Etiket: dikkat

  • Kene ısırmalarına dikkat

    Kene ısırmalarına dikkat

    “Hemen sağlık kuruluşuna gidin”

    Yağışların ardından yüzünü göstermeye başlayan sıcak havalar beraberinde bölgede kene tehlikesini de beraberinde getiriyor. Uzmanlar tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmesi gerektiğini belirterek, “Pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Kişiye kene tutunduğu durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır.” şeklinde konuştular.


    “Çıplak elle tutulmamalı ve patlatılmamalı”

    Sağlık Müdürlükleri bahar ayları ile birlikte ortaya çıkan kene tehlikesine karşı camii, okul ve benzeri yerlere bilgilendirici afiş-broşürler dağıtırken, hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğini hatırlatılarak, “Hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini almalıdır. Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.” dediler.

  • Lüks segment ‘iki tekerler’ dikkat çekiyor

    Lüks segment ‘iki tekerler’ dikkat çekiyor

    Motor tutkunlarını bir araya getiren motosiklet fuarı kapılarını açtı. Motor tutkunlarının yoğun bir ilgisi olan fuarda 25 bin TL’den 1.2 milyon TL’ye kadar motorlar tanıtılıyor. Ayrıca özel yapım motorlarda fuarda yerini aldı. Fuarda scooter dışında uzun yol, safari, ATV ve yarış motorları da bulunuyor.

    Fuarın çok fazla ziyaretçi aldığını belirten stant sahibi Tayfun Balaman, “Fuarın ilk günü yağmur olmasına rağmen yoğun bir ilgi vardı ve bu ilgi her geçen saat artıyor. Birçok motosiklet modeli burada tanıtılıyor ve alıcısını bekliyor. Daha çok araba ehliyeti olanların rahatlıkla kullanılabileceği küçük motorlara yoğun bir talep var” dedi.

    “Fuar beklediğimizden daha yoğun geçiyor”

    Fuarın yoğun bir ilgiyle başladığını belirten Tayfun Balaman, “Fuarın bugün ikinci günü, ilk gün yağmurluydu. Beklentimiz pek yoktu fakat beklentimizin de üzerinde yoğun bir ilgiyle karşılaştık. Son dönemlerde motosikletlere ilgi arttı. Genel olarak araba ehliyeti olanların rahatlıkla kullanabileceği 50 CC’lik scooter motorlara çok fazla talep var. Bu tarz motorlarda da fazlasıyla model ve renk çeşidi olduğundan insanların aradığını bulması konusunda ve taleplerini karşılama konusunda rahatlık oluyor. Burada scooter dışında uzun yol, safari, ATV ve yarış motorları bulunuyor. Scooter motorlarda 25 binden 100 bine kadar motor fiyatları değişiyor. Diğer tarz motorlara bakacak olursak 50 binden 1 milyon TL’ye kadar motorlar fuarda bulunuyor” ifadelerini kullandı.

    “1.2 milyon TL değerindeki motorumuzla fuarın en pahalı motorlarından birine sahibiz”

    Fuarın en pahalı motorlarından birisine sahip olduklarını belirten fuara katılan bir markanın sorumlusu Alp Sabuncu, “Fuar bizim için harika başladı. Fuarın ilk gününden itibaren satışlarımıza da başladık. İlk gün yağmur vardı o yüzden insanlar gelmekte zorlandı ama buna rağmen yoğun bir ilgi var. Motorumuz 1900 CC, 1.2 milyon TL fiyatıyla fuarın en pahalı motorlarından birisi konumunda. Çok fazla ilgi görüyor satın almak için soranlarda oldu fakat daha satılmadı. Umarız fuarın ilerleyen günlerinde satılır. Gelenler önce motorun fiyatını soruyor duyunca tabi ki çok şaşırıyorlar fakat motorun gücü ve yapısı bakımında insanlar çok beğeniyor” dedi.

    “Uzun zamandır motor fuarını bekliyorduk”

    Motorsiklet ve motorsiklet ekipmanları almaya geldiğini belirten ziyaretçi Özgür Yancar, “Fuarı uzun zamandır bekliyordum. Fuar çok güzel görünüyor, bir çok model burada. Hepsini inceleme fırsatı bulabiliyoruz. Uzun yıllardır motor kullanıyorum. Burada motorlar dışında ekipmanlarını da bulabiliyoruz hem motor beğeniyoruz hem ekipman seçiyoruz. Bu yönden çok kapsamlı bir fuar olmuş. Beğendiğim bir motor olursa tabi ki almayı düşünüyorum” dedi.

    Bir başka ziyaretçi ise, “Kendim zaten motor tutkunuyum, 6 yıldan beri motor kullanıyorum. Bugün de fuara piyasaya bakmak için geldim. Motor fiyatlarına baktım. Sevdiğim tarzdaki motorları inceledim çok güzel bir fuar olmuş. Beğendiğim bir motor buldum fiyatı yaklaşık 500 bin TL civarında, onu inceledim” şeklinde konuştu.

  • Sinsi tehlike, ‘korozyona’ dikkat

    Sinsi tehlike, ‘korozyona’ dikkat

    Büyük depremlerin ardından özellikle eski binalarda yaşayan vatandaşların çoğu, binasının sağlam olup olmadığını merak etmeye başlarken, binalarda korozyonun zararlarına dikkat çekiliyor.

    “Korozyon sebebiyle yapı aslında tasarlandığı gibi davranış göstermiyor”

    İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Süleyman Kamil Akın, inşaatlarda son zamanlarda yalıtım faktörünün göz ardı edilmesinin donatı korozyonuna sebep olduğunu söyledi. Akın, “Özellikle temellerde bohçalama ve benzeri sürme ya da yapıştırma şeklinde yapılmayan yalıtımların ilerleyen süreçte yapının temelinde, perde duvarlarında ve benzeri yerlerinde kullanılan donatının korozyona uğramasına, hacimsel olarak genişlemesine, bir taraftan da kesik kaybına neden oluyor. Bu da herhangi bir deprem ya da normal kuvvet altında yapının güvenliğini etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesi. Bu korozyonu en çok nerede görüyoruz; özellikle dış ortama açık istinat duvarları, köprü ayakları, deniz yapılarında, orada deniz suyunun da etkisi var, bunlara dikkat edilmeli ve gerekli önlemler mutlaka alınmalı. Çünkü siz bir kolona koyduğunuz donatının büyük bir kısmının korozyon sebebi ile kaybediyorsunuz ve herhangi bir deprem anında ya da normal kullanım anında bu korozyon sebebiyle yapı aslında tasarlandığı gibi davranış göstermiyor. Bu konunun daha hassasiyetle ele alınması ve bu konu hakkında çalışmaların yapılması da aslında bize depremin ve yapıların neden daha sık kontrol edilmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor” dedi.

    “Özel tedbirlerin alınması faydalı olacak”

    Yalıtım işinin ciddiye alınması, özellikle dış ortama maruz kalan yapılarda özel tedbirlerin alınması gerektiğini anlatan Dr. Süleyman Kamil Akın, “Korozyona uğramış yapı toprakla temas ettiği için ya da gerekli yalıtım yapılmadığı için kesik kaybına uğramış birçok yapının da bu sebeple hasar gördüğüne şahit olduk. En önemli tavsiyem, yalıtım işinin ciddiye alınması; özellikle dış ortama maruz kalan ortamlarda özel tedbirlerin alınmasının faydalı olacağı ve yapı ömrünün, dolayısıyla yapı ömrünü ve kullanımı artıracağı yönünde. Bununla birlikte birçok çalışmalar yapılmış. Yapılan çalışmalar sonucunda korozyonun çok ciddi bir hasar sebebi olduğu ortaya çıkmış. İstanbul’da 1 buçuk milyon konutun taşınmasından bahsediliyor. Aslında belki zemin etkilerinin yanı sıra yapılarda o zamanki yapım şekli olarak deniz kumu kullanılması korozyonu hızlandırması en önemli sebeplerinden bir tanesi olarak da karşımıza çıkıyor. Mutlaka ve mutlaka bu korozyon hasarının göz önüne alınarak korozif bölgelerin ya da korozyon uğraması muhtemel bölgelerin suya karşı dirençli hale getirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.


    Konya’da konu ile ilgili protokol yapıldığını aktaran Dr. Akın, “Depremden sonra Konya Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, İnşaat Mühendisleri Odası, Konya Teknik Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümleri ortak bir protokole imza atıyor. Bu protokol çerçevesinde İnşaat Mühendisleri Odası ya da üniversitelere başvuran insanların standart bir ücret karşılığında yapılarının ön değerlendirme raporları hazırlanacak. Bu raporlar neticesinde binaların risk durumları vatandaşa ve ilgili belediyesine bildirilecek. Bu sayede elimizdeki riskli yapıların hem sayısını hem de neler yapılabileceğini hızlıca ortaya koyacağız. Bu yapıların daha sonra İnşaat Mühendisleri Odasınca bu işte uzman ve akredite kendi sayfasında yayınlanan inşaat mühendisleri tarafından performans analizlerinin yapılması, lisanslı laboratuvarlardan alınan deney numunelerine göre bu çalışmalar yapılacak. Daha sonra gerekirse güçlendirme, güçlendirme maliyeti fazla çıkar yeniden yapım maliyeti tercih edilirse de yeniden yapıma yol açacak” diye konuştu.

  • Uludağ’a çıkacaklar dikkat

    Uludağ’a çıkacaklar dikkat

    Bursa’nın yüksek kesimlerini etkisi altına alan şiddetli rüzgar, hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye’nin en önemli kış turizmi merkezlerinden Uludağ’a ulaşımı sağlayan teleferik seferlerine hava muhalefeti sebebiyle ara verildi.

    Bursa Teleferik A.Ş.’den yapılan açıklamada “Tesisimiz bugün şiddetli rüzgar nedeniyle tüm gün kapalı olacaktır” denildi.

  • Sıcaklık artıyor, çöl tozuna dikkat

    Sıcaklık artıyor, çöl tozuna dikkat

    Ülke genelinde çöl tozları havayı kapatıyor. Sıcaklıklarsa şubat ayına göre çok yüksek seyrediyor.

    Sıcaklığın 16 derecelerde seyrettiği İstanbul’da bugün yağmur var. Yarınsa poyraz sert esecek.

    Ankara’da sıcaklık 16 derece civarında seyrederken başkanette sabah ve akşam saatlerin yağmur geçişleri bekleniyor.

    İzmir’de biriken çöl tozları nedeniyle, hafif yağmurlar çamurlu yağacak. Bölgede sıcaklık 22 derece.

    Bursa hafif yağmurlu sıcaklık 23, Antalya biraz bulutlu 23 derece.

    Marmara’da bu hafta bölge genelinde yağmur geçişleri var. Sıcaklıklar 18-20 derece arasında seyredecek. Yarından itibarense poyrazın sert esmesiyle hissedilen sıcaklık düşecek.

    İç Anadolu’da da lodosla birlikte sıcaklık mevsim normallerinin üzerinde. Bölgede bugün 17-20 derece arasında olan sıcaklık, yarın 20 dereceleri görecek. Eskişehir-Yozgat arasında yağmur bekleniyor.

    Ege’deyse rüzgar hafif esiyor. İç kesimlerle hafif yağmurlar görülecek. Yoğun çöl tozları solunum riskini artırabilir. Muğla 19, Manisa 20, Ayfon 15 derece.

    Akdeniz ve Güneydoğu’da hava biraz bulutlu, sıcaklık yüksek. Adana-Hatay 24, Kahramanmaraş 23, Diyarbakır 20, Gaziantep 23 derece.

    Karadeniz’de hava ılık. Bolu 17, Samsun 21, Trabzon 19 derece. Bu akşam Batı Karadeniz’de yağış var. Doğu Anadolu’da hava açık. Malatya öğle 17, gece 2 derece.

  • Sosyal medyadan yapılan yanlış bilgilendirmelere dikkat

    Sosyal medyadan yapılan yanlış bilgilendirmelere dikkat

    Doç. Dr. Karakocalı, 2022 yılının Ekim ayında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu (TCK) 217/ A yani Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu’nun önemine değinerek yine bu madde çerçevesinde meydana gelen olaylardan çeşitli örnekler verdi. TCK çerçevesinde dezenformasyon unsurlarının bir arada olmadığı eylemler bakımından her paylaşımın bir suç olmadığını da aktaran akademisyen Karakocalı, ayrıca vatandaşın ifade özgürlüğü çekincesinin haklı olmadığıyla birlikte soruşturma ve yargı makamlarınca ortaya konulacağı düşüncesinde olduğunu iletti. Afet zamanlarında yayılan yanlış bilgilerin halkı kötü anlamda etkilediğini de sözlerine ekleyen Karakocalı, “TCK 217/A maddesi sıklıkla gündeme gelmektedir” şeklinde vurguladı.

    “Ülkeleri büyük felaketlere sürükleyecek bir kavram olarak ortaya çıktı”

    Av. Doç. Dr. Karakocalı, dezenformasyon kelimesinin anlamını izah ederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “Dezenformasyon kelimesi aslında halkın nazarında kolay telaffuz edilecek bir kelime olmamakla birlikte bu sıralar sıklıkla kullanılan terimlerden bir tanesidir. Türk literatürüne de çok uzak ve yeni kullanımda olan bir kavram değildir. Zira dünya literatüründe hepimizin bildiği gibi özellikle 2016 yılında Amerika seçimlerinde ve Brexit Anlaşması döneminde dezenformasyonun iç savaş çıkaracak, seçim kaybettirecek ve ülkeleri büyük felakete sürükleyebilecek bir kavram olarak öne çıktığını gördük. Böyle bir dönemde yine hatırlayacak olursanız İngilizcesi ile ‘Post truth’ yani hakikat ötesi dediğimiz bir kavramla ilişkilendirilerek gerçek ve yalan arasındaki sınırın bulanıklaştırılması faaliyeti olarak dezenformasyon, karşımıza çıkmıştı.”

    “TCK 217/A maddesi sıklıkla gündeme gelmektedir”

    “Yasal düzenleme sonrasında bilgi çarptırmanın cezai müeyyidesi aslında ifade özgürlüğüne bir set vurmak maksadıyla çıkarıldığı söylemleri sıklıkla tekrarlandı” diyen Av. Karakocalı, “Günümüzde deprem mega bir felakettir. İlaveten bu çerçevede OHAL ilan edildi. Bu gibi durumlarda ortaya çıkacak dezenformasyonun olumsuz sonuçlarından halkın etkilenmemesi de gerekmektedir. Bu anlamda da Ekim 2022 tarihinde çıkarılmış olan TCK 217/ A maddesi sıklıkla gündeme gelmektedir. Gerçeğe uygun olmayan bilginin kasıtlı olarak paylaşılması örnekleriyle karşılaşılabiliyor. Normal bir dönemde dezenformasyonla ilgili olarak ortaya çıkan yalan haber; maksatlı haber ve bazen de itibar suikastı diye ifade edilir” dedi.

    “Bunun bir suç olduğu bilincine varılmalıdır”

    Av. Doç. Dr. Ahmet Karakocalı, “Nefret söylemlerini ya da benzeri şekilde ifade edilen sonuçları karşımıza çıkaran söylemlerin bu dönemde yaygınlaşmasını normal karşılamak gerekir. Fakat bunun bir suç olduğunun bilincinde ve oluşan durumun ülkeye ne şekilde zarar verebileceğinin farkında olunmalıdır. Çünkü vatandaş olmak şuurlu olmayı gerektiriyor ve her şeyden önce hukuk kurallarının neyi düzenlediğini bilmek gerektiriyor. TCK 217/A maddesi de böyle dönemlerde ortaya çıkan dezenformasyonu ülkeyi başka açılardan felakete sürüklememek için tedbiren getirilmiş bir düzenlemedir” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Deprem anında mavi ışıklar dikkat çekti

    Deprem anında mavi ışıklar dikkat çekti

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler nedeniyle birçok ilde 40 binden fazla insan hayatını kaybetti, on binlerce kişi de yaralandı. Depremin en çok etkilediği şehirlerin başında gelen Hatay’da ise bir taraftan sahada çalışmalar yürütülüyor, bir taraftan ise vatandaşların yaraları sarılmaya çalışılıyor. Şu ana kadar birçok deprem anının kameralara yansıdığı şehirden dikkat çeken bir görüntü daha geldi.

    İskenderun’da bir iş makinesinde bulunan araç kamerasına yansıyan görünler de depremle birlikte panikle dışarı çıkan bir kişinin ardından şehirdeki tüm elektriklerin kesilmesiyle gökyüzüne doğru yansıyan mavi ışıklar yer aldı. Peş peşe en az 9 kez görünen mavi ışık parlamaları dikkat çekti.

  • “Suriye’deki kolera salgını endişe verici”

    “Suriye’deki kolera salgını endişe verici”

    Kahramanmaraş’ta 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler 10 ilde yıkıcı etkilere neden oldu.

    Depremin ardından yol kenarlarında biriken çöpler, içme suyuna erişimde yaşanan zorluk ve beraberinde gelen hijyen sorunu en büyük problemler arasında yer alıyor.

    Deprem bölgesinde enfeksiyon riskini değerlendiren İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, henüz salgın hastalıkların söz konusu olmadığını, önümüzdeki haftanın bu açıdan çok kritik olduğunu, önlemler açısından bu süreyi çok etkin bir şekilde değerlendirmek gerektiğini söyledi.

    İlk hafta arama kurtarma ve yaralıların acil tedavilerine yönelik ekiplerin sahada aktif rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Yavuz, artık salgın hastalık riski açısından halk sağlığı ve enfeksiyon uzmanlarının bölgede daha aktif rol oynayacağını, salgın riskinin artışa geçeceği döneme girildiğini kaydetti.

    “BU HAFTAYI BOŞA HARCARSAK SALGININ ÖNÜNE GEÇEMEYİZ”

    Prof. Dr. Yavuz, 1999 depremini yaşayan biri olarak böylesine büyük bir yıkım görmediğini vurgulayarak “Bu haftalardan sonra artık gerçekten altyapı olanaklarının yetersizliği nedeniyle enfeksiyon hastalıkları, salgın hastalıklar açısından çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu hafta bizim açımızdan tüm hazırlıkları bitirmemiz gereken çok kritik bir hafta. Şu aşamada yeterince önlem alırsak, salgın ortaya çıkmadan ya da çıksa bile hızla baskılama şansımız olur. O nedenle dernek olarak bu haftayı boşa harcamamayı tavsiye ediyoruz. Bölgede, özellikle yöneticilerde ‘Hiçbir sorun yok, her şey iyi, biz hallediyoruz’ yaklaşımı söz konusu. Fakat orada insanlar çok ağır sorunlar yaşıyorlar. Herkes el birliğiyle çalışmaya çok hevesli. Bu çok büyük bir olay ve iş birliği yapmak çok önemli.” dedi.

    “ŞU AN SALGIN YOK AMA KULLANIM SUYU GELMEZSE KAÇINILMAZ”

    Bölgede salgın hastalık var söylentilerinin doğru olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, kısa süre içinde gerekli önlemler alınmazsa, ishalli enfeksiyonlar başta olmak üzere pek çok bulaşıcı hastalığın hızla yaygınlaşabileceğini kaydetti.

    Prof. Dr. Yavuz, depremden sonra en çok suyla bulaşan hastalıklarda sıkıntı olacağını dile getirdi.

    “İçme suyu sıkıntısı yok. Ama yeterli tuvalet ve kullanma suyu, yani temizlik açısından yeterli imkan yok. Hastalıktan korunmak için ellerinizi yıkayın diyoruz biz.” diye konuşan Yavuz, “En çok ishalli hastalıklar görülür. Kullanma suyu ve tuvalet, salgın hastalıklar açısından çok kritik bir ihtiyaç. Kurulan çadır kentlerde dahi tuvaletler yetersizdi.” dedi.

    SINIRDA KOLERA TEHLİKESİ

    Suriye’deki kolera salgınının endişe verici olduğuna da değinen Prof. Dr. Yavuz, “Suriye’de kolera salgını var. Yine sınırda kolera olguları görüldü. Dolayısıyla koleranın da erkenden yakalanabilmesi için, mobil ekiplerle, çok da teçhizat gerektirmeden yapılabilecek şekilde hızlı tanı olanaklarının, bir an önce bölgede yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi.

    Hasta başı testlerin ivedilikle kullanıma sokulmasının çok kritik olduğuna da değinen Prof. Dr. Yavuz, “Streptokok, grip, Covid için alanda (hasta başında) test yapılabilmeli. Bu, hastaların erkenden saptanarak, en azından hasta kişinin ortamdan uzaklaştırılmasını ve bulaşmanın engellenmesine yarar. Salgının hızı azaltılabilir. Yine ishalli hastalıkların da erken tanısında kullanılabilecek birtakım kitler var, daha ucuz. Bu da temin edilmeli. İkincisi temasla bulaşan enfeksiyonlardan endişeliyiz. Uyuz, bunların başında gelir, kalabalık ortamlarda yaşayan insanlarda çok hızlıca yayılabilir. Şu an uyuz salgını yok, salgın ihtimaline karşı özel solüsyonları da bölgeye fazlasıyla temin etmişler. Ayrıca depremden önce konuştuğumuz üst solunum yolu enfeksiyonları, yine bölge için büyük risk. Bunlar içinde Beta hemolitik streptokok (strep A) invaziv (derin yerleşimli) formları görülebilir. Dolayısıyla enfeksiyon hastalıklarında bir gruba da antimikrobik tedavi vermek gerekebilir.” diye konuştu.

    Bölgeye çok sayıda geniş spekturumlu antibiyotikler de yığıldığını ancak, bunun yerine daha basit formdaki antibiyotiklerin kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, aksi taktirde ciddi bir antibiyotik direnci riskinin de söz konusu olacağını kaydetti.

    HERKESE TETANOS AŞISINA GEREK YOK”

    Tetanos aşılarının sadece yaralılara uygulanması gerektiğini ve bölgedeki herkese tetanos aşısı yapmaya gerek olmadığını kaydeden Prof. Dr. Yavuz, kuduz açısından bölgenin riskinin arttığına da dikkat çekti.

  • En yaşlı konutlar Fatih ve Üsküdar’da

    En yaşlı konutlar Fatih ve Üsküdar’da

    İstanbul’da 2000 ve öncesinde yapılan bina sayısı 818 bin adedi aşarken, bu alanda başı 39 bin 786 adetle Fatih ilçesi çekiyor.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle 2020’de hazırlanan “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” megakentteki konut stokuna ilişkin verileri ortaya koyuyor.

    Söz konusu çalışmadan derlediği bilgiye göre, kentte 2000 ve öncesinde yapılmış bina sayısının 818 bin 339 olduğu görülüyor. Söz konusu yapıların 555 bin adedinin 1980-2000 tarihli, 264 bininin ise 1980 öncesinde yapıldığı rapora yansımış durumda.

    İstanbul’da 2000 ve öncesi binaların en çok olduğu ilçelerin başını 39 bin 786 ile Fatih çekiyor. Bu binaların 31 bin 899’unun ise 1980’den öncesine ait olduğu biliniyor.

    Fatih’i 35 bin 353 adetle Üsküdar, 34 bin 618 ile Bağcılar, 34 bin 592 ile Pendik, 34 bin 333 ile Beykoz, 33 bin 727 ile Ümraniye, 33 bin 68 adetle Sarıyer izliyor. 7 ilçede bina sayısının 30 binin üzerinde olduğu görülüyor.

    EN DÜŞÜK ADALAR VE BEYLİKDÜZÜ’NDE

    Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısı Küçükçekmece ve Silivri’de 25-30 bin adet, Beyoğlu, Maltepe, Esenyurt, Kartal, Kağıthane, Sultanbeyli, Sultangazi, Eyüp ve Gaziosmanpaşa’da 20-25 bin adet, Bahçelievler, Arnavutköy, Şişli, Bayrampaşa, Kadıköy, Esenler, Şile, Ataşehir, Avcılar ve Sancaktepe’de 15-20 bin adet aralığında.

    Büyükçekmece, Başakşehir, Çekmeköy, Tuzla, Zeytinburnu, Beşiktaş ve Çatalca’da ise 10-15 bin adet aralığında 23 yaşında üzerinde bina bulunuyor.

    Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısının en düşük kaldığı ilçe 5 bin 325 adetle Adalar olurken, onu 6 bin 262 ile Beylikdüzü, 9 bin 800 ile Güngören, 9 bin 961 ile Bakırköy izliyor.

    Rapora göre, 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde İstanbul’da 301 bin binanın hafif, 137 bin binanın orta, 39,5 bin binanın ağır, 13,5 bin binanın ise çok ağır hasar görebileceği öngörülüyor.

    ”BİNANIZA DEPREM DAYANIKLILIK TESTİ YAPTIRIN”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam yaptığı açıklamada, “Son afette yıkılan tüm binaların yüzde 98’inin 1999 yılı öncesi inşa edilenler olması bize bina standardı ve denetimi konusunda kat ettiğimiz ilerlemeyi göstermekle birlikte işi daha sıkı tutmamız gerektiğini de hatırlatıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

    Uzmanlar, yaşlı konutlarla ilgili deprem dayanıklılık testi yaptırılması, sonuca göre binanın güçlendirilmesi veya dönüştürülmesi çağrısında bulunuyor.

    Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Başkan Vekili Haldun Ersen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da muhtemel 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen 491 bin binada 6,2 milyon kişinin yaşadığının tahmin edildiğini söyledi.

    Özellikle çok ağır hasar alması beklenen binaların hemen tahliye edilmesi ve bu yapıların dönüşümü için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Ersen, bunun yolunun da konut sakinlerinin yapı denetimi yaptırmalarından geçtiğini anlattı.

    Ersen, vatandaşlardan binalarına dayanıklılık testi yaptırmaları gerektiğini kaydederek, kentsel dönüşüm için geç kalmamalarını, bu konuda topluca seferberlik ilan edilmesi gerektiğini bildirdi.

    KENTSEL’DEN DÖNÜŞÜM İÇİN YOL HARİTASI

    Haldun Ersen, Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı’nın bu alanda farkındalığını artırmak amacıyla yol haritasını açıkladığını belirterek, “Türkiye’nin en önemli problemlerinden kentsel dönüşümün siyaset üstü bir yaklaşımla, milli seferberlik bilinciyle, aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi birlik, beraberlik ruhuyla ele alınması gerekiyor.” dedi.

    Ülke genelinde milyonlarca riskli konut bulunduğuna işaret eden Ersen, “Mülkiyeti elinde tutan vatandaşın vakit kaybetmeden bu işin içine katılması ve riskli binalar için harekete geçilmesi gerekiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın özellikle 2022’de devreye aldığı kentsel dönüşüm teşviklerinin bu anlamda hayati olduğunu da düşünüyoruz.” açıklamasında bulundu.

    Ersen, kentsel dönüşüm için hazırladıkları yol haritasına değinerek, bu sürecin 12 maddeden oluştuğunu söyledi.

    Ersen, bu maddelerin “iletişim stratejisi”, “fayda ve maliyet ilişkisi”, “mülkiyet sorunlarının çözülmesi”, “STK’lar ile iş birliği”, “vatandaşın geri bildiriminin alınması”, “sosyolojik ve psikolojik etki”, dönüşümün vatandaş, devlet ve STK’ler ile çözülebileceği”, “6306 Sayılı Kanun’un geliştirilmesi”, “planlama ilkeleri”, “yerel yönetimler”, “kamu-özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi” ve “yargılama” olduğunu aktardı.

  • “Kahramanmaraş hattına dikkat” diye uyarmıştı

    “Kahramanmaraş hattına dikkat” diye uyarmıştı

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, saat 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 7 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem birçok şehirden şiddetli bir şekilde hissedildi. 10 ilin etkilendiği depremde birçok bina yıkıldı ve çok sayıda kişi hayatını kaybetti.

    Jeoloji Yüksek Mühendisi Burhan Daş, 15 Ocak günü Elazığ’da yaşanan 4,9 büyüklüğündeki depremin ardından uyarıda bulunmuştu. Daş, yaptığı açıklamada, “Daha önce ana hat üzerinde Çelikhan- Kahramanmaraş hattı üzerinde büyük bir deprem beklediğimizi vurgulamıştık, bu beklentimiz halen devam etmekte. Uzun zamandır kırılmayan bir hat var. Aynı zamanda Kuzeydoğu Anadolu Fay hattı üzerinde de uzun zamandır kırılmayan hatlar var. Türkiye bir deprem bölgesi ve sürekli depremler oluyor. Bunlar devam edecek asıl olan bizim bunlarla nasıl yaşayacağımız, ne yapmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım” ifadelerine yer vermişti.