Etiket: devlet bahçeli

  • “Maaşları derhal kesilmeli”

    “Maaşları derhal kesilmeli”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli terörle mücadele kapsamında ve HDP milletvekilleriyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında Türkiye’nin 40 yıldır bölücü terörle mücadele halinde olduğunu kaydeden Bahçeli, “Terör(izm)le mücadele, milli güç unsurlarının bir konsept dahilinde seferber edilmesini gerektiren bütünlükçü ve çok boyutlu mekanizmalar toplamı; aynı zamanda siyasi, stratejik, ekonomik, güvenlik, psikolojik ve diplomatik yönleri bulunan değişken ve dinamik süreçlerin muhassalasıdır. Bunun yanı sıra terörle mücadeleyi muvaffakiyetle taçlandıran manevi amillerin başında da sabır, inanç, metanet ve moral üstünlük mühim ve müessir bir konumdadır. Terörle mücadele doğaçlama bir süreç olmadığından manevra kabiliyet ve kalitesi devamlı güncellenerek güçlendirilmelidir” ifadelerine yer verdi.
    Açıklamasında 15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli saldırılarından 15 Ağustos 2024’e kadar geçen 14 bin 600 günde sivil ve resmi görevli şehit sayısının 14 bin 902 olduğunu belirten Bahçeli, 40 yıllık mücadele döneminde tezahür eden ekonomik kaybın kabaca 2,5 trilyon dolara yaklaştığını ifade etti.

    Bahçeli açıklamasının devamında, “Elbette kahraman şehitlerimizin dökülen kanlarının hiçbir ekonomik veya parasal ölçüyle mukayesesi mümkün değildir. Onların fedakarlıkları imrenilecek ve hayranlık duyulacak seviyededir. Emperyalizmin uzaktan kumandasıyla emel ve eylem hiyerarşisi oluşturan terör örgütünün hem insanlık suçu işlediği hem de Türkiye’nin ve Türk milletinin varoluşsal haklarına saldırdığı ayan beyan gözler önündedir. Terörle mücadelenin ardışık ve bütünlükçü mahiyetinden dolayı yalnızca dağda gezen silahlı eşkıya kolunu etkisiz hale getirmek doğal olarak terörist ikmal kanallarını tasfiyede yetersiz kalmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
    Açıklamasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde terör ve bölücülük propagandası yapan lekeli yüzlerin varlığı ülke ve millet gündemini meşgul ettiği müddetçe kanlı döngünün sonunun gelmeyeceğinin altını çizen Bahçeli, “Dağda kovalanıp başı ezilen, sınır ötesinde kaçacak ve sığınacak in bulmakta zorluk çeken hainlerin siyasi destekçileri artık iyice azgınlaşmışlardır. ‘Bu devlet yıkılmalıdır’ diyen bir soysuz, DEM kontenjanlı TİP milletvekilidir. Sövüp saydığı Türkiye Cumhuriyeti devletinin hazinesinden emekli maaşı dışında her ay 170 bin lira milletvekili maaşı almaktadır. Bu yürek yaralayan gerçek milli vicdanları kanatmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyareti sırasında kaç uçakla gittiğini sayıp Külliye’nin güvenlik harcamalarının çetelesini tutan, bunu da emeklilerimizi provoke etmek için kullanan organize ihanet ve terör şebekesinin devlet hazinesine deyim yerindeyse hortum bağlaması utanç duyulacak bir tenakuzdur” ifadelerine yer verdi.

    “PKK’nın milis unsuru olan DEM’in TBMM’de 57 milletvekili bulunmaktadır” diyen Bahçeli, “Bu milletvekillerin devlet hazinesine yıllık maliyeti 116 milyon 280 bin liradır. Ayrıca DEM’in 171 milletvekili danışmanın hazineden aldığı yıllık maaş 133 milyon 380 bin lira, 10 grup danışmanının yıllık maaş külfeti 8 milyon 400 bin lira, 30 büro personelinin aldığı yıllık maaş da 23 milyon 400 bin liradır. Daha vahimi de DEM’in 2024 yılında hazineden aldığı yardım miktarının yaklaşık 658 milyon lira olmasıdır. Bu kapsamda terör ve bölücülük odağı DEM’in düşman olduğu devletten 2024 yılında alacağı toplam parasal büyüklük yaklaşık 940 milyon liradır. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğu düşünüldüğünde neredeyse 76 bin emeklimizin hakkı terör örgütüne adeta kurşun, silah ve bomba parası olarak hibe edilmektedir” ifadelerini kullandı.

    “57 DEM milletvekilinin maaşı derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmalıdır”

    26 Aralık 2023 TBMM Grup Konuşmasındaki görüşlerin tekraren değerlendirilmesinin milli ve vicdani bir sorumluluk olduğunu belirten Bahçeli, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti veya partilerin Cumhuriyet’i kuran TBMM’de bulunması, hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılayıcı muamelemedir. Böylesi bir haksızlık ve hukuksuzluk dünyanın hangi ülkesinde görülmektedir? Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir” dedi.

  • Ali Koç, Bahçeli ile görüştü

    Ali Koç, Bahçeli ile görüştü

    Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, MHP Genel Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyelerinin eşlik ettiği Koç’u MHP Genel Başkan Başdanışmanı Eyyüp Yıldız karşıladı.

    MHP Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. Görüşmenin içeriği ile ilgili bir açıklama yapılmadı.

  • “Kudüs Paktı oluşturulmalıdır”

    “Kudüs Paktı oluşturulmalıdır”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kudüs Paktı” hakkında yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, “Kudüs demek tarih demektir. Kudüs aynı zamanda dinlerin, kültürlerin, farklı kökenlerden gelen insanların asırlarca iç içe, yan yana, huzur ve sükûnetle yaşadığı barış ve kardeşlik kentidir” ifadesini kullandı.

    Hazreti Adem’den Hazreti Muhammed’e kadar nice peygamberlerin ayak bastığı, büyük medeniyetlerin barındığı, melikler, sultanlar, komutanlar, alimler ve gönül insanlarının isimlerini toprağının her köşesine kazıdığı mirasın medar-ı iftiharı Kudüs olduğunu söyleyen MHP Lideri Bahçeli, şunları kaydetti:
    “Kudüs’ün kalbi Mescid-i Aksa, Mescid-i Aksa’nın kalbi ise Muallak Kayasıdır. Altın kubbeli Kubbetü’s Sahra ise Kudüs’ün sembolüdür. Efendimizin Recep ayının 27. gecesi Cenab-ı Allah’ın lütfu üzerine yücelerin yücesi ilahi makamlara mucizevi yükselişinin ilk adım ve anısıdır Kudüs. Kudüs inancımızın namusu, İslam’ın nigehbanı, dinlerin, kültürlerin ve medeniyetlerin buluşma ve kucaklaşma nirengidir. Kudüs mukaddesatımızın kemer taşı, inanç haklarımızın ebedi yadigarıdır. Kudüs ilk kıblemizdir. Mescid-i Aksa Miraç Mucizesinin kutlu yadigârıdır. Kudüs zalimlerin tasallutu altında inim inlemekte, manen feryat etmektedir.”
    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkinde konuşan Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:
    “7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail’in Gazze’ye yönelik katliam ve saldırıları hız kesmeden sürmektedir. ABD destekli İsrail, bir soykırıma, insanlık dramına dönüşen saldırılarına devam etmektedir. Binlerce bebek, çocuk, kadın yaşlı hunharca şehit edilirken ne dünya ne de İslam ülkeleri soykırımın önüne geçen sonuç alıcı bir girişimde bulunamamaktadır. İsrail terörü, taşınması, kaldırılması, hazmedilmesi imkansız bir sınırdadır. Eğer böyle giderse, vahşet durmazsa, inanç ve insan haklarına kategorik saldırılar ısrarla devam ederse ya küresel ya da bölgesel bir savaş son tercih olarak karşımıza çıkacaktır.”

    “Kudüs Paktı oluşturulmalıdır”

    MHP lideri Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Geldiğimiz noktada öncelikle katliamı durduracak bir ateşkes rejiminin süratle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ardından Ortadoğu’da barış ve huzuru sürdürebilir kılacak adımların süratle atılması gerekmektedir. Bu amaçla Türkiye, Suriye, Irak, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir ‘Kudüs Paktı’ oluşturulmalıdır”
    Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin vicdanının sesi, ileriyi gören gözüdür. Bu itibarla, bugün Gazze’yi yerle bir eden, Kudüs’te Mescid’i Aksa’yı her gün taciz eden, Batı Şeria’daki Filistinlilere huzur yüzü göstermeyen İsrail’in durdurulması hem Türk milletinin arzusu, hem de bölgenin ve dünyanın huzuru için asgari bir zarurettir” ifadelerini kullandı.

    MHP lideri Bahçeli, “Bütün bunlar güçlü bir bölgesel dayanışma olmadan sağlanamayacaktır. Türkiye’nin çağrıları ve çabalarına bölge devletlerinin de samimi ve olumlu cevap vermeleri gerekmektedir. Bu kapsamda, bugüne kadar farklı şekillerde var olan Filistin veya Kudüs temelli bölgesel diyalog ve işbirliği zeminlerinin hepsini kapsayacak biçimde daha sıkı ve güçlü bir bölgesel ittifaka ihtiyaç vardır” diye konuştu.

    Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “İslam toplumlarının bir ve beraber olması gereken, tek ses, tek nefes halinde bulunması mecburiyet arz eden bugünkü insanlık döneminde, hakkımıza sahip çıkamazsak şerefimizi kaybedeceğimiz herkes tarafından iyi bilinmelidir.
    Kudüs konusu, sadece Filistinlilerin sorunu olmayıp bütün Müslümanların, aynı şekilde adalet ve hakkaniyet kaygısı taşıyan herkesin sorunudur.
    Kudüs, küresel barış ve huzurun anahtarıdır. Bu anahtar doğru kullanılmazsa tetiklenen kaos Ortadoğu’yu vurmakla kalmayacak, tüm dünyayı kasıp kavuracaktır.
    Milliyetçi Hareket Partisi inancımızın haysiyet ve davasını, mazlumların varlık ve yaşam haklarını sonuna kadar müdafaaya devam edecek, bu uğurda da taviz vermeyecektir.

    Zalimlere karşı safımız masumların yanıdır. Canilere ve insanlık dramına karşı tarafımız hakkın, hakikatin ve adaletin çizgisidir. Türkiye, 1967 şartlarında başkenti doğu kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin derhal kurulmasının Ortadoğu’da kalıcı barış ve çözüm için tek seçenek olduğunu başından beri ileri sürmektedir.
    Türkiye Filistin davasının samimi savunucusudur. İktidarıyla muhalefetiyle aziz Türk milleti bu mücadeleyi sürdürmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ülkemizdeki huzur, refah ve istikrar ortamının devam ettirilmesinin bölgesel gelişmelerle yakından ilişkili olduğuna inanıyoruz.
    Türkiye’nin güvenlik halkasında yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin siyasî ve ekonomik bakımdan istikrara kavuşmasına millî güvenliğimiz açısından büyük önem atfediyoruz.

    Bu çerçevede, Türkiye ile birlikte diğer İslam ülkelerinin katılımıyla oluşturulacak bir ‘Kudüs Paktı’nın ülkemizin güvenliği bakımından da gerekli görüyoruz.
    Geldiğimiz noktada bölgenin; kendi ayakları üstünde durmak, emperyalist ülkelerin çizdiği politikalara göre değil, kendi imkân ve kaynaklarını halkının geleceği için kullanma becerisini göstermek, aynı zamanda da bölge ülkelerini bir insanlık suçu olan terörün menşei ve merkezi konumu olmaktan kurtarmak, tüm bölge ülkeleri için ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.

    Suriye’nin kaos üreten yapısına toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde çözüm üretilmesi bölgenin istikrarı bakımından öncelikli bir zorunluluktur. Bununla birlikte, bölgede yaşayan tüm halkların huzur ve güvenliğini sağlamak, insanca yaşamanın erdeminden nasiplerini almalarını temin etmek gibi bir insanî yükümlülük de vardır.
    Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi evrensel değerlerin hiçe sayıldığı ve her gün biraz daha anlamını yitirdiği Gazze’de, İsrail’in mazlum Filistinlilere uyguladığı soykırım politikasının derhal son bulması gerekmektedir.
    Tüm Dünyayı karşısına alarak katliama devam eden Netenyahu yargılanıp tutuklanmalıdır. Gazze’de gelinen nokta, 1967 şart ve sınırlarını esas alan iki devletli bir çözümün zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
    O sebeple bu sorunlu coğrafyada huzur ve barışı, istikrarı ve ekonomik kalkınmayı, paylaşma ve dayanışmayı mümkün kılacak bir adıma ihtiyaç bulunmaktadır. Bölgenin bir ‘huzur kuşağı’ olmasını mümkün kılacak ‘Kudüs Paktı’nın kurulmasına Türkiye öncülük edebilecektir.
    Zira, bölge ülkelerinin tüm inisiyatifi eline alarak, dayanışma ve işbirliği içerisinde bölgesel sorunları çözebiliyor olması, bölgenin geleceği açısından hayatî derecede önemlidir.
    Bu bölgenin kaos üreten yapısının derhal sona erdirilerek dünyaya refah ve istikrar ihraç eden bir yapıya kavuşturulması acil bir ihtiyaçtır. İnanıyoruz ki bu girişim, ilgili ülkelerde de karşılık bulacak, Gazze’nin, Kudüs’ün ve bölgenin makûs talihini değiştiren tarihî bir adım olacaktır.”

  • Bahçeli’den Haniye açıklaması

    Bahçeli’den Haniye açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, X hesabından yaptığı paylaşımda, Hamas lideri İsmail Haniye’nin suikast sonucu öldürülmesini kınayarak, “Bu sabah Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin Tahran’da ikamet ettiği meskun mahalde uğradığı hunhar suikast neticesinde şehit olması Ortadoğu’yu saran kaosu çok daha derinleştirecektir. İsrail’in Gazze’ye ve nihai aşamada Lübnan’a yönelik saldırılarına eşzamanlı olarak İsmail Haniye’nin katledilmesi hiç şüphesiz vahim sonuçlar doğuracaktır. Mezkur suikastin İsrail Başbakanı’nın ABD ziyareti sonrasında, üstelik Tahran’da gerçekleşmesi tesadüfi olmasa gerektir. Terör eylemini yapan kadar siparişi ve ihaleyi veren, destek sağlayan, ortam açan elbette ağır sorumluluk altındadır” ifadelerini kullandı.

    “Haniye suikastinin çok boyutlu yansımaları ve operasyonel yankıları kaçınılmazdır”

    Haniye’nin öldürülmesinin İsrail ile Filistin arasındaki barış umutlarının kösteklenmesi ve körelmesine neden olduğunu belirten Bahçeli paylaşımında, “Haniye suikastinin çok boyutlu yansımaları ve operasyonel yankıları kaçınılmazdır. Kartlar açık oynanmaktadır. Adı konulmamış bir savaş hali tedavüldedir. Mazlum bir halkın sistematik şekilde imhasına sessiz ve seyirci kalan uluslararası toplum derhal harekete geçmek, bir yanda önleyici, diğer yanda da cezalandırıcı müdahalelerde bulunmak mecburiyetindedir. Ortadoğu’daki çatışma alanlarının kademeler halinde genişlemesi toplu ve yaygın bir savaşın adeta işaret fişeği mahiyetindedir. Tehlike çok ciddidir. Tehdit çok büyüktür” dedi.

    Paylaşımında suikastin İsrail başta olmak üzere hiçbir ülkeye faydasının dokunmayacağını vurgulayan Bahçeli, artık sorunun iki devlet arasında yaşanan bir çatışma olmaktan hızla uzaklaşırken, bunun yanında ve fevkinde hak ile batılın, mazlum ile zalimin, haç ile hilalin, şehit ile caninin, merhamet ile melanetin, vicdan ile vandallığın kutuplaşmasına evrildiğini söyledi.
    Bahçeli’nin paylaşımının devamı şöyle:

    “Tarihin keskin virajlarıyla karşılaştığımız bugünlerde, İslam ülkeleri mutlak surette bir değerlendirme yapmak, ölüm sessizliğinden kurtulmak, üç maymunu oynayan atalet ve acziyetten derhal vazgeçmek durumundadır. Aksi halde son pişmanlığın en küçük müessir sonucu olmayacağı gibi insani ve İslami değerler açısından da sıralı iflaslar resen ifşa ve ilan edilmiş sayılacaktır. Hamas Siyasi Büro Şefi Sayın İsmail Haniye’ye ve soykırımda hayatlarını kaybeden diğer bütün Filistinli şehitlere Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, Filistin halkıyla baş sağlığı dileklerimi paylaşıyorum.”

  • Bahçeli’den İsrail Dışişleri Bakanı’na tepki

    Bahçeli’den İsrail Dışişleri Bakanı’na tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında söylediği sözlere ilişkin tepki gösterdi. Bahçeli, “İsrail Dışişleri Bakanı’nın, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan; siyasi, tarihi ve nesnel gerçeklerle asla bağdaşmayan alçak sözlerini nefretle lanetliyorum” diyerek, İsrail Başbakanı ile hükümetinin hangi kanlı ve karanlık izleri takip ettiğini tüm dünyanın açıklıkla gördüğünü belirtti. Bahçeli, “Soykırımcı bir yönetimin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na panikle saldırması suçluluk psikolojisinin tezahürüdür. 40 bine yakın masumu katleden İsrail yönetiminin hesap vereceği günler uzak değildir. Bu durum sadece sabır ve zaman meselesidir. Türk milleti kenetlenmiş ve soykırımcı İsrail’e karşı kilitlenmiştir. Elbette her türlü senaryo gündemde olmalı; siyasi, stratejik ve askeri tüm hazırlıklar tahkim edilerek Türkiye’nin hafife alınacak bir ülke olmadığı isabetle teyit edilmelidir” ifadelerini kullandı.

    Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın ise tarih ve mazlumlar önündeki sorumluluğunu ihmalden süratle kaçınması gerektiğini ifade eden Bahçeli, “TBMM’ye davet edilmek, muhatabı için bir şereftir. Bu şerefi taşıyıp taşımama konusu ise Sayın Abbas’ın bileceği ve davranışıyla ispat edeceği bir husustur” dedi.

    Bahçeli, Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde ayakta alkışlanmasının gerçek manada soykırımın ibrası, zulmün ifa ve icrasına rezil bir ikramı olduğunu vurguladı.

    CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın Mavi Vatan için söylediği sözlere de tepki gösteren Bahçeli, “Mavi Vatan’a masal diyen kokuşmuş ve emperyalizmin kuklası haline gelmiş devşirme ve DEM’lenmiş siyasi defoların engellemelerine ve kaleyi içten teslim alma girişimlerine rağmen, Türkiye ve Türk milleti milli haklarını ve egemenlik hukukunu cansiperane savunmanın yanında mazlumların da sonuna kadar yanında ve yöresinde sarsılmaz yerini alacaktır. Vatana masal diyenlerin yolu batış ve mahvoluş; buna direnen ve tepki gösterenlerin istikameti de Türk ve Türkiye Yüzyılıdır. Türk düşmanları kaybedecek, zafer meşalesi inanan milli yüreklerin elinde parlayacaktır” ifadelerine yer verdi.

  • Bahçeli’den 15 Temmuz mesajı

    Bahçeli’den 15 Temmuz mesajı

    MHP Lideri Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Bahçeli’nin mesajında şu ifadeler yer aldı:

    “Küresel ve bölgesel merkezli, aynı zamanda kaotik mahiyetli sorun başlıkları gittikçe dallanıp budaklanmakta, özellikle milli huzur ve güvenliğimize çoklu tehditler saçmaktadır. Türkiye’nin ilerleyiş ve yükseliş azminden ürken, bu suretle ürpertici korku nöbetleri geçiren odaklar yeni arayışlar, farklı oyunlar peşindedir. Bu kapsamda terör örgütleri kanlı tetikçi, kiralık katil ve kirli taşeron olarak kullanılıp alenen belirlenmiş siyasi ve stratejik hedeflere karşı vahşice kışkırtılmaktadır. Bilinmelidir ki, emperyalizmin hain ve haşhaşi maşaları kurulan şiddet ve dehşet sahnesinde ederi bir dolarlık rolleriyle zehir, zelil ve zilletin fail ve figüranları olarak ilelebet anılacaklardır. 15 Temmuz 2016’da Türkiye teslim alınmak istenmiştir. O tarihte Türk milleti, son iki asrın en vahim, işbirliği ve irtibat ağı en geniş saldırı ve suikast dalgasına maruz kalmıştır. Yıkım senaryosu, ‘hizmet ve himmet’ kisvesi altında saklanan vatan, millet ve din düşmanlarının refakatiyle devreye alınmıştır. 15 Temmuz Türk tarihinde bir milat olmakla birlikte devlet ve millet dayanışmasının gıpta edilecek zirve günü olarak da maşeri hafızaya kazınmıştır. On yıllardır kuluçkaya yatan, sistemli biçimde her alana sızan, aşama aşama her yere sirayet eden; siyasi, sosyal, ekonomik, diplomatik, akademik, askeri, emniyet, bürokratik, medya alanlarında paralel bir örgütlenme çarkı kurmasıyla devlete adeta rakip bir yapı inşa eden FETÖ haçlı emellerinin ne ilk operasyon aracı, ne de sonuncusu olacaktır. Türk milleti var olduğu müddetçe, muhasım çevrelerle ve müstevli çemberdeki zalimlerle kaçınılmaz hesaplaşma, görüş açısının sıfıra indiği mukadder karşılaşma elbette devam edecektir. Sekiz yıl önce Türkiye’nin son anda kurtulduğu, bundan mülhem kapatılan dipsiz uçurumun tekrar açılmaya ve kazılmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Güney sınırlarımız boyunca terör devleti, bir başka ifadeyle sözde garnizon devleti veya ikinci İsrail kurma çabalarıyla eşzamanlı olarak FETÖ’nün belini doğrultmaya, nefes borusunu açmak için ilk yardım almaya, enerji ve motivasyon kaynaklarını çeşitlendirmeye başladığı da gayet berrak bir gerçektir. FETÖ’nün yabancı ülkelere sığınan elebaşlarının sosyal medya anarşisinin ateşiyle fitne kazanını kaynatmalarının yanı sıra, Pensilvanyalı caninin iç işgal cephesinde konuşlanan gizil ve gizemli uzantılarının, hatta bu terör örgütünün şeref muhalifi telkin ve vaatlerine aldanarak kafese alınan bazı siyasi partilerin eşgüdüm ve elbirliği halinde Türkiye’nin tekrar 15 Temmuz öncesine taşınmasına hizmet ettikleri inkar edilemeyecek netliktedir. Dünün altılı masa partileri; bugünün uzaktan kumanda edilen, iradeleri rehin alınan partilerine tam manasıyla dümen kırmışlardır. Bu kimliksiz siyasi zihniyetlerin ziyan ve zillet içinde olmaları şöyle dursun, kademe kademe gerçekleşen rota değişiklikleri esasen Türkiye’nin 15 Temmuz sonrası elde ettiği demokratik kazanımların rafa kaldırılmasına yönelik olup çok ciddi tehlikeler içermektedir. 15 Temmuz’un sekizinci yıldönümünde, FETÖ’nün devlet ve toplum hayatına son bir hamleyle nüfuz ederek, bununla birlikte uyuyan hücrelerini günbegün harekete geçirerek bir kumpas döngüsü yaratmak, iç barış ve huzur ortamını bozmak, güvensizlik aşılamak ve milli güvenliğimizde hasar oluşturmak amacıyla fırsat kolladığı, buna çanak tutanların daha görünür hale geldikleri anlaşılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, ‘Mürekkep Damlası Stratejisi’yle PKK/YPG’ye karşı sürekli operasyon evresine nasıl geçmişse, FETÖ’yü, FETÖ’nün iç ve dış uzantılarını yıldırıcı ve yok edici, bununla mündemiç proaktif nitelikli seri operasyonların bir an evvel icra ve ifa edilmesi beka düzeyinde mecburiyettir. Çünkü PKK neyse FETÖ aynısıdır. Türkiye Cumhuriyeti hem PKK’yla hem de FETÖ’yle kıran kırana mücadele edip silindir gibi ezip geçmeye muktedirdir. Yeni yüzyılda ne PKK’nın ne de FETÖ’nün ayakta kalma şansı yoktur. Türk tarihinde çok nadir görülen dehşet vakalarından birisi olan mahut kanlı ve meşum gecede FETÖ’nün hain saldırısı nasıl boşa çıkarıldıysa, Türkiye’yi bölme ve ele geçirme arzuları da aynı şekilde berhava edilecektir. Bugünlerde 15 Temmuz’un intikamını almak amacıyla faaliyete geçen örgütlü ve organize casus şebekesine, kripto damarına, gizli saklı hesap yapan iş birlikçilerine cesaretle ve dirayetle karşı koyulacak, ezcümle nihai hesaplaşma kaçınılmaz olacaktır. Etrafımızı saran, sinir uçlarımıza basan, tahrik ve karalama kampanyalarına hız katan, yalan ve iftiralarını seriye bağlayan alçaklar koalisyonuna en küçük merhamet ve müsamahamız olmayacaktır. Terör örgütlerine acımak mazlum ve masumlara en büyük haksızlıktır. Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunu gölgelemek, Cumhuriyet’in yeni yüzyılını sekteye uğratmak beyhude bir heves olduğu gibi, böylesi bir hataya tevessül edenler kuşkusuz pişman edilecektir. Cumhur İttifakı FETÖ ve PKK başta olmak üzere her türlü terör örgütüyle amansız mücadelesini sürdürecektir. Bilhassa FETÖ’nün iç ve dış uzantılarının son günlerde biteviye yaydıkları fitne ve dedikodu salgının kökü Türk yargısının huzurunda ve şaşmaz adalet teraziyle kazınıp atılacaktır. Hak, haysiyet ve hukuk inkârcısı devşirilmiş istismarcıların esasen insan içine çıkacak yüzleri kalmayacaktır. 15 Temmuz’da yarım kalan hayallerini yeniden uygulamaya niyetlenenleri Türk milleti çok daha güçlü şekilde tepeleyecek, ülkemize ve milletimize yapılan çok boyutlu ve hain saldırılar Allah’ın izni ve inayetiyle ademe mahkum edilecektir. 15 Temmuz şehitlerimize ve bilcümle aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle Türkiye aleyhine karanlık senaryo hazırlığı içinde olanlara sadece felaket günlerinde Türk milletinin hangi fedakârlıkları göze alacağını titizlikle idrak etmelerini ikazen tavsiye ediyorum. Rüzgâr eken mihrakların fırtına biçmek durumunda kalacağını yalnızca Türk tarihine bakarak görmek, bundan ders ve ibret almak menfur ve melun emel sahiplerinin hayrına olacağını muhataplarına ilanen duyuruyorum.”

  • Bahçeli’den maça çıkmayın çağrısı

    Bahçeli’den maça çıkmayın çağrısı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, UEFA’nın kararına sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla tepki göstererek, şunları kaydetti:

    “UEFA’nın, Türkiye-Avusturya futbol müsabakasında attığı golden sonra ‘bozkurt’ işaretini haklı gurur ve sevinç içinde paylaşan milli futbolcumuz Merih Demiral’la ilgili aldığı iki maç men cezası, üstelik itiraz yolunun kapatılması, tasvibi ve tahammülü imkansız skandal bir karardır. Aynı zamanda ırkçı ve faşizan eğilimlerin UEFA’ya nüfuz etmesi utanç duyulacak bir ilkelliktir.”

    “Bozkurt” simgesinin Türklüğün varoluşsal onuru, geçmişle geleceği buluşturan ortak değeri olduğunu ifade eden Bahçeli, “Nitekim bu değere hazımsızlık gösterilmesi, Türk milletine beslenen iflah olmaz husumetin ve Türk tarihini karalama rezilliğinin iğrenç bir tezahürüdür.” değerlendirmesinde bulundu.

    UEFA’nın, bazı ülkelerin futbolcularıyla ilgili verdiği benzeri kararlarda oldukça geniş görüşlü ve hoşgörülü yaklaşmasına rağmen sırayı bir Türk futbolcu aldığında nefretini gizleyemediğini belirten Bahçeli, dünya futboluna kara bir leke sürüldüğünü, 2024 Avrupa Şampiyonası’na gölge düştüğünü vurguladı.

    “MERİH EVLADIMIZIN VE BÜTÜN MİLLİ FUTBOLCULARIMIZIN SONUNA KADAR YANINDAYIZ”

    Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Ancak çılgın Türkler her engeli aşacak azim ve inançtadır. A Milli Futbol Takımımızın arkasında 85 milyon Türk vatandaşı dua, destek ve tezahüratıyla ayaktadır. Geldiğimiz bu aşamada Türk milletinin tarihi mirasına apaçık saygısızlık yapan UEFA, bahse konu ayıplı kararını geri almadan A Milli Futbol Takımımızın Hollanda karşılaşmasına çıkmaması ve bir hak olan demokratik protestosunu bu şekilde göstermesi ahlaki ve milli nitelikli bir beklentidir.

    ​​​​​​​UEFA laçka kararından vazgeçmezse Hollanda’nın sahada tek başına bırakılması ve A Milli Futbol Takımımızın Türkiye’ye dönüşü milli haysiyetimize en uygun seçenek olacaktır. Boyun eğerek, taviz verilerek, teslim olarak kazanılacak bir başarı her manada hezimet ve zilletin makyajlanmasıdır. Merih evladımızın ve bütün milli futbolcularımızın sonuna kadar yanındayız. Biriz, beraberiz, hep birlikte Türkiye’yiz, Türk milletiyiz.”

  • Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sona erdi

    Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sona erdi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Sona eren görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü.

  • Erdoğan-Bahçeli görüşmesi başladı

    Erdoğan-Bahçeli görüşmesi başladı

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya geldi.

    Beştepe’deki basına kapalı görüşme, saat 16.05’te başladı. İki lider, yerel seçim sonrası 29 Nisan ve 10 Mayıs’ta görüşmüştü.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşme öncesinde AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda Cumhur İttifakı’yla ilgili önemli mesajlar verdi.

    Erdoğan, 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı’nın Türkiye’nin bekasının teminatı olduğunu belirterek “Yol arkadaşımız MHP ile omuz omuza yürüyoruz. Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır, birdir, bütündür ve sarsılmadan ayakta kalacaktır. Cumhur İttifakı’nın herhangi bir üyesine yapılan saldırı, doğrudan ittifakın birliğine, bütünlüğüne yapılmıştır. Bu saldırılara geçit vermeyiz.” ifadelerini kullandı.

    Görüşmede siyasette normalleşme, terörle mücadele, Meclis çalışmaları, ekonomi, öğretmenlik meslek kanunu gibi konuların masada olması bekleniyor.

  • Cumhur İttifakı yoluna devam edecektir

    Cumhur İttifakı yoluna devam edecektir

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    KONUŞMASINI OTURARAK YAPTI

    MHP lideri Bahçeli’nin gecikmeli başladığı konuşmasını her zamanki gibi kürsüde ayakta değil oturarak yapması dikkat çekti.

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    “Milletimizin sesine her zaman kulak verdik yine vereceğiz. Millet ve milliyet onurundan tavizimiz düşünülmeyecektir. Anız yangınlarından zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimiz iletiyorum vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Elbet yaralar sarılacaktır. Yangının çıkış nedenleri tespit edilecek gerekli hukuki tasarruf yapılacaktır. Bu konuda biraz sabırlı olmak lazımdır. Diyarbakır Barosu’nun sipariş açıklamasıyla hangi hedefleri canlı tutmak istediği gözden kaçırılamaz. Kürt kökenli kardeşlerimizi istismar edenler tüm çirkin suretleriyle açıktadır.

    3. DÜNYA SAVAŞI AÇIKLAMASI

    Dünya baş döndüren gelişmelerin akılları bulandıran hadiselerin çekim alanındadır. İyimserliğimizi destekleyecek çok az gerekçemiz olduğu da malumlarınızdır. 3. Dünya Savaşı ile ilgili alarm zilleri çalanlara her gün yenileri eklenmektedir. Sırbistan Cumhurbaşkanı dünyada 3-4 ay içinde büyük bir çatışmanın yaşanacağını iddia etmiştir. Son zamanlarda yeni bir dünya savaşı riski sürekli olarak telaffuz edilmektedir. Küresel ve bölgesel basınçtaki yükseklik taşmakla birlikte ticari restleşmeler artış kaydetmektedir. Türkiye’miz her türlü senaryoya göre milli güç unsurlarını tetikte tutmak durumundadır.

    İSRAİL’İN GAZZE SALDIRILARI

    İsrail hala Gazze’ye saldırıyor barış arayışlarını sekteye uğratıyor, 263 gündür masum Filistinli kardeşlerimizin kanını döküyor. Caniyahu Gazze’de çatışmaların sona yaklaştığını birliklerin Lübnan sınırına taşınacağını söylüyor.

    “IRAK VE SURİYE ÜZERİNDE KUMAR OYNANMAKTADIR”

    Doğu Akdeniz ve Ege pek çok tehdide müsaittir. Irak ve Suriye üzerinde kumar oynanmaktadır. Irak’ın Süleymaniye kenti PKK üssüne dönüştürülmek istenmektedir.

    “İSTANBUL’U İKİNCİ VATİKAN’A DÖNÜŞTÜRMEYE HİÇ KİSMENİN GÜCÜ YETMEZ”

    İstanbul’u ikinci Vatikan’a dönüştürmeye hiç kimsenin gücü yetmez. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinde Konstantinopolis diye bir şehir yoktur.

    “CUMHUR İTTİFAKI TÜRK MİLLETİNİN RUH KÖKÜDÜR VE KARARLILIKLA YOLUNA DEVAM EDECEKTİR”

    Kaostan nemalanan mayası bozuk çevrelerinde şu günlerde faal olduklarını görüyoruz. İç huzur ve istikrar ortamını zedelemek amacıyla bir kampanya ilerleyiş kaydetmektedir. Tatlı su kurnazı eski tüfekler yozlaşmış elitler karanlık odaklar dış bağlantılı maşalar partimizin ittifakımızın aleyhine psikolojik harp tehditlerinde bulunan kansızlar operasyon yürütmektedir. Cumhur İttifakı Türk milletinin ruh köküdür ve kararlılıkla yoluna devam edecektir. Cumhur İttifakı dağılırsa dışarıdan güdümlü işbirlikçiler bayram edeceklerdir. Onların bayramı Türk milletinin ve Türkiye’nin matemidir. Onlara bayram değil layık oldukları zilleti her aşama ve seviyede yaşatacağız.

    CHP LİDERİ ÖZEL’E SERT TEPKİ

    Kalkmışlar sabah akşam MHP’yi asıp kesiyorlar. CHP başkanı, olmayan siyasi aklının dibindeki tortuları ortaya saçıyor. Bu şahsın iki kişi diyerek saldırdığı benim ülküdaşlarımdır ve partimizin saygın isimleridir. CHP Genel Başkanı bizim iki arkadaşımıza değil yanındaki Türkiye düşmanlarına baksa daha tutarlı bir davranış içinde olacaktır. Bizim tek bir ülküdaşımız bile bunların alayına yetecektir. CHP hastalıklı bir bünyedir. CHP’nin normalleşmesi PKK’nın normal görülmesidir. Ekonomiden şikayet ederler ne bir projeleri ne bir önerileri vardır. Anayasa’ya uyulması çağrısını papağan gibi tekrarlarla yeni anayasa için ne teklifleri ne de hazırlıkları söz konusudur. Havanda su dövmekten başka hiçbir şey yapmazlar. DEM’i hayranlıkla onaylarlar. Cumhur İttifakı’nı kötülemek için yarış halindeler. Kayseri’deki adli vakadan dolayı MHP’yi karalamaya namertçe tevessül ederler. 1 Temmuz’da başlayacak cinayet davası için tek ayak üstünde 40 yalan söylerler. Kimin kimlerle iş tutuştuğunu, hangi iftira düzeneklerinin hazırlandığını çok iyi biliyoruz. davamızı üç beş çapulcunun keyfine göre yargılatamayız. MHP ve Ülkü Ocakları’nı sorgulatamayız. Bizi sindirmeye çalıştıklarını görmediğimiz mi sanılıyor. MHP ile aşık atılamaz.

    ÖZEL’İN TÜRKİYE İTTİFAKI DAVETİNE YANIT: TAM BİR AKIL TUTULMASIDIR

    Özgür Özel’e verilmiş ev ödevi listesinde MHP ile uğraşma görevine koyulmuştur. Bu zatın her meselede partimizi zan altında bırakma gayreti siyasi ahlakla bağdaşmamaktadır. Bizi Türkiye İttifakı adıyla kurulduğu söylenen çatısı akan üzerine baykuşların konduğu harabeye davet etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Kurnaza bakar mısınız? Cumhur İttifakı’na karşı başlattığı yarma harekatını takdim etmek suretiyle olmadık metodları devreye sokuyor.

    SİNAN ATEŞ CİNAYETİ DAVASI

    1 Temmuz’daki davaya sadece avukatlarımız katılacaktır. Bunun dışında kimse bulunmayacaktır. MHP’yi bir cinayet ile suçlayanlara bu can bu bedende olduğu sürece hakkımı helal etmeyeceğim, hepsiyle hem bu dünyada hem mahşerde tek tek hesaplaşacağım. Kimde ne belge varsa mahkemeye versin. Pensilvanya hukukunun değil Türkiye hukukunun geçerli olduğunu göreceğiz. Köklerini kurutmak bizim için an meselesi.

    VERGİ DÜZENLEMESİ

    Vergi adaleti için başlatılan kapsamlı çalışmayı olumlu buluyor ve destekliyoruz. Doğrudan vergilerin artırılması sosyal adalete can suyu verecektir. Türkiye ekonomisi fırtınadan çıkmıştır enflasyonda düşüş trendi başlamıştır. En kötü günlerin geride kaldığına inanıyoruz.

    ARDA GÜLER AÇIKLAMASI

    Milli Takımımız yarın akşam kader müsabakası olan Çekya maçında evlatlarımız ter dökecek. Yenseler de yenilseler de hepsinin gözünden öpüyorum. Ay yıldızlı formamızı taşıyan evlatlarımız Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmekte. Arda Güler evladımıza yapılan tartışmaları takip ettim; Arda’nın paylaştığı gibi Türk’e durmak yakışmaz. Futbolda yenmek de vardır yenilmek de.”

     

     

    NTV