Etiket: devlet bahçeli

  • Bahçeli: Sistemin devamını sağlayacak reformlar çıkarılmalı

    Bahçeli: Sistemin devamını sağlayacak reformlar çıkarılmalı

    MHP lideri Bahçeli, MHP’nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in Beştepe’deki anıt mezarını ziyaret etti. Okunan Kur’an-ı Kerim’in ardından dua eden Bahçeli, Türkeş’in kabrine kırmızı ve beyaz karanfiller bıraktı ve bakır ibrikle mezara su döktü.

    Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Bahçeli, üzüntülü bir Ramazan Bayramı geçirildiğini söyledi.

    ‘Hüzünlüyüz ama gelecekle ilgili de umutluyuz’

    Türk milletinin, salgının bir an evvel ortadan kalkması için Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun talimatlarına uygun şekilde hareket ederek bu sürecin en zararsız şekilde geçirilmesini sağlama gayreti içinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Milletimizin bu hassasiyetine teşekkür ediyorum. İnşallah Cenabıallah çok kısa bir süre için bu salgından aziz milletimizi ve bütün insanlığı korumuş ve kurtarmış olur. Hüzünlüyüz ama gelecekle ilgili de umutluyuz” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, “Partiler arası milletvekili transferi açıklamalarının ardından Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik yapılabileceği yönünde açıklamanız olmuştu. Partinizin bu yönde bir çalışması var mı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bu konuda bir görüşmeniz oldu mu?” sorusu üzerine şunları kaydetti:

    “MHP, geçmişten bu yana, özellikle de 15 Temmuz, o acı gün, darbe gününden itibaren Türkiye’de demokrasinin normalleşmesi, kökleşmesi, millet olarak huzur ve güvene kavuşması ve siyasi hayatımıza saygınlık kazandırması amacıyla ortaya konmuş olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devamını da mümkün kılacak bazı reformların yapılması gerektiği inancındadır. Bu düşüncelerimizi her defasında ifade ediyoruz. Son gelişmeleri dikkate aldığımız vakit anlaşılıyor ki bu reformlar acilen çıkartılmalıdır. Koronavirüs salgınından sonra, bayram sonrasında Meclisin açılması ve faaliyetlerini sürdürmesi halinde gündeme gelebilecektir. MHP, Siyasi Partiler Kanunu’nun gözden geçirilmesini ve öte yandan birçok ülkenin sosyal ve ekonomik meselelerini çözüme kavuşturacak tedbirlerin bir an evvel alınması için şu ana kadar yaptığı hazırlıkları gündeme getirmek suretiyle bugünkü Cumhur İttifakı çerçevesinde hükümetin önereceği tekliflere tam destek verecektir. İnşallah hayırlara vesile olur.”

  • DEVA’dan MHP’ye cevap geldi

    DEVA’dan MHP’ye cevap geldi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni kurulan partilere dönük sözlerinin ardından başlayan tartışmada DEVA Partisi’nden açıklama geldi.

    Açıklamada, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın katıldığı bir programda Bahçeli’nin sözlerinin sorulması üzerine MHP’nin iktidar ortağı olduğu üçlü koalisyon döneminde yaşanan ekonomik krizin hatırlatıldığı, bugün de yeniden derin bir ekonomik kriz içerisinde olduğu belirtildi, “2001 krizinde iktidar ortağı olan Bahçeli, bugün yine iktidar ortağıdır” denildi.

    Türkiye’nin her geçen gün fakirleştiği, devlet kurumlarının zafiyet içine düştüğü belirtilen açıklamada, “Böyle bir ortamda iktidar ortaklarından beklenen laf üretmek değil, iş üretmektir. İktidar ortaklarının görevi mazeret veya düşman aramak değil, çözüm üretmektir. Türkiye’nin içi boş tartışmalarla kaybedecek vakti yoktur” denildi.

    ‘HERKES EN İYİ BİLDİĞİ İŞİ YAPACAK’

    MHP Genel Başkan Yardımcılarının açıklamalarının hakaret ve iftiralardan ibaret olduğu belirtilen açıklamada şunlar ifade edildi:
    “Biz ülkemizin böyle çirkin bir dili hak etmediğini düşünüyoruz. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak yola çıkarken de söylediğimiz gibi siyasi mecrada hakaret, iftira ve boş polemiklere tevessül etmeyeceğimizi bir kere daha hatırlatıyoruz. Bazıları alışkanlıkları gereği kavgadan, husumetten, hakaret ve iftiradan nemalanmaya gayret edebilir. Herkes en iyi bildiği işi yapacaktır. Biz DEVA Partisi olarak, kendi alanında her biri ayrı bir başarı hikâyesine sahip olan partililerimizle gece-gündüz Türkiye için çalışıyoruz, üretiyoruz. Ülkemizin demokrasi, insan hakları, adalet ve ekonomi alanında içine düşürüldüğü bu durumdan çıkması ve her alanda ilerlemesi için tüm çabamızla çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız her şeyin en iyisine layık. Bizim kaybedecek tek bir dakikamız yok.”

    NE OLMUŞTU?

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEVA’nın da aralarında bulunduğu yeni kurulan partileri “FETÖ organizasyonu” olarak nitelendirmiş, Babacan bu sözlere, “Türkiye’yi sıkıntılı durumdan çıkarmak için ne yapıyorlar, onları anlatsınlar. Şu anda iktidar güçleri ellerinde. Ülkeye hangi faydası dokunuyor, bu ülke ayağa kalksın, krizi çabuk atlatması için ne üretiyorlar? Ben bunu çok merak ediyorum. Bunu anlatsınlar” yanıtını vermişti.

    Babacan’ın bu sözleri üzerine MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın tarafından yapılan açıklamada “Hayırsız evlat”, “acemi boksör” ifadeleri kullanılırrken, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman da, “Kraliçenin narin Gül’ünün sahaya sürdüğü piyon dahi cesaretini toplayıp üzerimize gelmektedir” demişti. (Duvar)

  • Devlet Bahçeli’den ‘Memleket Masası’ tepkisi

    Devlet Bahçeli’den ‘Memleket Masası’ tepkisi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle yayımladığı mesajında muhalefete yüklendi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun DEVA ve Gelecek Partisi’ne destek amacıyla vekil sağlayabileceklerine yönelik açıklamasını hedef alan Bahçeli, “Milletvekili transfer borsası kurup korsan siyaset ticaretine bel bağlayanların Gazi Meclisi’mizin saygınlığına gölge düşürme çabaları Türkiye’nin ayak bağı ve ağır yüküdür” ifadelerini kullandı.

    Bahçeli, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Memleket Masası’ etrafında toplanalım, ortak aklı işletmemiz lazım” çağrısına ilişkin olarak da, “Hiç kimse sipariş masa kurup ihanet ve işgal emellerini aklama ve temize çıkarma ayıbına ümit bağlamamalı” çıkışında bulundu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘baskın seçim’de İyi Parti’ye verdikleri destek gibi eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun partisi Gelecek Partisi’ne ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın kurduğu Demokrasi ve Atılım Partisi’ne grup kurması için destek verebileceklerini söylemişti. Ardından Bahçeli, “CHP’den Gelecek Partisi’yle DEVA Partisi’ne milletvekili nakli güçlü ihtimal” diyerek, Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu’nu değiştirme çağrısında bulunmuştu.

    Bahçeli mesajında şu ifadelere yer verdi:

    ”19 Mayıs 1919’da Türk milletinin makûs talihi muzaffer bir rotaya çevrilmiş, aziz vatanımızın üzerindeki ölü toprağı stratejik bir çıkışla savrulup atılmıştır. İstanbul’dan Samsun kıyılarına doğru istiklal seferine çıkan Bandırma Vapuru inancı, iradeyi ve istikbal özlemlerini taşımış, böylelikle Milli Mücadele’nin sönmeyecek ateşi tutuşturulmuştur. 101 yıl önce Samsun’a atılan ilk adım; karanlığı dağıtan aydınlığın, yılgınlığı kovan ahlakın, yenilgiyi reddeden aklın, ümitsizliği bitiren kalbin, teslimiyeti elinin tersiyle iten cesaretin hayranlıkla yad edilen simgesidir.

    ‘Milletin bağımsızlığının, yine milletin azim ve kararıyla kurtulacağına’ inanan Mustafa Kemal Paşa, Türk milletinin muazzam irade gücünü harekete geçirerek müstevlilere karşı düşmesi imkânsız bir cephe açmıştır. Daha da önemlisi 19 Mayıs 1919’da Türkiye Cumhuriyeti’nin harcı karılmış, temelleri kazılmıştır. Tarihin hiçbir döneminde boyunduruk altına girmemiş aziz milletimiz, varlığına ve birliğine vurulmak istenen zincirleri kahramanca kırıp parçalamıştır. Esaret prangaları sökülmüş, eğilmiş baş heyecanla kalkmıştır. 19 Mayıs; karamsarlığı buruşturup atan imanın, kuşatmayı yarıp bozan istikbal aşkının, zalim kuvveti yıkıp geçen millet ve vatan sevdasının şeref timsalidir.

    ‘Milli devletimizin müjdesidir’

    Bu öyle bir timsaldir ki ya istiklal ya ölüm dışında üçüncü bir seçeneği yok saymıştır. İşgal altındaki vatan Samsun’dan itibaren canlanmış, merkez ve mihenk Samsun olmak üzere Türk milleti tam bağımsızlık onuruna muhkem ve muhteşem bir savunma dirayetiyle sahip çıkmıştır. 19 Mayıs Türk tarihinin müstesna bir anı, yankıları bugünlere kadar uzanan, tesiri ve ortaya çıkardığı neticeleri hala ufkumuzun yol haritasını çizen bir kader ve kavşak noktasıdır. Aynı zamanda milli devletimizin müjdesidir. Elbette Türkiye Cumhuriyeti köhne masalarda kurulmamıştır.

    ‘Türk vatanı kötürüm ve kömürleşmiş müzekarelerle kurtarılmamıştır’

    Türk vatanı kötürüm ve kömürleşmiş müzakerelerle kurtarılmamıştır. Milli birlik ve bekamız, egemenlik ve tarihi haklarımız nehir gibi akan şehit kanlarının, nigehban ve nişane bir uyanış halinin bereketi ve eseridir. Bahse konu bağımsızlığımız olduktan sonra nelerin göze alındığını, hangi mihnet ve müşkülatlara katlanıldığını 19 Mayıs diriliş ve yükseliş şuurunda görmek mümkündür. Asırlarca biriktirdikleri kin ve nefretleriyle Türklüğe savaş açan, ölümcül darbeyi indirmek amacıyla her türlü imkanlarıyla topraklarımıza üşüşen muhasım odakların Türk milletine kefen biçemeyecekleri, bu konuda da asla muvaffak olamayacakları Samsun’da yakılan Milli Mücadele meşalesiyle tescil ve tevsik edilmiştir. Türkiye, telkinlerin icbarıyla, tesadüflerin ikramıyla var olmamıştır. Türk milleti, hükmü şahsiyetiyle hükümran vasfını şans eseri korumamıştır. Teslim olmayan bir mizaç, taviz vermeyen bir meşrep, tasfiye ve tahribe kapalı duran bir müktesebat, ya yurdum ya da yokum diyen bir mazi ve mukadderat mirasıyla felaketler dizginlenmiş, feci akıbetler engellenmiştir. Nitekim milli birlik ve dayanışma ruhuyla, kahramanlık ve fedakarlık ilhamıyla Milli Mücadele’nin şanlı ve şaheser sayfaları birer birer yazılmıştır. Şunu özellikle hatırlatmak isterim ki, 19 Mayıs 1919’un destansı haysiyet ve hayatiyetinden sapmak sonu meçhul ve metruk akıbetlere neden olacaktır.

    Memleket masası tartışmalarına ilişkin açıklama

    Türkiye üzerinde kirli oyun kurup işbirlikçi figüranları sahneye süren, kindar ve kifayetsiz muhterislerle senaryo hazırlayıp her fırsatta servis eden iç ve dış mahfillere en uyarıcı cevap 19 Mayıs 1919’un zamanlar üstü mesajında saklıdır. Hiç kimse sipariş masa kurup ihanet ve işgal emellerini aklama ve temize çıkarma ayıbına ümit bağlamamalıdır. Memleketi kırık dökük masalara sığdırmaya çalışanların acıklı sonlarından ibret almak isteyenler Mondros’tan Sevr’e kadar uzanan ihanet ve istila sürecinin nasıl yerle yeksan edildiğini unutmamaları ikazen tavsiyemizdir.

    ‘Milletvekili transfer borsası kurup…’

    Milletvekili transfer borsası kurup korsan siyaset ticaretine bel bağlayanların Gazi Meclisi’mizin saygınlığına gölge düşürme çabaları Türkiye’nin ayak bağı ve ağır yüküdür. Omuzunda Türk tarihinin sorumluluğu olan Türk milleti bu siyasi kalpazanlığın yamalarını 19 Mayıs coşkusuyla yırtacak, kurtuluşumuzun yegane kudreti olan iradesini ona buna peşkeş çektirmeyecektir. İlk adımla ilk kurşunun emaneti milli vicdanlarda hâlâ diridir. Ne FETÖ, ne PKK, ne de bunların mihmandarlığına soyunan siyasi çürümüşler Türkiye’nin tarihi haklarına, bağımsızlık ve beka namusuna zarar veremeyeceklerdir.

    Türk milleti zillete düşmeyecek, Milli Mücadele’nin tertemiz güzergâhından, kuruluş ve kurtuluşun yüksek ruh kökünden asla dönmeyecektir. Bütün art niyetli kurgular, şirret kampanyalar, melun tuzaklar boşunadır. Çünkü alayının hevesi ham armut gibi kursaklarda kalacaktır. Cumhur İttifakı, 19 Mayıs 1919’un duruşuyla bezenmiş ve billurlaşmış, bu sayede de geleceğin güçlü ve lider ülke Türkiye’sinin mimarı ve mihrabı unvanına kavuşmuştur.

    KOVİD-19 salgınından dolayı arzu ettiğimiz kutlamaları yapamasak da, 19 Mayıs’ın irade ve irfan kudreti milli gönüllerde hamd olsun ilk günkü kadar müessirdir. Bu vesileyle geleceğimizin güvenceleri sevgili gençlerimizi muhabbetle selamlıyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramlarını gönülden tebrik ediyorum.

    Türk gençliği büyük Türkiye’nin ana dinamiği, bağımsızlığımızın, birlik ve beraberliğimizin bileği bükülmez bekçileridir. Genç dimağların özlemleri, beklentileri, hedefleri mutlaka desteklenip gerçekleşecektir.

    Bu duygu ve düşüncelerle 19 Mayıs 1919’un 101. yıldönümünde; büyük milletimizin bayramını içtenlikle kutluyor; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kurucu kahramanları, muhterem gazilerimizi, aziz şehitlerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyorum.

    Ayrıca idrak edeceğimiz ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gece’mizin Türk milletine, Türk-İslam alemine nice manevi güzellik ve ihtişam getirmesini diliyor; aradığımız huzur ve esenliğe kavuşmamızı Allah’tan nasip etmesini, hastalıklardan ve görünür-görünmez belalardan kurtulmamıza yardımını yürekten niyaz ediyorum. KOVİD-19 hastalığından dolayı hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, tedavi görenlere de şifa dileklerimi iletiyorum.”

  • “Üç hilalin tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur”

    “Üç hilalin tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur”

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin “Üç hilalin tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur, ihtiyaçtır ve geleceğin lider ülke idealinin gerçekleşmesi buna bağlıdır” ifadelerini tekrar gündeme taşıdı. Yalçın’ın paylaşımları, ‘Cumhur İttifakı’nda çatlak’ yorumlarını da beraberinde getirdi.

    MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına yer verdi. Bahçeli’nin açıklamalarındaki ‘tek başına iktidar’ mesajı ise dikkat çekti.

    Yalçın, Bahçeli’nin “Kararsızlığın, inançsızlığın, gecikmenin ve tembelliğin başarısızlığı hazırlayan unsurlar olduğu şüphesizdir. Üç Hilal’in tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur, ihtiyaçtır ve geleceğin lider ülke idealinin gerçekleşmesi buna bağlıdır” sözlerini aktardı.

    MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın da aynı dakikalarda “Bozkurt duruşu olmalı insanın, hain pusuları bertaraf eden, Bozkurt bakışı olmalı insanın, yurduna göz dikenin gözünü oyan, Bozkurt Lideri olmalı insanın, ergenekondan çıkarıp vatan kuran, vatan kurtaran!” şeklinde paylaşımlar yaptığı görüldü. Öte yandan MHP Genel Başkan Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker de aynı mesajı verdi.

    Bahçeli’den ortalığı ayağa kaldıran tweet ile ilgili açıklama

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı’nda çatlak yönünde yorumlanan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın tweeti ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bahçeli açıklamasında CHP’ye yüklendi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Twitter üzerinden bir açıklama paylaştı. Bahçeli açıklamasında CHP’ye yüklenirken; “Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır.” ifadelerini kullandı.

    Cumhur ittifakı her zorluğa inançla karşı çıkacaktır

    Türkiye geleceğin büyük ve güçlü ülkesidir. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak anahtarlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin elindedir. Türksüz dünya öksüz, Türksüz medeniyet ölümdür. Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır. Ekonomik kriz-sosyal çalkantı-siyasal bunalım-darbe mekaniği Türk milletinin ve Cumhur İttifakı’nın kutlu varlığıyla altüst edilmiş, oyun bozulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi çuvallamış, kaybetmiştir. Çıkarcıların karşısında imanla çarpan kalpler ittifak halindedir.

    DEVLET BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARININ TAMAMI

    Türkiye ne zaman ileri atılsa, ne zaman parlayıp öne çıksa muhakkak surette iç ihanet cephesi ile dış işgal cephesi el ele verip pusuya yatıyor, akabinde de saldırıya geçiyor. Bunlar ne vicdan dinliyor, ne insanlık biliyor. Aynı yemlikten beslenip, aynı yıkımı hedefliyorlar.

    Elbette ormanda ağaçların arasında Lodos eserken sinek vızıltısı duyulmaz. Ama sesi duyulmayıp küçük de olsa sineğin mide bulandırdığı aşikar bir gerçektir. Ne tuhaf ki, Sancho Panzo’nun Donkişot’la şüphe ve belirsizlik üzerine kurduğu bağlılığın kırıntısı bunlarda yoktur.

    Bu CHP yönetimi ki, Türkiye’yi tuzağa çekip kafese koymak isteyenlere göz yumar. Samimiyetsiz olduklarından yüzlerine demokrasi boyası sürerler, kafalarına özgürlük hunisi geçirirler, siyasetlerine zincir vurdururlar, sonra da darbeyi çağrıştıran şifreli mesaj verirler.

    KOVİD-19 salgınından medet uman, virüsten iktidar çıkarmayı hesaplayan yoz, fos ve fason bir zihniyet Türkiye düşmanlarına gözcülük, sözcülük ve siyasi muhbirlik yapacak düzeyde kökünden ve özünden kopmuştur. CHP budur, çeperine tutunup çevresine doluşanlar da aynıdır.

    Akıntıya karşı kürek çekmenin macera tutkusuyla bir ilgisi yoktur. Olsa olsa akıl körlüğüyle, zeka fukaralığıyla, ahmaklık fundalığına dönüşmüş hayat ve siyaset anlayışıyla ilişkisi vardır. Artık bu CHP bayatlamış, bayağılaşmış, küflenmiş, basbayağı kokmaya başlamıştır.

    Türkiye bir felaketin kuşatmasını yarmak için adeta çırpınıyor. Milli dayanışma hayranlık uyandırıyor. Virüse karşı yüksek bir mücadele sergileniyor. CHP ise ekonomik tetikçilere, demokrasi düşmanlarına, küresel tefecilere, vatansız fesat yuvalarına kucak açıp gel gel yapıyor.

    Hem ülkemizin, hem de tüm dünyanın akut meselesi makroekonomik göstergelerin iyileşmesi değil, insan ve toplum sağlığını güvenceye almakla birlikte gıda ve hayat güvenliğini sağlamaktır. KOVİD-19 yeni bir dünyanın kilitlerini açmış, yeni bir kavrayışın temellerini atmıştır.

    KOVİD-19 salgını insanlığa önceliklerini ve ihtiyaçlar hiyerarşisini ikazla hatırlatmıştır. Katma değer üretimi insan sağlığı olduğu müddetçe bir anlam taşıyacaktır. Üretim, tüketim, tasarruf, istihdam, büyüme, kalkınma, zenginleşme insan var olduğu sürece değerli olacaktır.

    İnsansız ekonomi, yani piyasa fetişizmi; ahlakı, kültürü, maneviyatı, tarih ve toplum dokusunu muhtevasına almayan bir ekonomik sistemin ana yakıtıdır. Tek gayesi kar ve fayda maksimizasyonudur. Varsın insan olmasın, varsın insan sağlığına aldırış edilmesin. Mantık budur.

    Fabrikaların çarkları insansız nasıl dönecektir? İnsanlık solunum cihazına bağlandıktan sonra Merkez Bankası’nın rezerv miktarının ne önemi olacaktır? Enflasyon buraya çıkmış, bütçe açığı şuraya varmış, işsizlik şu kadar olmuş demenin bugünkü nazik dönemde manası nedir?

    Özne insan değil midir? İnsan özel ve eşref-i mahlukat değil midir? O halde CHP’nin salgına ve nice saldırılara karşı direnen Türkiye ekonomisiyle ilgili felaket tellallığına soyunması utanmazlık sayılmayacak mıdır? İşbirlikçiliğe bakınız, Türkiye batsa havalara uçacaklar!

    Türkiye ekonomisi yakın zamanda dört şiddetli operasyona maruz kaldı. Ağustos 2018, Mart 2019, Ekim 2019 ve 6 Mayıs 2020. Hafıza kayıtlarımızda mahfuzdur:2000 ve 2001 krizlerinde hangi ayak oyunları,hangi karanlık senaryolar devreye alındıysa şimdilerde benzerleri uygulanmaktadır

    Cenab-ı Allah Kuran’da buyuruyor: “Sakın cahillerden olmayın.” Cahilsindir, okur öğrenirsin. Paran yoktur, çalışır kazanırsın. Aşın ve işin yoktur, Allah nasip eder bulursun. Ya hıyanete ne demek lazımdır? Ya küresel ekonomik çetelere gülücükler dağıtanlar nasıl yorumlanacaktır?

    CHP’ye bakarsak iflas bayrağı çoktan çekilmiştir. Aynısını bazı Alman vakıfları, bir kısım derecelendirme şirketleri, hatta kalemini bazuka gibi kullanan köhne yazar-çizer takımı da söylemiyor mu? Bu kadar mı Türkiye’ye öfkelisiniz? Bu kadar mı mensubiyetiniz ölü gibi?

    IMF heyetiyle otel lobilerinde kulis yapanlar Türkiye ekonomisine atıp tutuyorlar. Çok başarılı bulduğumuz Sayın Berat Albayrak’a verip veriştiriyorlar! İnsan da biraz edep olur, biraz erdem olur, Kemal Derviş’in yardakçıları, devşirilmiş ucubeler Türk milletini kandıramazlar.

    Hep aynı terane! Hep aynı masal! Kasamız boşalmış; başka, IMF’ye gidilecekmiş; Ekonomi çok kötü yönetiliyormuş! Türkiye’ye siyaset vasıtasıyla hizmetin ilk halkası öncelikle insan olmaktır. Bir insanın damatlığıyla siyaset üretenler artık çürümüştür, sersefil hale gelmişlerdir.

    Türkiye fırtınaya karşı bütün imkan ve iradesiyle direniyor. Karanlıkta ilerleyen gemide olay çıkarmak, ilk fırsatta da filikalara atlayıp kaçmak için hazırlık yapan odaklar hiç boş durmuyor. Bu gemi batarsa hepimiz suyun dibini boylarız. Fareler gidebilir, ama biz gitmeyeceğiz.

    Pülümür’de dağa yazılan “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır. Bunlara kulak versek; zalimlere, hainlere, teröristlere, ekonomik şantajcılara, emperyalist oyunlara boyun bükmek, ne yapalım kaderimiz buymuş demek kaçınılmazdır.

    Türkiye geleceğin büyük ve güçlü ülkesidir. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak anahtarlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin elindedir. Türksüz dünya öksüz, Türksüz medeniyet ölümdür. Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır.

    Ülkemizi kurulan masalardan uzak tutmayı hedefleyenler, iştahlı şekilde vahşet menülerine almak için sıradadır. Türkiye’yi kötüleyenlerle, Londra merkezli ekonomik saldırganlar işbirliği halindedir. Hiç kimse çöküşü heves etmesin, çünkü kursaklarında kalacaktır.

    Ekonomik kriz-sosyal çalkantı-siyasal bunalım-darbe mekaniği Türk milletinin ve Cumhur İttifakı’nın kutlu varlığıyla altüst edilmiş, oyun bozulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi çuvallamış, kaybetmiştir. Çıkarcıların karşısında imanla çarpan kalpler ittifak halindedir.

    Son olarak, yarın kutlayacağımız Anneler Günü münasebetiyle, bütün annelerimizi tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum. Anne şefkatin yüzüdür,   fedakârlığın yurdudur, sevginin yuvasıdır. Annelerimizi gözümüzden bile sakınalım, onlara hürmet ve sadakati eksik etmeyelim.

  • Bahçeli: Kontrollü hayat, bundan sonra yegane çözümdür

    Bahçeli: Kontrollü hayat, bundan sonra yegane çözümdür

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, salgından çıkış sürecinde ‘yeni normal’in tesis ve temini için hükümetin görevini yerine getirdiğini söyledi. Bahçeli, “Hiç kimse sorumsuz ve duyarsız hareket etmemelidir. ‘Bana bir şey olmaz’ diyenler kendilerini düşünmüyorlarsa temas ettiği insanları düşünmek, dikkate almak mecburiyetindedir. Virüs her an her insanımıza bulaşabilecektir. Kontrollü hayat bundan sonra yegane çözümdür” dedi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Kovid-19 salgınına karşı Türkiye’nin bütün imkan ve irade ile direndiğini, insan ve toplum sağlığının muhafazası ve müdafaası amacıyla her türlü tedbirin zamanında, eşgüdüm ve eşzamanlı şekilde devreye sokulduğunu kaydetti. Bahçeli, Türkiye’nin büyük bir musibetle mücadele ettiğine vurgu yaparak, “Başarısız olmamızı isteyenler var. Vaka ve vefat sayısının artmasını içten içe dileyenler var. Ülkemizin salgına mağlup olmasını ümit ve özlemle bekleyen kifayetsiz muhterisler oldukça faal ve fazla. Ancak kötümser niyetlerin eninde sonunda kaybetmesi de mukadder. Kovid-19 salgınına karşı en büyük mukavemet ve muvaffakiyetimiz alınan tedbirlere milletimizin uyması ve muhtemel risklere karşı uyanık durmasıdır. Vatandaşlarımız fazilet ve feraset sahibidir. Ona buna kulak asmaz, onun bunun kışkırtmasına, kumpasına aldanmaz. İnanıyorum ki, fertlerinin birbiriyle ilgili kaygı taşımadığı, birbirinin hakkını ve hukukunu teslim ve telif etmediği toplum veya milletlerin ayakta kalma şansı yoktur. ‘Ben’ değil, ‘biz’ dedikten, hassas ve sorumlu hareket ettikten sonra felaketlerin taarruzunu bozguna uğratırız” dedi.

    ‘KONTROLLÜ HAYAT YEGANE ÇÖZÜMDÜR’

    Bahçeli, Türkiye’nin salgının arkasında değil önünde olduğuna işaret ederek, “Yeni normalin tesis ve temini maksadıyla hükümet canla, başla, samimiyetle, özveriyle, titizlikle görevini yerine getirmektedir. En küçük ihmal veya ihlal, Allah muhafaza tekrar başa dönmemize, ağır bedellere neden olabilecektir. Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri, Sağlık Bakanlığı’nın tembih ve tedbirleri herkes için bağlayıcıdır. Hiç kimse sorumsuz ve duyarsız hareket etmemelidir. ‘Bana bir şey olmaz’ diyenler kendilerini düşünmüyorlarsa temas ettiği insanları düşünmek, dikkate almak mecburiyetindedir. Verilmiş emekleri heba edemeyiz. Bunca çaba ve çalışmayı silip atamayız. ‘Bunaldım’, ‘bıktım’, ‘sıkıldım’, ‘yoruldum’ bahaneleriyle kendimizi sokaklara bırakıp toplum sağlığını riske atamayız. Virüs her an her insanımıza bulaşabilecektir. Kontrollü hayat bundan sonra yegane çözümdür” ifadelerini kullandı.

    ‘MASKE TAKMAK, SOSYAL MESAFE ELZEMDİR’

    Bahçeli, Sağlık Bakanlığının gece gündüz çalıştığını, sağlık çalışanlarının fedakarca, adanmış ve anıtlaşmış şekilde salgına engel olmaya gayret ettiklerini vurgulayarak, “Kazanımlarımız boşa çıkarsa, ‘aman sende’ denirse, Türkiye vahim bir uçuruma savrulacaktır. Alınan tedbirleri yok saymak, rehavete kapılmak hepimizi acıklı sonuçlara mahkûm edecektir. Maske takmak şarttır, sosyal mesafe elzemdir. ‘Nasılsa her şey düzeliyor, salgın bitiyor’ acemiliği ve aceleciliğiyle davranış sergilemek felakete altın yaldızlı davetiye uzatmaktan farksızdır. Bilhassa yazılı ve görsel medya yanlış algılara, yalan haberlere, yanıltıcı görüşlere yer ve fırsat vermemelidir. En güçlü olduğumuz an, bir bakıma en zayıf olduğumuz andır. Salgının kökünü kazıyıp hasretini çektiğimiz günlere ulaşabilmek için zamana ihtiyacımız vardır. Virüsün tehlikelerini hesap etmeden, bulaşıcılık özelliğini ciddiye almadan toplumsal hayatın içine telaşla karışmak, çağrı ve uyarılara yüz çevirmek, bilinsin ki, büyük bir vebaldir. ‘Bana bir şey olmaz’ diyenlere de, dilemeyiz ama, her an bir şey olması kaçınılmazdır” değerlendirmesinde bulundu.

    ‘TÜRKİYE BU BADİREDEN KURTULACAKTIR’

    Bahçeli, evde kalmanın, solunum cihazına bağlı olarak hastanede yatmaktan çok daha iyi olduğuna dikkat çekerek, “Türk milleti nice saldırı ve suikastları göğüsledi, görünmez düşmanının salgınını da Allah’ın izniyle bertaraf edecektir. Bunun için bu zamana kadar ki şuurlu duruşunu korumalıdır. Salgından siyasi rant elde etmenin peşinde koşan defolu siyasetçilere itibar hezeyan ve hüsran verici akıbetlere kapı aralayacaktır. Hastalıktan fayda uman, Türkiye’nin çöküşü ve toplumsal infiali için alavere dalavere içinde olanlar sadece avuçlarını yalayacaklardır. Türkiye Kovid-19 badiresinden kurtulacaktır. Yeter ki bir olalım, birlikte refleks gösterelim, hep beraber aynı safta toplanalım. Tedbir-temkin-tedaviyle başarıya ulaşmamız mutlaktır” ifadelerine yer verdi.

  • Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’de “Devlet Bey Konağı” tamamlandı

    Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’de “Devlet Bey Konağı” tamamlandı

    Osmaniye merkez Alibeyli Mahallesi İstasyon Caddesi’nde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin doğduğu evin bahçesinde yapıldığı öğrenilen konağın inşaatı, 3 Mayıs’ta tamamlandı.

    MHP’den yapılan açıklamada “Çukurova yöresinin karakteristiğini yansıtan ’Devlet Bey Konağı’nın iç dekorasyon çalışmaları da tamamlanarak bina oturuma hazır hale getirildi. Üç katlı olarak inşa edilen Osmaniye Devlet Bey Konağı, cumbalı yapısı, göz alıcı ahşap giriş kapısı ve kepenkleriyle Selçuklu-Osmanlı mimarisinin geleneksel özelliklerini taşıyor. Konağın ön cephesinde, merdivenlerle çıkılan giriş kısmının iki yanında birer bozkurt heykeli bulunuyor. Konağın arka bahçesinde, kameriye de denilen gösterişli ve geniş bir çardak yer alıyor.” denildi. Dr. Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’de yakınları bulunuyor