulaşma hızından memnun mudur?

    ”CUMHUR İTTİFAKI SİYASETİ PAZARLIK ÜZERİNE İNŞA ETMEMİŞTİR”

    Cumhur İttifakı ile ilgili akla hayale sığmayan çirkin dedikoduları esefle takip ediyoruz. Mandacılar vites yükseltmişler. Biz harcarsak sadece hainleri harcarız. MHP ile AK Parti Türk tarihinin iki ucunu bir sevdayla kavrayıp geleceğin parlak ve onurlu kucağına doğru taşıyan iki kahraman millet eseridir. Cumhur İttifakı siyaseti pazarlık üzerine inşa etmemiştir. Cumhur İttifakı al-ver süreciyle kurulmamıştır. Cumhur İttifakı yaşayacaktır.

    ”CUMHUR İTTİFAKI, CUKKA İTTİFAKI DEĞİLDİR”

    Sayın Cumhurbaşkanımızla hukukumuz Türkiye düşmanlarının kafalarının almayacağı kadar tutarlı, dengeli, hesapsız, plansız, ilkeli, karşılıklı hürmet ve muhabbete dayalıdır. Kara kediler başka yerde dolaşsın, müfsit çakallar başka mahfillerde at koştursun. Cumhur İttifakı Türkiye’nin yegane umudu, yedi düvele karşı güvencesidir. Cumhur İttifakı; cukka ittifakı değildir, curcuna ittifakı değildir, çukur ittifakı değildir, çuval ittifakı değildir, çuvallamış bir ittifak hiç değildir.

    ALAATTİN ÇAKICI AÇIKLAMASI

    Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır, şehidimizin oğludur vatan millet sevdalısıdır, üzerine atılı suçların bedelini yaklaşık 20 yıl cezaevinde kalarak ödemiş ülküdaşımızdır. Ülkücüden mafya, mafyadan da ülkücü olmaz, olamaz. Alaattin Çakıcı’nın bu devlete, bu millete nasıl hizmet ettiğini bilenler bilir, bilmeyenler de kendileri bilir. Kılıçdaroğlu’nun Alaattin Çakıcı’ya ‘mafya lideri, yer altı dünyasının karanlık yüzü’ demesi bizim nezdimizde yok hükmündedir. Çakıcı bebeklere kurşun sıkmadı karakolları ateşe vermedi polisimize silah çekmedi. Kılıçdaroğlu eğer mafya görmek istiyorsa birlikte yürüdüğü anayasa hazırladığı teröristlere baksın.

    BÜLENT ARINÇ’IN KAVALA-DEMİRTAŞ AÇIKLAMALARINA TEPKİ

    Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olan siyaset eskisi bir şahsın, televizyona çıkıp Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş’a güzellemeler yapması kelimenin tam anlamıyla çarpıklık, hatta ahmaklıktır. Bu şahsın iki suçlunun serbest bırakılmasını istemesi suçluyu övmektir, suça iştiraktir, ihanete yataklıktır. Demirtaş teröristtir, Devran isimli kitap terör propagandasıdır. Bizim nazarımızda aksini iddia eden kim olursa olsun bölücüdür, terörsevicidir, fitnenin elebaşıdır. Sayın Arınç aslına mı çekiyorsun nesline mi dönüyorsun? Sen Devran’ı bırak da Mehmet’lere bak. Özgürlükçü düşünelim diyor, demek istiyor ki teröristler serbest kalsın. Neyin özgürlüğü, elinde silahla dağda gezene özgürlük değil, devletin demir yumruğu lazımdır.”

  • Bahçeli, Davutoğlu’nun görüşme talebini reddetti

    Bahçeli, Davutoğlu’nun görüşme talebini reddetti

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ‘Tam Demokrasi İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ teklifini sunmak için yaptığı görüşme talebini reddetti.

    Gelecek Partisi Özel Kalem Müdürü Mehmet Aytekin, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker’e, “Kamuoyuna açıkladığımız ‘Tam Demokrasi İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizi sunmak üzere, Sayın Genel Başkanımız, Sayın Genel Başkan Devlet Bey’den görüşme talep etmektedir” mesajını iletti.

    Ardından Ahmet Davutoğlu, Bahçeli ile görüşme talebini yazılı bir metin halinde de MHP Genel Merkezi’ne gönderdi. Yazıda, “Gelecek Partisi olarak 1 Kasım 2020 tarihinde 1. Olağan Genel Kongremizi gerçekleştirdik. 9 Kasım 2020 tarihinde ise ‘Tam Demokrasi İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ önerimizi kamuoyu ile paylaştık. Tam Demokrasi İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’ teklifimizi sunmak ve gündem ile ilgili genel istişarede bulunmak üzere görüşme talebinde bulunuyorum” ifadesine yer verildi.

    Davutoğlu’nun imzalı yazısıyla gelen bu talebe Devlet Bahçeli, Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker aracılığıyla yanıt verdi. Çeliker, Gelecek Partisi Özel Kalem Müdürü Mehmet Aytekin’e gönderdiği yanıtta şu ifadelere yer verdi:

    “Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi ile Sayın Genel Başkan Ahmet Beyin, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi konusunda bir görüşme talebiniz var ise o konuda randevu verelim. Güçlendirilmiş parlamenter sistem konusu ile ilgili görüşme talebinizi cevaplandıramıyorum. İyi çalışmalar dilerim.”

  • MHP Lideri Bahçeli’den ABD açıklaması

    MHP Lideri Bahçeli’den ABD açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bizim ABD’den beklentimiz Türkiye’yi küçük görmemesi, küçümseme yanlışına düşmemesidir. Şayet dost isek buna göre davranmalıdır, şayet müttefik isek bunun gereği yapılmalıdır, yok adı konulmamış, ilanı yapılmamış düşman kamplara ayrılmışsak, bunu da bilmemiz hakkımızdır.” dedi.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, dün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 82. yılı olduğunu anımsattı.

    Atatürk’ün, harap olmuş bir ülkeyi, yorgun düşmüş bir milleti yeniden kuvvet haline getiren lider olduğunu ifade eden Bahçeli, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’dir, büyük Türk milletidir, Türk milliyetçiliğinin muazzez yüzü, muteber yüreğidir.” diye konuştu.

    “Kararlılıkla diyorum ki ne Abdülhamid Han’a sırt döneriz ne Atatürk’e yüz çeviririz. Ne inançlarımızdan taviz veririz ne İstiklal Savaşı’mızın zafer tacı olan Cumhuriyet’imizden vazgeçeriz.” diyen Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Millet Meclisinin ilk Başkanı, İlk Cumhurbaşkanı aziz Atatürk’ü bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla andığını ifade etti.

    ABD seçimlerinde, her ne kadar (Donald) Trump itirazlarını seslendirse de Joe Biden 46. başkan olarak seçildiğini anımsatan Bahçeli, “Hiç kuşku yok ki Amerikalı seçmenlerin takdir ve tercihine saygı duymakla birlikte başkan adayları arasında taraf tutacak, tercih yapacak köhne bir anlayışa hiçbir zaman kapılmadık, böylesi bir basitliği aklımızın ucuna dahi getirmedik. Kimin başkan olup olmadığı, öncelikle ABD’lilerin kendi iç meselesidir.” değerlendirmesini yaptı.

    “Bizim için önemli olan, ABD’nin uygulayacağı politikaların muhtevası, bunun da ülkemize, bölgemize ve uluslararası ilişkilere yansıma düzeyleridir.” ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

    “Kaldı ki biz ne Biden şakşakçısıyız ne Trump sevdalısıyız ne filin hortumundan tutuyoruz ne de eşeğe binmek için sıra bekliyoruz, hamdolsun Türk oğlu Türk olarak cihanı kavrıyoruz. Pek tabii olarak, Amerika Birleşik Devletleri, yönetimindeki değişimin göz ardı edileceği bir ülke değildir. Bunu biliyor ve kabul ediyoruz.

    Başkanlığa seçilen Biden’ın, Türkiye’yi meşgul eden çetrefilli konularda takip edeceği politikaların müttefiklik hukukuyla ne kadar bağdaşacağını, güven temeli aşınan iki ülke arasındaki ilişkileri koltuğuna oturur oturmaz nasıl ele alacağını zaman gösterecektir. Yine de temkinli, tedbirli, tedarikli ve kuşkulu bir bekleyişin içinde olduğumuzu herkesin bilmesinde yarar vardır. Çünkü Biden’ın geçmişteki sözleri, temasları, çelişkileri, gelgitleri, mesafeli tutumu, Türkiye’ye şaşı ve soğuk bakışı iyimserliğimizin önüne set çekmekte, baraj oluşturmaktadır.

    Önyargılardan uzak, dostluk ve müttefiklik esasına dayanan, karşılıklı hak ve çıkarları gözetip güçlendiren bir diyalog mekanizmasından iki ülkenin de kazançlı çıkması kuvvetle muhtemeldir. ABD’de açılan bu yeni sayfanın, dünya barışı, uluslararası güvenlik ve istikrar açısından ümit verici bir dönemi başlatmasını samimiyetle temenni ediyorum.”

    “ABD’den beklentimiz…”

    ABD ve diğer küresel güçlerle kurulan ilişkilerde direnç gösteren, dirayet sergileyen, inisiyatif üstlenen, öne çıkan, inançla direnen, “ben de varım” diyen bir Türkiye duruşunun, malumu olunan ülkelerin uykularını kaçırdığını belirten Bahçeli, “Emperyalizmin katarına eklemlenen güçler kuşatmayı yaran, kumpası yıkan Türkiye’den ürkmektedir. Biliyorlar ki uyanan devin ayağına pranga vurmak, boynuna tasma geçirmek dünyanın tersinden dönmesini istemek kadar ahmaklıktır, aptallıktır, saçmalıktır.” dedi.

    Bahçeli, Türkiye’yi dikkate almadan yapılan tüm hesapların bozulmaya ve buruşturulup atılmaya mahkum olduğunu vurgulayarak “Bizim ABD’den beklentimiz Türkiye’yi küçük görmemesi, küçümseme yanlışına düşmemesidir. Şayet dost isek buna göre davranmalıdır, şayet müttefik isek bunun gereği yapılmalıdır, yok adı konulmamış, ilanı yapılmamış düşman kamplara ayrılmışsak, bunu da bilmemiz hakkımızdır.” diye konuştu.

    Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Tarih boyunca Türk milletinin dostluğu aranmış ve beşeriyet için güven uyandırmıştır. Düşmanlığı ise her zaman korku saçmıştır. Bizim duruşumuz merttir, varlığımızın özü de sözü de birdir, herkes için senettir. Sahnenin önünde kucaklayıp, arka tarafta kurşun atmak namerdin özelliğidir. Türk milleti hiçbir zaman namerde eyvallah etmemiş, muhtaç düşmemiştir. Neysek oyuz, göründüğümüz gibi oluruz, olduğumuz gibi de görünürüz. Ölürsem şehit, kalırsam gazi diyen bir milletin diz çöktüğü, aman dilediği, ‘aman sen de’ dediği duyulmuş, görülmüş şey değildir. ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ demedik, bundan sonra da demeyeceğiz. Böylesi bir çekingenliği ve çekimserliği en başta ecdadımıza anlatamayız, tarihimize anlatamayız, fıtratımıza yakıştıramayız, Allah muhafaza şühedanın nurlu yüzüne bakamayız. Yılanı gördük mü ezeriz, ezemezsek kovarız, eğer kovamazsak da kaçmayı düşünmeyiz, imanla karşı çıkarız, irfanla karşı dururuz, eninde sonunda zalimlerin zehrini kursaklarına aynen şırınga ederiz. Dostluğumuz maskeli, mesafeli, muhataralı, muvazaalı, mukaveleli değildir; kaldı ki doğrudur, tutarlıdır, güvenilirdir, adam gibi adamlığın tezahürüdür.

    ABD yönetiminde görmeyi arzu ettiğimiz tavır da aynısıyla bu olacaktır. Daha adil, daha eşitlikçi, daha hakkaniyetli, daha paylaşımcı, daha huzurlu, daha insani, daha barışsever bir dünya istiyorsak hakim küresel sistemi A’dan Z’ye sorgulamamız lazımdır. Haklının güçsüz, güçsüzün haklı olduğu adaletsizlik sonlanmalıdır.”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”nun “meşruiyetini yabancı başkentlerde arayan, ‘alın beni kullanın’ mesajı veren, kökünden kopmuş, kimliğini kaybetmiş bir siyasetçi” olduğunu ifade etti.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ABD’deki Başkanlık Seçimi kampanyasına Türkiye’den fiilen ve gıyaben katılıp, adaylar arasında mekik dokuyan ateşli taraftarların varlığını anlayamadıklarını söyledi.

    “Meğer ne çok Biden şarlatanı, ne çok Trump soytarısı varmış da haberimiz olmamış” diyen Bahçeli, bir baltaya sap olamamış ne kadar ucube varsa, siyaset allamesi kesildiğini belirtti.

    Bahçeli, “Beşlik simit gibi dizildikleri televizyon ekranlarına nasıl çıktıkları, nereden bulundukları, hangi müktesebat ve tecrübeye sahip oldukları meçhul ve muammalı olan zevatın, ABD’nin başkanlık seçimini hararetle, zaman zaman da hırsla anlatma çabaları trajikomik bir manzarayı ortaya çıkarmıştır. Biz izlerken utandık, ama onlar konuşurken utanmadılar. ABD’deki başkanlık değişimini, bu ülkenin vatandaşlarından daha fazla önemseyen, daha fazla sevinen, gereğinden çok anlam ve sonuç çıkartan sözde aydın ve akmaz kokmaz yorumcuların bu denli kalabalık olması kaygı verici oranda düşündürücüdür.” dedi.

    Fikrini beğenmediğine hakaretleri ardı ardına sıralayan, ABD’nin 50 eyaletini bildiği kadar Kırşehir’in, Yozgat’ın, Şırnak’ın, Rize’nin, Muğla’nın, Balıkesir’in vatan coğrafyasındaki yerini bilmeyen kurumuş vicdanlardan herkesin “sitem ve şikayet ettiğini” dile getiren Bahçeli, “Biden’in başkanlığa yükselişini alkışlayanları, Cumhuriyet Türkiye’sinde bakanlıktan Cumhurbaşkanlığına, milletvekilliğinden generalliğe kadar her göreve Anadolu’nun her yöresinden, her meslek grubundan, her sosyal zümreden hiçbir ayrıma ve imtiyaza tabi tutulmadan gelen Cumhuriyet çocuklarını ikazla hatırlatmak istiyorum.” değerlendirmesini yaptı.

    “Ruhu kiralanmış olanlar ortadadır”

    “Tuhafımıza giden bir başka husus ise CHP Genel Başkanı’nın Biden’i kutlamasındaki çabukluğu, hızı, telaşı ve acelesidir. HDP’ye bakınız, o da hemen kutlamıştır” ifadesini kullanan Bahçeli, bir türlü köşesine çekilmeyen, farklı zamanlarda sivri açıklamalarla kendisini hatırlatan “bir siyaset eskisinin” de Türk dış politikasının ABD’yle uyumlu olmasına vurgu yaparak Biden’i şans olarak gördüğünü söylediğini aktardı.

    Bahçeli, “Ruhu kiralanmış olanlar ortadadır” değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İradesini devretmiş çarpık yüzler adeta podyuma çıkıp ABD’ye beni unutmayın mesajı iletmişlerdir. Tek kelimeyle kepazelik olarak nitelendireceğimiz bu resmin neresinde millet sevdalısı, neresinde vatan ve bayrak aşığı bir yüz vardır? Bilhassa merak ediyorum, Sayın Kılıçdaroğlu nereye yetişeceksin? Gizlenemez bu memnuniyetin esbab-ı mucibesi nedir? Henüz seçim sonuçları kesinleşmeden, resmi açıklama yapılmadan, başkanlık makamı yeni sahibini bulmadan bir muhalefet partisi liderinin kutlama mesajı neyin nesi, kimin sesidir? Biden’in ağzına sürdüğü bir tutam balın lezzetini almış olmalı ki, Kılıçdaroğlu yeni efendisiyle sosyal medyayla temas kurma gereği hissetmiştir. ‘Yoldaşlarımı sattım, senin yandaşın oldum.’ demiştir. Dünya üzerinde kaç muhalefet partisi başkanı alelacele Biden’i tebrik etmiştir? Kılıçdaroğlu meşruiyetini yabancı başkentlerde arayan, ‘alın beni kullanın’ mesajı veren, kökünden kopmuş, kimliğini kaybetmiş bir siyasetçidir. Allah için söyler misiniz, şu sözlerim yanlış mıdır? Gazi Mustafa Kemal Atatürk yerinden kalksa bunları gerçekten de İzmir’e, hatta okyanusun karşı kıyısına kadar vura vura kovalardı.

    İşbirlikçi ve yabancı başkentlerin yörüngesine giren siyasi akımlar da demokrasinin kategorik muhalifidir.
    Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, milletimizden umudu kesmiş, tehlikeli sularda kulaç atmaya başlamıştır. Sokak telkinlerinin son zamanlarda ziyadesiyle gündemde olması bunun bir göstergesidir. CHP devleti kurmakla övünmektedir, fakat gerçek kurucu aziz Atatürk liderliğinde büyük Türk milletidir. Kuruluşunda payı olmayanın yıkımda öne çıkması ya da yıkımı hedeflemesi halinde bunun bedeline katlanması tarihe, millete, gelecek nesillere biliniz ki namus borcumuzdur. Bugün Türkiye’de devlet krizi değil, muhalefet krizi, siyasi ahlak krizi, son tahlilde CHP krizi vardır, her geçen gün de kökleşmektedir. Milli Mücadele tertemiz millet iradesine dayanılarak kazanılmıştı, emperyalizmin gönüllü tutsağı olan zilleti de bertaraf edecek yine millet iradesi olacaktır. Bilinmelidir ki Türkiye, tozlu raflarından indirilmiş Sevr Planı’nın yeni sahiplerine asla teslim olmayacak, zalimlerle ve hainlerle imanla, iradeyle mücadele edecektir. ”

     “30 yıllık zulüm dönemi kapandı”

    Karabağ’da 30 yıla yakındır devam eden düşman tasallutuna tarihi bir darbe indirildiğini, can Azerbaycan’ın kahramanlıkla topraklarını aldığını ifade eden Bahçeli, “Çok şükür hak sahibini bulmuştur. Çok şükür Türklük büyük bir zafer elde etmiştir.” dedi.

    Ermeni çetelerinin tutundukları vatan topraklarından sökülüp atıldığını, katil Paşinyan’ın acıyla kıvranarak yenilgiyi kabullendiğini, elleri titreye titreye uzlaşılan anlaşma metnine imza atmak zorunda kaldığını söyleyen Bahçeli, zaferin inancın başarısı, azmin mükafatı olduğunu dile getirdi.

    Ermenistan’ın, döktüğü kanların bedelini ödediğini, tarihi rövanşın alındığını, şehitlerin, mağdurların, mazlumların, evlerinden barklarından koparılan masum soydaşın hesabının terörist devlet Ermenistan’dan sorulduğunu dile getiren Bahçeli, “30 yıllık zulüm dönemi kapanmış, işgal süreci sona ermiştir. Ne mutlu bizlere, ne mutlu Azerbaycan Türklüğüne, ne mutlu büyük Türk milletine.” diye konuştu.

    Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında yapılan antlaşmaya göre, 10 Kasım 2020’den geçerli olmak üzere ateşkes tesis edilerek muzaffer Türk askerinin haklı mücadelesinin tescillendiğini anımsatan Bahçeli, “Dokuz maddelik anlaşma metni Azerbaycan’ın zaferine tarafların onayıyla hukuki bir hüviyet kazandırmıştır. Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in de ifade ettiği gibi, Paşinyan’ın anlaşmaya yanaşması kendi isteğiyle değil, Azerbaycan’ın demir yumruğuyla gerçekleşmiştir.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i, şanlı Türk askerini, mücadeleye dua ve destek veren herkesi gönülden kutladığını dile getiren Bahçeli, “Şehitlerimize Allah’tan rahmet, tedavi gören gazilerimize şifalar diliyorum. Şimdi gerisini şer güçlerin piyonu Paşinyan ve hunhar şebekesi düşünsün. Artık kendisine sığınacak, kaçacak delik aramaya koyulsun. Fakat su uyusa da Ermenistan uyumayacaktır. Bu itibarla tetikte olmak, rehavete kapılmamak şarttır. Karabağ Türk’tür, Karabağ özgürdür, Karabağ Azerbaycan’dır, Karabağ Türk’ün çelikten bileğidir. İki devlet, tek milletiz, iki ayrı bedende aynı canız. Bir kere yükselen bayrak düşmemiş, düşmeyecektir.” ifadesini kullandı.

  • “Enkaz altında kalan CHP zihniyetinin belediyecilik anlayışı”

    “Enkaz altında kalan CHP zihniyetinin belediyecilik anlayışı”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Hiçbir milli ve manevi konuda milletimize tercüman olamayan, olmayı da düşünmeyen CHP’nin depremin enkazı üzerine kurmak istediği istismar kumpası bozguna uğramıştır. Aslında İzmir’de enkaz altında kalan CHP zihniyetinin belediyecilik anlayışı olduğu belgelenmiştir” dedi.

    MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin başkanlığında toplandı. Parti genel merkezinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bahçeli, Türkiye’nin bir yandan koronavirüs dalgasının risk ve tehditleriyle mücadele ederken, diğer yandan doğal afetlerin yıkım ve ağır tahribatlarına maruz kaldığını bildirdi. İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde 114 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Bahçeli, bu zor günlerin elbirliğiyle aşılacağına inandığını kaydetti. Bahçeli, “Devlet tüm imkanlarıyla depremden zarar gören vatandaşlarımızın yanında olmuş, yaraları sarmaya başlamıştır. Hakikaten insanüstü bir çalışmayla, bütün ihtimalleri hesaplayan görüş derinliğiyle, sahnelenen fedakar çalışmalarla enkazın kaldırılma süreci takdir toplamıştır. Mesela Ayda yavrumuz 91 saat sonra gün ışığına çıkarılmış, hepimizi sevince boğmuştur. Annesinin hayata tutunamayarak vefatı ise bizleri çok üzmüştür. Onlarca beton yığınının altından bir güneş gibi doğan Elif kızımız umutlarımızı diri tutmuştur. Hayranlık ve hürmetle karşıladığımız devlet-millet kenetlenmesi depreme karşı en büyük silahımız, en güçlü mücadele vasıtamız olarak sivrilmiş, öne çıkmıştır” dedi.

    ‘BUNLARIN KALPLERİ KARARMIŞTIR’

    Bahçeli, deprem üzerinden CHP’nin yaptığı eleştirilere tepki göstererek, “Seferihisar’ın bir önceki dönem Belediye Başkanı olan şahsın, depremde yıkılan Emrah Apartmanı’nın ne kadar dayanıksız olduğunu, beton parçaların kürekle bile nasıl kırılabildiğini, bununla ilgili de geçmişte hangi denetimleri yaptığını açıklaması ertelenemez görevidir. CHP Genel Başkanı’yla parti yöneticilerinin aynı anda girdikleri hezeyan nöbetinden bir türlü kurtulamamaları, sürekli yalana, dolana ve iftiraya müracaatları, telafisi olmayan siyasi ahlak noksanlığının ileri düzeyde ifşa ve ilamıdır. Bunların kalpleri kararmıştır. Vicdani refleksleri laçkalaşmıştır. Bu irade ve insanlık fukaralarının her sözü, her çıkışı, her beyanatı deprem enkazından daha tehlikeli boyutlar içermiştir. Kaldı ki Türk milleti her şeyin farkındadır. Ülkemizin salgına yenilmesini, depremde aciz düşmesini, ekonomik saldırılara boyun eğmesini, bu suretle yönetilemez hale gelmesini isteyen, dileyen, hedefleyen iç ve dış mihrakların foyaları ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin karşısında sipere girenlerin figüranı oldukları kirli senaryonun mesafe alması, sonuç vermesi hiç kuşkusuz muhal bir hayal, münhal bir hevestir. Siyasetleri enkaza dönenlerin, zillete gömülenlerin milli birlik ve kardeşlik ruhunu yaralamaları mümkün değildir” diye konuştu.

    ‘HER ŞEY ORTADADIR’

    Bahçeli, CHP’nin tahrikleri, taciz ve tahrip çabalarının nafile bir gayret olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Türkiye düşmanlarıyla devamlı ilişki ve irtibat halinde bulunan, siyaset kabloları ve karar organları yabancıların denetim ve kontrolüne geçen CHP’nin ve diğer zillet yedeklerinin husumet taktiklerine, hayasız provokasyonlarına ne aldanacak ne de kanacak vardır. Ülkesini kötülemek için bu kadar iştahlı olan dünya üzerinde pek az muhalefet partisi olduğu bir başka acıklı gerçek olarak karşımızdadır. CHP’nin yalancı sözcülerinin mumu yatsıdan önce sönmüştür. Hiçbir milli ve manevi konuda milletimize tercüman olamayan, olmayı da düşünmeyen CHP’nin depremin enkazı üzerine kurmak istediği istismar kumpası bozguna uğramıştır. Üstelik haksız yere partimizi suçlayan, hükümeti töhmet altında bırakan, devletle vatandaş arasında güvensizlik uçurumu oluşturmaya çalışan omurgasız CHP’nin melanet oyunu temelinden bozulmuştur. Aslında İzmir’de enkaz altında kalan CHP zihniyetinin belediyecilik anlayışı olduğu belgelenmiştir. Hiç kimse bu yalın gerçeği inkâr etmeye kalkışmamalıdır. Çünkü her şey ortadadır.”

    ‘İLKELİ TAVRIMIZ ASLA DEĞİŞMEYECEKTİR’

    MHP’nin her zaman ve her şart altında milletin ve vatandaşların yanında olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Bu tutarlı ve ilkeli tavrımız asla değişmeyecektir. Sözümüz milletin sözü, tarihin seslenişidir. Özellikle ifade etmek isterim ki; küresel ve bölgesel sorunların yaygınlık kazandığı, felaketlerin birbirine eklemlenip yoğunlaştığı bugünkü insanlık döneminde nifak çıkarmak art niyetliliktir. Dedikodu yapmak suçluluk telaşındandır. Siyasi dolandırıcılıktan nemalanmayı amaçlamak da ülkemiz aleyhine son derece mahsurlu gelişmelere davetiye çıkarma gayesidir. Depremi, salgını, Doğu Akdeniz’deki tehditleri, terörizmin kanlı eylemlerini, AB’den ABD’ye, Orta Doğu’dan Kafkaslar’a uzanan geniş alanda Türkiye’nin milli ve manevi haklarını hedef alan zalim planları ancak ve ancak milli birlik şuuruyla göğüslemek yegâne öncelik olmalıdır. Bir olmazsak, biz olmazsak, tek nefes, tek bilek, tek yürek olamazsak cephemiz sarsılacaktır.”

    ABD’DEKİ BAŞKANLIK SEÇİMİ

    Bahçeli, ABD Başkanlık beçimi analiz ve yorumunun isimler bazında değil, Türkiye’nin hak ve çıkarları ekseninde yapılması gerektiğini savunarak, “Ülkemiz açısından ABD’nin yeni başkanının kim olacağı sorusuna cevap aramaktan daha çok, seçilen kişinin uygulayacağı politikaların çerçevesi, bunun bölgemize yansımaları, milli varlığımıza yönelik etkileri değerlendirilmeli, öncelikle ele alınmalıdır. ABD’nin başkanlık seçimleri elbette hem ülkemizi hem de bütün dünyayı yakından etkileme kapasitesi taşımaktadır. Ancak Biden’den daha çok Biden’ci, Trump’tan daha çok Trump’çı olmak yanlıştır, marazidir, icazetli ve ipotekli bir kafanın çelişkisidir. Hangi ülke olursa olsun, siyasi ve stratejik kavrayışına o ülkenin parametrelerinden ve hedef prizmasından değil, başkent Ankara’nın görüş menzilinden, ağırlık merkezinden bakmak Türkiye adına milli ve tarihi bir mükellefiyettir” dedi.

  • MHP’nin gündemi İzmir depremi oldu

    MHP’nin gündemi İzmir depremi oldu

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi istismarın dibini boylamış, siyasetlerini maskaraya çevirmiştir. Deprem enkazı üzerinde siyaset yapayım derken hamaset ve hamakat çukuruna yuvarlanmışlardır.” dedi.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İzmir’e “gavur” benzetmesi yapanların, depremle ilgili şerefsiz yorum getirenlerin vatana, millete, ülkeye kast etmiş hainler olduğunu ifade etti.

    Yakalanan Türkiye düşmanları hakkında gerekli her türlü cezai işlemin yapılmasını isteyen Bahçeli, “Bunun yanında, CHP Genel Sekreteri’nin çadırlar üzerinden İzmir Belediyesini övüp AFAD’ı kötülemesi, bir başka CHP’linin ‘Kendi binalarının güvenliğini sağlayamayan devlet kendi vatandaşlarının canını nasıl koruyacak’ sorusunu sorması hakikaten utanç vesikasıdır.” diye konuştu.

    İzmir’de 4 ayrı merkezde bin 40 çadır kurulmuşken, bin 430’nun kurulum çalışması devam ederken, üstelik hiç kimseye evinin hasarlı olup olmadığı sorulmazken, CHP’lilerin asılsız ve temelsiz sözlerinin maksadının ne olduğunu öğrenmek isteyen Devlet Bahçeli, “CHP yönetimine soruyorum, sizde hiç mi izan, hiç mi insaf, hiç mi vicdan kalmadı? Bu kadar mı küçüldünüz? Bu kadar mı düştünüz?” ifadelerini kullandı.

    “Bir diğer asıl ve ana sorunun ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumu” olduğunu belirten Bahçeli, “CHP Genel Başkanı’nın depremden bir gün sonra afet alanına gidip siyasi propagandaya heves etmesi, mücadelenin merkezine İzmir Büyükşehir Belediyesini yerleştirmesi bir defa gafillik, ahlaki çarpıklık ve siyaset ayıbıdır.” değerlendirmesini yaptı.

    İzmir feryat ederken partizanlık yapmanın Kılıçdaroğlu’na ne kazandırdığını soran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Başı göğe mi ermiş, ayağı göle mi dönmüştür? Bu nasıl bir sorumsuz üslup, nasıl çiğ ve ucube savrulma halidir? Kahramanca mücadele eden AFAD, JAK, UMKE, AKUT, İnsani Yardım Vakfı ekiplerine, Soma’dan kalkıp gelen madencilere ne diyeceğiz? Bakanlıklarımızın fedakarca çalışmalarını nereye koyacağız? Görevlerini cansiperane yapan askerlerimizi, göz pınarlarından akan yaşlarla taş yığınlarını, moloz kalıntılarını bir umutla kaldıran kurtarma ekiplerimizi, hatta enkazı koklaya koklaya hayat kurtaran köpeklerimizi ne yapacağız? Sorarım sizlere haklarını nasıl ödeyeceğiz?

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının yerine getirmesi gereken görevlerini yapması lütuf mudur, bağış mıdır, ödül müdür? CHP Genel Başkanı neyi ima ve ihsas etmenin arayışındadır? Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasına fitne sokmakla, ayrım varmış gibi sunmakla neyi amaçlamaktadır? Çorba dağıtmak tamam da ya arama kurtarma ekiplerinin çabalarını ne yapacağız, nasıl yorumlayacağız? Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi istismarın dibini boylamış, siyasetlerini maskaraya çevirmiştir. Deprem enkazı üzerinde siyaset yapayım derken hamaset ve hamakat çukuruna yuvarlanmışlardır.

    Kılıçdaroğlu’na ve icazetli kurmaylarına büyük halk ozanımız Yunus Emre’nin şu dizeleriyle sesleniyorum; ‘Bir bahçeye giremezsen durup seyran eyleme, bir gönül yapamazsan yıkıp viran eyleme.’ Bir şey biliyorsanız konuşun ibret alalım, bilmiyorsanız susun da adam sanalım. İnsan vardır, heybesinden zarafet ve lezzet akar, insan vardır, testisinden yalnızca çamur ve cehalet sızar. Kılıçdaroğlu çok dinleyenim var diyorsa, hemen sevinmesin, hemen havaya girmesin, ucuz malın alıcısı olmaz, ucuz etin yahnisi yenmez. Ne güzel söylemiş Hz. Mevlana: ‘Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.’ ‘Karga çöplüğe, bülbül de güle götürür.’ Aynı Kılıçdaroğlu’nun, felaketin harabesi maşeri vicdanda kor gibi dururken, toplanan deprem vergileriyle ilgili yeni bir tartışma başlatması, bunun peşine tekraren düşmesi hiç kimse açısından sürpriz olmamalıdır.

    CHP demek karanlık demektir, CHP demek uçurum demektir, CHP demek millete tepeden bakan kibir saltanatı, kifayetsiz muhterislik, aldatma ve yalan makinesi demektir. Bu kireçlenmiş zihniyetin yaptığı tek şey milletin sırtına hançer sallamaktır.”

    “Önümüzde meşakkat dolu bir süreç vardır”

    Felaketlerle mücadele eden Türkiye’nin bir yandan da vahim bir salgına karşı direniş gösterdiğini ifade eden Devlet Bahçeli, Kovid-19 salgınının dünya genelinde tekrar tırmanışa geçtiğini söyledi.

    “Anlaşılan önümüzde meşakkat dolu bir süreç vardır.” diyen Bahçeli, ülkelerin yeniden kısıtlama tedbirlerini devreye aldıklarını hatırlattı.

    Nefretin veba gibi yayıldığı bir ortamda Çin’in Vuhan kentinde nasıl çıktığı, nasıl ürediği hala muammalı olan bir virüsün kısa süre içinde insanlığı kuşattığını dile getiren Bahçeli, “Onlar ne yapar bilemem ama biz bu virüsü inşallah yeneceğiz. Bu virüse boyun eğmeyeceğiz. Ancak bizim de düşünmemiz, sorgulamamız, gerekirse özeleştiri yapmamız gereken pek çok şey olduğu açıktır. Sahte içkiden ölümlere bakınız, ihtilafların derinleşmesine, terör saldırılarına, cinayet, tecavüz ve taciz haberlerinin sıradanlaşmasına lütfen dikkat ediniz. Bunları normal karşılamak hiç mümkün mü?” diye sordu. Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Bugünler geçer, döviz iner çıkar, enflasyon düşer kalkar, faiz derseniz onun da beli bükülür, ama birbirimizi kaybedersek, birbirimize çatık kaşlarla bakarsak, sıkılı yumruklarla mukabele edersek, coğrafyayı vatan yapan ruhumuzu emin olunuz kaybederiz.

    Devlet kurmakla övünelim, ama geride yıkılan 16 Türk devletinden de ders alalım, sonuç çıkartalım. Misafiri olduğumuz bu dünyada birbirimizin külüne bile muhtacız. Mutabakat varken münakaşa ayrık otudur. İttifak varken ihtilafa düşmek akıl noksanlığıdır. Toplumsal güveni ayakta tutmak varken kuşku ve kuruntuya yaslanmak ahmaklık işaretidir. Siyaset demokratik bir rekabettir. Nezaket ister, samimiyet ister, mertlik ister, adamlık ister, hadim ve halim bir şahsiyet ister, hepsinden önemlisi de vatan ve millet sevgisini vazgeçilmez değer addeder. Bunlardan mahrum olanların siyasetleri ise çürük tahtaya çivi çakmaktan farksızdır.

    Kovid-19’la mücadeleye hep birlikte katılırsak, kurallara aynen uyarsak, tedbirlere azami ölçüde riayet edersek cephemiz yıkılmayacak, varlığımız zarar görmeyecektir. Maske-mesafe-temizlik şartlarına bağlılık devamlı vurgulanırken, boğaza nazır mekanlarda cadılar bayramı düzenleyip vur patlasın çal oynasın demek en hafif tabirle pespayeliktir. Cadı olmak için bayrama falan ihtiyaç yoktur. İnsan ve toplum sağlığını riske atmak en vahim cadılık ve canilik değil midir? Bir insanının vebaline ortak olmanın izahı nasıl yapılacaktır? Şımarık bir şekilde davranarak hastalığı bulaştırmak cinayet olmayacak mıdır? Maskeyi vicdana değil yüze takmak, mesafeyi ahlaki duyarlılıklara değil karşımızdaki insanlara geçici olarak koymak hepimizin görevidir. İnancımıza göre, temizlik imandandır, insan yaratılmışların en şereflisidir. O halde, biz bu Kovid-19’u alt ederiz, bu virüsü kesinlikle ezer geçeriz. Aşıysa inşallah buluruz, olmuyorsa bulanlardan alırız, gene de Kovid’e ‘tamam’ demeyiz. Hükümetimize, Sağlık Bakanımıza ve Bakanlık personelimize sonuna kadar güveniyor, hepsine teşekkür ediyoruz.”

    “Karabağ, pazarlık konusu yapılmamalı”

    Azerbaycan’ın haklı ve inanmış mücadelesinin günbegün sonuç aldığını belirten Bahçeli, Dağlık Karabağ’ın işgalin zincirlerinden hızla azat edildiğini söyledi.

    Bahçeli, terör devleti Ermenistan’ın yine sivillere misket bombalarıyla, füzelerle saldırarak kansızlığının ve katilliğinin gereğini yaptığını ifade ederek, “Ne yapsalar boşunadır, Dağlık Karabağ Türk’tür, Türk kalacaktır.” dedi.

    “Çözüm olur mu olmaz mı bilemeyiz ama bize göre kesin çözüm askeri başarıdan sonra siyasi ve diplomatik müzakerelerle sağlanacaktır.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Geçtiğimiz Nevruz Günü’nde PKK’lılarla halay çeken Paşinyan’ın sonu yaklaşmaktadır ve akıbeti terörist yoldaşlarıyla birlikte aynı karanlık dehlizdir. Karabağ Türk’tür, Azerbaycan’dır, emanettir, ecdadın yadigarıdır. Pazarlık konusu yapılmamalı, Türk milletinin fedakarlıklarıyla hak sahibine geçmelidir.” diye konuştu.

  • Bahçeli, sözleri unuttu… Önce duraksadı sonra kendi de güldü

    Bahçeli, sözleri unuttu… Önce duraksadı sonra kendi de güldü

    MHP Grup Toplantısı’nda Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin hedefinde CHP, İYİ Parti ve HDP vardı.

    Partisinin askıda ekmek projesini eleştiren 3 partinin genel başkanlarına seslenen Bahçeli, “Dünyanın her ülkesinde her yerinde muhtaçlık yaşayan temel ihtiyaçların temininde zorluk çeken mesela ekmek alamayan ekmeğe ulaşamayan insanlar vardır, bilinmektedir. Zilletin yüksek voltajına çarpılanlara sesleniyorum: Nasıl olsa ekmek derdiniz yok. Ekmeğin peşinde olan vatandaşlarımızla ilgili bir kaygınız da yok. İşleriniz tıkırında, küpünüz dolu, keseniz şişkin, keyfinize diyecek yok.” dedi.

    “PASTAYA ALIŞKIN OLMADIĞIMIZ İÇİN”

    Bahçeli, muhalefet liderlerinin ekmek değil, pasta derdinde olduğunu söylerken “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünü hatırlayamadı.

    Pastaya alışkın olmadığını aktaran Bahçeli, “Paris’te herhalde… Ney o, Paris’te ney, birisi bir şey dedi. Ekmek değil de… Pasta! Paris’te sokma yemeyen şey yemeye hazırlanıyor. Pastaya alışkın olmadığımız için… Dilimiz dönmüyor.” diye konuştu.

  • Bahçeli’den ‘Askıda Ekmek’ açıklaması

    Bahçeli’den ‘Askıda Ekmek’ açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘Askıda ekmek’ kampanyası siyasal bir tepki veya eleştiri değil manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliğidir. Kampanyamızı eleştiren odakların milletimizin ekmeğine göz koyan, ekmeğinden çalmak için bahane hazırlayan kriz tacirleri olduğu açıktır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, geçen hafta İstanbul Ticaret Odası’nca alınan kararla ekmeğin satış fiyatının arttığını, bu durum karşısında parti olarak özellikle İstanbul’da ‘askıda ekmek’ kampanyası başlattıklarını hatırlattı. Dar ve orta gelirlilere destek olmak için kampanyayı başlattıkları anımsatan Bahçeli, şunları söyledi:

    ‘Askıda ekmek’ kampanyası siyasal bir tepki veya eleştiri değil manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliğidir. Biliyoruz ki bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz. Vatandaşlarımızın evinde ne piştiğini, sofraya neyin koyulduğunu, ekmeğin olup olmadığını düşünmek, mesele etmek, bununla da ilgilenmek insani ve İslami mükellefiyetimizdir. Biz askıya ekmek koyduk, şu işe bakınız ki ekmeksizler birer birer saklandıkları delikten fırlayarak ortalığa çıktılar. Vay ekmeksizler vay, milletimizin ekmeğine bile göz koyacak kadar nankörsünüz, milli ve manevi hasletlere tahammülsüzlük gösterecek kadar da namertsiniz. Bunlar her fırsatta ya ekonomiyi kötülerler ya Türkiye’yi kötü gösterirler ya da milletimize korku aşılayıp küresel dayatmalara refakat ederler. Bir elleri yağda diğer elleri baldadır ne ekmeği bilirler ne yoksulu tanırlar ama sıra istismara geldi mi dikiş ve fren tutmazlar. Türkiye ekonomisi gücüne güç katacak, yegâne sermayesi dedikodu ve felaket tellallığı olan tüm art niyetli siyaset bezirgânlarını ters köşeye yatıracaktır.”

    ‘İSTESİNLER ONLARA DA EKMEK GÖNDERELİM’

    Kampanyayı eleştirenlerin, ne ekonomiden anladıklarını ne milli kazanımlara sevindiklerini ne de insan onuruna sahip çıktıklarını savunan Bahçeli, “Askıya ekmeğin koyulmasını milletin açlığa mahkum edilmesi, diye gören ve gösteren siyasi devşirmeler bizim nezdimizde sadece erdemsiz ve cibilliyetsiz değil aynı zamanda da ekmeksizdir. Bizi eleştiren şarlatanların evlerinde ekmekleri yoksa dolambaçlı yollara sapmasınlar, fitneye tevessül etmesinler, babayiğitçe söyleyip, dosdoğru talep edip bizden ekmek istesinler, layık değilseler bile onlara da gönderecek cömertlik bizde vardır. Aç kalmasınlar, açıkta yatmasınlar sonra onun bunun eline düşüyorlar, esaret altına giriyorlar. Bunlar, yağmurun hemen ardından biten zehirli mantar gibiler. İstiyorlar ki daima felaket yağsın, her felaketi bir diğeri takip etsin. Bu küstahlar, ekmeksizleriyle vefasızlıklarıyla döneklikleriyle Türkiye düşmanlarının içimizdeki Truva atı halinde sivrilip milletimizin hafızasına kazınmışlardır” diye konuştu.

    ‘EKMEKTEN ÇALMAK İÇİN BAHANE ARAYAN KRİZ TACİRLERİ’

    “Türkiye’de adalet, insan hakları, demokrasi askıda değildir; aksini iddia eden siyasi dolandırıcı, siyasi yağmacıdır” diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

    “‘Milliyetçilik askıya ekmek koymak değildir’ diyen ekmeksiz, sen nereden bilirsin milliyetçiliği, ne ilgin ve irtibatın var milletle ve milliyetle? Be hey şaşkın, aşı ekmeği, milleti milliyetçiliği bırak da sana talimat veren, seni kafese sokan, ayağına pranga vuran karanlık lobilere, yabancı efendilerine takla atmaya, şirinlik yapmaya devam et. Nasıl olsa en iyi yaptığın iş budur. Dün önüne koyulan çanağı bugün deviren, yediği ekmeğe ihanet eden kimliksizlerin zilletin askısında nasıl eridiklerini, nasıl rezil olduklarını görecekleri günler yakındır. ‘Askıda ekmek’ kampanyamızı eleştiren odakların milletimizin ekmeğine göz koyan, ekmeğinden çalmak için bahane hazırlayan kriz tacirleri olduğu açıktır.”

    ‘BİZDEN HABERSİZ BİR KUŞUN HAVALANMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’

    Bahçeli, Karadeniz’deki doğal gaz keşfinin 405 milyar metreküpe ulaşmasına ilişkin ise “Enerjide dışa bağımlılığı azaltan bu keşif sonucunda kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan her insanımız ziyadesiyle memnuniyet duymuştur. Bu gelişmeler karşısında yüzleri asılan, canları sıkılan, moral seviyeleri inişe geçen ekmeksizler hemen kendilerini ele vermişlerdir. Mücadele eden, müdahale eden zamanlama yanlışına müsaade etmeyen bir ülke olarak Türkiye, bölgesel ve küresel olayların aktif, etkili sözü ve nazı geçen güçlü bir takipçisidir. Artık bizden habersiz bir kuşun havalanması söz konusu değildir” dedi.

    ‘DAĞLIK KARABAĞ’IN ASIL SAHİBİNE GEÇME ZAMANI GELİP ÇATTI’

    MHP lideri Bahçeli, Dağlık Karabağ meselesinin sıradan bir mesele olmadığını, işgalci unsurun Ermenistan olduğunu kaydetti. Türkiye ile Azerbaycan’ın ‘tek millet iki devlet’ olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

    “Mefkure bir tohumdur, filiz filiz büyüyüp çınar olacağı yer milletin engin yüreğidir. Tohum çatlayalı çok olmuş, mefkure güneş gibi doğmuş, mazlumların gözyaşıyla ıslattığı, kanlarıyla suladığı Dağlık Karabağ’ın asıl sahibine geçmesinin zamanı gelip çatmıştır. Doymak ve kanmak bilmeyen zalimlerin bu gerçeği engellemeye ne güçleri ne de takatleri yetecektir. Ermenistan hem korkak hem hain hem de savaş suçlusudur. Sivilleri öldürerek Azerbaycan Türklüğü arasında korku yaratmaya çalışmaktadır. Ermeni katiller geçmişteki alçak saldırılarına yenilerini eklemektedir. Soykırımcı Ermenistan işbaşındadır.”

    ‘BU SUSKUNLUK TÜRK’E YAKIŞIYOR MU?’

    Diğer Türk cumhuriyetlerinin Dağlık Karabağ konusundaki sessizliğini eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Bu suskunluk, bu durgunluk Türk’e yakışıyor mu? ‘Türkiye’de sokak ve toplum hazır ama buna uygun hareket edecek muhalefet yok’ diyen görevli ve provokatör gazeteci artıklarının kaosa el sallamalarını, iç karışıklığa umut bağlamalarını da dikkatle izliyoruz. ‘Sokak hazır’ diyerek aba altından sopa gösteren Soros uşakları, millet iradesiyle demokrasi onurunu yok saymalarının bedelini çok ağır ödeyeceklerdir. Şu kadar ki bizim kararlılığımız ve meşru hazırlığımız karşısında yılan dillerini yutmaktan başka seçenekleri asla olamayacaktır. Diyoruz ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Bunu biliyor, buna inanıyor, bunu haykırıyoruz. Türk’ün feryat ettiği bir ortamda, bir başka Türk’ün buna duyarsız kalması abesle iştigaldir. Hadi Kıbrıs davasında sesiniz çıkmıyor. Hadi Kerkük’ten habersizsiniz bari Dağlık Karabağ’da taraf olun, üstelik hakkın ve hakikatin safında yer alın. Haklı olan ülke, mağdur olan ülke Azerbaycan’dır. Toprak bütünlüğü ve egemenlik çıkarları suikasta uğrayan ülke de Azerbaycan’dır. Haksızlık karşısında susmak tarihi hata, elim ve trajik bir acziyettir. Dağlık Karabağ’da zafer Azerbaycan Cumhuriyeti’nin olmalıdır. İşgalci Ermenistan 30 yıla yakındır kirlettiği topraklardan derhal çekilmelidir. Sivilleri katlederek ulaşacağı hiçbir yer yoktur. Hangi coğrafyada yaşarsak yaşayalım, Türk milletinin şerefli mensupları olarak, haklı ve meşru mücadele şartlarının gereği her neyse hesap yapmadan, tereddüde kapılmadan yerine getirmek zorundayız. Biriz, beraberiz, hep birlikte Türklüğün eğilmez başı, bükülmez kolu, kesilmez nefesiyiz, nitekim kocaman bir aile olan büyük Türk milletiyiz.”

    ‘TAVİZ DEĞİL MİLLİ DURUŞ KAZANDI’

    Bahçeli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) seçimini kazanan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı tebrik ederek, “KKTC Cumhurbaşkanı Seçimi’nde bahis oynayan kumandalı anket şirketleri hezimet yaşayarak vahim şekilde çuvallamışlardır. Kamuoyu araştırma şirketlerinin güvenirlikleri sıfırlanmıştır. Hepsi nal toplamış, tahminlerinde yanılmış, kamyon farı görmüş tavşan gibi donup kalmışlardır. Bizim beklentimiz şudur. ‘Eğer Kıbrıs’taki seçimleri Türkiye’nin desteklediği Ersin Tatar kazansın, ben bu mesleği bırakacağım’ diyen hangi anketçi varsa artık işini tasfiye ederek sözünü tutmasıdır” dedi.

    Seçimde cesaretin kazandığını vurgulayan Bahçeli, “Taviz değil milli duruş kazanmıştır. Zillet değil millet kazanmıştır. Rum tezleri değil Türk’ün muteber iradesi kazanmıştır. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” diye konuştu.

    ‘IŞIKLAR YANIYOR, DİYENLER YARIM AKILLARINI BAŞLARINA ALSIN’

    MHP lideri Bahçeli, KKTC’nin tanınması, uluslararası toplum nezdinde kabulü, aynı şekilde egemen bir devlet halinde varlığı ve sürekliliğinin mutlaka sağlanacağını, gecikmiş adaletin yerini bulacağını söyledi. Bahçeli, “Lefkoşa Ankara’nın ikiz kardeşidir. KKTC Doğu Akdeniz’deki son siperimiz, son savunma hattımızdır. Kıbrıs demek vatan demektir, Türk demektir, ecdat demektir. Kıbrıs demek, Akdeniz’deki sönmeyen millet ışığı demektir. Ne var ki ‘Işıklar yanıyor’ mesajıyla kafalarında yer etmiş darbe özlemlerini sosyal medya kanalıyla paylaşan sorumsuzların ışığı yakanın da kapatacak olanın da sadece ve sadece aziz millet varlığı olduğunu bilmeleri, yarım akıllarını başlarına almaları hem tavsiyemiz hem de ikazımızdır” dedi.

  • Bahçeli ‘askıda ekmek’ kampanyası başlattı

    Bahçeli ‘askıda ekmek’ kampanyası başlattı

    MHP, ekmek fiyatlarındaki artışa tepki olarak askıda ekmek kampanyası başlattı. MHP Lideri Bahçeli, “Hali vakti yerinde her vatan evladı, kendisine en yakın ekmek fırınına gitmeli, eğer 2 ekmek alacaksa 3 ekmek parası ödemeli. Komşusu açken tok yatan bizden değildir” dedi.

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) komisyonunda alınan karara göre, İstanbul’da ekmeğin kilogram fiyatı 6.25 Türk lirasından 7.50 Türk lirasına çıktı. 200 gram ekmek 1.25 Türk lirasından 1.50 Türk lirasına, 240 gram ekmek de 1.50 Türk lirasından 1.75 Türk lirasına yükseldi. MHP de ekmek fiyatlarındaki artışa tepki olarak askıda ekmek kampanyası başlattı.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ekmek fiyatlarındaki artış dikkatle takip edilmeli. Bu sebeple ‘askıda ekmek’ projesini başlatıyorum. Hali vakti yerinde her vatan evladı, kendisine en yakın ekmek fırınına gitmeli, eğer 2 ekmek alacaksa 3 ekmek parası ödemeli. Unutmayalım ki inancımız ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ esasına dayanmaktadır” dedi. MHP teşkilatları da askıda ekmek kampanyası başlatıldığını duyurdu.

    MHP İstanbul İl Başkanlığı da Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, ”Komşusu açken tok yatan bizden değildir. Hadis-i Şerif Tüm teşkilat mensuplarımızla, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ‘Askıda Ekmek’ kampanyasına iştirak ediyoruz” ifadelerini paylaştı.

    2018’DE DE YAPMIŞTI

    Bahçeli 2018 yılında da ekmeğe yapılan zamların ardından ‘askıda ekmek’ kampanyası başlatmış, “Askıya koyulan her ekmek mazlumları sevindirecek, masumları şevklendirecek, sofraları şenlendirecektir. Bunun yanında Türk-İslam kültürünü gelecek nesillere gurur ve şuurla taşıyacaktır. Askıya ekmeği koyalım arşa Türk emek ve erdeminin damgasını vuralım” demişti.

  • RTÜK’ten Halk TV’ye ‘Devlet Bahçeli’ cezası

    RTÜK’ten Halk TV’ye ‘Devlet Bahçeli’ cezası

    Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca (RTÜK), Halk TV’deki bir canlı yayın programında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik sözler dolayısıyla yayıncı kuruluşa idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

    Edinilen bilgiye göre, Üst Kurul, haftalık olağan toplantısında, Halk TV hakkında hazırlanan izleme raporunu görüştü.

    Halk TV’de yayınlanan “Şimdiki Zaman Siyaset” isimli programı değerlendiren Üst Kurul, yayın konuğunun ifadelerini inceledi.

    Üst Kurul, konuğun canlı yayında sarf ettiği “Ankara’nın Tabipler Odası, dört bin tane vaka görüyoruz Ankara’da sadece, diyor. Oradan Bahçeli çıkıyor diyor ki, ‘Tabipler Odasını kapatmamız lazım, Anayasa Mahkemesi’ni kapatmamız lazım. İmparatorluk mu kuruyorsun lan. Ne biçim böyle bir şey olabilir mi ya?” şeklindeki ifadelerinin eleştiri sınırlarını aştığını tespit etti.

    Yayında geçen argo kelime “lan” ifadesinin şahıstan öteye geçerek, kurum ve temsil edilenlere yönelik ve küçük düşürücü, itibarsızlaştırıcı olduğu kanaatine varan Üst Kurul, yayıncı kuruluşun, 6112 sayılı Kanun’un ilgili maddesinde yer alan, “Yayın hizmetleri, insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” hükmünü ihlal ettiğini belirledi.

    RTÜK, Halk TV’ye idari para cezası müeyyidesi uygulanmasına karar verdi.

  • Bahçeli: Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır

    Bahçeli: Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP’nin genel seçimlerin zamanında yapılmasından, sandığın 2023 Haziran ayında kurulmasından yana olduğunu belirterek, “Bu tutarlılığımızı ve kararlılığımızı muhafaza edeceğiz. Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır.” dedi.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hatay ve Kahramanmaraş’ta insanları evsiz bırakan, tarım arazilerini çöle çeviren, ağaçları yakıp yıkan, bitkileri, hayvanları katleden yangının son zamanların en trajik olayları arasında yer aldığını ifade etti.

    Devamında Osmaniye ve Trabzon’da da orman yangınlarının görülmesinin büyük bir kayıp ve üzüntüye yol açtığını belirten Bahçeli, yangınların nasıl çıktığıyla ilgili araştırma ve incelemelerin doğal mecrasında devam ettiğini söyledi.

    “Ağacımıza, doğamıza, insanımıza kim ya da kimler sabotaj yapmışsa bulunup en ağır şekilde cezalandırılmaları ertelenemez bir hedeftir.” diyen Bahçeli, “Bilindiği üzere, bölücü terör örgütü 2019 yılında ‘ateşin çocukları insiyatifi’nin kurulduğunu, bu hain grubun çakmak ve kibritle mücadele edeceğini duyurmuştu. Bu teröristler Hatay’daki sözde kutsal ateşi de selamlamışlar ve yangınların sorumluluğunu üstlenmişlerdir. Ateşin böyle nesebi gayri sahih çocukları var mı bilemeyiz. Fakat bildiğimiz bir şey varsa o da şudur: Bunlar iblisin çocukları, ifritin çaşıtları, ihanetin çakallarıdır. Kimin çocukları oldukları esasen meçhul olan bu şerefsizlerin kısa sürede yakalanıp yaktıkları kadar yakılmaları, dahası yaptıkları her türlü kötülük ve menfur eylemlerden dolayı hesaba çekilmeleri en acil hukuk ihtiyacıdır.” değerlendirmesini yaptı.

    Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Dün emzikli bebeklerimize kurşun sıktılar, bugün ormanları yakıp canlıları ateşte kavurdular. Dün sözde öz yönetim ilanlarıyla vatanımızın bir bölümünü işgale kalktılar, bugün ağaçlarımıza, kuşlarımıza, yeşil bitki örtümüze nefret saçtılar. Dün masum insanlarımızı, Mehmetlerimizi, polislerimizi, korucularımızı katlettiler, bugün de aynı yerdeler. Hazin gelişmeler karşısında aydın müsveddelerinin tepkilerini duyanınız oldu mu? Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin haktan ve hakikatten yana tavrını göreniniz oldu mu? Savaşa hayır bildirileri hazırlayıp çözülmeye, çürümeye ve çöküşe boyun eğmemizi isteyen aklı ve kalbi esirleşmiş iş birlikçi güruhun itirazına tesadüf edeniniz oldu mu? Peki, terörist Demirtaş’ın hakkındaki iddiaları göğsüne asacağı şeref madalyası gibi gören CHP Genel Başkanı’ndan ses çıktı mı? Bırakınız büyüğünü, en küçük bir sitem işitildi mi? Kılıçdaroğlu, şereften ne anlıyor, şeref deyince aklına ve hatırına ne geliyor? Hayata ve doğaya kast eden hainlerin elebaşı Demirtaş’la ilgili nazlı nazlı kahvaltı rezervasyonu yapanlar, evlerinin kapılarını açmak için hazır kıta bekleyenler, sorarım sizlere, nasılsınız, iyi misiniz?

    Terör seviciler, terörist hayranları, eğip bükmeden, istismar ve inkara yeltenmeden şu soruma da cevap vermelidirler: Geçtiğimiz hafta, Ağrı Doğubayazıt’ta şehit düşen ve gelecek ay evlenecek olan Çorum İskilipli Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Emre Dokumacı’nın muhterem annesine, babasına, hatta al bayrağa sarılı tabutuna kapanıp ağlayan nişanlısı Hatice Karagöz evladımıza ne diyecekler? Ne anlatacaklar? Onların gözlerinin içine hangi cesaretle bakabilecekler? Teröriste terörist diyemeyen bize göre teröristtir. Hainlere arka çıkan, kol kanat geren, bununla yetinmeyip siyasi iş birliğe heves eden kim varsa dökülen kanda, yanan ormanda, yıkılan umutlarda payları ve parmak izleri olan namertlerdir.”

    Bahçeli, bütün imkanlar seferber edilerek facianın yaralarının sarılacağına, zarar ve ziyanların gecikmeye mahal bırakmadan telafi edileceğine inandığını belirterek, “Unutmayınız, tüm ağaçlarımızı yaksalar da fidan dikecek toprağımız vardır; topraklarımız susuz kalsa da hamd olsun sulayacak kanımız vardır.” dedi.

    “Terazi var tartı var, her şeyin bir vakti var”

    Devlet Bahçeli, konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendisine yönelik “erken seçim çağrısı yapma” önerisini anımsattı.

    “CHP Genel Başkanı’nın seçim isteği de sipariştir, aynı zamanda hezeyandır.” diyen Bahçeli, “kaçış sendromu” yaşayan Kılıçdaroğlu’nun düne kadar “erken seçime karşı olduğunu” söylediğine işaret etti.

    “Sayın Kılıçdaroğlu ülkemi ve milletimi canımdan aziz biliyor, her şeyden çok seviyorum. Bunu senin teyit ve tayin etmen ne haddindir ne hakkındır. Ancak senden ve zihniyetinden hiç mi hiç hazmetmiyorum.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Seçime gidip ne yapacaksın, nereye ulaşacaksın, sana kimler ne söyledi? Neyi vaat ettiler? Ankara’dan bir Bişkek mi çıkarmayı düşünüyorsun? Buna mı hazırlanıyorsun? Osman Kavala’ya duyduğun sempatinin altında yatan asıl neden Sorosçuların desteğini mi almak?” sorularını yöneltti.

    Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Biz erken seçim talebini söyleyenden daha çok söyletenleri yani sahibinin sesini ve kimliğini merak ediyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, sen ki, KKTC’deki Kapalı Maraş bölgesine bile yabancısın, sanki ilk kez duymuş gibisin, sana bakıp bakıp üzülüyorum, hep çalışmadığın yerlerden sorularla karşılaşıyorsun. Kılıçdaroğlu’na diyorum ki seçimi falan boşver, altının para ettiği bir dönemdeyiz, söz gümüşse sukut altındır, sükut et de biraz kazan. Terazi var tartı var, her şeyin bir vakti var, beklemesini bil. Sakın ha tedbiri elden bırakma, davetsiz gelen döşeksiz oturur. Kulağına küpe olsun, elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez. Hele biraz sabret; gurkun cücüğü güzün sayılır. Bu işlere kafa yorma, seçim meçim derdine düşme; işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol. Göz var izan vardır, bizim görüşümüz açıktır, değişmemiştir. MHP, genel seçimlerin zamanında yapılmasından, sandığın 2023 yılının Haziran ayında kurulmasından yanadır. Bu tutarlılığımızı ve kararlılığımızı muhafaza edeceğiz. Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır.”

    Türkiye’nin 2023 hedeflerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarını inşa ederek, yapısal reformları hayata geçirerek ulaşacağını dile getiren Bahçeli, anket aldatmalarını milletin iradesinin yıkıp geçeceğini kaydetti.

    Bahçeli, “Cumhur İttifakı; inanmış gönüllerin mecmuuyla, yüksek ülkülerin muazzam heyecanıyla, millete adanmış milli ve yerli duruşun manevi hikmetiyle yoluna ve yolculuğuna sonuna kadar devam edecektir.
    Kim aday olursa olsun, hangi partiler zilletin çatısı altına sığınırsa sığınsın, parlamenter sisteme dönmenin hesabını hangi siyasi defolar yaparsa yapsın, nafiledir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaşayacak, geleceğin rotası Cumhur İttifakı’nın fedakarlıklarıyla çizilecektir. MHP, sözünün eridir. 2023’de Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır, Türk milleti Cumhur İttifakı’yla kutlu yarınlara yürüyecektir. Hiç kimse ülkemizin hızını kesemeyecek, ekonomide yıkım ve kriz çığırtkanlığı yapanlara, yalan ve umutsuzluk aşılayanlara aziz millet varlığı icazet vermeyecektir. Türkiye salgını da bertaraf edecek, etrafındaki çemberi de yaracaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Çare yoktur, çözüm kalmamıştır, Dağlık Karabağ masada değil, sahada terör devleti Ermenistan’ın kafasına vura vura alınmalıdır.” dedi.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen haftaki toplantıda, “Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının, ateşkes, diyalog, müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri, şu aşamada tuzaktır, tertiptir, yenilgiye onaydır.” dediğini hatırlattı.

    İki ülke arasında ateşkes çağrıları, diyalog arayışları, masa kurma önerileri, yanlı ve tarafgir arabulucuların baskılarının, Dağlık Karabağ davasını karalamaktan ve kilitlemekten başka manaya gelmediğini vurgulayan Bahçeli, “Neyin ateşkesi, neyin görüşmesi, konu vatan konusudur, konu bağımsızlık onurudur.” ifadesini kullandı.

    Bahçeli, terörist devlet Ermenistan’ın, Dağlık Karabağ’dan çekilmeden, işgal ettiği toprakları hak sahibi Azerbaycan’a teslim etmeden silahları indirmenin, ateşi dindirmenin, masalarda çözüm aramanın, cinayetlerin, rezaletlerin ve zulmetin meşrulaşması anlamına geleceğini söyledi.

    Cephede başarı sağlanmadan, işgal altındaki Türk toprakları özgürleşmeden “ateşkes olsun” demenin, hiçbir şart altında geçerli olamayacağını, Türklüğün vicdanında kabul görmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, “Ermenilerin diplomasiyle, diyalogla, görüşme ve temas trafiğiyle Dağlık Karabağ’ın bütününden çekilmeleri, sadece boş bir hayaldir. O halde, zor oyunu bozacak, güç kullanarak vatan toprakları alınacaktır.” diye konuştu.

    “Ateşkes kararı üzerinde mutabakat, bir tavizdir”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, çatışma alanının Ermenistan sınırları içinde olmadığını itiraf etmesinin, “bir nevi işgalin reddi” olduğunu belirten Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Elbette Azerbaycan’ın ‘evet’ diyeceği siyasi ve stratejik adımlar desteklenmelidir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Ancak Moskova’da kurulan masada çözümsüzlük hali somutlaşmıştır. Ateşkes kararı üzerinde mutabakat, bize göre bir tavizdir. Nitekim pamuk ipliğine bağlı ateşkesi ihlal eden beklendiği gibi Ermenistan olmuştur. Katille pazarlık kurşun, bomba, kalleşlik olarak fatura edilmiştir. Çare yoktur, çözüm kalmamıştır, Dağlık Karabağ masada değil, sahada terör devleti Ermenistan’ın kafasına vura vura alınmalıdır. Dağlık Karabağ kahramanlık ve silah zoruyla Azerbaycan’a geçmelidir. Ateşkes ve diplomatik görüşmeler bundan sonra ele alınmalıdır.”

    Bahçeli, bugün Bakü ve Gence’yi bile tehdit noktasına gelen Ermenistan’ın, bu çatışma sürecinden güçlenerek çıkması halinde, geleceğin Azerbaycan Türklüğü için çok ağır sonuçlara yol açacağını kaydetti.

    Ermenistan’ın, işgal ettiği her yerden önşartsız çekilmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli, “Bakü’yü hedef yapanlar, Erivan’ın da bir gece ansızın bedel ödeyeceğini ne akıllarından ne de kabus dolu anılarından çıkarmamaları hayatları ve güvenlikleri açısından en makul davranıştır. Bizden söylemesi; Türk milleti bilendir, beklenendir, özlenendir, sevilendir, adaletin nişanesidir, dahası zulmün yuvasını dağıtacak devasa kuvvettir.” dedi.

    “CHP kim, Doğu Türkistan’ı savunmak kim?”

    Yaşanılan süreçte Doğu Türkistan meselesinin tekrar gündeme getirilmesinin tesadüf olmadığını söyleyen Bahçeli, “Uygur Türklüğü’nün sorunu kuşkusuz sorunumuzdur. Hak gaspları, hukuk ihlalleri, insani trajediler hiçbir zaman onaylamayacağımız zorbalıklardır. Fakat MHP, karanlık mahfillerde hazırlanıp servis edilen kirli senaryoların zehirli akıntısına kapılmayacak, hiçbir telkine alet olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

    “CHP bize Uygur Türklüğü konusunda parmak sallayamaz, istikamet çizemez, dikte edemez, tavsiye ve tembihte bulunamaz.” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Onlar Moskova yolu gözlerken, biz esir Türklerin davasıyla nefes alıyorduk, Turan ülküsüyle, Türklüğün muzaffer günlerine ulaşma heyecanıyla fikir ve siyaset mücadelesi veriyorduk. Çizgimizde kırıklık yoktur, halen bu azimdeyiz, bu ahlaktayız, bu düşünce namusuna sahibiz. CHP kim, Doğu Türkistan’ı savunmak kimdir? Hele bir de Serok Ahmet var ki gürültü patırdı çıkarmakta üstüne yoktur. Kalkmış bize soru sormuş: Doğu Türkistan’da yapılan zulme niye sessiz kalıyormuşuz? Hızını alamamış olacak ki Doğu Türkistan’ı kaça sattığımızı da sorularının arasına iliştirmiş. Be hey Serok, söylesem anlamazsın, göstersem algılayamazsın, sussam gönül razı değil, yine de şunu bilmelisin ki satmak senin işindir, pazarlamak seninle anılan bir meslektir. Sen Doğu Türkistan’ın haritada yerini bilmiyorken Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in kalbi bu sevdayla çarpıyordu. Sen git Kobanici yoldaşlarınla kucaklaş, ecdadımızın geride kalan türbelerini boşaltmak için sözler ver, gücün yeterse kamyonlara yükleyip kaçabildiğin kadar kaç, belki kurtulur, belki yakayı kurtarırsın. Aklının ermediği konularda yorum yapma, masken düşer; çamurlu yollarda yürüme, üstün başın batar. Ne tuhaf bir haldir ki zilletin ortakları hiç bilmedikleri, uğruna hiç mücadele etmedikleri Doğu Türkistan meselesini gündeme taşıyorlar, istismarla oyalanıyorlar. Çünkü bunların kulaklarına fısıldayan, önlerine talimatname koyan dış mihraklar görev başındadır.”

    KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri

    Bahçeli, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklı mücadelesinden ödün vermeden sağlam duruşunu koruduğunu dile getirerek, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin tekrar mavi sulara açılmasının bu dirayetin, cesaretin, iradenin ezcümle bir neticesi olduğunu söyledi.

    KKTC’de geçen pazar günü gerçekleşen Cumhurbaşkanı seçiminde hiçbir adayın ilk turda yeterli oyu alamadığını, bütün gözlerin bu hafta sonunda yapılacak ikinci tura çevrildiğini anımsatan Bahçeli, “Kıbrıs milli bir davadır. Kıbrıs Türklüğü’nün kararlarına bağlıyız ve saygılıyız. Düşüncemiz ve inancımız odur ki toprak vererek çözüm arayanların KKTC’nin geleceğinde olmaması, Kıbrıs Türklüğü’nü temsil makamına oturmaması tarihi bir görev ve sorumluluktur.” dedi.

    Adil, kalıcı ve kapsayıcı bir barışın önüne Rumların set çektiğini belirten Bahçeli, “KKTC Cumhurbaşkanı seçimini müteakiben kurulacak müzakere masasına, Rumlar iyi niyetle ve ön yargısız gelirlerse ne ala, var olan sorunlar hakkaniyetle çözülebilecektir. Aksi halde müzakere sayfası kapanmalı, masa dağılmalı, herkes ocağında sağ olmalıdır. Federasyon modeli üzerinde yürüyen görüşmelerin sonuç vermediği ortadadır. Eşit ve egemen iki devlet seçeneği yegane çözüm olarak önümüzdedir.” diye konuştu.

    Kıbrıs Türklüğünün milli ve tarihi çıkarları hilafına her ilişki, her irtibat, her anlaşma ve uzlaşmanın kesinlikle yok hükmünde olduğunun altını çizen Bahçeli, “Vatan toprağı vererek çözüm arayan değil, Rumlara şirinlik yaparak ayakta kalmaya çalışan değil, vatana sahip çıkan, Rum oyunlarına aldanmayan ahlaklı ve milli bir cumhurbaşkanı vazgeçilmez bir mecburiyettir, bizim de başımızın tacıdır. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır, çileler, sıkıntılar, işkenceler, kanlı Noeller, ıstıraplı yıllar, şehitler unutulmamıştır, Kıbrıs Türklüğü geleceğini kendi iradesiyle tayin etmeli, geçmiş acılar tekrar yaşanmamalıdır.” değerlendirmesini yaptı.